Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 26 KASIM 1998 PERŞEMBE
HABERLER
ALİ SİRMEN
DÜINYADA BUGÜN
Meclis'in hibarı
24 Kasım Öğretmenler Günü'nde, bazı öğret-
menlerimiz, Kadıköy Adliyesi girişinde, TV kame-
ralan önünde dövülüyorlardı.
Olay, öğretmen llknur Birol'un TCK 159/1.
maddesine dayanılarak mahkûm edildiği 1 yıllık
hapis cezasını çekmek üzere teslim olmaya geldi-
ğinde, kendisını geçirmek isteyenlerin engellen-
mek istenmesi üzerine patlak veriyordu. llknur öğ-
retmen, bir mitingde, Mehmet Ağar'ın AdaletBa-
kanlığı'nı kastederek "Eli kanlı katilleri Adalet Ba-
kanı yapıyoriar" demiş ve bu sözlerinden dolayı,
öğretmenlikten uzaklaştınlıp 1 yıl hapse mahkûm
olmuş.
Karann hukuki tartışmasını biryana bırakalım, a-
ma şu Susurluk olaylarından sonra, bir genç insa-
nın yukandaki sözlerden dolayı hapisteyatması si-
zin vicdanınızı sızlatmıyor mu?
Türkiye'de hangı siyasi kurumun, korunacak iti-
ban, tahkir edilebilecek manevi şahsiyeti kaldı?
Bu tür mahkûmiyetter duyunca, akltma hep, Şi-
nasi Nahit Berker ile Osman Bölükbaşı'nın,
1950'li yıllarda, Ankara Hilton denen Ankara Mer-
kez Cezaevi'ndeki karşılaşmaları gelir. Biri döne-
min ünlü gazetecisi, öbürü ise ünlü politikacısı olan
bu iki kişi, Adnan Menderes'in hışmına uğradık-
lan için içerdedirler. Üstelik Bölükbaşı, Meclis kür-
süsünden yaptığı konuşmada "Meclis'in manevi
şahsiyetini tahkir"den mahkûm olmuştur. llk kar-
şılaştıklarında, şakacı bir adam olan Şinasi Nahit,
Bölükbaşı'ya takılır:
- Üstadım, ben de sizi akıllı biri sanırdım.
Bölükbaşı'nın şaşkın bakışlan altında sürdürür
sözünü:
- Insan hiç Meclis 'in manevi şahsiyetini tahkir-
den içeri girer mı?
Sonra da taşı gedığine koyar:
- Kürsüde önce, 'Yüce Meclis'in manevi şahsi-
yetini tenzih ederim' diyeceksin, ardından da 'He-
pinizin teker teker ' bako zaman bir şey oluyor
mu?
Neyse, şaka bir yana, eleştirme özgüriüğünün
bulunduğu demokrasilerde, parlamentolara haka-
ret cezalandırılıyorsa, bu, milli irade tecelli ettiği
yerler olan parlamentonun itibarının, demokratik
rejimin baş güvencelerinden biri olmasındandır.
O itibar, yalnız görkemli mimari biçemle sağlan-
maz. O saygınlık, parlamentoyu oluşturanlann
kimliklerinden ve işlevlerıni yerine getirebilme be-
cerilerinden doğar.
Cumhuriyet filminin çekimleri için, bu yıl ilkba-
harda, 1. Meclis binasındaydım. Eski derme çat-
ma bir genel kurul salonu vardı Meclis'in, okullar-
dan getirilmış, sıraıara, göbekli kişiler zar zor sığı-
yorlardı. Dinleyicilerin bulunduğu balkon, kırklı el-
lili yıllann ikinci sınıf Anadolu sinemalarının bal-
konlannı andınyordu.
Ama, insan o salonda huşu içinde oturuyordu.
O binada, 29 Ekim 1923 günü bir devrim gerçek-
leşmişti.
Şimdiki Meclis'in milyarlık koltuklanna bakın ve
bu ikisini karşılaştırın!
Acaba içinizde bir hüzün, bir burukluk hissetme-
yecek misiniz?
Şu komisyonlardaki rezalete bakın!
Birtarafta, malvarlıkları ile ilgili araştırmalan, salt
politik manevra olarak kullanmak isteyenler, öbür
yanda "köriersağırtarbirbirteriniağıriar" misali, bir-
birlerini aklayanlar.
Evet Yılmaz'ın kişisel malvarlığı şaibeli değil sa-
nırım. Ama devletin olanaklarını, kendi politikası
için hoyratça ona buna peşkeş çekmesi dürüst bir
tavır mı?
Ya Şaibe Hanım'ın Meclis tarafından aklanma-
sına ne demeli?
Komisyon karan ile Şaibe Hanım mı aklandı?
Yoksa....
Diyeceğim o ki. bir Meclis'in itibannı sağlayan
da, bozan da en çok kendisi oluyor.
Ciller'den U1
dönüsü
' Siyasi intikam
peşinde koşmayız'
• Çiller, gensoruyla hükümetin "açığa
ahndığım" vurgularken hükümet ortaklarmı
kastederek "Tarih boyunca dalkavukluktan
fayda gören hiçbir hükümdar olmamıştır" dedi.
ANKARA (Cumhuri-
yet Bflrosu) - DYP Genel
Başkanı Tansu Çiller. gen-
soruyla hükümeUn •'açığa
ahnchğııır vurgularken bu
aşamadan sonra artık sö-
zün Cumhurbaşkanı Sü-
leyman Demirel'de oldu-
ğunu vurguladı. Ülkeyı
hükümetsiz bırakmava-
caklarını ve parlamento-
dan kesin bir hükümet çı-
kacağını belirten Çiller.
"Biz siyasi linç. intikam pe-
şindedeğiliz.Gerekirseeli-
mizi taşın altına sokarız.
eğer "\anrn" diyen olursa,
onlan da sonuna kadar
destekleriz ama bu ülkeyi
hükümetsiz bırakmayız*'
diye konuştu. Çiller, hükü-
met hakkındaki gensoru
önergelennin oylamasın-
dan önce topladığı Meclis
grubunda yeni hükümet
oluşumlarına ilışkin seçe-
neklerinı dile getirdi. 55
hükümetin antıdemokratik
yöntemlerle iktidara geldı-
ğini ve hiçbir zaman "git-
meyeceklermiş'' gibı tablo
çizmeye çalıştığını vurgu-
layan Çiller, "Umıtmasın-
lar ki tarih boyunea dalka-
vukluktan fa\ da gören hiç-
bir hükümdar olmamıştır.
Bu noktadan hareketle biz
siyasi arenayı linç platfor-
muna dönüştürecek deği-
liz. O arenada ne tür var-
gısız infazların yapıküğını
ise milkt hiçbir zaman
unutmayacaktır" dedi.
Grup konuşmasında yu-
muşak ve "uzlasmacr bir
üslup kullanmaya özen
gösteren Çiller, hükümet
oluşumlan sırasında "ya-
pıcı bir turum içinde ola-
caklannr söyledi. Hükü-
metin kendi kendıni dü-
şürdüğünü, bu sürecin de
eski ANAP milletvekili
Eyüp Aşık'ın Alaattin Ça-
kıcı ile konuşma kasetlen-
nin ortaya çıkmasıyla baş-
ladığını söyleyen Çiller,
gensorunun siyasi değil,
ıçeriği nedeniyle Başba-
kan Mesut Yılmaz'ın kişi-
sel seçimleri ile ilgili ol-
duğunu vurguladı.
"BızgkJersekkrizolur"
diyenlerin hiçbir haklı ge-
rekçeleri olmadığıru, artık
onların da bunun gerçekli-
liğine inanmadığını söyle-
yen Çiller, "Siziktidanlay-
ken krizde oimayan ne var-
dı da hükümet girtigi za-
man kriz olacak" diye ko-
nuştu. Hükümetin "açığa
alınmasında" hem kendi-
lerinin hem de Meclis'ın
pavı bulunduğunu vurgu-
layan Çiller, "Bukrizleyü-
zecek miyiz, yoksa sorum-
luluğu sorumsuz birinin
sırhna bırakıp kaçacak rru-
yız" görüşünü dile getirdi.
55. hükümette 8 yıllık eğitim ve vergi reformunun yaşama geçirilmesinde etkili oldu
Hükümetin artdaıi DSP'yeANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Muhalefetin gensoru önergeleriyle
düşürülen 55. hükümet, 17 aylık
dönemde DSP'nin kararlı tutumuyla 8
yıllık kesintisiz eğitim ve vergi
yeniliğini gerçekleştirebildi. ANAP'ın
baskısıyla 8 yıllık eğitim; öğrencilerin
Kuran kurslanna gitmesine olanak
tanıyan genelge, vergi yeniliği de
bankalara ve borsalara verilen
ödünlerle delindi. Gericilikle
savaşımda 'parçalı bulutiu' bir siyaset
izlenirken terörle savaşımda izlenen
politikadan sonuç alındı. 40'tan fazla
çete çökertilip 800'den fazla çete
elemanı yakalanırken hükümetin
'kararh' görünen savaşırruna
Başbakan Mesut Yılmaz'ın ilişkileri
gölge düşürdü.
55. hükümetin, görevde kaldığı 17
aylık dönemdeki karnesi şöyle:
YASA ÇAUŞMALARI:
Hükümet tasansı olarak TBMM'ye
gönderilen 224 tasandan yalnızca
54'ü yasalaşırken, daha önceki
hükümetler dönemindeki tasanlardan
yasalaşanlarla bu sayı 109'a ulaştı. Bu
tasanlar arasında 8 yıllık kesintisiz
eğitim ve vergi yeniliği 'en önemliler'
arasında yer aldı. Doğu ve
Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde
yatınmlann özendirilmesi amacıyla
çıkanlan yasa amacından saptınhrken
yasa kapsamındaki il sayısı 11 'den
22'ye çıkanldı. Gazete ve televizyon
sahiplerinin devlet açık eksiltmelerine
girmelerine olanak tanıyan RTÜK
Yasası'nda değişiklik tasansı zorlukla
engellenebildi. Anayasa'nm bazı
maddelerinin değiştirilmesinin
üzerinden 3 yıl geçmesine karşın
anayasaya uyum yasalan olarak
nitelendirilen siyasi partiler, memura
sendika ve yurtdışındaki yurttaşlann
oy kullanmalanna ilişkin yasa tasansı
yaşama geçirilemedi. Hükümetin
büyük önem verdiği çetelerle
mücadele, dokunulmazhklann
svnıriandmlması, yerel yönetimler,
yargı, tanm ve mali piyasalar yeniliği
tasanlan sonuçsuz kaldı.
DIŞ POÜTİKA:
REFAHYOL'un bozduğu dengeleri
onarma yolunda önemli adımlar atıldı.
Türkiye'nin Batı kurumlan ile
bütünleşmeyi öngören polıtikalarmı
yeniden ele alan hükümet, ağırlıklı
olarak Avrupa Birliği (AB) ile uğraştı.
AB'nin, Lüksemburg zirvesinde
Türkiye'ye aynmcıhk uygulaması ve
siyasi önkoşullan gündeme
getirmesi üzerine hükümet, birlikle
siyasi konulan görüşmeme karan aldı.
AB'nin Güney Kıbns ile tam üyelik
görüşmelerini başlatması da
Türkiye'nin KKTC ile bütünleşme
yolundaki adımlannı hızlandırmasına
neden oldu. Türkiye'nin bu karan
almasında, iktidarda 1974 Banş
Harekâtı'm gerçekleştiren Bülent
Ecevit'in de yer alması etkili oldu. Bu
süre içinde AB Güneydoğu
sorununu uluslararası alana getirme
çabası içine girerken Kıbns
sorununvuı çözümünde önemli bir
aşama katedilemedi. Avrupa ile ikili
ilişkiler ekonomik olarak gelişirken
Ingiltere, Fransa, Almanya ve Italya
ile sorunlar yaşandı. Başbakan Mesut
Yılmaz'ın Almanya'nın bugünkü
politikalannı HHler dönemine
benzetmesi, Fransa Ulusal
Meclisi'nin sözde Ermeni soykınmını
gündeme getirmesi, tngiltere'nin
Türkiye'nin Doğu sımrianru
sorgulaması. Italya'nın Öcalan'ı iade
etmemesi bu ülkelerle ilişkilerin
gerilmesine neden oldu. ABD ile
stratejik işbirliği geliştirilirken, bu
ülke terörle savaşımda Türkiye'nin
arkasında yer aldı. Hazar petrollerinin
Ceyhan'dan geçmesi için önceki
hükümetlere göre daha akılcı
politikalar izlendi. 12 vergi yasasında
değişiklik öngören yeni vergi yasası
çıkanldı. Vergi tarifesi üst dilimde 15
puan, alt dilimde 10 puan; kurumlar
İkİ büyük yeiîilik: Hükümet, 17 aylık dönemde 'reformlar dizisi'nden yalnızca 8 yıllık
kesintisiz eğitim ve vergi yeniliğini çıkarabildi. Ancak 8 yıllık eğitim; ANAP tarafının baskısıyla
öğrencilerin Kuran kurslanna gitmelerine olanak tanınması, vergi yeniliği de bankalara ve
borsaya verilen ödünlerle delindi. TBMM'ye sunulan 224 yasa tasansından yalnızca 55'i
yasalaştı. Memurlara sendika, mali piyasalar, yargı, sağlık ve tanm yenilikleriyle birlikte seçimler
öncesinde yapılması gereken siyasi partiler, yurtdışındaki yurttaşlann oy kullanmasına ilişkin
tasanlar da sonuçsuz kaldı.
80 düzeylerinde olan enflasyon, ocak
ayında psikolojik sınır olarak
nitelendirilen yüzde 100'ü aştı. Dünya
petrol fıyatlannda yaşanan düşüş ve
KİT ürünlerine 6 ay zam yapmama
karanna karşın hükümetin aylık
enflasyon hedefleri yakalanamazken;
hükümet, yılsonu için ortaya koyduğu
yüzde 50'lik hedefini yüzde 58 olarak
değiştirdi. Dışandan kaynak
bulamayan hükümet, IMF'yle 1.5
yıllık parasal destek içermeyen yakın
izleme anlaşmasıyla prim yapmaya
çalıştı. Ancak dünyadaki ekonomik
bunalımın da etkisiyle dış borçlanma
planlannı gerçekleştiremedi. lç
piyasalardan yüzde 150'lere ulaşan
faizlerle kısa erimli olarak kaynak
bulabildi. lç borç stoku ekim sonu
ölçü alındığında 10 katrilyon lirayı
vergisi yüzde 40'tan yüzde 30'a, bina
vergisi binde 2'ye, meskenlerdeki
vergi oranı binde 1 'e indirildi. Götürü
vergi ve yaşam standardı kaldınldı.
Çalışanlann vergi yükünün
hafîfletilmesine yönelik
düzenlemeleri içermemekle eleştirilen
yasanın, başta bankacılık kesimiyle
ilgili olmak üzere rant gelirlennın
vergilendirilmesine ilişkin
düzenlemelerinin tırpanlanması
nedeniyle devlet 1 katrilyon lirayı
aşkın gelirden yoksun kaldı. 1 Ocak
1999'dan önce dışsatımı yapılan kamu
kâğıtlannın alış bedeliyle
değerlendirilmesi; 1 Ekim 1998'den
başlayarak kamu kâğıtlanna
uygulanan yüzde 6'lık stopajın
kaldınlması; birikim faizi stopaj
oranının yüzde 12'den yüzde 6"ya
indirilmesi; bankalararası işlemlerde
birikim faizlerindeki stopajın
kaldınlması; Banka ve Sigorta
Muameleleri Vergisi'nin yüzde 5'ten
yüzde 1 'e indirilmesi; fonvard
işlemlerine konulan yüzde 15'lik
sınınn kaldınlması ödünleri verildi.
Pamukta pnm düzenine geçildf.
Akaryakıtta da Temmuz 1998'den
başlayarak otomatik fiyatlandırma
düzeni başlatıldı. Doğu'dan gelen
kaçak mazotun yurtiçinde yayılması
nedeniyle kısıtlamaya gidilmesi, bu
bölgedeki insanlann tepkisine neden
oldu. Hükümetin enflasyonla
savaşımda ortaya koyduğu 3 yıllık
orta erimli istikrar paketi, 1999'da
seçim karanna yönelik protokol
imzalanmasıyla boşluğa düşrü. 55.
hükümetin işbaşına geldiğinde yüzde
Başbakan Yardımcısı Ecevit, koalisyon hükümetinin görev süresi boj unca başanh çahşmalar sergjkdiğini söyfedi.
Ecevit, gensorunun 55. hükümetin başansından kaynaklandığım savladı
'Yiğit'in ışığtyhı düşünıyoıiary
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Başbakan Yarduncısı Bülent Ecevit
grup toplantısmda yaptığı konuşma-
da, hükümetlerinin "başanlı olduğu
için'* düşürüldüğünü sa\omarak "Bu
hükümetin gitgide güçlenmesinden
korkan muhakfet, bir a> bik bekk-
meyi göze alamadı. Korkmaz Yı-
ğit'ten aldıklan ışıkla hükümeti dü-
şörmeje kalkölar" dedi. Kamuoyu-
nun. bir denetim kurumu olarak TB-
MM soruşturma komisyonlanna gü-
venini yitirdiğini vurgulayan Ecevit,
"Ana\asanın 83. maddesi değiştirüe-
rek siyasetçilerin yargrya hesap w -
meleri önündeki engel kaldıntanah"
görüşünü dile getirdi.
Ecevit, hükümetleri düşüı iilmeden
önceki son grup toplantısmda yaptı-
ğı konuşmada iktidarlan boyunca
yaptıklannı özetledi. Ecevit. "Genel-
Bkle hükümetler başansız oldukian
için düşürülürier. 55. hükümet ise tam
tersine başanh olduğu için düşürülü-
yor" dedi.
Hükümetlerin genellikle iktidarda
kaldıklan sürece kamuoyu desteğini
yitîrdiklerine dikkat çeken Ecevit,
sözlerini şöyle sürdürdü:
"55. hükümet ise iktidarda kaldığı
sürece kamuo> u nezdinde desteğini
gkJerek artürdı.Kamuayunun büyük
bölûmü bu hükümet düşmesin, se-
çimler de doğal süresmde yapılsın gö-
rüşünü taşıyor. Baykal ile yaptığı an-
laşma gereğince Başbakan, zaten yıl
sonunda görevi bırakacaktı. Ancak
bu hükümetin gitgide güçienişinden
korkan muhalefet partileri. bir ay
bekkme> i bile göze alamadılar. Kork-
maz Ylğit'ten aldıklan ışıkla hükü-
meti düşürmeye kalktüar.''
Ecevit, vergi, 8 yıllık eğitim, Gü-
neydoğu sorunu gibi konularda ikti-
darlan döneminde yapılanlan anla-
tırken, muhalefet partilerinin bu ba-
şanlan nedeniyle hükümetlerini dü-
şürmeye kalkıştıklannı söyledi.
İktidarlan dönemince DSP olarak
her sınavdan tam not alarak geçtikle-
rini belirten Ecevit, "Seçimlerde bü-
yük olasıhkla birind parti olacagız.
DSP, hangi tarihte yapıursa yapılsın
seçimlerden sonra iİttidan belirleyen
parti olacaktır" dedi.
Ecevit, ölüm cezasının kaldınlma-
smın önemini de vurguladı. Sadece
Abdullah Öcalan değil, Alaattin Ça-
kıcı gibi mafya liderlerinin Türki-
ye'de ölüm cezası bulunduğu gerek-
çesiyle geri verilmediğine dikkat çe-
ken DSP üderi, 4dam cezası kakü-
nLsa bile ftaha Öcalan"ı kolay kola\
iade etmeyebilir. Ancak Çakıcı gibi ld-
şiler de idam cezası kalkmazsa, bir i-
ki ay yaöp sonra ellerini kollannı sal-
lavarak mazarrat çtkarabühier" de-
di".
Ecevit, "Birçokkişiartniyetgözet-
meksizîn idam cezasının kakunkna-
sına karşı çıkıyor. Karanlık ilişkiler
ağma bulaşaıüar, düğümün çözülme-
sinden korktukları için idam cezası-
nın kalkmasuu istemiyorlar. Türki-
ye'nin karaniık ilişkiler ağmdan rü-
müyle kurtıüması için idamcezasının
kaldınlmasi şartör" görüşünü dile
getirdi.
Ecevit, Başbakan Mesut Yılmaz ve
DYP lideri Tansu Çülerin mal varlı-
ğıyla ilgili soruşturma komisyonlan-
nın kararlan ile ilgili olarak da "Ka-
muoyunda Mecüs soruşturma komis-
yonları bir denetim kurumu olarak
güvenilirltğini yitirdL Çoğu kez öner-
geler siyasal amaçlarla veriliyor, so-
nuçlar da siyasal otuyor" değerlen-
dirmesini yaptı. Ecevit, anayasadaki
engellerin kaldınlması gerektiğini
sözlerineekledi.
'Sol partiler birlikte hareket
etsin'
İP Genel Başkanvekili Hasan Yal-
çm, ANAP'm DYP Genel Başkanı
TansuÇiBer'i, DYP' nin de Başbakan
MesutYdmaz'ı Yüce Divan'dan kur-
tarmasının ardmdan gündeme gelen
hükümet senaryolannı eleştirdi. Baş-
bakan Yardımcısı Bülent Ecevit ile
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ın
aralanndaki "kavgaya" son vermele-
ri gerektiğini belirten Yalçın, yeni hü-
kümet arayışlan için iki liderin birlik-
te hareket etmekrini istedi.
aşarken, kısa erimli borçlanmayla
uzun erimli borçlanma arasındaki
aynm azaldı. Ekonomik bunalımın
etkisiyle dışsatunda beklenen hedefler
geri plana ıtilırken başta tekstil,
demir-çelik olmak üzere sektörler
açmaza düştü. Sanayide üretim
gerilerken işten atmalar, işyeri
kapatmalan başladı. Ihracatçılardan,
küçük ve orta boy işletmelerle büyük
firmalara kadar uzanan iş dünyasımn
temsilcilerinden ekonomide
durgunluk eleştirilen yükseliyor.
Memur ve emekli maaşlannı yılsonu
enflasyon hedefine bağlayarak düşük
tutan hükümet, tanmsal destekleme
alımlannda da ortalama yüzde 65'lik
düzeyi korudu. Ancak bu oranlar ne
memurlan ne de çıftçılen hoşnut
edebildı. Devlet Istatistik Enstıtüsü
(DİE) verilen, ulusal gelirin yüzde
55'ini yalnızca nüfusun yüzde
20'sinin aldığını ortaya koyarken gelir
dağılımının düzeltilmesi ve kayıtdışı
ekonomiyle ilgili düzenlemeler vergi
yeniliğiyle sınırlandınldı. Maliye
Bakanı Zekeriya TemizeL 3'ü yargıya
iletilen ve 43'ü Susurluk skandalıyla
bağlantılı olmak üzere toplam 84 kara
para aklama dosyası üzennde
çalışıldığını açıkladı.
ÇALIŞMA:
İşbaşına geldiği dönemdeki sözlerine
karşın yaklaşık 30 bin geçici işçiyi
seçim kaygısıyla yalnızca 1999
yılmda geçerli olacak biçirnde 12 ay
boyunca çahşmalannı öngördü.
REFAHYOL döneminde, kamu
işçilerinin toplusözleşmelerinde
yürürlüge konulan eşelmobil
düzeninin kaldınlacağı sözünü yerine
getirmezken; 1999 yılında yürürlüge
girecek toplusözleşmeler öncesinde
de görevden aynlıyor. En az ücretin
yürürlük tarihi ağustos ayından ocak
ayına çekilirken vergiden bağışık
tutulma istemleri dikkate ahnmadı.
tşsizlik sigortasını Zorunlu Tasarruf
Fonu'nun kaldınlmasına bağlayan bir
yasa taslağı hazırlandı. Çalışma
Bakanlığı'nın, Zorunlu Tasarruf
Fonu'nun borsada kote ettirilecek
hisselerle ödenmesini içeren önerisini
işçi kesimi ve Hazine kabul etmezken,
yıllann sorunu işsizlik sigortası ve
Zorunlu Tasarruf Fonu'nun
kaldınlması hakkında gelişme ....<.
gösterilmedi. 657 sayılı Devlet -••*?.'>
Memurlan Yasası'm kaldıran iki ayn
yasa taslağı hazırlandı. Ancak yenılik
olarak nitelenmeyen bu taslak
TBMM'ye ulaşmadı. Memurlann
sendikal haklanna ilişkin yasa tasansı
ise grev ve toplusözleşme hakkı
içermemesi nedeniyle gösterilen
tepkıler sonucunda TBMM Genel
Kurulu'ndan çıkanlamadı.
SOSYAL CÜVENLİK:
REFAHYOL döneminde TBMM
Genel Kurulu"na indirilen ve
emeklilık yaşının 50-55'e
yükseltilmesini öngören sosyal
güvenlik yasa tasansı, Uluslararası
Para Fonu ve ANAP'ın tutumu
nedeniyle çıkanlamadı. Çalışma ve
Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nca
hazırlanan devletin sosyal güvenlik
sistemine yüzde 10 prim katkısı
vermesini içeren ek önlemler paketi
görmezden gelındı. Çalışma ve Sosyal
Güverüik Bakanı Nami Çağan,
yurtdışında çalışanlann Türkiye'de
emeklilık hakkı elde edebilmek için
günlük 2.5 dolar olan prim
ödemelerinin 2 dolara indirilmesi
karşılığında Devlet Bakanı Işm
Çelebi'nin 2000 yılından itıbaren işe
başlayacaklarda emeklilik yaşının 55-
60 olmasını kabul ettiğini açıkladı.
Yalnızca işçi kesiminin değil, işveren
kesiminin de tepki gösterdiği sosyal
güvenlik yeniliğinin kayıtdışı
ekonomi yerine emeklilik yaş,ına
bağlanması nedeniyle uzlaşma
sağlanamadı.
sûReca
CHP'li üye Karaytuğ, suç duyurusunu, karşı oy yazısında da yer alan altı temel sava dayandırdı
Tansu ÇSHer'e suç duyunısu hazırhgı
AYŞE SAYCV
ANKARA - DYP Genel
Başkanı Tansu ÇüTer hakkın-
daki mal varhğı soruşturma
komisyonunun CHP'li üyesi
Tuncay Karaytuğ, Çiller'in
yanı sıra eski Hazine Müste-
şan Osman Ünsal ve Marsan
Marmara Holding AŞ yöne-
ticileri hakkmda suç duyuru-
sunda bulunma karan aldığı-
nı bildirdi.
Komisyonun diğer CHP'li üyesi Onder Kırh ile
birlikte komisyon karanna karşı oy kullanan Karay-
tuğ, karşı oy yazısını TBMM Başkanlığı'na sundu.
Karaytuğ, suç duyurusuna da temel olacak karşı oy
yazısında "Yüce Divan'a gönderme" istemini özet-
le şu gerekçelere dayandırdı:
Marsan Şirketi ile ilgili sonucjar:
- Marsan AŞ, ABD'de GCD INC adlı şirkete ön-
ce ortak olmuş daha sonra da tamamını almıştır. Bu
şirketin de ABD'de biri otel olmak üzere 3 parça gay-
rimenkul edindiği ve bu gaynmenkuller için 1 mil-
yon 550 bin dolar ödediği ortaya çıkmıştır.
Bu şirket için Türkiye'den gönderilen döviz 925
bin dolardır. Bu kadar meblağla 1 milyon 550 bin
dolarlık gayrimenkullerin alınması mümkün olma-
dığma göre resmi transferlerin dışında dövizin gön-
derildiği veya ödendiği sonucu çıkmaktadır. Yine bu
şirket gayrimenkul alımlanndan 1 yıl sonra 4 mil-
yon dolarlık kredi kullanmış ve her nedense Ame-
rikan kredi kuruluşlan dışında dünyada kara para ak-
lama merkezi diye bilinen ülkelerin isimsiz kredi ku-
ruluşlan devreye sokulmuştur.
- Marsan şirketi kendi beyanlannda 27.7.1993 ta-
rihinde iktisap bedeli 24 milyar 162 milyon lira de-
ğerinde Şişli'de Çillers Grup Merkezi yapılan alım
değeri yaklaşık 3.5 milyon dolar olan gayrimenkul
edinmiş, her nedense Tabu Kadastro Genel Müdür-
lüğü böyle bir gayrimenkul olmadığını bildinniştir.
- Marsan AŞ'deki incelemeler sonucunda vergi
yönünden de tespitleri değerlendirdiğimizde beyan
edilen gelirlerle ve ödenen vergilere göre mevcut
mal varlığının oluşmasının mümkün olmadığı anla-
şılmaktadır. Çiller, 3628 sayılı yasanın açık nokta-
lanndan yararlanarak 10-11 milyon dolar mal var-
lığına ulaşan Marsan Şirketi'nin sermayesini 8.5
milyar lira olarak beyan e'tmektedir. Bu kanuna ve
genel ahlaka aykın mal ediniminin göstergesidir.
Beyan dışı bırakma:
- Tansu Çiller 30.9.1993 tarihinde verdiği mal bil-
diriminde eşi Özer Uçuran Çîfler'in şirketlerdeki
cari hesap şeklindeki alacaklannı beyan dışı bırak-
mıştır. Daha sonra da bu hususu perdelemek için ön-
ce şirket yetkililerine yalan beyanda bulundurulma-
sı yolu seçilmiş, daha sonra da 1995 yılında fazla
beyanda bulunularak hesaplama yanlışhğıymış gi-
bi gösterilmiştir.
- Sankim Kimyevi Maddeler San. ve Tic. AŞ'de-
ki hisse senetleri 1997 yılına kadar beyan dışı bıra-
kılmıştır. Yine MertÇüier'e ait tnterroyal Tur. Yat.
ve tşl. Tic. AŞ'deki hisseleri de 1991-1993 yıllann-
da beyan dışı kalmıştır.
Veraseten kalan değerierle ilgili değeriendirme-
ler: Birçok döviz ve cumhuriyet altınının merhum
anneden miras kaldığı iddia edilmiş ve aile birliği
esası benimsendiği belirtilerek Özer Uçuran Çil-
ler'le birlikte kullanıldığı belirtilmiştir. Bu konuda
Maliye Bakanlığı'nın incelemesi devam etmekle
birlikte bu şekilde kullanımın Veraset ve tntikal Ver-
gisi Kanunu'nda sayılan "ivasız intikal" olduğuna
dair karineler ortaya çıkmıştır.
TYT Bank ile ilgili iddialar: Sadık AvTindukhıog-
ta'nun komisyonumuza verdiği suç duyunısu dilek-
çesinde ve eski Kalkınma Bankası Genel Müdürii
gıyabi tutuklu Ozal Baysal'ın avukatı aracılığı ile
gönderdiği dilekçesinde Tansu Çiller, Özer Uçurar
Çiller ve (dönemin) Hazine Müsteşan Osman Ün-
sal hakkında görevi kötüye kullandığına dair ciddı
iddialar bulunmasına rağmen Ünsal komisyona bil-
gi vermeye gelmemiştir.
Maliye Bakanlığı yaptığı incelemelerde Çiller ve
Özer Uçuran Çiller yönünden 3628 sayılı Mal Bil
diriminde Bulunulması Rüşvet ve Yolsuzluklarh
Mücadele Kanunu'nun 4, 12, 13 ve 20. maddeler
kapsamına giren suçlann oluştuğuna dair emarele
ri bulunduğundan ilgili merciler nezdinde suç du
yurusunda bulunmuşlardı. Aynca Özer Uçuran Çil
İer yönünden Ankara 20. Asliye Ceza Mahkeme
si'nde haksız mal edinimi nedeni ile dava halen yü
rümektedir.