22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
3 NİSAN 1998 CUMA CUMHURtYET SAYFA KULTUR 13 Martin Scorsese'nin gözünden yıllardır sürgündeki Tibetli 14. Dalay Lama'nın öyküsü Banş atlanmım ıızuıı savaşımıGörkemli karlı doruklarla bezeli dağlarla kuşatılmış, çevreden kopuk, genellikJe 3000-3500 metre yükseklik- teki, 'dünyamn çaüsı' Tibet'e ve sür- gündeki önderi 14. Dalay Lama'nın sı- radışı yaşaraına ilişkin 'Kundun', kuş- kusuz günûmüz Amerikan sineması- nın ana damarlanndan, yönetmen Martin Scorsese'nin perdelerimize ko- nuk olan (şimdilik) son eseri. (Şimdi- lik dememizin nedeni, son dönemde biyografik fılmlere sardırmışa benze- yen üstadın, bugünlerde, Tom Hanks' i oynattığı ve Dean Martin in hayatını aktardığı en son filmi 'Dino'yu, hanl hanl, çalakalera bitirmektc oluşu.) Filme adını veren Kundun, Dalay Lama'nın eşanlamlısı bir sozcükmüş. Dalay Lama ise ansiklopediye göre dinsel iktidan Tibet, Moğolistan, Bu- tan, Sıkiam ve Çin 'e kadar uzanan, Bu- da(cılık) önderine verilen unvan, bilin- digi gibi. Mao'nun yuttuğu ülke: Tibet Bugün gösterime giren' Kundun'da, JamesHilton'un 1930'lu yillardaki ün- lü 'Gaip Ufüklar' romanıyla neredey- se özdeşleşmiş, tüm dünyadan tecrit edilmiş, yeryüzünün alabildigine esra- rengiz, kendine özgü bir yöresi olan Tibet'teki dinsel ve siyasal iktidann ba- şı 14. Dalay Lama'nın, gerçekten bir romandan farksız yaşamöyküsünü an- latıyor Martin Scorsese. Halkınm, ül- kesinin kaderi küçücük omuzlanna yüklenmiş 14. Dalay Lama'nın öykü- sünü, ağır seyreden, durgun, dingin a- ma epik özellikler göstercn, iki saati aş- km, ilginç ve özel bir biyografik filme dönüştürmenin üstesinden gelmiş üs- tad. Son dönemde her nedense sinemacı milletine ilginç geliyorolsa gerek, yüz- yıllann ötesinden çıkagelen, her daim Kundun Yönetmen: Martin Scorsese / Senaryo: Melissa Mathison / Kamera: Roger Deakins / Müzik: Philip Glass / Yapım ve Kostüm Tasarımı: Dante Ferretti / Oyuncular: Tenzin Yeshi Paichang, Kunga J. Tenzin, Gyurme Tethong, Tenzin Thuthob Tsarong, Tenzin Trinkley, Tsewang Jigme Tsarong, Tenzin Chodon Gyalpo, Tsevvang Migyur Khangsar/1997ABD (Umut Sanat) şiddete kapılannı kapamış, gızemlı. mistik Tibet külfürü. Bernardo Berto- lucd'nin, Budizm hakkında sanki Amerikaİılan kolay tarafindan bilgi- lendirmek amacıyla çektiği ve birkaç yıl önce seyrettiğimiz 'Küçük Buda'ya da çok yakında göreceğimızi umduğıı- muz Jean-Jacques Annaud'nun 'Seven Years in Tibet' filmlerinin çizgisine kolayca eklenebilir 'Kundun'. Yüzyıllar süresince Batı uygarlığı- nın kapsama alanının dışında. kendi kabuklan ıçınde kalarak dünyadan tec- rit edilmiş bir coğrafyada yer alan ba- kir bir ülkeyi ve inançlı bir toplumu karşımıza getiriyor 'Kundun' filmi, 135 dakika boyunca. Farklı yaşlardaki Dalay Lama'yı de- ğişik oyunculann oynadığı, oyuncu kadrosu da profesyonel olmayan, ta- nınmamış Tibetlilerden oluşrurulan 'Kundun un senaryosunu, sık sık baş- vurulan gerçek Dalay Lama'nm da ki- şisel katkısıyla, 'E.T.'nin senaristi. Harrison Ford'un da kansı olan Melis- sa Mathison yazıp ımzalamış. Şimdi- ye kadar Amerikan altkültürünün uzantısı niteliğindeki, genelde şidde- tin, suçun, günahın. baskının ağır bas- tığı, zehir zemberek filmler yapan Scorsese ustanın bu kez şiddeti dışla- yan. sevgiye odaklanmış, dingin bir kültüre ve Buda muhabbetine kamera- sını çevirmesinin ürünü 'Kundun', 1933 doğumlu Dalay Lama'nm yasa- mından. küçücük yaşta 'keşfedildiği' Wes Craven'den kana,şiddete, korkuya devam.» Genelde tutmuş bir konunun, suyunun suyunu çıkarmak şek- linde özetlenebilecek 'devam filmi' olgusunun, günümüzde bezirgân Hollywood yapımcıla- nnca nasıl gitgide körüklendiğı- ni bir kez dâha örnekleyen, yep- yeni iki fîlmden btrini yeğlemek zorunda kalınca, 'Çığhk 2'yi seçtik mecburen bu hafta. Bu kez Fransız yönetmen Jean-Pi- erre Jeunet'nin imzaladıği, bi- limlcurgu türünün kilometre ta- şı fılmlerinden 'AIien-Yaratıfc' k]asiğinden(RkfleyScott, 1979) türetilmiş ünlü Alien serisinin, artık kabak tadı verdi dedirten cinsten. hem vazgeçilmez Sigo- orney VVeaver'lı, hem de VVTno- tıa Ryder'lı dördüncüsünü gör- mektense, WesCraven'in geçen yıl beklenmedik bir gişe başan- sma erişen 'Scream'inin, aynı demirbaş kadrosuyla ve yine düşük bir bütçeyle devammı çektiği 'Çığhk 2'sine yollandık, eşin-dostun da uyansıyla. Bol kanlı görsd şölen Seyircisini korkutmakla kal- mayıp ürkütüp rahatsız eden, yılgı veren, korku ve dehşet gü- düsünü tırmıklayan, Amerikan tarzı çizgi roman, rock'n'roll, patlamış mısır ve coca cola kül- türünün uzantısı fantastik Gore Films-Kanlı Sinema akımının en özgün ustalanndan, Freddy Krueger'in de yaratıcısı Wes Craven, geçen yıl MTV'nin genç izleyicilerince yılın en iyi filmi seçilmiş 'Scream-Çığhk'la rurnayı gözünden vurmuştu. Türün klasiklerini hatmetmiş, Kevin YVilUamson adlı, yeni, genç bir yazann sağlam senar- yosundan çekilmiş 'Çığhk'ın başansı üstüne artık alışıldığı gibi. bir kez daha kollan sıvamış yönetmen Wes Craven'in, yine yönetmenle aynı rrekansı tuttur- duğu anlaşılan Kevin William- son'un senaryosundan çektiği 'Çığhk 2', ilk filmde sağ kalan- lara yeni kahramanlar, katiller, kurbanlar ekleyerek kotanlmış, esprili, modern, yeni bir 'korko ve dehşet ririlde- tnesi' denemesi.(Tırilde- me'yi thriller anlamına kullanıyoruz.) Alışılmış deyişle soluk soluğa izlenen, kan-şiddet dozu belii bir düzeyde tu- tulmuş, anlatımı, tempo- su, mizahı tıkınnda bu de- vam filmi, ilkinin bıraktı- ğı yerden 2 yıl sonrasında geçiyor. Tıpkı ilk filmde- ki gibi, kimi diyalog ve sahneleriyle ('Nosferatu' gibi) bazı namlı korku kla- siklerine yapılan gönder- melerden geçilmeyen. çok kahramanlı, kafa kanştıncı, çet- refil görünen bir konuya daya- nan, oysa aslında basit bir 'Ka- til Idm?' entrikasına ve ustaca filme yedirilmiş o 'fihn içinde flhn'numarasına dayanan 'Çığ- bk2'de, yine sağlıklı, güzel, öğ- renci gençlerle dolu kampus manzaralan, çılgın partiler, si- nema tarihini nerdeyse yalayıp yutmuş, çatlakımsı derecede bilgiç fılmcilik okulu öğrencile- ri, antik Yunan tragedyalanmn yorumlandığı, ışık ve renk cüm- Cıghk 2 Scream 2 / Yönetmen: Wes Craven / Senaryo: Kevin VVilliamson / Kamera: Peter Deming / Müzik: Marco Beltrami / Oyuncular: Neve Campbell, David Arquette, Courtney Cox, Jamie Kennedy, Sarah Michelle Gellar, Jerry O'Connell, Jada Pinkett, üev Schreiber, David VVarner /1998 ABD (FilmPop-VVB) büşü. deneysel tiyatro oyunlan. özel hayat tecavüzcüsü, fırsatçı televizyon habercileri, başrol- deki kıza tutkun, salakımsı kah- ramanı oynayan, katil(ler)in izı- ni süren, özel koruyucu, özürlü gibi aksak polisler, kafayı mut- laka ekrana çıkıp TV'cilere malzeme olarak para ve ün ka- zanmaya takmış, hapishaneden yeni salıverilen katıl zanlılan, vb. gırla gidiyor. Rating peşindeki. hırslı TV habercisi kadının (Courtney Cox) 'Çığhk'da seyrettiği- miz cinayetlen konu edi- nen. çok satan kitabından filme çekilmiş 'Stab-Bı- çak' adlı bir filmin özel gösteriminde vahşice bı- çaklanan, zenci bir çiftin öldürülmesiyle seyirciyi baştan tiril tiril tirildeten, oldukça ürkünç bir biçim- de açılan 'Çığhk 2', başlar başlamaz tipik VVes Cra- ven'vari bir kan dökme şö- lenine geldiğimizi duyum- satıyor. îlk filmin sonunda yaşa- dığı kâbusu atlatmışa ben- zeyen Sidney (Çığlik'la adını duyuran yeni oyuncular- dan Neve Campbell), kendini toplamış, tıp öğrencisi yeni bir sevgili (Jerry O'Connell) edin- miş ve üniversitede eğitimini sürdürmektedir. iyi anlaştığı zenci oda arkadaşı (EBse Neal), hocası(David VVarner) ve çev- resi. okulda sahnelenecek bir Yunan klasiğinin başrolünde kâ- hin Kassandra'yı oynamaya ha- zırlanan Sid'e kolkanatgermiş- lerdir zaten. Ancak medyayı kampusa çeken, faili meçhul ye- ni cinayetler Sid için iki yıl ön- ceki kâbusun yeniden başlama- sı demektir.llk fılmden gelen karakterlerden olan, Sid'e de iç- ten içe kesik. hımbıl polis (Gü- zel Rosanna ve Patricia bacıla- nn şapşal kardeşi, Arquette kla- nından David Arquette yme ay- kın bir karakter çizmiş) de, Sid'i korumak için kızın tüm çevre- sindekileri şüpheliler listesine alacaktır. Malum boğuk, hırıln- lı bir psikopatm telefon tehdit- lerinin, görüntüsel ve sözel gön- dermelerin de eksik olmadığı filmde, ressam Edward Munch'un ekspresyonist akı- mın ünlü başyapıtı Çığlık tablo- sundan esınlenilmış, siyah ku- kuletalı, uzun bıçaklı, kara ha- yaletimsi katil(ler)in. ilk filmin sonunda Sıd tarafindan öldürül- müş kötü gencin intikam için harekete geçmış, katil, üşütük annesince yönlendirilip TV'ci kadm yazann kitabına göre uy- gulanmış cinayetlen üstüne iş tutan ve üçüncü filme de göz kırpan, kanlı ve beylik bir fina- le bağlanıyor 'Çığhk 2', beklen- diği üzere. Şoke edici bir kokteyl Sid'in, canını kurtarmak uğ- runa Lında Hamilton gibi(!) dö- vüştüğü 'Çığhk 2', türe saygı sunmaylaparodi arasmdaki has- sas bir dengede seyreden ve tü- rün meraklısmın ağzına bol ta- rafindan 'kan' çalan. ustaca ku- rulmuş ve anlatılmış bir korku tırildemesi özetle. Şiddeti kış- kırtma suçunun. filmlere ve medyaya yüklendiği ya da anne- babalara atıldığı görüşlere de y- er vererek Munch'un ünlü res- mini gözümüze sokarcasma kullanan 'Ç^hk2', baştan sona bir kan, şiddet, dehşet, çığlık, şok kokteyli niteliğinde, Wes Craven imzasını taşıyan, merak- lısını kesecek cinsten, esprili, şenlikli, cümbüşlü bir korku- gerilim denemesi özetle. Baka- lım şimdi üçüncü devam filmi ne zaman gelecek? 1937'den, Tibet'in başkenti Lasa'daki Potala sarayından kuzey Hindistan'a sürgüne gittiği 1959'a kadar olan sü- reyi kapsıyor. Film 1959'dasonaeriyoramabizbu tarihten sonra da 14. Dalay Lama'nın bir türlü Çin tarafindan yutulmuş ülke- sine dönemediğini sondaki açıklama notundan öğreniyoruz. Yaklaşık 40 yıl- dır Kuzey Hindistan 'da maiyetiyle sür- günde yaşamayı seçen 14. Dalay La- ma'nın son yıllarda başını kozasından çıkanp ABD'yi fılan ziyaret ettiğini, Rkhard Gere gibi Hollywood unlüle- riyle haşır neşir olduğunu da biliyoruz. Scorsese Çin'e savaş açıyor 1940'tan itibaren 14. Dalay Lama olarak Tibet'e önderlik edecek olan, Buda'nın tannsal ruhunun yeniden doğduğu küçük yaştaki bir çocuğun, gitgide gelişip büyüyen bir delikanlı- nm ve halkının sorumluluklanm yük- lenmiş, ülkesi 1951 'den itibaren Kızıl Çin tarafindan, sessiz, tepkisiz kalan Batılı ülkelerin gözü önünde işgal ve istila edilmiş, yüreği Buda sevgisiyle dolu, banşçı bir yetişkin Iıderin yürek- ten bakışıyla anlatılmış bu filmini, bir- kaç yıl önce 90'ına merdiven dayamış- ken ölen annesi Catherine Scorsese'ye ithaf etmiş yönetmen. Gandhi'lerden. Nehru'lardan farklı, Batt'nın oldukça geç keşfettiği, 20. yüzyılın kendine özgü tarihi kişilikle- rinden, (halen hayattaki) mistik bir Do- ğu önderinin, 14. Dalay Lama'nın, ha- yatını epik bir biyografik film boyut- lannda hikâye eden 'Kundun', olduk- ça ağır tempolu, uzun ancak yakın ta- rihin bilinmeyen sayfalannı çevirmeye soyunmuş, ilginç bir seyirlik olarak il- giyle izleniyor. Buda'nın onda yeniden doğduğu, birtakım olağanüstü belirtilerle 2.5 ya- şındayken ortaya çıkan, aslın- da aJtsınıftan, kırsal kesim kö- kenli. basit bir ailenin, çocuk- luğunu doyasıya yaşayamayan küçük oğlunun, 1937'de 14. Dalay Lama olarak ülkenin ba- şına geçmesinden. Başkan Mao'nun Kızıl Çin'i tarafin- dan Tibet' in 1951 'de göz göre göre işgal edilerek resmen 'yu- rulmasına' ve yakayı Çinlilere kaptırmamak için çaresiz, ku- zey Hindistan'a sığınmayı se- çen genç ve toy Dalay La- ma'nın uzun sürgün yıllanna kadar geçen dönemleri yansı- tan bu durgun, dingin filme, baştan sona bir Martin Scorse- se özeni ve ustalığı sinmiş yi- ne de. Sessizlik ve gizemle ka- nşık ağır bir ritmin attığı 'Kun- dun'da, Çinlilerce doğranmış yüzlerce Tibetlinin kanlar için- de, üstüste yığıldığı, kocaman bir Jackson PoUock resmi gibi algılanan katliam tablosu gibi etkileyici. yığınla sahne var. ( Din halkJann zehiridir' YENİ BAJLAYANLAR... YENİ BAŞLAYANLAR... YENİ BAŞLAYANLAR... YENİ BAŞLAYANLAR... Zeus ve Roxanne Yönetmenliğini George Mfller'm yaptığı filmde başrolleri KatUeen Quinlan ve Steve Guttenberg paylasıyorlar. Tom Benedek'in senaryosunu yazdığı filmin konusu şöyle: Zeus ele avuca sığrnayan bir köpek, Roxanne ise dalgalarla yanşan çok akıllı bir yunustur. Ayn dillen konuşmalanna rağmen ikisi arasında güzel bir dostluk oluşur. Bu dostluk, kendini işine adamış bir deniz biyoloğu olan Mary Beth Dunhill (Kathleen Quinlan)ile müzisyen Terry Barnet (Steve Guttenberg) arasında da güçlü bir arkadaşJığın doğmasına neden olur. Zeus ve Roxanne, sevgiyi ve dostluğu paylaşmayı seven insanlara ilham olabilecek bir arkadaşlığı temsil etmektedirler. Hercules ve Sherlock Başrollerini Christopher Lambert, Rkhard Anconina ve Phihppine Leroy Beauheu'nün paylaştığı bu Fransız filmini, Jeannot Szwarc yönetiyor. Filmin konusu kısaca şöyle: Vincent (Christopher Lambert) ve Bruno (Richard Anconina), sahte para basımı ve dağıtrmı ile uğraşan Antoine Santoni adındaki Marsilyalı yeraltı mafyasının adamlandır. Bir yükleme sırasmda meydana gelen olaylar sonucu polis pek çok kişiyi ve Antoine'ı yakalar. Ancak ikili kaçmayı başanr. Mal, nhtımda kalmıştır. Antoine, kaldığı hücrede televizyon izlerken. Hercule ve Sherfock adında iki köpeğin sahte para kokusu almak için eğitildiklerini öğrenir. Paranın yerini ancak bu köpekler sayesinde bulabileceklerdir. Antoine, köpeklerden neredeyse nefret eden iki adamına bu görevi verir. Bu aşamadan sonra ikilinin yaşamlanna gizli bir narkotik polisi olan Marie'nin (Philippine Leroy Beaulieu) girmesiyle olaylar iyice çıkmaza girer. Çağlar ötesinin yoksul ko- şullannda yaşayan ama inanç- lı, başı dik ve tepeden tırnağa 'maneviyat'birtoplumla, Baş- kan Mao'nun yönetiminde, ayaklan üstünde dikilmeye uğ- raşan, maddeci, çok kalabalık kıta Çin'inin mücadelesini ek- sen alan 'Kundun'da, Martin Scorsese'nin bakışı yer yer nesnellikten sapan, oldukça Amerikancı bir bakış izlenimi uyandınyor. Özellikle budist rahiplerce Birleşmiş Millet- ler'e de şikâyet edilmiş Çin'in son derece kıyıcılaşıp acıma- sızlaştığı sahnelerde ve olduk- ça karikatürize edilerek tasvir edilmiş Başkan Mao tipleme- sinde. Fas'ta adeta yeniden birebir kurulan Tibet dekorlannın ya- ratıcısı olan, yıllann deneyim- li Italyan sahne ve köstüm ta- sanmcısı Dante Ferretti'den usta kameraman Roger De- akins'e ve konuya cuk otur- muş ruhani müziğıyle, nicedir Budizme takıldığını ömekle- yen besteci Philip Glas a ka- dar uzatılacak isimlerin de kat- kısıyla yönetmen Scorsese se- yircisini yok olmanın eşiğin- deki Tibet kültürüyle tanıştın- yor kıyısından köşesinden. Budacı öğreti gereği, dünya ni- metlerinden annıp temizlen- miş, nefsine hâkim, şiddet kar- şıtı ilkelerinden ödün vermek- sizin feleğin çemberinden geç- miş Mao'ya ve Çinlilere karşı pasif direnişini sürdüren saf ve gencecik önder Dalay La- ma'yla, Tibet'i zaman içinde topraklan arasına katan, işgal- ci, sömürgeci Komünist Çin'in, 'Din, haiklann zehiri- dir' diyen maddeci lideri Mao'nun mücadelesine ve yıl- larca sürüp günümüze kadar gelen Tibet-Çin anlaşmazlığı- na, alışılmış biyografik film yaklaşımmdan azbuçuk ayn- lan bir yaklaşımla 'bakan' 'Kundun', gurumuz Martin Scorsese'nin rehberliğinde seyrettiğimiz, çok başanlı sa- yılmasa da en azından o klişe ilginç nitelemesini bizce doya- sıya hak ediyor sonuçta. Gül Coşkım'un yeni sergisi Londra Sanat Merkezi'nde • KiUtûr Senisi - Geçen kasım ayında 'Picasso'nun Modelleri ile Matisse'in Odalıklannı' lstanbul'da buluşturan Gül Coşkun, bu kez 'Andy VVarhol'un lkonlan' başlıklı sergisiyle 'Royal Academy of Arts'da sanatseverlerle buluşuyor. Londra. British Müzesi'nin Rembrandt Koleksiyonu ile katıldığı fuarda Gül Coşkun, Picasso ve Matisse'in seçkin yapıtlannm yanı sıra pop dünyasınm önemli isimlerinden Andy Warhol'un screenprintlerini sergiliyor. Campbell çorbalanndan. Coca-Cola'ya, Marilyn Monroe'dan Elvis Presley'e 196O'lı yıllann simgelerini ölümsüzleştiren Andy VVarhol'un pop sanatı devrin Amerikan kültürünü yansıtıyor. Sergide, Andy Warhol'un 'Pırlanta tozlu ayakkabılan', Liz, Mao ve Muhammed Ali gibi ikonlannın yanı sıra Andy VVarhol'un hiç yayımlanmamış, önemli deneme çalışmalan da yer alıyor. 'Madonna after Edvvard Munch', 'Eva Mudocci' gibi yapıtlar ise Avrupa'da ilk kez sergileniyor. AB ülkelerinde film üretimi aptü • VtYANAtAJV.)-Avrupa Birliği ülkelerinde üretilen filmlerin 11 yıl aradan sonra yeniden 1985 düzeyine ulaştığı açıklandı. Merkezi Lüksemburg'da bulunan AB Istatistik Merkezi Eurostat'ın yayımladığı son rakamlara göre 1996 içinde 412'si ulusal, 257'si ortak yapım olmak üzere toplam 669 film çekildi. Amerikan film endüstrisınin pahalı ve popüler yapımlan karşısında mücadele veren Avrupa film yapımcılan listesinin basında 134 filmle Fransa, 128 filmle Jngiltere ve 99 filmle ltalya yer alıyor. Izleyici sayısında da 1990'a göre yüzde on sekizlik bir artış olduğunu gösteren istaristikler AB ülkelerinde 1996 içinde 702 milyon kişinin sinemaya gittiğini ortaya koyuyor. Vasfi Rıza Zobu etkinlikleri • Kürtür Servisı -21. Yüzyıl Eğitim ve Kültür Vakfı (YEKÜV) Vasfi Rıza Zobu anısına başlattığı başan ödülünü bu yıl Hadi Çaman Tiyatrosu"nda Küheylan adlı oyundaki rolü ile Tolga Çevik'e verdi. Vasfi Rıza Zobu'nun ve bazı riyarro sanatçılannın 1930'lardan kalma görülmemiş fotoğraflan da Hadi Çaman Tiyatrosu fuayesinde sergileniyor. (225 71 98) Andrea Dieci, AKM'de • Kültür Senisi - Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık tarafindan düzenlenen Cumartesi Konserleri'nin bu haftaki konuğu Italyan gitarist Andrea Dieci. Konser 11 Nisan'dasaat 18.30'da Atatürk Kültür Merkezi (AKM) Konser Salonu'nda gerçekleştirilecek. Konserlerinde çağdaş bestecilerin yapıtlanna yer veren Diecı. ilginç birprogramla müzikseverlerin karşısına çıkacak. Sp>oleto Festivali, Siena sertımana Musicale gibi büyük festivallere katılan genç gitarist Turin, Bergamo. Basel ve Freiburg gibi sanat merkezlerinde de başanlı konserler verdi. italyan Kültür Merkezi'nin katkılanyla düzenlenen konserin biletleri Atatürk kültür Merkezi Senfoni Gişesi'nden ve Yapı Kredi Kültür Merkezi Kitap Satış'tan temin edilebilir. MSÜ'de dia gösterisi • Kültür Servisi - Cem Çetinok ve Çetin Oğuz'un 'Avrupa şehirlerinin çoğunu kapsayan bu seyahatin dökümü' konulu dia gösterisi bugün saat 13.00"te MimarSinan Üniversitesi Fındıklı Oditoryumu'nda gerçekleştirilecek. Cem Çetinok dia gösterisini şöyle tanımlıyor,' Yasadığımız, tanıdığımız, içinde bulunduğumuz noktadan, merkezimiz olan lstanbul'dan yola gitmediğimiz ama bildiğimiz bir Avrupa amaçlı uzaklaşmanın görüntülerle tanımlaması'. AKM Sinema Salonu açılıyor • Kültür Servisi - Atatürk Kültür Merkezi bünyesinde bulunan ve üç yıldır kapalı olan Sinema salonunda sürekli film gösterimleri yeniden başladı. Nitelikli ve ödüllü filmlerin 2. Vizyon olarak gösterildiği AKM Sanat Sineması'nda gösterimler çarşamba, perşembe, cuma. cumartesi \e pazar günleri saat 14.30 ve 19,00"da gerçekleşecek. 'Nihavend Mucize'yle başlayan film gösterimleri kapsamında sırasıyla 'Çahnmış Güzellik", 'lz Peşinde', 'Mektup' ve Ölümcül Oyunlar' adlı t filmler izlenebilir. BUGUN • İSTANBUL ÜNİVERŞİTESt KÜLTÜR GÜNLERİ kapsamında ÖKM Tiyatro Salonu'nda saat 16.00'da Tiyatro Kulübü'nün Moliere Üzerine Bir Deneme isimli oyunu, ÖKM Sinema Salonu'nda saat 14.00'te Toktamış Ateş'in katıldığı 'Türkiye'de Üniversite ve Sorunlan', saat 15.30'da Dilek Doğultaş ve Hilmi Yavuz'un katıldığı 'Türk Yazınında Postmodernizm' konulu söyleşiler ve saat 17.00'de Dalgalan Aşmak isimli film gösterimi izlenebilir. • AKSANAT'ta saat 12.30'da laserdiskten Gunsn' Roses pop konseri dinletisi, saat 19.00'da Alacaklılar isimli oyun yer alıyor. • İDSO'dan saat 19.00'da Andrevv Greenvvood'un yöneteceği Bilkent Gitar Oçlüsü'nün konseri dinlenebilir. • EYLÜL MÜZÜC KULÜBÜ'nde Aycan, Tolga, Murat, Sahirdinleyenleriyle buluşuyor. (257 11 09) • BtLCt ÜNtVERSİTESİ Kuştepe Kampusu'nda Gitar Günleri kapsamındaki konserler dinlenebilir. • KADIKÖY BELEDtYESİ KÜLTÜR VE SANAT MERKEZÎ'nde sat 14.00'te Osman Numan Baranus'la söyleşi, saat 16.00'da Ismet Kemal Karadayf nın yönettiği Ataol Behramoğlu, Necari Mert ve Muzaffer Uyguner'in katıldığı 'Okur Yazar Kitap llişkisi' konulu söyleşi, saat 18.00'de Güvenç Elman ve Ihsan Kanberoğlu'nun sunacağı *»»«• dinletisi izlenebilir. (360 90 95)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear