23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
30 MART 1998 PAZARTESİ • • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLERIN DEVAMI 17 T U RKIY E Istanbul PB 7 Sinop Edirne PB 8 Adana Y 16 PB 13 Samsun Kocaeli PB 7 Trabzon Çanakkale PB 6 Giresun Izmir Y 7 Mersin Y 15 _Y 11 Dıyarbakır Y 14 PB 12 Ankara __Y 9 Şanlıurfa Y 14 PB 10 Mardın Y 10 Manisa PB 12 Eskişehır PB 7 Sıirt Y 11 Aydın PB 15 Konya Denızlı PB 14 Sıvas PB 8 Hakkâri 7 Van Zonguldak PB 7 Antalya PB 15 Kars Ortave Doğu Karadenız, Iç Anadolu'nun doğusu, Doğu Akdenız ıle Doğu ve Guneydoğu Anadolu bolgelen yağışlı, dığer yerler parçalı az bulutlu geçecek Yağışlar yağ- mur ve sağanak. Doğu Akdenız'de gok gurultü- lu sağanak şeklınde ola- cak. Hava sıcaklığı yağış olan yefterde bıraz aza- lacak. dığer yerierde de- ğışmeyecek. Oslo Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn Y Y PB Y PB PB PB PB 8 5 6 17 16 19 16 14 Münih PB 16 Zürih Berlin Budapeşte Madrıd Vıyana Belgrad Sofya Roma Atina HB B Y B PB PB PB Y 15 14 21 16 12 12 19 11 PB 17 Şam Moskova Aşkabat Akmola Taşkent Bakû Bişkek Tiflis Kahire K Y PB Y Y Y Y Y 5 18 3 12 13 12 16 22 Y 20 0Aç,K bulutlu SiSlı Bulutlu k Çok bulutlu p Yağmurtu \PJWJS Kartı jkar Gok gurultülu Ecevit'e göre Giilenle ilgili kaygılar 'aşırı' türbe uyansıANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-Diyanet Işleri Baş.- kanı Mehmet Nuri Yılmaz: "büyük hükümdarlar. bil- ginler. veli olarak bilinen şahsiyetler, meşhur komu- tanlar ve şehitlcrin sürekli anılması amacıyla yapılan türbelere bel bağlayarak, on- lardan medet ummanın. çul- çaput bağlayarak kurban kesmenin İslamla bağdaş- madığT uyansında bulun- du. Geçmiş dönemlerde Al- lah inancından sapılmasın- da benzer tutum ve davra- nışların rol oynadığını anım- satan Yılmaz. "Önceki pey- gamberlerin mesajlan asır- lar içinde, çeşitli etkenkr ya- nında, vefat eden büyük zat- lar hakkında gösterüen aşın sa\gı ve tazûn nedeniy ie tev- hldçi özünü yitirmiş ve ger- çek özünden sapmışnr" de- di. Dı\anet tşlen Başkanı Mehmet Nuri Yılmaz. dün yaptığı yazılı açıklamasında yurttaşlan türbe ve mezar- lık ziyaretleri konusunda uyardı. Her yıl yaklaşık 19 milyon kişinin türbeleri zi- yaret ettığini bildiren Yıl- maz. açıklamasını şöyle sür- dürdü:"Tevhid konusunda son derece hassas olan vetev- hidçi özünü kıyamete kadar koruyacak olan İslam dini, putperestliğe ve insanlann heva ve nefsani ihtiraslannın kutsallaştırılmasına karşı çıkmış. bu konuda büyük mücadeteler vermiştir." Yılmaz. yaptıklan araştır- ma ile Türkiye'deki türbe envanterini çıkardıklannı açıkladı. Yurt genelinde 1263 türbe saptadıklannı bildiren Yılmaz, b'urilafın çoğunluğunun illerde bu- lunduğunu kaydetti. Yıl- maz. fürbelerin yüzde 74.8'inin ilçelerde. yüzde 25.2'sinin illerde bulundu- ğunubelirtti. Artvin. Ardahan ve Igdır illerinde hiçbir türbe bulun- madığını açıklayan Yılmaz, yurt genelindeki 1263 tür- beden 173'ünün de hiçbir şekilde ziyaret edilmediğini saptadıklannı söyledi. Yılmaz, yılda ortalama 18 milyon 967 bin 990 kişinin "Allah rızasL dikk, bereket, genç kızlann çabuk evlen- mesi, evlenmek isteyenlerin nasiplerinin açılması. bela- dan ve büyüden kurtulun- ması, askere giden gençlerin uğurlanması. hastalıklara karşı şifa bulunmasu mane- vi ve maddi sıkıntılardan kurtulunması, çocuk sahibi olunmasu sütü olmayan an- nelerin sütünün çoğalması, hamile kadınlann rüyasın- da doğuracağı çocuğun cin- siyetini görmesi, hacca gi- denlerin selametle dönmesi. türbelerin kutsiyetine inanıl- ması. yağmur yağmasu za- raıiı haşarattan kurtulun- ması, hasta hayvanlann iyi- leştirilmesi ve turizm" gibi nedenlerle türbeleri ziyaret ettiklerini açıkladı. Yılmaz, türbe araştırma- sında ortaya çıkan bu sonuç- lar nedeniyle halkın uyanl- ması gereİdiliğini hıssettik- lerini söyledi. Önemli şahsi- yetlerin sürekli anılması amacıyla yapılan anıtmezar ve türbelerin beşerüstü var- lıklar olarak görülmemesini isteyen Yılmaz, Peygam- ber'in "Vefatımdan sonra kabrimi tapılır put haline koyma" buyurduğunu' anımsattı. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan Yardımcısı Bülent Ece- vit MGK'de "irticai faaliyetier" kapsamında gündeme gelen Fethul- lah Gülen'le ilgili kaygılan "aştn" bulduğunu açıkladı. "Tabü kuşku duyulmasım da doğal karşılıvorum. Olağanüstü örgütlenme ve olağa- nüstü kaynaklar1 " dıyen Ecevit. 3 kez görüştüğü Gülen'le Türk-tslam tasavvufunu değerlendirdiklerini açıkladı. Ecevit, Gülen grubunun "laik cumhuriyete yatkın" olduğu görüşünü de onayladı. Ecevit, dün NTV'de katıldığı bir programda, Fethullah Gülen'le ilgi- li düşüncelerini açıkladı. Ecevit, la- iklik konusundaki duyarlılığından kimsenin kuşku duymaması gerek- tiğini vurgularken, "Siyasal yaşa- num boyunca laikliği savundum, a- ma dindarlan incitmeden savun- dum. Ne kadar gelişmeler olursa ol- sun, bilimin yanıt veremeyeceği ba- n yaşamsal sorunlarvardır. Bazı çev- reler dine bağhlığın her türlüsünü irtica gibi görüyoriar. Ben bunu iç> me sindiremiyoruın'' dıye konuştu. Ece\ it. hoşgörüye dayalı tasavvufu benimsediğini söylediği Gülen'in. tran'dakı köktendinciliğe. Bahaili- ğe, Suudı Arabistan'ın anlayışına soğuk baktığını söyledi. Ecevit, Ba- tı Çahşma Grubu'nun (BÇG) rapo- runda yer alan bazı bilgilere de de- ğinerek şunlan söyledi: "Partileş- me>i reddetmiş. RP"yi destekleme- miş. Gi\im kuşamda tepkileri aşm bulduğunu açıklamış. Eğitinıe çok önem vernüş. Toplam 250 kadar eği- tim kummu ki, bunun 150'si başka ülkelerde. Bunlara kuşkuyla bakriı- yor. Dışandaki okullan ziyaret eden herkes burada dini eğitim verilmedi- ğini. laikliğe aykın ögrenim sistemi bulunmadığını, Atatürk resimleri bulunduğu, İstiklal Marşımtan söy- lendiğini kabul ediyor. İrtica bunun neresinde anlamıyorum." Ece\ it. Gülen grubunun eğitim faaliyetlerinin. Ona Asya'daki Türk cumhuriyetleri ve Azerbaycan'ın Iran köktendinciliği ya da Suudi Arabistan'ın etkisi altına girme teh- likesini engellediğini savundu. Ece- vit, "Kala kala Fethullah Gülen'in kravat takmaması kalryor. Çe\Tesin- deki insanlara baktığımızda hepsi kravaüı. Bu konudaki kuşkulan aşı- n buluyorum. Tabü kuşku duyubna- sını da doğal karsılıvorum. Olağa- nüstü örgütknmeve olağanüstü kay- naklar. Kimse bu kaynaklar başka yollardan alınmışür da divemiyor" diye konuştu. Ecevit. Gülen cema- atinin "laik cumhuriyete yatkm" ol- duğu görüşünü de onaylarken, "Bel- ki geçmişte öyle değildi. Ama o gün- lerden beri çok şey değişti. İnsanla- ra da değişme hakkı tanımamız la- zun" dedı. Ecevit, Gülen grubunun okulla- nnda ve kuruluşlannda yasalara ay- kın, irticayı destekleyen unsurlar varsa, devletin görevinin bunlan or- taya çıkarmak ve gereken önlemle- ri almak olduğunu söyledi. Ecevit, devletin eğitimde bıraktığı boşluğu doldurmasıyla özel yurtlara gerek- sinim kalmayacağını \urguladı. Seçim tartışıııası • Baştarafı 1. Sayfada yasalan Meclis'ten çıkanlır, hazi- ran ayından sonra da yaza doğru seçim konusu konuşulur" diye ko- nuştu. DTP Genel Başkanı Hüsa- mettin Cindoruk da, Baykal'm "Ydmaz, ülkeyi toparlayarak seci- megitmeanlayışmda" sözlerini de- ğerlendirirken. "Demokrat düzen ortaya konmadıktan sonra 1 ürki- ye'ji nasd toparlayacaksınız" dedi. Partisinin yeni kurulması ve ye- terince örgütlenememesi nedeniy- lebaştan beri seçime "mesaiefi" ba- kan Cindoruk. hemen gidilecek bir erken seçimin yeni bunalımlar ya- ratabileceğini belirtirken Baykal'a çattı. "Ulkeyi toparlayarak seçime ştme" fırsatının başbakan yardım- cısı ve dışişleri bakanıyken Bay- kal'ın eline geçtiğini vurgulayan Cindoruk, "'TürldyeŞi topariayıp o zaman niye seçime gitmedikkrini halk sorar. Türkiye'yi topariayıp se- çime gitmek için evvela, Türki- ye'nin anayasal düzenini, demokrat bir düzen haline getirmek gerekir" dedi. ANAP Genel Başkan Yardımcı- sı Ali Kemal Başaran ise bayram sonrastnda yapılacak Yılmaz-Bay- kal görüşmesinin ardından nisan- mayıs aylannda seçimle ilgili yasal düzenlemelerin yapılabileceğini söyledi. Başaran, seçim yasası ve tarihi üzerinde uzlaşma sağlandığı tak- dirde de ekim ya da kasım aylann- da erken seçime gidilebiieceğini belirterek. •'Sayın Baykalm istedik- lerinigözardı edipdeyürümek had- dimiz değüdir" diye konuştu. DYP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Göttıan ise sonbahardan önce seçim olasıhğının giderek azaldığını söyledi. CHP'nin kilit parti olduğunu kaydeden Gölhan. "Bayka^tavrmı ortaya koydu. Uzlaşma var. Yani, liderler bu sene seçimin kaçınılnıaz olduğunu tescil ettiler" dedi. Irkçı 'Cıımhuriyet için tehlike^ Valilere insan haklan dersi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- Içişleri Bakanlığı. 80 ilin vali ve emniyet mü- dürüne bugün "insan hak- lan" konulu konferans vere- cek. Polis Akademisi Başkan- lığı'nın Anıttepe Tesisle- ri'nde bugün saat 10.00'da başlayacak konferansı iki gün sürecek. Konferansa katılacak ko- nuşmacılar ve konulan şöy- le: Prof. Dr. AhmetMumcu: Avrupa tnsan Haklan Söz- leşmesi \e lşkencenin Ön- lenmesine Dair Avrupa Söz- leşmesi'nin Hukuki Niteli- ği ve Bu Sözleşmelerle Oluşturulan Denetim Me- kanizmalan. Dışişleri Bakanlığı - Ne- cip Egüz: İnsan Haklan Kavramı, Gelişimi, Ulusla- rarası llişkilerde Oynadığı Rol ve İnsan Haklan Ala- nında Uluslararası Yüküm- lülüklerimiz. Dr. Bülent Çilekh: Avru- pa İnsan Haklan Sözleşme- si ve Işkence ve tnsanlık Dı- şı ya da Onur Kıncı DavTa- nış ya da Cezanm Önlenme- sine DairAvrupa Sözleşme- sinin Hukuki Niteliği. Dr. Fatih Karaosmanoğ- lu: Avrupa İnsan Haklan Mahkemesi ve lşkencenin Önlenmesine Dair Avrupa Komitesi ile Oluşturulan Denetim Mekanizmalannın Türkiye'ye llişkin Uygula- malan Kapsamında Idari Uygulamalar. APK Krl. Bşk. V. tsmafl Özdemir: İnsan Haklan Alanında Tespit Olunan Ak- saklıklar ve Bunlara llişkin Çözüm Önerileri. • Baştarafı 1. Sayfada BÇG'nin "Fethuflah Gülen rapo- nı"nda: "hoşgört Ve banş tabto- su"yla baii devlet çevrelerini etkile- yen Gülen cemaatinin, kamuoyunda "faah'yetlerim de\letin desteklediği" imajı yaratarak. "hedefini gerçekleş- tirinceye kadar kendilerine bir zarar gelmemesi için devlete karşı aldıklan tedbir mahiyetinde takıyye yaptıkla- rı" kaydedildi. Gülen cemaatinin devlete alterna- tif bir örgütlenme olduğu anlatılan ra- porda, cemaatin yurtdışı okullannın ve kaynağının araştınlması, aynca bu kişinin arkasında devlet olduğu ima- jının yok edilmesi gerektiği vurgu- landı. Raporda gündeme getirilen ko- nular özetle şöyle: # Türk aydınının halktan kopuk- luğunu çok i>i değeıiendiren bu kişi, ıhmlı bir görünüm içerisinde vatanda- şın din \e vicdan hürriyetini istismar ederek cumhuriyete itirazuu üstü ör- tülü olarak ortaya koymakta, milli menfaatlen şahsi menfaatlanna dö- nüştürerek demokrasiyi tahrip et- mektedir. # Kısavadede, Türkiye'de herke- sin dini yaşantı içinde olmasını, uzun vadede bir din devleti kurmayı hedef- lemiştir. Mahatma Gandi'nin davra- nışlanndan esinlendiği söylenebilir. Kravat takmayarak çevre6İne belirli bir mesaj vermektedir. 10 Kasım 1938 tarihinde doğmuş olmasına rağ- men sadece 1938 yılını söylemekte- dir. # Tarikata girmiş olan askeri per- sonele, "Çalışın. İngilizce öğrenın, amirlerinizle iyi geçinin ve kendinizi saklayın" gibi 4 öğüt vermesi, gele- cekteki niyetlerini açıklamak bakı- mından çok dikkat çekicidir. 0 Gülen grubu Nurcu tarikatı, Si- lahlı Kuvvetler içerisinde yapılana- bilmek ve ilende etkinliğe kavuşabil- mek amacıyla yeni projeler üretmeye başlamıştır. Askeri okullarda okuyan öğrenciler öncelikli hedef olarak be- lirlenmiş, kültür düzeyı yüksek ce- maat mensubu ve rürban takmayan bayanlann askeri öğrencilerle tanış- malan ve evlenmelerinin sağlanabil- mesi için gerekli vasatı oluşturacak bir yapılanmaya gidilmiştir. Anılan kesim tarafından bu yön- tem ile 5-7 yıl arası bir sürede Silah- lı Kuvvetler içerisinde cemaat olarak söz sahibi bir konuma gelebilecekle- ri şeklinde değerlendirmeler yapıl- maktadır. # Fethullahçılar, polis kolejlerine öğrenci sokmak, öğretim üyelerini fcel olarak seçtirmek~ve cemaate bağ- h polislerin daha öğrencilik yıllann- dan itibaren beyinlerini yıkamak su- retiy İe EmniyetTeşkilan'nda oldukça etkin hale gelmişlerdir. Bunun arka- sında. polisi, asker karşısında bir güç dengesi oluşturmak amacıyla kullan- mayı öngören bir planın bulunduğu açıkça ortaya çıkmaktadır. # Birinci öncelikli tehdit olarak al- gılanan sıyasal lslama karşı Gülen'i bir umut ışığı olarak görenler, kısa bir zaman sonra bu yanılgının faturasını ağırödemek mecburiyetinde kalacak- lardır. Bu kişı gerçekte demokratik ve laik Türkiye'nin geleceği açısından büyük bir tehlike olarak göz önünde bulunmaktadır. # Gülen, demokratik yollardan devlet kademelerinde kadrolaşarak, Atatürk ilke \e inkılaplarını da or- tadan kaldırıp. şeriat esaslanna day- alı bir de\ let kurmayı ve bunu takiben Dünya Türk İslam Birliği'ni gerçek- leştirmeyi hedeflemektedir. # Fethullahçılar, görüşlerinin kolayca ulaştırılacağının bilinci ile görsel-sözel medya unsurlannı etkin olarak kullanmaktadırlar. I Baştarafı 1. Sayfada için yöneticiatamalan ikbV dar partileri arasında bir siyasi satranca dönüştürül- mektedir. Aynca Hazine Müsteşarh- ğı ile Ulaştırma Bakanlığı arasındaki bir çekişme gö- rüntüsündeki gelişmeler de aslında kurumdaki ırk- çı ve şeriatçı kadrolaşma çabalanndan ortaya çık- maktadır." EMO Yönetim Kuru- lu'nun açıklamasında, ka- muoyuna yansıyan yolsuz- luk iddialannın da kadro- laşmaya "malzeme" yapıl- dığı belirtilerek, "Siyasile- rin emir-komuta ilişkileri >e bilgileri çerçevesinde ya- pıldığı bilinen yolsuzluğa konu olan yolsuzluk işlem- leri, kurum içinde konu ile ilgisi olmayan insanlann et- kisizleşririlmesi nrsatçıhğı olarak kullamlmak isten- mektedir. Kurumda ırkçı- şeriatçı bir yönetimin etkin kıhnmasına basamak >a- pılmakistenmektedir" de- nıldı. Kadrolaşma kavgaları nedeniyle kurumun hiz- met üretemez duruma ge- tirildiğine dikkat çekilen açıklamada. özelleştirme belirsizlikleri nedeniyle yatınm yapılmaması ve yeterli bakım-işletme hiz- meti verilmemesi sonu- cunda hizmet kalitesinin sürekli gerilediği vurgu- landı. Açıklamada, "Ülke çı- karlanna aykın, kurumun ve sistemin çöküşünü hız- landıracak bu türden so- rumsuz davranışlann, özelleştirme öncesi oyunlar olduğu ve kurumun ulusla- rarası tekellere satışına ve sanş değerini düşürücü bir başka mizansenin de bir parçası olabileceği yönün- deki kuşkulanmız artmak- tadır" denildi. SuLTANBEYLl MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRÜ Yûfkz'a 'tarikatçı'suçlaması YUSUFZİYAAY Sultanbeyli tlçe Milli Eğitim Müdürü Ha- san Yüdız'ın ilçedeki tarikatçı kadrolaşma- yı sağladığı ve tarikatçılığını Atatürkçü gö- rünerek gizlemeye çalıştığı öne sürüldü. D- SP Sultanbeyli İl'çe Başkanı MustafaÇolak. ANAP Istanbul Milletvekili Halit Duman- kaya'mn isteğiyle Sultanbeyli llçe Milli Eği- tim Müdürlüğü'ne getirileceği belırtılen Ka- yaEraslan'ı, ANAP llçe Başkanı Süleyman Çelik'e kendisinin önerdiğini söyledi. Mustafa Çolak, Sultanbeyli Mehmet Akif Ersoy Ilköğretim Okulu öğretmeni Kaya Eraslan'ın "ilerici, demokrat, laik" bireği- timci olduğunu söyledi. Kaya Eraslan'ı, Çe- lik'e kendisinin önerdiğini belirten Çolak, tlçe Milli Eğitim Müdürü Hasan Yıldız'ın cep telefonunu tlim Yayma Cemiyeti'nin ar- mağan ettığini öne sürdü. Yıldız'ın. ilçedeki Ahmet Yesevi. Battal- gazi, Meviana gibi ilköğretim okullannda tarikatçı kadrolaşmada etkili olduğunu iddia eden Çolak. "Hasan Yıldız, tarikatçı kadro- laşmasını saklamak için, takıyye yaparak Atatürkçü görünmeye çauşıyor. Yüdız son olarak öğretmenevi yönetim kuruluna 9 ta- rikatçı, iki de MHP'li üyenin getirihnesini sağlamıstır'' görüşünü sa\ undu. Çolak. tlçe Milli Eğitim Müdürü Hasan Yıldız'ın göz yummasıyla müdürlük bina- smın da bulunduğu Turgut Reis İlköğretim Okulu'nun "Fethullahçr. Erdoğan Özel Yurdu'nun da "Süleymancr tarikat üyele- rinin merkezi durumuna geldiğini öne sür- dü. Çolak. Istanbul Valiliği'nden Milli Eğitim Bakanlığf nın personel kayıtlannı ıstedıği ve Sultanbeyli llçe Milli Eğitim Müdürlüğü için alternatif isimler olarak düşünüldüğü öne sürülen İzzet Baran adlı öğretmenin da- ha önce llçe Milli Eğitim Müdürlüğü'nde şube müdürlüğü yapmış "MHP örgütçüsü" olarak bilindiğini iddia ettı. Çolak. MEB'in sicil kaydını istediği öğretmenlerden Mu- harrem Ertaş'ın adınınsa yolsuzluklara ka- nşan eski bir Sultanbeyli llçe Milli Eğitim Şube Müdürü olduğunu savundu. Sultanbeyli 'deki okullarda görevli bir grup öğretmen de Yıldız'ın yıllarca "tari- kadarla iç içe çalıştiğını" iddia etti. Öğret- menler, Hasan Yıldız'm yıllardır türbanlı öğretmenlerin Sultanbeyli'deki okullarda çalışmasına izin verdiğini savunarak Yıl- dız'ın tarikatlarla ilişkisi olduğunu iddia et- tiler. G U N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada Türkiye artık seçim havasına girdı. Bunu ortadan kal- dırmak olanaksız. Kimi siyasiler, "Meclis kapanana dek bundan hiç söz etmeyelim" diyor. - Neden? "Bundan..." - Bu ne? "Hani o canım..." -One? "Yaa... Seçim işte..." Bundan böyle adını ansalar da anmasalar da siya- silerin aklında hep seçim olacak. Bu ortamda "icraat hükümeti" olmak da çok zor. Ama bunu söylüyorsak, "istirahat hükümeti" olsun da demiyoruz. Baykal-Yılmaz görüşmesinin içeriğini bu köşenın di- line şöyle çevirebiliriz: Yılmaz - Yoğun bir MGK oldu. Askerier çok hazıriık- lı gelmişler. Bizim de bir şey yapmamız gerekiyor. Baykal - Bu konuda bahane arama, ben sonuna ka- dar yanındayım. Yılmaz - Sen yanımdasın ama benimkiler yanımda olacak mı? Onu kestirmek zor. Baykal - Öncelikli yasalan konuşalım. Bayramdan sonra yeniden bir araya gelip seçim tarihini saptaya- lım. Saptarsak, hükümete tam destek veririz, yola de- vam ederiz. Saptayamazsak, sen bilirsin. Eski duruma dönülür... Yılmaz - Buna şantaj derler... Hem ortaklanmla du- rumu değerlendiımeliyim. Baykal - Bu şantaj değil, siyaset... Yılmaz - Bayramdan sonra dörtlü görüşelim. Ecevit ve Cindoruk da katılsın. Baykal - Şu aşamada olmaz. Onlarla önce siz konu- şun. Sonra belki... Dünkü hava, hükümet ortaklannın seçim konusun- da tam görüş birliğı içinde olmadığı yönündeydi. Tablo, önümüzdeki dönemi CHP'nin şekillendirece- ğini göstenyor. Bu durumda Baykal için şu tanımlama- yı yapmak abartma olmaz: - Başbakandan sorumlu muhalefet lideri. Türkiye tipi demokrasinin ilginç görüntülerinden bi- ri. Mart ortasmda Baykal'dan hükümet hakkında gen- soru vermesini isteyen Yılmaz, nisan ortasmda hükü- metin geleceğinı Baykal' la konuşmayı planhyor. Yıl- maz'ın hükümeti için muhalefetın gensoru vermesini is- temesi de yine "Türkiye tipi" demokrasinin ayn inceli- ğiydi. Bir başbakan düşünün ki muhalefetten gensoru istiyor. Gülen... Ne siz sorun... Yazının başında vurguladığımız gibi siyasette iç teh- dit olarak "seç/m"görünüyor. MGK bildırisinde açıkla- nan iç tehdit ise "irtica". Yılmaz-Baykal görüşmesinin ortasına da seçimin oturduğunu yukanda aktardık. MGK bildirisinde attı çizilen konulardan biri, hüküme- tin irtica ile mücadele konusunda yaptığı bazı yasal ha- zırlıklann "memnuniyetle müşahede edildiği" idi. MGK'de bu bağlamda Fethullah Gülen konusu da gündeme geldi. Ecevit, dün konuya ilişkin sorumuza şu karşılığı verdi: - Bu konuda ne siz soru sorun ne ben bir şey söyle- mışolayım... İki gündürgazetelerin degişik sütunlanndaçıkan ha- berler, irtica ile mücadeleden kesınlikleödün verileme- yeceği yönünde. Ama korkarız ki önümüzdeki dönem konuya yine yanlış pencereden bakılacak ve akla ilk "yasak yasalan" gelecek. Üstelik gelınen nokta, üç beş göstermelik yasakla çözümlenecek gibi de değil. Hükümetin gündeme ge- tirdiği yasalann da çok büyük çoğunluğu, REFAHYOL döneminde hazırianmış olanlar. Burada şu soru akla geliyor: - O dönem hazırlanmışsa neden sekiz aydır bekli- yor? REFAHYOL dönemındeki bu hazıriıklann, "7B- MM'den geçırmek üzere" değil, "MGK'ye göstermek üzere" yapıldığı da altı çizilmesi gereken ayrı bir konu... Kurtsan Bayramı'na da bahar havasıyla gıreceğiz a- ma, nasıl çıkacağımız belli değil. Ortalık bir yumuşu- yor, bir sertleşiyor. Sertleşince biçimsizleşıyor... Yumuşayınca şekilsizleşiyor... Ortasını birbulsak... Universite I Baştarafı 1. Sayfada kamyonun yoldan geçeme- diği öğrenildi. Malatya'da bekletilen kamyonun toprak kayması meydana gelen ye- re gönderildiği. sınav evra- kının sınav yöneticilerinin ve güvenlik güçlerinin de- netiminde bu kamyona akta- rılarak Ankara'ya getirile- ceği bildirildi. Sınavda. sözel, sayısal ve eşit ağırlıklı puan türlerinin en az birinden-120 puan ve üstünü alacak adaylar ÖYS'ye girmeye hak kaza- nacak. 105-120 arasında pu- an alan adaylar ise Açıköğ- retim Fakültesi ve meslek yüksekokullanna girebile- cek. Çoğrafya testinin 66. sorusu ile tarihle ilgili bö- lümdeki 44.45 ve 46. soru- lar uzmanlarca tartışmalı bulundu. ÖSS Uygulama Yönergesi'nde açıkça belir- tilmesine karşın sınav kim- lik belgelerinde türbanlı fo- toğrafi bulunan adaylann da sınava girmesine izin veril- di. Yoğun yağmur altında çocuklannın sınavdan çık- masını bekleyen anne-baba- lar, en az sınavdaki çocukla- n kadar kaygı ve heyecan yaşadılar. 07.00 Sûnoydın Turldy< Mehmet Ali 10.00 Coffee-Tıme Rana 12.00 Her yönüyle sanat haberleri, "bilgi kanalı"nda. ENTrv
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear