Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
B KASIM 1998 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
17
'de
Başbakan Mesut
Yılmaz ile firari Şevki
Yılmaz'ın memleketi
Rize'de yerel bir
televizyon var Çay TV.
Bu televizyonda
Cumhuriyetin 75. yılı
nedeniyle 30 Ekim'de
bir program da
yayımlanmış.
Programı, Kurtuluş
llköğretim Okulu din
dersi öğretmeni Orhan
Yazıcrlar yönetip
sunmuş. Programa
Rize'deki eski Milli
Eğitim Müdürü Azmi
Kandemir, yeni Milli
Eğitim Müdürü M.AIi
Balcı ve emekli
öğretmen Cavit Özgür
katılmrş. Programda
Atatürk'e, laik ve
demokratik
cumhuriyete ağır
suçlamalar getirilmiş,
Mustafa Kemal'in
kurduğu cumhuriyet
bir şeriat cumhuriyeti
olarak gösterilmiş,
açıkça Osmanlı ve
şeriat savunuculuğu
yapılmış. Programı
izleyen bir grup
vatandaş da Rize
Cumhuriyet
Başsavcılığı'na
dilekçe verip
programla ilgili suç
duyurusunda
bulunmuş. Savcılık da
998/2388 hazırlık
numarasıyla bir dosya
açmış. Çay TV'den
istenecek program
kaseti umarız Şevki
Yılmaz'ın Rize'de bir
türlü bulunamamasına
benzemez!
Elektroruk posta' som@posta.ctifntiuriyet.coni.tr Tet: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97
- Şeriat, Almanya'daki
okullara da giriyormuş...
"Demek ki Türkive
müfredat da ihraç etmeve
basladı!"
I
rkçılık temeline dayanan ayrılıkçı terör örgü-
tü PKK'nin lideri Abdullah Öcalan Roma'da
kendini gösterdiğinden beri bütün yollar yine
Roma'ya çıkıyor. Ancak görülüyor ki, Oca-
lan'ın Türkiye'ye iadesinde Roma'nın yolları fazla-
sıyla taşlı!
Yarattığı terörle on binlerce insanın ölümünden so-
rumlu, uluslararası uyuşturucu kaçakçılığından sa-
bıkalı yasadışı örgüte Italya başka bir gözle bakıyor;
Abdullah Öcalan'a siyasi bir kimlik verilmeye çalı-
şılıyor.
Italya ile NATO'da, Avrupa Konseyi'nde, Batı Av-
rupa Birliği'nde aynı masayı paylaşan ve Avrupa
Topluluğu'nda ortaklık arayan Türkiye, PKK'nin te-
rör örgütü ve öcalan'ın da terörist olduğunu anla-
tıyor ama Roma'dakiler anlamamazlıktan geliyor.
Haklı olduğunuzu biliyor fakat haklılığınızı kabul
ettiremiyorsunuz.
Ne kadar sinir bozucu bir durum...
Roma-Ankara
Acaba bunda, bir zamanlar Avrupa'yı karşısına alıp
insan hakları ihlalleri ve işkenceyi anlamamazlıktan
gelen Türkiye'nin de katkısı yok mu?
İnsan Haklarını ve Temel Özgürlükleri Koruma
Sözleşmesi'nin Ölüm Cezasının Kaldırılmasına lliş-
kin Altıncı Protokolü'nü yıllardırelinin tersiyle iten Tür-
kiye'nin şimdı alelacele idam cezalannı ka/dırmaya
çalışması nasıl anlatılabilir?
Işkencenin ve Gayriinsani ya da Küçültücü Ceza
veya Muamelenin Önlenmesine DairAvrupa Sözleş-
mesi ile buna ek bir ve iki numaralı protokolleri im-
zalayan Türkiye'nin yükümlülüklerini yerine getirdi-
ği nasıl söylenebilir?
Öcalan'ın Roma'da ortaya çıkmasından bir hafta
önce Strazburg'a gidip Avrupa İnsan Hakları Mah-
kemesi'ni -ki PKK'nin şiddete başvuran örgüt oldu-
ğunu kabul etmiştir- çifte standart uygulamakla suç-
lamanın gerekçesi hangi mantıkla nasıl açıklanabi-
lir? Iktidara gelebilmek için seçim meydanlannda "şef-
faf karakol" vaat eden ve şimdilerde Çankaya Köş-
kü'nün camından Ankara'ya bakan Suleyman De-
mirel'in kulakları çınlasın...
Gelin bir de Ankara'ya bakalım... Hükümet düş-
tü düşüyor; yenisinin pazarlıkları epeydir sürüyor...
Düne kadar Mesut Yılmaz hakkında söylemedi-
ğini bırakmayan DYP'lilerle, Tansu Çiller hakkında
ağzına gelini söyleyen ANAP'lıların iktidar ortaklığı
için kol kola girmesine; Bülent Ecevit'nin özel kon-
tenjanından milletvekili seçilenlerin şimdilerde De-
niz Baykal'a akıt hocalığı yapmasına ne denir?
Evet, Roma'nın yolları taşlı ama Ankara'nın yölla-
n da çöp içinde...
Önce kendi evinin önünü süpür derler ya...
Aynen onun gibi!
SESSİZ SEDASIZ (!) NURİKURTCEBE
Yüksek YerilimHattı
Erdinç UTKU
Onlar 68 kuşağındandı, bunlar 67 kuşağından:
67 ekran televizyon kuşağından!
Okul arazisi tarikatçılara verildi
Eğitim-Sen Istanbul 7 Numaralı
Şube Yönetim Kurulu'nun
hazırladığı ve Milli Eğitim Bakanı
Hikmet Uluğbay'a kadar ulaştırdığı
ancak sümenin altına sürülen
rapordan Küçükçekmece'deki
tablo:
"Istanbul Sanayi Odası'nın
imzalanan sözleşme ile Halkalı'da
yapacağı okullar kampusunun
arazisi Caferi tarikatına 11 yıllığına
kiraya verildi. Birtarikat liderinin
arsasını imara uygun duruma
getirmek için yüksek gerilim hattı
Büyük Halkalı llköğretim Okulu'nun
üzerinden geçirildi. Tepe llköğretim
Okulu müdürü öğrencilere cinsel
tacizde bulunduğunu 20
öğretmenin karşısında kabul etti,
öğretmenler Milli Eğitim'e yeminli
ifade verdi ancak Küçükçekmece
Milli Eğitim Müdürlüğü'nce müdürü
korumak amacıyla soruşturma,
Bayrak Kanunu'na muhalefetten
açıldı. Aynı okuldaki yolsuzluk
iddiaları üzerine müdür odası ile
bilgisayarların bulunduğu odada
yangın çıktı, sabotaj bir örgütün
üzerine atıldı.
Dr.Hulusi Behçet llköğretim
Okulu'nda okul müdürünün onaysız
açtığı kurslardan elde ettiği geliri
zimmetine geçirdiği
) yolundaki şikâyetler üzerine
soruşturma açıldı ama eldeki
belgelere rağmen soruşturma
bitmedi, başka yolsuzluk iddiaları
ise bitmek bilmiyor."
OKUR MEKTUPLARI
tletişim: Zeynep Eşiyok Faks: 0.212. 513 85 95
Tûrkocağı Cad. 39/41 Cağaloğlu 34334 İstanbul
Engellilerin Anıtkabir ziyaretu..
Türk Hava Yolları Hostes ve
Cabin Memurlan Derneği'nin
TASSA) Cumhuriyetin 75'in-
i, ulu önder Atatürk'ün ölü-
nümm60'ınct yılt sebebiyte dü"
enlemiş olduğu Anıtkabir'i zi-
aret gezisine Bahçelievier Ço-
uk Yurdu. Huzurevi. Omirilik
"elçlileri Derneği üyesi olan biz
ki engelli davet edilmiştik...
Derneğin maddi manevi des-
egiyle yapmış olduğumuz gezi
i senedir engelli yaşayan beni ve
•rkadaşımı oldukça mutlu etti.
Gezimize bizzat refakat ede-
ek hava ve kara yoluyla ulaşı-
nımızı kolay ve güzel kılan baş-
a demek başkanı Sayın Yasemin
l. Yurtdagülen. Sayın Meliha
tpaydın ve gezı dışında beni
•vime ulaştıran Sayın Melike
Vytaç'a bu anlamlı ve güzel gü-
ıü bize yaşattıklan için sonsuz
eşekkürlerimi sunanm.
Bu güzel gezinin bizleri yoran,
•ngelli olduğumuzu adeta yü-
âimüze vuran olumsuz yanla-
mdan bahsetmek istiyorum. Ge-
zi boyunca "Engellilerin Anıt-
kabir'i ziyareti yasaktır" uya-
nsına rastlamamış olmanın ce-
saretiyle yazıyorum.
Büyük bir heyecan sohtuuîi"
Anıtkabir'e ulaşmıştık, yaşadı-
ğımız heyecan merdivenleri gör-
düğümüzde yerini telaşa bırak-
mıştı.
Hosteslerin ricasıyla görevli
askerlerin yardımlan ile yola de-
vam edebilmiştik, ama bu tablo-
yu birkaç kez yaşamak zorunda
bırakılmıştık.
Bırakıldık. çünkü Atamız'ı zı-
yaret etmemize hastalığımız gi-
bi mimari engeller izin vermiyor-
du.
Evet, bir Atatürk çocuğu. bir
Türk evladı olarak yetişen ben,
yaptığım ziyarette engelli oldu-
ğum için bu engelleri aşmak zo-
runda mıyım?
Atatürkçü düşüncelerime en-
gel olunamayacağı gibi O'nu zi-
yaretime de engel olunmamah.
Fadet Uslu Dik
Kitap armağanı
12 Kasım günü TÜYAP Kitap Fuan'na gittim. Güzel bir
çağnya uyarak iki kitap götürdüm. Her yazı benim için de-
ğerlidir. Görürdüklerim daha da değerliydi. Fakat kitaplann
kocaman bir tır kamyonuna gelişigûzel atıldığinı ve hiçbir
ügilinin bulunmadığını gönnek beni çok üzdü. Sanki verdik-
lerimiz armagan değil, SEKA'ya giden eski kâğıt yığmlany-
dı. Acı duydum.
Hale Ögei / İstanbul
MustafaKemaVin düşüncelerine saldın
994 yılında tamamen yasal
lir oluşumla temelleri atılan
opluluğumuz Atatürkçü
lüşünce ışığında.
.endimizi ve etrafımızdakileri
»ilgilendirmeyi, kişileri
nlamaya ve çözümler
ıretmeye sevketmeyi amaç
dinmiştir. bunlan yaparken
laha önce olduğu gibi,
lugünlerde de, kendilerini
'Müslüman Gençlik" olarak
anımlayan bir grubun
aldınsına uğradık ve
.avgaya çekilmeye çalışıldık.
rfustafa Kemal'e ve onun
ikirlerini yaşatmayı amaç
•dinen bizlere tahammül
•demeyenler içlerindeki
>isliği ve kini bize
öneltmekten çekinmediler.
>on olarak 9 Kasım'da
tniversitemizde izinli olarak
lazırladığımız afişleri
oplayıp. yine izinli olarak
ıçtığımız standımıza
aldırmışlardı. Saldırma
;erekçeleri ise aşağıdaki
ıfiştir:"Arkadaşlar! Bizi
anlış yola yönelten kötü
nsanlar, bilirsiniz ki
oğunlukla din perdesine
>ürünmüşler, saf ve temiz
halkımızı hep 'şeriat' sözleri
ile aldatagelmişlerdir.
Türkiye Cumhuriyeti
şeyhler, dervişler, müritler,
sapıklar ülkesi olamaz: en
doğru, en gerçek tarikat
uygarlık tarikatıdır.
Uygarlığın buyurduğunu ve
istediğini yapmak insan
olmak için yeterlidir."
M. Kemal Atatürk
Evet, Atatürk'ün bir
sözünden dolayı bize
saldınp, tehditler sa\oırdular.
Bu noktada, bizler.
Cumhuriyet'e ve Atatürk'e
yönelik tüm saldınlara karşı
yasalann ve kararlıhğımızın
verdiği güçle karşı •
koyacağımızı, bu tür
saldırılardan yılmayıp
yolumuza devam edeceğimizi
tüm ulusumuza duyurmayı bir
vazife olarak bilirken.
yaşanan bu olayda, gerek
üniversıtemizin gerekse yasal
mercilerin yöneticilenni
görev ve sorumluluklannın
gereğini yerine getirmeye
çağınyoruz.
Yıldız Teknik Üniversitesi
Atatürkçü Düşünce
Topluluğu
KİM KİME DUM DUMA BEHIÇAK behicak(a turk.net
ÇIZGILIK KÂMtL MASARACl
HARBİ SEMİH POROY
J
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN 18 Kasım
STEAMBO4T WIU1E*(&U-
UARU G£Mİ WIÜJ£) DBN
BİR SAUHE VE RBSSAM
UB IWERKS..
MIKİ MAUS'UN ILK FİLMİ..
132&DE BueûN, WAcrDNeYiN SZSOAT
WIUJE*APU İLK MİKİ MAUS(UIOC£yMOUSC)
YA ÇİZeİ FİLMİ, N£W fOKK'-m COLONY THEATKE'.
04 GÖSTERİLU. DAHA SONÜA BİRÇOK ÜLMİÇE.
KİLeCBK I/E &e SALGtH HAUNE SELECEK OLAN
UİKİ MAUS Tİt>İ,DlSN6r'İN YANINM
TA OLAN RESSAU UB IWEfV<S A
ÇI2İLPİ.AMA ONA KİÇİLÎK KA2
VJALTPISHEY KEN&Sj ÜSTLENMİÇTİ. ÖNC£-
LERİ, MİKİ ÂÂAUS, 8İ2İM ŞİMDİ TTİNIDlSlMIZ
616/ DESILDİ. OUHJKÇA ZABARU î$L£7Z
YAPAU ZALH4 gİR TİPTİ. AMA DAHA SOAI-
RA BU OZ-ELütO-Efi TÖKPÜL£NECEK, ŞAR-
LO Ö&JEKALINAfZAK.OUlKILU BİK KİÇİ-
LİK KAZANDIRILMAYA ÇAUÇlLACAJCT/..
SİNOP KADASTROHÂKİMLİĞİ'NDEN
Dosya Esas No: 1995/14 - KararNo: 1998/6
Davacı Orman Idaresi vekilı tarafindan ve davacı Davut Ergûn tarafindan davalılar aleyhıne mahkememıze açılan tapulama tespitine ıtiraz davasının yapılan açık yar-
gılamalan sonunda, Sinop merkez Akbaş köyûnde buluaan 559 no'lu parselin tapulama yetkıhlennce davalılar adlanna yapıian vakı tespite davacı ıdare ve dığer dava-
cı Davut Ergün tarafindan ıtiraz edılmıştır. Mahkememizce yapılan 2.10.1998 tanhlı celsede (Davacı Davut Ergun'ûn davasının 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 28.
maddesı gereğınce açılmamış sayılmasına. 2- Davacı orman ıdaresınin sübut bulmayan davasınınreddine,3- Dava konusu Sinop merkez Akba^ köyû Ambar mevkiı 3
pafta 559 parsei sa>ılı taşınmazın tespit tutanağındaki evsaf ve miktan ile yine tespit tutanağındaki hisse nıspetlerine göre (tespit gibi) davalılaı adına tapu kûtûğüne tes-
cıline..) karar verilmıştır. lşbu karar davacı orman ıdaresınin 20.10.1998 tarihlı dılekçesi ile mahkemece verilen hûküm, eksık mceleme ve araştırmaya dayandığuıdan
hûkmûn bozulması istemiyle temyız edilmıştir. Davalılardan Çiçek Dıri, Hanıfe Din, Saniye Diri, Sultan Din, lsmaıl Diri, Firdevs Diri, Hatice Din \e Safıye Oztürk
adlanna daha evvel de dava dılekçesi ve karar açık adreslen tespit edilemediğinden ilanen tebligat yapılmıştır. Davacı orman idaresinın 20.10.1998 tanhlı temyiz dilek-
çesmin da\-alılar Çtçek Din, Hanıfe Diri, Saniye Din, Sultan Din. lsmaıl Din, Firdevs Diri. Hatice Dıri ve Safıye Öztürk'e tebliği ilan olunur Basın: 54805
PANO
DENİZ KAUKÇUOGLU
'Akşam Yediğin Hurmalar...'
Sanıyorum 1980'li yıllann ikinci yarısında soğuk bir
kış akşamı olmalıydı... Paris'te, Boulevard de Grencl-
le'deki eski evlerinde eşi Genevieve ile birlikte hazır-
ladığı, -herzamanki gibi "muhteşem"- rakı sofrasın-
da havadan sudan konuşurken, Utku Varlık bir ara,
masamızda yanımda oturan bir konuğuna dönüp,
"Oğlum", demişti. "Akşamyediğin hurmalar sabah po-
ponu tırmalari.." llk kez duyduğum bu benzetme, ka-
famın bir yerine yerleşmiş olmalı ki, geçen pazartesi
sabahı bizim Radyo Cumhurıyet'te "Sesli Gazefe"yi
dinlerken, Profesör Uğur Alacakaptan'ın kendisine
yöneltilen birsoruya verdiği yanıtı duyunca, anımsa-
yıp, güldüm...
Profesör Uğur Alacakaptan, "Italya, Abdullah Oca-
lan'/ Türkiye'ye veremez!" diyordu. Ona göre, söz ko-
nusu sanık, on binlerce masum insanın canından so-
rumu bir katil de olsa, uluslararası hukuk buna "pek"
elvermiyordu. On dört yıldır uygulanmamakla birlik-
te, ülkemizde, hukuk diliyle "dejure" olarak var olan
"ölüm cezası" Türkiye Büyük Millet Meclisi kararıyla
Türk Ceza Yasası'ndan çıkartılsa bile, Türkiye'de
"Devlet Gûvenlik Mahkemeleh"r\\n varlığı "suçlunun
iadesi" konusunda karşımıza bir engel olarak çıkıyor,
uluslararası hukuk açısmdan suçluyu yakaJayan "mu-
hatap ûlke'nin eli kolu bağlanıyordu. Sanığın, "doğal
yargıcından başka biryargı organının karşısına çıkar-
tılması" Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6. mad-
desiyle çelişiyordu. Devlet Gûvenlik Mahkemeleri'nin
kaldınlması için ise mutlaka anayasa değişikliği ge-
rekliydi.
Yine aynı gün "Cumhuriyet'te yer alan insan hak-
ları konusunda en yetkili kişilerden biri olan Profesör
Semih Gemalmaz ile yapılan bir söyleşide ise, de-
ğerli hukukçumuz, "öcalan 'ın iadesiiçin sadece ölüm
cezasının kalkmasının yeterii olamayacağını" söylüyor,
buna gerekçe olarak, 1987 yılında yürürlüğe giren
Birleşmiş Milletler Işkencenin Önlenmesi Sözleşme-
si'nin 3. maddesinde yer alan "hiçbir taraf devlet, bir
kimsenin diğer devletçe işkence tehlikesine maruz
kalacağına inanmak için esaslı sebeplerin bulunması
halinde bu kimseyisınırdışı edemez, gerigönderemez
veya iade edemez" hükmünü gösteriyordu.
Tüm bunlar bize işimizin "kolay" olmadığını, eski-
miş, çağın gerisine düşmüş hukukumuzun, sürekli
yenilenen "uluslararası hukuk" karşısında bir kez da-
ha çaresiz kalacağını ortaya koyuyordu. Biz ise bu ça-
resizliğimize her defasında sinirleniyor, öfkeleniyor,
bağırıp çağırıyor, sonunda yine aynı "hukukla yolu-
muza devam ediyorduk. Şimdi de böyle olmuyor mu?
Istanbul Milletvekili Ercan Karakaş'ın TBMM'ye iki
yıl önce verdiği, "idam cezalannın kaldmlmasına iliş-
kinyasa önerisi"r\\n bugüne kadar niçin ışleme sokul-
madığını bir kez bile sormadan, antifaşıst Italyan di-
renişinın belkemiği. Italyan demokrasısinin kurucusu,
temiz toplum hareketının öncüsü Italyan komünistle-
rine, insan haklan savunucusu Yeşiller'e lanetleryağ-
dırmıyor muyuz? Peki, ülkemizde Devlet Gûvenlik
Mahkemeleri'nin varlığı, yasalanmızda bulunan ölüm
cezası, Manisa'da çoluk çocuğa uygulanan işkence-
ler, köylülere yedirilen insan pislikleri... uluslararası
yargıda aldığımız mahkûmiyetler... tüm bunlardan Ital-
yan komünistleri, Italyan Yeşilleri mi sorumlu? Hangi
siyasi partimiz 12 Eylül Anayasası'nın değiştirilmesi,
bu anayasadan kaynaklanan hukuksal yaptınmlann
ortadan kaldınlması, ülkemizin demokratikleştirilme-
si için "ciddr bir ginşımde bulundu?i8öyle bir giri-
şimi anımsayanımız var mı?
Elimizi vicdanımıza koyup, itiraf edelim! Şimdikin-
den farklı, çağdaş bir hukuk düzeninde, demokratik-
leşme sürecine gerekli dinamikleri kazandırmış, ger-
çek birsosyal hukuk devletinde baklava çalan çocuk-
lar akıl almaz hapıs cezalarına çarptırılırken, devleti,
toplumu soyuptrilyonlargötürenler, Civan'lar, Edes'ler,
Nadir'ler, Bezmen'ler, Aslıtürk'ler ellerini kollarını
sallayarak Türkıye'den çıkıp, Avrupa'da, Amerika'da
"sefahat" sürebilirier miydi? Emekçi halkımızın biriki-
miyle kurulmuş, ülkemizdeki sanayileşme hareketine
halkın katılımı olan "kamu kurvluşlan", "kamu banka-
lan" mafyaya, çetelere peşkeş çekilebilir miydi? "Özel-
leştirmeleri" çeteciler yönlendirebilir miydi? Kıyılan-
mız, ormanlanmız, doğamız böyle acımasızca talan
edilebilir miydi?
Biz, bu kokuşmuş düzen hep böyle sürsün, düze-
ni sorgulayan düşünceler üretilmesin diye üniversite-
lerden bilim özgüıiüğünü kaldırmadık mı? Ekonomi-
mizi, bizim gibi ülkelerde "p/s/*"ten başka bir şey
üretmeyen Yeni Dünya Düzeni'nin kuyruğuna takma-
dık mı? Talan-yağma düzeni sona ermesin diye ya-
salanmızı, hukukumuzu çağdışı kılmadık mı? Düşün-
celerini açıkladıklan için aydınlanmızı hapisleretıkma-
dık mı? Insanlanmıza işkence etmedik mi? Öyleyse
şimdi niçin kendimizi bırakıp, başkalanna kızıyoruz?
Abdullah Öcalan'ın Türkiye'ye iadesi için elimiz-
den gelen her şeyi yapalım. Gelsin. Onu dünya ka-
muoyunun önünde, benzeri görülmedik bir saydam-
lıkla, binlerce habercinin önünde "ibret-iâJem" için yar-
gılayalım. Ama bir yandan da toplum olarak, bu top-
lumu oluşturan bireyler olarak artık demokratikleşme-
ye karar verelim. Verelim ki, akşam yediğimiz hurma-
lar, bir daha oramızı buramızı tırmalamasın!
(Faks:0216-4188410
BULMACA SEDAT YAŞAYA1S
1 2 3 4
SOLDANSAĞA:
1/ Bir cins ko-
kulu sandal ağa-
cı. 2/ Görünüşe
göre olacağı sa-
nılan... Iskam-
bilde bir kâğıt.
3/ Kadınlann
omuzlannı ört-
mekiçinkullan-
dıklan geniş at-
kı...Kaslannis-
temsiz kasılma-
sı. 4/ Yemek...
Ipliklerin bo-
yanmak ısten-
meyen bölümlerinin sa-
nlarak boyaya batınl- -j
ması yoluyla uygulanan
bir tür boyama tekniği. '
5/Gemilerin mizana di- 3
reğinin gerisindeki yel- 4
ken...Ispanyollar'ınse- 5
vinçsözü. 6/Kilimeben-
zer, renkli ve motifli "
uzun yolluk... Iridyum 7
elementinin simgesi. 7/ 8
Satrançta bir taş... Saz g
ya da kamıştan örülmüş
büyük sepet. 8/ "Kemalettn_"• Şairimiz Kalabaiık.
9/ Sövgü... Bir nota.
YÜKARIDAN AŞAĞİYA:
1/ Yavrusu ölen bir hay\ara, anası ölmüş bir yavru ahş-
tınp besletmek. 2/ tyi terbi;.e
edilmemiş vahşi binek hay-
vanı... "Erol — " : Sinemaoyuncumuz. 3/ Bir süs taşı...
Yeni Zelanda'nın plaka işaıeti... Eylemleri olumsuz yap-
makta kullanılan ek. 4/ No^^ jurak işareti... Uygur hü-
kümdarlanna verilen ut^a 5 / M e t a ] pariatmaya yarar
aygıt. 6/ Eski dilde ayak.. Oldugundan büyük gösterme.
7/ Yunan mıtolojısınde ^ 1 sanatlann dokuz perisin-
den bın... Yabancı. 8/ Ocigaie 1^1^y a n
lçindediri ba-
lık saklanan, denizden tyrimjş havuz. 9/ Yayla çıçegı.