23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
17 ARALIK 1998 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA KULTUR 15 Savaş sonrası Avrupası'ndan seçmeler Milli Reasürans Sanat Galerisi'nde sergileniyor w Si\ alıla hesapLaşma zamanı'• Çağdaş sanatın önemli koleksiyonlanndan birine sahip olan Maeght Vakfı'nın Miro, Chagall, Matisse, Giacometti, Braque, Calder ve Tapies'in yapıtlannı içeren 'Siyah Bir Renktir' sergisi, bugün Milli Reasürans Sanat Galerisi'nde, belgesel/fotoğraf sergisi de Fransız Kültür Merkezi'nde açılıyor. Kühür Servisi - 1930'lann ortalan... Avrupa'nın üzerinde toplanan savaş bu- lutlannın tüm toplumsal katmanlarda ve siyasi alanda etkısini iyiden iyiye his- settirmeye başladığı yıllar... Savaşm so- ğuk nefesınden, her şeyin oldugu gibi sanatın da etkilenmesinin kaçınılmaz oldugu bir dönem... Bir yandan ltalya, Almanya ve Sovyetler Biriiği'nde mo- dem ve öncü sanat, saçmalılc yozlaş- ma ve sapıklık olarak ilan ediliyor ve hatta Hitler, topladıgı 'sapık" eserleri Al- manya'da dolaştınp teşhir ettikten son- ra yok ediyor diğer yandan sanatçılar, can güvenlikleri tehlikede oldugu için ülkelennı terk etmek zorunda kalıyor- lar. II. Dünya Savaşı'nın kara bulutlan- nın Avrupa'nın üzerinden çekilmeye başlamasıyla birlikte kjtaya hâkim olan heyecan ve iyimserük, sanat ve kültür alanlannda da yeni bir canlanışa yol açıyor. Paris. tüm dünya sanatçılannı çe- ken bircazibe merkezi olmaya başlıyor ve yeni sanat, yeni sanat ortamıyla bir- likte Paris'te doğuyor. 1945 yılında Can- nes'dan Paris'e gelen Marguerite ve Ai- me Maeght çifti ilk galerisini açıyor. Matisse - "Katia'ıun portresT Galeri, 1946 yılında savaş sonrasının ılk büyük sergısıne tanıklık ediyor. Savaş öncesının çağdaş sanatının önde gelen ısimlen Miro. Chagall, Matisse. Giaco- metti. Braque. Calder, Ubac, Tapies. Bazaine, Chillida. RiopeHe. Tal Coat Dd Re, Hartung. Bury ve Bram van Velde; desenleri, tuvalleri, heykelleri ve gra- vürleriyle yer alıyorlar sergide. Bu ser- gi, neredeyse on yıldır sanatlannı öz- gürce yapmak olanağı bulamayan çağ- daş sanatçıların yeniden ayaga kalkış- lannın habercisi oluyor. Ancak serginın çok ilginç birözelli- ği \ar: Tüm yapıtlardaki tek renk si- yah. Bunun nedeni, dünyada yalnızca siyahın hâkim oldugu yıllara bir gön- derme yapmak mı? Serginin sunuş ya- zısında JacquesKoberşöylediyor: "Si- yah bizde bir geri çekilme uyandınr, bir tiir yoksulluk verir. Bir denge yitimidir. Renklerin birbirinden büyük aralıklar- la aynlmasının rengi siyahbr. Öv levse ışık ötesinde bir ışık. bir venilenme, bir kay- nak olanağı sunar. Çünkü sivah göste- rişli birsayfa düzenlemesinden öteyege- çebtlir, bağlaşmaydnın ve ba\ rankk uyan- dıranın yaşanu, kendi variiğını daha da yükseksestehaykırsın diye. Tabionun yır- tıcı anlamı önce siyahı yenmesi, sonra Giacometti - 'Otoportre', 1965 onunla yeniden bağlaşmasıdır." Ve ar- tıkbusergıylebirlikte çağdaş sanat si- yaha yaklaşıyor, siyahı tanıyor ve siyah- İa hesaplaşıyor. Serginin adı da bunu vur- guluyor zaten: 'Siyah Bir Renktir'. Si- yah artık bir renkti ressamlar için. Sa- dece bir renk: onlan yeni ışıklara, yeni renklere çağıran bir renk. Elli iki yıl sonra tekrarianıyor Yıl 1998... Çağdaş sanat tarihinin önemli bir dönemecinde yer almtş bu sergi. tam elli iki yıl sonra, Istanbul'da tekrarianıyor. Milli Reasürans Galeri- si'nin yöneticisi Amelie Edgü'nün ser- giden seçtiği Bazaine, Chillida, Kuro- da, Miro, Tal Coat, Tapies ve Ubac'ın on üç deseni; Del Re, Riopelle, Tal Co- at ve Tapies'in altı tuvali; Bram van Velde. Giacometti, Braque, Calder, Ma- tisse. Chagall ve Tapies'in on bir gra- vürü bugün Milli Reasürans Sanat Ga- lerisi'nde sanatseverlerle buluşmaya hazırlanıyor. Fransa'daki Maeght Vak- fi, Fransız Kültür Merkezi ve MflB Re- asürans Galerisi'nin işbırlığiyle düzen- lenen sergı, 10 Şubat'a dek tstanbuilu- lar için sanat tarihinin bir kesitine ışık tutacak. Aynı tarihlerarasında, Fransız Kültür Merkezi'nin yeni düzenlenen galerisin- de Maeght Vakfi'nın belgesel fotoğraf- lannı içeren bir sergi de '20. Yüzyü Sa- natı ve Üç Kuşak Maeght Koleksiyonu' başlığı altında gerçekleştınliyor. Üç ku- şak boyunca çağdaş sanatın en önemli koleksıyonunu oluşturan, Saint-Paul- de-Vence'dekı ünlü Maeght Müzesi'ni kuran Maeght ailesinin öyküsü fotoğraf- lar ve belgelerle gözler önüne seriliyor. II. Dünya Savaşı döneminin tüm önde gelen sanatçılannın yapıtlannı galeri- lerinde sergileyen Marguerite ve Aime Maeght çiftinin, her şeyden önce birlik- te çaîıştıklan sanatçılarla karşılıklı gü- ven oluşturmalan, onlann en çılgın pro- jelerini bile gerçekleştirmeleri için tüm olanaklannı seferber etmeleri, seçici- likleri ve yaratıcılığa olan tutkulan, ken- di çağlannın sanatının şekillenmesine ve ortaya çıkmasına katkıda bulundu. 5 Eylül 1960'ta Saint-Paul-de Vence'de kurduklan. tümüyle çağdaş sanatlara yer veren vakıf, çağdaş sanatın özgün ya- pıtlanyla donatıldı ve zaman içerisinde ünlü Maeght Koleksiyonu oluştu. Ser- gi, bu koleksiyonu ve müzenın gelişimi- ni belgelerken. geride bırakmaya hazır- landığımız 20. yüzyılın sanatıyla ve bu çağı yapıtlanylaanlamlandıran sanatçı- larla ilgıli bir şeyler anlatacak. Her yıl verilecek Can Yayınlan'ndan 'İlk Roman Ödülü' • " < - - • » v - - Kültür Servisi - Can Yayınlan, İlk Roman Ödülü adıyla bir edebiyat ödülü koyuyor. Ödül her yıl bir telif romana verilecek. Ödülün amacı, edebiyatımıza ve romancılığımıza yeni adlar kazandırmak. roman yazarlannın çalışmalanna katkıda bulunmak. Her yıl özel bir plaketle birlikte verilecek olan ödülün parasal değeri ilk yıl için 1 milyarTL. olarak belirlendi. Seçici kurul Fethi Naci KalpakçrağJu, Füsun Akath, Hilmi Yayuz, Tahsin Yücel ve Erdal Öz'den oluşuyor. Ilki 1999 yılında verilecek ödül için, başvuracak adaylann daha önce yayımlanmış romanı olmaması gerekiyor. Roman türü dışında yayımlanmış kitabı olması, aday olmak için bir engel oluşturmuyor. Yanşmaya katılan dosyanın daha önce gerek kitap olarak, gerek tefrika ya da özet olarak hiçbir yerde yayımlanmamış olması gerekiyor. Katılan dosyalann daha önce başka bir yanşmada ödül almamış olması da gerekli. Ödül için başvuracak roman metinleri A4 boyutunda kâğıda çift aralıkJa. daktiloyla ya da bilgisayarda yazılacak. El yazısıyla gönderilen metinler yanşma dışı bırakılacak. Dosyalann en geç 15 Ağustos 1999 tarihine kadar Can Yaymlan. Hayriye Caddesi. No: 2 - Galatasaray 80060 Istanbul adresine altı kopya olarak teslim edilmesi gerekiyor. Dosyanın başmda adayın kısa bir özgeçmişi ve bağlantı kurulacak adresi yer almalı. Adaylann aynca gerçek adlanyla aday olmalan gerekiyor. Ödül, en çok oyu toplayan adaya verilirken başka bir değerlendirme yapılmayacak. Yanşma sonunda kazanamayan dosyalar geri gönderilmeyecek. Ödül almayan, ancak yayımlanabilir düzeyde görülen dosyalar, yazar da dilerse, Can Yayınlan'nca kitaplaştınlacak. Ödülü kazanan aday Ekim 1999 sonunda . açıklanacak ve ödül, kasım ayının ilk haftası içinde düzenlenecek bir törenle kazanan adaylara verilecek. Ödüle değer bulunan dosya, ödülün açıklanmasını izleyen 4 ay içinde Can Yaymlan arasında yayımlanacak. Yazara, romanın birinci basımı için aynca telif ücreti ödenmeyecek. Seçiciler Kurulu'nca ödüle değer dosya bulunmaması halinde. verilmeyen ödül tutan. bir sonraki yılın ödül tutanna eklenecek. Aile komedisi olarak tanıtılan 'Stepmom 'fılmi bir annenin trajik ölümünü anlatıyor 13yaşından küçüidereyasakKültür Servisi - Amenka'dakı tanıtımlannda bir aı- le komedisi olarak nitelendinliyor. ancak 'Stepmom'ın (Üvey Anne) yönetmenı Chris Cohımbus, anne ve ba- balara 13 yaşın altındakı çocuklannı filme getirmeme- lerinı öğütlüyor. "Evde Tek Başına" ve 'Mrs. Doubffı- re' gibı filmlerin yönetmenı, yaşlan 2 ve 9 arasında de- ğışen 4 çocuğun babası Columbus, filmın 13 yaşından küçük çocuklara yasaklanmasını onaylıyor: "Filmiiz- leyen çok küçük çocuklar duygusal bir yıkıma uğraya- bilirier. Ölen bir anne onlar için trajedidir." 'Stepmom*. hiçbir ortak yanlan olmayan, Jackie ve Isabel adındaki iki kadının öyküsünü anlatıyor. Susan Sarandon'ın canlandırdıgı Jackie, kendinı tamamıyla çocuklanna adayabilmek için büyük bir yayınevinde- ki işinden ve kariye- rınden vazgeçen ideal bir anne. Jac- kie'nin 8 yaşında- ki oğlu Ben'ı Li- amAiken, 14 ya- şındaki kızı • Gerçek yaşamda iyi dost olan Susan Sarandon ve Jnlia Roberts, bü dostluğu filmde de yansıtıyorlar. Sarandon eşinden aynlmış ölümcül hastalığa yakalanan bir anneyi, Roberts ise eski kocasının sevgilisini oynuyor. Roberts sonunda çocuklar için kariyerinden vazgeçip, Sarandon'ın yerini alıyor. Anna'yı ise şimdiden yeni Jodie Foster olarak gösteri- len JenaMalone oynuyor. Filmdeki ikinci kadın, çocuk- lara karşı alerjisi olan. akıllı ve bencil moda fotoğraf- çısı Isabel ise Julia Roberts tarafından canlandırılıyor. Filmdeki gerginlık, Jackie'nin kocası Luke'tan (Ed Harris) boşanmasıyla başlıyor. Isabel, Luke'un yeni sevgilisi olarak devreye giriyor ve hiç hoşlanmadı- ğı 'üvey annelik' rolüne soyunuyor. Ancak Isa- bel'in, çocuklara ve çocuklann annesine duy- duğu büyük nefretle üçüne karşı verdiği savaş, Jackie'nin ölümcül hastalığının ortaya çıkı- şıyla sona eriyor. Olaylar sırasında hem ken- di annelik içgüdüsünü keşfeden hem de Lu- ke'la evlenmeye karar veren Isabel, kariye- rini bir kenara bırakıp eski rakibinin yerini doldurabilmek için hazırlanmaya başlıyor. " Yetişkiıüerin çoğu kendi çıkarlan için sa- vaşmayı yeğlev ip sc% givi bir kenara bıraksa- lar da, modern aileler gerçek hayatta da manbklı davranmayı başarabiliyorlar. Çocuklann yeni annelerine karşı tu- •^ tumlanm beürleyecek olan, yine yetis- kinlerin tutumu" dıyor Sarandon, "Ben de özel hayatımda benzeri de- neyimler yaşadım. Eski eşim Franco Amurri yeni eşiyle İtah/a'da oturuyor. Hem ben hem de çocuklanm onunla çok iyi anlaşıyoruz". Sarandon filmde. rol gereği taşıdıği hastalığın getirdiği değişimlen yansı- tan birmakyajla çıkıyor izleyicinin kar- şısına: "Bu görünüşüm tabii ki ho- şuma gitmedL Hatta çocuklanm, özellikle öldüğümü görmemek için bu fîlmi izlemeyi reddettiler. Ancak ben güzeüiğin her zaman için ruh- tan gekliğine inamyonım. Cinsel çekimi uyandıran da vücut değil. aküdır bence." Sarandon'ın rol arkadaşı Roberts'ın da fılmle ilgi- li görüşleri şöyle: u Filmde önemli olan ölüm değü, P iki kadın arasındaki dostluk. Susan sadece set üzerinde değiL gerçek hayatta da benim en iyi dostlanmdan biri. Daha önce hiç yakın bir ar- kadaşunla birlikte kamera karşısuıa geç- memiştim. Şimdi aynı şev i nişanlım. mun- cu Benjamın Bratt'le de yapmava hazı- nm." Roberts. 'Stepmom'ın, annelikle ilgı- li düşüncelerini de etkilediğini belirtiyor: "Film,bugü- ne dek görmezlikten geldiğim annelik du\ gusunun kar- maşık ve derin mekanizmalannı anlamamı sağladı. İn- san bir çocuk için kariyerinden vazgeçebiiir mi? Tabii ki. Ama bir şeyİeri kanıtlamak için değil, kişisel olarak kendini zengüikştirmek için..." 'Stepmom' filminin ilginç bir yanı daha var. Film, yönetmeni Columbus için de babası üç yıl önce kan- serden ölen küçük oyuncu Aiken için de bir terapi iş- levini görmüş. Columbus, filmı çekerken annesinin ölümünden duyduğu acıyi yeniden yaşadığını ve fılmi annesine ıthaf ettiğini dile getiriyor. Cııınhııriyet'iıı tophımsal ve bîreysel serüveni KültürServisi - Türkiye Iş Ban- kası, Cumhunyetin 75. yıl etkin- lıkleri kapsamında 'Bilanço 98' başlığmda 12 kitaptan oluşan bir yayın dizısine ımza atıyor. Bilan- ço 98'ın hazırlıklan Türkiye Eko- nomik ve Toplumsal Tanh Vakfı tarafından yapılıyor. Cumhunyet döneminı yaşamış. bu dönemin değerlen \ e olaylan ile bıçimlen- miş üç kuşağın ınsanlannm top- lumsal ve bîreysel serüvenlerinin bilançosunu gözler önüne serme- yi amaçlayan kıtap dizısi aynı za- manda Türkiye Cumhuriyeti'nin 75 yıllık tarihindeki sosyal, kül- türel. ekonomik değişim süreci- ni gelecek kuşaklara aktarmayı hedefliyor. Dizinin koordinatör- lügünü Oya Baydar üstleniyor. Ya> ımlanan ıIk kitaplar arasın- da •Cumhurivetin Aüe Albümle- ri', '75 Yüda Kadınlar ve Erkek- ler'. '75 Yüda Degişen Kent ve Mimarhk', '75 Yüda Paranın Se- rüveni' yer alıyor. Dızınin '75 Yü- da Köyİerden Kentlere', '75 yüda DeğJşen \aşam ve İnsan/Cumhu- rivetModalan', 'CumhuriyetDö- neminde Kültür, Dil ve Edebi- yat', '75 Yüda Çarklar ve Çark- lan Döndürenler', '75 Y üda Eği- tim', '75 Yüda Tebaadan \urtta- şa Dogru'. '75 Yüda Düşünceter Tarnşmalar' ve 'Cumhuriyet'in Sesleri ve Renkieri' başlıklı diğer kitaplan ise önümüzdeki aylarda yayımlanmaya devam edecek. Osmanlı coğrafyasından Cum- huriyet Türkiyesi'ne, farklı yöre, sınıf, meslek ve inançlardan 17 ai- lenın fotoğraflı öyküsünü yansı- tan Cumhunyet'in Aıle Albüm- leri'nin editörii Feride Çiçekoğlu ve Oya Baydar. *75 Vılda Kadın- larveErkekler' ise Cumhunyet'in kazanımlanna sıkı sıkıya sahip çıkan 'cesur kadınlarunıza' adan- mış. Kitap, günümüz koşullann- da kadmm özel ve kamusal alan- daki konumunu, bugünün Türki- yesi'nde kadın kimliği ve rolüy- le ilgıli yaşanan tartışmalan gün- deme getinyor. Kitabın editörii AyscBerktav Haamirzioğiu. Edı- törlüğünü YüdızSey'ın üstlendi- ği '75 Yüda Degişen Kent ve Mi- martık'. Cumhunyet dönemınde kent ve mimarlıkla ilgili değişim- len yansıtıyor. '75 Yılda Paranın Serüveni' Mustafa Sönmez'ın editörlüğün- de, 'Kuruş'tan Beş Milyonluğa' Türk parasının 75 yıllık serüve- nini gözler önüne seriyor. Enflas- yonun gündelik hayattaki etkile- rinden "plastikpara' kredı kartla- nna dek para tarihinin önemli dö- nüm noktalan uzmanlar tarafın- dan incelenıyor. ODAK NOKTASI AHMET CEMAL Devlet ve Sanat... Geçen pazar akşamı, TRT1 kanalında, Kurtul Al- tuğ'un hazırlayıp sunduğu "Politikanın Nabzı" prog- ramında, "KültürPolitikalan"başUğı altındairdelenen konular, son günlerin "devlet sanafç///ğ/"tartışmala- nnı doğru zeminlere oturtmaya sanırım epey yardım- cı oldu. Zeliha Berksoy, Talat Sart Halman, Doğan Hız- lan, Prof. Dr. Metin Sözen ve Hikmet Şimşek'in ka- ttlımlanyla gerçekleştirilen programda, Türkiye Cum- huriyeti'nin Mustafa Kemal Atatürk'ten günümüze uzanan kültürel çizgisi de iyice belirginleşti. Bu bağlamda, son günlerin ''devlet sanatçılığı"\ax- tışmalanna ilişkin doğru ve yanlış yaklaşımlar da or- taya çıktı. Bu tartışmalann odak noktası olarak "Kimler dev- let sanatçısı oldu?", "olmalıydı?" ya da "olmamalıy- dû" gibı sorulan görmek, belli bir gelişmenin kendi- sini bir yana bırakıp, salt sonuçlannı tartışmaya kal- kışmaktan başka bir şey degıldir. Çünkü bu yılki dev- let sanatçılan listesinin asıl önemi, doğrudan devle- tin sanata ve sanatçıya bakışında nasıl bir kargaşa- nın ve bilgisizliğin egemen olduğunu açıkça göster- mesinden kaynaklanmaktadır. Bir başka deyişle bu liste, resmi politikalann aslın- da sanata ve sanatçıya ne denlı göstermelik yaklaş- tığının göstergesidir. Bu yaklaşım, Mustafa Kemal'ın sanatı kültürün te- mel taşı sayma görüşünden zaman içersinde uzak- laşarak, yine sanatı "eh, o da olsun!" konumuna iten bir anlayışın varabilecegi tek noktadır. Böyle bir manzara karşısında, örneğin Zeliha Berk- soy'un anlattıklanndan yola çıkarak sormak gereki- yor: İlk Türk operası "özsoy"un neredeyse dramatur- jisini bile yapmaya kalkışacak kadar sanatla yakından ilgilenen Mustafa Kemal tavnndan, baleyi müsteh- cen bulan ya da "sanatın Içıne tüküren" anlayışlann söz sahibi olabildiği evrelere uzanan bir yol, farklı bir liste çıkarabilir miydi? Yine böyle bir manzara karşısında, Talat Sart Hal- man'ın ve Doğan Hızlan'ın anlattıklanndan yola çıka- rak şunu sormak gerekiyor: Tam yirmi yedi yıldır ça- lışmakta olan Kültür Bakanlığı, Türk sanatını yaban- cı ülkelerdetanıtmak, Türk edebıyatının ürünlerini ya- bancı dillere çevirtmek için ne gibi örgütlü çalışma- larda bulunmuştur? Cumhuriyetin ilk kuruluş yıllannın yoksul bütçelerinden en büyük payı alan kültüre, son- raki yıllann giderekzengınleşen bütçelerinden butür- den örgütlü çalışmalar için ne kadar pay ayrılmıştır? Ve nihayet, programın sonunda olağanüstü yetkin- likte ve açıklıkta bir özet sunan Prof. Dr. Metin Sözen'in verdiği bilgilerin ışığında da şunlan sormak gerekiyor Tarih boyunca çok değişik kültürterin ve uygariıklann sentezini doğal olarak içeren Anadolu topraklannda kurulan Türkiye Cumhuriyeti'nin geride kalan yetmiş beş yılında, böyle bir sentezı bilim yoluyla kurgulamak için Türk Dil Kurumu'nu ve Türk Tanh Kurumu'nu ku- ran Mustafa Kemal vizyonunun ardından, aynı amaç- la ne olçude çalışmıştır? Doğrudan devlet, 1923'ten sonra yetiştirilmesi şart olan Türk insanı'nın ve onun yetiştirilmesinin zorunluluğunun bilincine ne ölçüde va- rabilmiştir? Ve elbette yukandakiler kadar önemli iki soru da- ha: - •Milletvekillenntn işlerinden başka bir şey döşün- mek zorunda kalmamalan için yüksek aylık almak zorunda olduklannı soyleyen resmi ağızlar, kadrolu sa- natçılann sanatianndan başka bir şey düşünme- meleri için bugüne kadar ne gibi önlemler düşünmuş- lerdir? Sanatçıyı, onun bu sıfatının başına devleti ekleye- cek kadar "önemseyen" devlet, uygulamalanyla sa- nat eğra'mine yatınm konusunu ne ölçüde önemse- mektedir? Bütün bu sorulara verilecek doğru yanrtlar. son gün- lenn "devlet sanatçısı" tartışmalannı da doğru zemi- ne oturtacaktır. Ve bir öneri: Kafası sanat ve sanatçı kavramlan bağlamında böylesine kanşık, uygulamalan da böy- lesine yetersiz ve tutarsız olan bir devlet, şu sanatçı- lan takdir etme ya da onurlandırma merakını -bu kavramlan iyi öğrenene kadar- kesinlikle bir yana bı- rakmalıdır. Çünkü aksi takdirde. başkalan bir yana, doğ- rudan takdir edilenlerin ya da onuriandınlanlann bü- yük bir bölümünün gözünde bile -tıpkı bugün oldugu gibi!- inandıncılık nrteliğini kazanamayacaktır... Uluslararası Plastik Sanatlar Derneği'ne yeni yönetim • Kültür Servisi - UNESCO A1AP Türkiye Ulusal Komıtesı Uluslararası Plastik Sanatlar Derneği, düzenlediği 6. Olağan Genel Kurul Toplantısı'nda 1998-2000 dönemınde görev alacak yönetim kurulu üyelerini belirledı. Buna göre Nilüfer Ergin yönetim kurulu başkanı; Fatoş Beykal 2. başkan; Gaye Kınldökme Belen genel sekreter; Mustafa Karyağdı sayman; T. Melih Görgün. Gülsün Orhon ve Vahit Tuna yönetim kurulu üyeleri olarak göreve başladılar. Derneğin yedek Yönetim Kurulu'na ise Zümriit Y. Radau, Müşerref Zeytinoğlu. Hüseyin Bahri Alptekin, Şevma R. Nalça, Bala Anduru. Melik Iskender ve Z. Rüçhan Şahınoğlu getinldi. Canan Beykal, M. Müfit Işler, Nur Koçak denetleme kurulu asil üyeliğine; Hüsamettin Koçan. E. Berika, K. İpekbayrak ve Metin Karayağız denetleme kurulu yedek üyeliklerine seçildiler. Özdemır Altan. Orhan Taylan ve Meriç Hızal ıse onur üyeleri olarak belirlendi. Karikatürte Aziz Nesin Portreleri1 I Kültür Servisi - Karikatürcüler Dernegi, Aziz Nestn anısına 'Azız Nesin Portre Karikatürlen' başlıklı bir sergi düzenliyor. Sergi, bugün saat 17.00'den itibaren Kankatür ve Mizah Müzesi'nde görülebilir. (513 60 61-521 12 64) BUGUN • CRR'de saat 19.30'da gerçekleşecek 'Şeb-i Arus 725. Vuslat Yüını Anma Konseri'nde Mevlana Kültür ve Sanat Vakfi'nın ses va saz sanatçılan ile semazenler sahne alacak. (232 98 30) • AKSANAT'ta saat 12.30'da lazer-disk'ten gösterilecek olan 'Amn Bir Dönemin Efsane Orkestra Şefleri' adlı belgesel ve saat 19.00'da 'Gnıp Dost Yürek'in canlı konseri yer alıyor. (252 35 00) • BORUSAN KÜLTÜR MERKEZt'nde Ühan Usmanbaş'ın katılacağı 'Çağdaş Müzik Eğitimi' başlıklı söyleşi 18.30-20.30 saatlen arasında gerçekleşecek. (292 06 55) • BELGESEL SİNEMACILAR BİRLtĞİ nde AyUn Erendiz'ın yönettiği '111. Hafta' adlı film saat 13.00'ten 19.00'a dek her saat başı gösterilecek. (292 39 841 • BİLGİ ÜMVERSİTESİ nde saat 18 OO'de James Cameron'ın yönettiği •Terminator' ve saat 20.00'de Wim VVenders'ın yönettiği 'Paris, Texas' adlı filmler izlenebihr. (216 00 00)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear