Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
23 MART 1998 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI 11
Ücretlilerin
vergi alacağı
• ANKARA(ANKA)-
Vergi reformunda
öngörülen indirimden
diğer mükelleflerden önce
ücretliler yararlanacak.
Tasan aynen geçerse gelir
vergısi tarifesinde ilk
dılime uygulanan oran
yüzde 20*ye, gelir vergisı
dılimi sayısı 6"ya. en
yüksek oran yüzde 45 "e
düşecek. İlk dilim ise 1
milyar liraya yükselecek.
Hem gelir \ergisi
oranlanndakı ındınmin
hem de vergı dılımindekı
artışın yılbaşından ıtibaren
yürürlüğe gırecek olması
nedeniyle. ücretleri peşin
olarak vergilendinlen
ücretlilerin Malıye"den
önemli bir vergi alacağı
doğacak.
tsrail Sanayi
Bakanı geliyor
• ANKARA (AA) - tsrail
Sanayi ve Tıcaret Bakanı
Nartan Sharansky
başkanlığında bır lsrail
heyeti, bugün Türkıye'yi
ziyaret edecek. Dış Tıcaret
Müsteşarlığı"ndan yapılan
yazılı açıklamada, Türk-
lsrail tş Konseyi'nin.
bugün Istanbul'da
düzenlenecek olan
toplantisında Devlet
Bakanı lşın Çelebi ile
birlikte katılacak olan
Sharansky. 24 Mart Salı
günü resmı temas \e
görüşmelerde bulunmak
üzere Ankara'ya geçecek.
Vestel PC'de
iddialı
• ANKARA (ANKA)-
Vestel, 500 doların altında
bir fıyatla PC üretmek ıçin
kollan sıvadı. Şirket. çok
düşük maliyetli. ancak
yüksek performanslı ve e\
kullanıcılarına yönelik PC
üretme\i amaçlıyor.
TOBB'a yetki
devri
• Ekonomi Servisi -
Sanayi ve Ticaret
Bakanlığı, verdigi
hizmetlerden bazılannı
Türkiye Odalar \e
•BBMtrr'BİTİigi (TQBB).
"ftirkıyefesnaf ve
Sanatkârlar
Konfederasyonu ve
Türkiye Ziraat Odalan
Birliği'ne devrediyor.
TOBB Başkanfna
başombudsman. oda
başkanlanna ise
ombudsman yetkısinin
verileceği imza protokolü
yann yapılacak.
Devalüasyonla başlayan 18 aylık sıkı para politikası ile Euro'ya hazırlıklar sıklaştınldı
Yunanistan'ın tek şansı AvrupaEkonomi Senisi - Avrupa Bır-
liğı'nin yaramaz çocuğu Yunanıs-
tan. ekonomısındeki aksaklıklan
gıderip. Maastricht kriterlennı ya-
kalayabılme\,olundakiçabalanni
hızlandırdı. Geçen hafta sonunda
drahminın yüzde 12.1 oranında
devalüe edilmesmin ardından ka-
falarda oluşan 'Komşuda neler
oluyor' sorusunun yanıtı. aslında
Yunanistan'ın 1981 'de AT'ye gır-
mesı ile başlayan Avrupa yolcu-
luğunun öyküsünde yatı>or.
Ekonomık geleceğinın AB des-
teğine bağlı olduğunun farkmda
olan Yunanıstan. treni kaçırma-
mak \ e A\ rupa Para Mekanizma-
sfnmdışındakalmamakiçin büt-
çe açıklannı kapama>a yönelen
bırdızi uygulamayı başlattı. Baş-
bakan Kostas Simitis'ın 18 aylık
sıkı para programı. büyük ölçüde
denizcilıkveturızmsektörlerinın
sırtladığı durgun ekonomısıni can-
landırabılmek amacı taşıyor.
Yunanıstan. AB'den jılda or-
talama olarak 5 milyar dolar yani
ulusal gelirinin \aklasık yüzde 5 'i
kadar para yardımı alıyor.
1996 yılında tunzm gelirlenn-
dekı yüzde 10 genleme\e koşut
olarak can işlemler acığı da rekor
düzeye ulaşan Yunanıstan. uygu-
ladığı sıkı para politikası ile 1995 'te
yüzde 9.27 olan yıllık enflasyonu.
1998'e gelındiğinde yüzde 5.4'e
düşürmeyi başardı.
Kamu harcamalannı kısıp u>-
gulamaya koyduğu yeni vergı sis-
temi sayesinde bütçe gelirlerinı
arttırarak bütçe açığınm GSYtH'ye
oranını da 1994'te yüzde 12 olan
düzeyinden yüzde 4.2'ye indir-
meyi başardı.
AB yardımlan
Yunanistan. AB'den aldığı fi-
nansman yardımınınbüyükkısmı-
nı tarım sektöründeki sübvansi-
>onlarıçinkullanı\or. Sözkorm-
su yardım. 1981-1997 arasmda
yaklaşık41 mırvar dolar düze\m-
de gerçekleşırken Türkive'ye va-
at edilen v e Yunanistan' m her \ ıl
aldığı vardımlakarşılaştınldığın-
da çok düşük düzev de kalan para
vardımı ıse hâlâ alınamadı.
ekonomisi
Nüfus; 10.2 mılyon
Reel büyüme
hızı:
Enflasyon:
Işsizlik:
Bütçe
açığı/GSYİH:
Top. kamu
borcu/GSYtH:
1997
3.1
5.7
10.2
5.0
120
İ199S
Kişi başına
yıllıkaelir: 11.702
1998
2.5
4.0
10.0
4.0
108
îyara
DÜNYA EKONOMtSİNE BAKIŞ/ ERGtN Y1LDIZOĞLU LONDRA
ABD ve Japonya'da Son Ekonomik Gelişmeler
Geçen hafta, ekonomik gelişmeler dün-
yanın en büyük iki ekonomisinin; ABD ve
Japonya'nın, bırbirıne zıt yönde ileıiediği-
ni gösteriyordu: ABD bir "boom" yaşar-
ken, Japonya bir depresyona gırdi girecek.
Washington Post'un yorumcularından
Robert J. Samuleson'a göre bu tam an-
lamıylagizemlı bırdurumyaratıyor: "Ger-
çek şu ki gelecekte ne olacagını kimse bil-
miyor?" (Intemational Herald Tribune,
20/03/98). Doğrusu. Japon ekonomisinin
gelecegı oldukça karanlık. Ancak, ABD'de
"boom "un da öyle ilk anda görüldüğü ka-
dar güçlü birtemele dayandığını söylemek
çok zor.
ABD ekonomisi tam gaz...
ABD'de yıllık ekonomik büyüme hızı ge-
çen yılın 4. üç aylık döneminde yüzde
3.8'e ulaştı. 1997'de ortalama yüzde 2.8
olan büyüme hızının 1998'de çok az ge-
nleyerek yüzde 2.2'de kalması bekleni-
yor. Şubat rakamları işsızliğin 1997'de
yüzde 5.3'ten 1998de yüzde 4.6'ya düş-
tüğünü göstenyor. Sanayi üretımi büyüme
hızı, perakende satış hacmi bir öncekı yı-
la göre yüzde 4.9 ve yüzde 3.2 artmış. 12
aylık enflasyon hızı ise yüzde 1.6'da sey-
redıyor (The Economist. 21/03/98). Tü-
keticinin iyimserliğını ölçen endeks
(1985=100) şubat ayında 138'e ulaşarak
1960'ların sonundan bu yana en yüksek
düzeyıne çıktı. (IHT). Yatırımcının iyımser-
lığının en lyı göstergesı ıse Borsa Endek-
si. lyimser ve başarılı öngörüleriyle tanı-
nan Goldman Sach'ın yönetıcilerinden
Abby Joseph Cohen, geçen hafta, Dow
Jones Sanayi Endeksı'nın bu yılın sonu-
na kadar 9300 düzeyıne ulaşacagını sa-
vunuyordu (The VVashington Post,
-K^OOcOO). Hafta'3t»uada.«ndefc9-, Co-
hen'ın lyımserliğıni de aşar bir şekilde
8900e ulaştı. Morgan Stanley'den Byron
VVein'e göre endeks ağustos sonuna ka-
dar 9000'i bulacak. Ancak Weın, halen
"piyasanın, mükemmellik koşullarına gö-
refiyatlanmtşolduğunu" söyleyerek bır uya-
nda da bulunmayı ıhmal etmiyor. Mükem-
mel koşullar bozulursa "bunun fiyatı çok
yüksek olacak" (The Fortune, 20/03/98).
* Gerçekten de borsa bugüne kadar şır-
ket gelırlerinın büyümeye devam edece-
ği varsayımına dayanarak yükseldı. Bun-
dan sonra bu performansın devam etme-
si çok önemli. Zıra borsadan gelen servet
istikrarlı ekonomik büyümenın ve pıyasa-
daki iyimserlığın önemli bileşenlerinden
biri. Ancak geçen hafta yayımlanan bir
başka gösterge, ufukta kara bulutların
toplanmakta olduğunun, bu "mükemmer
ortamın bozulmaya başladığının da ha-
bercisıydı. Ancak önce Japon ekonomi-
sine bakalım.
Japon Maliye Müsteşan Koji Tanami.
Ekonomik Planlama Kurumu ile aynı
düşüncede olduğunu, ekonominin, mart-
ta sona eren mali yıl ıçin öngörülen yüz-
de 0.1 'lık büyümeyi gerçekleştirmesınin çok
zor olacağını söyledi. Japon ekonomist
ekım-aralık döne-
minde yüzde 0.7
gerilemıştı. Aynı
günaçıklananve-
riler de madenler
ve fabnkalar ure-
tım endeksmın
geçen yıla göre
yüzde 3.3 gerıle-
diğini gösteriyor-
du (The Japan
Times. 16/03/98).
Japonya Merkez
Bankası'nın 17
Mart'ta yayımla-
dığı rapor da bu
verilenn ızlennı ta-
şıyor. bir öncekıne göre çok daha kötüm-
ser bır tablo çızıyordu. Rapora gore ışsiz-
lik artıyor; ücretler, dolayısıyla tüketıcı ta-
lebı düşüyor, firmalar borçlanmakta büyük
zorluk çekıyordu (The Japan Times.
17/03/98). Bundan üç gün önce yayımla-
nan bır başka haberse şirket kârtannın
• .1997Vwn son üç ^rtnda.-geçen-ytlın aynr
dönemıne göre yüzde 9 genlediğini gös-
teriyordu. 31 Mart'ta biten malı yıl içinde
Hitachi ve Toshtba'nın kârtarı da sırasıy-
la yüzde 77 ve yüzde 85 gerilemiştı (The
Washington Post. 14/03/98). Japon Sa-
nayi Bankası'ndan bir üst duzey ekono-
mist, Yuji Shimanaka, "F/yar hareketle-
rine bakarak deflasyonist bır döneme gır-
dığimızı söyleyebiliriz... Bu, savaş sonra-
sının en kötü deflasyonist dönemı ola-
cak" diyerek kaygılannı dile getırdi.
Analistlere göre, Japon hükümetınin
ekonomiyı canlandırmak ıçin planladığı
78 milyar dolarlık harcama ve vergı ındi-
rimı ıse yeterlı değıldı. Bır süredir Japon-
ya'ya ekonomısıni canlandırması ve kont-
rollerı kaldırması ıçin baskı yapan ABD, bu
hafta dıplomasının inceliklerinı bırakarak,
ne ıstediğını doğrudan, rakamlarla açık-
layacak ve Japon hukümet çevrelerınde
tatsız bır hava yaratacak. Maltye Bakan Yar-
dımcısı Lavvrence Summer'a göre Ja-
ponya. ekonomısine GSMH'nın yuzde
2'sıne ulaşan bır mali enjeksıyon yapma-
lıydı (Financial Times, 20/03/98). Bu ko-
şullarda Japon hükümettnın 80 milyar do-
lar daha ek bır harcama yapması gereki-
yor. ABD'nın Japon ekonomisinin canlan-
masını bu kadar
ıstemesınin arka-
sındaJaponya dış
tıcaret fazlasının,
özelllkleAsyakri-
zinden dolayı ge-
nleyen dışalımdan
dolayı hızlaartma-
sı yatıyor.
Geçen hafta
yayımlanan ra-
kamlara göre Ja-
ponya'nın dış ti-
caret fazlası, şu-
bat ayında bır ön-
cekı yılın aynı dö-
nemıne göre yüz-
de 89 artarak 1.2 trilyon yen'e ulaştı, 11
aydır kesıntısız bır şekilde artan dış tıca-
ret fazlasının önemli bır kısmı (539 milyar
yen) ABD ile tıcaretten kaynaklandı (Ja-
pan Times, 20/03/98). ABD ile Japonya
arasındakı ticaret dengesi ve Japon eko-
nomısındeki genleme sermaye harekette-
- nrn eteetkılıvor, dolann yen karşamdaguç-
lenmesine yol açıyor. Şimdi, tekrar ABD
ekonomısine dönebilıriz.
Ufuktaki kara bulutlar...
ABD dış tıcaret açığı gıderek buyüyor;
aralık ayında 10.9 milyar dolardan ocak
ayında 12.04 milyar dolara yükseldı.
ABD'nın dış tıcaret açığınm artışında en
onemlı etken Asya knzı, krizin aşılmasın-
da kendıne düşenı yapmamakla suçladı-
ğı Japonya ile tıcaretı oldu. Dığer taraftan
dolann değerienmesı ABD'nın dünyamn ge-
ri kalanı ile olan ticaret fazlasını azalttı.
Economic Strategy Institute'ten Cryde
Prestowitz'e göre bu gelışmelerin şirket
gelirlerı üzerindeki etkileri yaza doğru or-
taya çıkacak (Wall Street Journai,
20/03/98). Şirket geiirlerindeki gerileme-
ler borsayı etkilemeye başlayınca da bu-
günku manzara hızla degışecek.
Bugünkü iyimserlığın bir dığer nedeni
de hem ekonomik büyümenin hem de şir-
ket gelirienndeki artış yoluyla borsanın tır-
manmasının arkasında yattığı varsayılan
yenı teknolojı ve üretkenlik patlaması. Bu
yaklaşım, ABD ekonomisinin. yenı bir üret-
kenlik artışı platformuna geçtiğine inanı-
yor. Ancak 9 Ocak'ta Morgan Stanley'nin
baş ekonomisti Stephen Roach ımza-
sıylayayımlanan kapsamlı bir araştırma The
Boom for Whom: Revisiting America's
Technology Paradox. şirket gelırlennde-
kı artışın üretkenlıkten degıl (Bu konuda ka-
nıt yok!) daha çok küçülmeden (down sı-
zıng) kaynaklandığını, bır üretkenlik artışı-
nın yansıması gereken sabit sermaye ar-
tışının ıse gözlemlenemedığını tespıt edi-
yordu. Buna karşılık, Business Week'e gö-
re. son rakamlar işçı ücretlerinin üretken-
likten (iyimser rakamlar) hızlı artarak, şir-
ket gelirlerinı tehdit etmeye başlıyor
(23/3/98).
Değınmek istedığım son veriler de
ABD'de kredilerin gelişmesine ilişkın. Bos-
ton Federal Reserve tarafından yayım-
lanan, 1997IV. Üç Aylık Ekonomik Rapor,
borç almanın kolaylaştığını, denetimin ise
azaldığinı, alınan borçlann spekülatif amaç-
lar için kullanımında bir artış gözlendiğini,
kredi kartları aracılığı ile kuîlanılan tüketi-
cı kredilerinin 1990-91 ressesyonundan ön-
cekı düzeye ulaştığırç!,^jan^lann;vercliği
1
" pjriefmtn ıse bır yıl ıçınde yüzde 30
Jıni tespit ediyor, bankalann ayırdık-
lan karşılıklarda da cıddi bir genleme ol-
duğunu belirtiyor ve "Ekonomi, temel
borçlardaki bu hızlı büyümeyi daha fazla
taşıyamaz" (sf. 4,5 ve 9) diyordu.
1980'lerde Japonya'da ve Asya ülke-
lennde yaşanan hızlı büyümenin bir kredi
genişlemesine yol açtığını, bunun da bir
spekülatif köpükten beslendiğini tam bu
noktada hatırtamakta fayda var sanırım.
Önümüzdeki dönem üzerıne düşünürken
bunu da akılda tutmakta fayda var.
ANKARA PAZARI
YAKUP KEPENEK
Onarım mı?Siyasal yaşam, 20 Mart sonrasında yeni bir çizgiye giri-
yor. Ulke siyasetinde doğrudan ya da dolaylı bir bıçımde et-
kili olan TSK. yayımladığı Duyunj ile siyasetin Betirlı bir düz-
lemdeyürütülmesıniyaşamsalbulduğunu açıklıyor. Siyase-
ti yenıden tanımlıyor. Butanımlamanın iki anaekseni var, bun-
lardan bin yükselen şeriatçılık öbürü de ülkenin bölünmesı
sorunudur. TSK, Duyuru'da açıkçayinelendiği gibı bu iki ko-
nunun siyasallaşmasını sakıncalı buluyor.
Türkiye'de sıyaset, özellikle bu iki konuda. tam anlamıy-
labaşansızdır. Yıllardır, terorün gıderekazalmasına koşut ola-
rak Güneydoğu içın özel ve acil bır bölgesel kalkınma prog-
ramı oluşturulamıyor. GAP yöresınde onca yatırım yapılma-
sına karşın, bölgenın ûretımyapısıriın dönüştürülmesı ve ge-
liştirilmesı yoluna gidilmiyor.
Bu nokta, yalnız ve ancak siyasal kısırlık ve yetersızlikle
açıklanabilır.
Ikınci konuda, yani Islamın siyasallaşmaşı konusunda ise
TBMM'de milletvekili bulunan siyasal partilenn tutumu. bırı
dışında ödün venci niteliktedır. Yalnızca CHR Islamın sıya-
sallaşmasına açıkçakarşı çıkıyor. Öbür partılerin tamamı. ara-
lannda ince ayar farklan bulunsa da, izlediklen politıkalann
ana özelliği bakımından, sıyasallaşmış olan Islamcı kesım-
terin oylannıalmakiçın yanşıyor. Bu partıler, eski RP, yenı FP'nın
toplumsal tabanından koparacaklan payın büyüklüğüne ba-
kıyor.
Denılebılır kı toplumu, Islamın siyasallaşmaşı yönünde ka-
şıma, bu doğrultuyu besleme ve büyütme yeni değil, Ikınci
Dünya Savaşı sonrasından başlayarak adım adım ve de kar-
topu gıbı büyütülerek getırilen bır süreçtır. Ancak günümüz-
de Islamın siyasallaşmaşı, öncekı dönemlere göre sayısal ve
nitelıksel farklılıklar göstenyor. Siyasal Islam kendi içindeay-
nşıyor, çok ılımlıdan kanlı şiddete uzanan bir yayılma kaza-
nıyor. Üstü kapalı Arap milliyetçiliğinden (üstü) açıkTürk mil-
hyetçiliği arasındaki alanda geziniyor. Yine de nesnel koşul-
lann değıl, tümüyle düşünselköken ve kunjmsat gelenek ye-
tersizliğinin bir sonucu olarak toplumun önüne yeni bır açı-
lım, ekonomik, toplumsal, siyasal ve kültürel yönleriyle bü-
tüncül bır 21. yüzyıl programı koyamıyor. Niteliğı nedeniyle
koyamaz da.
Bu arada çok değişik ve önemli gelişme yaşanıyor. tüm
bu doğal kısırlık ve yetersizliğıne karşın. Siyasal Islam kamu
yönetimını, yani devlet çarkını her geçen gün artan bır oran
ve hızla ele geçınyor. Hükümet edenlerin açık desteğiyle dev-
let yapısı şeriatçı kadrolara teslım oluyor. Eğıtimden güven-
liğe, sağhktan vali ve kaymakam atamalanna uzanan uygu-
lamalar bunu kanıtlıyor.
Son zamanlarda bir başka önemli gelişme su yüzüne çı-
kıyor. Türkiye'nin duşünce yaşamı esas olarak islam ekse-
nine oturtulmuş bulunuyor. Bu oluşum yalnız üniversıteler-
deyönetvcilerintürban konusundaki tutumundagörülmuyor,
basın-yayın organlannda da süreklilik kazanmış bulunuyor.
Düşünce ortamı en önde gelenler, tarikat şeyhi ya da hoca
olan bir tunele sokuluyor.
• • •
TSK, bu genel gidişi Duyuru ile tersine çevirmeye uğraşı-
yor. TSK siyasetin alanını laıklık olarak tanımlıyor. Ancak bu-
nu variık nedenleri laıklıkten ödün vermek olan siyasal par-
tılere yaptırmak ıstiyor. Celışkı de bu noktada başlıyor.
Siyasal partiler, demokrasinın ancak laıklığın rayian üze-
rindegıdebılecegini; laiklik olmadan demokrası olamayaca-
ğını egemen görüş olarak bemmsemeyı ve bunu uygulama-
ya dönüşturmeyi yıllardır, onca uyan ve duyuruya karşın
yapmıyor. Böyle olunca da toplum süngü-irt/ca ıMemınden
bir türiü kurtulamıyor. Yapı, onarım tutmuyor. Oysa partile-
nn toplumun sorunlannı çözüm yolunda atacakları adımlar,
demokrasiyegınşın eşığı olan laiklik noktasından sonra baş-
layabilir. Siyasal partilerden toplumun beklentisı, eskiye dö-
nüş yanşına girmeleri değil, çağdaş bir düzlemde geleceğm
yakalanmasıdır.
Bu durumda sorunun çözümü ya da ikilemin aşılması top-
lumsal güçlere kalıyor. Başta işçı ve ışveren kuruluşlan, mes-
lek odalan, barolar ve biıîikler olmak üzere örgütlü toplum
kesimlerinin partilenn laiklik düzlemınde çalışmasım sağla-
ması gerekiyor.
Bu noktada ünlü bir Fransız generalinın kendısınden de
ünlü sözlerıni, siyasetçilere yeniden anımsatmak gerekiyor.
General şöyje diyor:
- Süngü ile bırçok şey yapabilirsıniz, ancak üstüne otu-
ramazsınız.
Bizim şiyasetçıler alıştılar, oturuyortar. Oturdukça da so-
njnlara çözüm üretemiyorlar.
nHemnen katılın, hemen kazamnj
Renault Bahar Şenliği, Türkiye'nin dÖTt bir yanında, Renault-MAİS
şube ve yetkili satıcılarında. Bir an önce ugrayın. Renault'nun benzeTsız
avantajiarım kaçırmaym!
KAZANÇ YOLUNDA HERKESİ SOLLAYIN!
OLUNı
SONY
Oyak Sigorta'dan
1 yıllık Kasko
ESCOKT
Video Kamera
150 milyon TL'lîk
indirim çeki
başlayan
faızler
)1 O'dan
başlayan .
pesinatlar
TASARRÜF RENAULT SİSTEMİNİN SİZE SUNOUĞU AVANTA1LAR
VUE i»rı
F»İZ ORAMI
HEMEN TESLİM
3
2J5%
S
420%
12
540%
11
625%
24
690%
NİSM TESLİM
3
000%
i
290%
12
470%
18
570%
24
615%
MAYIS TESLİM
4
060%
6
2.20%
12
420%
18
5 35%
24
615%
HAZİRAN TESLİM
4
000%
9
3JC%
12
395%
11
515%
24
5 95%
• Otomobıl alıralaraıüaVı Dramsfm kî- iamjaii. ş w ( t iwesi içinde Renault-MAİS şube w jettul: satıcHanna
para yatırarak tşleırlenm tamamlayai KüşttnlB içtc geçer1.dw ve prsmosyoo uygulsması. satın alman
otomobıl tıplenne J8re dejışır
• Peşiü alımlardakı armaganlar MegweSctac.)Kpne Cmpe. ktesare Cabrıote' ve K»pxs tpn jeçürtı ılejıtta.
• BLrtün veraset w ıntıkal «ergıletı :aftlil«rew premosvwWan yararianan kıjılere aıttlr
• MuMemel vetgı deJışıklıklen*^B»âMia5teri»e yansıtılacaktır.
• tempanya. sınırlt sayıda otoırobıl içın geçntidlr.
• Tasarruf kampanyastnın koşullan atomobH tipienne gör% degışır
Ayııntılı bllgı »çin 8K.GI REHAüU-MAİS tn (0212)243 26 26
mımaralı teiefı»ııno »rayın sırasıyla 9-i gamaralı toşlara bsstU-
lıtternet adresi: www. renautt com. tr.
RENAULT