28 Eylül 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet İmtivaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yönetmenı: Orhan Erinç ©Genel Yayın Koordınatörü: HikmetÇe- tinkaya 0 Yazıışlen Mudüni lbrahim Yıldız • Sorumlu Müdür: Fıkret llkiz 9 Haber Merkezı Müdürü Hakan Kara • Görsel Yönetmen: Fikret Eser Dış Haberler Şinasi Damşoğlu • Istıhbarat Cengiz Yıİdınm • Ekonomı Mchmct Saraç 0 Kültür Handan Şenköken • Spor Abdülkadir Yücttaıan 0 Makaleler Sami Karaören • Duzehmc \bdullah Yaacı#FMo&af Erdoğsuı Köseoğlu •Bılgı-Belge EdibeBuğra»YunHaberlen MehmetFaraç Yayın Kurulu Ilhan Selçuk (Başkan), Orhan Erinç, Okta> Kurtböke. Hikmet Çetinkaya, Şükran Soner. Ergun Balcı, İbrahim Yıldız, Orhan Rursalı, Mustafa Balbay, Hakan Kara. Ankara Temsilcisı: Mustafa Balbay Atatürk Bulvan No: 125,Kat:4,Bakanlıldar-AnkaraTeI.4195O2O(7haı), Faks: 4195027 • İzmıı Temsücısr Serdar Kızık, H. Ziya BK 1352 S.2'3Tel. 4411220. Faks: 4419117 • Adana Temsilcisı:ÇetuıYiğenoğia, tnönüCd 119S.No:l Katl, Tel. 363 12 11. Faks: 363 12 15 Müessese Müdürü ÜjtSn Akmen • Koordınatör Ahmet Korulsjuı Q Mıteebe. Bâfcnt Yener«ldare Hüsnte Görtr • Işkone- Önder Çeük • Bıigı- Işlem- Nlil lnal • Bılgısayar Sıstenr Mürâvet Çfltr • Saüş. F«riW Kuza M E D Y A C: • YöDRm KuruJu Başkanı - Genel Mikfcr G u l H n Erduran • Koordııuür Reftıa Işıtman 9 Genel Mudûr Vaıdsncı. =sı SrvdaÇoban Td 51' 07 53 - 5139580-513 846Ml,Hs 51384*63 Yayımiayaıı ve Basao: Yenı Gûn Haber Ajansı. Basm \e Yayıncıhk A Ş Türkocagı Cad 3941 Cağaloglu 34334 lsL PK 246 Istanbul Tel IOQ\2) 512 05 05 f20 haı) Faks (0 212)513 85 95 31MART1998 Imsak: 5.14 Güneş: 6.43 Öğle: 13.10 Ikindi: 16.46 Akşam: 19.33 Yatsı: 20.56 Havlu defilesi • İstanbul Haber Servisi - Özdilek firması 1998 ilkbahar-yaz kreasyonlannı sundu. Özdilek'in plaj havlu ve bornozlannı Merve lldeniz, Deniz Pulaş, Aylin Arasıl, Atilla Saral, Ismet Özhan gibi mankenler sergiledi. Defilenin sonunda Ebru Gündeş bir konser verdi. Kitaplarda Tüpk-Yunan imajı' • İstanbul Haber Servisi - Marmara Üniversitesi tktisadi ve Idari Bilimler Fakültesi Uluslararası llişkiler Kulübü'nûn düzenlediği ve Yunanistan'dan gelen ûniversite öğrencilerinin katıldığı "Tarih Ders Kitaplannda Türk-Yunan Imajı" konulu 1. Türk- Yunan Öğrenci Semineri dün başladı. Hasan Âli Yücel şiir yanışması I Haber Merkezi - Atatûrkçü Düşünce Derneği, UNESCO tarafından bütün dûnyada kutlanmakta olan eğitim ve kültür adamı Hasan Âli Yücel adına bir şiir yanşması düzenledi. Profesyonel ve amatör şairlerin ikişer şürleriyle katılabilecekleri yanşmada seçiçi kurul Ali Berktay, Hayati Asılyazıcı, Ülkü Ayvaz, Turgay Nar ve Tuncer Cücenoğlu'ndan oluşturuldu. Yanşmaya en son katılım tarihi 30 Haziran olarak belirlendi. Kütüphane Hattası' • İstanbul Haber Servisi - '34. Kütüphane Haftasf çeşıtli etkinliklerle kutlanıyor. tl halk kütüphanesindeki törende konuşan İstanbul Vali Yardımcısı Fahir Işıksız, Istanbul'da 12bin53 kahvehaneye karşın 131 kütüphane bulunduğunu söyledi. Kansere karşı ahududu • NEW ORLEANS (AA) - ABD Kanser Araştırmalan Birliği'nin yıllık toplantısına sunulan bir raporda, fareler üzerinde yapılan deneylerin, düzenli miktarda yenen ahududunun yemek borusu kanserine yakalanma riskini azalttığmı gösterdiği bildirildi. Amerikan Sağlık Vakfı bünyesinde yapılan bir başka araştırma ise zerdeçal ya da Hintsafranı olarak bilinen bahararın, kolon kanserini önlediğini gösteriyor. Yunus Emre sempozyumu • ANKARA (UBA)- Avrasya Dostluk, Kültür ve Sanat ve Turizm Kurumu tarafindan bugün, "Yunus Emre ve Eminescu Sevgi ve Banş Sempozyumu" yapılacak. Sempozyumda, Yunus Emre ile Moldova'run ulusal ozaru Eminescu'nun, dünya banşı ile insanhk sevgi ve hoşgörüsünün temellerini oluşturan fikir ve şiirleri elealınacak. Balkanlar'da banşı, dostluğu ve hoşgörüyü sağlamak için Türkiye AvTasya Kurumu ile Moldova ve Romanya Yazarlar Birliği arasında bir protokolün imzalanacağı sempozyum, Vakıflar Bankası Konferans Salonu'nda saat 10.00'da başlayacak. Okulda dayak yiyen ya da buna tanık olan öğrenciler duygusal, düşünsel ve davranışsal açılardan olumsuz etkileniyor 6 Et de kemik de benrnı öğretmenmı*FİGEN ATALAY Acımasızca dövüyorlar. Azarlıyor, suç- luyor, aşağıhyorlar. Böylece "otoritete- rineyöneliktehdit"i, yani öğrenciyi sin- dirmiş, "egemenHk''lerini sağlamlaştırmış oluyorlar. Şiddet uygulanan ya da buna tanık olan öğrenciler ise büyük zarar gö- rüyorlar. Elbette öğretmenlerin hepsi öğrenci- sini dövmüyor. Ama sınıfta sözel ve fi- ziksel şiddet uygulayan öğretmen sayısı da o kadar çok ki. Klinik psikolog Çiğdem ÇaHahç. okul içindeki şiddetin, toplumdaki sosyo-kül- türel ve ekonomik etkenlerden bağımsız düşünülemeyeceğine dikkat çekiyor. Şid- deti, "güç savaşı" diye nitelendiren Çal- kıhç, şiddetin yalnızca bizim toplumumu- za özgü olmadığını, ama yoğunluğu ve kullanış biçiminin toplumdan topluma değiştiğini söylüyor. Şiddet, bizim kültürümüzde, insanla- rarası ilişkilerimizde doğal algılanan bir • Okuldaki şiddetin yalnızca sözel değil. fiziksel ve cinsel içerikli de olabildiğini vurgulayan klinik psikolog Çiğdem Çalkılıç, şiddet tehdidinin de şiddetin kendisi kadar zararlı olduğuna dikkat çekiyor. yöntem ve bu, tabii ki okula da yansıyor. Okul, yedi yaşından 16-17 yaşma kadar çocuğun ve gencin en önemli yaşam alan- lanndan biri. Hem kimlik gelişimi hem de toplumla tanışması bu yaşam alanın- da gerçekleşiyor. Okuldaki şiddetin yalnızca sözel de- ğil, fiziksel ve cinsel içerikli de olabildi- ğini vurgulayan Çiğdem Çalkılıç, şiddet tehdidinin de şiddetin kendisi kadar za- rar verdiğine işaret ediyor. Yani. sınıf ar- kadaşına dayak atılan bir çocuk da dayak yiyen kadar olumsuz biçimde etkileniyor. Fiziksel şiddetin bedensel zararlannın yani sıra, duygusal, düşünsel-bilişsel ve davranışsal alanlarda da zaran olduğunu belirten Çalkılıç, şöyle devam ediyor: "Öğretmen eğer sınıfta kendisini ege- men kişi olarak algıhyorsa, özbenliği ge- lişmiş, meraklı çocuğu,hi\ erarşik rolünü sarsan bir tehdit olarak görüyor. Engellenme duygusu da şiddete yol açabiliyor. Öğretmen engellerle karşdaş- uğmdaönceçaresbfik hissine kaptfrvor, son- ra da sözel ve fiziksel şiddete başvuruyor. Orneğin: zekâ sorunlan olmamasına kar- şın öğrenme güçlüğü olan çocuklar var ve pek çok öğretmen bu durumun farkında değil. Öğretmen bövle bir çocukla karşı- laşöğındaönce'Neden öğretemiyorum?" diye suçluluk duyuyor. Sonra çocuğa' Sen geri zekâlı mısın?" diye şiddet uygula- maya başlıyor. Oğrenme güçlüğü çeken, fizyolojik sorunlar yüzünden hareketle- rini kontroledemeyen (hiperaktif) çocuk- lar, tembel, ilgisiz. terbiyesiz. yaramaz ka- tegorisine sokuluyor. Halbuki öğretmen bu sorunlann farkında olsa anne-babayı yönlendirebilir. Çünkü bunlar öğretme- nin çözebileceği sorunlar değil. Öğretmenlerin sosyo-ekonomik, küJ- türel altyapdannuı desteklenmesi ve mes- lek yaşamı boyunca sürecek meslek içi eğitim görmeleri gereldyorf Dav^k atan öğretmen nasıl cezalanchnlıyor? İstanbul Milli Eğitim Müdürü OmerBa- hbey, eğitimde şiddete kesinlikle karşı olduklannı ve okullara bu konuda sıkı ta- limat verildiğini vurgulayarak, bu konu- daki uygulamalannı şöyle anlatıyor: u Bu konudaki iddiaları en kısa süre- de neticelendiriyoruz. Öğretmenin öğren- cisine şiddet uyguladığı kanıtlanırsa en ağn-şekflde cezalandınyoruz. Maaş kcsim, yer değiştirme cezaları veriliyor. Kasıt varsa, dayak olayı tekrarlanırsa öğret- menin görevine son veriyonız." Ş i d d e t i n z a r a r l a r ı 'Değersiz biriyim' •Benlikkavramı gelişimi (çocuğunkendinitannnası)ol\Hö- suz etkileniyor. • Benlik değeri gelişimi zedeleniyor. Çocuk 'Bendeğersiz biriyim' diye düşünüyor. • Özgüvenin gelişmesi engelleniyor. • Suçluluk duyuyor. 'Bunu hak ettim' diye düşûnûyor. • Şiddete karşı duyarsızlaşıyor. • uısan itişkilerinde duyarsızlaşıyor. • Öğrenmeye karşı direnç gelişmesine neden oluyor. Soru sorma, merak etme, araştırma yanlan köreliyor. Okul Içlnde kötü davranış tttrierl: • Fiziksel şiddet. • Onur kıncı, yargılayıcı, küçümseyici konuşmalar. • Cinsel içerikli şiddet (Kadınlan aşağılayıcı ifadeler, do- kunma. öpme vb.) Kültür Bakanı îstemihan Talay, SİTlerdeki turizm karannm 'iç yüzünü' açıkladı Turizmmerkederindekımtlkır 'aûatûdı'• Ercan Karakaş'ın soru önergesini yanıtlayan Talay, Turizm Bakanlığı'nın, Koruma Kurulu'nun görüşlerini "beklemeden" kararnameyi hazırlayarak Bakanlar Kurulu'na onaylattığını açıkladı. OKTAYEKİNCİ Bakanlar Kurulu'nun 6Ocakl998tarihlikara- nyla "Turizm Merkea" ilan edilen StT alanlann- daki arsa ve araziler için Kültür BakanlığTndan önceden istenilen yazılı görüşlerin "bekienmedi- ği"ortayaçıktı. CHP İstanbul Millet- vekili Ercan Karakaş ta- rafindan TBMM Başkan- lığı'na sunulan soru öner- gesine Kültür Bakanlığı'nca verilen yanıt- ta, Turizm Bakanlığrnın. SİT alanlanyla il- gili ön araştırmalann sonuçlannı bekleme- den Turizm Merkezleri Kararnamesi 'ni ha- zırlayarak Bakanlar Kurulu'na ilettiği açık- lanıyor. Soru önergesi Hükümetin son turizm merkezleri karar- ında SİT alanlannın çoğunluğu oluşturma- sı üzerine kamuoyunda yükselen tepkilere koşut olarak, CHP tstanbul Milletvekili Er- can Karakaş da Kültür Bakanı Îstemihan Talay'm yamtlaması isteğiyle TBMM Baş- kanlığı'na bir soru önergesi vermişti. dığını belirten Îstemihan Ta- lay, bu toplantıda belirttikle- ri görüşleri ve izleyen süreci şöyle özetliyor. "Topbnüya kanlan uzman- lannuz SÎT'lerdeki vetkinin KorumaKuruDanndaolduğu- nu, bu alanlarda ilan edilecek Turizm Merkezleri için kurul- lardan görüş almak gerekti- ğini, bu anlamda gerekli ince- lemekrlc biriikte kurul görüş- lerinin bildirileceğini belirt- melerine rağmen. Turizm Ba- kanlığı. bu görüşleri bekleme- den turizm merkezlerini Ba- kanlar Kurulu'na iletmiştir." Aynı yazılı yanıtında ayn- ca; "Turizm Merkezi ilan edi- len SİT'krde önceden ahnmış ve alınacak koruma kararla- ruun >ine geçerli olacağuun" da Turizm Bakanlığı'na bildi- nldiğinı belirten Kültür Baka- nı Talay. "korumadanödünve- ribneyeceğini' 1 de şöyle vurgu- luyor: "Bizeaittümyasalyet- kfier ile korumanın lebine ça- Boğaziçi'ndeki tarihi Atik AK Paşa Yahsı ve arsası da Kültûr Bakaniığı'nın görüjıi bckitnnıedtn utele çes rihnek üzere turizm merkezi üan edildi. (Fotoğraf: UĞUR DEMİR) 10 Şubat 1998 tarihli önergesinde; "Bu karan veözeOikiede SİT alanlannınTurizm Merkezi ilan edilerek yapıiaşmaya açdma- sını doğru buluyor musunuz" sorusunu yö- nelten Karakaş, şu 3 konuda da yine Talay'ın açıklama yapmasını istemiştı. "1 - Kararname hazırianırken Kültür Bakanhğı'ndan ve Koruma KuruUanndan, görüsistenmiş midir? 2 - tstendiyse Kültür Bakanhğfnın görü- şü ne ounuştur? 3 - Verelyönetkilere, meslek odalanna ve kent halkına danışılmadan haarianan ve on- lann haklı tepkilerine neden olan bu karar- namenin iptali konusunda bir girişiminiz ola- cakmıdır?" Bu sorulan 26 Şubat 1998 tarihli yazıy- la yanıtlayan Kültür Bakanı Îstemihan Ta- lay, SİT alanlannın Turizm Merkezi olma- sı durumunda da "her türlüimaryetkisinin vine Kültür Bakanlığı'na bağlı Koruma Kurullannda olduğunu" anımsatarak şu açıklamayt yapıyor: "Mülkiyet kime ait olursa olsun. kültür ve tabiat varhklannın korunmasını sağlamak, bakanlığımızın as- li görevlerindendirT Son Tunzm Merkezleri Kararnamesi henüz hazırianırken, 30Aralık 1997tarihin- de Turizm Bakanlığı'nda bir "Bakanhk- lararası koordinasyon toplannsı" da yapıl- Kültür Bakanlığı SlT'ler- deki turizm merkezleriyle il- gili bu güvenceyi verirken, Turizm Bakan- lığı'nın "geri çekme" sözü verdiği turizm merkezlerinin arasında örneğin Beşiktaş'ta- ki tarihi Atik Ali Paşa Yahsı bulunmuyor. Dahası, bu yalının işleviyle ilgili Koruma Kurulu karan bile beklenmeden, gazete ilanlanyla "300 yatakh otel" amacıyla ki- raya çıkartıldı bile. Oysa ki bu yalının giriş cephesindeki Çı- rağan Caddesi için trafiği arttırmayacak birimardüzeni planlanmıştı. Şimdi, Koru- ma Kunılu'nca da onaylı olan bu plan, Tu- rizm Bakanlığı'nın tek yönlü karanyla ge- çersiz kılınmış oluyor. YOK'un Cumhurbaşkanlığı'na sunduğu rapor Yurtdışına gönderilen öğrenci geri dönmüyor EBRUTOKTAR ANKARA - Öğrenim maliyeti kişi ba- şma 22 bin dolar olan yurtdışına gönderi- len öğrencilerden birçoğunun Türkiye'ye geri dönmediği, bir çoğunun da adeta "^yvsi- dışı gezisi"" anlamına gelecek şekilde ya- bancı üniversitelere gönderildiği belirtil- di. YÖK tarafindan hazırlanan " Yükseköğ- retimin Bugünkü Durumu" başhklı ra- porda. bugüne kadar yurtdışına gönderi- len öğrencilerde istenen verimin yakalanamadığı ve binlerce dolar harcan- dığına işaret edildi. 24 değişik üniversiteye top- lam 3 bin 272 öğrenci gönderildiği kaydedilen raporda, 1720 kişinin ha- len eğitimine devam et- tiği kaydedildi. Raporda, Türkiye'ye geri dönen 1050 kişiden yalnızca 267'sinin yüksek lisans derecesi aldığı bildirile- rek, "Bu kişilerin yurtdı- • Raporda, öğretim üyesi kadrosu itibanyla en fakirlerin vakıf ûniversiteleri, en varsıllann İstanbul, Ankara, Hacettepe, Gazi ve Ege ûniversiteleri olduğu belirtildi. şınagönderflmelerinin ana amacınındok- tora derecesi almak olduğu gözönüne ahn- dığmda, > urtdışında bir derece aldıkları için kâğıt üzerinde hukuki açıdan başan- h gözüken bu kişilerin aslında başarısız ol- duğu ortaya çıkmaktadır" denildi. Raporda, yurtdışına gönderilen öğren- cilerden 165'inin ülkeye dönmediği, 307 araştırma görevlisinin de akademik başa- nsızlık, sağlık sorunlan ve 1 yıllık yurtdı- şı gezisi anlamına gelecek şekilde yaban- cı üniversitelere gönderilmesi nedeniyle eği- timini tamamlayamadığı vurgulandı. Yurt- dışına gönderilen her 2 araştırma görevli- sınden ancak bir tanesinin doktora dere- cesini alarak Türkiye'ye döndüğüne işa- ret edilen raporda, yurtiçi lisansüstü eği- time ağırlık verilmesi gerektiği anlatıldı. Raporda. öğretim üyesi kadrosu itiba- nyla en fakirlerin vakıf ûniversiteleri, en varsıllann İstanbul, Ankara, Hacettepe. Gazi ve Ege ûniversiteleri olduğu ortaya kondu. İstanbul, Ankara. Hacettepe, Ga- zi ve Ege üniversitelerinde 1712-990 ara- sında değişen öğretim üyesi sayısınm Bey- kent, İstanbul Kültür, Atılım, Doğuş, Bil- gi, Çağ ve Işık üniversite- lerinde 21-5'e kadar düş- tüğü bildirilen raporda. va- kıf üniversitelerinin örgün eğitime yerleştirilenler için- deki payının da yüzde 4.5 olduğu belirtildi. Raporun "Sorunlar ve Öneriler" bölümünde ise şu görüşlere yer verildi: - Her üniversitede kayıt- lı öğrencilerin doğal üye ol- duğu Öğrenci Birliği ku- rulînah. Öğrenci Birliği baş- kanı ile yardımcısı, ûniver- site senatolanna katılmalı. • Kâr amacı gürmeyen vakıflara üni- versiteye bağlı olmaksızın, meslek yükse- kokulu, enstitü, vakıf yükseköğretim oku- lu kurulması olanağı yaratılmalı. • Üniversiteler. yıllık bütçelerini kendi- leri hazırlamalı. • Akademik Değerlendirme Kurulu oluşturulmalı. 5'i ûniversite üyesi olma- yacak toplumda saygınlık kazanmış kişi- lerden oluşacak kurul, toplumla ûniveısi- te arasında ilişki kurmalı ve kalitenin yük- seltilmesine ilişkin akademik değerlendir- meleT yapmah. n a d a O e h e P r a 5 8 Ç 5 , e n « T a n g o l u Pazariar".dördüncü >^şım önceki akşam 156'ncı kez bir araya gelen tango tutkunlanyla kutladı. L mit İris ve Seval Uğur'un sunduğu tangogösteriaflgiyteizlendL (Fotoğraf: AYK.UT KÜÇÜKKAYA) e-posta: tan @ vol. com. tr Solaryumda bronzlaşırken cildi yakmaym Çeviri Servisi - Sağlık- lı görünen bronz bir tene sahip olmayı isteyenlerözel- likle kış ve ilkbahar aylann- da solaryumlan tercih edi- yorlar. Solaryumlann ise en kısa zamanda en çok bronz- latanı müşteriler açısmdan en çok isteneni oluyor. Bu nedenle üreticiler de sürek- li daha yoğun bronzlaştın- cı etkisi olan aletleri üretme- ye yöneliyor. Oysa bronz- îaştıncı etkinin yoğunlaş- ması, kişinin daha çok yük- sek enerji ışınına maruz kal- ması anlammı taşıyor. Yapılan araştrmalara gö- re solaryum alrında bronz- laşanlann büyük bir bölü- mü 20 ile 40 yaş arasında ve yüzde 62 oranında kadın. Cilde derin nüfuz edecek bir bronzlaşma için az bir miktar kısa dalga UV-B ışı- nının uzun dalga UV-A ışın- lanyla kombinasyonu ge- rekiyor. Ancak sağlıklı bir bronzlaşma için uzmanlar, kısa aralıklarla uygulanan yavaş ve uzun süreli solar- yum kullanımı öneriyorlar. UV-B ışınlan üst derinin en ah katmanlanndaki pigment hücrelerine kadar ulaşıyor ve pigment oluşumu meka- nizmasını çözerek küçük pigment çekirdekleri şek- linde melanin oluşmasıru sağlıyor. Melanin pıgment- leri 3-5 gün içinde derinin üst katmanına ulaşıyor. Cilt bronzlaşıyor. Solaryum altında bronz- laşmanın ciltte yarattığı tah- ribattan kaçınmanm yolla- n ise şöyle: • 18 yaşından önce bu yola başvurmamak, • Solaryuma girmeden önce güneş kremi. parfüm ve kozmetik ürünleri kullan- mamak, • Mutlakakoruyucugöz- lük kullanmak, • Solaryum sürecinde ilaç kullanılması gereğin- de, doktora danışmak. Küçük Cansu'ya evde yoğun bakım SAADET USLU Akciğerlerin- deki rahatsızlık nedeniyle kalp yetmezliği çeken CansuIşık(4 5X evinde yoğunba- kım tedavisi gö- recek. Türki- ye'de ilk keztaru konan has- talığı yüzünden yeterince soluk alıp veremeyen Can- su, yurtdışından getirilen bir alet sayesinde yoğun ba- kımda yatmaktan kurtulu- yor. BabaNediınl^k'ınfark etmesi üzerine Çorum'da bir doktora götürülen Can- su'nun önce kalbindeki bü- yüme fark edilmiş. Hemen İstanbul Tıp Fakültesi'ne gönderilen Cansu, hastane- ye yatınldığı gün şoka gir- miş. Doç. Dr. MeonKara- böcüoglu, kontrollerin ar- dından akcığer sorunu ortaya çı- kan Cansu'nutı hastalığımnuzun süre tanımlana- madığını ifade etti. Karaböcü- oğlu, Türkiye'de ilk kez tanımla- nan hastalıgı şöyle anlattı: "Solunum merkezindeo yeterli solunum uyansıçüV- mıyor. Akciğerde mevdana gelenbasınçarnşıkalbebas- kı yapnor. Bu baskı kalp yetmezİiğine neden oJınar. Hastahknedeni> le akciğeı-- deçoksayıda pıhulaşma d a oluşuyor. Norraalde Ca«ı- su'nun vaşındaki birçocuık dakikada 20-25 kez solu- mah.Cansu ise8-10kezso- luk ahyor." Dr. KaraböcO- oğlu, "Aletin değeri 15-20 bin dolar. Cansu şimdillk bu alete bağlı olarak yaşsr- yacak" diye konuşru.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear