23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
t ŞUBAT 1998 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER HINIIere leraat I ANKARA Cumhuriyet Bürous) - Vnkara 4. Asliye Ceza vlahkemesi, tnsan Haklan 3erneği'nin, 10-12-14 \rahkl996tarihleri ırasında düzenlediği etkinliklerde, Demekler Kanunu'na muhalefet ettikleri gerekçesiyle, 1 'er yıldan 3'er yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanan ÎHD Genel Başkanı Akm Birdal ile 10 Yönetim Kurulu Üyesi'nin beraatlanna karar verdi. Mahkeme, derneğin kapatılması talebini de reddetti. Zehirü phle ktırbanları • GAZİANTEP (Cumhuriyet) - Gaziantep Valisi Muammer Güler, yedikleri pideden zehirlenerek, resmi ve özel hastanelerde tedavi altına ahnan 160 kişiden 128'inın taburcu edildiğini söyledi. Güler, dûzenlediği basm toplantısında, zehirienenlerden 32'sinin tedavilerine devam edildiğini belirterek, "Tedavi altında tutulanlardan Bayram Singiç (50) ile Cesim Kerezler (43) yoğun bakımda bulunuyor" dedi. Güler, zehirlenmenin kasıt unsuru taşımayan münferit olay oldugunu kaydetti. HADEP soruşturması • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Aralannda genel başkan Murat Bozlak'm da bulunduğu 7 HADEP yöneticisinin tutuklanmasıyla sonuçlanan soruşturma genişletiliyor. HADEP Genel Merkezi'nin bastırdığı 1998 yılı takvimi nedeniyle 7 yöneticinin tutuklanmasının ardından, partüım egitim çalışmalan, da 'soruşturma kapsamına- alındı. Partinin eğitim çalışmalanna katılan lnsan Haklan Derneği Genel Sekreteri Nazmi Gür ile KESK Yönetim Kurulu Üyesi Tayfun Işçi de gözaltına alındı. HADEP Ankara ll Başkanı Kemal Bülbül, soruşturmanın "seçim öncesı kapatma gerekçesi yaratmak amacıyla açıldığım" söyledi. Açıklama • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Gazetemızın 22.2.1998 tarihli sayısında yer alan "Meclis'te usulsüz emeklilik" başhklı haberde. eski TBMM Başkanı Mustafa Kalemli dönemindeki "kıyak emekliler" arasında adı geçen Saadettin Nurgün, kendi isteğiyle emekli olmadığını açıkladı. Dışişleri Bakanlığı'nda uzun yıllar konsolosluk görevi yaptığını belirten Nurgün, istek üzerine başkan müşavirliğine getirildiğini, istememesine karşm dönemin başkanı Kalemli'nin kendisini göreve başladıktan 2 ay 15 gün sonra emekliye sevk ettiğini bildirdi. REFAHYOUu iktidardan indiren 'beşli sivil oluşum'dan hükümete uyan 6 Ya reform ya seçim 9 Istanbul Haber Servisi - REFAHYOL ik- tidannın istifa etmesinde temel rol oynayan beşli sivil oluşum, kurulmasına katkı ver- dıkleri hükümete "Ya reform, ya erken se- çün" çağnsı yapü. TOBB. TİSK, Türk-İş, DİSK ve TESK genel başkanlan dün bir araya gelerek 55. hükümetın göreve başla- dığı gün açıkladığı ekonomik, sosyal ve si- yasal reformlan bugüne dek gerçekleştir- mediğine dikkat çektiler. Sivil oluşum adı- na konuşanTtSK Genel Başkanı RefikBay- dur hükümetin, uyanlannayanıt vermeme- si durumunda koşullan değıştirecek eylem- ler yapacaklanru söyledi. REFAHYOL hükümetinin yarathğı top- lumsal gerilimi rejim bunahmına dönüşme- den atlatılmasında büyük pay sahibi olan TOBB, TİSK, Türk-Iş, DİSK ve TESK ge- • TOBB, TtSK, Türk-lş, DİSK ve TESK genel başkanlan, 55. hükümetin göreve başladığı gün açıkladığı ekonomik, sosyal ve siyasal reformlan bugüne dek gerçekleştirmediğine dikkat çektiler. Sivil oluşum adma konuşan TtSK Genel Başkanı Refik Baydur hükürnetin, uyanlanna yanıt vermemesi durumunda koşullan değişürecek eylemler yapacaklannı söyledi. nel başkanlan dün de kurulmasına destek verdikleri 55. hükümetı uyarmak amacıyla bir araya geldiler. TOBB Genel Başkanı Fu- at Miras, TÎSK Genel Başkanı Refık Bay- dur, Türk-lş Genel Başkanı Bayram MeraL, DİSK Genel Başkanı Rıdvan Budak ve TESK Genel Başkanı DervişGünday'ın ka- tılımıyla Istanbul Conrad Otel'de gerçekle- şen toplantı basına kapalı yapıldı. Toplantı sonunda hazırlanan ortak biîdiriyi okuyan Refık Baydur. "Görüşlerinüzm temd ama- a Anayasa Mahkemesi'nin gerekçeH kara- nnda da belirtildiğj üzere, \aikve demokra- tik bir devletin sürdürülmesi ve demokratik haklann korunmasıdır" dedı. Hükümetin göreve başladığı gün açıkladığı ekonomik. sosyal ve siyasal tedbırleri gerçekleştirme- nin yollannı bulması gerektiğini anlatan Baydur, bunun bugüne kadar sağlanamadı- ğım ifade etti. Hükümetin öncelikle enflas- yonun üzerine gıtmesıni isteyen Bay- dur. "Enflasyonla mücadetedebaşanhohna- yan siyasi iktidartar demokrasileri de tehli- keye sokar" dedı. Kızılcahamam Kadmlar savcıya sahip çıktı ANKARA (Oımhuriyet Bürosu) - Cumhuriyetçi Kadınlar Demeği, Kızılca- hamam'da şeriat yanlısı propaganda yapanlara iliş- kin soruşturmayt yürüttü- ğü için Akit Gazetesi tara- findan hedef gösterilen ka- dın savcı HatfceÇetin'e sa- hip çıkn. Dernek Başkanı Şenal Sanhan dün yaptığı açıkla- mada, Çetin'in "cumhuri- yetinsavasf olduğunu be- lirterek, cumhuriyet kaza- nımlanna yönelik hukuk ihlallerine göz yumması- nın ancak suç ışlemeyi ka- bul etmesiyle mümkün olabileceğine dikkat çekti. Demokratik hukuk devle- tinde şeriat propagandası yapmanın suç olduğunu vurgulayan Sanhan. "Sah göreviniyapanbir savcının, basın kanalıilegörevini kö- tüye kullandığı ve taraflı oY- duğu izlenimini yaratacak haberier vermek de suç- tur" dedi. Sanhan taukuk- çulann, şeriatçılar tarafın- dan hedef gösteriten G0-" müşhane Baro Başktfnı AH Günday'ın katledilmesini unutmadıklannı kaydetti. ÇtZMEDEN YUKARI MUSAKART RP tabanı kumlacak yeni partide ak saçh lider istemiyor. Hükümetin temel reform yasalannı top- lumun ihtiyacma cevap verebilecek şekilde gerçekleştirmesınin kaçuıılmaz olduğunun altını çızen Baydur şöyle devam etti: "Bunlara, özcUeştirmede yağmaya kaç- manınönknmesi \e sosyal de> letanlayışıuın gözetUmesi, enerji, işsizlik. gelir dağuımının duzelulmesi ve kavıtdışı ekonomi ile müca- dek edilmesi gibi hususlan da ektemek ge- rekBmr." Siyasipartilen, halkın sorunlanna duyar- sız kalmaktanhızla uzaklaşarak yeni bir an- layış ve oluşumla parlamentonun çalışma- sma yardımcı olmaya çağıran Baydur, "Bu konuda sivasi partilerin gecikmesi çözüme müdahaleleri arraracaknr'' uyansında bu- lundu. Kamuoyunun, 5 sivil kuruluş olarak ger- çekleştirdikleri işbirliginin, ülkenın yüksek çıkarlanna yönelik olduğuna ınandığını vurgulayan Baydur, amaçla- nnı şöyle özetledi: "Amacınuz ekonomik is- tikrann \e sos>albanşın sağ- lanarak, siyasi kurum ve or- ganJarmgörevlerini dahaisa- beüi \apmalannı sağlamak* or. Sos>algüvenliğjtereddüt- süz,gelirdağılımı düzgün, te- mel özgûriüklerin güvence altında olduğu bir toptumu Türkiye'nin gelecegi olarak görmekteyiz." Baydur, bir soru üzerine, dile getirdikleri uyanlann dikkate ahnmaması duru- munda şartlan değiştirecek eylemler yapacaklannı söy- ledi. Baydur bir başka soru üzerine hükümetten umutia- nnı kesmediklerini ifade ederek "Bize3 yıllıkbir prog- ram getirildL Bunu aşağı yu- kan tas\ip ettik. Üç yilhk program tutmadığ^ için böy- İe bir toplannya ihtiyaç duy- duk. Hiç tutmazsa. hiç tasvip etmeyecek bir duruma gele- ceğb'' dedı. Genel başkanlar 24 Mart'ta yeniden toplanacak- lar. Dünkü toplantıyı gazete- mize değerlendıren DİSK Genel Başkanı Rıdvan Bu- dak, sermaye kesiminin, Türkiye'de ilk kez, sosyal adalet sağlanmadan sosyal ve sıyasai gchşrnenin sağla- namayacagı konosunda işçi sendikalanyla aynı görüşü paylaştığına dikkat çekti. Kara ııoktalar kalkıııalı^ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Cumhurbaşkanı Süleyman DemireL karayollannın ekonomi sorunu olmadığını belirterek, yollardaki kara noktalann kaldınünası, çekirdek şebekelerin ayakta tutulması, turizm yollannın tamamlanması ve otoyollann eksikliklerinin giderilmesinın zorunlu olduğunu söyledi. Başbakan Mesut Yıhnaz, hükümetin enflasyonla mücadele, ekonominin istikran ve altyapı yatunmlannın hiçbirinden fedakârlık edemeyeceğini kaydetti. 48. Geleneksel Karayollan Bölge Müdürleri Toplantısı, Cumhurbaşkanı Demirel ve Başbakan Yılmaz'm katılımıyla gerçekleştirildi. Demirel, 48 yıl boyunca pek çok fedakârlık gösterilerek 30 bin kilometre devlet yolu, 30 bin kilometre il yolu olmak üzere 60 bin kilometre asfalt yol yapıldığını kaydederek, her dönemde en önemli sorunun kaynak sıkıntısı olduğunu anlattı. Kaynak sıkıntısına karşın Karayollann'm şevkini hiç yitirmediğine dikkat çeken Demirel, karayollannın bir ekonomi sorunu olmadığına, ekonomi olmasa da karayolunun olması gerektiğine ışaret etti. Son yıllarda faiz ödemeleri nedeniyle bütçeden yatınmlara aynlan ödeneğin son derece azaldığmı kaydeden Demirel, "Yaünmlara daha çok kaynak aynlması gerekiyor, ama yetmiyor. Müteahhitier yok deyip çeldp gidecekler mi? K-arayollan. bir öncelik belirleyip ona göre ayariama yapmahdır. Yanm yanm birçok iş yapmaktansa bütün bütün az iş >apumasında yarar vardnr" diye konuştu. Demirel, öncelikli projelen şöyle sıraladı: "Karayouanndaki 41 kara nokta kakünlmalıdır. Çekirdek sebeketerin 60 küometresi tamamdır. Mudaka bunlara bakmak. ayakta rutnıak ve getişmesini sağlamak gereklidir. Dişandan kredi alınabilmesi için turizme yönelik yoDar tamamlanmaudır. Otoyollanıun eksiklikleri giderilmeli ve kulbuulma kapasitesi arttinlmaİHÜr." lstanbul'a 3. bir geçişin hızla yapılması gerektiğini anlatan Demirel, ülkenin demiryollannda sıfır durumda olduğunu, yapılacak bir ulaştırma şûrasında bununla ilgili master planın hazırlanması gerektiğini anlattı. Demirel, demiryollannın geliştirilmesi ve yaygınlaştınlması dunımunda karayollannın üzerindeki yükün hafıfleyeceğine ve bakımının da daha rahat yapılabileceğine dikkat çekti. Başbakan Yılmaz, Türkiye'nin hedefierine ulaşabılmesi için enerji, ulaştırma ve haberleşmede altyapı projelerini gerçekleştirmesi gerektiğini söyledi. DüZ YAZIIORHAN BtRGtT 'G.Doğu'da CHP şoW ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DSP Genel Sekreteri Zeki Sezer, CHP'nin geçen hafta sonu gerçekleştırdiği Güneydoğu atağını "şov" olarak nitelendirdi. Sezer, "4-5 yıl süreyle hükümet ortağı olduklan dönemde, Güneydoğu Anadolu halkırun sorunlannı görmezden gelenler, sorunlann çözümü için bölge halkırun acılannın dindirilmesi için hiçbir ekonomik >e sosyal önlem almavanlar, feodaliteyi görmezden geBp kökleşrirenler. bugün bölgede şoviar düzenleyerek hatalaruu unutturacaklarım düşünüyor olmahlar" dedi. 'Bölgeden göçte neredcydfler?' CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, hafta sonunda gerçekleştirdiği Batman ve Siirt gezisinde bölge halkına mesajlar vermiş ve iktidara sert eleştiriler yöneltmişti. DSP Genel Sekreteri Zeki Sezer, dün yaptıgı yazılı açıklamada, CHP'ye yüklendi. Sezer, "Saddam'ın onuru kadar Güneydoğu kadınının onuru da düşünülmeli" diyen Baykal'a şu yanıtı verdi: "Bugün bölge halkmın onurundan söz edenler, yüzbinler bölgeden göç ederken, işsbük korkunç boyudara ulaşırken, hukuksuzluk hüküm sürerken, çeteler cirit aüp devlette kökleşirkeo, iktidarda bu sorunlann çözümü için hiçbir icraat göstermeyenlerin düzenkdikleri şovlarla yanhşlaruu, beceriksizlüderini örtmeleri mümkün değfldir. Halkunıza hatalaruu affettirmeteri mümkün değildir. DSP sorunlan aşmak üzere ürettiği çözümleri bir bir uygulama>a ko>maktadır. Güneydoğu ve Doğu Anadolu'nun smafleşmesini ve kalkınmasını hızlandırmak üzere tesvik yasalan çıkanlnuştır. Bölgeye ve halka geniş olanaklar sağlayacak kalkınma hamlesi başlaülmıştır. Bir egitim ve sağhk hizmetleri seferberliği başlaüiıruşur. Bölgede okul yanrunlan, yaölı bölge okulu yatinmlan hızlandırünuşûr." Sezer, Güneydoğu halkırun onuruna saygının sadece söylemle değil, icraatla gösterilmesi gerektığini söyledi. Sezer, "Genel başkanımtnn önderhğinde bir reform hareketi, bir atıhm ve kalkınma dönemi, inançla, sevgiyle, bilgjyle başlatünuşor" dedi. Dün sabah savaş şahinlerini ürkü- tücü bir gelişme olmayıp da Kofi A"- nan ile Tank Aziz, krizi donduran an- laşmayı imzalamamış olsalardı, Arn^- rika'nın "çöl şimşeği" adını verdiği K>" mine göre dört günlük operasyon iÇ ln başlama işareti verilmiş olacaktı. Televizyonlar, Biıieşmiş Milletler Genel Sekreteri i!e Irak Başbakan &- rinci Yardımcısı'nın el sıkışarak kut»- dıklan anlaşmaya tanıklık eden iki < a " rafın temsilcilerinin alkışlama an]"' gösteren haberleri verirken, ben \°< şimşeği" ile ilgili dört aşamalı savaŞ senaryosundaki bilgilerin altını kın™" zı kalemle çiziyordum. "Tomarıa*v 'f füzeleri, hayaJet uçaklanntn fıriataca- ğı 900 kiloluk bombalar, EA-6 B Pc*; ler ve EF-111 uçaklannın elektronı* dalgalar yayan sistemleri, B-1 ve°- 52'lerin lazergüdümlü bombalan. F- 14 ve F-15'lerin klasik bomba yi9- muru..." New York Times, aynntı \er- miyordu bu dört gün içinde kaç J"- nahsız insanın öleceği ile ilgili olar*K - ama Amerikan medyasının etkili g'v' lerinden C.B.S. televizyonu Per ta " gon'da düğmeye basılacağının bi'™1 meselesi olduğunu bilerek prova* a " Kapıdan Dönen Savaş yınlar yaparken, VVashington'da Be- yaz Saray'ın önünde "Petrol için ka- nahayır", "EliniziIrak'tan çekin"pan- kartlan ile gösteri yapan Amerikalılar dacaydınct güç olarak kamuoyu oluş- turuyordu. Belki ilk kez, Amerikan halkı bu tür kuvvet gösterilerinden hoşlanmadık- larını ve savaş istemediklerini yöneti- cilerine duyuracak bütün yöntemleri kullandılar. ABD Dışişleri ve Savunma bakanlan, ünıversitelerdeki açıkotu- rumlarda kendilerine yöneltilen soru- lar karşısında bocaladılar. Televizyon- larda bu görüntüler, tüm Amerika'ya yayıldı ve onaylandı. Sonunda, banşçılık ağır bastı. Ve hem Amerika Saddam karşısın- da istediğini kabul ettirmiş bir süper güç olarak kaldı hem Saddam onuru- nu kurtaran bir banş metnine imza at- tırmış oldu. Aslında kurtulan Sad- dam'ın onuru değil; Iraklı çocuklann yaşama şansı oldu. Amerikalı savaş şahinleri, henüz anlaşma metnini gör- mediklerini ileri sürerek son sözlerini söylemediler, ama banştan yana olan- lar dahatta bu sergüzeştte Clinton'ın dümen suyunu izteme alışkanlığını benimseyen ülkelerin yöneticileri de hiç degilse soluk aldılar. Bu tablo, azımsanacak bir sonuç değildir ve böyle bir sonuç için Anka- ra'nın izlediği dış polrtika stratejisi kü- çümsenemez. Şayet Türkiye'de bir Özal iktidan, hattaÇiller'in başbakanlığında bir hü- kümet olsa idi, Clinton yönetimi Irak'ın kuzey komşusundan alacağı cesaret ve teşvik dolu işbirliği mesajları so- nunda, "çö7 şimşeği'ni harekete ge- çirecek düğmeye çoktan basmıştı. O zaman o hücum senaryosu içinde Körfez, Bahreyn gibi hareket alanlan içinde Incirlik adı da yazılacak, belki de tüm güney sınınmız harekât için I- rak'a girecek güçler için açık kapı ha- line getirilecekti. Kim ne derse desin, ANASOL-D hükümeti ve özellikle bu hükümette dış politikayı saptayan ve yöneten ka- nadın sağduyusu egemen oldu bu kez. Dışişleri Bakanı Ismail Cem, Bağdat'a gittiğı için az eleştirilmedi. Eleştırenlerin başında Çiller de, hatta Baykal da vardı. Dışişlen Bakanımı- zın niçin Bağdat'a gittiği, orada ne ya- pabileceği sorulan art arda yöneltilir- ken, Birieşmiş Milletler Genel Sekre- teri'nin son gezisi sırasındaTürkiye'ye bu nedenle üst üste teşekkür ettiği görmezden gelindi. Onunla da kalın- madı. Başbakan Yardımcısı Ecevit, Türkiye'nin komşu ülkedeki kriz için banşçı bir yol izlenmesini isteyen söz- lerinden dolayt Saddam'cılık ile suç- landı. Saddam'ın diktatörlüğü ile masum halkın geleceği arasında kader bağ- lan örüldü; Irak semalanndan yağacak bombalardan ötürü, şayet kimyasal silahlar varsa bunlann çevreye yaya- cağı tehlikeden bahseden Başbakan Yardımcısı bilgisizlikle suçlandı. Konya'ya kadar uzanan tehlikeli fü- ze hedeflerini gösteren haritalar ya- yımlanarak, insanlanmız Amerikan petrol devlerinin planlandığı bir savaş harekâtını, Türkiye'nin yeni bir kurtu- luş savaşı gibi algılamalan için koşul- landırmayönternîeri masa üzerine sü- rüldü. Bu kampanya Mesut Yılmaz'ı da, Ismet Sezgin'i de zaman zaman et- ki alanı içine aldı. Bülent Bey, Anka- ra'yı niye bırakıp Suadiye'deki ana evinde düşünme kampına çekildiğini üst üste iki basın toplantısı ile dosta düşmana duyurma gereğini duydu. Çok bilmiş bazı kalemşorler bu gö- revlerini yerine getirirterken, Amerika kamuoyunda yavaş; ama etkili bir di- renme başladı. Böyle bir sonuca ulaşılmadığı için, gelen banş müjdesini alkışlamaktan başka hiçbir şey umrumda değil bu- gün. Dönüp, çok uzakta olmayan, sade- ce birkaç hafta önceki yazılannı, de- meçlerini sıralayarakbazı politikacıla- ra, yazar-çizeriere "Ne haber" diye güç gösterimini de sevmiyorum. Şubatın son haflasında birdenbire ısınan havalar gibi, güney sınınmızda esen bu banş havasını solumak isti- yorum. Bu ve tüm banş havalannı... POLİTtKA GÜNLÜĞÜ HÎKMET ÇETtNKAYA Ankara-Budapeşte.•• Refah Partisi'nin kapatılmasına ilişkin Anayasa Mahkemesi'nin gerekçeli karan açıklandığı gün üç DYP'li milletvekili Macaristan'ın başkenti Budapeş- te'de bazı kişilerie görüşmeler yapıyordu... Tarih: 20 Şubat 1998, saat 13.30... Yer Budapeşte Havaalanı... DYP mılletvekıllen Nurtıan Tekinel, Kemal Boz- kurtve Nihan llgün gümrükten çıktılar... Üç DYP milletvekilinı Ertan Sert karşıladı... DYP'li Nihan llgünTBMM Susuriuk AraştırmaKo- misyonu üyesiydi. llgün, Budapeşte'de gazetecile- re şu açıklamayı yaptı: "Bundan önce Başbakan Mesut Yılmaz 'ın Kut- lu Savaş 'ın hazıriadığı Susuriuk Dosyası'nda Bu- dapeşte'nin adı birdefa bile geçmemişti. DYP ola- rak bunu kınadık. Budapeşte'ye birheyetgönder- meye karar verdik. Bunun akabinde ANAP miilet- vekilleri apar topar Budapeşte'ye giderek Veysel Özerdem'/e görüşüp polise tesiim olması için di- rektifverdiler. Biz de bu olayı araştırmak için Buda- peşte'ye geldik. Istîyoruz ki karanlık hiçbir şey kal- masın, her şey şeffaf olsun. Budapeşte'de tartak- lanma olayının ardında ne varsa ortaya çıksın. Hal- kımızı ve kamuoyunu aydınlatmayı bir borç biliyo- ruz." Tanımayanlar için DYP milletvekillerini karşılayan Ertan Sert'in kim olduğunu açıklayalım: Ertan Bey, 1989 yılında hayali ihracattan devleti milyartarca lira dolandırdığı iddiasıyla tutuklandı ve uzun süre Izmir Buca Cezaevi'nde yattı... Ertan Sert,rfadelerinde"Kopuşurum ha" diyerek dönemin Başbakanı Turgut Özal'a ve kimi bürok- ratlara şöyle şeslendi: "Ya gerekli olan yasal düzenlemeleri yaparsınız ya da gerçek soyguncu, bürokrat ve politikacılan açıklanz..." ' Iddiatann arkası kesilmiyordu. Hayali ihracatın ar* kasında ANAP'lı önemli siyasi isimler, üst düzey bü- rokratlann adlan yer alıyordu... ' ••• 1989 yılındaortaya çıkan 'hayali ihracat olayı', Er-. tan Sert'ten Yaşar Aktürk'e (Berber Yaşar); Beh- çet Cantürk'ten Turan Çevik'e; Necdet Ulufc can'dan Oya Demir'e dek ilişkıler zincirini gözlet önüne seriyordu... O yıllarTürkiye'nin gündeminde eroin ticaretinden elde edilen kara paranın altın kaçakçılığınayatırtldr ğı öne sürülüyor ve şöyle deniliyordu'. « "Siyasal iktidar bu işte kimilerini kolluyor, kimile? rini de yakalatıyor..." * 1988-1989 yıllannda Uğur Mumcu Cumhuri^ yet'teki 'Gözlem' köşesinde bu olaylara değiniyot ve şöyle yazıyordu: "San Avni'n/n hesaplanndaki para transfer iş- lemlerinde adma rastlanan 'BBCI-lstanbul' da, ge- çen aylarda Amerikan ve Ingiliz yetkililerince yöne- ticileri 'uyuşturucu madde kaçakçılığından elde edi- len parayı aklayan banka' suçlamasıyla tutuklanan Pakistanlı Ağa Hasan Ebedi 'nin bankasından baş- kası değildi! San Avni'nin ortağı Isviçreli Paul Waridel, 'Piz- za Connection' olarak bilinen uluslararası uyuştu- rucu madde kaçakçılığı davasında Tıcino kanto- nunda Amerikan yargıçlanna verdiği sorguda, ken- disinin Amerikan 'Orug Enforcement Admınistrati- on' ve Yunan gizli istihbarat örgütüyle Hişkileri ol- duğunu söylemiş; aynca ortağı San Avni'nin bir Türk bakanından gemi satın aldığını da açıklamış- tı. Çok karmaşık, kanlı ve ilginç ilişkilerdir bunlar. Bu karanlık ilişkilerie ilgili bir başka dosya da Is- viçre'nin Basel kenti savcısındadır. 19Aralık 1984 tarihinde Isviçre'nin Baset kentin- den geçtığimiz bir haberde, Basel savcısının, ünlü ülkücülerden Mehmet Şener, Abdullah Çatlı ve O- ral Çelik ile Bienn kentinde saatçilik yapar görü- nen Hovik Simonyan adlı bir Ermeninin de arala- nnda buiunduğu bir uyuşturucu madde kaçakçılı- ğı örgütü hakkında soruşturma açtığını bildirmıştlk." Uğur Mumcu'nun anlattığı bu bağlantılar 1980 sonrasının 'kaçakçılık' ve 'kara para aklama' olayı- nın mafya-siyaset-işadamı ayağını oluşturmakta, 'birinci MİT raporu'^a ilişkili bugünün tanıdık yüz- lerini de karşımıza çıkarmaktadır... Bu ne demektir? Şu: Susuriuk salt 1993 sonrası değil, yıllar önce kimi ilişkilerie ortaya dökülen çıkar zinciridir, 1993 ve sonrası dafaili meçhullerie yoğun- laşan, ardından çıkar yüzünden kanlı hesaplaşma- ya dönen paylaşım olayıdır... ••• Üç DYP milletvekilinı Macaristan'ın başkenti Bu- dapeşte'de Ertan Sert karşıladı ve bir süre sonra da gözden kayboldular... DYP'liler Budapeşte'de neyin peşındeler? Mesut Yılmaz'm niçin tartaklandığını mı araştınyoıiar, yok- sa başka bir şey mi? Ya da Veysel Özerdem'in kim- lerin adamı olduğunun saklanmasını mı ıstiyor DYP'liler?.. Budapeşte son yıllardaTürk ve Kürt mafyasmı ba- nndınyor, Haluk Kırcı'nın da orada olduğu söyle- niypr... Üç DYPTmin yaptıklan araştırmanın sonuçlannı merakla bekliyoruz... Acaba 'eroin kaçakçılığı' ve 'kara para aklama' konusunda önemli açıklamalan olacak mı? Yoksa susmayı mı yeğleyecekler?.. Belki de DYP'liler ANAP'lılara şöyle diyecekler. "Susuriuk'u kapatın, Tansu Çiller, Özer Çiller, Mehmet Ağar ve Sedat Bucak'/n üzerine gıtme- yin; aksi halde biz de eski defterieri açar, yeni bir Susuriuk patlatmz..." E. Posta: Hikmet.Cetinkaya (a raksnet.com Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 trticaya karşı Adalet Bakanlığı'na görev ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - MGK'nin 28 Şubat kararlannı uy- gularnak üzere kurulan •BaşbakanlıkTakip Kuru- lu (BTK), şenatçı propa- gandanın ceza kapsamı- na alınması içinyasal dü- zenlemelerin hızla ger- çekleştirilmesme karar verdi. Kurul, bu konuda Adalet Bakanlığı'nı gö- revlendirdi. Başbakanlık Takip Kunılu, geçen hafta yap- tıgı toplanhda, Türk Ce- za Yasası'nın 163. mad- desinin kaldınlmasıyla boşlukta kalan şeriatçı propagandalar ile öğren- cilerin 8 yıllık temel eğv tim içinde Kuran kursli- nna gıtmelerinı sağlayan Kuran Kurslan Yönei- meliği'nin Danıştay tara- fından ıptal edilmesi kd- nulannı ele aldı. Başbakanlık Takip Kurulu. 163 maddenıh kaldınlmasından kay- naklanan boşluğun dol- durulması ve şeriatçı propagandalann ceza kapsamına ahnmasını kararlaştınrken yasal dü- zenlemelerin yapılması için Adalet Bakanlığı'nı görevlendirdi. ,
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear