23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
28 NİSAN 1998 SALI CUMHURİYET SAYFA KULTUR 13 10. ANKARA ULUSLARARASI FİLM F ESTİVALİ 6 Zor geçen ıızıııı bir on yıP• 350 filmle 50 bin civannda sinemasevere ev sahipliği yapmaya hazırlanan Ankara Film Festivali, film yönetmenlerini, sinemayla ilgili gazetecileri ve Avrupa Yönetmenler Derneği'nin genel sekreterini de ağırlayacak. JÜRİLER (1998) Ulusal Uzun Fitm Yanşması: Ali Hakan, Prof. Dr. Sami Şekeroğlu, Erhan Bener, Tülay Eratalay. Belgesel FBm: Arsal Soley. Hilmi Etikan, Levent Kılıç, Thomas Balkenhol, Semih Taytak. Kurmaca, Deneysel ve Cantandırma: Hakan Tuncel, Suat Altınol, Selim Birsel, Necati Sönmez ve Ateş Benice. Uhıslararası Caniandırma: Hikmet Sofuoğlu. Nikolov Tzaçev, Otto Alder, Gönül Dönmez Colin ve Rodolpho Marcenaro. KONUKLAR "Konuklanmız popüler isimler olmuyor, film yönetmenleri, sinemayla ilgili gazeteciler var. Belçika'dan Avrupa Yönetmenler Derneği'nin genel sekreteri geliyor, konuşacagı konu; telif hakları. Avrupa'da teknolojinin gelişimiyle telif haklarında önemli değişiklikler söz konusu, bunlan anlatacak. Bir UNESCO temsilcisi geliyor, televizyonla rekabet için Avrupa'da neler yapıldığı konusu üzerinde konuşacak." Ankara'nın en iyileri 1988 Herşeye Rağmen (Orhan Oguz) 1989 Av Zamanı (Erden Kıral) 1990 Med Cezir Manzaralan (Mahinur Ergun) 1991 Körfez Savaşı nedeniyle festival gerçekleştirilemedi. 1992 Gizli Yüz (Ömer Kavur) 1993 Cazibe Hanını'm Gündüz Düşleri (trfan Tözûm) 1994 Bir Sonbahar Hikâyesi (Yavuz Özkan) 1995 Bir Aşk Uğruna (Tunca Yönder) 1996 Düş Gerçek Bir de Sinema (Tülay Eratalay) 1997 Sende Gitme (Tunç Başaran) CUMHUR CANBAZOĞLU Ankara ITuslararası Film Festivali l Mayıs'ta onuncu yaşını kutlamaya hazırlanıyor. Festivalin bugüne kadar yaşadığı maddi. manevi engellere en yakından şahit olan başkanı Mahmut Tali Öngö- ren festivalin serüvenini "zor geçen, uzun bir on yü" şeklinde özetliyor. Bu yıl gösterilecek 350 filmle 50 bin civannda sinemasevere ev sahipliği yapmaya hazırlanan festivalle ilgili teknikbilgile- ri ve yorumlannı Mahmut Tali Öngören'den aldık: - On yüda festhal süıemaya neler kattı sizce ? - Ankaralı sinemaseverler öncelikle, Ankara'da ya da Türkiye'nin diğer yerlerinde izleyemeye- cekleri yabancı uzunmetraj, kısametraj. belgesel fılmleri izleme olanağı buldular. On yıhn önemli sonuçlarından birisi bu. tkincisi, on yılda Türk uzunmetrajlılannda sayı ve izleyici açısından ge- rileme olmasına ragmen Ankaralı seyircinin o fılm- leri izledikten sonra sınırlı da olsa yönetmenleri ve oyunculanyla diyalog kurmalan sağlandı. Yerli filmler açısından en önemli gelişme, kısa ve bel- geselde görüldü. çünkü festival daha ilk yıldan bu dallara büyük önem verdi. - .Ankara nasıl kısa film ve betgeselin merkeziol- du bu on yılda? - Biz festivale başlarken kısa film. belgesel dal- lannın yanında uzunmetrajda da yeni ve genç si- nemacılara yönelelim dedik. Böylece Türkiye'de- ki diğer festivallerden ayn bir çizgimiz olur diye düşündük. Hatta uzunmetrajlı filmdeki ilk yanş- ma da ilk üç filmini çeken yönetmenler arasmda yapıldı. ama elimizde olmayan nedenlerle devam edemedik. Fakat kısa film ve belgesel yanşmala- n genç sinemacılar tarafından benimsendi ve ile- Film Festivali Başkanı Mahmut Tali Öngören. riye taşındı. Ankara da kısa filmciler-belgeselcı- lere kucak açınca bu dallar ön plana çıktı. Biz bu- nu önemsiyoruz ve geliştirmeye çabalıyoruz. -Aynı uzunmetrajlıfilmleriki festivalde yanştık- tan sonra gettyor, bir böiümü vizyon görmüş zaten. Geçen yıl birçok uzunmetrajı çok az kişiv le birlik- te izlemiştik. Neler düşünüyorsunuz uzunmetraj- lüar hakkında ? - Vizyona çıkmış fılmlerin gelmesi bızim ıçin dezavantaj ama bazı yıllar tam tersi oluyor. Bıraz da film yapma tarihlerine bağlı. Antalya'nın baş- ka festivale katılmış fılmleri kabul etmemesi de bi- zi zor durumda bırakıyor. Aynca film sayısı da azalıyor. Bu da her yıl ulusal uzunmetrajlı yanş- manın önem yitirmesi gibi bir durum yaratıyor. Fa- kat biz yine bu yanşmada genç filmcileri destek- liyoruz. dört ödül veriyoruz onlara. Koşullar. önü- müzdeki yıllarda daha da gerilerse ulusal uzunmet- rajlı filmin akıbetını dtişüneceğiz. Şimdilik sürü- yor. - Bu yıl yabancı uzunmetrajlüarda önemli bir ka- lite sıçraması gördük programda... - Uzunmetrajlı yabancı filmde çok büyük geliş- me var. Retrospektiflerin dışında Avrupa'daki genç sinemayı içeren bir bölüm oluşturduk. Yavaş ya- vaş dünyadan seçtiğimiz filmleri daha programlaş- tırmaya gidiyoruz. On yıl içinde bu yıl en iyi prog- ramı yaptığımız kanısındayım. - Yabancı filmlere para veriyor musunuz ? - Filmlere para ödüyoruz, ama bir. iki film de elçilik kanalıyla geliyor tabii. Artık film seçme iradesi bizim elimizde olduğu için bunlann göste- rim paralannı veriyoruz. - Ankara bir sinema kentine dönüşmeye başladı mı? - Ankara, festivalde ve festival dışında gösterim- leri seçerek izleyen, tartışan bir genç sinema izle- yicisine kavuşuyor. Bunda rol oynayan faktörler ara- sında bizim festivalin de olduğuna inanıyorum. Aynca Ankara "daki üniversitelerin sinema bölüm- lerinin katkısı da unutulmamalı. Ankara'daki genç seyircinin bilinçlenmesinde Amerikan filmlerinin rolü de var. Sinema dili ve tekniği bakımından, ne kadar üstün olurlarsa olsunlar. benzerlik taşımala- n seyircide başka türlere arayışı canlandırdı gibi- me geliyor. Bizim genç seyirciyle ilgili bir soru- numuz yok, asıl yetişkinlerin sayısının artmasını istiyoruz. - Festival bir kuşak seyircisini. tüketicisini yarat- mış durumda. Sinematek talebi geliyor mu bu in- sanlardan ? - Sinematek açısından bö> le bir ıhtiyacı duyan- lann sayısının ne kadar olduğunu söyleyemeyece- ğim. llginin ancak böyle bir oluşuma gittikten son- ra anlaşılacağını düşünüyorum. Vakfımız bunu başlatmayı planlıyor, fakat yüzde 100 eminim kı böyle bir kuruluş, seyircisine ulaşacaktır. Ankara'da yetmişli yıllarda bunu denedik, ben de bu gırişi- min içindeydim. O zaman bıle hatın sayılır bir se- yirciyle karşı karşıya gelmiştik. - Bu >il sponsoıiar kimler ? - tlk kez bu yıl bir ana sponsorumuz var. Efes Pılsen. Aynı zamanda ilk sırada yer alan iki ödü- lün parasını sağlıyor. aynca en iyi seçılecek uzun- metrajlı filmin yönetmenine. eğer iki >ıl içinde film çekerse 25 bin dolar katkı sağlayacaklar. Baş- langıcından beri Çankaya Beledıyesı ödülleri sağ- lıyordu. Bu yıl da ilk iki ödülden sonrakilere 12 milyar veriyorlar. Onuncu yıl dolayısıyla ilk kez en iyi yönetmene, en iyi Onat Kutlar senaryo ödü- lüne, en iyi kadın ve erkek oyuncuya para ödülü veriyoruz. Çankaya Belediyesi aynca kısa film. bel- gesel. afış. uluslararası kısa caniandırma yanşma- sı ödüllerine para katkısı yapiyor. DHL bizim özel film taşıyıcımız oldu. Film getırme götürme mas- raflarını ödetmıyor. bu da çok önemli bir katkı. Bu yıl Ankara'ya 70 uzunmetrajlı film getiriyoruz. Geçen yıl bu sayı otuz altıydı. Onun dışında kat- kıda bulunan Coca-Cola, Beğendik Mağazalan. Türk Hava Yollan. Turkcell. Otel BilkenL Class Otel. Renault Mais. Oda Yapım \ar. Birde bu yıl ilk. Baş- bakanlık Tanırma Fonu'ndan çok önemli bir katkı aldık. Her yıl olduğu gibi Kültür Bakanlığıyardım- da bulundu. TRT para \ ermiyor ama festivalin ta- nıtımını yapıyor ve kapanış törenini naklen ya- yımlayacak. Aynca filmlerin kopyalannı çıkartı- yor, tanıtım programlan yapıyor. Bunlann dışın- da bizim festivale ilk kez Avrupa Topluluğu'ndan yardım geldi. Onlar "Medyada Kadına KarşıŞid- det" diye bir proje gelıştiriyorlar. Bir dalı da biz- le ilgili, Kadın Filmleri bölümleri açtık Avrupa Topluluğu'ndan aldığımız parasal destekle. Yine Avrupa'dan Eureka Audiovısuel denilen örgüthem festıvale parasal katkı yaptı, hem de Kültür Bakan- hğı'yla işbirliğine giderek festival içinde iki gün sürecek seminerdüzenlıyor. On ıkı uzman geliyor Av rupa'dan. Türkiye'den de otuz uzman katılacak. Dev let kuniluşlannın \ e özel sektörün kültür ve sa- nata katkı bıçimlen değerlendirilecek. Festivalde senfonik sinemaKültür Senisi - Geçen yıl sessız sı- nemanın başyapıtlanndan "Metropo- Bs" fılmını orkestra eşliğinde göste- ren festival, bu yı! sinema tarihinin kilometre taşlanndan biri olan. bü- yük Rus yönetmen Sergei Eisenste- in'uı. 1905 devrimi üzerine çektiği sessiz epiğı, efsanevi "Potemkin Zırhlısı r> nı Rus besteci Şostakmiç'ın bu filmden esinlenerek besteledığı özgün bir fon müziğiyle sunacak. Filmin gösterimine eşlik eden. en az filmi kadar ünlü olan bu görkemh müzik, orkestra şefi David Szent- Gyorg>i Pollitt yönetimindekı lstan- bul Devlet Senfoni Orkestrası tara- fından seslendirilecek. Bu özel ve görkemli gösterim; 28-29 Nisan ge- celeri, saat 21.00'de. Lütfi K\rdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı Salonu'nda gerçekleştirilecek. Bilet- ler, her gün saat 10.00-19.00 arası Emek Sinemasfndaki özel gişeden ve gösteri günlerinde de Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı Festivalde, Rus yönetmen Eisenstein'ın, 1905 devrimi üzerine çektiği sessiz epiği. "Potemkin Zırnhsr, besteci Şostakmiç'in bu fdmden esin- lenerek bestelediği fon müziğiyle sunulacak. gişesinden temin edilebilir. 1924'te Sovyet yönetiminin îsteği üzerine. komünist devnmin tarihini anlatacak dev bir çalışmanın hazır- lıklanna başlayan Sergeı Eisensteın. konunun kapsamı karşısında tarihin belli bir noktasında odaklaşmayı seç- tı. 1905'te Odessa limanında. kurtlu ekmeklere ve açlığa mahkûm edilen Potemkin zırhhsındakı denizcilerin Çar'a karşı başlattıkları ünlü Krons- tadt lsyanı'nı ele alan daha 'alçakgö- nüllü" bir filmde karar kılan Eısens- tein. bu filmle bıçimden içeriğe. es- tetikten sinema kuramına kadar ye- dinci sanatın gelişimini temelden de- ğiştiren bir devrim gerçekleştiriyor- du. 1917 devriminin ön provası sayı- lan ve kanlı bir şekilde bastınlması- na ragmen Rus toplumunda yarattığı dalgalarunayla devrimin koşullarını hazırlayan bu ünlü isyanı. özellikle içerdiği yoğun insan malzemesiyle ön plana çıkaran Eisenstein, geliştir- diği kurgu yöntemiyle modern sine- manın kapısını açıyordu. Öncelikle merdivenler- den yuvarlanan bir bebek arabasınm, insanın soluğu- nu kesen görüntüleriyle si- nemasal belleklerde unu- tulmaz bir yer edinen film, bu biçimsel üstünlüklerinin yanı sıra, insana ve özellik- le insan yüzüne yaklaşı- mındaki güzellik ve ruhu yansırmadaki şiirsel yakla- şımıyla da benzersiz bir noktaya ulaşıyordu. Açlı- ğın. emeğin, isyanın, devri- min duyarlılığını hâlâ en iyi yakalayan film olma özelli- ğini muhafaza eden, sine- ma sanatının ve tarihinin anıtlanndan biri olmavı sürdüren "Potemkin Zırhİı- sı"nı. büyük orkestra} la seslendirilen özgün müzi- ğinin eşliğinde izlemek tüm sinemaseverler için. eşıne kolay rastlanmaz bir fırsat olacak. MehrnetNaum hn antropolojisi ALİ AKAY Mehmet Nazım, U ran Sa- natGalerisi'nde Renoir-Ru- bens tablolarından yola çı- karak yaptığı resimleri ser- giliyor. Bu sergisinde daha önceki çalışmalannda yapnk- lannı bir başka şekilde ele alıyor. Birevvelki Urart ser- gisinde Oryantalistleri so- runsallaştırmıştı ve onlann kimliklerini tersyüz eden ey- lemini Türk sanat tarihinin içinden bir üslupla resmet- mekteydi: Hiciv. gölge ve ka- ragöz motiflerinden yola çı- karak Oryantalizmi sorun- sallaştırmıştı: kimliksizleş- tirmişti. Bu sergisinde Re- noır ve Rubens'i aynı tarihi katman içine alarak epısteme- ler-dışı bir ilişkiyi Türk sa- nat tarihi ile çakıştırmaya ça- Mehmet Nazım'ın 'Kafasız Argus" adlı çalışması Urart Sanat GalerisTnde göriilebilir. lışmakta. Bu şekilde de kendi öznelliğını yönelttiği ve nesnelleştirdiği ressamlann ötekiliklerinden dolayımlanarak yine ken- dine doğru bir yolculuğa çıkmakta. Biçim- lerdeki benzerlıklen kendı formunun üs- lubuna yedirerek. yeniden Batı sanat ta- rihini anakronik bir şekilde katederek. hi- civleştiriyor, ironikleştiriyor. Bu ironı ey- lemi içinde Medicis Ana'nın kutsal hami- lıği (Muzaffer Medicis Ablamız), toplu- mun fahişeliğini üstlenen ve iğrençlikle dışlanan Magdelena ve Hıristiyan "mito- ktjisinde" anlamlandmlan Tan- ^ _ ^ - _ n'nın oğlu; Anadolu'dan kay- naklanan ve tüm analann ana- sı Kıbele (Tannlann Valıdesi Kıbele): aile ılişkilerinde ka- dın dolaşımı \e mübadele sis- temleri (Gelinimiz Marsilya'ya Gidiyor) başka anlamlarlaörün- tüleniyor. Analar, kadınlartop- lumsal ve mıtolojik görevleri- ni Mehmet Nazım'ın gözünde yeniden örgütlüyor ve sanatçı bize bu gö- revleri bir kere daha hatırlatıyor. Le\i- Strauss'un genelleşmiş mübadele olarak adlandırdığı kadın dolaşımı toplumsal mübadelevi ve uygarlığı belirtiyor. İlk olan kadın, doğal olanı mübadele sırasın- da uygarlaştınyor. Dogumvedoğailişkı- si kadından dolayımlanarak kültürü. ana- neyi. geleneği sürdürüyor. Resim ohalde kadını konu etmeli ki. kadınsı kültürü er- keğın uygarlaşan dünyasında ımleyebil- sın. Oıdipus'çu Freudyen okuma biçimi ve onun Luce İrigarav yorumunu düşünür- sek: kız çocuk v e anne arasındakı beden- sel teması kesen erkeklerin dünyası ve bu dünya da kadınlar tarafından kültürel ola- rak kodlanmış vazıyette. Erkeğin kestiğı göbek bağı. kadın bedenlerinin yeniden bırleşmesiyle bir kere daha örgütlenebi- lecek: Oidipus masalının yalanlanması vekadındakipeniseksikliğininyapıbozu- mu. "Kırsal Aşıklar", belki de. bu ilişki- irÂehmet Nazım. büyüsü bozulmuş olan dünyanın mitolojik gizemini antropolojik olarak yeniden okuyor. Usdışılığı yeniden kodlayarak us ile ilişkilendiriyor. Bu ilışkilendirme ise yeniden okunan bir mitolojinin ironisine terkediyor kendisini. yılan-oluşu) ve bir kuyruk ki o da vuka- nda söz edilen bağı oluşturmakta. lkili birkapma ile Mehmet Nazım, büyüsü bo- zulmuş olan dünyanın mitolojik gizemi- ni antropolojik olarak yeniden okuyor. Usdışılığı yeniden kodlayarak us ile iliş- kilendiriyor. Bu ilişkilendirme ise yeniden okunan bir mitolojinin ironisine terk edi- yor kendisini: Şark ve Garp arasındakı tarihi çizginin yeniden kınlıp, bükülüp konumlandınlması çabası. Dört Renoir "Basmacılar Çarşısı" adı ^ _ ^ altında sergilenmış. Ama artık sergılenenler Renoır-oluş içın- deki Mehmet Nazım'ın çizgile- ri, oluşlan. Batı sanat tanhine Os- manlı-Türk geleneğinden gelen bir bakışla Garpçılaştınlan re- simler. kendi kimliklerinin için- den patlatılıp. yeniden güncel- leştirilıyor. Bu eylem ise zama- nın içinden geçerek Mehmet Nazım tarafından. onun öznel- yı en çok anlatan tablo: Arzu nesnesi olan kadının erkek tarafından alınması ve bu ılışkılerbağlamındakadınlar arası bağm- tılann kadın-erkek ilişkilerine ve peder- şahi aıle modeline çe\ rilmesi. Aynı şekil- de "Üç Güzelden Biri" de Renoir'ın ka- dınlanna bir göz kırpıyor, belki de. Ama kadın yine günahkâr; yılanın oyununa. büvüsüne. şarmına kapılmakta: Kadın ve yılan (yılanın kadın-oluşu ve kadının da liğınde eklektikleşen resimler haline dö- nüşüyor. Bu açılardan bakıldığında Oryan- talizm eleştirisi ve erkeksi olmayan bir antropoloji okumasını karşımıza çıkanyor. Bizim postmodemitemiz içinde (istersek geç modernite veya üst modernite diye- lim -bu bağlamda fazla fark etmeyecek) Rousseau. Freud, Claude Levi-Strauss, Irigaray ile yeniden bağlantılandınyor biz- leri. Erica Beard'in resim sergisi • Kültür Senisi - Erica Beard'in Kile Sanat Galerisi'nde açılan ilk kişisel resim sergisi perşembe günü sona eriyor. Lübnan'da sanat ve heykel bölümünden derece alarak üniversite eğitimini tamamlayan sanatçı uzun süredir Türkıye'de yaşıyor. (265 74 96) Deborah Semel'in resim sergisi • Kültür Senisi - Deborah Semel'in son çalışmalan Ankara Devlet Resim ve Heykel Müzesi'nde. "El Yapımı Rüyalar' başlığı altında izleyicilerin beğenisine sunuluyor. Sergi 30 Nisan'a dek görülebilecek. Bizans ve Osmanlı dekoratif sanatlanna olan ilgisi nedeniyle 1993'te Türki>e'ye gelen Semel, resim yapmak ve Türk kültürüyle tanışmak amacıyla birkaç ay Kapadokya'da v aşadu birçok kişisel ve karma sergi açtı. Semel. sergide yer alan yapıtlannda yaldız. dantel. pirinç. kâğıt gibi sıradışı malzemeler kullanarak özgün imajlar yaratıyor. Işıl Özgentürk'ten Avluda' • Kültür Servisi - Yazar ve film yönetmeni Işıl Özgentürk'ün yazıp yönettiği 'Avluda' adlı tek kişilik oyun, prömiyerini Izmit Büyükşehir Belediyesi ŞehirTiyatrolan'nda yaptı. Sırlann. acılann. kinin. nefretin. coşkunun ve en çok yaşam sevincinin uyumunun konu edildiği 'Avluda' ısimlı oyunda Funda llhan rol alıyor. Oyun daha sonra turnelerle izleyiciye sunulacak. BASSO'dan görkemli kapanış • Kültür Servisi - Kuruluşunun 5. yılında da geniş kapsamlı etkinliklerini sürdüren Bilkent Senfoni Orkestrası (BASSO), 1997-98 konser sezonunun son konserinde 'Devlet Sanatçısı' şef Gürer Aykal ve Bela Bartok'u en iyi yorumlayan pıyanistlerden György Sandor'uağırlıyor. Akademik Konserler Dizisi boyunca müzık tarihindeki ölümsüz dehalann çarpıcı ve az bilinen yapıtlannı dinleyicilerle buluşturan BASSO. bugün gerçekleştireceği geleneksel salı konserlerinin sonuncusunda Bach. Bela Bartok. Strauss ve Enescu'nun eserlerini yorumlayacak. BASSO'nun Bilkent Müzik ve Sahne Sanatları bünyesindeki salonda bugün saat 21.00'de gerçekleştireceği konserin biletlen, Çarşı Çankaya. Beymen Club Karum, Bilkent Üniversitesi Sahne Sanatlan Fakültesi Gişesi. Tempo Tunzm. Home City. Dost ve Dünya kitabevlerinden temin edilebilir. Gülşen Salim'in resim sergisi I Kültür Servisi-Gülşen Salim'in resim sergisi yann Yaşarbank Harbiye Şubesı'nde açılıyor. Sergi 22 Mayıs'a dek görülebilecek. 1966 yılında VV'ashington School of Art'ta şeref derecesı ile resim eğitimini tamamlayan sanatçı, 1977 yılında Umman Sultanlığı tarihinin ilk resim sergisini gerçekleştırdı. Sanatçının yapıtlan çeşitli ülkelerin kraliyet aileleri. koleksiyonculan. Ürdün Kraliyet Müzesı ve çeşitli müzelerin koleksiyonlannda bulunuyor. Atları da Vururlar', Bostancı'da • Kültür Senisi - Şakır Gürzumar'ın yönettiği Horace McCoy'un 'Atlan da Vururlar' adlı oyunu 8 Mayıs Cuma akşamı Bostancı Gösteri Merkezf nde sahnelenecek. Genel Sigorta'nın sponsorluğunda ve DAT Prodüksıyon'un yapımcılığında hazırlanan oyunda Okan Bayülgen. Fikret Kuşkan ve Pamela Spence rol alıyor. Oyun, mayıs ayının sonuna dek her çarşamba, cuma ve cumartesi günleri saat 21.30'da. pazar günleri 18.30'da Bostancı Gösteri Merkezi'nde sahnelenecek. 4 Haziran Perşembe ve 5 Haziran Cuma günü saat 21.30'da Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu'nda sahnelenecek olan oyun 12 Haziran'dan itibaren Rumelihisarfnda izlenebilecek. Sözen'in resimleri Berlin'de • Kültür Senisi - Gürol Sözen. son dönem çalışmalannı 6-22 Mayıs tarihleri arasında Berlin'de Türk Kültür Merkezi'nde sergıleyecek. 1960 yılından bu yana çeşitli galerilerde kişisel sergiler açan ve zaman zaman karma sergilere katılan sanatçının Berlin'deki sergisinde kırk yapıtı yer alacak. Türkiye dışında Amerika. Ingiltere. Hollanda. Almanya ve Rusya'da özel koleksiyonlarda yapıtlan yer alan sanatçı, kendine özgü figür anlayışıv la yaşamın derinliklerinı sorguluyor Resmin yanı sıra Anadolu uygarlıklan ile ilgili yazılan. kitaplan ve televizyon programlanyla da tanınan Sözen. tüm dünya televizyonlan için hazırlanan ve 13 bölümden oluşan "Mavi Uygarlık' adlı belgesel dizinin senaryo yazarlığını ve genel sanat yönetmenliğini de sürdürüyor. Marius Stravinsky Ankara Müzik Festivali'nde • Kültür Senisi - Keman sanatçısı Marius Stravinsky, Uluslararası Ankara Müzik Festivali kapsamında 30 Nısan akşamı MEB Şûra Salonu'nda bir konser verecek. Stravinsky. Kazak piyanist Eleonora Bekova eşliğinde vereceği konserde. Beethoven. Ysaye. Prokofiev, Igor Stravinsky ve Ravel'in yapıtlannı seslendirecek. Behçet Aysan Şiir Ödülü • Kültür Senisi - Türk Tabıpleri Birliğı, 2 Temmuz 1993 yılında Sıvas'ta yitirdiğimız şair Dr. Behçet Aysan ve 36 insanımız anısına bir şiir ödülü venyor. Ödüle 1993 yılından itibaren yayımlanmış bir kıtap ya da yayına hazır bir dosya ile ada>r olunabilir. Son katılma tarihi 1 Ağustos olarak belirlenen ödülün seçici kurulunda ise Arif Damar. Şükran Kurdakul. Emin Özdemir. Ahmet Cemal. Ahmet Telli ve Ahınet Erhan yer alıyor. (Aynntılı bilgi için 312^18 31 56)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear