23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 26 KASIM 1998 PERŞEMBE HABERLER ALİ SİRMEN DÜINYADA BUGÜN Meclis'in hibarı 24 Kasım Öğretmenler Günü'nde, bazı öğret- menlerimiz, Kadıköy Adliyesi girişinde, TV kame- ralan önünde dövülüyorlardı. Olay, öğretmen llknur Birol'un TCK 159/1. maddesine dayanılarak mahkûm edildiği 1 yıllık hapis cezasını çekmek üzere teslim olmaya geldi- ğinde, kendisını geçirmek isteyenlerin engellen- mek istenmesi üzerine patlak veriyordu. llknur öğ- retmen, bir mitingde, Mehmet Ağar'ın AdaletBa- kanlığı'nı kastederek "Eli kanlı katilleri Adalet Ba- kanı yapıyoriar" demiş ve bu sözlerinden dolayı, öğretmenlikten uzaklaştınlıp 1 yıl hapse mahkûm olmuş. Karann hukuki tartışmasını biryana bırakalım, a- ma şu Susurluk olaylarından sonra, bir genç insa- nın yukandaki sözlerden dolayı hapisteyatması si- zin vicdanınızı sızlatmıyor mu? Türkiye'de hangı siyasi kurumun, korunacak iti- ban, tahkir edilebilecek manevi şahsiyeti kaldı? Bu tür mahkûmiyetter duyunca, akltma hep, Şi- nasi Nahit Berker ile Osman Bölükbaşı'nın, 1950'li yıllarda, Ankara Hilton denen Ankara Mer- kez Cezaevi'ndeki karşılaşmaları gelir. Biri döne- min ünlü gazetecisi, öbürü ise ünlü politikacısı olan bu iki kişi, Adnan Menderes'in hışmına uğradık- lan için içerdedirler. Üstelik Bölükbaşı, Meclis kür- süsünden yaptığı konuşmada "Meclis'in manevi şahsiyetini tahkir"den mahkûm olmuştur. llk kar- şılaştıklarında, şakacı bir adam olan Şinasi Nahit, Bölükbaşı'ya takılır: - Üstadım, ben de sizi akıllı biri sanırdım. Bölükbaşı'nın şaşkın bakışlan altında sürdürür sözünü: - Insan hiç Meclis 'in manevi şahsiyetini tahkir- den içeri girer mı? Sonra da taşı gedığine koyar: - Kürsüde önce, 'Yüce Meclis'in manevi şahsi- yetini tenzih ederim' diyeceksin, ardından da 'He- pinizin teker teker ' bako zaman bir şey oluyor mu? Neyse, şaka bir yana, eleştirme özgüriüğünün bulunduğu demokrasilerde, parlamentolara haka- ret cezalandırılıyorsa, bu, milli irade tecelli ettiği yerler olan parlamentonun itibarının, demokratik rejimin baş güvencelerinden biri olmasındandır. O itibar, yalnız görkemli mimari biçemle sağlan- maz. O saygınlık, parlamentoyu oluşturanlann kimliklerinden ve işlevlerıni yerine getirebilme be- cerilerinden doğar. Cumhuriyet filminin çekimleri için, bu yıl ilkba- harda, 1. Meclis binasındaydım. Eski derme çat- ma bir genel kurul salonu vardı Meclis'in, okullar- dan getirilmış, sıraıara, göbekli kişiler zar zor sığı- yorlardı. Dinleyicilerin bulunduğu balkon, kırklı el- lili yıllann ikinci sınıf Anadolu sinemalarının bal- konlannı andınyordu. Ama, insan o salonda huşu içinde oturuyordu. O binada, 29 Ekim 1923 günü bir devrim gerçek- leşmişti. Şimdiki Meclis'in milyarlık koltuklanna bakın ve bu ikisini karşılaştırın! Acaba içinizde bir hüzün, bir burukluk hissetme- yecek misiniz? Şu komisyonlardaki rezalete bakın! Birtarafta, malvarlıkları ile ilgili araştırmalan, salt politik manevra olarak kullanmak isteyenler, öbür yanda "köriersağırtarbirbirteriniağıriar" misali, bir- birlerini aklayanlar. Evet Yılmaz'ın kişisel malvarlığı şaibeli değil sa- nırım. Ama devletin olanaklarını, kendi politikası için hoyratça ona buna peşkeş çekmesi dürüst bir tavır mı? Ya Şaibe Hanım'ın Meclis tarafından aklanma- sına ne demeli? Komisyon karan ile Şaibe Hanım mı aklandı? Yoksa.... Diyeceğim o ki. bir Meclis'in itibannı sağlayan da, bozan da en çok kendisi oluyor. Ciller'den U1 dönüsü ' Siyasi intikam peşinde koşmayız' • Çiller, gensoruyla hükümetin "açığa ahndığım" vurgularken hükümet ortaklarmı kastederek "Tarih boyunca dalkavukluktan fayda gören hiçbir hükümdar olmamıştır" dedi. ANKARA (Cumhuri- yet Bflrosu) - DYP Genel Başkanı Tansu Çiller. gen- soruyla hükümeUn •'açığa ahnchğııır vurgularken bu aşamadan sonra artık sö- zün Cumhurbaşkanı Sü- leyman Demirel'de oldu- ğunu vurguladı. Ülkeyı hükümetsiz bırakmava- caklarını ve parlamento- dan kesin bir hükümet çı- kacağını belirten Çiller. "Biz siyasi linç. intikam pe- şindedeğiliz.Gerekirseeli- mizi taşın altına sokarız. eğer "\anrn" diyen olursa, onlan da sonuna kadar destekleriz ama bu ülkeyi hükümetsiz bırakmayız*' diye konuştu. Çiller, hükü- met hakkındaki gensoru önergelennin oylamasın- dan önce topladığı Meclis grubunda yeni hükümet oluşumlarına ilışkin seçe- neklerinı dile getirdi. 55 hükümetin antıdemokratik yöntemlerle iktidara geldı- ğini ve hiçbir zaman "git- meyeceklermiş'' gibı tablo çizmeye çalıştığını vurgu- layan Çiller, "Umıtmasın- lar ki tarih boyunea dalka- vukluktan fa\ da gören hiç- bir hükümdar olmamıştır. Bu noktadan hareketle biz siyasi arenayı linç platfor- muna dönüştürecek deği- liz. O arenada ne tür var- gısız infazların yapıküğını ise milkt hiçbir zaman unutmayacaktır" dedi. Grup konuşmasında yu- muşak ve "uzlasmacr bir üslup kullanmaya özen gösteren Çiller, hükümet oluşumlan sırasında "ya- pıcı bir turum içinde ola- caklannr söyledi. Hükü- metin kendi kendıni dü- şürdüğünü, bu sürecin de eski ANAP milletvekili Eyüp Aşık'ın Alaattin Ça- kıcı ile konuşma kasetlen- nin ortaya çıkmasıyla baş- ladığını söyleyen Çiller, gensorunun siyasi değil, ıçeriği nedeniyle Başba- kan Mesut Yılmaz'ın kişi- sel seçimleri ile ilgili ol- duğunu vurguladı. "BızgkJersekkrizolur" diyenlerin hiçbir haklı ge- rekçeleri olmadığıru, artık onların da bunun gerçekli- liğine inanmadığını söyle- yen Çiller, "Siziktidanlay- ken krizde oimayan ne var- dı da hükümet girtigi za- man kriz olacak" diye ko- nuştu. Hükümetin "açığa alınmasında" hem kendi- lerinin hem de Meclis'ın pavı bulunduğunu vurgu- layan Çiller, "Bukrizleyü- zecek miyiz, yoksa sorum- luluğu sorumsuz birinin sırhna bırakıp kaçacak rru- yız" görüşünü dile getirdi. 55. hükümette 8 yıllık eğitim ve vergi reformunun yaşama geçirilmesinde etkili oldu Hükümetin artdaıi DSP'yeANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Muhalefetin gensoru önergeleriyle düşürülen 55. hükümet, 17 aylık dönemde DSP'nin kararlı tutumuyla 8 yıllık kesintisiz eğitim ve vergi yeniliğini gerçekleştirebildi. ANAP'ın baskısıyla 8 yıllık eğitim; öğrencilerin Kuran kurslanna gitmesine olanak tanıyan genelge, vergi yeniliği de bankalara ve borsalara verilen ödünlerle delindi. Gericilikle savaşımda 'parçalı bulutiu' bir siyaset izlenirken terörle savaşımda izlenen politikadan sonuç alındı. 40'tan fazla çete çökertilip 800'den fazla çete elemanı yakalanırken hükümetin 'kararh' görünen savaşırruna Başbakan Mesut Yılmaz'ın ilişkileri gölge düşürdü. 55. hükümetin, görevde kaldığı 17 aylık dönemdeki karnesi şöyle: YASA ÇAUŞMALARI: Hükümet tasansı olarak TBMM'ye gönderilen 224 tasandan yalnızca 54'ü yasalaşırken, daha önceki hükümetler dönemindeki tasanlardan yasalaşanlarla bu sayı 109'a ulaştı. Bu tasanlar arasında 8 yıllık kesintisiz eğitim ve vergi yeniliği 'en önemliler' arasında yer aldı. Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde yatınmlann özendirilmesi amacıyla çıkanlan yasa amacından saptınhrken yasa kapsamındaki il sayısı 11 'den 22'ye çıkanldı. Gazete ve televizyon sahiplerinin devlet açık eksiltmelerine girmelerine olanak tanıyan RTÜK Yasası'nda değişiklik tasansı zorlukla engellenebildi. Anayasa'nm bazı maddelerinin değiştirilmesinin üzerinden 3 yıl geçmesine karşın anayasaya uyum yasalan olarak nitelendirilen siyasi partiler, memura sendika ve yurtdışındaki yurttaşlann oy kullanmalanna ilişkin yasa tasansı yaşama geçirilemedi. Hükümetin büyük önem verdiği çetelerle mücadele, dokunulmazhklann svnıriandmlması, yerel yönetimler, yargı, tanm ve mali piyasalar yeniliği tasanlan sonuçsuz kaldı. DIŞ POÜTİKA: REFAHYOL'un bozduğu dengeleri onarma yolunda önemli adımlar atıldı. Türkiye'nin Batı kurumlan ile bütünleşmeyi öngören polıtikalarmı yeniden ele alan hükümet, ağırlıklı olarak Avrupa Birliği (AB) ile uğraştı. AB'nin, Lüksemburg zirvesinde Türkiye'ye aynmcıhk uygulaması ve siyasi önkoşullan gündeme getirmesi üzerine hükümet, birlikle siyasi konulan görüşmeme karan aldı. AB'nin Güney Kıbns ile tam üyelik görüşmelerini başlatması da Türkiye'nin KKTC ile bütünleşme yolundaki adımlannı hızlandırmasına neden oldu. Türkiye'nin bu karan almasında, iktidarda 1974 Banş Harekâtı'm gerçekleştiren Bülent Ecevit'in de yer alması etkili oldu. Bu süre içinde AB Güneydoğu sorununu uluslararası alana getirme çabası içine girerken Kıbns sorununvuı çözümünde önemli bir aşama katedilemedi. Avrupa ile ikili ilişkiler ekonomik olarak gelişirken Ingiltere, Fransa, Almanya ve Italya ile sorunlar yaşandı. Başbakan Mesut Yılmaz'ın Almanya'nın bugünkü politikalannı HHler dönemine benzetmesi, Fransa Ulusal Meclisi'nin sözde Ermeni soykınmını gündeme getirmesi, tngiltere'nin Türkiye'nin Doğu sımrianru sorgulaması. Italya'nın Öcalan'ı iade etmemesi bu ülkelerle ilişkilerin gerilmesine neden oldu. ABD ile stratejik işbirliği geliştirilirken, bu ülke terörle savaşımda Türkiye'nin arkasında yer aldı. Hazar petrollerinin Ceyhan'dan geçmesi için önceki hükümetlere göre daha akılcı politikalar izlendi. 12 vergi yasasında değişiklik öngören yeni vergi yasası çıkanldı. Vergi tarifesi üst dilimde 15 puan, alt dilimde 10 puan; kurumlar İkİ büyük yeiîilik: Hükümet, 17 aylık dönemde 'reformlar dizisi'nden yalnızca 8 yıllık kesintisiz eğitim ve vergi yeniliğini çıkarabildi. Ancak 8 yıllık eğitim; ANAP tarafının baskısıyla öğrencilerin Kuran kurslanna gitmelerine olanak tanınması, vergi yeniliği de bankalara ve borsaya verilen ödünlerle delindi. TBMM'ye sunulan 224 yasa tasansından yalnızca 55'i yasalaştı. Memurlara sendika, mali piyasalar, yargı, sağlık ve tanm yenilikleriyle birlikte seçimler öncesinde yapılması gereken siyasi partiler, yurtdışındaki yurttaşlann oy kullanmasına ilişkin tasanlar da sonuçsuz kaldı. 80 düzeylerinde olan enflasyon, ocak ayında psikolojik sınır olarak nitelendirilen yüzde 100'ü aştı. Dünya petrol fıyatlannda yaşanan düşüş ve KİT ürünlerine 6 ay zam yapmama karanna karşın hükümetin aylık enflasyon hedefleri yakalanamazken; hükümet, yılsonu için ortaya koyduğu yüzde 50'lik hedefini yüzde 58 olarak değiştirdi. Dışandan kaynak bulamayan hükümet, IMF'yle 1.5 yıllık parasal destek içermeyen yakın izleme anlaşmasıyla prim yapmaya çalıştı. Ancak dünyadaki ekonomik bunalımın da etkisiyle dış borçlanma planlannı gerçekleştiremedi. lç piyasalardan yüzde 150'lere ulaşan faizlerle kısa erimli olarak kaynak bulabildi. lç borç stoku ekim sonu ölçü alındığında 10 katrilyon lirayı vergisi yüzde 40'tan yüzde 30'a, bina vergisi binde 2'ye, meskenlerdeki vergi oranı binde 1 'e indirildi. Götürü vergi ve yaşam standardı kaldınldı. Çalışanlann vergi yükünün hafîfletilmesine yönelik düzenlemeleri içermemekle eleştirilen yasanın, başta bankacılık kesimiyle ilgili olmak üzere rant gelirlennın vergilendirilmesine ilişkin düzenlemelerinin tırpanlanması nedeniyle devlet 1 katrilyon lirayı aşkın gelirden yoksun kaldı. 1 Ocak 1999'dan önce dışsatımı yapılan kamu kâğıtlannın alış bedeliyle değerlendirilmesi; 1 Ekim 1998'den başlayarak kamu kâğıtlanna uygulanan yüzde 6'lık stopajın kaldınlması; birikim faizi stopaj oranının yüzde 12'den yüzde 6"ya indirilmesi; bankalararası işlemlerde birikim faizlerindeki stopajın kaldınlması; Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisi'nin yüzde 5'ten yüzde 1 'e indirilmesi; fonvard işlemlerine konulan yüzde 15'lik sınınn kaldınlması ödünleri verildi. Pamukta pnm düzenine geçildf. Akaryakıtta da Temmuz 1998'den başlayarak otomatik fiyatlandırma düzeni başlatıldı. Doğu'dan gelen kaçak mazotun yurtiçinde yayılması nedeniyle kısıtlamaya gidilmesi, bu bölgedeki insanlann tepkisine neden oldu. Hükümetin enflasyonla savaşımda ortaya koyduğu 3 yıllık orta erimli istikrar paketi, 1999'da seçim karanna yönelik protokol imzalanmasıyla boşluğa düşrü. 55. hükümetin işbaşına geldiğinde yüzde Başbakan Yardımcısı Ecevit, koalisyon hükümetinin görev süresi boj unca başanh çahşmalar sergjkdiğini söyfedi. Ecevit, gensorunun 55. hükümetin başansından kaynaklandığım savladı 'Yiğit'in ışığtyhı düşünıyoıiary ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan Yarduncısı Bülent Ecevit grup toplantısmda yaptığı konuşma- da, hükümetlerinin "başanlı olduğu için'* düşürüldüğünü sa\omarak "Bu hükümetin gitgide güçlenmesinden korkan muhakfet, bir a> bik bekk- meyi göze alamadı. Korkmaz Yı- ğit'ten aldıklan ışıkla hükümeti dü- şörmeje kalkölar" dedi. Kamuoyu- nun. bir denetim kurumu olarak TB- MM soruşturma komisyonlanna gü- venini yitirdiğini vurgulayan Ecevit, "Ana\asanın 83. maddesi değiştirüe- rek siyasetçilerin yargrya hesap w - meleri önündeki engel kaldıntanah" görüşünü dile getirdi. Ecevit, hükümetleri düşüı iilmeden önceki son grup toplantısmda yaptı- ğı konuşmada iktidarlan boyunca yaptıklannı özetledi. Ecevit. "Genel- Bkle hükümetler başansız oldukian için düşürülürier. 55. hükümet ise tam tersine başanh olduğu için düşürülü- yor" dedi. Hükümetlerin genellikle iktidarda kaldıklan sürece kamuoyu desteğini yitîrdiklerine dikkat çeken Ecevit, sözlerini şöyle sürdürdü: "55. hükümet ise iktidarda kaldığı sürece kamuo> u nezdinde desteğini gkJerek artürdı.Kamuayunun büyük bölûmü bu hükümet düşmesin, se- çimler de doğal süresmde yapılsın gö- rüşünü taşıyor. Baykal ile yaptığı an- laşma gereğince Başbakan, zaten yıl sonunda görevi bırakacaktı. Ancak bu hükümetin gitgide güçienişinden korkan muhalefet partileri. bir ay bekkme> i bile göze alamadılar. Kork- maz Ylğit'ten aldıklan ışıkla hükü- meti düşürmeye kalktüar.'' Ecevit, vergi, 8 yıllık eğitim, Gü- neydoğu sorunu gibi konularda ikti- darlan döneminde yapılanlan anla- tırken, muhalefet partilerinin bu ba- şanlan nedeniyle hükümetlerini dü- şürmeye kalkıştıklannı söyledi. İktidarlan dönemince DSP olarak her sınavdan tam not alarak geçtikle- rini belirten Ecevit, "Seçimlerde bü- yük olasıhkla birind parti olacagız. DSP, hangi tarihte yapıursa yapılsın seçimlerden sonra iİttidan belirleyen parti olacaktır" dedi. Ecevit, ölüm cezasının kaldınlma- smın önemini de vurguladı. Sadece Abdullah Öcalan değil, Alaattin Ça- kıcı gibi mafya liderlerinin Türki- ye'de ölüm cezası bulunduğu gerek- çesiyle geri verilmediğine dikkat çe- ken DSP üderi, 4dam cezası kakü- nLsa bile ftaha Öcalan"ı kolay kola\ iade etmeyebilir. Ancak Çakıcı gibi ld- şiler de idam cezası kalkmazsa, bir i- ki ay yaöp sonra ellerini kollannı sal- lavarak mazarrat çtkarabühier" de- di". Ecevit, "Birçokkişiartniyetgözet- meksizîn idam cezasının kakunkna- sına karşı çıkıyor. Karanlık ilişkiler ağma bulaşaıüar, düğümün çözülme- sinden korktukları için idam cezası- nın kalkmasuu istemiyorlar. Türki- ye'nin karaniık ilişkiler ağmdan rü- müyle kurtıüması için idamcezasının kaldınlmasi şartör" görüşünü dile getirdi. Ecevit, Başbakan Mesut Yılmaz ve DYP lideri Tansu Çülerin mal varlı- ğıyla ilgili soruşturma komisyonlan- nın kararlan ile ilgili olarak da "Ka- muoyunda Mecüs soruşturma komis- yonları bir denetim kurumu olarak güvenilirltğini yitirdL Çoğu kez öner- geler siyasal amaçlarla veriliyor, so- nuçlar da siyasal otuyor" değerlen- dirmesini yaptı. Ecevit, anayasadaki engellerin kaldınlması gerektiğini sözlerineekledi. 'Sol partiler birlikte hareket etsin' İP Genel Başkanvekili Hasan Yal- çm, ANAP'm DYP Genel Başkanı TansuÇiBer'i, DYP' nin de Başbakan MesutYdmaz'ı Yüce Divan'dan kur- tarmasının ardmdan gündeme gelen hükümet senaryolannı eleştirdi. Baş- bakan Yardımcısı Bülent Ecevit ile CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ın aralanndaki "kavgaya" son vermele- ri gerektiğini belirten Yalçın, yeni hü- kümet arayışlan için iki liderin birlik- te hareket etmekrini istedi. aşarken, kısa erimli borçlanmayla uzun erimli borçlanma arasındaki aynm azaldı. Ekonomik bunalımın etkisiyle dışsatunda beklenen hedefler geri plana ıtilırken başta tekstil, demir-çelik olmak üzere sektörler açmaza düştü. Sanayide üretim gerilerken işten atmalar, işyeri kapatmalan başladı. Ihracatçılardan, küçük ve orta boy işletmelerle büyük firmalara kadar uzanan iş dünyasımn temsilcilerinden ekonomide durgunluk eleştirilen yükseliyor. Memur ve emekli maaşlannı yılsonu enflasyon hedefine bağlayarak düşük tutan hükümet, tanmsal destekleme alımlannda da ortalama yüzde 65'lik düzeyi korudu. Ancak bu oranlar ne memurlan ne de çıftçılen hoşnut edebildı. Devlet Istatistik Enstıtüsü (DİE) verilen, ulusal gelirin yüzde 55'ini yalnızca nüfusun yüzde 20'sinin aldığını ortaya koyarken gelir dağılımının düzeltilmesi ve kayıtdışı ekonomiyle ilgili düzenlemeler vergi yeniliğiyle sınırlandınldı. Maliye Bakanı Zekeriya TemizeL 3'ü yargıya iletilen ve 43'ü Susurluk skandalıyla bağlantılı olmak üzere toplam 84 kara para aklama dosyası üzennde çalışıldığını açıkladı. ÇALIŞMA: İşbaşına geldiği dönemdeki sözlerine karşın yaklaşık 30 bin geçici işçiyi seçim kaygısıyla yalnızca 1999 yılmda geçerli olacak biçirnde 12 ay boyunca çahşmalannı öngördü. REFAHYOL döneminde, kamu işçilerinin toplusözleşmelerinde yürürlüge konulan eşelmobil düzeninin kaldınlacağı sözünü yerine getirmezken; 1999 yılında yürürlüge girecek toplusözleşmeler öncesinde de görevden aynlıyor. En az ücretin yürürlük tarihi ağustos ayından ocak ayına çekilirken vergiden bağışık tutulma istemleri dikkate ahnmadı. tşsizlik sigortasını Zorunlu Tasarruf Fonu'nun kaldınlmasına bağlayan bir yasa taslağı hazırlandı. Çalışma Bakanlığı'nın, Zorunlu Tasarruf Fonu'nun borsada kote ettirilecek hisselerle ödenmesini içeren önerisini işçi kesimi ve Hazine kabul etmezken, yıllann sorunu işsizlik sigortası ve Zorunlu Tasarruf Fonu'nun kaldınlması hakkında gelişme ....<. gösterilmedi. 657 sayılı Devlet -••*?.'> Memurlan Yasası'm kaldıran iki ayn yasa taslağı hazırlandı. Ancak yenılik olarak nitelenmeyen bu taslak TBMM'ye ulaşmadı. Memurlann sendikal haklanna ilişkin yasa tasansı ise grev ve toplusözleşme hakkı içermemesi nedeniyle gösterilen tepkıler sonucunda TBMM Genel Kurulu'ndan çıkanlamadı. SOSYAL CÜVENLİK: REFAHYOL döneminde TBMM Genel Kurulu"na indirilen ve emeklilık yaşının 50-55'e yükseltilmesini öngören sosyal güvenlik yasa tasansı, Uluslararası Para Fonu ve ANAP'ın tutumu nedeniyle çıkanlamadı. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nca hazırlanan devletin sosyal güvenlik sistemine yüzde 10 prim katkısı vermesini içeren ek önlemler paketi görmezden gelındı. Çalışma ve Sosyal Güverüik Bakanı Nami Çağan, yurtdışında çalışanlann Türkiye'de emeklilık hakkı elde edebilmek için günlük 2.5 dolar olan prim ödemelerinin 2 dolara indirilmesi karşılığında Devlet Bakanı Işm Çelebi'nin 2000 yılından itıbaren işe başlayacaklarda emeklilik yaşının 55- 60 olmasını kabul ettiğini açıkladı. Yalnızca işçi kesiminin değil, işveren kesiminin de tepki gösterdiği sosyal güvenlik yeniliğinin kayıtdışı ekonomi yerine emeklilik yaş,ına bağlanması nedeniyle uzlaşma sağlanamadı. sûReca CHP'li üye Karaytuğ, suç duyurusunu, karşı oy yazısında da yer alan altı temel sava dayandırdı Tansu ÇSHer'e suç duyunısu hazırhgı AYŞE SAYCV ANKARA - DYP Genel Başkanı Tansu ÇüTer hakkın- daki mal varhğı soruşturma komisyonunun CHP'li üyesi Tuncay Karaytuğ, Çiller'in yanı sıra eski Hazine Müste- şan Osman Ünsal ve Marsan Marmara Holding AŞ yöne- ticileri hakkmda suç duyuru- sunda bulunma karan aldığı- nı bildirdi. Komisyonun diğer CHP'li üyesi Onder Kırh ile birlikte komisyon karanna karşı oy kullanan Karay- tuğ, karşı oy yazısını TBMM Başkanlığı'na sundu. Karaytuğ, suç duyurusuna da temel olacak karşı oy yazısında "Yüce Divan'a gönderme" istemini özet- le şu gerekçelere dayandırdı: Marsan Şirketi ile ilgili sonucjar: - Marsan AŞ, ABD'de GCD INC adlı şirkete ön- ce ortak olmuş daha sonra da tamamını almıştır. Bu şirketin de ABD'de biri otel olmak üzere 3 parça gay- rimenkul edindiği ve bu gaynmenkuller için 1 mil- yon 550 bin dolar ödediği ortaya çıkmıştır. Bu şirket için Türkiye'den gönderilen döviz 925 bin dolardır. Bu kadar meblağla 1 milyon 550 bin dolarlık gayrimenkullerin alınması mümkün olma- dığma göre resmi transferlerin dışında dövizin gön- derildiği veya ödendiği sonucu çıkmaktadır. Yine bu şirket gayrimenkul alımlanndan 1 yıl sonra 4 mil- yon dolarlık kredi kullanmış ve her nedense Ame- rikan kredi kuruluşlan dışında dünyada kara para ak- lama merkezi diye bilinen ülkelerin isimsiz kredi ku- ruluşlan devreye sokulmuştur. - Marsan şirketi kendi beyanlannda 27.7.1993 ta- rihinde iktisap bedeli 24 milyar 162 milyon lira de- ğerinde Şişli'de Çillers Grup Merkezi yapılan alım değeri yaklaşık 3.5 milyon dolar olan gayrimenkul edinmiş, her nedense Tabu Kadastro Genel Müdür- lüğü böyle bir gayrimenkul olmadığını bildinniştir. - Marsan AŞ'deki incelemeler sonucunda vergi yönünden de tespitleri değerlendirdiğimizde beyan edilen gelirlerle ve ödenen vergilere göre mevcut mal varlığının oluşmasının mümkün olmadığı anla- şılmaktadır. Çiller, 3628 sayılı yasanın açık nokta- lanndan yararlanarak 10-11 milyon dolar mal var- lığına ulaşan Marsan Şirketi'nin sermayesini 8.5 milyar lira olarak beyan e'tmektedir. Bu kanuna ve genel ahlaka aykın mal ediniminin göstergesidir. Beyan dışı bırakma: - Tansu Çiller 30.9.1993 tarihinde verdiği mal bil- diriminde eşi Özer Uçuran Çîfler'in şirketlerdeki cari hesap şeklindeki alacaklannı beyan dışı bırak- mıştır. Daha sonra da bu hususu perdelemek için ön- ce şirket yetkililerine yalan beyanda bulundurulma- sı yolu seçilmiş, daha sonra da 1995 yılında fazla beyanda bulunularak hesaplama yanlışhğıymış gi- bi gösterilmiştir. - Sankim Kimyevi Maddeler San. ve Tic. AŞ'de- ki hisse senetleri 1997 yılına kadar beyan dışı bıra- kılmıştır. Yine MertÇüier'e ait tnterroyal Tur. Yat. ve tşl. Tic. AŞ'deki hisseleri de 1991-1993 yıllann- da beyan dışı kalmıştır. Veraseten kalan değerierle ilgili değeriendirme- ler: Birçok döviz ve cumhuriyet altınının merhum anneden miras kaldığı iddia edilmiş ve aile birliği esası benimsendiği belirtilerek Özer Uçuran Çil- ler'le birlikte kullanıldığı belirtilmiştir. Bu konuda Maliye Bakanlığı'nın incelemesi devam etmekle birlikte bu şekilde kullanımın Veraset ve tntikal Ver- gisi Kanunu'nda sayılan "ivasız intikal" olduğuna dair karineler ortaya çıkmıştır. TYT Bank ile ilgili iddialar: Sadık AvTindukhıog- ta'nun komisyonumuza verdiği suç duyunısu dilek- çesinde ve eski Kalkınma Bankası Genel Müdürii gıyabi tutuklu Ozal Baysal'ın avukatı aracılığı ile gönderdiği dilekçesinde Tansu Çiller, Özer Uçurar Çiller ve (dönemin) Hazine Müsteşan Osman Ün- sal hakkında görevi kötüye kullandığına dair ciddı iddialar bulunmasına rağmen Ünsal komisyona bil- gi vermeye gelmemiştir. Maliye Bakanlığı yaptığı incelemelerde Çiller ve Özer Uçuran Çiller yönünden 3628 sayılı Mal Bil diriminde Bulunulması Rüşvet ve Yolsuzluklarh Mücadele Kanunu'nun 4, 12, 13 ve 20. maddeler kapsamına giren suçlann oluştuğuna dair emarele ri bulunduğundan ilgili merciler nezdinde suç du yurusunda bulunmuşlardı. Aynca Özer Uçuran Çil İer yönünden Ankara 20. Asliye Ceza Mahkeme si'nde haksız mal edinimi nedeni ile dava halen yü rümektedir.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear