Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 17 ARALIK 1998 PERŞEM
8 HABERLERIN DEVAMI
Istanbul
Edirne
Kocae/ı
Çanakkale
Izmir
Manisa
Aydın
Denizli
Zonguldak
Y
K
Y
Y
PB
PB
PB
PB
Y
7
3
7
7
12
11
13
10
7
TURKIYE
Sinop
Samsun
Trabzon
Giresun
Ankara
Eskışehır
Konya
Sıvas
Antalya
Y
Y
PB
Y
PB
PB
PB
Y
B
9
11
12
12
7
6
7
5
13
Adana
Mersın
Dıyarbakır
Şanlıurfa
Mardın
Siirt
Hakkârı
Van
Kars
Y
Y
Y
Y
Y
Y
Y
Y
K
•13
12
12
13
12
12
8
9
4
r\
L
TKf
^ <
.Jstanbul J^Z
/-A
Erzurum
.Adana S
Yurdun kuzey ve doğu
kesımlen parçalı yer
yer çok bulutlu, Mar-
mara, Satı Orta Kara- Oslo
denız kıyılan. Iç Anado-
DIS MERKEZL
PB 5 Berlin 8 Moskova PB -8
lu'nun kuzeydoâusu, Helsınkı PB 2
Doğu Karadenız, Boğu Stockholm PB 6
âfe ^M ÇB 14
PB 11
PB 12
bolgelerı yağışlı geçe- Amsterdam PB 12 Belgrad
cek Yağışlar yagmur. Brüksel
yer yer sağanak, Trak- p__ •—
ya ve Doğu Anado- r a n s
lu'nun kuzeydoğusun- Bonn
da karla kanşık yağmur. Münih
Budapeşte
Madrid
Vıyana
Belgrad
Sofya
Roma
Atina
S
PB
S
S
PB
B
PB
4
16
8
5
4
12
11
8 Zürih
c d l ^
Parı;al1 bulutlu
S 8 Şam
Aşkabat
Astana
Taşkent
Bakû
Bişkek
Tiflis
Kahıre
B
K
PB
Y
K
Y
Y
8
0
6
11
2
9
18
Y 15
Açık Sıslı Bulutiu t Çok bulutlu r Yağmurlu Karlı jkar Gokguru
GUNCELcÜNEYT ARCAYÜREK
• Baştarafi 1. Sayfada
duktan sonra sabırlı. hoşgörülü davranışlarla dik-
kat çeken Ecevit'in "geçmişe takılı kalmayacağı"
umut ediliyordu.
Böyle düşünenlerin dayandığı gerekçenin içeri-
ği öylesine sağlamdı ki... Birtarihte Çankaya Köş-
kü kapısında "eli kanlı bir insanla bir araya gelme-
yeceğini" söyleyecek kadar kimi ılkelere bağlı olan
Ecevit, bugün böyle tanımladığı insanla artık tasa-
da k/vançta beraber görünüyor
Bu açıdan bakıldığında Ecevit, birlikte oldukian
zamanlar terse düştüğü, ne ki eli kanlı olmayan es-
ki biryoldaşına bugün başka birgözle bakabilirdi.
Bu varsayımlarla iki sol partiden bir hükümet çı-
kacağı sanısına kapılanlar... Bir de baktılar ki; sol-
cu Ecevit, 1980'e kadar yan yana gelmemeye ça-
lıştığı, 1980'den sonraları da birlikte siyaset yapa-
rak askeri yönetime karşı tavır almayı ve işbirligini
reddeden, dünün sağcı lideri, bugün Cumhurbaş-
kanı ile banşabiliyor.
Ne çare, DSP lideri, Baykal'ı dünden bugüne,
hele 55. hükümeti düşürdüğü ıçin hâlâ içine sindi-
remiyor.
Ne yazık ki Ecevit onaylanması zor gerekçelere
sanlıyor. İki sol partı hükümete gelırse ülkede sağ-
sol kanşıklığı çıkacağını, etnik kışkırtmaların tehli-
keli bir hal alacağını Baykal'ı geri çevirirken gerek-
çe gösteriyor.
Ecevit'in ilgi çekici, ancak inandırıcı olmayan bir
savı da şu: Türkiye'nin sorunlanyla DSP azınlık hü-
kümetinin baş edebileceğine inanıyor.
Açıklamalannda, üstelik bir saptırma söz konu-
su: Baykal, bir milletvekihnin başbakanlığında her
partinin katılımıyla bir hükümet modelini dayatma-
dı Ecevit'e. Bu öneri kabul görmeyınce, asıl hede-
fi olan iki sol partili azınlık hükümetini tartışmaya
getirdi.
Tabii, bu hükümeti ANAP destekleyecekti. Ece-
vit, toplantının başından sonuna kadar kafasında
CHP'yi dışlamayı öngördüğünü bir soruya verdiği
yanrt/a kanıtladı:
Soru - ANAP evet derse CHP ile hükümet kurar
mısınız?
Yanıt - Türkiye'nin çıkarları açısından bunu doğ-
ru bulmuyorum.
Bu açıklama bile garipsenecek bir mantığın iz-
lerini taşımryor mu?
Egemen üçlü
Yılmaz'la Çiller'in birbirini aklamalarını -biliyor-
sunuz- hoşgörü sahibi Ecevit, iki liderin "beyaz
sayfa açtıklannı" söyleyerek onayladı.
Baykal'ı geri çevirdikten sonra iki genel başka-
nın açtığı "temiz deftere" şimdi bir şeyler yazma-
ya çalışıyor.
Kişisel siyasal yanı tartışılır, ancak yaşam sicili
temiz Baykal'a yeğlediği yargı yoluyla aklanmayan
şaibeli hanımdan şu son icadı "takviyeli azınlık hü-
kümeti "ne destek anyor.
Çiller'in azınlık hükümetine "moral destek" va-
adini "desteğe" çevirmenin peşinde. Oysa aynı
gün DYP'de ikinci başkan konumundaki Hasan
Ekinci, "pârtisinin azınlığa güvenoyu vermeyece-
ğini" açıkladı.
Ecevit'in kafasında biri batınca öteki su üstüne
çıkan "çarelertükeneceğe"benzemiyor. DYP'den
istediği kıvamda destek bulamazsa... Şimdi göre-
vi iade edecek sanısına kapıhyorsunuz, değil mi?
Yanılıyorsunuz: Zira Ecevit, "ne yapıp edip bu hü-
kümeti kurmaya çalışacağını" söylüyor.
Çankaya'dan gitmemek için türlü çeşit önlem-
leri daha bugünden almaya başlayan Cumhurbaş-
kanı da, varsın Başbakan olsun diye "Ecevit'e za-
man sının koymadığını" söylemiyor mu?
Cumhurbaşkanı Demirel. Yılmaz'la fethe gittik-
leri Samsun'da "hükümet sorunundaki son duru-
mu" görüşmedi mi? Yılmaz'ı Ankara'ya döndüğü
gece, bir yaver sadakatiyle liderin yanından ayrıl-
mayan Devlet Bakanı Hüsamettin Ozkan -herfıal-
de Ecevit adına- ziyaret etmedi mi?
Dün sabah Ecevit, -zevahiri kurtarmak amacıy-
la~ Yılmaz'la "kısa" bir konuşmadan sonra Bay-
kaJ'la hükümet olunamayacağını, ama Baykal'la ve
Çiller'le tekrar görüşeceğini açıklamadı mı?
özet: Bu üç kişi arasında bir çeşit ittifaka dönü-
şen ve günlerdir işleyen mekanizma işlevini yine
yerine getiriyor.
O aceteci, sabırsız Ecevit, başbakanlığı bir türlü
bırakmak istemeyen bir Ecevit izlenimi veriyor.
Hükümet yazgısı egemen üçlü elinde!
G. Kore'de insan
kopyalandı
Dış Haberler Servisi -
Güney Korelı bilim adam-
lanndan oluşan bir araştır-
ma ekibinin, insan hücre-
lerini kopyalamayı başar-
dıklan bildirildi. Başkent
Seul'deki Kyunghee Ünı-
versitesi'ndegörevli Profe-
sör Lee Bo-Yeon. başkanlı-
ğını yaptığı ekibin, 30 yaş-
lanndaki bir kadından alı-
nan hücre ve döllenmemiş
yumurtayı kullanarak baş-
langıç aşamasında bir in-
san cenini oluşturduklannı
bildirdi.
Üniversitede elde edilen
insan cenininin proje dur-
durulmadan önce 4 e bö-
lündüğünün görüldüğünü
söyleyen Lee, bunun bir ta-
şıyıcı rahme aktanlması
durumunda bir çocuğun
oluşacağım ve bu çocuğun
hücreyi veren kişiyle aynı
gen özelliklerine sahip ola-
cağını söyledi. Lee, dene-
menin yalnızca araştırma
amaçlı yapıldığını vurgula-
yarak 1993 'te imzaJanan ve
Güney Koreli doktorlann
genetik mühendisliğiyle el-
de edilmiş insan ceninleri-
nin kadın rahmine nakJe-
dilmemesini öngören an-
Iaşma nedeniyle projeyi
durdurduklannı söyledi.
Profesör Lee. insan kop-
yalanması alanındaki tek
çalışmanın kendilerininki
olmadığını, benzer bir de-
nemenin daha önce tngilte-
re'deki Rosiin Enstitü-
sü'nde de >apıldığını söy-
ledi. Araştırma grubunun
açıklamasına dini kesimler
ve çe\reciler büyük tepki
gösterdi. Üniversitenin
önünde toplanan yüzlerce
dinsel ve çevreci örgüt üye-
si araştırmayı protesto ede-
rek bu tür deneylerin insan-
lığın geleceği için tehlike
oluşturduğunu belirtti.
Ahlaki boyutlan tartışı-
lan insan kopyalaması, ge-
çen hafta tnsan Haklan Ev-
rensel Bildirgesi'nin ilanı-
nın 50. yıh çerçevesinde
Birleşmiş Milletler (BM)
Genel Kurulu'nda yapılan
oylamayla yasaklanmıştı.
Öcalan'ın serbest bırakılması Çankaya ve Başbakanlık'ta değerlendirildi
'Duruımın nedeşmesini bekliyoruz'
Haber Merkezi- PKK liden Ab-
dullah Öcalan'ın Roma lstinaf
Mahkemesi'nin karanyla serbest
bırakılması Çankaya Köşkü, Baş-
bakanlık ve Dışişleri Bakanlı-
gı 'nda yapılan toplantılarda deger-
lendirildi. Başbakan Mesut Yü-
maz, karann açıldanmasından son-
ra Çankaya Köşkü'ne çıkarak
Cumhurbaşkanı Süle>man Demi-
rrf'le görüştü.
Yılmaz'la durumu değerlendi-
ren Başbakan Yardımcısı Biilent
Ecevft. Dışişleri Bakanlığı'nın ko-
nuyu incelediğini belirterek ''İta^
yan makamlarının niyeti nedir?
Onu da bilemiyoruz. Başka bir ül-
keye mi göndermek isti\orlar; ne
istiyoriar, bileıniyoruz'' dedı. Ece-
vit. "Bu karar, istediği yere gidece-
ği anlamma mı geByor" sorusu üze-
rine, "Serbest bırakılnıasu belki o
anlama da gelir. bilemiyorum. Ama
zaten fiilen serbest gibijdi. İstedi-
ği>1e konuşuvor, be>lergibiyaşıyor-
dü"dedi.
Başbakan Yılmaz da Roma Bü-
yükelçisi tnal Batu ile görüştüğü-
nü belirterek henüz karann niteli-
ğinin açıklığa kavuşmadıgını kay-
detti. Yılmaz, ajanslann yayımla-
dıklan son haberlerde mahkeme-
nin kararının yalnızca Alman-
ya'nın daha önceki tutuklama ka-
rannı etkileyeceğıni. Türkiye'nin
iade istemtyle ilgıli olarak dava so-
nuçlanmadan Türkıye açısından
bir hüküm ifade etmediği şeklinde
değerlendirildiğini kaydederek
"Eğerbu doğruysazaten bizim açı-
mızdan herhangi bir sorun söz ko-
nusu değildir. Bizim iade davamıza
bağlı olarak lutukluluk hali devam
edecektir, ama eğer ilk haberlerde
olduğu gibi koşulsuzolarakserbest
bırakılması vönündebir karar aün-
mışsa, o zaman Türkiye olarak bu
konuda üst mahkemede temyiz
hakkımızı kullanacağız. Bunun için
durumun netleşmesini bekJhoruz.
Zannedhorum yarın (bugünX du-
rum bu açıdan açıklığa kavuştnuş
olacak. Ona göre de takip edeceği-
miz yolu belirlemiş olacağız" dedi.
Dışişleri Bakanı İsmailCem. ha-
benn Ankara'ya ulaşmasının ar-
dından bakanlık bürokratlannı top-
lantıyaçağırdı.
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Bü-
yükelçi Necati l'tkan. ttalya'nın
hukuki uygulamalan kamuoyunda
hep soru işaretlerine yol açtıguıı
belirterek "Söz konusu son karann
anlaşıhnası miimkün değildir. Te-
rör örgütü başı ne yaparsa yapsın.
adaletin tecellisi hedeflnden vazgeç-
meyeceğimiz biiinmelidir" dedi.
Adalet Bakanı Hasan Denizkurdu
da Öcalan'ın serbest bırakılmasını,
ölüm cezasının kaldırılması yö-
nündekı görüşünü kastederek
"Ben daha önce söylemiştim'" diye
değerlendirdi.
Denizkurdu. mahkemenın kara-
n Almanya'nın "amacı iadeolma-
yan yeni bir tutuklama emriyle de-
giştirmesr üzerine aldığını anım-
satırken Öcalan'ın ttalya dışınaçı-
kıp çıkmayacağı sorusunu yanıtsız
bıraktı. Adalet Bakanlığı'ndan bir
yetkili de AA'ya yaptığı açıklama-
da, Öcalan'ın sınırdışı edilebileçe-
ğine dikkat çekerek "Diplomatik
yolla mücadele daha hızlanacak"
dedı.
Öte yandan KKTÇ Cumhurbaş-
kanı RaufDenktas BM Genel Sek-
reteri Kofî Annan'a bir mektup
göndererek PKK'nin Kıbns Rum
kesimindeki faaliyetlerinin endişe
verici boyutlarda olduğunu kaydet-
ti.
Hukukçular ne diyor?
Güneydoğu'da askerliğini yapar-
ken 1993 yılında şehit olan Seferi-
hisarlı Ey>üp tzdal'ın babasınm
Italya'ya yaptığı kişisel başvuru
dosyasını hazırlayan DEÜ Hukuk
Fakültesi'nden Prof. Dr. BahriÖz-
türk, dosyayla ltalya'daki iç huku-
kun tüketilmesinin hedeflendiğinı
belirtti. Öztürk. "Böylece Oca-
lan'ın Avrupa İnsan Haklan Mah-
kemesi'nde>argılanması gündeme
gelecek" dedi.
Prof. Dr. Sulhi Dönmezer de Al-
manya'nın iade istemınden vaz-
geçmesi sonucu Öcalan'ın serbest
bırakılmasınm normal olduğunu
söyledi. Dönmezer. ölüm cezası
kaldınlmadan Türkiye'nin talebi-
nin işleme ko^lmasının mümkün
olmadığını da belirtti. Prof. Dr. Çe-
tinÖzekise Öcalan'ın iadesi önün-
deki tekengelin ölüm cezası olma-
dığını belirterek "Bizdeki DGM'-
ler ve insan haklan konusundaki
birtakım yoksunlulc, terör suçlusu-
nun iadesini engeller" dedi.
EsenyurtBelediyesi 'nden eğitime katkı
Esenyurt Beledive Baskanı Dr. Gürbüz Çapan,
ilçedeki tncirtepe Lisesi'ne belediye tarafmdan
yaptınlan fen ve bilgisavar laboratuvannı törenle
açtı. Dr. Cürbüz Çapan düzenlenen törende yapüğı
konuşmada, Esemurt'ta belediye olarak bugüne
kadar 6 adet okul yaptırdıklannı ve 35 okulun
yapımı için de milli eğitime arsa tahsis ettiklerini
söyledi. Beledive Başkanı Dr. Gürbüz Çapan, bu
okullarda çağdas ve Atarürkçü öf renciler
vetiştirnıevi amaçladıklannı kaydederek çağdaş
eğitime olan katkılannın bundan sonra da devam
edeceğini vurguladı.
w w
•
Ocalan Italya'da serbest• Baştarafi 1. Sayfada
da birlikte hareket etmenin yollan-
nı aradıklan öğrenildi. Bu arada.
Italya'nın Öcalan'ın yargılanması
ve iadesi konusunda Avrupa Konse-
yi'nden bekJediği desteği bulamadı-
ğı belirtildi.
Başkan Tommaso Figliuzzi. üye-
ler GJovanni Carlino ile Serenella Si-
riaco'dan oluşan Roma lstinaf Mah-
kemesi 4. Ceza Bölümü, "Ahnan-
ya'nın uluslararası tutuklama emri-
ni, amacı iade olmayan u'ni bir tu-
tuklama emriyle değiştirmesi" üze-
rine Öcalan hakkındakı zorunlu ika-
meti kaldırdı.
Roma lstinaf Mahkemesi. Türk
adli makamlan tarafından yayımla-
nan tutuklama emri ve Öcalan 'ın ia-
desi prosedüründe alınacak her tür-
lü karar üzerine ihtiyat koydu. Ka-
rann ardından Öcalan'ın kaldığı
evin etrafında güvenlik önlemlen-
nin arttınldığı gözlendi. Karar Al-
manya'da şa^kınlık yarattı. Alman-
ya Adalet Bakanlığı Sözcüsü Bern-
hard Böhm, federal hükümetin ser-
best kalsa da Öcalan'ın uluslararası
mahkemede yargılanması isteğinin
sündüğünü açıkladı. ttalya Başbaka-
nı D'Alema, Öcalan'ın serbest bıra-
kılmasıyla ilgili dün sabah alınan
karann, halya hükümetinin tutu-
munda değişikliğe yol açmayacağı-
nı söyledi. D'Alema, senatoda siya-
si grup başkanlanyia basına kapalı
yaptığı toplantının ardından güven-
lik ve kamu asayişi nedeniyle Öca-
lan hakkındakı denetımi sürdürme
karan alacaklannı açıkladı.
Uluslararası yargılama konusun-
da karamsar olduğunu kaydetti.
D'Alema, "Türkiye, Öcalan'ın
kendi topraklan dışında yargılan-
ması lehinde olmadığı için bu her
türlü çozümün araştınlmasında çok
ciddibirengeloluşturuyor" diyeko-
nuştu. ttalya Dışişleri Bakanı Dini
de ttalya'ya sahte pasaportla giren
Öcalan'ın >asalan ihlal ettiğini %e
yargılanacağını söyledi. Dını, "Eli-
mizde iki secenek var: Ya Öcalan'ı
>argılayacağız ya da İtalya'va yasa-
dışı olarak girdiği için sınır dışı ede-
ceğiz"dedı.
Itiraz bugün
Öcalan'ın serbest bırakılması
üzerine bir açıklama yapan Türki-
ye'nin Roma Büyükelçısi İnalBatu.
karara bu sabah itiraz edeceklerinı
söyledi. Batu. "Mahkeme karann-
da gözden kaçmlmaması gereken
önemli bir madde var; Türkiye'nin
iade kararlan sonuçlan saklı kal-
mak üzere deniliyor. Yani bizim ia-
de talebimiz, İtahan hukukunun
gündeminde. İade süreci devam et-
mektedir. Karar, Türkiye'nin iade
talebinin vok farzedilmesianlamma
gelmemektedir" dedı. Türkiye'nın
avukatı Sınagra da bir açıklama ya-
parak Öcalan hakkında yeni bir gö-
zetim tedbiri ahnmasını isteyeceği-
ni kaydetti.
Mifterrand'dan ziyaret
PKK liderini dün sabah. eski
Fransa Cumhurbaşkanı François
Mitterrand'ın karısı DanieUe Mit-
terrand ziyaret etti. Görüşmede.
ttalya Barış Derneği'nin (Asopace)
Başkanı Luisa Morgantini de bulıın-
du. Ziyaretin ardından düzenlene-
ceği duyurulan basın toplantısı ise
gerçekleşmedi. Öcalan'ın Italya
Basbakanı D'Alema'ya bir mektup
göndererek kendisine yardımlann-
dan ötürii teşekkür ettiği de ItaKa
basınında yer aldı.
ABD'den karara tepki
PKK lideri Abdullah Öcalan'ın
Roma lstinaf Mahkemesi karanyla
serbest bırakılmasını Clinton yöne-
timi tepkiyle karşıladı. NV'ashington
muhabirimız Fuat Kozluklu'nun ha-
berine göre, ABD Dışişleri Bakan-
lığı Sözcüsü James Rubin. Öca-
lan "ın serbest bırakılmasını "tero-
rizmle mücadeJeye vurulmuş bir
darbe" olarak değerlendırdi. Rubin,
Öcalan'ın işlediği terör eylemlerin-
den suçlanarak ve uluslararası kural-
lar çerçevesinde adalet önüne çıka-
nlması gerektiğı düşüncesini yine-
ledi. Öcalan konusunda Türkiye,
Almanya ve ttalya ile sürekli temas
halinde bulunduklannı kaydeden
Rubin. "İtal>'an hükümetine Öca-
lan'ın serbest bırakılmanıası gerek-
tiğjni üstdüzevlerde ilettik. Bu konu-
da hem İtalya hem de Almanya ile
görüşmelerimiz sürüyor" diye ko-
nuştu.
ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı
Marc Grossman da düzenlediği ba-
sın toplantısında, Öcalan'ın yargı
önüne çıkanlması gerektiğini söyle-
dr
Yunanistan'dan çifte
standart
Türkiye'de ölüm cezası olduğunu
ileri sürerek Öcalan'ın iade ediime-
sine karşı çıkan Yunanistan hükü-
metinin, Suriye'de ölüm cezasma
mahkûm edilen Suriyeliyi ülkesine
iade etme karan aldığı ortaya çıktı.
Atina muhabirimız Murat tlem'in
bildirdiğine göre, gazetecilerin Öca-
lan ve Suriyeli tutuklu konusundaki
ısrarlı sorulannı yanıtlamak zorun-
da kalan hükümet sözcüsü Dimitris
Reppas, -lilkemizde geçerti olan ka-
nunlara saygı gösterihnektir. Bu ka-
nunlar,Öcalan meselesindenönce de
vardı. Öcalan'ın ve Suriye'nin du-
rumlan arasında herhangi bir ben-
zerlik yoktur. Kürt lider. uluslarara-
sı toplumda kendine yer edinmekis-
tev en bir halkın üderidir. Türkiye ise
bunu kabul etmiyor. Ancak AB bu-
nu böylekabul ediyor" dedi. Bu ara-
da, iki Yunanlı avukatın Öcalan'ı sa-
vunma göre\ini üstlendikleri öğre-
nildi.
Kastamonu 'da
yangınfaciası:
8ölü
Viırt Habeıieri Servisi -
Kastamonu'nun thsangazi il-
çesi Hocahacip Köyü'nde,
üç katlı bir evde çıkan yan-
gında aynı aileden 3'ü çocuk
8 kişi yaşammı yitirdi, 8 kişi
deyaralandı.
thsangazi'nin Hocahacip
Köyü Sökü Mahallesi'nde.
kardeş çocuklanndan oluşan
Tahmitçi aılesme mensup 3
ailenın bir arada yaşadıöı 3
katlı ahşap evdedün 00.30'da
yangın çıktı. Evin zemin ka-
tında kalan ve ailenın çoban-
lığını yapan İbrahim Dağ-
h'nın yaktığı sobadan çıktığı
tahmin edilen yangmda alev -
ler kısa sürede tüm binayı
sardı.Yangında, Selahattin
Tahmitçi, Şaziye Tahmitçi,
Şerafettin Tahmitçi, Nursel
Tahmitçi, İbrahim Dağlı ile
çocuklar Şahine Tahmitçi,
Hacer Tahmitçi, Şerife Tah-
mitçi alevler arasında kala-
rak öldü. Kastamonu ve th-
sangazi itfaıye ekıplerinin ça-
lışmalan sonucu Izzet Tah-
mitçi,AhmetTahmitçi. İsma-
0 Tahmitçi, Saliha Tahmitçi.
Hayri>e Tahmitçi, Saniye
Tahmitçi \e Emine Tahrtıit-
çi'yi yaralı olarak kurtar-
dı.Yaralılar Kastamonu Dev-
let Hastanesı'nde tedavi altı-
na alınırken durumu ağır
olan Saniye Tahmitçi Anka-
ra'ya göndenldı.
Soğutma çalışmalannın
ardından enkaz altındakı 2
kışinin cesedi çıkanldı, çalış-
malar sürdüriilüyor
Kastamonu Valısi Enes
Yeter, Tahmitçi aılesinin ba-
nnması için thsangazi ilce-
sinde 2 ev avnldığını, yaralı-
lann tedavi masraflannın da
valiük tarafindan karşılana-
cagını söyledi.
G U N D E M MISTAFA BALBA
H Baştarafi 1. Sayfada
bu görevlere getırilmişlerdi. Polis kurumunda kiş
lerin kahramanlaştırılması sağlıklı bir durum değ
Adı üzerinde burası bir "kurum". Kişiler öne çıkaı
lırsa kurumsal anlayış kurum bağlar ki, bu da top
lumsal barış açısından olumlu değil.
Ancak, kabul etsek de etmesek de hemen h<
alanda kişiler ön plana çıkıyor. Batı kafasıyla düşi
nelim desek de, Doğu kalbi taşıyoruz!
Bir ikinci durum da şu; kurumsal işleyiş tam ola
rak oturmadığı ıçin kişilerin tutumu kurumun işlevi
ni belirliyor. Organize Suçlar Şube Müdürlüğü'nüı
başma getirilen Saçan da özellikle son dönemde
olayların üzerine gitme suçu işlemiş olabilir!
Tankuş'un iddialarını kişısellikten anndınp bakar
sak şu noktalar-sorular dikkati çekiyor:
1 - Emnıyet kurumunun içinde bir basın toplan
tısı düzenlenıyor ve görevinden alınan müdür, 4 mil-
yon dolara satıldığını iddia ediyor. Kurumdaki gö-
revden alma-atamalarda böyle bir iddianın olabil-
mesi bile korkunç.
2 - Tankuş'un gece hayatı nedeniyle görevden
alındığı iddia ediliyor. Gece hayatı olan birini Beyoğ-
lu Emniyet Müdürü yapmak, herhalde bey oğlu gi-
bi yaşasın demek olur!
3 - Tankuş hakkındaki "çetelere bulaştı" iddiası,
bir dönemin "komünıstmiş" ya da "bölücüymüş"
hazır yakıştırmacılığına benziyor. Vardır, yoktur ay-
n ama, bu suçlamayı Tankuş'un daha üstündeki bir
kişi yaptı. Konu, polis kurumuna zarar vermekse,
sanınz en büyük zarar böyle bir iddiayı kamuoyu
önünde dile getinmek.
4 - Tankuş'un daha önceki yıllara ilişkin sicilinde
cezalan olduğu iddia edildi. O zaman neden bek-
letildi? Neden daha üst bir göreve verildi?
5 - Pek çok bürokrat, üst düzey yöneticisi kuru-
muna ilişkin suçlamaları başma kötü bir şey gelin-
ceyapıyor. Tankuş, rüşvetdış/ndakisuçlamalariçin
neden bu kadar bekledi?
Daha fazla Susurluk!
Bunlar konunun sıcak yönüne ilişkin soru işaret-
leri. Avrupa'ya gıden uyuşturucunun yansından faz-
lası Türkiye'den geçiyor. Gerek Tankuş döneminde
gerek daha önce yakalanan "büyük" miktardaki
uyuşturucu, gidenin "küçük" miktarı! Bu trafiğin
özellikle mali yönünün merkezi ise istanbul.
Şimdi daha genel sorular soralım:
1 - Yakın geçmişin en büyük uyuşturucu operas-
yonu Ocak 1993'te Akdeniz'de ele geçirilen 15 ton
baz morfin yüklü Lucky-S gemisi. Bu gemiyle ilgili
soruşturmada hüküm giyen tek kişi geminin sahibi
Şevket Çubuk Gemiyi kim fınanse etti? Karaçi'ye
kadar gidiş-gelişi kim örgütledi? Bu sorular 'ç'en-
gellı. Neden?
2 - 0 dönemin Istanbul Narkotik Şube Müdürü
Mestan Şener neden ıstifa ederek emekliliğini is-
tedi? Şener istifa edeceğine istifade edemez miy-
di? Acaba Şener, asıl sorumlulann yakalanması için
çaba harcadığı halde, üstündeki makamlan asa-
madı mı?
3 - Lucky-S gemisine yüklü uyuşturucunun ve o
dönemdeki bağlantıların tutarı 200 milyon dolardı.
Bu paranın tümü öldürülen ışadamı Nesim Mal-
ki'de miydi?
4 - Malki, gemi yakalanınca parayt gerekli yerle-
re dağıtmak yerine, harç bitti yapı paydos mu de-
di?
5 - Bütün bu soru işaretlerinden devletin üst kat-
lannın haberi var mı? 1993 ortasında bu ilişkilerin
büyük dilimini ortaya çıkaran küçük bir raporun An-
kara'daki ilgili yerierde bulunduğu iddia ediliyor. Bu-
nun gereği yerine getirildi mi?
Sorulan şimdilik burada keselim.
Tankuş olayı bir başka Susurluk olarak nitelendi-
rilebilir. Yaptığı açıklamalann biçimi, içeriği, yaran,
zararı tıpkı bir trafik kazası gibi tartışmalı olabilir.
Ancak, gündeme getırdiği konuların derinlemesine
araştmlması gerekiyor.
Tankuş'un açıklamalanna şu pencereden de ba-
kabiliriz:
Demek ki, devletin içindekı görevliler biraz daha
cesurolsalar, yeri gelince konuşmayı yeğleseler pek
çok konu daha çabuk ortaya çıkacak. Ne diyelim?
İki, üç, daha fazla Susurluk...
Bürokratlardan beklentimiz biraz cesuriuk!
Ferruh Tankuş: Beni
susturmak istiyoriar
• Baştarafi 1. Sayfada
TV'ye açıklamalarda bulunduktan sonra
davet edildiği Kanal D'ye giderfcen yolu-
nu kesti.
Asayişten sorumlu Emniyet Müdür Yar-
dımcısı Ahmet Pek. araçlarla seyir halin-
deyken megafonla "Vaüh'ğe çek. Aksi hal-
de zor kullanınz" diyerek Tankuş'u u>ar-
dı. Bunun üzerine Tankuş. zorunlu olarak
6 polis ekibi eşliğinde aracını valihğe sür-
dü. Aynı saatlerde bir grup gazeteci. söz-
leştikleri eski Narkotik Şube Müdürü'nü
Sultanahmet'te beklerken Tankuş valiliğe
geldı.
Tankuş gazetecilerin sorulan üzerine
"susturuİmak istendiğüü" belirterek şun-
lan söyledi:
"Ankara'dan soruşturmavla ilgih'müfet-
tişlergeldiğiniduydum. Bura>a nıüfettişle-
re ifade vermek için geldim. Bildiğinı ger-
çekleri burada kendilerine ifade edeceğim.
Btıraya geliş biçimim. getiriliş biçimim ger-
çekten çok yanlış. Beni susturmak istedik-
lerine inanıyorum. Akıbi'timin ne olacağı
belli değil. Benim vapmış olduğum hiç kim-
sevi karaiamak değildi; bildiğim gerçekle-
ri erkekgibi kamuoyuyla pav laşmaktı. Bil-
diğim gerçeklerin her zaman arkasında-
yım. Ben İçişleri Bakanunız, Sayın Emni-
yet Genel Müdürümüz vev
ı
a Sayın Valimiz
gibi mahalle kanları gibi dedikodu yapa-
mam. Basın açıklamalannı izledim. Çün-
kü bunlar gerçekten acı şeyler. Ben onurlu
bir Türk insaıuyım."
Tankuş, Emniyet Genel Müdürü Necati
Bilican'ın oğlunun uyuşturucu kaçakçısı
Yılmaz Bektaş ile birlikte bar işlettiğini
ıleri sürdü. Tankuş, "Yılmaz Bektaş, Em-
niyet Genel Müdürü ÎNecati Bilican'uı oğ-
lu ile ortaktır. Yıhnaz Bektaş'ın babası Ha-
cı Muhittın Bektaş'a sahte pasaport vere-
rek giriş yaptıran da Bilican'm oğludur"
dedi. Tankuş, Bilican'ın oğlunun, havaya
ateş açmaktan nezarethaneye konulan Yıl-
maz Bektaş ıçin karakola gelerek kapısını
tekmelediğıni iddia etti.
Bu arada asayişten sorumlu tstanbul
Emniyet Müdür Yardımcısı Ahmet Pek,
Tankuş'un konuşmasını engellemek iste-
di. Bu engellemeye. "Bir dakika, açıklama
yapacagım'" diyerek direnen Tankuş.
Pek'in talimatı üzerine polisler tarafından
kolundan çekilerek valilik binasına sokul-
du.
Zorla bınaya sokulmak istenen Tankuş.
bu kez bağırarak "Emniyet Genel Müdü-
hi'nün ne olduğu bellidir. Kalkıp benim ai-
Umc dil uzatmıştır. Benim aileme dil uza-
Una kadarönce kendi ailesine baksın. Bun-
dan sonra başıma ne geleeeğini bilemiyo-
rıun'"dedi.
Tankuş. açıklamasının ardından valiliğe
grerek Jçişleri Bakanlığı'ndan geler
n.üfettişlere ifade verdi.