14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 21 ARALIK 1998 PAZARTE HABERLER Istanbul Barosu Faili Meçhul Cinayetler ve Kayıplar Projesi Koordinatörü Avukat Mehmet Uçum 4 Devlet ciııayetlerden sonımlıı'METtVHAKYERİ Türkiye. demokrasiye aykın uygulamalar, insan haklannın çiğnenmesi ve AbduHab Ocalan günde- mindeki önemiyle yürürlükteki ölüm cezasıyla hem yurtiçinde hem de uluslararası alanda ağır eleştınle- re uğruyor. Türkıye'nin özellıkle yurtdışmda saygın- lığını sarsan en yakıcı sorun ıse "faili meçhul cinavet- ler" ve "kayıplar". "Türidye'de hukuk devletinii) te- meuendirilmesi sürecine" katkıda bulunmak amacıy- la Istanbul Barosu. bünyesmde oluşturduğu özel bir çalışma kuruluyla "faili meçhul cinayetierle, kayıpla- n" incelıyor. Istanbul Barosu Faıli Meçhul Cinayet- ler ve Kayıplar Projesi Koordinatörü Avukat Mehmet Uçum,bu çalışmaya ilişkin sorulanmızı yanıtladı. -Kuşkusuz bir hukuk kurumunun bu türden bir te- melsorunaeğilhor olrnasıçokönetnlL Bugirişimin siz- ce önem taşıvan amacını açıklar mısınız? - Bu çalışma; her türlü siyasi, etnik, dinsel seçim ve değerin üstünde; hukuk düzleminde yapılıyor. Dev- letin anayasaJ veyasal sorumluluğunun temellerini or- taya koymayı amaçlıyor. Bu sonımluluğun kapsamında iki boyut var. Birin- cisi, devletin nesnel sorumluluğu. Meçhul failler üçüncü kişiler olsa bıle devlet faili meçhul cinayetler ve kayıplardan sorumlu. lkincisi, devletin sübjektif so- rumiuluğu. Devlet içinde kümelenmiş, çok önemli kamusal alanlan işgal etmiş, adeta bir "içdevfet" oluş- turmuş hukuk dışı güçlenn, uzun süre bannmış olma- sı ve halen de temizlenmemiş olması bu sorumlulu- gun nedeni. De\ let, öncelikle kusursuz sonımluluk esasına göre, ıkinci olarak da kastı veya ihmali hiz- • Uçum: Bu çalışma; her türlü siyasi, etnik, dinsel seçim ve değerin üstünde, hukuk düzleminde yapılıyor. Devletin anayasal ve yasal sorumluluğunun temellerini ortaya koymayı amaçlıyor. met kusuru esasına göre sorumluluğunun gereğini ye- rine getirmeli. Kendisi ıçın devlet olma, yurttaş içın devlet olmaya geçiş açısından bu çok önemlı bir gö- re\. - Baro olarak devletin hukuk dışı güçterden temiz- lenmesine katkı \apacaguuz umuduou taşıyor musu- nuz? - tstanbul Barosu olarak, devletin görevinı yenne getırmesinde yapacağımız bu çalışmayla üzerimize düşenı olanaklar ölçüsünde yenne getirmek ıstıyo- ruz. Bu nedenle bu çalışma süresince başta TBMM olmak üzere. bu konuda ödevli ve yetkili tüm devlet organlanyla diyalog ıçuıde olmak istıyoruz. - Si\il toplum örgütteriyle işbirliği içinde olacak mı- sınız? - Sivil toplum kuruluşlan ve girişimleriyle de hiç- bır aynm yapmadan diyalog içinde bu çalışmayı yü- rütmek istiyoruz. Çünkü bu sorun hepımızin sorunu. Çözümü, karşıtlıklar ve çatışmalar oluşturarak degil, işbirlığı vediyaloggeliştırerek bulabiüriz. Devlet için- dekı ve dışındaki sorumlulann saptanması, gerekli hukuksal ve cezai yaptınmlann uygulanması bu yol- la saglanabilir. - Bu çalışma belli bir süreci kapsayacak mi? - Çalışmamızın süresi yaklaşık ikı yıl. Bu süre için- de "Türkiye'de Faili Meçhul Cinayetler ve Kayıplar" gerçeğini tartıştıracak bir dizi etkınlık gerçekleştin- lecek. Devlet organlanyla. si\ il kuruluş ve inisiyatif- lerle, mağdurlarla görüşmeler yapılacak. Dava ve so- ruşturma dosyafan toparlanacak ve sıstematik araş- tırma konusu yapılacak. Sözlü tarih çalışması yapıla- rak edınilecek venler araştırma kapsamına alınacak. Mevcut, fakat oldukça dağınık belge ve bilgiler bir araya getirilecek. Aynca çalışma süresmce bir sem- pozyum ve bir dizi panel yapılacak. Çalışma süresm- ce ilgilı illerin barolanyla işbirlığı yapmayı öngör- mekteyiz. Bu işbirliğinin birçok sorunu aşmamıza yardımcı olacağına ınanıvoruz. -Çalışmayı hangiyöntemlerle belgelendireceksiniz? - Çaiışmanın hedeflen arasında; "Türkiye'de FaiB Meçhul Cinayetler ve Kayıplar'' gerçeğını bütün bo- yutlanyla açığa çıkarabilecek bir rapor hazırlamak var. Raporun nesnel ve gerçekçı olması bizim ıçın te- mel ölçüt. Bu çalışma aynı zamanda bilimsel yön- temlenn kullanılacağı bir çalışma. Bu nedenle çalış- ma boyunca sürekli bir akademik etkınlık de olacak. Birdiğer hedef. Istanbul Barosu bünyesınde Dokü- mantasyon Merkezı kurmak. Bu merkezde ''Türki- ye'de Faili Meçhul Cinayetler ve Kayıplar" konusun- da gerek var olan, gerekse çalışma süresince sağlana- cak olan tüm kaynaklann, dosyalann, sözlü tarih ça- lışması sonuçlannın \e Istanbul Barosu'na aktanla- cak tüm bilgi ve belgelenn toparlarunası. düzenlen- mesi ve kullanılabilir hale getirilmesi hedeflenmek- te. Önemli birhedefımiz de baromuz bünyesınde "Fa- ili Meçhul Cinayederi ve Kayıplan İzJeme ve Hukuki Yardım Birimi" kurmak. Bu birım gerek şimdiye ka- darkı gerekse şündıden sonraki olaylan izlemek ve hu- kuki yardım sağiamak amaçlı oluşturulacaktır. Çaiış- manın son hedefi ise; bu sorunu kökten çözecek ana- yasal ve yasal düzenlemelerin yapılması konusunda toplumsal bir uzlaşmanın oluşmasına katkıda bulun- mak. Eğer bu olursa, 20001i yıllarda kendıni aklamış bir devletin yurttaşlan ve vicdanını rahatlatmış bir toplumun üyeleri olabıliriz. Bunun içın başta medya birimleri olmak üzere bu konuya duyarlı tüm çevre- leri, resmı ve sivil kuruluşlan. bu çalışmada Istanbul Barosu ile diyalog kurmaya ve çalışmaya destek ol- maya çağınyoruz. Başka bir çağınmız da; herhangi bir faili meçhul cinayet ve kayıp konusunda bılgı ve belge sahıbi olan kışılere yönelik. Bu kişiler Istanbul Barosu ile bağlantı kursun. Ellerindekı belge ve bil- gileri bize aktarsın. Ya da doğrudan baroya gelerek bıl- diklerini anlatsın. - İnsanlann içindeki korku ve kaygıyı giderecek ön- lemkr almayı düşündünüz mü? - Istemeyenın kımliklen açıklanmayacak. Ancak, doğruluğu yöntemine uygun doğrulatılamayan hıçbır belge ve bilgı de kullanümayacak. Istanbul Barosu. Türkiye'nin en önemli hukuksal ve siyasal sorunla- nndan birı olan "Faili Meçhul Cinayetler veKayıpiar" sorununun çözülmesini ıstiyor. Bu ısteği birçok çev- renin ve milyonlarca insanın paylaştığını bılıyoruz. Ülke ve toplum olarak, eksiksiz bir hukuk devletıne ve gelişmiş bir demokrasiye layık olduğumuzu kanıt- lamak istiyoruz. Devlet Bakanı Türk, zihniyet ve anlayışın değişmeye başladığını söyledi tnsan haklarmda iyfleştirme • Bakan Türk, "Herkesin haklanna sahip çıktığı kadar sorumluluklannın gereğini de yerine getirme bilincine ulaştığı gün, insan haklan alanında çok daha büyük bir mesafe alınmış olacaktır" dedi. EVtN GÖKTAŞ ANKARA - İnsan Haklanndan Sorumlu Devlet Bakanı Prof. Dr. Hikmet Sami Türk, Türkiye'de insan haklan alanında "*zihniyet ve anlayış değişUdiği başlattıklannr söyledi. Türk. u Her kamu kuruluşunun bu yolda kendisine düsen görevi özveriyle eksiksizyaptığı ve kendi yetkilerinde ba/ı sınıriamalan kabul ettigi. herkesin haklanna sahip çıktığı kadar sorumluluklannın gereğini de yerine getirme bilincine ulaştığı gün, insan haklan alanında çok daha büyük bir mesafe alınmış olacaktır" dedi. İnsan Haklan Koordinatör Üst Kurulu'nun kurulduğu günden bu yana yürüttügü çalışmalarla ilgili rapor hazırlatan Türk; insan haklannın sürekli bir çabayı gerektiren ve her dönemde elde cdilen birikimleri birbinne ekleyerek ilerleyen bir süreç olduğunu kaydetti. Türk; kendisinin başkanlığında Başbakanlık, Adalet, Içişleri. Dışişleri, Milli Eğitim ve Sağlık bakanlıklan müsteşarlanndan oluşan Üst Kurul'un, 17 Temmuz 1997-23 Kasım 1998 tarihleri arasında 62 toplantı yaptığını ve 150 karar aldığını anımsatarak bu bağlamda çalışmalannı sadece Türkiye'ye yönelik eleştin konulanyla sınırlamayıp, insan haklan eğitiminden hasta haklanna kadar uzanan çeşitli alanlarda incelemeler yaparak kararlar aldığını söyledi. Türk: raporunda, Üst Kurul'un şimdiye dek yaptıgı çahşmalan ile bu çalışmalann sonucu olan düzenlemeleri tek tek sıraladı. Raporda; yapılan düzenlemeler özetle şöyle sıralandı: • tçişleri Bakanlığı bünyesınde insan haklan sorunlannı sürekli gündemde tutacak ve insan haklan ihlalleri ile ilgili iddialan da yamtlayacak bir 'Bakanlık Sözcülüğü' birimi oluşturuldu. • Özellikle kamulaştırma bedellerinin geç ödenmesi durumunda vatandaşiann mağdur olmasına yol açan yasal gecikme faizinin Bakanlar Kurulu'nca yüzde 30'dan yüzde 50'ye yükseltilmesi sağlandı. • Ombudsman kurumunun, evrensel ölçülere ve ülkemizin koşullanna uygun olarak kurulması amacıyla hazırlanan yasa taslağı yeniden düzenlendi. • Memurin Muhakematı Hakkında Kanun-u Muvakkat yerine geçmek ûzere hazırlanan 'Memurlar ve Diğer Kamu GörevUlerinin Yargüanması Hakkında Kanun Tasansı', Bakanlar Kurulu'nca TBMM'ye sunuldu. Tasan halen Genel Kurul gündeminde bekliyor. • Gözaltı, Sorgulama ve Ifade Alma Talimatnamesi, Yönergesi' nin uygulanması ve gözaltı bınmlerinin çalışmalan sırasmda karşılaşılan sorunlann giderilmesi amacıyla bir dizi yeni tedbir alındı. • Yakalama, gözaltına alma ve ifade alma konulannda Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanhğı'nca uygulanmakta oian talimat ve yönergelerin günün koşullanna göre gözden geçirilerek tek tek metin haline getirilmesi amacıyla yeni biryönetmelik hazırlandı. Yönetmelik, 1 Ekim 1998 tarihinden itibaren yürürlüğe girdi. • Kayıp kişilerle ilgili iddialann daha etkm, metodik ve süratli bir biçimde izlenebilmesi ve yargılamalann hızlandınlması amacıyla gerekli yasal değişikliklerle diğer önlemlenn belirlenmesi. kayıp kişiler konusunda uluslararası anlayışa uygun bir kavram biriiğine vanlması için çalışmalaryapıldı. • Genel kolluk kuvvetlerinin modernizasyonu çerçevesinde kriminal laboratuvarlann geliştirilmesi ve yaygınlaştınlması için çalışmalaryapıldı. , • İnsan haklan konusunda örgün eğitim kurumlannda okutulmakta olan derslerin, diğer kamu kurum ve kuruluşlannda da öfretilmesine başlandı. • Kamu görevlilerinin bireylere işkence ve kötü muamele yapmalannı yasaklayan TCY'nin 243. ve 245. maddeleriyle ilgili açılan davalar titizlikle izlenmeye başlandı. • Ceza ve tutukevlerindeki yaşam koşullannın iyileştirilmesi için bir dizi yeni kararlar alındı. • Devletin sorumluluğunu gerektiren, özellikle terörle mücadele sırasında veya sonucunda vatandaşiann uğradığı zararlann tanzimi konusunda yasa taslağı hazırlandı. • insan haklannın korunması ve geliştirilmesiyle ilgili Başbakanlık'ta 'Bilgi bankasT kuruldu. • Saglık Bakanlığf nın adli raporla ilgili genelgelerinin uygulanmasında karşılaşılan sonınlara çözümler getirildı. • Adli muayenelerin bağımsız yapılması ve muayene edilenlerin durumunu tam anlamıyla yansıtması için bir dizi yeni kararlar alındı. • TRT'de insan haklan ile ilgili programlann yayımlanması amacıyla protokol imzalanarak yürürlüğe sokuldu. • Milli Eğitim Bakanhğı'nca insan haklan eğitimi alanında yapılan çalışmalar çerçevesinde ilk ve ortaöğretim okullannda bir dizi yeni ders okutulmaya başlandı ve bakanlığa bağh tüm okullardaki öğretmenlere insan haklan kursu verildi. • Çocuklann velayeti ve çocuk kaçırmalarla ilgili uluslararası sözleşmelerin onaylanması için çalışmalar sürüyor. • Düşünce ve anlatım özgürlüğünü sınırlayan anayasanın 26, 27 ve 28. maddelerinin değiştirilmesi için çalışmalar devam ediyor. • İşkence ve kötü muameienin önlenmesi için çok sayıda yeni yönetmelik çıkanldı ve genelgeler yayımlattınldı. • Hazırlık soruşturmasınm eksiksiz ve daha sağlıklı yürütülmesini sağlayacak hukuki çözümler getirildı. • 1174 sayılı Kimlik Bildirme Kanunu'nun uygulanmasına ilişkin yeni kararlar alındı. • Jandarma Teşkilat, Görev ve Yetkileri Kanunu'nda değişıklik yapıldı. • Başörtüsü konusunda eski RP'li bazı milletvekillerince Üst Kurul'a verilen dilekçe üzerine, hazırlanan rapor kabul edildi. Kahramanmaraş'ta 1978 yüındaki dinci kalkısmada 111 vatandaşımız öldürülm üştü. K Maraş kıyımında ölenleranüdı ADANA (Cumhuriyet Güney İlleri Bürosu)-Kahramanmaraş'ta 19-24 Aralık 1978'de meydana gelen olaylarda yaşamını yıtirenler anıldı. Işçi Partisi tarafından düzenlenen anma toplantısında ilk konuşmayı yapan Hacı Bektaş-ı Veli Derneği Adana Merkez Şube Başkanı Hüseyin Valçın. Alevilerin Yavuz Sultan Selim'den. Kuyucu Murat Paşa'dan bu yana katledildiklerini, . provokasyonlarla katliamlara kurban gittiklerini söyledi. Yalçın. "Dilerim ki bu katliamlar son olsun, bütün insanlar kardeş olsun" dedi. Pir Sultan Abdal Kültür Demeği Adana Şube Başkanı Sadık BoraL Cumhunyet tarihinin en büyük katliamı olan Kahramanmaraş olaylannda resmi rakamlara göre 111 kişinin öldüriildüğünü. devlet güçlerinin bir avuç katili önleyemediğini kaydetti. Aleviler, sosyalistler ve Kemalistlerin ilk seçimlerde güçbirliği yaparak hem yerel, hem genel anlamda iktidar olmalanyla bir dahaki katliamlann önünegeçilebileceğini belirten Boral, "28 Şubat süreci devam etmektedir. Bundan sonra olabilecek Kahramanmaraş gibi kadiamiarda. karbamcdar tank palederi aründa ezüecektir" diye konuştu. Kahramanmaraş'ta 1978yılmda Alevi topluluğuna karşı soykınm girişiminde bulunulmuş, bazı kaynaklara göre 111, bazı kaynaklara göre 105 kışi ölmüş, 176 kişi de yaralanmış. 210 ev ve 70 işyerinin yalcılıp yıkıldığı olaylar üzerine Kahramanmaraş'ta sıkıyönetim ilan edilmişti. Olaylar, kentteki güvenlik güçlerinin yeterince etkin olamaması nedeniyle Kayseri ve Gaziantep'ten getirilen askeri birlikler ile günler sonra bastınlabilmişti. Olaylann sorumlusu olarak yargı önüne çıkanlan kişilerden 22 sine idam cezası verilmiş, 9 kişinin cezası temyizde bozulmuş. idamı onaylanan 13 kişi ise 1991'deçıkan Terörle Mücadele Yasası uyannca serbest bırakılmıştı. Prof Tezcan 'Türkiye AlHM'de her zaman kaybediyor' AMC4RA (CumhuriyetBürosu)-Hak- kında bireysel başvTiru sayısı 2 bin 500'e yaklaşan Türkiye'nin; Avrupa tnsan Hak- lan Mahkemesi'nde (AÎHM) girdiği dava- lann büyük bölümünü kayberfiğinedikkat çekildi. Adalet Bakanı Hasan Denizkur- dıu bu davalann yüzde 70'ini kaybermesi durumunda Türkiye'nin 5-7 milyardoiar arasındabirtazminatödemekzorunda ka- lacağmı, bunun da bütceyi önemli ölçüde sarsacağını sık sık vurguJadı. Dokuz Ey- lül Üniversitesi öğr«rrn Üyesi Prof. Dr. Durmuş Tezcan da "Târkiye'niıı 21. >Ü2- yıhnşafağında insan haklannauvumuaza- miye çtkarmaktan başka çaresi yoktur" dedi. Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk veDış Uişkiler Genel Müdürö Dr. ŞerefÜ- naL *Milletlerarası HukukAçısından Gû- oeydoğu Sorunu veTerörleMücadele'' ad- li kitabında. AİHM"ye yapılan kişise! baş- vurulann büyük çoğunlugunu HEPf DEP ve OHAL rejimi ile Güneydoğu uygula- malanndan kaynaklanan konulann oldu- funu vurguladı. Ünal, Türkiye'nin terör- le mûcadçleyi yasal çerçevede ve ulusla- rarası yükümlülüklerine uygun ofarak yü- rütmesi gerekriğini kaydetti. Prof. Dr. Tezcan, "AİHM'ye Türkiye Hakkında Yapılan Başvurulann tçeriği ve Jrdelenmesr konusunda hazırîadığı ra- porda, yapılan kişisel başvTjrulann yoğun- İuğu nedeniyle, Avrupa kurumlannın Tür- kiye'ye karşı soğuduğunu bildirdi. Rapo- runda, Türkiye'ye karşı yapılan kişisel başvurulann öncelikle "yapana, olayın meydana gekiigi üJkeyç ve iç hukuk >oila- nnın tflketibnesine gerek olup otmadıgı- na" göre çeşitli aynmlara tabi tutulduğu- nu anlatan Tezcan, 1954 yılmdan bu yana AlHM'ye 18 devlet başvurusunun yapıl- dığını ve bunlardan lO'unun Türkiye'ye ilişkin oiduğunu bildirdi. Tezcan, şu gö- rüşlere yer verdi: •^înııeydofu kökenli ban olayiarta ilgi- E olarak iç hukuk \ollanmn ctkin sonuç wnneyecegi gerekçesine da> ah olarak ka- bul edflen davalar, Türki\e"de yargının bu yoredetarafsızlığına \e bağunsızhğuıa iüş- İdn şüpheter uyandıran karariar olması nedeniyleciddi btr şekiide tahlil edilmes ve gerekli önlemlenn alınması gerekmekte- dır. AvTupa tnsan Haklan Sözieşmesi ile güvence attına alınan haklardan biri de adil ya da dürüst yargıiama >apılma iste- me hakkıdır. Bu nedenle devletin, terörle mücadele ederken ve kamu düzenini sağ- larken bile terör olayına kanşnğı sapta- nanlar da dahiL herkesin temel haklanna saygAolmaagerekir. Kamu görevlilerinin görevlerinin ifası sırasında kurallara riayet etmedikleri işkence\apüklan. kişüerin ta- şjnır, taşınmazmallanna kastenzarar vçr- dikleri gibi somut bir iddia varsa. bunlan bağımsız ve tarafsız yargı yerkri önünde kişilerin iddia edebilmelerinin ve yeterfi emare varsa gerekli yargılamanın sağlan- maagerekhf Raporunda Tûrkı> e'nin, Ba- tı ile bütünieşme sürecînde insan haklan konusunda önemli birsınav verdiğine dik- kat ç_eken Tezcan, şunlan söyledi: "Oncetikle kendi insanımız için gerekli olan insan haklanna sa>gj konusunda or- taya çıkan sorunlan. insan haklanna say- güıofana biUnç ve u> gulaması içindeAvru- pa İnsan Haklan Komisyonu ve Mahke- mesinin tçtihadan tüm üye ülkeler gibi bi- ze de bu konuda tşık tutnıaktadır. İnsan hakianna saygmın öncelikle kendi insam- mız içingerekii olduğunu düşünerek mev- zuat ve uygulamaianmızla bu içtihatiara oygun davranmanuzgerekmektedir. Tür- kiye'nin, insan haklan ihlalleri açısından mahkûmrvet karartanyla uğradığı prestij kaybı dışında, hakkında veriien maddi ve manevitazminat kararlannuı kimileri için zenginieşme aracı olması, sözleşmejle ku- rubnak istenen amaa aşmaktaduf BİZ BİZE... ERDAL ATABEK Aziz Mesin 20001i Yıllarda... Bugün Aziz Nesin'in 83. doğum günü. 21. yüzyıla Türkiye'den kalacak olanlann içind Aziz Nesin yerini şimdiden alıyor. Bundan sonral doğum günleri giderek daha önemli olacak. Duran bir saat günde iki kere doğruyu gösteriı miş. Aziz Nesin de dönüp dolaşan bir dünya git yerinde duranlara bile bir kez olsun dokunuyo Güldürerek, düşündürerek, kızdırarak mutlaka do kunuyor. Bütün 'çok boyutlular" gibi, tek boyutuyla değer lendirilme riski yüksek. Kimisi için Aziz Nesin, bi gülmece yazan. Kimisi için sözünü sakınmayan bi aydın. Kimisi için halkına 'aptal' diyen bir uzun dil li. Kendisi için ise sadece 'Aziz Nesin'. Yanlış bul- duğum bir davranışını kendisine söylediğim vc eleştirdiğim zaman, bana "Ben bildiğim gibi dav- randığım için Aziz Nesin'im" demişti. Öyleydi, bil- diği gibi davranırdı. Elbette her insan gibi doğrula- n da yanlışları da vardı. Ama kendi kendisiyle tu- tarlı olmak kolay degildir. Aziz Nesin hayatı boyunca kendisiyle tutarlı ol- du. Bizim gibi toplumlarda kendisiyle tutarlı olmak çevresiyle çatışmayı göze almak demektir. Aziz Ne- sin de çevresiyle sürekli çatışmayı göze alarak ya- şadı. Doğru bildiğini söylemek her insanın yapmak is- tediği bir davranıştır. Ama doğaı bildiğini söylemek için 'yerini ve zamanını kollamak' iletişim tekniğin- de doğru bir davranıştır, ama bu davranış Aziz Ne- sin'in doğrulan arasında hiç yer almadı. O doğru bil- diğini, yerini ve zamanını hesaba katmadan kendi istediği gibi söyledi. Sevimsiz olmayı göze alan her- kes bunu yapabilir sanılır, ama öyle degildir. Doğ- aı bildiğini söyleyebılmek için doğru bildiğine inan- mak gerekir. O zaman doğruyu söyleme cesareti- ne sahip olma olanağı vardır. Hayatının sonuna kadar 'üreticıve yaratıcı''oldu. Yazdı, konuştu, kitap imzaladı, ilgilendiği her konu- da 'kendi' görüşlerini açıkladı. Bizimki gibi 'çevre onayına dayalı'bir toplumda hiçbir zaman çevre onayı aramadan, buna gerek duymadan. 'kendi olmak', 'kendisiyle buluşmak', kendisiyle banşmak yaşamın en zor yanıdır Aziz Nesin'in büyüklüğü bunu başarmasıyla başlamış- tır, bu temel üzennde yükselmiştir. Sevgiyi bilen çok az sayıdaki insanlardan birisi olmanın gizi de buradadır. Ancak kendisiyle ban- şık olanlar, 'ben' kadar 'sen' değerini de bilenler sevgiyi anlayabilir, yaşatabilir, üretebifir. Güçlü in- sanlann sevmeye, sevilmeye gereksinımi olmadı- ğını sananlar çok yanılırlar. Sevmeye ve sevilmeye en çok gereksinim duyanlar, güçlü insanlardır. Aziz Nesin, çok güzel sevdi, çok güzei sevildi. El- bette gene kendi bildiği gibi sevdi, sevilmeyi de kendi bildiği gibi aldı. Bunu onunla ilişkımizden de biliyorum. Anlaşamadığımız zamanlarda bile ikimi- zin arasında gelip giden sevgi enerjisi hiç azalmaz- dı. Kendisiyle barışık olmayan, özgüvensiz insanlar arasındaki duygu iletışirru sevgiden çok bağımlılı- ğa yatkındır. Çoğu kez sevgi dendiğinde bağımlılık biçiminin anlaşılmasının nedeni kişilikierin sorunlu olmasıdır. Doğnj bildiğini söylediği gibi doğru bildiğini de yaptı. Kimsenin onayını beklemeden, çevreye ku- lak kabartma gereğini duymadan, neyi doğru bili- yorsa onu yaptı. Bana göre, çok da iyi yaptı. İnsan, eğer insansa, doğru bildiğini yapmalıdır. Kendi ki- şiliğini çevrenin onayına endekslememelidir. Çev- re onaylı zayıf kişilikli insan, ne yazık ki kültürümü- zün ödüllendirdıği insandır. Kültürümüzün de, eği- timimizin de zayîf noktası budur. 'Birey'e alışık olmayan bir toplumda 'yetkin bi- rey' olmanın sıkıntılannı yaşadı Aziz Nesin. Yazdık- lan kadar yaptıklan da, yaptıklan kadar yaşadıkla- n da öğreticidir, eğiticidir, kalıcıdır. Yaşarken yaptığı büyük bir iş de 'Nesin Vakfı'o\- du. Yazdığı kitap gelirleriyle kunduğu 'Nesin Vakfı' salt gereksinmesi olan çocuklara yardım edilen bir ocak değildi. Birdostlarsofrası, düşüncelerin, duy- gulann yoğrufduğu bir buluşma yeri, bir demirci ocağıydı. Bugün, bu vakıf bir başka Aziz Nesin'in, Prof. Dr. Ali Nesin'in başkanlığında etkin gücünü arttırarak sürdürüyor. Sevgi duyduğum, saygı duy- duğum bir insan Ali Nesin. Çok az görebiliyorum, ama onu bir geleneğin mirasçısı olarak değil, ge- leceğin üreticisi, yaratıcısı olarak görüyorum. Şim- di bu vakıf bir ilköğretim okulu kurma çabasında. llköğretim okullanna bir yenlsini eklemekle kalma- yacak, bir eğitim modeli olacak bir okul. Bunu da hep birlikte başarmamız gerekiyor. Aziz Nesin 21. yüzyıla Türkiye'den kalacak önemli bir güç kaynağı. Doğru gücü yanlış güçten ayıran en önemli ayraç zamandır. Nice parlatılmış camlar, cilalanmış suntalar, şişi- rilmiş balonlar vardır ki bir süre 'önemli güç' sayıl- mış, ama zaman ayracında silinip gitmişlerdir. Ama 'gerçek güç', bir demirci ocağı gibi, bir su barajı gibi, zaman içinde daha da büyüyerek ışıl- dar, güç vemneyi sürdürür. Işte gerçek güç odur. Doğum günün kutlu olsun Aziz ağabey... TBMM, bu hafta bütçeyi ele alacak ANK\RA (Cumhuri- yetBürosu)-TBMM. 1999 Mali Yılı Bütçe Yasası Ta- sansını bu hafta görüşe- cek. Plan ve Bütçe Komis- yonu'nda yapılacak bütçe görüşmelerinin bugün ta- mamlanması durumunda, tasan TBMM Genel Ku- rulu'nda 23 Aralık Çar- şamba günü görüşülmeye başlanacak. Hükümetin gensoruyla düşürülmesinin ardından komisyondaki bütçe gö- rüşmelerinin askıya alın- ması nedeniyle zamanı da- ralan TBMM Genel Kuru- lu, bu haftayı bütçe tasan- sı görüşmelenyle geçire- cek. TBMM Plan \e Büt- çe Komisyonu "nda geçen cuma günü tamamlanması öngöriilen, ancak partiler arasında uzlaşma sağlan- ması için bu haftaya erte- lenen bütçe tasansı görüş- meierinin bugün tamam- lanması durumunda, çar- şamba günü de hükümerır sunuşuyla TBMM Gene Kurulu'ndaki görüşmelei başlayacak. TBMM Genel Kuru lu'nda 14 turda tamamla nacak bütçe göriismelcri nin programı şöyle: TBMM Baskanlığı Cumhurbaskanlıği, Sayış tay Baskanlığı, Anayas: Mahkemesi Baskanlığı ikinci turda; Başbakanlık Denizcilik Müsteşarlığı Devlet Meteoroloji işleT Genel Müdürlüğü, üçunc turda; Dış Ticaret Müste şarlığı. Devlet Planlam Teşkilatı Müsteşarlığı, Ta pu ve Kadastro Genel Mü dürlüğü, Gümrük Müste şarlığı, Hazine Müsteşar lığı, Gençlik ve Spor Ge nel Müdürlüğü, Sosyj Hizmetler ve Çocuk Esiı geme Kurumu Genel Mi dürlüğü ile Danıştay Ba.< kanlığı bütçeleri görüşüle cek.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear