Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Cumhuriyefİ
İmtivaz Sabibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yönetmenı: Orhan Erinç
Genel Yayın Koordınatörû Hikmet
Çetinkaya • Yazıişleri Müdürü. tbrahim
Yıldız '• Sorumlu Müdür: Fikret tlkiz
9 Haber Merkezi Müdürü: Hakan
Kara • Görsel Yönetmeır Fikret Eser
lsnhbarat: Cengiz Yıldırım 0 Ekonomı. Özlem
Yüzak # Kültür: Handan Şenköken t Spor
Abdülkadir Yücelnıan • Makaleler Sami
Karaören 0 Düzeltme' Abdullah Yazıcı 0
Fotograf Erdoğan Köseoğlu • Bilgı-Belge-
Edibe Buğra • Yurt Haberlen- Mehmet Faraç
Yayın Kurulu. Ilhan Selçuk
(Ba$kan), Orhan Erinç, Oktay
Kurtböke, Hikmet Çetinkaya.
Şükran Soner, F.rgun Balcı,
tbrahim Yıldız, Orhan Bursah,
Mustafa Balbay, Hakan Kara.
AnkaraTemsılcısı. Mustafa Balbay Atatürk Bulvan
No 125, Kat.4, Bakanlıklar-Ankarâ Tel 4195020 (7
hat), Faks 4195027#tzmırTemsilcısı:SentarKızık,
H ZiyaBlv. 1352S.2 3Tel 4411220, Faks'4419117
• AdanaTemsilcisi: Çetin Yiğenoğlu, InönüCd. 119
S No.lKat:l.Tel:363 12 11, Faks. 363 12 15
Muessese Müduıu Üstân Akınen 0
Koontaator Ahmet Konıban • Muha-
sebe BUent Yener • idare Hüseyin
Gürtr • l,sleOTie Öoder Çeflk • Bıİgı-
Işlem Nail tnal 9 Bılgısayar Sıstem
Mflrüvet Çüer«Saaş FazaelKnza
MEDYA C: • Yönetun KunıJu
Başkanı - Genet Mûdür Gulbin
Erduran 9 Koordınatör Reha
Işıtman # Genel MüdûrYarduncısı:
SevdaÇoban Tel 514 07 53 -
51395 80-51384*0^1, Faks.5138463
Ya\ımla>an \e Basan: Yenı Gün Haber Ajansı, Basın \e Yayınctlık A Ş
Turkocağı Cad 3¥ 41 Cagaloglu 34334 tst PK 246 Islanbul Tel 10 212) 512 05 05 (20 hat) Faks (0 212)513 85 95
27KASIM1998 Imsak: 5.26 Güneş: 6.58 Öğle: 11.59 tkindi: 14.23 Akşam: 16.45 Yatsı: 18.12 www.cumhuriyet.com.tr
Silikon
yaptıpmam'
• Çeviri Servisi- Yıllarca
New York'lu yapımcılar
tarafından dar gögüs
ölçülen nedeniyle dikkate
alınmayan Joana yeni Walt
Disney filmi Mulan'ın
film müziğindeki
başansıyla tüm dikkatleri
üzerine çekti. Estetik
ameliyatı yaptırmayı
yıllarca reddeden
Joana'nın ilk single'ı da
Avrupa'da yakında
gösterime girecek olan
filmle eş zamanlı olarak
piyasaya sürülecek.
Akkuyu ders
kitaplarında
• İZMİR(AA) -İçel'in
Silifke ilçesinde kurulması
planlanan ve çevTeciler
tarafindan tepkiyle
karşılanan Akkuyu
Nükleer Santralı, ders
kitaplanna konu oldu.
Milli Eğitim Bakanlığf nın
ilköğretim okullan 6.
sınıflar için bu yıl
hazırlattığı Sosyal Bilgiler
Kitabı'nda, bu santrallann
radyasyonlu atıklannın
çevreye son derece zararh
olduğu belirtilerek
"Nükleer atıklann
saklanması ve
depolanması oldukça
pahalı bir iştir. tnsan
sağlığına zarar vermeyen
daha güvenli, ucuz ve
temiz enerji kaynaklannın
varlığı ortaya
konulmuştur" deniliyor.
2500 yıllık at
arabası
• BURSA(AA)-
Balıkesir'in merkeze bağlı
Üçpınarlar köyünde yol
açma çalışmalan sırasında
bir tümülüste bulunan ve
MÖ 6. yüzyıla ait olduğu
belirlenen at arabasının
onanmı. Bursa Arkeoloji
Müzesi'nde sürüyor. Mûze
Müdürü Öcal Özeren, at
arabası parçalannın,
bölgede 2500 yıl önce
kurulmuş "Akhemeytler"
medeniyetine ait
olduğunun saptandığını
söyledi. At arabası
kalıntılannın bulunduğu
bölgede çok sayıda
tümülüsün (mezar ve
odası) yer aldığını,
tümülüslere dönemin ünlü
kişilerinin mezan ile
mezannın altında
yaptınlan odaya özel
eşyalanmn konuîduğunu
anlatan Özeren, çıkanlan
at arabasının bir döneme
ışık tutacağını kaydetti.
Kadm danışma
merkezi
• ANKARA (AA)-
Ankara Barosu, kadınlara
hukuksal ve psikolojik
danışmanlık vermek
amacıyla 30 Kasım
Pazartesi günü Ankara
Adliyesi içerisinde "Kadın
Danışma Merkezi"
açacak. Ankara Barosu
Başkanı Süha Okay,
merkezde, kadına
hukuksal yardımla birlikte
dokümantasyon, yayın ve
eğitim hizmeti de
verileceğini bildirildi.
Süha Okay, çalışmalann
proje olarak Avrupa
Birliği'ne sunulduğunu da
kaydetti.
Çinli kadına
tazminat
• PEKİN (AA) - Çin'de
bir kadın, geçirdiği bir
ameliyat sırasında
karnında unutulan plastik
bir tüple 19 yıl yaşadıktan
sonra 80 bin yuan (9 bın
600 dolar) tazminat aldı.
Basında yer alan haberlere
göre 66 yaşındaki kadın,
1978 yılında geçirdigi
ameliyat sırasında
karnında unutulan 17
santimetre uzunluğundaki
tüpten. geçen yıl
kurtulabildi.
1985'te HIV virüsü taşıyan ya da AIDS olan hasta sayısı 5'ti; bu yılın eylül aymda 829'a ulaştı
'AIDSTiyi dışlayarak salgın önlenemez'
Etkinlikler
Sosyal
sorunlan
tartışılacak
tstanbul Haber Servisi -AIDS Sa-
vaşım Derneği'nin "1 ArahkDün-
ya AIDS Günü" kapsamında ilk et-
kinliği 30 Kasım günü Taksim Ata-
türk Kültür Merkezi'nde gerçekleş-
tirilecek. Saat 14.00'te başlayacak et-
kinlikte konserler, konuşmalar, dia
gösterileri ve sergiler yer alacak. 1
Aralık'ta Harbiye Askeri Müze'de,
saat 13.OO'te "GençHkve AIDS" ko-
nulu bir panel gerçekleştirilecek.
Panelde, AIDS'lilerin sosyal sorun-
lan, aile ve çevresiyle ilişkileri tar-
Uşılacak.
Levi's de gençleri HIV/AIDS'e
karşı korumak amacıyla kampanya
başlattı. Kampanya çerçevesinde
Levi's'in bulunduğu tüm ülkelerde
TV, sinema ve yazılı basında 'Con-
dom Man' animasyonu ile gençle-
rin HIV/AIDS hakkındaki hatah gö-
rüşlerini sunan kısa metrajlı foto
söyleşilere yer verilecek.
Ayakkabı markası Rockland yet-
kılılen de "Aydınlatabileceğimiz her
Idşi, bin Idşinin hayaü demektir" dü-
şüncesinden yola çıkarak 1 Aralık
günü satıştan elde edecekleri geli-
rin bir bölümünü AIDS ile Savaş
Vakfı'na bağışlayacaklannı açıkla-
dılar.
Rockland yetkililen. "Amacımız,
bu bağışlann öncülüğünü yaparak
bütün değerli kuruluşlanmızı bu
oze) gün çercevesindeyardıma çağır-
makvebu korkunç hastalığı günde-
me getirerek gençlerimizin ve toplu-
mumuzun aydınlatılnıasına yardım-
cı olmak" dediler.
Asya'da AIDS
HIV virüsü taşıyanlann ve AIDS'lilerin
yüzde 95'i gelişmekte olan ülkelerde yaşıyor.
Güney ve G.Ooğu Asya'da
6.7 müyon kışı AIOS'lı yada l\\\
""virüsü taşjyor '•'•:•'.•:
HIV taşıyanlann oranı'
(15-49 yaş arası)
| %0.5 -%8
Q %0.13-%03
• %0.03-%0.13
%0.0 -%0.03
Bu bötgelerdeki
venlerelde
edilemedi.
C tahmini)
tstanbul HaberServisi- "Çağm vebasT ola-
rak adlandınlan ve yeni gelıştirilen ilaç ka-
nşımlanyla öldürücü yönü bir ölçüde kont-
rol altına alınan AIDS, Türkiye'de yayılma-
ya devam ediyor. Sağlık Bakanlığı'nın veri-
lenne göre, AIDS'in ülkemizde ortaya çık-
tığı 1985 yılında HIV-AIDS'li hasta sayısı 5
iken, bu rakam 1998'in Eylül aymda 829'a
ulaştı. 1 Aralık Dünya AIDS Günü'ne kısa
bir süre kala dünyadakı HIV-AIDS'lilerin
sayısı 33.4 milyona yükseldi.
Türkiye'deki HIV- AIDS'lilerin 376'sı he-
teroseksüel ve biseksüellerden, 84'ü damar
içi madde kullananlardan, 14'ü de hemofili
hastalanndan oluşurken, 36 kişinin kan nak-
li yoluyla, 7'sinin doğumsal yollardan bu
hastalığı kaptığı açıklandı. 312 kişiye ise
hastalığın nasıl bulaşüğı bilinmiyor. Sağlık
Bakanlığı'nın kayıtlannda, HIV-AIDS has-
talannın 698'inin TC yurttaşı, 131 'inin ya-
bancı uyruklu olduklan belirtiliyor.
Dünya Sağlık Örgütü'nün verilerine göre,
AIDS yüzde 80 oramnda cınsel ilişki, yüz-
de 5 kan nakli, yüzde 10 damar içi madde kul-
lanımı ve yüzde 5 de doğum yoluyla yayılı-
yor.
1981 yılında tanımlanan AIDS hastahğı-
nın hızlı yayıhmı, AIDS'e yakalananlarda
kişısel sorunlan ve toplumsal konumlannda-
ki değişiklikleri de beraberinde getiriyor.
AIDS Savaşım Derneğı Başkanı Prof. Dr.
Enva-Taü Çetin, Birleşmiş Milletler'in (BM)
"1998 Dünya AIDS Kampanyası"nı, "Deği-
şiıniGüclendir" sloganıyla gençlere yönlen-
dırdiğını belırtti. Çetin. "Bizûn de çalışma-
lanmızdaki ana konulanmız gençlerin HIV-
AIDS konusunda bilgilendirilmesi ve gençle-
• Dünya Sağlık Örgütü'nün
verilerine göre, AIDS yüzde 80
oranında cinsel ilişki, yüzde 5
kan nakli, yüzde 10 damar içi
madde kullanımı ve yüzde 5 de
doğum yoluyla yayılıyor.
re korunmavoüannınöğretihnesiamaanayö-
nefiktir" dedı.
Hastalık sonucunda ortaya çıkan aynmcı-
lığa ve damgalamaya karşı çıkılması gerek-
tiğini savunan Prof. Çetin şöyle devam ettı:
"Salguun önlenmesi, HTV-AIDS'lileri dışla-
ma, terk etme ve onlann sorunlannı yok say-
ma ile değil, bu konuda in&ani değeriere sa-
nlma yoluyla mümkündür. AIDS toplumun
hastalıgıdır. AIDS hastalannın da toplumda-
ki herkes kadarsağhkholmavetedaviolanak-
lanndan vararlanma hakkı vardır."
Dünyadaki 33.4 milyon HIV-AIDS'lile-
rin yüzde 95'ini gelişmekte olan ülkelerde-
ki insanlar oluşturuyor. 1998 yılında AIDS'e
5 milyon 800 bin kişi yakalandı. Bunlardan
yansı 15-24 yaşlan arasındaki gençler. AIDS'e
yakalananlann 590 binini ise 15 yaşın altın-
daki çocuklar oluşturuyor. 1998 yıh içinde
2 milyon 500 bin kişi AIDS nedeniyle yaşa-
mını yitirirken, yakalananlann yüzde 70'ini
Afrikalılar meydana getiriyor. Doğu ve Gü-
neydoğu Asya'daki AlDS'Ii sayısı ise 6.7
milyonu buluyor. Kamboçya ömeği AIDS'in
genelevlerde de çok yaygın bir tehlike oldu-
ğunu ortaya koyuyor.
A i D S ' l e s a v a ş ı m d a y e n i b i r a d ı m
HlVvirüsüne karşı etkîli flaç
SOFYA (AA) - Çağm vebası olarak
bilinen AIDS hastalığına karşı
mücadele tüm dünyada devam ederken
Bulgaristan'da bir profesör, HTV
virüsünün hücreleri etkilemesini
önleyen yeni bir ilaç geliştirdi.
Bulgaristan Deney, Patoloji ve
Parazitoloji Enstitüsü'nden yapılan
açıklamada, Prof. Evgeni Gibev
tarafından geliştirilen yeni ilacın
bugüne kadar bulunan diğer AIDS
iiaçlanna göre en az 3 kat daha etkili
olduğu öne sürüldü. Araştırma
çahşmalannın henüz
tamamîanmadığım belirten enstitü
yetkililen, ancak 780 kobay ve 10
gönüllü AIDS hastası üzerinde yapılan
deney çalışmalanndan son derece
başanh sonuçtar elde edildiğini
açıkladılar.
Enstitü yetkililen, söz konusu ilaçla
ilgili araştırmanın tamamlanması için
Avrupa Birliği'nden yardım
isteneceğinı dile getirdiler.
'AIDS'in cinselyolla bulaşması utanç vet
ÖZCAMGllNEŞ
ŞANLIURFA - Türkiye Aile Sağlığı ve Plan-
laması Vakfi'nca (TAP) başlatılan "Aik Sağhğı Ko-
nusunda Medya ile Destek CMuşturubnası Proje-
si" kapsamında yapılan bir araştırmava katılan
yerel gazeteciler, AIDS'in cinsel yolla geçmesi-
ni utanç verici, kan yoluyla bulaşmasını ise nor-
mal buldular.
TAP Vakfi'nın yürüttüğü projeye baz oluştur-
mak üzere pilot bölge seçilen Adana ve Şanlıur-
fa'daki 34 yerel medya çalışanı üzerinde araştır-
ma yapıldı. Haber müdürü, muhabir, radyo ve te-
levizyon yapımcılannın katıldığı araştırma ile il-
gili raporda, yöre insanmın aile sağlığı konusun-
da doktora başvurmadığı, gitse bile sağlık ocak-
lanmn çok kötü durumda olduğu belirtildi.
Üreme sağlığı, aile planlaması ve güvenli an-
nelik hizmetlerine ulaşmamn zor olduğu, söz ko-
nusu konularla ilgili televizyon programlannın
kaduılar tarafından "Ajıpor" denilerek izlenme-
diği kaydedilen raporda, halkın bu konudaki ha-
berlere kapalı olduğu bildirildi.
Raporda şugörüşlere yer verildi: "AIDS'in cin-
sel volla geçmesini utanç \erici. kan \oluyla bulaş-
masını ise normal bulan kaüumcılar, sağlık görev-
lilerinin cinsel volla geçen hastahğa yakalananla-
raözeDveanlayişlay'aklaşınadığııuvurguladılar.''
Kız kaçırma olaylannm başlık parası, kan da-
vası gibi nedenlerle sürdüğü, kadının eşi tarafin-
dan dövülmesinin "aile içi şiddet"ten sayılmadı-
ğından üzerinde dunılmadığına işaret edilen ra-
porda, kadına yönelik şiddetin nedenleri arasm-
da cinselliğin ilk sırada geldiği, işleri kötü giden
veya cinsel başansızlığa uğrayan erkeğin eşini
dövdüğü belirtildi.
Ünlü mankenler yolnldıiÇeviri Servisi- Zayıf, bitkin ve gözle-
rinin altı morarmış fotoğraflanyla, 9O'lı
yıllann ünlü top modellerinden farklı gö-
rüntüsüyle doruğa çıkan Kate Moss ge-
çen hafta içinde Londra yakınlannda bir
psikiyatri kliniğine kaldınldı. Eğlenme-
ye ve sabahlara kadar süren partilere düş-
künlüğüyle tanınan süper model Kate
Moss'u, yorgunluk ve depresyon tanı-
sıyla kaldınldığı klinikte uzun bir terapı
süreci bekliyor.
9O'lı yıllarla birlikte podyumlarda fir-
tınalar estiren top modellerden artık sa-
dece ikisi, Claudia Schiffer ve Naomi
Campbell eskisi kadar yoğun çalışıyor.
Moda uzman çevreleri diğer top model-
lerin yaşadıklan tempoya dayanamaya-
rak yavaş yavaş mesleklerinden çekil-
diklerini ve kozmetik gibi yan moda sa-
nayiilerine kaydıklannı belirtiyorlar. Cla-
udia Schiffer ve Naomi Campbell'in ise
intihar teşebbüsüne varan depresyonlar
ve içe kapanma süreçleri yaşadıklan bi-
liniyor.
Aralannda Elle MacPherson, Christy
Turüngton ve linda Evangelista gibi dün-
yaca ünlü adlann bulunduğu birçok mo-
del de mankenlikte doğal smırkabul edi-
len 30-32 yaş sımnnı aşmış bulunuyor.
Pisıyboy Dergisi için kısa bir süre önce so-
yunan Cindy Cravvford'un yeni eşiyle
birlikte aldığı bu karar ise, podyumlara
bir veda niteliğinde görülüyor. Aynca
Crawford, çocuk istediğini ve bu pozla-
n doğumdan sonra vermek istemediğini
yaptığı söyleşilerde de belirtmişti. Kate Moss, yorgunluk vedepresyon tanısrvla psikiyatri kliniğine kaklınkü.
4. Balneoloji Kongresi' başladı
'Hekim kontrolü olmadan
kaphcalar kullamlmamalı'
e-posta: tan (â prizma. net. tr
tstanbul Haber Servisi -
Türk insanının en büyük alış-
kanlıklanndan bın olan kap-
lıcalar konusunda bilinçsiz
olduğu belirtildi. Prof. Dr.
Zeki KaragüUe, kaplıcaya
gitmenın Türkiye'de gele-
neksel olduguna dikkat çeke-
rek "Her yıl kaphcaya giren
8^-10 milyon insanın yalnız-
ca yüzde 10'u hekim kontro-
lünden geciyor. Kaphcalar,
doğru hastanın. doğru kap-
bcaya. doğru zamanda gidip
doğru tedavi olması halinde
yararhdu*" dedı.
İstanbul Tıp Fakültesi Tıb-
bi Ekoloji ve Hidro-Klima-
toloji Araştırma ve Uygula-
ma Merkezi tarafindan dü-
zenlenen "IV. Ulusal Balne-
oloji Kongresi" dün başladı.
Bugün de devam edecek olan
kongrede, doğal kaynakla-
nn tedavi amaçlı kullanım-
lan tartışılacak. Türk insa-
nın doğal tedavi olarak kap-
lıcalan önemsediğini belirten
Prof. Zeki Karagülle. "Oy-
sa iklim. çamurlar, gazlar ve
termal sular da doğal tedavi
yöntemlerdir. Bizinsanlanmı-
zın bakış açısını genişletmek
istiyoruz" dedi. Karagülle.
Türkiye'de geleneksel ola-
rak yıllardır gidilen kaplıca-
lann 20 yıldır bilimsel ola-
rak ele alındığını söyledi.
Kaphcalardan banyo, içme
ve inhelasyon (soluma) ola-
rak 3 yöntemle yararlanıldı-
ğını belirten Karagülle, "Kro-
nik hastahklann tedavisinde
kaphcalardan vararlanıhr.
Kapbcalara gelenlerin >üz-
de 80"i romatizmadan şikâ-
yet edivor. Kaphcalar bunun
dısında Solunum sistemi, ji-
nekoloji, sindirim sistemi,
kalp-damar ve dolasun bo-
zukluklan gibi hastahklarda
da eÜdBdir" diye konuştu.
Türkiye'de sadece 25 tane
uzman hekim olduğunu da
ifade eden Karagülle, bu sa-
yının arttınlmasını ıstedi.
SÖYLEŞİ ATTİLÂİLHAN
'Hangi Istiklâl Vardır ki!...'
Avrupa'nın, şu 'evrensellik' numarasıyla
y^J 'kimliksizleştirme' operasyonunu, Gâzi'nin nasıl
değertendirdiğine bir göz atalım mı? Hele, Kont N.
Trubetskoy'un 'tespiti'ni bir hatırlayalım, aynen şu-
dur:
"...her bir Avrupalının gizli arzusu; yerkürenin
tüm halklannın 'kimliksizleştirilmesi' ve tüm öz-
gün kültür kimliklerinin (sadece bir tanesi, yâni
Avrupa kürtürü hâriç) yıkılmasıdır bu kültür 'ev-
rensellik' iddiasında olup, tüm öteki kültürteri,
'ikinci sınıf durumuna sokrnak jstemektedir..." (Te-
on dergısı, Ekim 1998, s. 14)
J. M. Albertini'nın, aynı konudaki sözlerini hatıria-
mak da, bana çok yararlı görünüyor; peki, o ne de-
mişti:
"...sömürücü, yerli halkın, metropoldeki sömür-
geci halka benzemesi amacıyla, eski anlayış ve
kuruluşlara, yeni bir biçim vermeye çalışır; ama
yerlileri aşağı bir düzeyde tutarak, tam bir ben-
zeriikten kesinlikle kaçınır..."
"...bu politika iki temel ırkçı duşünce üstüne ku-
rulmuştur. Bu düşüncelere göre, hiçbir insan için
bir Avrupalıya benzemekten, daha güzel bir şey
olamayacagından ötürü, Asya, Afrika ve Latin
Amerika halkına, Batı uygarlığı aktanlmaiıdır ve
Nçbir uygariık Avrupa uygarlığından üstün değil-
dir..." (Azgelişmışliğin Mekanızması, s. 141, MAY Ya-
yınlan, 1974)
Birbirinden on yıllarca sohra ifade edilmiş bu dü-
şünceler, iki 'anafikı'r'de,şaşılacak surette birteşmi-
yor mu? 1/ Kültürünü 'evrensel' ilan eden 'emperya-
list' 'Batı'lı, öteki kültürieri reddeder, kendi kültürünü
'aktarmaya' çalışır. 2/ Bu 'aktarma'da, öteki kültürie-
ri ve halklan, 'aşağı düzeyde tutarak, tam bir benzer-
likten kaçınır
1
ve öteki küttürteri 'ikinci sınıF durumun-
da bırakır.
Türkiye'yi ıslah etmek gibi bahanelerle...'
Q imdi Gâzi Mustafa Kemal Paşa'nın aynı olayı na-
O sıl 'saptadığına' bakmak istemez miydiniz?
"...Avrupa'nın bütün ilertemesine, yükselmesi-
ne ve uygariaşmasına mukabil, Türkiye gerile-
miş, düştükçe düşmüştür. Türkiye'yi yok etmeye
girişenler, Türkiye'nin ortadan kaldınlmasında çı-
kar ve hayat görenler (...) çıkarlan paylaşarak it-
tifak etmişlerdir. Ve bunun sonucu olarak birçok
zekâlar, duygular,fikirlerTürkiye'nin yok edilme-
si noktasında yoğunlaşmıştır. Ve bu yoğunlaşma,
yüzyıllar geçtikçe oluşan kuşaklarda, adeta tah-
rip edici bir gelenek şekline dönüşmüştür. (Şim-
di buraya dikkat) Ve bu geleneğin, Türkiye'nin ha-
yatına ve vartığına aralıksız uygulanması sonucun-
da; nihayet, 'Türkiye'yi ıslah etmek', Türkiye'yi uy-
garlaştırmak' gibi birtakım bahanelerle, Türki-
ye'nin iç hayatına, iç yönetimine işlemiş ve sız-
mışiardır. Böyle elverişli bir zemin hazıriamak güç
ve kuvvetini elde etmişlerdir..."
Ya şu söyledikleri, Kont Trubetskoy'un da, Alber-
tini'nın de söytediklerini, nasıl doğruluyor:
"...bunun etkisi altında kalarak, milletin, en çok
da yöneticilerin zihinleri tamamen bozulmuştur.
Artık durumu düzettmek, hayat bulmak, insan ol-
mak için, mutlaka Avrupa'dan nasihat almak, bü-
tün işleri Avrupa'nın emellerine uygun yürütmek,
bütün dersleri Avrupa'dan almak gibi zihniyetler
ortaya çıktı..."
Peki şu 'tespite' ne buyrulur? "...Türkiye'de fikir
adamlan, adeta kendi kendilerine hakaret edi-
yorlardı; diyorlardı ki, 'Biz adam değiliz ve olama-
yız, kendi kendimize adam olmamıza ihtimal yok-
tur'. Bizim canımızı, tarihimizi, variığımızı; bize
düşman olan, düşman olduğundan hiç şüphe
edilmeyen Avrupalılara, kayrtsız şartsız bırakmak
istiyorlardı. 'Onlar bizi idare etsin' diyorlardı..." (6
Mart 1922)
Bu kadar mı, hayır! Aradan çok geçmeden, 'Avru-
palı'nın, 'meseleyi', Türkiye'ye karşı nasıl koyduğu-
na tekrar dönecek; şu müthiş sözleri söyleyecektir,
ki 'kimliksizleştirici uygulamalan' nasıl 'yakaladığını'
ve 'onlara' nasıl karşı çıktığını açıkça göstermekte-
dir.
"...yüzyıllardan beri düşmanlanmız, Avrupa ül-
keleri arasında, Türklere karşı kin ve düşmanlık
fikirleri yaymışlardır. Batlı zihinlere yerleşmiş bu
fikirler, özel bir zihniyet vücuda getirmişlerdir. Bu
zihniyet, hâlâ ve her şeye rağmen mevcuttur. Ve
Avrupa'da hâlâ Türk'ün hertüriü gelişmelere kar-
şı bir adam olduğu, manen ve düşünsei düzeyde
gelişmeye elverişsiz bir adam olduğu zannedil-
mektedir. Bu çok büyük bir yanılgıdır..."
"...bizi aşağılanmaya mahkûm birtoplum ola-
rak tanımakla yetinmemiş olan Bat, çöküntümü-
zü kolaylaştrmak için, elinden geleni yapmıştır.
Batı ve Doğu zihinlerinde, birbirine karşı iki ilke
söz konusu olduğu vakit, bunun en büyük kay-
nağını bulmak için, Avrupa'ya bakmalı. Işte Av-
rupa'da aralıksız mücadele ettiğimiz zihniyet bu-
dur..." (Eylül 1923)
Tarih böyle bir olay kaydetmemiştir!'
t O ' s t e m
' > neresinden bakılsa, Gâzi'nin bu 'müca-
O delesini' haksız bulacak, onu ve 'Müdafaa-i
Hukuk Doktrini'ni, 'ecnebi düşmanlığı' ile itham
edecekti, varsın etsin! Mustafa Kemal Paşa, üste-
lik bir 'ecnebi' gazeteciye, -Fransız gazetecisi Ma-
urice Pernot'ya,- gözünü kırpmadan şunlan söyle-
yebilmiştir:
"...eğer 'ecnebi düşmanlığından', o kadar pa-
halı elde edilen bağımsızlığa gölge düsürebitecek
her şeyden nefret etmek anlamı çıkanlırsa, evet,
bizim 'ecnebi düşmanı' olduğumuz söylenebilir.
Size açıkça söyledim, sonuna kadar açık sözlü
olacağım. Henüz güvenimiz yerinde değildir, ev-
velce 'ecnebi' teşebbüslerinin, ecnebi amaçlan-
nın içimizde uyandırdığı kaygılar, bütünüyie orta-
dan kalkmış değildir. Eğer bazen ihtiyatiı hareket
ediyorsak, aşın derecede kuşkulu davranıyor-
sak, bize çok pahalıya mal olan özgüriüğümüzü
kayİsetmek korkumuzdandır..." (1923)
Gâzi Mustafa Kemal, Avrupa'nın, çevre ülkelerine,
-bu arada tabiı Avrasya'ya (Turan'a)- ne gözle bak-
tığını, niyetinin ne olduğunu; Kont Trubetskoy'dan
da, Galiyef'den de, hiç aşağı kalmayan, bir açıklıkla
görmüş; hem işin aslını, hem de geleceğe dair en-
dişelerini, birer birer açıklamıştır. Avrasya Projek-
siyonu konusundaki fıkirlerine geçmeden, 'Batı'lı
'kimliksizleştirici'lere, 'uygar1aştıncılar'acevab\ neol-
muştu, onu mu merak ettiniz, aynen şudur:
"...hangi istiklâl vardır ki, yabancılann nasihat-
larıyla, yabancılann planlarıyla yükselebilsin?
Tarih böyle bir olay kaydetmemiştir; tarihte, böy-
le bir olay yaratmaya kalkışanlar, zehirii sonuç-
larla karşılaşmışlardır. (Buraya dikkat ısterim) Işte,
Türkiye de bu yanlış zihniyetle sakat olan, bazı
yöneticiler yüzünden; her saat, her gün, her yüz-
yıl biraz daha çok gerilemiş, daha çok düşmüş-
tür..." (6 Mart 1922)
Inanılır şey mi, aynı hataya düşeceğimizi, adeta
görmüş; uyanyor!
httpV/ www. prizma.net tr/ A ILHAN
http'7/www.eda.tr/-bilgryay/yazar/ailhan.ht)m