23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
12 MART 1998 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA 15 Trafik ve canavarı Sürekli fazla mesai yapan trafik canavarı, gazeteci dostumuz Eren Güvener'in oğlu Onur'u da buldu; tarifsiz acılardan biri daha yaşandı; herkes bu büyük acıdan kendine bir pay çıkarttı. Onur'un ölümüyle trafik canavarı medyada bir kez daha "rutirT'den çıktı; konu gazete sayfalarında, televizyon ekranlarında daha geniş ele alındı. Ancak, cezalar ne kadar arttırılsa da, Trafik Yasası yeni baştan yapılsa da, sorunun çözümündeki küçük ama en karartlık nokta yine unutuldu: Ayrıcalık ve rüşvet! Türkiye'de ne zaman trafik kuralları herkes için geçerli olur ve rüşvet tümüyle ortadan kaldırılır işte o zaman trafik canavarı beslenecek ortam bulamayacağı için kendiliğinden yok olup gidecektir. Aksi halde kendimizi kandırıyoruz demektir... Tefc 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97Bektronik posta; Deni2.Som@raksnet.com - Polise Mozart dinleteceklermiş... "Şef. orkestravı baget yerine copla vönetirse ne olacak!" Ş anlıurfa'da bir öğretmen öldü. Öğretmenin adı Tevfik Helvacı'ydı... Milli Eğitim'e 27 yıl hizmet etmışti. 12 Eylül öncesi Şanlıurfa II- köğretim Müdürü'ydü. 1979 yılında sağcı- lartarafından kurşun yağmurunatutulmuş, ağırya- ralanmıştı. Diyarbakır'agötürülmüş, DıcleUniversi- tesi Tıp Fakültesi Hastanesi'ne kaldırılmıştı. Şanlıurfa'da bir öğretmen öldü. Öğretmenin adı Tevfik Helvacı'ydı... UzunyıllarTÖB-DER'deyöne- ticilik yapmış, Şanlıurfa'da bir dönem TÖB-DER'in başkanlığını üstlenmişti. Şanlıurfa'da bir öğretmen öldü. Öğretmenin adı Tevfik Helvacı'ydı... 12 Eylül sonrası iktidara gelen sağ partıler sayesinde Şanlıurfa'da daha da palaz- lanan şeriatçılaraherfırsatta karşı çıkmıştı. Milli Eği- tim'de şube müdürüydü. Şeriatçılarla kolkola gezen valilere, milli eğitim müdürlerine boyun eğmemişti. Refah Partililer bile onu görevinden edememişti. Kor TefoŞaniıurfa'da bir öğretmen öldü. Öğretmenin adı Tevfik Helvacı'ydı... Şanlıurfa'da köylüsünden me- muruna herkes onun kapısını çalardı. Seveni çok- tu. Belki de bu nedenle sağcı iktidarlar onu şube mü- dürlüğünden alamamıştı. Şanlıurfa'da bir öğretmen öldü. Öğretmenin adı Tevfik Helvacı'ydı... Bir kardeşi vardı. Demokratik Sol Parti iktidara ortak olunca kardeşi Şanlıurfa Mil- li Eğitim Müdürlüğü'neatanmıştı. Çoksevinmişti. Kar- deşi, okullarda türbanı yasaklayan bir genelge ya- yımlayınca atandığının 25'inci gününde müdüıiük gö- revinden alınmıştı. Kardeşi için çok üzülmüştü. Şanlıurfa'da bir öğretmen öldü. Öğretmenin adı Tevfik Helvacı'ydı... Eniştesi Demokratik Sol Parti Şanlıurfa ll Başkanı'ydı. Demokratik Sol Parti'deki Milli Eğitim Bakanlığı'nca şube müdürlüğü görevin- den alınmıştı. Onuru kırılmıştı. Şanlıurfa'da bir öğretmen öldü. Öğretmenin adı Tevfik Helvacı! ydı...Görevdenalındıktansonra Öğ- retmen Evi'nde arkadaşlarına bir veda gecesı dü- zenlemek istemiştı. Türbanlıların görev yaptığı Şan- lıurfa Öğretmen Evi'nde içki içecekleri gerekçesiy- le veda gecesi düzenlemesine izin verilmemişti. Ar- kadaşlarını Mahfel Gazinosu'na çağırmıştı, veda ko- nuşmasını yaparken boğazı düğüm düğüm olmuş, "Kendi evimde yapmak isterdim bu geceyi ama şer güçler izin vermedi" demişti. Şanlıurfa'da bir öğretmen öldü. Öğretmenin adı Tevfik Helvacı'ydi. 54 yaşındaydı. Veda gecesinden üç hafta sonra 9 Mart sabahı kalp krizi geçirdi Şanlıurfa'da bir öğretmen öldü. Öğrencileri ona "Kör Tefo' derdi. Cenazesi mahşeri bir kalabalıkla kaldı- rıldı. Milli Eğitim'den bir çelenk bile yoktu. PALAS PANDIRAS Postmodern Türk deyimleri serisi: "Ceylanm derisi, tavuğun gerisi." Müffi Bozacı SESSİZSEDASIZ(l) NURİKURTCEBE u/il^l/rifZ-- YAgA7/£LA24 UZAHAN BLLBZ., I4Z/LS/N/ Tesettür Milliyet'teki "Not Defterinden" köşesinde Metin Toker dün "yazısız" bir makale yayımlamış; Fransız L'illustration dergisinin 25 Kasım 1922 tarihli sayısından bir fotoğraf koymuş. Fotoğraf, derginin kapağı olmuş.lslam aleminin halifesi Abdülmecid. Çamlıca'daki köşkünün kapısında kızı Dürrüşehvar'la birlikte poz vermiş. Osmanlı hanedanından halife kızı Dürrüşehvar, genç kızlığa adımını atmış ama bugün Türkiye Cumhuriyeti'nde bir imam-hatip okulunda okumak istese kapıdan içeri giremeyecek kılıkta, çünkü "ziynet yerleri" açık! SİT alanlarıyla ilgili yeni kararlar alındı Koruma değil korumama kurulu ASUMAN ABACIOĞLL İZMİR - Kültür Bakanlığı'na bağlı Kültür ve Tabıat Varhkları Yüksek Kurulu. SİT alanlarında tahnbata yol açacak yeni ılke karar- ları aldı. Yüksek Kurul'un aldığı ' yeni ilke karanna göre, 1 ve 2. De- rece Arkeolojık SİT alanlarında "miize" adı altında bınalar, açık otopark \e WC gıbi yapılaşmalara gidılebilecek. Yüksek Kurul'un 21 sayılı ılke kararında yaptığı bir dı- ğer değişiklik ıle "hakkında dava açılan" SİT kararlannın uygulan- ması. dava sonuçlanıncaya kadar gecıktirilebılecek. Kültür Bakanlığı'nın geçmıştekı "korumacılığa aykın'" uygulama- lan. DSP'h Kültür Bakanıistemi- han Talay döneminde de sürdürü- lüyor. Bakanlığın. lzmir"deki Ko- ruma Kurulu'nun aldığı korumacı SİT kararlannı ıptal etmesinın ya- nı sıra, mart ayında. "kültür tala- nı"na yol açabılecek yeni ılke ka- rarlan aldığı ögrenıldı. Yeni ılke ka- rarlanna tepkı gösteren Arkeoloji ve Arkeologlar Derneğı Başkanı Prof. Dr. Levent Zoroğlu, Yüksek Ku- rul'un 3 Man 1998 tanhlı toplantı- sında aldığı 572 sayılı ilke kararı doğrultusunda. "gerekli koşullar" yerine getırildıkten sonra 1 ve 2. Derece Arkeolojık SİT alafrtarfflüâ ınşaat yapılabilmesine olanak ta- nındığını söyledi. Prof. Dr. Zoroğ- lu. bu ılke karannın öncelikle 2863 sayılı Kültür \e Tabiat Varlıklan Koruma Yasası'nın 9. maddesine \ e bu yasa doğrultusunda 1 ve 2. De- rece Arkeolojik StT alanlannda "in- şai faaliyetleri" yasaklayan 416 sa- yılı ilke kararına v e ülkemizin taraf olduğu uluslararası anlaşmalara ay- kın olduğunu vurguladı. İlke kara- nnın metnınin a>Tiı zamanda bilım- sel ıfadelerden de yoksun olduğu- na dikkat çeken Zoroglu. Afrodisi- as. Efes ve Troya gibi önemlı antik kentlen yapılaşmaya açabilecek ve "gelecekte birçok soruna neden olabilecek" bu ılke karannın uygu- lanmasmın ertelenmesını ıstedı. Amerikan Hastanesi'nde kutlama Amerikan Hastanesinin Yenidoğan Yoğun Bakım L nitesi'nde te- davi gören bebekler, ünitenin 1. kuruluş yıldönümünde bir araya geldiler. Bir > ıl bo> unca 118 bebeğin bakıldığı ünitenin sorumlu- su Dr. Pınar Dayanıklı. merke/de bebek vaşama şansının yüzde 90 olduğunu söyledi. Dr. Gülnihal Şarman ise "Bebekleri yaşata- lım" fonu oluşturduklarını belirterek "Bu şekilde ödeme güçlü- ğü çeken ailelere yardımcı olacağız. Istediğimiz. ziyaretçilerin çiçek göndermek yerine bağış yapmalan'" dedi. (SAADET USLU) Prof. Dr. Izzettin Onder 6 Sermaye 'ulus devlet'i engel olarak görüyor' İstanbul Haber Servisi - Yapı Kredi Bankası Kültür Merkezfnde düzenlenen "Etik ve Sermaye" konulu panelde konuşan tstanbul Cnıversıtesi Iktısat Fakültesi öğre- tim üyesı \ e gazetemız yazan Prof. Dr. İzzettin Önder. sermayenın her şeye olduğu gibı etiğe de ken- di kurallannı koyduğunu söyledi. Önder. sermayenın ekonomık güç- le birlikte politik dokuyu da > önet- tiğinı anlattı. Önder. Turgut Özal'ın devletın yasa yapma ve icra etme gibi başta iki ışlev ıni ser- maye lehine değiştirdığini. yasa yerine kanun hükmünde kararna- meleri, bütçe yerrne de fonlan kul- landığını söyledi. Önder şöyle de- vam etti: "Başkanlık sistemi yasamanın ve icranın bir araya gelip serma- ya lehine daha da güçlü bir şe- kilde kullanılnıasıdır ve bunu da sermaya istcmektedir. L'lus dev- let bitiyor, çünkü artık sermaye- nin ona ihtiyacı kalmadı. L lusal pazar önemini yitiriyor. Ulus dev- let sermaye isteyince kurulur ama artık sermaye bunu istemi- yor. Hukuksal normları da ser- maye yapıyor.'1 tÜ tktisat Fakültesi öğretım üye- si Prof. Dr. Eser Karakaş ıse ko- nuşmasında kamu harcamalanna atfedılecek her şey in etikle ele ah- nabıleceğini. verginın kamu harca- malarının fınansmanı için değil kamu hızmetlennın finansmanı ıçın toplanması gerektiğini söyle- di. Karakaş. kamu hızmeti ve ka- mu harcaması kavramlarının fark- lı şeyler olduğunu vurguladı. HAYVANLAR ÎSMAILGILGEÇ r\k, mmou\i .KİM KİME DUM DUMA BEHİÇAK behicakÇd turk.net ÇİZGİLİK KÂMİL ÜIASARACI HARBİ SEMtH POROY / y.-./ttinîi vVİ İ ! 3 •5 TARÎHTE BUGÜN MIMTAZARIKAS 12 Mart PILEVNE KAHRAMANI OSMAN PAŞA.. 1837 'Pe SUSÜM, ÛMLÜ ASİCER GAZİ OSMAN PAfA ÖLMUÇ TÜ. H/*Zgİ/E'Yİ İKİNlZtUICLE SİTtftOltCTeM SOURA,OS- IMPAIZATO£UJĞU'NUN 8İGÇOIC KÖŞE£lNb£ YAPMIÇ, <(SA SÛGEDE PAÇA OLMUÇTU- fff??- cİRfC-euS S4MÇI BAÇLA&SI StKAOA i££, HÛT8ESİ MÜÇie(lU4g£ÇAL')Pİ. OSMAU PAÇA KOMUTA- SINOA G&*ÇEKi-E$nfZ<l~€.M ÜfJLÜ PİLEVNE SAVUN- MASI, yAOV/Z OSM/I/JL/ İMPrtGATOeLUĞU'MDA O£- SİL, TİJto 0ÜUYAPA YANKILAB e Tf. 1SO SİN KİŞİLİK RUS OKDUSüNA KARŞ(, ONUN ÜÇTE BİRİ K&DAfZ S//S. mjVVETT-B UZUN SÜ£E Dİ/ZENBN OS- MAN PAŞA, SONUNDA YSNİLMİÇTİ. AMA, AOt ÇEVRESİNPE lARArtlAN EF- SANE ONU ÖLÜMSÜZL£ÇTİ(ZMİÇTİ.. GÖRÜŞ ÜMİT ZİLELİ Bir Çocuğun NefretiL 27 yıl önceydi. Daha 11 yaşındaydım. Çok ama çok önemli, üs- telik kötü bir şeyler olduğunu hissediyor, ama ne olduğunu tam olarak kestiremiyordum. Denizli'ye bağlı Buldan ilçesı Kaymakamı Tur- gay Zileli'nin evinin kapısı çalındığında, vakit ge- ceyarısını çoktan geçmışti. Babam, bir taraftan üzerine bir şeyler geçirip. diğer taraftan ısrarla ça- lınan kapıyı açmak için koştururken hemen arka- sındaydım. Babamın bacaklarının arasından gör- düğüm manzara gerçekten tuhaftı: Kapının önündetam yedi kişi vardı. Biri Buldan Emniyet Amiri olmak üzere üniformalı beş polis ve onların arkasında siyah paltoları ve fötr şap- kalarıyla ajan filmlerinden fırlamış gibi duran iki sivil. Emniyet amiri ağlamaklıydı. Başı önünde, ba- bamın yüzüne bakamadan bir çırpıda söyleyi- verdi geliş nedenlerini: - Kaymakam bey, bu iki arkadaş Ankara'dan gelmişler. Kardeşinizi evinizde sakladığınıza dair ihbar varmış. Ellerinde arama izni var!.. Ankara'dan gelen iki "arkadaş", MlTmensubuy- du. Aradıkları kişi ise amcam Gün Zileli. Devlet koca bir ilçeyi her şeyiyle emanet ettiği kayma- kamının evini birgeceyarısı, Ankara'dan gönder- diği iki istihbarat elemanı denetıminde o kayma- kamın emrindeki polislere arattırıyordu!.. Aradılar. Didik didik aradılar. Hiçbir şey bulama- dılar!.. O geceyi hiç unutmadım. Polislerin ağla- yarak evi araması, Emniyet Amiri'nin arama bit- tikten sonra gözleri yaşlı verdiği selam, aklımdan hiççıkmadı!.. Bir de ajan kılıklı sivillerden birinin kütüphane- deki Maksim Gorki'nin "Ana" romanını aklı sı- ra çaktırmadan arkadaşına gösterip sırıtması!.. Arama sırasında metanetini koruyan, hatta An- kara'dan gelen "arkadaşlan" birkaç kez aşağı- layıp, haşlayan sevgili babacığım, polisler gittik- ten sonra hemen odasına çekildi. Saklamaya ça- lıştığı hıçkırıklarını duyunca ben de ağlamıştım. 12 Mart'tan nefret ediyordum, babama eziyet ettiği için!.. • • • O günlerde radyo haber bültenlerinin sonunda arananların listesi okunurdu. Aklımda kaldığı ka- danyla uzun uzun isimler okunduktan sonra ka- nundan kaçılamayacağı, devletin şefkatine sığı- nılması gerektiği yolunda sözlerle sona ererdi. "Kadife eldiven", "demir yumruk" gibi anlamı- nı kavrayamadığım sözlerin pek sık kullanıldığı gün- lerden birinde babaannemin, Ankara Maltepe'de- ki evindeydik. Ev kalabalıkti, ama en önemli ko- nuk amcam Gün Zileli'ydi. Çünkü kaçaktı!.. Gü- venlik güçleri her yerde harıl harıl onu arıyordu. O ise kendi anlatımıyla, "dünyanın en güzel yo- ğurtlu makarnasmı" yemek için yakalanmayı bi- le göze almış ve gelmişti!.. Kapı yıkılırcasına yumruklanmaya başladığın- da masaya henüz oturmuştuk. Cadde tarafında- ki pencereye koşup baktım. Dışarısı polis kaynı- yordu. Kapı, "açın polis" bağırtılarıyla yumrukla- nıyordu^ Neredeyse yıkılacaktı. Yatak odasına geçen âmcam, bir taraftan çarşafları birbirine bağlıyor, bir taraftan da "Nasıl anladılar, acaba ih- bar mı oldu, bir kaşık bile yiyemedim yahu" diye söyleniyordu. Çelik yelekli, ellerinde otomatik silahlarla po- lisler içeri doluştuklarında bulabildikleri tek şey. balkonun demirine bağlanmış çarşaf oldu!.. Po- lislerin başındaki iri yarı adamın öfkeden morar- mış bir suratla, "Allah kahretsin kaçırdık" diye ba- ğırması çok eğlendirmişti beni!.. -12 Mart'tan bir kez daha nefret etmiştim, am- cama eziyet ettiği için!.. Gün amcam, kısa bir süre sonra izmir'de ya- kalandı!.. Aynı sıralarda henüz firarda olan Deniz'in ba- bası Cemil Gezmiş, Hürriyet gazetesinin man- şetinden oğluna şöyle sesleniyordu: - Oğlum Deniz, teslim ol. Eğer bir gün, "suçlu ayağa kalk" derterse bilesin ki senden başka he- pimiz ayakta olacak!.. • • • Amcam birkaç yıl sonra zar zor çıkanlan af sa- yesinde salıverildi. Arkadaşları da. Babaannem, Mamak Cezaevi'nin önünde, "Allahım, nıhayet bitti" diyerek sevınç gözyaşları döküyordu. Halbuki hiçbir şey bitmemişti!.. Daha sırada, Taksim, Sıvas, Çorum, Kahra- manmaraş katliamları vardı. Beş yıl içinde yaşa- mını yitirecek beş bini aşkın insan vardı. 12 Eylül darbesi ve upuzun karanlık yıllar vardı. Ama biz, henüz bilmiyorduk!.. Email:ertac(« superonline. com Faks:(0212)287 42 41 BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDAN SAĞA: 1/ Bir cıns mez- gıtbahğı.2/Ka- rakter... "Züğürt. parasız" anla- mında argo söz- cük. 3/ Yüriir- lükte bulunan antlaşmalara gö- re olması gere- ken ya da sürege- 6 len durum. 4/ Pe- dallı küçük mo- tosıklet... Iskan- 8 dınav ülkelenne n 1 2 3 4 özgü eski bir üf- lemelı çalgı. 5/ Asyada bir ülke... Argoda esrar. 6/ Eskı Mısır'da güneş tanrısı... Yanardağlann püskürmesı.7/lnvebo- 3 rubiçımındebeyazyada san renklı çıçeğı olan bır süs bitkısi... Zirkonyum elementinin sımgesı. 8/ Cıva bıleşımlerinden, he- kimlikte kullanılan ze- hırlı bir madde. 9/ Kuy- ruksokumukemiğı...Bır gıda maddesı... Radyum elementinin sımgesı. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Yurdumuz sulannda daya- şayan eti lezzetlı bır balık... "Ne zaman senı düşünsem Bır ceylan — içmeye ıner" (llhan Berk) 2/ Rütbesız as- ker... Birtanm aracı. 3/ Boya. pas gibi şeyleri kazınakü kullanılan çelik araç .. Büyük kardeş, ağabey. 4/ Öze.iıkle Meksika'da yaygın sert bir ıçki. 5/ "Lütfı — ' " : Ünû si- nemayönetmenımiz... Inleme sesi. ınılti.6/Bırşeyıaaın> samak için yazılan kısa yazı. Aşk ateşi... Küçük bıtMere verilen ortak ad. 7/ Doğanın bilgısıne büyüsel işlemerle vanlabileceği inancı. 8/ Taş dibek .. Halkın sadakalenylı geçinen gezıci katolık tankatlann üyelenne verilen it. 91 Gücüne güvenerek başkalannın hakkını alan... Bir n«a.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear