23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
10 NİSAN 1998 CUMA CUMHURİYET SAYFA 13 CHP'nin yeni Istanbul II Başkanı Etem Cankurtaran hedeflerini anlattı 6 Dısa dönük mücadele'AYŞE YILDIR1M CHP'nin yeni îstanbul ll Başka- nı Etem Cankurtaran. parti içi tar- tışmalan bir kenara bırakacaklan- nı söyledi. Kongreden kalma ufak tefek gönül rahatsızlıklannı gide- receklerini belirten Cankurtaran. emek-sermaye çelişkisini ilişkiye dönüştürecek bir model önerme- yi amaçladıklannı bildirdi. Genel merkeze karşı parti içi muhalefetın bir araya geldiği "par- ti içi demokrasi hareketi"nin ada- yı olarak ortaya çıkan ve il kong- resini kazanan Etem Cankurtaran. oldukça tartışmalı geçen kongre sürecini değerlendirirken hedef- lerini ve projelerini anlattı. - Genel merkeze karşı 'parti içi demokrasi hareketf olarak or- taya çıktınız. Muhaleferin bir- leştiği nokta neydi? Nasü bir de- mokrasi eksikliği yaşanıyordu partide? -12 EylüTden sonra Türkiye'de siyaset yerli yerine oturmadı. He- pimizbiliyoruz kiyeni gelenekler oluştu siyasette. Özellikle siyasi partilerde yönetim ve lider ege- menliği tümüyle uygulanır hale geldi. Milli iradenin temsilcisi olan TBMM'nin halk iradesini tam an- lamıyla yansıtmadığı gerçeği bü- tün halk tarafindan söylenmekte. Biz bu eksikliği parti olarak tabii ki görüyoruz. Bu eksikliği gider- mek isteriz partimizde. Bizim par- timiz zaten bu eksikliği yaşayan bir parti değildi geçmişte. Benim de milletvekili olduğum 1987'debü- tün üyelerin katıldığı ön seçim ya- pıldı. Daha sonra genişletilmiş de- legelerle 1991 >ılında ön seçim yaptık, 1995 yılında hiçbir parti ön seçim yapmadı, yine CHP 20 ile yakın yerde ön seçim yaptı. Ön seçimin parti içi demokrasinin ol- mazsa olmaz koşulu olduğunu bi- liyoruz. Yalnızca bu değil, üyelik hakkı, üyelik hukuku mutlaka ko- runmalıdır ilkesınden hareket ede- rek kesin hukuk üstünlüğünün par- tide egemen kılınması gerektiği konusu tartışıldı. konuşuldu. Bü- tün bunlan birleştirdiğinizde par- ti içi demokrasinin siyasetin ol- mazsa olmaz koşulu olarak kabul edilmesi gerektiği ve yaşamın her alanında demokrasi talep eden bir yaklaşımın öne geçmesi gerektiği bütün parti tabanımızca kabul gör- dü. Buna bir muhalefet kabulü fa- lan demek de doğru değil. Biz hal- kımızın, parti üyelerimizin ve ör- gütümüzün taleplerini dile getirdik, onlann taleplennın kesiştiği nok- tada öne geçerek. onlann taleple- rinin sözcülüğünü yaptık ve bu kongreyi o temelde geçirdik. - Örgütün taleplerini İstan- bul'da mı uygulamaya başlaya- caksınız, yoksa tiim Türkiye'yi kapsaması için kurultaya mı gö- türeceksiniz? - Bu talepler mutlaka kurultay- da partimizin içerisinde her kade- mede tartışılacaktır. nitekim tartı- şılıyor. Ama bunlar parti içinde konuşulacak şeyler. Bunlar bu par- tide yapılmayacak diye bir se> yok. Sayın genel başkanımız onun da ötesine geçerek siyasi partiler ya- sasında yapılacak değışiklikle hal- kın doğrudan doğnıya temsilcisi- ni seçmesini isteyen bir üslup içe- Etem Cankurtaran'a göre CHP iktidar olmaya her zaman- kinden daha çok mecbur. risinde bir model önerdi. Böyle bir model Türkiye için çok gerek- lidir. Biz partimizde sorunu çöz- müş olsak bile öteki partilerde bu sorun çözülmezse parlamentoda yine ulusal irade tecelli etmeyecek demektir. Bunun yasal gerek ha- line getirilmesi halinde öteki par- tiler de buna uymak zorunda ka- lacaklanndan halk iradesi Mec- lis'te tecelli edecektir. - Cenel merkeze isteklerinizi kabul ettiremezseniz de tüm üye- lerle ön seçim yapacak mısınız? - Tabii ki bunun kararını vere- cek olan Istanbul il başkanlığı de- ğil. Bunun karannı seçime gider- ken parti meclisi verecektir. Ama ben inanıyorum ki bizim kurulta- yımtz parti içi demokrasinin işle- tilmesinden yana olacaktır. Bu ka- rarlanmızı kurultayimıza götüre- ceğiz, kurultayımız bu doğrultuda karar verecektir. - İstanbul'daki ilk hedefiniz nedir? - Bir kere siyasi partiler iktidar olmak için çalışırlar, seçim de on- lar için esastır. Önümüzde bir er- ken seçim olup olmayacağı tartı- şılır. Ama yerel seçimler var önü- müzde. Sosyal demokratlann ye- niden kent yönetiminde mutlaka söz sahibi olmalan gerekiyor. ls- tanbul'da, Ankara'da. Türkiye'nin önemli büyük illerinde şeriatçı akı- mın önde gelen isimleri belediye yönetimlerini ellerinde tutuyorlar. Bunlann mutlaka buralardan sökül- mesi gerekiyor. Eğer cumhuriye- ti, laikliği ve demokrasiyi bu ülke- de yaşamak istiyorsak ona karşı olanlann, yönetim erkinde güç kul- lanan noktalarda olmaması gere- kiyor. Beldelerdea, ilçelerden ana- kente kadar her kademede, sırfye- rel seçimlere dönük örgütlenme- mizi hemen en kısa zamanda ta- mamlayıp çalışmalanmızı başlata- cağız. Diyebilirim ki varoşlarda girmediğimizevkalmayacak. Her yere gideceğiz, her yerde konuşa- cağız, herkesle tartışacağız. Eskiden saydam ve katıhmcı bir belediyeciliğe üretken bir be- lediyecilik diyorduk, şimdi buna eklememiz gereken birtakım un- surlar olduğunu düşünüyorum. Ke- sin kendi iç denetimi olan yeni bir denetimli mekanizmayı gündeme getirmemiz gerekiyor. Kişilerin niyetine bağlı olmayan, otokontrol sistemi kendi içinde oluşmuş bir örgütlenme modelini geliştirme- miz gerekiyor. Yani belediye baş- kanı her istediğini yapacak durum- da olmamahdır diye düşünüyo- rum. - CHP'nin emek eksenli bir partiye dönüştürülmesinden de bahsediyorsunuz. Bunun için ge- liştirdiğiniz projeler var mı? Na- sıi bir çalışma yapacaksınız? - Biz DİSK'İe, Türk-tş'le, di- ğer sendıkalarla. memur sendika- lanyla, esnaf-sanatkâr örgütleriy- le, tüketici örgütleriyle. çevre ör- gütleriyle. kültür-sanat örgütlenme- leriyle mutlaka kesin bir dille ifa- de ediyorum ki tstanbul'da hep iç içe olacağız. Ve üretim süreciyle ılgili örgütlenme çalışmalanmız onlarla birlikte yapılacaktır. Yeni bir diyalog politikası önereceğiz, o politikalan birlikte yapacağız. Bizimle bu politikalan paylaşacak sanayiciler, işadamlan da çıkacak ortaya. Bizim hep yapmak istedi- ğimiz sosyal demokrat hareket emek-sermaye çelişkisini ilişkiye dönüştürecek bir model önermek- tir. Bu modeli önerebilecek ide- olojik yeterlilik CHP'nin kadro- lannda da vardır, il örgütünde de vardır. - Muhalefetin adayı olarak kongreyi kazandınız ama 'Her- kes bana aynı uzaklıkta, aynı ya- kınhkta' dediniz. Genel merk'ez- le ilişkileriniz nasıl gelişecek? - Benim bu söylediğim tam da partinin vicdanı. Bir parti böyle olmalıdır. Partiyi yönetenler de böyle olmalıdırlar. Ben olması ge- rekenleri söylüyorum, olanlarüze- rinde durmuyorum. Bunlan ko- nuşmanın da parti için çok fayda- lı olduğunu düşünmüyorum. Biz herkese nasıl yaklaşıyorsak, her- kesin de bize öyle yaklaşmasını bekleriz. Benim partimin genel başkanından genel sekreterine ka- dar bütün yöneticileriyle biz aynı şeyleri paylaşıyoruz. aynı şeyleri paylaşmak ihtiyacındayız. Biz bir- birimize sanbnazsak bizim dışımız- dakilere nasıl sanlınz, onlan na- sıl kucaklanz, onlan nasıl kendi içi- mize taşıyabiliriz? CHP her za- mankinden daha çok iktidarolma- ya mecbur. Türkiye'nin CHP'ye ih- tiyacı var. Biz bu ihtiyacı cevap- lamak zorundayız. Kendi içimiz- de eksiklik. aksaklık. noksanlık, bunlan kendi içimizde tartışınz, bunlan bir tarafa koyacağız. Ke- sin dışa dönük bir mücadelenin içinde olacağız. Mutlaka da o mü- cadeleyi başaracağız. Başarmaya mahkûmuz. 10 Nisan Laiklik Cunu Çağdaş topluma geçişin yıldönümü • 10 Nisan I928'de, TBMM anayasa değişikliğiyle 'Devletin dini lslam dinidir' ibaresi ile 'Şeri hükümler yerine getirilir' (yani yeni çıkarılan yasalann şeriata uygun olup olmadığı incelenir) ifadesi metinden çıkanlmış. 'Vallahi' şeklinde olan yeminse 'Namusum üzerine söz veririm' şekline dönüştürülmüştür. ' ' İstanbulHaberServisi- Çağ- daş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) Genel Başkanı Prof. Dr. Türkân Saylan. tam 70 yıl önce yapılan anayasa degişikligiyle 'Devletin dini İslamdır' ibaresi- nin çıkanlmasının, Türkiye Cum- huriyeti'nin bir ümmet toplulu- ğundan çağdaş bir ulus toplumu- na geçişinin en somut kanıtı oldu- ğunu vurguladı. Saylan, "Bu nedenle de karşı devrimcilerin en çok saldırdık- lan, yok etmeye, yıkmaya. de- ğiştirmeye çalıştıkları, bunun için kaynaklar yaratıp gizli ör- gütlenmeye girdikieri açıktır" dedı. Türkân Saylan'LaiklikGünü' ve söz konusu anayasal değişikli- ğin 70. yıldönümü nedeniyle yö- nelttiğimiz sorulan şöyle yanıtla- dı: -10 Nisan 1928"in. aydınlan- ma hareketindeki yeri nedir? - Laikliğin ilk temel taşı kuru- luş döneminde Öğrenim Birliği Yasası ve medreselerin kapatılma- sı, Şer'iye ve Evkaf Bakanlığı'nın kaldınhp yerine Diyanet tşleri Baş- kanlığı'nın oluşturulması, hilafe- tin kaldınlmasiyla konmuştur. Öğ- renim birliği, dinsel ve misyoner- lik okullanna son vermiş, ardmdan zorunlu ilkokul ve karma eğitim- le laiklik pekiştirilmiştir. Türk ABC'sinin kabul edilmesiyle ka- dın-erkek tüm ulusun okuma-yaz- ma seferberliğine girmesi laik dü- zenin köklenmesini sağlamış, tek- ke ve zaviyelerin kapatıJmasıyla halkın inançlannın kötüye kulla- nılması engellenmiştir. Medeni Kanun'la kadın ve erkek yasalar önünde eşit konuma getirilmiştir. Kadmlara seçme \e seçilme hak- kının verilmesiyle ise laiklik hal- kası tamamlanmıştır. Bu tarihi ka- rar Türk aydınlanma devriminin en önemli kilometre taşlarından biri- dir ve adı konmasa da laik düzen böylece anayasaya girmiştır. - Söz konusu anayasa değişik- liğinin laiklik adına getirdikle- ri nedir? - Bu karar artık devletin. insan- lan inançlanna göre ayırmayan, inanç baskısı ve sömürüsü yap- mayan. yurttaşlann her birine eşit uzaklıkta ya da yakmhkta bulu- nan bir konum kazandığının kanı- tıdır. Türkiye Cumhunyeti'nın çağ- daş dünyanın bir üyesi olma yolu- nu tutturduğunu göstermektedir. - Türkiye'nin bugünkü koşul- larında Laiklik Günü'nün öne- mi nedir? - Bugün de Türkiyemiz. kurtu- luş ve kuruluş döneminde çıkar- ları ve nüfuzları ellerinden alınan sömürgelerin iç ve dış saldınsı al- tındadır. lONisan 1998"de. 10Nİ- san 1928'den tam 70 yıl sonra çağ- daş Türkiye'nin başında bulunan siyasetçiler. yakın geçmişin kur- tuluş ve kuruluş tarihini bir kez dahaokumalı, 'tarikat-cemaat-ti- caret-siyaset' vıcık vıcıklığını. gelecekte de anayasamızla belir- lenmiş laiklik ilkesinden asla ge- ri dönüş olmayacağını kavramalı- dırlar. Halk er ya da geç, inanç sömü- rüsünden başka bir şey üreteme- yen, kendi kişisel iktidarlan uğru- na ulusun temel ilkelerinden ödün vermeyi ve takıyyeler yapmayı sürdürenleri cezalandıracaktır. Milli Piyango çekildi 125 milyar dörde bölündü 125 MİLYAR LİRA: 087202 25 MİLYAR LİRA: 056829 10 MİLYAR LİRA: 247906 1 MİLYAR LİRA: 009946 120628 259389 291105 381520 500 MİLYON LİRA: 040399 047068 146132 199475 204281 275915 316911 340628 422240 469133 200 MİLYON LİRA: 005420 043125 049987 123395 148691 172189 174909 180335 190704 206531 217467 225153 287562 300777 310721 340541 357846 369423 369595 373088 376982 421054 445309 445550 456799 477017 477644 481768 481885 526062 100 MİLYON LİRA: 017935 019124 026736 053569 070422 090364 095286 102193 111076 155582 162045 167038 167729 180661 193103 205642 208539 217330 233125 243103 262378 263345 264378 272832 303338 324885 326992 327768 382121 393172 396190 397400 399815 418289 418818 421720 428602 430071 431160 435955 462645 473789 483054 493777 502569 502945 504060 513116 514059 514904 526975 528205 538086 538850 546932 549956 558381 563194 585496 599295 20 MİLYON LİRA (Son beş ra- kamı): 03311 1098914339 17463 30124 31331 34740 38161 42368 47943 50520 60732 63084 64706 71343 75450 7611180673 88815 96730 10 MİLYON LİRA (Son dört ra- kamı): 0687 2897 3281 3425 4279 4625 4857 5473 9028 9864 4 MİLYON LİRA (Son üç raka- mı): 287 321 535 909 999 2 MİLYON LİRA (Son iki raka- mı): 23 71 91 97 1 MİLYON LİRA (Son bir raka- mı): 0 ve 9 HAYVANLAR ISMAÎL GVLGEÇ KİM KİME DUM DUMA BEHIÇAK behicaksiturk.net ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI BULUT BEBEK NURAYÇIFTÇÎ TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAS 10 Nisan HALİL CİBRAN'IN ÖLUMU.. 1931'pe BUGÜN, ÜMLÜ LÛBUAN AS(LL( AMERİKALI yx- ZA£ ve ISESSAM HALfL ciee/iN +8 VAÇINOA ÖLMÜŞ- 7ZJ. 12 YAÇINDAYICBN AİLESİYLE LUBNAN'OAN ASO'hJB SÖÇ £OeN CJBSAN, USE ÖĞHeuiMiN&EN SONRA YtNE BEY/Sur'A &ÖMEMEK MA&UNİ K/USBSİ 'AJ£ BAĞLI EL Hİk- MET M£OIZ£SESr 'NOE OtZUMU^TU. ASJ>INPAN , PAR.İS SÜZEC £<4MArLA& AKAOBMİSİ'AJE 6İISMİÇ VE ÜMLÜ HEY- K£t-Cf fSoDIN'İH ÖĞ&ENCİSİ OLMUÇTU.SOUIZAKİ y*ÇA- Mf MEW YO&K"r7Q YOKSULLUK. VE HASmUKLAgLA 6£- Ç£A/ CJBGAH, YAZOlĞf KİT7VLARLA KENDİNİ BAn DÜN- YASfAJA KABUl ETT//tgM/f AZ SAYrOA OOSULU AR OAN Bifgroi/Z• rAŞAM <A&Ş(S(NDA OOSU -BATI TEZÎMt ı^ELSePf SÎÇ'MPE,LİG.rK BrG Dt MtŞ, RESİMt-ERiMPE PE ÇSAĞDA") MLLIAM Bt-AKE '/' ANKARA...ANKA... MÜŞERREF HEKİMOĞLU Bayram Gidebilseydim Bergama'da olurdum bu bayram sabahı. Dokuz yıllık bir savaşın sona ermesini kutlardım köylülerle. Bu savaşa katılan, elveren, soluk veren herkesi kucaklardım. Destansı bir savaş gerçekten. Öncüleri var, art- çıları var; sonra, engelleyenleri... Hiçbiri yaban- cımız değil. Giderek daha iyi tanıyoruz birbirimi- zi. Bu ülkenin gerçek sahibi kim, doğasını kim ko- ruyor. Kozak Yaylası'nı, dalga dalga yeşil çamla- n, pamuktarlalarını, fıstık kıranları, halı dokuyan- ları, arıları, kuşları kim koruyor siyanürden? Kim duyarsız kalabiliyor sonuna kadar, kimlerin çıka- nna sahne oluyor topraklarımız? Aynı partinin ça- tısı altında iki bakan nasıl ters düşüyor birbirine. Biri Orman Bakanı, duyarlığını politikasına da yansıtıyor. öteki Çevre Bakanı, siyanürlü altın ko- nusuna soğuk bakıyor, nedense mahkeme kara- rını uygulamakta gecikiyor. Yılmaz hükümetinin kesin bir politikası yok çünkü. Doğamız da, insa- nımız da iyi korunamıyor, belli çıkarlar doğrultu- sunda inanılmaz hovardalık var! Her gün bir ye- nisi geliyor gündeme. Orman evleri de duyarsız- lığın yeni bir örneği değil mi? Örnekler çok, ama ağaç dikenler, çıplak tepe- leri yeşertmek, toprak kaymasını önlemek için çaba gösterenler de var. Belki duydunuz, Anka- ra-istanbul arasındaki TEM yolunu da ağaçlan- dıımayı amaçlıyor belli örgütler. Görmeyebiliriz, ama düşlemek de güzel. Gelecek yıllarda yeşil yol- culuklar yapacak çocuklarımız. Sevgi her şeyi yeşertir bence. Her dalda, her konuda örgütle- nerektepkimizi, sesimizi, gücümüzü, birlikteliği- mizi kanıtlayabilir; sorunları, duvarları aşabiliriz. Çok değil, ama güzel örnekler var çevremizde. Yeni örgütler de oluşabilir. Tarihimizi, coğrafyamı- zı, kültür varlıklarımızı korumak için olumlu çaba- lar gösterebilir, karanlığa gömülen kişileri, kurum- ları ışığa çıkarabilihz. Önce bir damla, sonra bir damla daha, derken bir ışık yağmuru başlayabi- lir, ışıktan bir göl oluşabilir. Okuduktan sonra ra- fa kaldırdığımız bir kitap, kitapseverliğine karşın kitap alamayan bir kişiye, bir öğrenciye ya da bir tutukluya ulaşabilir. Tutuklu bir okurumla kitaplar aracılığıyla oluşan dostluğumuz var. Kuşlardan söz eden bir yazım nedeniyle boncuk kuşlar yolladı bana. Kapıma as- tım, neredeyse konuşuyoruz, mahpushane şar- kıları söylüyor bana. Hüzünle dinliyorum. Bir mer- habadan, birkaç satırdan ya da birkaç kitap yol- lamaktan başka bir şey yapamamanın üzüntüsü- nü duyuyorum. Başbakan Yılmaz'ı ya da Adalet Bakanı Sungurtu'yu dinlerken düşündüm. Dev- letin gücü yetmiyor, çağdaş cezaevleri yapılamı- yor, tutuklular çok güç koşullara terk ediliyor, ama hiçbir şey yapılamaz mı acaba? Her şey için pa- ra gerekmiyor. Biraz sevgi, biraz ilgi, dostça bir yaklaşımla küskünlüğü aşabilir insanlar, soğuk- luğu ısıtabilir ya da aydınlığa bir yol açabilir. En güzel armağanı tutuklu bir okurumdan al- dım bu bayram. "Yazılannızdan anladığım kadar ayaklarınızda bir sorun var. Ağrılar için Çinli sporculann uygu- ladığı biryöntemi yazıyorum size. Asfaltyapımın- da kullanılan zift (katran) dayanılır sıcaklıkta kay- natıldıktan sonra bez içine konularak ağnyan böl- gelere sanlıyor, düşene dek orada kalıyor. Benim deneme şansım olmadı, ama sporla uğraşan bir hükümlü arkadaştan öğrendim. Ağnlannızın bir an önce geçmesini diliyorum." Içerdekiler böyle sesleniyor dışardakilere! Pe- ki, dışardakiler?.. Içerde ya da dışarda tüm güzellikler sevgiyle olu- şuyor bence. • • • Gelenek hayli geriledi, genç kuşaklar hiç bilmi- yor bayramlaşmayı. Birkaç kuşak bir sofrada bu- luşmayı, dargınlığı unutup barışmayı, sevgiyle saygıyla kucaklaşmayı yaşayanlar azalıyor gide- rek. Tatile gidiyor herkes; kıyılara, dağlara, yaz- lıklara ya da uçaklar dolusu yabancı ülkelere. Yo- ğun trafik, parmaklıklar yok ama dar çevreyi aş- mak isteği var galiba! Oysa nerede olursa olsun, insanın özünden kurtulması önemli değil mi? Bedros Reis'in dediği gibi, öz gözlerinden kur- tulabilmesi ya da tam tersi, özüyle barışabilme- si. Üzgünüm, güzel bir bayram yazısı olmadı bu. Bir gün olacak elbet. Sevgiyle kucaklaştığımız bayramlar yaşayacağız. O umutla kutluyorum tüm okurlarımı. BULMACA SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4SOLDAN SA- ĞA: 1/ Adana yakınında bulu- nan veABDHa- va Kuvvetle- ri'nce kullanılan 3 askeri hava üs- sü. 2/ "Ne — yaş döker ne 5 âşıkağlar'Tari- - he kanştı eski sevdalar" (Fa- 7 rukNafizCam- Q lıbel)...Cstyanı ö açıkboru.3/Be- 9 lin yan tarafına asılan eğri Arap kaması. 4/ "Yemekler. yiyecek- ler anlamında eski söz- cük...Kutsalışık. 5/Şa- manizm'in din adamla- nnaverilenad...Ödeşme 4 razı olma. 6/ Duman le- 5 kesi... Yaradılış, huy, ka- rakter. II Johann Stra- uss'unüçperdelikhafif operası... Müstahkem yer. 8/ Yunan mitolojisin- 9 deaşk tannsı... Afnka'da bir ülke. 9/ Güzel koku... Osmanlı toprak düzeninde yıl- • lık gelıri yüz bin akçeyi aşan dirlik. ; YUKARİDAN AŞAGIYA: 1/ lslam felsefesinde, gerçeğe akıl yoluyla değil sezgi yo- luyla ulaşılabileceğini savunan akım. 2/ Olumsuzluk be- lirten bir önek... Bir kimsenin yapmayı düşündüğü şey. 3/ Ensiz olarak dokunmuş parçalann yan yana eklenme- siyle oluşan nakışlı ınce kilim... Motorlu taşıtlarda direk- siyon ile tekerlek arasındaki bağlantıyı sağlayan mil. 4/ Ad kavmi hükümdan Şeddad tarafindan cennete benze- tilerek yaptmlan efsanev i bahçe... Tatsız tuzsuz yiyecek- ler için kullanılan bir sözcük. 5/ Tekke edebiyatı şiir tür- lerinden biri. 6/ Teniste. topu rakibin arkasına düşürme-' yi amaçlayan vuruş... Yeni bir şey yaratma. 7/ Iç sıkın- tısı... Sevinç belirten bir ünlem. 8/ Hilmi Yavuz'un an- latı türünde bir yapıtı... Bedene egemen olma yoluyla ruhsal yaşama da egemen olunabileceğine ınanan Hint çileciliği. 9/ Yunan mitolojisinde, cehenneme bekçilik eden yüz başlı köpek.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear