23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
8ARALIK1998SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER Bunalım yüzünden işçi çıkarmalann arttığı sektör için hükümetin bir an önce önlem alması istendi Tekstflci bankaları suçluyorİLHANTAŞÇI ANKARA- Ekonomik bunalım gerek- çesiyle işçi çıkaran tekstilciler. bankacı- lan ve hükümeti suçladı. Denizli Sanayi Odası Meclis Başkanı Süleyman Ügeri, 1995'te bankacılann, sanayicilerin "pe- şinde koştuğunu" belirterek "Ancak bu- gün, peşinde koştuklan insanlan abluka- ya almaya çahşryoriar. Elini kolunu bağ- İamaya gayret ediyorlar" diye konuştu. Gaziantep Sanayi Odası Yönetim Kuru- lu Başkanı Nejat Koçer, bölgede eylül aymdan bu yana 10 bin 500 işçinin işine son verildiğini kaydederck "Sanayideya- şanan sıkınnda bankacılann da etkisi var. Bankalann bü> üteç alüna alınması gere- kiyor" dedi. Sanayi odalannın ve tekstilcilerin de- |erlendirmeleri şöyle: Denizli Sanayi Odası Meclis Başkanı Süleyman tlgeri: 1995 'te sanayicinin pe- şinde koşan bankacılar, şimdi bu insan- lan ablukaya almaya çalışıyorlar. Elini kolunu bağlamaya gayret ediyorlar. Siya- si istikrarsızlık sinyalleri alındıgında bi- zim memleketimizde fırtınalar kopuyor. Bir sorunlar yumağı varmış gibi bir or- 0 AB pazannın daralması. 9 Krize gire- rekparalan değer kaybeden Güneydoğu As- ya ülkelerindeki tekstil üreticilerinin ihra- catlannı arttırmalan sonucu Türkiye'ye u- cuz tekstil ürünlerinin ginnesi. Üstelik bu ürünlerin Tûrkiye üzerinden Avrupa'ya pa- zarlanması. • Büyük rakiplere, AB"ye da- ha kolay ihracat yapabilecek Romanya ve Bulgaristan gibi yeni üretim merkezlerinin eklenmesı. • Doların mark karşısında değer kazanması. 0 Finans kesiminin ödemeler konusundaki baskısı. Bankalar Sektörde yaşanan sorunlar hükümetin verdiği ve oranlan yüzde 150'lere va- ran faiz oranlannı tercih ederek, tekstil sektörüne kredi vermemekle eleştiriliyor. Bankalara yönelti- len birdiğer eleştiri de tekstilcilerle yaptıklan söz- lü taahhütlere uymayıp verdikleri kredinin tahsili- ni zamanından önce istemeleri. Ancak bu konuda bankactlar da alacaklanm tahsil edememekten ötü- rû şikâyetçiler. 0 Dünyada markaya olan ilginin artması. 0 Son yıllarda tekstil sektörüne her ke- simden yatınmcmm el atmış olması. Işi bilmeyenlerin bugün karşılaştıklan sıkıntılar çok daha ciddi boyutta. tama gidilmeye başlandı. Banka, sanayi- cinin kredi limiti riskinin çok fazla oldu- ğu gerekçesiyle parasına el koyuyor. Bu krizde yaşananlann birçoğu sunidir. Kri- zi istismar eden arkadaşlanmız da var. Ödemesi gereken borcu, parası varken bile ödemiyor, işçi çıkanyor. Sanayicinin de bir dayanma gücü var. Bu dayanma gücünü aşarsanız memlekette sosyal pat- malara neden olunur. Onun için bir an önce önlem almak zorundayız. Gaziantep Sanayi Odası Yönetim Ku- rulu Başkanı Nejat Kocer: Yaşanan bu kriz, gerek kötü ekonomi yönetiminden gerekse sanayi ve KOBt'leT için hiçbir şey yapılmamasından kaynaklanan bir sonuçtur. tşçi çıkarmalar gelecek gün- lerde karşımıza sosyal kriz olarak çıka- caktır. Eylül ayından bu yana 10 bin 500 kişi çıkanldı. Gaziantep'te direkt işten işçi çıkartılmıyor ancak çıkanın yerine yenisi alınmıyor. Yüzde elli dolayında vardiya düşürüldü. Yüzde 30'lara varan enerji kullanımında azalma var. Borsa ve bankacılık sektörü için birçok toplantı yapan hükümet, sanayicileriçin de yapa- bilirdi. Sanayideki sıkıntılann belli bir oranı bankacılık sektöründen kaynaklan- maktadır. Bankalann büyüteç altına alın- ması gerekiyor. Sanayiciye sahip çıka- cak bir devlet anlayışı istiyoruz. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakaıu Nami Çağan: Olaylan Çalışma Genel Müdürlüğümüze intikal ettiriyoruz. Iş Teftiş Kurulu Başkanlığı'na müfettiş in- celemesi yaptırabiliyoruz. Yasalardaki müeyyide eksikliği nedeniyle hareket alanırruz sınırlı. Sendikalılığı güvence altına alınan, sendikalılık nedeniyle işten çıkarmalarda iadeli bir sistemi öngören hazırlık yapmıştık. Onu sevk ettik. Onu getirebilsek o bile büyük kazançtı. Fakat siyasi durum ortada. Bu noktaya gelin- ceye kadar da çok zaman kaybettik. iş- ten çıkarmalarda ekonomik gerekçe gös- teriliyor. Kilit konu iş güvencesi. Bizim yasal yetkilerimiz arasında işten çıkan- lanlan işe iade etme yetkisi yok. Ancak tazminat davalannda önem kazanıyor. Şikâyetler üzerine harekete geçiyoruz. Denizli Tosunoğlu TekstilAŞ Sahibi Is- mafl Tosunoğlu: Yatınmlar yapıldı, bü- yük yatınm yapanlar şu anda zor durum- dalar. Vardiyalar düşürüldü. Üretimde azalmalar var. Gaziantep Okan Tekstil AŞ Müdürü Zeydan Karalar: Bu kriz ortada dururken Başbakan'ın çıkıp da "1999 daha kötü olacak" demesi piyasalan olumsuz etki- ledi. Ortada bir kriz olmasa niye üretimi, yatınmlan niye yanya düşüresiniz. Ban- kalar da faizleri arttınyor, günü gelme- miş ödemeleri istiyor. Bankalar, önüne gelene kredi verdiler. Bu krizin de etki- siyle krediler geri dönmedi. Dünyada hiçbir devlet kendisini ayakta tutan ihra- catın üçte birini yapan sektöre bu kadar hor bakmaz. Hammadde ve enerji öde- meleri gibi konularda kolaylık getirilme- li. ÖNLEMDE UYUŞAMIYORLAR Sendikalarda görüş ayrılığıEkonomi Servisi - Toplam istihdamın yüzde 28'ini elinde tutan tekstil ve konfeksiyon sektöründe işten çıkarmalar de- vam ederken sıkıntılar ve çözümü konusunda görüş birliği- ne vanlamıyor. Tekstil Sanayicileri Işveren Sendikası (TIS) ile Türk-Iş'e bağlı Teksif Sendikası, hükümetten talep edile- cekacıl önlemler konusunda görüş birliğine vanrken DlSK'e bağlı Tekstil Işçileri Sendikası, işverenin KDV oranının dü- şürülmesi ve işletme kredilerinin arttınlması gibi isteklerini yerinde bulmuyor. Başkanlığını Halit Narin'ın yaptığı Tekstil Işveren Sendi- kası ile Türk-lş'e bağlı Tek- Ege'den tepki Bunalım fabrika4 sattınyör MERİHAK tZMÎR - Hükümet yetkililerınin görmez- likten geldiği ekonomik bunalım. fabrika sattır- maya başladı. Ege Böl- gesi'nde bazı fabrika sa- hipleri banka borçlannı ödeyememeleri üzerine fabrikalannı satışa çıka- nrken kiminin de fabri- kaiaruıın anahtarlarmı borçlanna karşılık ban- kalara verdikleri bildiri- liyor. Ege Bölgesi'nde sa- nayicilerin gözbebeği olan Atatürk Organize Sanayi Bölgesi'nde 20 fabrika kapanma nokta- snıa gelirken borçlaryü- zünden fabrikalannı kaptırmak istemeyen sa- nayiciler, gazete ilanla- nyla fabrikalannı satışa çıkardı. Bu konuda gö- rüşlerini aldığımız Ege Bölgesi Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başka- nı Kani Aydoğdu, 6 ay önce başlayan talep da- raimasının iç piyasayı etki altına almaya başla- dığını belirtiyor. tstih- dam ve üretimde sıkın- tılı bir sürecin yasanma- ya başladığı, fabrikalar- da ilk önce üretimin dü- sürüldüğü ve ardından da işçi çıkanlmaya baş- landığına dikkat çekti. Atatürk Organize Sa- nayi Bölgesi'nde 20'ye yakın fabrikanın kapan- ma ya da satışlann artık gündeme oturduğunu belirten Aydoğdu sözle- rini şöyle sürdürdü: "tretimdeki düşüş, saüslardaki darahnadan dolayı fabrikaiara bık- kınlık gddi.' Yeter artık' di>x>r sanaykikr. Önteri- ni göremiyorlar. BorcJar çtggibi büyümeye başla- dh Faiz oranlan yüzde 150'}% çıktı. Enflasyon >üzde 70. Bunebicimiş. Piyasa ekonomisi diye her şeyi serbest tarako- lar. Bu da acımasız bir kapitalizmi ortayaçıkar- (h. Yüzde 150'lerleborç- landı sanavici. Şimdi ba- kıyoıiar,fabrika ekfen gi- decek. İlk önce üretimi düşürdüler. şimdi de sat- ma olavian gündemegel- di. Bankalann eüne ge- çeceğine fabrikalar, satd- suı daha i\i diye düşünö- yor artık insanlar." sif Sendikası, hükümetten. bir an önce dışandan gelen mallann önünü kesmesini, finans sıkıntısının gideril- mesi amacıyla, devlet faiz- leri ile KDV oranlannın dü- şürülmesini ve Türk Exim- bank'ın verdiği ihracat kre- dilerini artürmasını istiyor. DlSK'e bağlı Tekstil Işçi- leri Sendikası Başkanı Sü- leyman Çetebi, istenen teş- viklerin verilmesi ve KDV oranlannın düşürülmesi ha- linde işçinin soluk ahp alma- yacağının henüz netlik ka- zanmadığını belirterek "Haklı bazı istekleri var. An- cak istenen işletme kredileri gibi teşvikler çauşana yansı- blacak mı? Hem teş\ik ahp hem işçi çıkaracaksan ol- maz" dedi. Teksif Sendikası Başkanı Zeld Polat sektörü sıkıntı- dan kurtarmak için bazı ted- birler alınması gerektiğini belirterek KDV oranlannın düşürülmesiyle yüzde 70'lerde olan kayıtdışı çalış- tırma oranının düşürülebile- ceğini ifade etti. Türkiye Giyim Sanayici- leri Derneği Başkanı tsmet Ozcan, finans kesiminin hem garanti hem de yüksek faiz veren devlet bonolanna yöneldiğini belirterek "Ben onlara bankacı değil sadece finans kesimi diyorum. Çün- kü bankacı, reel sektöre üre- tim için kaynak aktarmah. Ama bizdeki bankacılar bu tanıma uvmuyor" dedi. DTM İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri îhracatçılan Birliği (tTKlB) Başkanı Şevket Sürek de işçiye önce önerilen sıfır zamnun man- tıklı olmadığını, böyle bir şey olmayacağun belirtti. İSJANBUL'DA YÜRÜYÜŞ- tstanbul Vakıflar Bölge Müdüıiüğü'nün düzenlediği "VakıfHaftası Kortej Yüriiyûşü"ne kaûlançok sa>ıda vakrf ve vaikıf temsilcisi, İstanbul Büyükşehir Beledryesi Bandosu eşhğinde Tünel'den Taksim'e kadar yürödü. Yağmur altuıda gerçekleştirflen yıiriiyüş sonunda Taksim Aruö'na ulaşan vakıftemsilcileri çeienk bırakü. 'Vahfînsana Hizmettir' sloganıyla hıtlanan 16. VahfHaftası etkinlikleri sürüyor Vakıflartanıtım atağındaİstanbul Haber Servisi - "Yakıf, İnsana Hiz- mettir" sloganıyla kutlanmaya başlanan 16. Va- kıf Haftası etkinlikleri dün de sürdü. İstanbul Vakıflar Bölge Müdürü Cmit Çoban, etkinlik- lerin vakıf ruhunu ve anlamını tanıtmak için çok önemli olduğunu söyledi. Türkiye Milli Olim- piyat Komitesi ile Türk Spor Vakfı'nın, 75. yıl kutlamalan ve Vakıflar Haftası etkinlikleri kap- samında düzenlediği, "Atatürk, Spor ve Oüm- piyat Pullan Sergisi", Taksim Atatürk Kültür Merkezi'nde (AKM) açıldı. Serginin açılışını Olvmpiyat Komitesi Asbaşkanı Türkay Peker yaptı. 100 panodan oluşan sergide, 24 katılım- cının koleksiyonu yer alıyor. Ataköy Yunus Em- re Kültür Merkezi'nde ise Anne ve Bebek Sağ- hğı Vakfı,"VakıfRessamlanResim Sergjsi" dü- zenledi. Sergiler 14 Aralık'a dek gezılebılecek. Göz Nurunu Konıma Vakfı, hafta kapsamın- da Alpaslan llkögretim Okulu'nda, "GözTara- ma Kampanyasr gerçekleştirirken Türk Böb- rek Vakfı Bakırköy Özgürlük Meydam'nda, "Ücretsiz SağhkTaraması \v Organ Bağışı Kam- paması" başlattı. Türk Kalp Vakfı da Levent Lütfi Banat llkögretim Okulu'nda, öğrencilere "Kalp ve Damar Sağhğı Taraması'' uyguladı. 16'ıncı Vakıf Haftası etkinlikleri hafta boyunca sürecek. Y ı l b a s ı n d a ü c r e t l e r y ü z d e 7 - 1 3 o r a n ı n d a a r t a c a k ÜcretMye vergi indirimi solugu ANKARA(AA)-GelirVergi- si'ndeki düzenleme ile özel in- dirim miktarlanndaki artış, üc- retlilere ocak ayında yüzde 7 ile yüzde 13 düzeyinde zam olarak yansıyacak. Gelir Vergisi'ndeki ilk dili- mm yeni yılda l milyar liradan 2 milyar liraya yükselmesi, bu- na karşılık vergi oranının yüzde 20'den I5'e çekilmesi. işçi ve memurlan az da olsa rahatlata- cak. Aynı şekilde düşük gelir gruplannı yakından ilgilendiren ilk dilimlerdeki marjın yüksek tutulması ve vergi dilimlerinin 2 müyaı, 5 milyar, 10 milyar, 25 milyar ve 50 milyar lira olarak düzenlenmesi de işçi ve memu- run vergi yükünü hafifletici et- ki yapacak. , Halen 9 milybn 450 bin lira olan özel indinmin, l Ocak'tan itibaren 15 milyon liraya çıkanl- ması da bugünkü vergi oranla- nyla işçi ve memur maaşlann- da ayda l miryon 110 bin lira, yeni yıldaki \ ergi oranlanyla da 832 bîn 500 lira artış sağlaya- cak. Mevcut SSK prim tavanı baz ahnarak yapılan hesaplamalara göre çeşitli ücret gruplannın Aralık 1997 ve Ocak 1998 ayı maaşlan ile yıllık ücret kazanç- lan şöyle: Brüt ücret Asg. ücretli(x) 100.000.000 150.000.000 200.000.000 300.000.000 500.000.000 Aralık maaşt (binTL) 33.808 67.096 99.893 132.542 195.996 309.008 Ocak maaşı {btnTL) 36.177 73.170 103.181 139.691 237.111 402.751 1996 geliri (binTL) 341.684 808.482 1.234.255 1.641.205 2.472.301 3.909.365 1999 geHri (binTL) 434.840 878.040 1.354.577 1.851.497 2.787.536 4.649.416 (x)- Hesaplama, mevcut asgari ücret üzerinden yapılmıştir. SIFIR NOKTASIIORAL ÇALIŞLAR Türkiye'de olursa hem de onar onar olur. Kültür Bakanlığı son olarak 72 sanatçıya devlet sanatçısı unvanı vermeyi karar- laştırmış. Daha önce kaç adet devlet sanatçısı vardı onu da bil- miyorum. Bu gidişle ülkemizde- ki sanatçılann tamamı "devletin sanatçısı" olacak, ya da önemli bir çoğunluğu. O zaman devlet sanatçısı olmayanlar ne yapa- caklar? Bundan böyle bir devletin sa- natçısı olanlar bulunacak bir de olmayanlar. Artık olmayanlar, nasıl bir muamele görecekler onu da bilmek mümkün değil. Bir arkadaş, "Devletin sanatçısı olur da gazetecisi olmaz mı?" diye sordu. Yerinde bir soru. Ba- zı meslektaşlanmızın "devlet ga- zetecisi" unvanını çoktan hak ettiklerini teslim etmemizin za- manı geldi. Aslında biz bu ger- çeği görüyoruz da, devletimiz ne zaman görecek, doğrusu çok merak ediyorum. Şaka bir yana, gazetelerde yayımlanan listeyi gördüğümde Devletin Sanatçısı Olur mu? merakla, bazı yeni 'devletsanat- çısı' yakınlanmı aradım. Hiç bi- rinin böyle bir 'görevlendir- me'den haberleri yoktu. Orhan Pamuk "En azından böyle bir unvanı, nezaketen kabul edip etmediğimizisorabiliıierdi. Hoş- lanmadığımı söyleyebilirim. Sa- natçıların unvanlannı keyfi ola- rak bakanlıkların beliriemesini de saçma buluyorum" diyordu. Devlet, yeni sanatçılannı ilan ederken "2. İstanbul MüzikŞen- liği" programında yer alan iki sa- natçının vereceği konser yasak- lanmıştı. Bir Kürt türkücünün ve Ermeni müzisyenlerinden olu- şan grubun sırf etnik farklılıkta bir müzik yaptıklan için yasak- lanmalarını nasıl yorumlamak gerekir? Böyle yaparak iç kültü- rel zenginliğimizi koruyabilir mi- yiz? Yitip giden kültüriere ağıtlar yakıp sonra da onlann gelişme- sinin önüne engeller koymak hangi aklın eseri? Batı'da Türk imajının bozul- masının esas sorumlusu, Batılı- lar mı, yoksa biz miyiz, sorusu- nu da bir kez daha sormanın za- manı gelmedi mi? Batı'nın çrfte standartlı olduğu bir gerçek; ya biz, biz çifte standartlı değil mi- yiz? Içeride baskıcı bir rejimi ko- ruyarak böyle bir imaj düzeltile- bilir mi? Türkiye'ye yön verenlerin bir kesimi, Öcalan krizinin başla- masından bu yana, sanki Batı ile ilişkilerin gelişmesini istemez bir tutum içine girdiler. Italyan elçi- liği ve konsolosluklan önünde yapılan korkutucu gösterilerin, dışanya nasıl bir görüntü verdi- ğini yöneticiler bilmiyorlar mı? Avrupa'nın kapısındaki Türki- ye, yöneticileri tarafından aca- ba tersi bir yöne mi çekilmek is- teniyor? PKK'nin gerilemesiyle aslında Türkiye açısından yeni ve olum- lu bir döneme girdiğimiz söyle- nemez mi? Böylece, demokra- si ve insan haklan konusunda daha rahat adımlar atılabilir. Türk-Kürt düşmanlığını körükle- yerek bundan rant sağlayanlar, böyle bir gelişmeden rahatsızlık duyabilirler. İnsan haklan ve de- mokrasi konusunda adımlann atılması, iç gerilimi düşürür, siya- si Islamın ve ırkçılığın silahlannı elinden alabilir. Nedense kimse işin bu yanını görmek istemiyor. "Kürt soru- nu" birçok yazann da belirttiği gibi Türkiye'nin sorunu. Bu so- runun dışanlara taşınmasının sorumlusu acaba yalnızca Batı mı? Bu sorunun çözülmesinin yolu iç banşımızı ve kardeşliği- mizi güçlendirmekten geçmiyor mu? Böyle bir dönemde HADEP Genel Başkanı'nı ve yöneticile- rini tutuklamak, bu tutuklamayı parti binalannda protesto eden yüzlerce partiliyi gözaltına al- mak, iç banşı sağlamaya ne ka- dar hızmet ediyor? ••• Bakanlıkeltyle, hiç gereği yok- ken onlarca devlet sanatçısı be- lirlemek yerine, bu ülkenin önü- nü açacak özgüriük adımlannı atmak. yasaklardan kurtulmak gerekir. "Devletsanatçısı" olarak yukandan bir emimameyle be- lirienen değerii sanatçılanmızın da kendilerine böyle unvanlar verilmesi yerine, sanatın ve kül- türün önünü açacak yeni düzen- lemeleri tercih edeceklerini bili- yoruz. Onlar, devletin sanatçısı un- vanı almak yerine, özgür bir ül- kede sanat yapmayı yeğlerler. Işte bunu anlayacak bir siya- si anlayış bu ülkeye hâkim olur- sa, zaten devletin sanatçılan be- lirlemeye de ihtiyacı kalmaya- cak. Bu devletin, devlet sanat- çılanna değil; sanatla, kültürie, banşçı amaçlarla duygulan in- celmiş yöneticilere gereksinimi var. O günlere umanz bir gün ulaşınz. Çok mu hayalci bir dilek? DUZYAZI ORHAN BIRGIT Sende mi Şefsin? Bir zamanlar, Türkiye'nin Avrupa Biriiği'ne kabul edilmesi için aranılan bazı ölçütlere bakan yönetici- lerimizin, ülkemizde otomobil kullananlann sayılannı da çoğaltmak amacı ile sürücü ehliyetlerinin alınabil- mesi için var olan engelleri en aza indirdiklerini ve ko- nuyu özel kurslann dirayetine bıraktıklannı biliyoruz. Bilmiyorum, "Türkiye'de şu kadar insan okur-ya- zar, şu kadar da telefon abonesi var. Otomobil kul- lanabilenlerin sayılan şu kadara yükseldi" türünden istatistiklerin, AB'nin kapılannı açmamız için yeterii ol- madığını düşündükleri için midir? Küftür Bakanlığı'nın Cumhurbaşkanı'nın onayın- dan çıkan yeni devlet sanatçılannın listesi bana, sa- yısal açıdan özellikle kültürel alandaki gelişmemizin Batılı dostlanmıza kanrtlanması için verilmesi gereken bir yeni belge imiş gibi geldi. Kültür ve sanat yaşamımtza "devlet sanatçısı" un- vanı ile onur veren 138 saygın kişimiz var. 1971 yılın- da hemen tümü klasik Batı müziği dalında isim yap- mış 11 kişi imiş devlet sanatçılanmız. 1981 'de bu sa- yıya 10, 1987 yılında 7 kişinin ismi eklenmiş. Bir yıl sonra devlet sanatçısı olarak çağnlmaya değer gö- rülenlerin sayısı sadece 2 olmuş. 1991 yılının devlet sanatçılan listesi, ülkedekl enf- lasyonlabiriikteolmalı, hızlı birçoğalmagöstermişve 36 olmuş. Arşivden, 10 Ekim 1991 günlü "Hümyef'e bakıyo- rum. Haber "Bolkeseden devlet sanatçısı" başlığı al- tında veriliyor ve 1981 yılında bu unvanı -elbette sa- natının hakkı ile almış olan Yıldız Kenter, yeni liste- deki bu abartılı sayı için tepkisini "36 kişi mi? Ciddi misiniz?" yanıtı ile gösteriyor. Türktiyatrosunun tartışılmaz isimlerinden rahmet- li Vasfi Rıza Zobu da 1987'de aldığı bu unvana 1991 yılında 36 kışınin değer görülmesi için sorulan bir so- ruyu, o kendisine özgü acımasız üslubu ile bakın na- sıl yanrtlıyor: "Yaa' Demek ki 36 kişi daha devlet sanatçısı oldu? Hayırlı olsun. Vallahi kimler, neden, nasıl olunuyor devlet sanatçısı bilmiyorum. Kimler hak ediyor, kim- ler karar veriyor, ne yapmak lazım bilmiyorum. Dev- let sanatçısı olunca ne oluyor onu da bilmiyorum." Zobu'nun bu ince hicivlerie dolu sorusunun resmi yanıtı, 1971 yılında çıkanlmış 657 sayılı Devlet Me- murlan Kanunu'na dayanılarak çıkanlan bir yönet- meliğin gereğidir. O yönetmelık, sadece çoksesli mü- zik alanında bizi dışanda tanıtan sanatçılan bu unva- na değer görüyordu. Değerlendirmenın böylesinedar kapsamlı olması, çoğu sanatçının tepkisıne yol açtı ve "Biz üvey evlat mıyız" sorulannın yoğunlaşması, Kültür Bakanlığı'nı 1 Şubat 1987'de yeni bir yönet- meliğe yöneltti. Böylece klasik Türk müziği ile plas- tik sanatlar da unvan kapsamına alındı. Bir kişinin devlet sanatçısı olması için aranılan üç özellik "üstün yetenek, uluslararası ün ve mesleğinin örnek temsil- cisi" olarak saptandı. Daha sonra kapsamın içine edebiyat ve toplumbi- lımler alanlan da alınırken, uluslararası ün niteliğinin yanına "ulusalalanda ün sahibi olmak" koşulu da ko- nuldu. Ve böylelikle 138 listelik bir devlet sanatçısı ordu- muz oldu. Seçimler ne ölçüde objektiftir? Kişisel duygular, adaylann kendi kulis yetenekleri ile tırmanılan basa- maklar doğru mudur? Bu konuda stralanacak sorulann tümü, hem liste- lefde isimlerine yer verilen -önemli bir bölümü o yer verilişi hak etmiş- kişileri de, onlann adaylığını öne- renleri ve onaylayanlan da sadece üzer. Üzmemesi için yapılabilecek tek şey, bu tür seçimleri bürokra- sinin elinden alarak özerk bir yapının süzgecine ver- mek olmalıdır. Kimse Ingiltere'de Sir Laurence Olivier'in ya da BeatJes'ın bu tür bir benzer unvan ile onurtandınlma- sını yadırgamamıştı. Ama bakınız. Bizim o 138'lik listede Muhsin Ertuğ- nıl ile sahnelerimize ayak basan ve her adımı bir sa- nat onuru olarak atılmış Necdet Mahfi Ayral yoktur. Şükran Güngör ve Erol Keskin gibi yüzaklanmıza da yer verilmemiştir. Ama gece kulüplerinde sarhoş mezesi olmaya °ha- yır" demeyen ve zaman zaman vücutlarının cömert- liklerini hafta sonu magazinlerinde gördüğümüz kim- seler, 138'lik listede de endam sergüemektedirter. • • • Rahmetli Hasan Saka, Maliye Bakanlığı'na atan- mış ve personeli ile tanışmak için bakanlığı dolaşma- ya başiamış. Tanıştığı her insanın görev tanımlamasının başın- da bir "şef" takısı olduğunu öğrenmenin verdiği hay- ret, bu Karadenizli politikacıyı "7eme/"leştirmiş. O sı- rada koridordan geçen kahveciyi durduran Hasan Saka, "Sen de mu şefsun" sorusunu yöneltmiş. Hasan Bey yaşasaydı benzer bir soru için acaba dünkü listeden kimleri seçerdi? Faks: 0212-677 07 62 E-Mail: obirgit6cumhuriyeLcom.tr Ciner'in fabrikası kapatılmıştı Ceytaş işçisinden yol kapatma eylemi ADANA (Cumhuriyet Gûney flleri Bürosu) - Park Holding'in sahibi Turgay Cmer tarafından kapatıhna karan alınan Ceytaş ve Ceysan'ın işçi- leri, Adana-Ceyhan kara- yolunu keserek eylem yaptı. DlSK'e bağlı Teks- til Işçileri Sendikası Ge- nel Sekreteri Süleyman Çekbi, gözaltnıa almma- sından dolayı onuru kınl- dığı gerekçesiyle tesisle- rini kapatan Ciner'e tep- ki göstererek "Tesislerin kapaülmasına izin ver- meyeceğiz'' dedi. Birkaç kez gözaltına alınan ve zor durumda olduğunu belirterek te- sislerin yükünü daha faz- la taşıyamayacağını ileri sürenTurgay Ciner'in 10 gün önce kapatma kara- n aldığı Ceytaş ve Cey- san'da çalışan toplam 700 işçi, dün aileleriyle birlikte fabrika önünde biraraya geldi. Işçiler ve yakınlan, "Babamı işkı- den atmayın", "Fabrika- lanmız kapamrsa yüzler- ce ocak sönecektir", "Ceytaş ve Ceysan kapa- blamaz", "Ceytaş Cey- hanhlanndır" ve "İşsiz kalmak ölümfin yansı- dır" diye slogan atıp pankart taşıdılar. Adana-Ceyhan kara- yolunu bir süre trafiğe de kapatan işçilere hitap e- den Tekstil Işçileri Sen- dikası Genel Sekreteri Süleyman Çelebi, tesis- lerin kriz nedeniyle ka- patılmadığına ve sürekli kâr ettiğine dikkat çeke- rek şunlan söyledi: "Bu işyerlerinin kapa- ülmasmdaki gerçek, za- rar etmek değil; başka nedenlervardır. Fabrika- da sözleşme imzalandı, teknokıji yenöendi ve kâr da edildi. îşveren gözaltı- na aunmasmdan dolayı onuru kuıldığı için Cey- han, Edirne ve İstan- bul'daki işyerierini ka- patma karan almış. Bu- rada asıl onuru kınlan, sokağa aülmakisteneniş- çilerdir. Fabrikalann ka- patılmasına izin verme- yeceğiz. İşçilerimizle ge- rekirse Ankara başta ol- mak üzere her yere yürü- meye hazınz.''
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear