Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
. ARALIK 1998 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
KA-DER Başkanı Tekeli, ilk siyasi parti kurma girişiminin kadmlardan geldiğini söyledi
6
Kadmlar hak için savaş verdf
DEVRtM SEVtMAY
KA-DER Başkanı Şirin TekelLTBMM'-
fç daha çok kadm milletvekilinin girebilme-
>i ıçin Siyasi Partiler ve Seçim Yasası deği-
jirken TBMM'nin "her iki rinsten 1/3'ten az
temsDciseçileroez" hükmünün kabul edilme-
;i gerektiğini söyledi. Tekeli, kadınlann TB-
ViM'de temsıi edılme oranmın Türiciye Cum-
luriyeti tarihi boyunca hiçbir zaman şimdi-
K.I kadar "anormaT olmadığını vurgula>arak
-KadınJar günlük hayab yaşanır kıîan insan-
laniır. Gerçek sorunlan oıilar bilmektedir-
ler. Onun için mutlaka sorunlan gerçekten
biknleriyani kadınlan kararorganlanna ta-
şunak gcrekiyor" dedi.
Türk kadınına, seçme ve seçilme hakkını
kazanışmın 64. yıldönümünde Şirin Tekeli,
kadıtun Türk siyasetindekı yeriyle ilgıli so-
1 ekeli, "Kadınlar günlük hayatı yaşanır kılan insanlardır. Gerçek
sorunlan onlar bilmektedirler. Onun için mutlaka sorunlan gerçekten
bilenleri, yani kadınlan karar organlanna taşımak gerekiyor" dedi.
bir parti kurma gınşimı ilk kez 1923 yılında
kadmlardan, Nezitae Muhiddin ve arkadaşla-
nndan gelmiştir. Ancak o sırada henüz yurt-
taşhk haklanna sahip olmadıklan gerekçe-
siyle bir dernek kurmalanna izin verilme-
miş, tasviye edilmiştir. Bu dernek, Türk Ka-
dınlar Birliği adıyla 1924'te kurulacaktı ve
gündemindeki ana mesele siyasi haklann ka-
zanılması olacaktı. Ben kadınlann tarihteki
rolünü "görünmez" kılma yönündeki bu ge-
nelgeçer ınançlann aksine Türkiye'de kadın-
lann var olan haklannı "bileklerinin hakkıy-
ta" kazandıklanna inanıyorum.
- Kadnüann, 1935 TBMM'sine göre bu-
rulanmızı şöyle yanıtladı:
- Türk kadınının. seçme ve seçBme hakkı-
nı hiçbir mücadele etmeden kazandığı yani bu
hakkın verüdiği iddialannı nasıl değerlendi-
riyorsunuz?
- Kesinlikle bu iddiayı paylaşmıyorum.
Bu, 19. yüzyıl sonunda başlayıp 11. Meşruti-
yet ve milli mücadele dönemlerinde çok can-
İanan kadrn hareketinin çabalannı görmez-
likten gelen "inkârcr bir görüştür. Belgeler,
Osmanlı kadınlannın yani büyükannelerimi-
zin haklan için ciddi bir mücadele verdikle-
rini ortaya koyuyor. Örneğin Türkiye'de
Cumhuriyet Halk Fırkası'ndan önce siyasi
47 kadm kuruluşu, Meclis'te temsil sayısına arttırmak amacıyla bildirge hazırladı
Kadıköy Halk
Eğitim
Merkezi'ndeki
etldnhkte
paneUer ve
ntüzik dinletileri
gerçekkştirüdi.
(Fotoğraf:
KADER
TUÖLA)
'Büdirgeyiııygukutut\xınaoyyok'Istanbul Haber Servisi - 47 kadın kuruluşunun
bu araya gelmesıyle oluşan tstanbul Kadm Kuru-
luslan Birliği (İKKB), daha çok kadının Meclis'e
giıebilmesi amacıyla "Seçmen Haklan BUdirgt-
spyayımladı. IKKB Başkan Yardımcısı Aydeniz
Tıskan, "Bu bikfirgeyi uygulamayana kadınlar-
dtfioy yok" dedi. Kadıköy Belediyesi ile Cum-
hvhyet Kadınlan Demeği lstanbul Şubesi'nin dü-
zeılediği etkinlikte ise Cumhuriyet kadınlannın,
Tirkiye'nin her yerinde gönül birliği esasına da-
yai olarak örgütlendiği vurgulanarak "Kadınla-
nlertfjykükrini kendflerine biçüeıı roHerin dışuv
dsyazmaya karariıdır" denıldı ÖDP Genel Baş-
kaı Yardımcısı Serpü Boğa da "Türk kadım 6i
yıBır seçiyor, ama seçilenıiyor'' dıye belırttı.
Türk kadınının seçme ve seçilme hakkını ka-
zaımasının 64. yıldönümü nedeniyle bazı kadın
kıruluşları ve siyasi partiler, dün çeşitli etkinlik-
le gerçekleştirdiler. Etkinliklerde kadmlardan
"«rfcek syasetçüer"e en sert uyan İKKB'den gel-
di Gezi Oteli'nde bir toplantı düzenleyen İKKB,
S<çmen Haklan Bildirgesi'ni yayımladı. İÜ Ka-
dfl Sorunlannı Araştırma ve Uygulama Merkezi
Başkanvekıli Nazan Moroğiu'nun okuduğu bildir-
gede şöyle denildi: "Her parti, ilkelerinive prog-
ramını net bir şekilde açıklamak. böylece seçmen
bflinçli tercihini yapabilmeli; Her parti kadınlara
seçUebüeeekleri sıralamada yer Nermeti; Kadınla-
ra karar mekanizmalannda yer \erme\en paıü-
lere o> verilmemeli; Parti içi demokrasi sağlainma-
h, miiletvekilliği ömür bo\ u meslek olmaktan çı-
kanlmalı; Siyasetçiler verdikleri sözleri rurmah.
seçmeni aklatmamalı; Milletiekili hangi partiiçin
oy alnuşsa istifa ettiğinde bağımsız kalmalı; Siya-
sette önce ben, sonra partim. sonra iilkem, anlay>
şmason verilmeli: Kamu vkdanındaaklanmayan-
lann karş,ıhkh çıkar uğnına aklanmalanna son
verilmeli: Seçimden önce Siyasi Partiler Kanunu,
Seçim Kanunu ve haühazır delege sistemi mutla-
ka değiştirümeli."
Kadıköy Halk Eğitim Merkezi'ndeki etkinlik-
te ise paneller ve müzik dinletilen gerçekleştiril-
di. "Aydınlanmada Cumhuriyet Kadım" konulu
panelde konuşan Cumhuriyet Kadınlan Demeği
lstanbul Şubesi Başkanı Serpü Şekercioğtu, kar-
şı-devnmin 1946 yılından bu yana büyüme süre-
cine girdiğini belirterek "Türidye 28 Şubat'ta
önemli bir dönem geçirdL Rahat bir nefes aldık.
Ama tehdit sürüyor. Verem mikrobu gibi bünyeyi
zayıf buMuklan an, tekrar nûksetmek için pusu-
dalar" uyansında bulundu.
Dernek Başkanı avukat Şenal Sanhan da, ka-
dınlann elde ettiği hiçbir hakkın "lütuf" olmadı-
ğını vurgulayarak "Devtim,oyagibiişlenenzor bir
iştir. Cephe gerisindetd ortakhğı, cephe önüne ta-
şımak gerekir" dedi.
ÖDP Genel Başkan Yardımcısı Serpü Boğada
yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye'nin 64 yıldır
kadınlanna seçme ve seçilme hakkını Avrupa ül-
kelerindenönce kazandırması nedeniyle övündü-
ğünü, ancak TBMM'de parmakla gösterilecek ka-
dar az kadın milletvekili bulunduğunu kaydetti.
Boğa, kadınlann seçme ve seçilme hakkının be-
lirli günlerin kutlanmasıyla değil, kadınlann siya-
sete katıhmını sağlamakla gerçekleşebileceğini
belirtti. Etkinlikler çerçevesinde CHP lstanbul tl
Kadm Kolu ise bugün saat 11.30'da CHP Fatih 11-
çe Başkanhğı'nın önünde buluşup buradan Fatih
Parkı'ndaki Atatürk Anıh'na yürüyecekler.
gün Meclis'te daha az bir oranla temsil edil-
meterini neye bağtayorsunuz?
- 1935'te kadınlar, olmayan demokrasiyi
sımgeliyorlardı. Bu nedenle Atatürk 1935
Meclisi'ne girecek kadınlan tek tek seçmiş-
tir. Sayılan 18 ve oranlan yüzde 4.5'tir. O dö-
nemde dünyada "Finlandiya'dan sonraki en
yüksek düzey"i yansıtır. Tek parti rejimı bo-
yuncakadınlara aynlanbu küçük ama anlam-
lı "kota" devam etmiştir. Ancak 1950'de çok
partili demokrasiye geçmemizden sonra ka-
duılar erkeklerle eşit koşullarda yanşa girin-
ce kaybettiler. Zamanla da siyasetten dışlan-
dılar.
-Kadın miDetveldDerioranı acısmdan Tür-
idye ile diğer ülkelerin parlamentolan karşı-
laşünldığında ortaya nasıl bir sonııç çılayor?
- 1950'li, 1960'İı, 1970'li yıllarda Türici-
ye'deki durum şimdi olduğu gibi "anormal"
değildi. Zaten lskandinav ülke-
leri dışında da dünyanın hemen
her yerinde demokrasiler ka-
dınlan dışlıyordu. Ama bu du-
rum 1980'lerin ortasından bu
yana kadınlara "olumlu aynın-
ahk" ya da "kota" uygulanma-
sı sonucunda değişmeye başla-
dı. Türkiye'nin de onayladığı
"Kadınlara Karşı Her Türiü
Aynmcılığın Önlenmesi Sözieş-
mesi" (CEDAVv) gibi uluslara-
rası anlaşmalar ya da "eosyalist
enternasyonal uygulamalan"
kadınlara bugün yüzde 40' a va-
ran oranda kota tanınmasını
meşrulaştırdı. Sonuç olarak
199O'lı yıllarda dünyanın dört
bir yanında karar organlannda-
ki kadın temsilci oranlan hızla
arttı. Son seçimlere göre ts-
veç'te yüzde 43, Almanya'da
yüzde 32, lngiltere'de yüzde
100'lük artışla yüzde 20, Fran-
sa'da da yüzde 100'lük artışla
yüzde 12'yeyükseldi.
- Peki Türkiye'de siyasete ilgi
duyan kadmlaruı salt parti ka-
dın kollanndan çıkardıp Mec-
lis'e girebilmeleri için çözüm
önerileriniz nedir?
- Yapılması gerekenler belli:
Kamuoyunu özellikle kadın ka-
muoyunu seferber eönek; parti
yönetimlerine lobi ve baskı
yapmak; kadın adaylan cesaret-
lendirmek; onlara ihtiyaç duy-
duklan konularda eğitim ve
destek vermek; siyasi partiler
ve seçim yasası değişirken
TBMM'nin "her iki cinsten
1/3'ten az temsilci seçüemez"
hükmünü kabul etmesine kanş-
mak. Bence en önemli nokta ise
şudur:
Kadınlar günlük hayatı yaşa-
nır kılan insanlardır. Gerçek so-
runlan onlar bilmektedirler. O-
nun için mutlaka sorunlan ger-
çekten bilenleri yani kadınlan
karar organlanna taşımak ge-
rektiğini hiç bıkmadan anlat-
mak gerekiyor. KA-DER'in ku-
rulma nedeni de budur.
ARAYIŞ
TOKTAMIŞ ATEŞ
En Büyük Asker...
Senede birkaç kez, bizim evin ora-
larda, günlerce süren bir şölen yaşa-
nır. Çocuklaraskeregönderilmektedir.
Her ulusal konudaolduğu gibi, uygun-
suz el işaretine benzeyen işaretleri ve
bayraklanyla bu şölene sahip çıkmak
isteyen MHP'lilere sinir olsak bile, in-
san inanılmaz duygulann etkisi altında
kalıyor.
Yıllarca önce bu konuda yazdığım
bir yazı, yakın çevremde çok tartışıl-
mıştı. Aynı yazıyı bugün bir kez daha
yayımlıyorum. Umanm farklı bir biçim-
de değerlendirirter. Inanın, "Sen hak-
lıymışsın..." denilmesinden bıktım...
...Birkaç günden beri evimin bulun-
duğu Fındıkzade'nin sokaklarında kı-
yamet kopuyor. Davullar, zurnalar, slo-
ganlar, halaylar... Gençler askere gön-
deriliyorlar.
Bu gösteriler caddelerde de sürdük-
ten sonra genellikle otobüs terminal-
lerinde sona eriyor. Buralarda uğurla-
malar gece yarılanna kadar sürer. Ya-
kılan büyük kamp ateşlerinin etrafında
otobüs kalkana kadar halay çeker in-
sanlar.
Serde erkeklik var, babalar ağlaya-
mazlar ya da ağladıklannı göstermez-
ler. Anneler ise biraz gurur, biraz endi-
şe, biraz da sevinçle mayalanmış göz-
yaşlannı pek tutamazlar. Küçük kar-
deşler ne olup bittiğinin pek farkında
değildir. Ablatar ise ağladıklannı sakla-
maya çalışır.
Daha dünkü çocuk ne çabuk deli-
kanlı oldu da askere gidiyor şimdi... O
da biraz endişeli, biraz gururlu, biraz
meraklı. Acaba neler yaşayacak? Ar-
kadaşları bağnşıyoriar: "Askerbir gün
geri gelecek", "En büyük asker bizim
asker", "Asker gidecek geri gele-
cek"...
Bir yandan gurur kaplıyor içini, bir
yandan endişe. Belki otobüs kalktıktan
sonra birkaç damla gözyaşı akar göz-
lerinden. Baba ocağından da ilk kez
uzaklaşmaktadır böylesine...
Mahalledeki şölende tüm komşular
camlardadır. Maşallah aslan gibidir
mahallenin delikanlısı. Elbet gidecek,
geri gelecek.
Kaçamak bakışlar atılır komşu kızı-
nın camına. Acaba cama çıkacak mı?
Ve işte kızarmış gözleriyle o da cam-
da. Babası pek anlamlandıramadı göz-
lerdeki kızarmayı, ama üzerine gitme-
di. Arkadaşlan da durumun farkında.
Şimdi o, yüreğinde bir çift nemli gözün
acı ve sevinciyle yaşayacak bir süre.
Ve elbet gidecek, geri gelecek.
Türkiye'nin dört bir yanında buna
benzer uğuriamalar yapılıyor bugün-
lerde.
Dünya üzerinde hiçbir ulus çocukla-
nnı askere ve savaşa böyle şötenlerle
uğuriamaz. Bu duyguyu anlatabilmek
ve nedenlerini açıklayabilmek müm-
kün değildir. Ve zaten işte bu nedenle
ABD'nin bilgisayartan her şeyi bilemez.
Ve işte bu nedenle Türkiye'yi parçala-
mak varsayımı üzerine kurulmuş plan-
lann, değersiz kâğıt parçalanndan öte-
ye bir anlamı yoktur. Kullanılmış gaze-
te kâğıdı fiyatına alıcı bulamazsınız.
Bundan on yıl kadar önceydi. Bir ar-
kadaşımla güneye gitmek için Topka-
pı Otobüs Terminali'negitmiştim. Ben-
zer bir şölen yapılıyordu. Aynı büyüye
ben de kapılmıştım. Baktım sırtlarında
çantalan iki genç yabancı. Şaşkın şaş-
kın olup bitenleri izliyorlar. "Nasıl bul-
dunuz" diye sordum. Doğal olarak ne
olduğunu anlamarnışlardı. Biri, "Han-
gisidamat, hangisigelin" diye sordu.
Şöleni düğün sanmışlardı. Ben bu şö-
lenin farklı bir düğün olduğunu ve in-
sanlann arkadaşlarını, çocuklannı as-
kere uğurladıklannı söyledim. Öbürü
"Peki neden seviniyohar" diye sordu.
Öyle ya.. sevinecek ne vardı? Eğer
askerlik, evinden bir süre uzak kalmak-
sa, türlü mihnet çekmekse, sırasında
zor koşullar içinde savaşmaksa, gazi
otmaksa, şehit düşmekse.. sevinecek
ne vardı? Bunu Allah'ın Almanı'na na-
sıl anlatabilirdim o anda. "Bizde asker
olmayana kız vermezler, onun için se-
viniyohar" diyerek işin içinden sıyrıl-
dım.
Biz bu milletle ordu arasındaki duy-
gu kaynaşmasını kendi içimizden ba-
zılarına anlatamazken, elin Almanı'na
nasıl anlatabilirdim?
"Cumhuriyetiaskerlerkurmuştur, o-
nun için demokrasiye geçilemiyor" di-
ye düşünen kalemşotiar hem de suret-
i hak'tan görünerek ahkâm keserken
ben bir yabancıya, çocuğunu askere
gönderen bir anne-babanın gururlu
sevincini nasıl açıklayabilirdim? (Hoş,
dahao zaman bu tür görüşler zuhur et-
memişti.)
Her şeye karşın, elbette bizim ma-
hallenin çocuklan "En büyük asker." Ve
elbette gidecek, geri gelecekler. Yüz-
leri biraz kavrulmuş, bakışları daha bir
anlam kazanmış, olgunlaşmış bir bi-
çimde geri gelecekler; biraz nazlansa-
lar da yaşadıklarını anlatmak arzusuy-
la dopdolu olacaklar, henüz askere gi-
dememiş olanlar, heyecanla dinlerken
önceden askerliğini yapanlar, "Bizim
zamanımızda..." diye lafı kapacaklar.
Turp gibi Adnan Hoca askere git-
memek için çürük raporu almış. Alsın.
"En büyük asker bizim asker." Devlet
koruması attındaki Efe Özal asker-
den kaçıyormuş. Kaçsın. Burdur'da
erken terhis edilmeyen bedelli asker-
ler etrafı taşlamışlar. Taşlasınlar. Aske-
ri hastanelerin kiminde rüşvet dönü-
yormuş. Dönsün. Ne olursa olsun. Bi-
zim çocuklarımız askere gidecek, ge-
ri gelecek. Babaları gibi ağabeyleri gi-
bi, amcaları, dayılan, dedeleri gibi...
Bu toplumda kimileri askere gitme-
nin enayilik olduğunu savunurken, ki-
mileri askerliğin çağdışı olduğunu sa-
vunurken, "En büyük asker, bizim as-
ker".
Bu duygu, yüzyıllann damıttığı bir
yurt sevgisinin açığa çıkmastdır. Bu şö-
lenler, bu hüzünlü duygu seli, bu gu-
rur, yaşadığı topraklara sahip çıkmamn
bedelinin ödeniyorolmasının bilincidir.
Bu kamp ateşleri, bu halaylar geçmi-
şe sahip çıkmanın ve geleceğe sahip
olmanın umudunun işaretidir.
Elbette yavrulanm "gidecek ve gen
geleceksiniz". Ve elbette "En büyük
asker, bizim asker".
64 yıldır siyasetteler
Kaclııılanıı en
onemli kazanınu
dyasi haklar
Cep telefoniarı çekim alanimıza girdi!
Itanbul Haber Servisi -
Omhuriyet döneminde
İidınlann elde ettiği en
öemli kazanım siyasi
)klar konusunda
frçekleşti.
Nisanl930'daTürk
dınlanna belediye
•çimlerinde seçme ve
çilme hakkı tamyan
slediye Kanunu kabul
iildi. 7 Şubat 1924
lında kurulan Türk
adınlan Birliği 11
isan'da kadınlara tanınan
ni siyasal haklar
ıdeniyle Istanbul'da
iyük bir miting
izenledi.
Ekiml933'teTürk
ıdınlanna köy ihtiyar
syetlerinde seçme ve
hakkı vermek
nacıyla Köy
anunu'nda değişiklik
ıpıldı.
Aralık 1934'te ise Türk
ıdınına milletvekili genel
çimlerinde seçme ve
içilme hakkı tanıyan
ıayasa değişikliği
BMM'de kabul edildi.
eşkilat-ı Esasiye
.anunu'nun 10.
vaddesinde "22 yaşını
iüren kadın-erkek her
mrk, milletvekili seçme
rtkını haizdir", 11.
fciddesınde ise "30yasuu
irfren kadın-erkek her
i ı k milktvekili
seçilebiHr" denildi. Seçme
ve seçilme hakkını Fransız
kadınlar 1944, Italyan ve
Japon kadınlan 1945,
Belçikah kadınlar 1948,
Yunanlı kadmlar 1952'de,
Isviçre'de ise 1971'de elde
etmişlerdi.
Türkiye'de kadınlara
seçme ve seçilme
hakkının verildiği 1934
yılmda fiilen kadın
milletvekilinin seçildiği
ülke sayısı ise sadece 17
idi. Kadınlar dünya
parlamentolannda yüzde
10, hükümetlerde ise
yüzde 6 oranmda görev
alıyor.
55 hükümetin
parlamentosunda ise hiç
kadın milletvekili yok.
Türkiye'de ise yıllara göre
kadın milletvekili oranına
bakıldıgında ilginç bir
durum dikkat çekiyor.
Kadınlara seçme ve
seçilme hakkının
verilmesinin ardından
yapılan ilk seçimlerde
kadınlar Meclis'e yüzde
4.56 oranında girme
başansı göstermesine
karşın en son yapılan 1995
seçimlerinde bu oran
2.36'ya iniyor.
Kadınlann Meclis'te en
az oranla temsil edildiği
dönem ise Demokrat
Parti'nin hükümet oldufu
1950 seçimlen..
O no-rrosı
alan hcrkcsc Motofokı ıvp lclcfomı fırsatı Bcko bayilcrirıdc.
Üstclik sim kartı ve hall» diıhiL'
Kiıienen Dünyamızı
, Fidan Dikerek Arıtalım
' ORMAıN BAKANLIĞI
AĞAiÇLANDIRMA \'E EROZYON KONTROLÜ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ı ı ı ; . ı ı k ; ı s ı