Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
2 NİSAN 1998 PERŞEMBE • • • • CUMHURİYET SAYFA
HABERLERIN DEVAMI 17
TÜRKIYE
Istanbul
Edirne
Kocaeli
Çanakkale
Izmir
Manisa
Aydın
Denizli
PB
PB
PB
Y
Y
Y
Y
Y
15
20
U
14
19
17
19
16
Sinop PB 17 Adana Y 20
Samsun A 17 Mersin Y 18
Trabzon A 15 Diyarbakır PB 17
Giresun A 15 Şanlıurfa Y 19
Ankara Y 14 Mardin PB 14
Eskişehir Y 15 Siirt PB 15
Konya Y 11 Hakkâri PB 9
Stvas PB 12 Van PB 10
Zonguldak PB 14 Antalya Y 20 Kars PB 6
Yurdun güney ve
batı kesimleri parça-
U bulütlu, Marma-
ra'nın güneyi, Ege,
Akdeniz, Iç Anado-
lu'nun güney ve ba-
tısı ile Doğu ve Gü-
neydoğu Anado-
lu'nun batısı sağa-
nak yağışlı, öteki
yerier az bulutlu ge-
çecek. Hava sıcaİKlı-
ğı biraz artacak.
DIS MERKEZLER
Oslo
Helsinki
Stockholm
Londra
Amsterdam
Brüksel
Pans
Bonn
K
K
K
Y
Y
Y
Y
Y
1
-1
1
13
14
15
19
17
Münih Y 18 Zürih
Berlin
Budapeşte
Madrid
Viyana
Belgrad
Sofya
Roma
Atina
Y
PB
PB
Y
PB
PB
Y
PB
11
20
18
20
21
18
18
18
Y 18 Şam
Moskova
Aşkabat
Akmola
Taşkent
Bakû
Bişkek
Tiflis
Kahire
K
PB
K
Y
PB
Y
PB
A
3
17
6
9
15
12
16
30
PB 23
Parçalı btılutkı : Sıslı k Çok bututkj Yağmuriu Kaıiı Sotukar b Gök gürüftfflC
G U N C E L CÜNEYT ARCAYÜREK
I Baştarafı 1. Sayfada
Başbakanımız halkımızın seçim istemediğini nasıl,
nereden öğrenmişti acaba? Bir kamuoyu araştırma-
sı mı vardı önünde, yoksa devletin istihbarat organ-
larından bu yolda bir rapor mu almıştı? Ama kesin-
kes söylüyordu: Halkımız seçim istemiyor!
Galiba, Başbakanımız ve partisi "bu yıl" seçimi
göze alamıyor. Ne ki bu durumu bir nederte bağla-
mak gerektiğinin de bilincinde. Kestirme yöntemi
bulmuş. Kendi arzusunu halka bağlayıp işin içinden
çıkıyor!
Gerçi koafisyona ortak öteki partiler, ömeğin DSP
ve DTP de seçim deyince buz gibi soğuyorlar.
Bir iki gündür böyyük medya, Baykal'la Yılmaz'ın
başta seçim konusunda "anlayış biriiği" içinde ol-
duklannı yaza yaza bitiremedi, Ya şimdi?
Baykal'la çok yararfı bir konuşma yapan Yılmaz,
Yeşilbayır ilçesinde CHP liderinin "seçim ister gibi
görünmeyi istediğini" söylüyor. Üstelik Başbakanı-
mız bir başka partinin içine de elini sokmuş, "CHP
milletvekillerinin de seçimden rahatsız olduğuna işa-
ret eden duyumlar aldığım" açıklıyor.
Cindoruk mu? O daha garip. Erken seçimi öldü-
rücü Çin gribine benzetiyor. DTP'li Başbakan Yardım-
cısı Sezgin ise daha insaflı, seçim deyince "zatür-
ree" aklına geliyor.
Böylece olası beklentiler yavaş yavaş gerçek aşa-
masına geliyor. Baykal da "ANAP'la seçim tarihisap-
tanamazsa, bu hükümeti artık 'bilinmeyen bir gele-
ceğe taşımak' zorunda değiiiz'' diyor.
Seçim konusunda bütün görüşler bu denli berrak
iken koalisyon ortaklan bu konuyu görüşmek için
bugün zirvede neden buluşuyorlar?
Seçim gelecek yıla ya da bilinmeyen bir tarihe ka-
yıyorsa, "zirvede" Baykal'la Yılmaz'ın üzerinde dur-
duğu kimi başka önemli sorunlar olmalı.
Devlette söylem biriiği
Bu karmaşık tabloya bakarak Türkiye'de her şe-
yin aynı içerikte olduğu gibi biryargıya varmamak ge-
rekiyor. Devlette birbirinden farklı görüşlere sahip
olan kimi odak noktalannın, kimi konularda "tam bir
uzlaşma, anlayış ve söylem biriiği içinde" olduklan
artık kanrtlanyla saptanabiliyor.
Örneğin, "Fethullah Gülen vakası'nda, CHP dı-
şındaki bütün partiler, adeta birleşmiş, aynı plağı ça-
Iryoriar. "Devlet ve devleti yönetenler", hükümet, kı-
sacası topyekûn sivil kadrolar, Gülen konusunda be-
liriedikleri aynı görüşü, Gülen'i savunmak için kulla-
nıyorlar.
Ecevit laikliği savunan yegâne din adamı olarak
Gülen'i görüyor, hatta gösteriyor. Devletin bütün kat-
manlannda hemen hemen aynı görüş egemen.
O kadar ki Ecevit, tabii onun gibi düşünenler, Tür-
kiye'deki irtica akımlanna karşı Fethullah Gülen'i bir
"m\tii\,"
>
bir katalizör" sayıyorlar.
Devlette oluştuğu gözlenen Gülen'i savunu cep-
hesi ana temasını açıklarken "bir hukuk devletinde
suç olmadıkça suçlu olamayacağı" noktasından yo-
la çıkıyor.
Sözlerini sürdürüyorlar: "Gülen'in suçu varsa mah-
kemeye verilir ve cezalandınlır."
Bu mantığı Başbakan Yılmaz şubat ayındaki
MGK'de "Islami sermayenin önlenemeyen büyü-
mesinden" duyulan kaygının dile getirilmesinden
sonra başka biçimde açıkladı:
"Bir şirket yasadışı değilse, başvurusu yasaiara
uygunsa, hukuk devletinde o şirket Islami sermaye-
dir diye dışlanamaz ve yeterince teşvik alabilir."
Böylece irticayı besleyen Islami sermaye, elbette
yasaiara uygun girişimlerfe semiımeyi sürdürüyor.
Devlet bir hukuk devleti olunca, o devletin ana il-
kelerini baltalayacak yegâne öge olan irticanın des-
teklenmesi bu yollardan tabii duruma geliyor.
Kısacası A'dan Z'ye devlet bir ortak görüş benim-
semiş, Gülen'i kolluyor, savunuyor.
Hukuk devletinde Fethullah'a karşı olmamak ge-
reğine inananlann, savunanlann önüne; Gülen'in Nur
cemaati aracılığıyla Fatih Üniversitesi'ne Maliye'nin
verdiği 383 dönümlük değeri yüksek alanla ilgili
olumsuz veriler çıkıyor.
Gözlenen durum şu: Maliye'ye karşı yasaiara uy-
gun bir cemaat Gülen cemaati. Amma Ankara Bele-
diyesi'nden Maliye'nin saptadığı normlara aykın bir
yığın işlem yaptırabiliyor. Yerine göre değişik maske
takıyor.
Eğer bu saptamalar doğrulanırsa, Gülen cemaati-
nin kurumuna göre başka adamlar kullandığı, ama
bir başka kesimle hukuk devletini hiçe sayan girişim-
leri sürdürdüğü ortaya çıkmayacak mı?
Gülen'i savunuda yanş edenler, ne dersiniz?
Tıırizmde Kıırban
Bayramı canlılığı
Haber Merkezi - Kurban
Bayramı tatilinin 9 güne çı-
kanlması turizm sektörünü
hareketlendirdi. 3 Nisan cu-
ma günü başlayacak olan
bayram tatili nedeniyle pek
çok turistik bölgedeİti tesis-
lerde doluluk oranı yüzde
100'e ulaşırken THY de
yurtiçi ve yurtdışına karşı-
İıklı 38 ek sefer koydu. An-
cak bu ek seferlerin de ge-
len talebi karşılamadığı bil-
dirildi.
Yurtdışında en çok Paris,
Nice, New York, Milano ve
Italya; yurtiçinde ise sahil
kentleriyle Kapadokya
yöresi tercih ediliyor. Kur-
ban Bayramı tatilinin 9 gün
gibi uzun bir süreyi kapsa-
ması turizmcileri sezonun
açılması öncesi umutlan-
dırdı. Kuşadası, Bodrum,
Marmaris, Antalya'da bay-
ram tatili için açık olan te-
sislerde doluluk oranının
yüzde 90 ile 100'ü bulduğu
bildiriliyor.
Turizmciler hafta sonun-
dan başlayarak tüm tesisie-
rin tamamıyla dolmasının
beklendigini vurguluyorlar.
Ege ve Akdeniz kıyılannda
turizmciler 'bayram' hazır-
lığı içinde. Turizm sezonu
öncesi uzun Kurban Bayra-
mı tatilini fırsat bilen tu-
rizmciler, yerli turisti çeke-
bilmek için paket program-
lar hazırlarken otellerdeki
doluluk oranının yüksekli-
ği yüzleri güldüriiyor.
Turizm sezonunun baş-
langıcına denk düşen uzun
tatil nedeniyle kıyı yörele-
rine büyük akın beklenir-
ken, yerel yönetimler de
'şantiye' göriinümündeki
kentleri en kısa sürede
'makyajla' toparlama uğra-
şı veriyor.
THY yetkilileri bayram
nedeniyle artan yolcu tale-
bini karşılamak amacıyla,
Paris. Nice, New York, Mi-
lano. Bodrum, Antalya ve
Dalaman'a karşılıklı 38 ek
sefer konulduğunu bildirdi-
ler. Ancak, çok yoğun talep
yaşanan bu merkezlere ko-
nulan ek seferlerin de ihti-
yacı karşılayamadığını be-
lirten THY yetkilileri, bu
bayram Şeker Bayramı'na
oranla yolcu sayısında bü-
yük bir patlama oldugunu
vurguladılar.
Cezaevlerinde ıızlaşma• Baştarafı 1. Sayfada
gilenecek yakınlannın bulunma-
masından kaynaklanan rahatsızlık-
lardan doğduğu, bu olanaklann
saglandığı bir cezaevine gitmek is-
tenildiği ve bundan sonraki sevk-
lerde de aynı uygulamanın yapıl-
masının arzu edildiğinin anlaşıldı-
ğını belirtti. Durumun, Adalet Ba-
kanı Ottan Sungurlu'ya aktanldı-
gını ve Sungurlu'nun da bu konu-
nun çözümü için girişimde bulun-
ması için kendisine görev ve yetki
verdiğini kaydeden Çitici, "Tali-
matlar dogrultusunda. bundan
böyle, tutuklulann sevkJerinin ya-
kınlannın bulunduğu yerlerdeki
cezaevlerine >apıJacağı, Buca'dan
sevk edOen 10 hükümlünün yerie-
rinin hemen değiştirileceği ve hos
görülmeyen cezaevi eylemlerinin
son bulacağı kamuoyunun bügisine
sunulur" dedi.
Çitici'nin açıklamasının yapıl-
dığı saatlerde Ankara Merkez Ka-
palı Cezaevi'ne gelen Halkın Hu-
kuk Bürosu avukatlanndan Zeki
Rüzgar. Bayrampaşa Cezaevi 'nde-
ki tutuklu temsilcilerinin kabul et-
tigi anlaşmayı siyasi tutuklulara
iletti. Avukat Rüzgar'ın verdiği bil-
gi üzerine siyasi tutuldular eylem-
lerini sona erdirdiler. Dışandan gö-
rünecek şekilde astıklan "Varsace-
saretiniz gelin" yazılı pankartı in-
diren siyasi tutuİdular, kısa bir sü-
re sonra da ellerinde tuttuklan 4
cezaevi görevlisini serbest bıraktı-
lar Tutuklular, koridorlara kurduk-
lan barikatlan da temizlediler. Ser-
best kalan cezaevi görevlileri ceza-
evi müdürünün odasına götürüldü.
Bursa Özel Tip Cezaevi'ndeki
eylem de dün akşam 19.30 sırala-
nnda sona erdirildi. Bursa Cum-
huriyet Bassavcısı AJiŞanver, Avu-
kat Aytül Balicanlı ve cezaevi
yöneticileri saat I8.30'da eylemci
mahkûmlarla görüştüler. 1 saat
sonra avukat Balicanlı, eylemin so-
na erdirildiğini, mahkûmlann elin-
de bulunan 10 gardiyanın bırakıl-
dığmı açıkladı. Serbest bırakılan
cezaevi görevlileri saat 20.30 sıra-
lannda araçlara bindirilerek ceza-
evinden çıkanldılar.
Ümraniye Özel Tip Cezaevi'nde
tutuklulan temsilen cezaevi yöne-
timiyle görüşen avukat Behiç Aşçı
da 4 konuda anlaşmaya vanldığını
belirterek şunlan söyledi:
"Birincisi, Buca'dan çeşitfi ceza-
evlerine götürülen 10 arkadaşımız,
tekrar kenditaJepleridogrultusun-
da Bursa ve Aydın cezaevlerine
sevk edilecek. İkinci olarak, bir da-
ha hiçbir cezaevinde hükümlüler
kendi arzulan dışuıda sevk ve sür-
güne gönderilmeyecek. Üçüncüsü,
Buca Cezaevi yönetimi hakkında
soruşturma açılacak vecezalandır-
ma işlemi yapılacak.Son olarak da,
bu direnişi yapan tutuklular hak-
kında disiplin soruşturmas acılma-
yacak. Bu hususlarda anlaşma sağ-
lanmışOr."
Bursa, Ankara Merkez Kapalı ve
Istanbul Ümraniye cezaevleriyle
aynı saatlerde, Sakarya, Bergama,
Çankın ve Aydın'da siyasi tutuklu-
larellerindeki rehineleri serbest bı-
rakıp eylemlerine son verdiler. Sa-
yım vermeme eyleminin sürdüğü
Bayrampaşa Kapalı Cezaevi ile
Çanakkale E Tipi Cezaevi'nde de
yaşam normale döndü.
Serbest bırakılan cezaevi görev-
lilerinin sağlık durumlannın iyi ol-
duğu belirtildi. Olaylann yaşandı-
ğı cezaevlerinde hayat normale
dönmeye başlarken cezaevleri ka-
pılannda bekJeyen tutuklu yakınla-
n da anlaşmayı sevinçle karşıladı-
lar.
'Önceden haber aldık'
Sungurlu, daha önce cezaevle-
rinde bu tür bir eylemin başlayaca-
ğı yönünde duyumlar aldıklannı
belirterek eylemin haklı bir gerek-
çesinin bulunmadığını savundu.
Sungurlu. "Acflöntem yok. 70ki-
şinin kaldığı koğuşlarda önlem al-
ma şansuıa sahip değiiiz. Önlem,
modern cezaevlerinin inşasıdır"
dedi.
Tutuklular adına görüşmelere
katılan avukatlardan Metin Narin
de cezaevlerinde yaşanan olayla-
nn asıl nedeninin, Adalet Bakanlı-
ğı tarafından adım adım uygulan-
maya çalışılan "hücre tipi cezaevi
politikasr oldugunu söyledi. Na-
rin. "Bakanlık. tutuklulan siirgün-
lerledağıtıp tecritpolitikasını yaşa-
ma geçirmek istijor. .Asıl hedefle-
dikkri hücretipicezaevidir. Tutuk-
lular asıl olarak bu pobtikaya dire-
niyorlar. Sorun şimdilik çözümlen-
miştir"dedi.
DSP'li Mustafa Yılmaz, TBMM Araştırma Komisyonu'na bilgi verdi
'Mesa-Nurol bana da gezi teklif etti'
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - TBMM Genel
Kurul Salonuyenileme iha-
lesini aldıktan sonra üst dü-
zey 4 MecJis bürokratmın
çeşitli yurtdışı gezi giderle-
rini karşıiadığı ortaya çıkan
Mesa-Nurol fırmasmın,
dönemin idare amiri DSP'li
De\let Bakanı Mustafa Yıl-
maz'a da benzer öneride
bulunduğu ortaya çıktı.
TBMM Genel Kurul Sa-
lonu Yolsuzluğunu Araştır-
ma Komisyonu'na bilgi ve-
ren Yılmaz, "Mesa-Nurol,
bana da Avnıpa gezisi tek-
Bfetti,ancak reddettim" de-
di.
Komisyon, Yılmaz'ın
bilgisine başvurdu. Firma-
nın, ihaleyi aldıktan sonra
kendisine de 'Avrupa gezi-
si' önerisinde bulunduğu-
nu, ancak reddettiğini akta-
ran Yılmaz, kendisinin ge-
nel kurul salonu ihalesine
onay vermediğini söyledi.
Yılmaz, şu bilgileri verdi:
"Bizden bu ihaleyi onay-
iamamız istendi. Ben de,
' Projesi, keşif özeti yok, bu
inşaatın ne kadara malola-
cagını bilmiyoruz' diyerek
karşı çdcbm. Başkan Mus-
tafa Kalemli ise 'Temmuz
ayında her şey önünüze ge-
lecek' dedi Aradan epev
zaman geçti, benim önüme
salonun sökümü ile ilgili bi-
rinci hakedis ödemesi geldL
Ben de o zaman ihaleye çı-
kıküğını öğrendinı. Bunun
üzerine teknik daire yetkili-
leriyle konuştum, onlann
da rahatsız olduklannı öğ-
rendim. Bunun üzerine bir
araştırma yaptım. Giris ÇH
ktşlan kontrol eden potisie-
rc. söküm işinde kaç işçinin
çalıştıgını sordum. Bana 50
işçinin çaüşnnkug) biküril-
dL Bunun üzerine hesap
yaptım, söküm işinin en faz-
İa 10 milyar lira olnıası ge-
rekirken. Mesa-Nurol biz-
den 995 milyar lira istiyor-
du. Ben konuyu Genel Ba$-
kanmuzBülent Ecevit'egö-
rürdüm. Kendisi de 'tçime
sinmiyor, imzalama" dedi.
Bunun üzerine ben hakedi-
şi imzalamadım. Kalemli,
bütün sorumluluğu üstüne
aJarakhakedişiödedi"
enaı evinı
yazmaya hazır m B?
G U N D E M MUSTAFA BALBAY
H Baştarafı 1. Sayfada
olacak.
Geleneği bozmayalım, CHP'nin içinde olup bi-
tenleri anlatırken önce şu noktanın altını çizelim:
Her şeye ama rıer şeye karşın isteyerek ya da is-
temeyerek kurum içi demokrasiyi yaşama geçir-
meye çalışan partilerin başında CHP geliyor. Kong-
relerde zaman zaman yaşanan gerginliklerin te-
mel nedeni bu. öteki partilerin çoğunda kongreler
adeta noter huzurunda yapılıyor.
Gümüşhane'de Şerif Dülgeroglu ve Uşak'ta
Fatma Özkumur'un iki kadın il başkanı olarak si-
yaset sahnesine çıkması sevindirici. Arkasının gel-
mesini dileyelim.
Bu girişten sonra girişelim...
Kongrelerin çoğunun önümüzdeki yerel yöne-
timler ve milletvekili seçimleri için "önseçim" ni-
teliğini taşıdığını söylemek abartma olmaz. Pek
çok kongrede il-ilçe başkanlığına aday olanlar, he-
deflerinin sözünü ettiğimiz seçimler oldugunu sak-
lamadılar. Bu bağlamda, kongreleri kazananlar kol-
lan, yeni bir seçim için şimdiden sıvadı.
CHP-SHP birleşmesinin tam anlamryla bütün-
leşmeye dönüşmediği dikkati çekiyor. Hâlâ hırgür
devam ediyor demek de abartma olur. Ancak, en
küçük çıkar çelişkisinde karşı taraf hemen, "şu kö-
kenden geliyor" suçlamasını yapıştınyor.
Partide genel başkanlık yanşı görünmüyor. An-
cak Ankara il kongresinden sonra "heyecanlanan-
lar" çıkarsa şaşmamak gerekir. 4 Nisan Cumarte-
si günü yapılacak Ankara il kongresi için Haydar
Yılmaz, Ahmet Dinç, Mustafa Pınar adaylığını
koydu. Sırada Uğur Cilesun var. Ankara kongre-
si Doğan Taşdelen-genel merkez çekişmesine
sahne olacak. Genel merkezin Taşdelen'e soğuk-
luğu öyle noktaya gelmiş ki, Taşdelen'in en küçük
açığını yakaJasa tepesine binecek olan Melih Gök-
çek bile, bu çelişkiyi kullanmaya kalkıyor. CHP yö-
netiminin, önümüzdeki dönemde bu tür konulann
dedikodusuna bile izin vereceğini sanmıyoruz.
Istanbul il kongresi ise Moğurtay'ın "gücünüka-
nıtlamasıyla" sona erdi. Kurultay delegelerinin
yüzde onunu oluşturan Istanbul'da çıkan sonucu
sanınz Baykal sağlıklı değerlendirmiştir. öyle an-
laşılıyor ki, kimi partililer Baykal'ın çevresindeki "ki-
reçlenmeye" karşı "cankurtaran" arıyor.
Sloganı olmayan bir partinin...
Gelelim dikkati çeken en önemli unsura:
CHP kongrelerinin sloganı-pankartı yoktu.
Kitle partilerinin kongrelerinde salon duvarları,
partinin ilkeleriyle çiçeklenir. Izleyen gazeteciler
onları tek tek alır, "notlar"a koyar. Bunlar^ partinin
genel ilkelerinin yanı sıra yerel soaınlara yönelik
uyaklı sloganlannı da içerir.
Yanılmış olabileceğiml düşünüp büyük illerde
kongreleri izleyen Cumhuriyet muhabiri arkadaş-
lan aradım. Onlar da beni doğruladı.
Atatürk'ün o ünlü sözünü siyasete uyariarsak
şöyle diyebiliriz:
Sloganı olmayan bir partinin hayat damarlann-
dan biri kopmuş demektir.
Haydi kongrelerde kullanılmadı diyelim, nedir
CHP'nin sloganı?
Türkiye laiktir laik kalacak, mı?
Hayır, o artık Türkiye'nin sloganı...
Nedir CHP'nin marşı?
Onuncu yıl, mı?
Hayır, o da Türkiye'nin marşı...
Bugüne ilişkin CHP'nin sloganı yok.
Acaba eğitimin öneminin altının çizildiği böylesi
birortamda CHP şöyle bir hedefi duvarlarda çiçek-
lendiremez miydi:
"1940'larda Köy Enstitüleri... 1990'larda gece-
kondu enstitüleri."
1940'larda Türkiye'nin yüzde 70'i köylerdeydi,
bugün kent varoşlannda. Onlara elini uzatmayan
kolunu sandığa kaptınyor.
Acaba şöyle bir slogan CHP'li gençlerin heye-
canını geçmişten geleceğe taşıyamaz mıydı:
"Cumhuriyetin temellerini biz attık, demokrasi-
yi rayına biz oturtacağız."
Kuruluş süreci devrimlerinin çoğu CHP kongre-
lerinde hazırlandı, TBMM'de pişirildi.
Daha fazla örnek vermeyelim...
Sağ partilerin pankartlarına mürekkep çalıyor
olabiliriz...
Fethullah Gülen
şeriatçılıktan suçlu
R u n ı ı l i C .ııl. Vl.-Iı-l. \ııi. 1 2 k . ü î MIİIMI N I S I I I I . I M Isl.ı
• Baştarafı 1. Sayfada
Grubu tarafından hazırla-
narak irtica gündemiyle
toplanan mart MGK top-
lanrısmda kurul üyelerine
sunulan çahşmada da, Gü-
len'in yargı ve emniyet lcu-
rumlannda yaşadığı geliş-
meler şöyle yer almıştı:
"1971YleNurculukfaali-
vetlerinde bulunmaktan
İzmir Sıknönetim Komu-
tanlığı'nca ifadesi alındı.
Hakkında dava açılarak
vaaz vermesi yasaklandı.
13Eylüll980'deEgeOrdu
ve Sıknönetim Komutan-
lığı'nın kendisini \akala-
mak üzere yapacağı ope-
rasyonu önceden haber
alarak tzmir'den Erzu-
rum'a kaçtı. Ege Ordu ve
Sıkıyönerim Komutanlı-
ğı'nca 7 Şubat 1985'te ya-
yunlanan aranan şahıslar
İistesinde yer aldı. 1986'da
guvenlik güçteri tarafından
yakalandı, ancak üst dü-
zeydeyapılan girişimler so-
nucunda serbest bırakılcu.''
Milli İstihbarat Teşkila-
tı'nın (MlT) dönemin Baş-
bakanı Necmettin Erba-
kan'a sunduğu MlT Rapo-
ru"nda ise Gülen'in Jran'da
gerçekleştirilen devrimin
Türkiye'de de yaşanmasını
istediği, Islami bir devrim
için ülke genelinde teşki-
latlanmaya önem verdiği-
ne dikkat çekildi.
Raporda, Gülen'in Izmir
lmam Hatip ve tlahiyat Ye-
tiştirme Derneği içinde
Nurculuk faaliyetleri yü-
rüttüğü gerekçesiyle der-
nek idare heyetinden çıka-
nldığı bilgisine yer veril-
di. Son dönemde devlet ka-
tında itibar görmesi asker-
lerin tepkisine yol açan
emekli vaiz Gülen'in 19
Nisan 1980'de Izmir'de
gerçekleştirilen bir Nur
toplantısında yaptığı ko-
nuşmada, atılım harekâtı
başlatılacağını, bu harekât
için hemen hemen her ilde
liderlerin saptandığını,
Iran'da yapılan Islam dev-
riminin benzerinin de bu
harekâtla birlikte başlaya-
cağını söylediği MlT rapo-
runda kaydedildi.