Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
• ^ f
SAYFA CUMHURİYET 1 EKİM 1998 PERŞEMBt
OLAYLAR VE GORUŞLER
İlahiyat Fakülteleri İşlevini %rine Getiriyor mu?gıbı)bazıdersler yer alsada. ne gırerler Tıpkı gelenek- mek olanaksız Laık du- ancak Kuran eksenınde y;
Prof. Dr. M E H M E T D A G OndokuzMnıs Ümversıtesı tlahnat Fakültesı O$r Ü\esı salt eskı yontembılımı (me- çı tslamcılarda olduğu gı- zenlemeler ıçın. laık olma- pılabılır
ugunedeğm
ulkemızde-
kıırtıca(ge-
ncılık) ha-
reketlen ıle
ımam-hatıp
okullan arasmda bır ılıntı
olduğu gımdeme getınlır-
ken ilahiyat fakultelennın
durumu ve ırtıca konusun-
dakı rolu hemen hemen hıç
sorgulanmamıştır Hatta 12
Eylul 1980 sonrası bırdo
nem, yuksek tslam enstı-
tulennı fakulte halıne gefır-
mekle bu kurumlardakı eğı-
tım-oğretım duzeyının yük-
seleceğı ve ırtıca kaynağı
kurumlar olmaktan kurtu-
lacağı duşunulmuştur O
donemde fakulte halıne ge-
tınlerek sayılan 8"le sınır-
lanan bu kurumlann ne eğı-
tım duzeylennde bır değı-
şıklık olmuş ne de ırtıca ıle
ılıntılen ortadan kalkmış-
tır(l) L'stelık bu değışık-
lık, bılımsel açıdan bellı bır
duzeyı tutturmaya çalışan
A.nkaraÜnıversıtesı llahı-
vat Fakultesf ne de buyuk
bır zarar \ ermış, bu kurum-
da öğretım uyesı yıtımıne
yol açmıştır
12 Eylul sonrası 8'le sı-
nırlanan ilahiyat fakultele-
nnın sayısı bugun alabıl-
dığıne artmış \ e 23 'e ulaş-
mıştır Bunlar. eylemsel ola-
rak faalıyet gosterenlen,
bırkaçı ıse ya açılma aşa-
masında ya da açılmayı
beklıyor Bufakulteleryuk-
sekoğretımın bır parçası
olarak gorunuyorlar Du-
rum boyle ıse. anılan fa-
kultelerın, yuksekoğretı-
mın genel kuruluş amaçla-
nna uygun bır faalıyet gos-
termesı gerekıyor Bu
amaçlann neler olduğuna
bakacak olursak, onlan. bı-
n daha çok sıyasal, otekı ıse
bılımsel dıye ayırabılece-
ğımız ıkı ana başlıkta top-
layabılınz
Sıyasal amaç, Atatürk
ılke ve dev nmlen başta ol-
mak ûzere ulkesı ve rejı-
mıyle uyumlu yurttaşlar ye-
tıştırmek, bılımsel amaç ıse
bılımsel çalışmalar v e araş-
tırmalar yolu>la bılım ve
teknolojı uretmek. y ay mak
vb bıçımındeozetlenebılır
Eğer bılımsel amaçtan, ger-
çekten çağdaş anlamda bı-
lım vapmak, uretmek ve
sonuçlanru teknolojıye do-
nuşturerek ulke kalkınma-
Peşin
MILYON Kulaklıklı
- mikrofon
seti
hat ve kart
bedava*
2YIL
garanti
Deri
kılıf
1
Cazip
vadeli
seçenekler
TURKIYE'NIN TEK
CEP TELEFONU!
ASELSAN1919
129x47x25 mm • 193 gr • 85 saat stand by 4 saat
ı konuşma suresı (Yüksek kapasıtelı pılle) • Saat ve
alarm • Trtreşrmlı, seslı uyan ozellığı • 3 satır, 36 karakter
' ekran • Mesaj ve cağn ozellığı
"Hat ve kart bedava uvgulaması sadecc EKO-HAT ıçtn gçççrüdır
•»IKSm «322 C
7
85 55 •HWIT 5322 363 '3 X -BS 7B«W 3322 459 T « M U » "ifK SHBfft 03ı2
62 •*!«« HBU> 0312 4X 24 14 <N UVW KDU Û312 419 1BS -R)RS WZ1L«Y U312 4 3 = j4 •GLP'OK
0312 2315130 <«0Mf «EUY1031214X169= •*WT*W TIMUHM 0312 41S 38 £ •<«• l£T!Şai TJVUKL»
'<s»-mĞSa{»Kn>|0312|44234e5WnLT>-«iawlUKI*C24: J 53 2.1-«ia 0242 242 « E
l « m
322lfilfi»Cni»KNDŞK 0256 461233 .TaGESKUStfaS 025c 6L<9C64MKB*«Ç*a^ 02w 4
G
5S46
«BBUBS6)3I3«326'raUBl»IS «ıV» 0266. 312 '2 94 HU1 •VOKSIS DUZC£ 03
T
4 52'23^'HCa
»«•••«6HBHH4SI343433«UH«>U<r C224 t*i 195ÇKUUtf •ÇlMtfMc
7
H9S» 0286
l«l'DOSlll0(0'03?6 21!635SIBiaJ'l5Ta.''258 2632 23«M«m•»»• 04U 22» = EMK
212(B75aBICII«'l«2.1.M 3446 223261,2BOUMI'»a» 0442ı2332082OÜŞBHH• C1S.M 22
« » • « a 10342,2344524 .K0N» &S42 !<J2 2 MT»I-£0 6KBC€1«»<(03261 -14 ^ BMITA
T» fOm 3U 60801MSÖ», «12461223 33 34 BIMU. •FOB tBDDBDr «B2I 213 68 B8 •OPIŞ EfYOGU
• a ı » w a « l ( 4 O 2 i 2 5 a 2 6ifflaj«»s»ü2iî2«4200«c&W)ETTt*022 2"5 52=.aı»wa«l(4.ıO2i2;5;9a2 6i'ifflaj«»s»<ü2iî2«4200-«c&W)ETTt*i02ı2 25 5i2=
15345163-IIOBU€a)ZTBE «21« 4111370 «S51BI»«.ItPt «216;352İS4 •U.TWB«MM)t 0212
O 2 3 2 e S i E - X « a 0 2 3 2 5 i Ç
« 2 l 3 ^ 2 412SS96
UMIO» (338 2!4 98 28 VOmM fHB. 0366 2L.T
816 •£*» BIGSMS «366 212 U C6 MTSB1
)2345ea:iaBWİ£*IUL£ 031S 22i i« 85IMUIBİ >¥UI ZLEVHCt» 0288 21^ 34 » HOCiaj •KûfiSZ
33l-VIİD0GU.GEBZEOİCİ42e4esi0in*»SIUI>IC_ı:23 33 >»t«IA•B»«WiL l.V*
•MUMSMIfi 10236 23 » X-vö! «JftAA C236 5883936*1 S*J«J 0236 1" 1" 1» •Ü1KI,
Ö36165312 ^2 *LUU TK t»*5Afl w36 *U ^ 3 m & -2£L A C324 23 34 34 MKLA •WMT
V
13 07 5) •Bfflt 80OUIB2521316 95 88 -mSB C252 214 95 S9 < < « "»T1JI» 0252 î1
: 32 22 • WC
C > ? M a # C e W S « C 3 8 < 2 £ C I İ S a a » 6 4 52UAin«-O<SWWIZMS
V2S2 2S0 OG 60 YM •C4Ş
USATEL 0372 253 '1 10 •SMBı DtlBEIl
^432 214 34 48 ZM6IUM •&*
37z j56 5* 02 "IB«> EREa
tv
SELSAN
sına yardımcı oknak anla-
şılıvorsa, bu amacın sıya-
sal amaca ters duştuğunu
so>lemek son derece guç-
tür Çunku Turk ınsanına
çağdaş bılımın >olunu açan.
Ataturk ılke v e dev nmlen
temelıne dav anan Cumhu-
nyet yonetımıdır Kuşku-
suz, ilahiyat oğretımının de
bu amaçlar dışında tutul-
ması duşunuiemez Işte tam
bu noktada ilahiyat oğretı-
mınde bılgıkuramsal (epıs-
temolojık) bırsorunla kar-
şılaşıyoruz "Bilgi hangi te-
mellere davandırılacaktır
v« bilgi neje hizmetedecek-
tir?"
Bılmdığı gıbı, çağdaş bı-
lım gozlem, deney. belge-
ler gıbı somut > a da nesnel
bırtakım temellere dayanır,
hareket noktası tek tek or-
nekler v e olgulardır, genel-
lemeler, bu tek tek omek-
lerveolgularada>anır Bu
anlamda bılımın neye hız-
met edeceğı de açıktır Ure-
tıldığı ulke> e v e nıhayet ın-
sanlığa
Acaba bugun ilahiyat fa-
kultelennde çağdaş bılımın
bu gereklen yenne getın-
lıyor mu' Ya da >enne ge-
tınlmesı mumkun mudur1
Bu sorulara olumlu bır > a-
nıt vermek son derecede
guçtur Çunku İlahıvat fa-
kultelen oğretım program-
lannda çağdaş adlar taşı-
>an (dın psıkolojısı. dın
sosyolojısı, dınlertanhı vb
gıbı) bazı dersler yer alsa da.
salt eskı yontembılımı (me-
todolojı>ı) ızlıyorlar Ne-
dır bu eskj vontembılım"'
Merkeze. tumel (kullı) bır
varlık olan Tann'yı verleş-
tırmek, tum çıkanmlan on-
dan v e onun peygamberler
aracılığıyla ılettığı bıldın-
lerden>apmak Geçmışsı-
>asal ve dınsel tslam kul-
turu boyle oluşfumlmuş-
tur Bugun de aynı şey ya-
pılmaktadır Bu anlayışa
gore, geçmışte Islam, yasa-
mın her alanına el attığı
ıçın. bugun de dın ıle dun-
yavı btrbınnden ayırma ola-
nağı yoktur Bu nedenle
med>atık (') olan ya da ol-
ma> an hemen hemen butun
ılahıyat ılım (2) ınsanlan
bu noktada bırleşmektedır
Bu 'Uim'cılenn konuşma-
lan ve çalışmalan ıyıce ır-
delendığınde ortaya çıkan
sonuç şudur Gelenekçı Is-
lamcılar dıye nıteleyebıle-
cegımızbırgrup Ortaçağ-
dakı dın eksenlı oluşumu
odunsuz kabul edıp sa\ u-
nur, yenılıkçı lslamcılar dı-
ye nıteleyebıleceğımız öte-
kı grup ıse çerçevesını yı-
ne Kuran'ın çızeceğı. fa-
kat ıçenğını çağdaş değer-
lenn oluşturduğu bırtoplum
modelı onenr Aslında bu
ıkıncıler, yanı Yenılıkçı ls-
lamcılar, Islam kultürunun
oluşum surecı sırasında (h
II-IVm VIII-XII yuzyıl-
lar) tslam fikih ve ulema-
a' tarafından yapılanlan > ı-
neleme (tekrar) yoluna yo-
nelerek bır kısır döngu ıçı-
ne gırerler Tıpkı gelenek-
çı tslamcılarda olduğu gı-
bı. onlar ıçın de amaç, Ku-
ran'dakı buvruk ve >asak-
lan amaçlan açısından ye-
nıden değerlendırmek, ya-
nı genel-geçer. tumel bır
duruma getırmek suretı> le
(3) oluşturulacak, anaja-
sası Kuran olan bır yonetım
bıçımıdır Aslında çağdaş
ınsancıl değerlerı tslama
taşıyarak, deyım yenndey-
se kokeru humanızm olan
bır dın anlayışı getîrmek
amacında olan bu kışılenn
(4), çağdaş bılımın yonte-
mını dıne uygulamak. laık
ve Ataturkçu olmak bıçı-
mınde bır endışelen bulun-
madığı gıbı. gızlı ya da açık
olarak her ıkısıne de karşı
çıkarlar ve Tanzımat'tan
başlayarak, ozellıkle Cum-
hunyet donemınde dunye-
v ıleşme (laıkleşme) yonun-
de yapılanlan doğru bul-
mazlar, koklen, daha once
de belırttığım gıbı, Islam
kulturunün oluşum done-
mınde bulunan Tanzımat
donemının yenılıkçı tslam-
cılığına donuşu onenrler
Aslında kımı aydınlara çe-
Jucı gelen bu anlayışın. Ata-
turk'un de sık sık vurgu-
landığı gıbı, bır çıkış yolu
olmaması bır yana. gele-
nekçı lslamcılar karşısın-
da tutunma şansı yoktur,
uzun v adede ancak oniann
amaçlanna hizmet edebı-
hr
Durum bov le olunca, son
y ıllarda olan bıtenlerde bır
ganplık (paradoks) gorme-
zenlemeler ıçın. laık olma-
yan kışılerden herhalde la-
ık olan (7 |
) onenler almak
ıçın danışma toplantıları
yapılıyor ve yapılmakta,
Yuksekoğretım Kurulu'nca
ılahıyat fakultelenndekı ve
ımam-hatıp okullanndakj
oğretım programlannı ye-
nıden duzenlemek uzere
yıne bu anlayışta kışıler-
den oluşan bır kurul oluş-
turulu>or (5) ve oluşturu-
lan ız]enceler(programlar)
uygulamaya geçırılıyor
Eleştıren v e sorgula>an hıç-
bır kafaya geçıt vermeyen
bu kurumlarda bır duzel-
me mı beklenıyor' Yıne
Yuksekoğretım Kurulu. ne
hazındır kı, kendı atadığı
bır ilahiyat fakültesı deka-
nını 8 yıllık kesıntısız temel
eğıtıme, başka dekarüann
vaptığı gıbı, sessız kalıp,
ıkıyuzluluk (takıyye) yap-
madığı ıçın gorev den alıyor
Acaba 1923'te bınbır guç-
lukle temellen atılan bu
devlet ıntıhara doğru mu
gıdıyor0
(1) Bu kurumlann eğı-
tım-oğretımlennde bır de-
ğışme olamazdı, çunku ens-
tıtu kadroları çeşıtlı jurı
oyunlanyla akademık un-
vanlara kavuşturularak ol-
duğu gıbı korunmuştur
(2) Ilım sozcuğu bılınç-
lı olarak kuJlarulrruştır; çun-
ku bu kışılere gore bılım
kutsal kıtapla bağımlıdır,
ozet olarak da olsa, ınsan
zıhnının ulaşabıleceğı her
turlu bılgı oradadır, bılım
ancak Kuran eksenınde ya-
pılabılır
(3) Sozgelımı, Tann hak-
sız yere adam öldurmeyı
cezalandmyor. o halde can
güvenlığını sağlamayı
amaçlı>or, Tann hırsızlığı
cezalandınyor, o halde mal
güvenlığını sağlamayı
amaçlıyor Şımdı akla şu
soru gelıyor Acaba en ıl-
kel toplum duzerdennde bı-
le, uygulamalardan hare-
ketle aynı sonuçlara ulaş-
mak olası değıl mı9
Bu, o
toplumların ınanışlannı
çağdaş hale getırebılır mı9
Bu ustun akıilı ılım ınsan-
lanmız, ılkeller, aynı ge-
rekçelerle kendı ınanışla-
nnın çağdaş olduğunu soy-
leseler ne yanıtı venrler
acaba, merak edıyorum
(4) Kışılen alıntılarla ad
vererek sergılemek ıste-
mem Dıleyen, bırkaç ıs-
tısna dışında medyada go-
runen ve gorunmeyen, oğ-
retım uyesı kımlığı olan kı-
şılenn çalışmalanna baka-
bıhr
(5) Aslında program hjç-
bır şeyı çozumlemez
Onemlı olan, ıyı yetışmış,
nıtelıklı oğretım elemanla-
ndır Acaba yuksekoğretı-
mın amaçlan doğrultusun-
da çaba gosteren kaç oğre-
tım elemanı bulunabılır,
merak edıyorum Bu ko-
nuda uzun araştırma yap-
ma> a da gerek yok, bu ku-
rumlarda yaptınlan dokto-
ratezlenıledoçentlıkdos-
yalannı gozden geçırmek
yeter
Politikacılarla Söyleşi
TALİPAPAYDIN
R
uvamda politikacılarla soyleş-
tım Oğretmenlık yıllanmdan
kalma bır alışkanlıkla. derslıkte
karşıma otunnuşlar, ben konu-
şuyorum, onlardınhjor Olacak
ışmı.amaruvabu, oluyor Hıç
ses çıkarmıvorlar, başlarmı eğmış, dınlıyorlar Ara-
da bır karşı çıkma>a veltenseler bıle kaşlanmı
çatıp susturuyorum "Sovleveceklerim bitmedi.
Biz sizi her gun dinlivoruz. şinıdı de lutfen siz be-
ni dinlejin."
Uslu oğrencıler gıbı dınlıyorlar
"Bakın diyorum. Cumhuriyetin 75. yılında
şu ülkenin haiine bakın. Bunda vıüardır küçük-
lü büyüklü hepinizin katkısı var. Hepiniz az çok
suçlusunuz. Divelim odanızda valnız kaldıgınız-
da avnava bakarken kendinizle hiç hesaplaşmı-
yor musunu/.' Nerede vanlış yaptık. neden bo>-
le oldu. dive hiç sormuv or musunu/? Kırk etli v ıl-
dır hemen her AJlah'ın gunu radvolarda, televiz-
vonlarda konuşuvorsunuz. gazetelerde bov gös-
terivorsunuz. Içtensiz, içeriksiz nutuklar çeki-
>orsunu/. V ü/Jerinizi, mimiklerinizi gore gore
artık bıktık. Hep birbirine benze\en vuvarlak
sözlerinizi artık ezberledik. \ma ülkenin geri
kalmışlığı. halkm >oksulluğu süruyor. Milyon-
larca yurttaşımız işsiz. bir o kadan asgari ücret-
le çalışıvor. Halkın varısı voksuL her v ıl biraz da-
ha voksullaşıvor. KadınJar. çocuklar çöplükler-
den >ivecekekmek topluvor. Siz bundan hiç tıtanç
duymınor musunuz? Bu ülkenin,yurttaşiann onu-
ru sizin onurunuz değil midir? Geceleri nasıl ra-
hat uymorsunuz? Kırk vıldır kalkımyonız, kal-
kındık. koşeyi donduk, dunyanın sayılı ülkele-
rinden birisi olacağız nutuklan çektiniz. nereye
gitri bunlar? Neden hâlâ dünvanm en geri kaJ-
nuş ülkelerinden birisKiz? Bakıyoruz, irili ufak-
b siz polirikatılar. hep iyi durumdasınız. Buyuk
maaşlannız. sonsu/ olanaklannız var. Hele yet-
ki yerierine geçtiniz mi, şu yoksııl ülkenin para-
cıklannı gozu doymaz bir hırsla harcıyorsunuz.
flle iktidara gelmek. iktidarda kalnıak savaşımı-
nızın nedenlerini ben onceleri doğrusu pek anla-
mıyordum. Vurda hizmet için sanıyordum. Çun-
ku hep oyte söy lüyordunuz. Ama bir yaştan son-
ra gerçeğJ gordum. Meğer iktidarda olmanın ne
büyuk nimetleri varmış! Valnız kendini/i değil,
y akınlannızL v andaşlannızı turlu olanaklara bo-
ğuyorsunuz. İhaleler. bankalardan faizi dıişük
kredikr.» \tamalar, kay ırmalar, aklımızuı enne-
diği kazanç yollan.- Biz sıradan yurttaşlar bun-
lan duyunca agzınıız açık kalryonız. Şaşıyoruz.
nasılyaptlabüir boyle? Bakıyoruz, adam kaşla goz
arasuıda \arsıllaşıvor, sen etine servetler katıy or.
Kulaktan kulağa duyuyoruz,gazetelerde okuy o-
ruz. televizvonlarda goruyoruz. siz en v ukarıda-
ki politikaulann bazısı akü almaz volsuzluklann,
arsızlıklann içindesiniz. Amacı çok başka olma-
sı gereken dokunulmazlık zırhına sığınıp hiçbi-
riniz adaktin önüne çıkanuvorsunuz. Bunun için
çevirmediğiniz fınldak kalmıyor. Ama bu arada
biz yurttaşiann size olan gu\eni sarsılıyor. Sizler
adına onulmaz acüar çekiyoruz. Halkın oy lan Ue
oralara gelmiş insanlann bunca kirli işlere karış-
ması onurumuzu incitiyor. ttamyoruz. Kiminiz
Cumhuriyet Türkiyesi'nin temel ilkelerine kar-
şı çıkıyorsunuz. Ataturk'e, devlete kufiiediyorsu-
nuz. Onu yıkmaya çalışıyorsunuz. Ulkeyi ortaçağ
karanlığına cekmek istiyorsunuz. Bunu asla ya-
pamayacaksmız. Lç oy fazla alırun umudu Ue
çarpık ve vanlış vollarda oyalanıyorsunuz. Hal-
kın asıi sorunlan ıle uğraşacağınıza, kendi ben-
cil çıkaıiannız için gunlerinizi ve enerjiniri har-
cıyorsunuz. Politikacı denince başumzı öte yana
çevirmck. yuzümuzü bunışturmak geregini du-
yuyoruz. Bir zamanlar politika meslegi halkı y ö-
netmek otarak algılanırdı. Llkenin en namuslu,
en yetenekü ve durust insanlan anlaşılırdı. Şim-
di oyle mi?_ İçinizden hanginiz buna olumlu ya-
nrt verebilir? Çok konuşuvorsunuz, içinizde gu-
zel konuşanlar da var. \ma soz bitti. Konuşmak
artık yetmiyor. Siz ne yaptmız, ne yapıyorsunuz,
ne yapacaksınız? Bize ondan haber verin. Ülke-
nin durumu işte ortada. Bir yanı cennet bir ya-
nı cehennem bir Türkiye. lrüi ufaklı seçilip bu-
ralara gelmişsiniz, ne güzel fırsatlar elinize verU-
miş. Şu kuçuk bencil hırslannızdan kurtulup da-
ha geniş ufuklara bakarak ulkeye hizmet etseni-
ze! Tarihe gerçek devlet adamları olarak geçse-
nize! Kim engeüiyor bunu? Butun içtenliğimle one-
riyorum, bu akşam odanızda valnız kalınca ay-
naya dikkatle bakın. Kendinizle bir hesaplaşın.
Düşünün. Pek de yeteneksiz insanlar değilsiniz.
Akİuıızın bir yerinde kesinlikle doğrudan yana
sesler duy acaksınız. İşte o sese kulak verin.'"
Okuyucu ve Medyadaki Değişimler
Dr. NAHİDE KARABAY
^ ^ ^ ^ ^ yuzyılda medya mulkı-
^ ^ ^ m ^ vetı gıbı okuyucu kıtleler
W • • de farklı karaktenstıklen
J I I edınıyor Temelde çok ge-
f ^ M W nış bır kıtieyı oluşturan
^ ^ • v \>.^ okuyucular. bıreysel ılgı.
uzmanlık alanlan ve dığer ozelhklen açısından
kuçük gruplara bolunuyor Ancak kıtleler bır-
bırlennden farklı ozellıkler gosteren ozel grup-
lara aynlırken, okur gruplanna sunulan seçe-
neklenn de gıderek azaldığı bır gerçek. Yayım-
lanan gazetelenn sa>ılan dergılenn çeşıthlığı \e
uzmanlık alanlan çoğalıyorgıbı gorünse de olı-
gopol pazar koşullannın gereğı olarak, ûretılen
gazete ve dergıler ıçenk olarak bırbırlenne da-
ha çok benzıyor
Ozellıkle tekelleşme eğılımlennın bır sonu-
cu olarak. gazete v e dergılenn ne kadar çeşıtlen-
se de, sayılan ne kadar artsa da pazara egemen
bır veya bırkaç basın grubu tarafından yayım-
lanması, farklı okuyuculann farklı taleplenne ya-
nıt vermekten uzak kalıyor Çunku aynı ışletme
felsefesıne sahıp vönetıcılenn, aynı uretıcı kad-
rolann aynı uretım yontemı ve sıstemıyle ure-
tılen yaymlann bırbınnden farklı olmalan sağ-
lanamıyor Ote yandan pazara egemen grupla-
nn varlığı daha farklı ve yenı bır fıkırle yenı gı-
nşımcılenn pazara gırmesme olanak tanımıyor
Şayet pazara gırse bıle yaşamını surduremıyor
Boylece okuyucunun ıstek ve ıhtıyaçlannı
karşılasa da karşılamasa da pazarda egemen olan
basın kuruluşlannın gazete ve dergılen, "mec-
buren" tuketılıyor Hatta yoğun reklam, pro-
mosyon ve dığer satışı teşvık edıcı çabalann et-
kısıyle, gerçek ışle\ len ıle olmasa da satıhyor..
Tekelleşme eğılımlen ıle rekabetın tuketıcıyı
koruyan etkılen ortadan kalkınca, artık nıteiık
ve nıcelık olarak daha ıyıyı uretebılme ve oku-
yucunun ıstek v e beklentılenne yanıt \ erme zo-
runluluğu da kalkıyor Boylece gazete ve dergı-
ler hazırlanırken, bırkaç kışıden oluşan ust yo-
netımın ısteklen, varsayımlan ve onyargılan,
okuyucunun ıstek ve beklentılennın onüne ge-
çıyor Rekabet ortamında kazanabılmek ıçın ta-
nınması-tanımlanması büyuk onem taşıyan he-
def okur kıtlesıne yonelık araştırmalar. rekabet-
sızlık ortamında "gereksiz zaman ve kaynak ıs-
rafi" olarak goruluyor Sonuç, sektonın tekno-
lojık açıdan yenılenmesıne, artan nufus ve okur-
yazarlık oranına rağmen son 20-25 yıllık sureç-
te gazete-dergı okunma oranlan artmak yenne
azalıyor
Oysa uzman kışıler ve kuruluşlar tarafından
penyodık olarak yapılacak araştırmalarla oku-
yuculann mevcut gazeteye karşı tutumlan, ge-
reksınım ve beklentılen duzenlı olarak saptan-
dığında, okuyucu profılındekı değışımlere. tep-
kı ve beklentılere paralel gazetenın ıçenğı ve >a-
yın polıtıkalan gozden geçınldığınde, okuyucu
memnunıyetı sağlanması ve bunun sonucunda
da her yayının yeterlı bır "sadıkokur ldtiesi"ne
ulaşması sağlanabılecektır
Gunumuz Turk basınmı oluşturan gazete ve
dergılenn genel olarak ya> ın polıtıkalan v e bu
pohtıkalar doğrultusunda oluşturulan ıçenkle-
nnı ırdeledığımızde, tuketıcı tatmınını yaratabı-
lecek unsurlan bulmak oldukça guçtur 10-15 > ıl-
lık sureçte başta basın meslek kuruluşlan ol-
mak uzere unıversıteler, sıvıl toplum orgutlen,
ış çevrelen, sıyasal orgutler gıbı bırçok kurum
ve kuruluş ıle bırlıkte genış halk kesımlen tara-
fından gazete dergı ıçenklennı oluşturan unsur-
lar cıddı eleştınler almış, bırçok platformda ga-
zetelenn ışlevlennı ne şekılde yenne getırdığı
tartışıhr olmuştur
Kıtle kulturu olarak tanımlanan bır külturel at-
mosfer ıçınde uretımını surduren gazete, habe-
n, fotoğrafı, manşetı ve dığer ıçenk unsurlany-
la okuyucusunu ımgeselın egemenlığmdekı he-
yecanlar ve fırsatlar dunyasına doğru çekrruştır
Gıderek sanat, sıyaset, bılım, felsefe. cıddı-gay-
n cıddı. gerçek-gerçekdışı ayru sunum kalıpla-
n ıçınde fantazya âlemıne doğru çekılmektedır
Bu donemde, cınsellığı, luks hayat ozlemını.
ozel hayatlaramudahaleyı, "köşedönmed" man-
tığı on plana alan, sansasyonel, kurgulanmış ve
yalan haberlenn kamuoyunu bılgılendırme ve bı-
lınçlendırmenın onune geçtığı gorulmektedır
Butun bunlara bır yandan gazetelenn veya
dergılenn ıçınde yer aldıklan medya gruplan-
nın bırbırleny le olan çıkar çatışmalanndan kay-
naklanan kav galar, ote yandan tum kaynaklan
promosyon çabalanna yonlendırmelen, vb gı-
bı nedenler okuyucuda gazetelere karşı "güven
krizi*'yararmıştır Sonuçta okuyucu gazetelere
beklenen ılgıyı esırgeyerek tepkısını gostenr ol-
muştur
Basın ışletmelennın toplumsal konumunu
guçlendırmek, satışlardakı genlemeyı tersıne
çevırmek, guven sorunlannı çozebıknek ve ış-
letmelenn kendı ışlevlenyle kârlıhklannı sağ-
layabılmesı ve rekabet surecınde başanlı olabıl-
mesı ıçın, oncelıkle "mesleki bir yaklaşımla"
(gazetecılık ılkelen doğrultusunda) gazete ıçe-
nğını hazırlamak. ekonomık amaçlarla, toplum-
sal yararlılık ılkesını dengede tutan yaym polı-
tıkalan saptayıp uygulamak zorundadır
SASON SULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN
EsasNo 1997 194
Davacı Rahıme Guneş tarafından davahlar Hazrne ve
Yucebağ Beledıye Başkanlığı aleyhlenne mahkememı-
ze açılan tescıl davasının yapılan açık yargılamasında
venlen ara karan gereğınce. Dava konusu yer Batman
ılı Sason ılçesı Yucebağ beldesı Pole mezrası bolgesın-
de kaın kuzeyı guneş tepesı, guneyı Kudbettın Guneş
tarlası doğusu guneş tepe ve baübi yol ıle çevnlı taşın-
mazın, Medenı Kanun'un 639 maddesı gereğınce da-
vacı Rahıme Guneş adına tapuya tescıl edıleceğınden
bu yerle ılgısı olanın kanunı 3 aylık sure ıçınde mahke-
memıze ıtırazlan ılan olunur 29 05 1998Basın 44189
EYÜP 2. SULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN
Sayı 1997 1006
Davacı Bayrampaşa Beledıye Başkanlığı vekılı tarafından davalı Mehmet Alı Acar
aleyhıne açılan tahlıye davasının yapılan duruşmasında venlen ara karan gereğınce
Yıldınm Mah tkızler Sk 2-4 10 pafta, 72 parsel sayılı yerde B 14 no'lu beledıyeye
aıt mecurun davalı adına 2 4ralık 1996 tanhlı noter tasdıklı sozleşme ıle kıralandığı,
sozleşmenın 29 maddesınde "15 gun ıçınde mecurun amacına u>gun faalıyete geçınl-
memesı halınde sozleşme tek taraflı ıptal edıleceğı" hukmunun yer aldığı bu nedenle
sozleşmeye aykınlıktan dolayı tahlıye davası açıldığı, ancak davahnın K Karabekır
Mah 36 Sk No 35 Beşyurt Apt Esenler Istanbul adresıne gondenlen teblıgatlann bı-
la ıkmal ıade edıldığı görüldüğunden. duruşma günü olan 17 11 1998 günu saat
11 00'de hazır bulunması veya kendısınj bır vekılle temsıl erhrmesı, aksı takdırde gıya-
bında karar venleceğı hususu ılanen teblığ olunur 14 9 1998 Basın 45205
PENCERE
Savcıyı Yargıcı Tehdit
Etmek...
Sırkecı'de Yenı Postane'nın en ust katında Bı-
nncı Ağır Ceza Mahkemesı.
Başkan unlu Nefi Bey.
Avukatlık stajı yapıyorum.
Bır cınayet davası
Sanık sandalyesınde zebanı kılıklı bır katıl otu-
ruyor Herıfın suratına bakan korkar Mahkemenın
karan sanığın yuzune karşı okundır
"Ömur boyu hapıs1
"
Zebanı daha da karardı, yuzu allak bullak oldu,
ne yapacağını şaşırdı, sandım kı ortalığı bırbırıne
katacak, sovup sayacak, yargıçlara saldıracak
Aldanmışım
Adam, Nefi Bey'e dedı kı
"-Siz sağolun! "
llk kez karşılaştığım bu olayı unutamadım Da-
ha sonra bır sure avukatlık yaptım, ardından ba-
sın davalarında sanık olarak yıllarca adlıye korı-
dortarını çığnedım, en azılısından en masumuna
değın sanıkların savcı ve yargıçlara tutumlarında
tepkı, saldırganlık ve saygısızlık gormedım Hal-
kımızda bılınç yargıçların yansız olduklan yolun-
da gelışmıştır. "Mahkeme ne yapsın? Yasada
ne yazılıysa onu uyguluyor Kanun her şeyın us-
tundedır Şenatın kestığı parmak acımaz "
•
Istanbul Buyukşehır Beledıye Başkanı Recep
Tayyip Erdoğan, Turk Ceza Yasası 312'ncı mad-
desıne gore hapıs cezasına çarptırıldı
Sonuç ne oldu9
Islamcı kesımde, buyuk tepkıyle bırlıkte yargıç-
lara saldırı seferberlığı başladı Fazılet Partısı ke-
sımınden yukselen tehdıtler, avtufegıyle ınsan avı-
na çıkmış yobazların saçmaları gıbı ortalığa yayı-
lıyor.
Savcıya saldırı.
Yargıcı tehdit
Turkıye'nın yaşamında bu yenı bır olaydır, bır baş-
ka çığırdır, kanun dağıtıcılarına, yasa uygulayıcı-
larına, adalet adamlarına yonelık saldınnın adı Fa-
zılet olan partıden kaynaklanması rastlantı mı
7
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş
dupeduz tehdit edıhyor
Istanbul Buyukşehır Beledıye Başkanı Tayyip
Erdoğan, dıncı kesımı kışkırtıyor
Yargıtay 8'ıncı Ceza Daıresı uyelerı, başta Baş-
kan Naci Ünver olmak uzere tehdit altındalar
Pekı, Turk Ceza Yasası'nın pek unlu 312'ncı
maddesınden kaç solcu ceza yedı, kaç aydın ıçe-
rıdedır, ama, bu kesımden savcı ve yargıçlara sal-
dırı ve tehdit geldı
ABD'nın Istanbul Başkonsolosu Caroline Hug-
gins, Recep Tayyip Erdoğan'ı zıyaret ederek bır
saat goruşmuş, sonra da gazetecılere demış kı:
"- Seçılmış lıderlenn suçlanmalan çok cıddı bir
sorundur Turk demokrasısıne guvenı zayıflatır "
Hey gıdı Başkonsolos
1
Soyledığı lafın neresını duzeltmelı
9
Ceza ya-
saları, seçılmışlere uygulanmayacak mı
9
. Bele-
dıye başkanı dıye Tayyip, Ceza Yasası'nın dışın-
da mı tutulacak
9
ABD Başkanı Beyaz Saray'da Monica ıle "oral
seks" yaptı dıye suçlanırken Amerıkan demokra-
sısıne golge duşmuyor mu
9
Seçılmış bır Başkan'a
bu tur bır suçlama yapılması demokrasıye aykın
değıl mı
9
VVashıngton Buyukelçımızın "mukabele-ı bılmı-
sıl" olarak Amerıka'yı bu konuda uyarması gere-
kıyor, tezelden Bill Clinton'ı zıyaret etmelı, butun
Turkıye'nın Başkan'ın yanında olduğunu soyle-
melı
KAYSERİ 1. ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
Sayı 1997 858
Davacı Anf Yılmaz tarafından davalı Şenfe Yıl-
maz aleyhıne açılan velayetın nezı davasının mah-
kememızde yapılan açık yargılama sırasında ven-
len ara karan gereğınce, Davacının torunu olan ve
babası Mevlut annesı Fatma Yılmaz olan küçük Dı-
lek Yılmaz'ın babası Mevlüt Yılmaz'ın vefat etme-
sı nederuyle kuçuk Dılek Yılmaz'ın anne davalı Şe-
nfe Yılmaz'da (Şen) olan velayetının davalı anne-
den alınıp buyukbaba Anf Yılmaz'a venlmesı ıste-
nılmış olup, davalı butun aramalara rağmen bulu-
namadığından ışbu ılanın ılanına muteakıp duruş-
ma gunu olan 5 11 1998 gunu saat 09 25'te ya bız-
zat gelıp davanızı takıp etmenız va da kendınızı bır
vekılle temsıl ettırmenız, aksı takdırde yargılama-
nızın yokJuğunuzda yurutülerek bıtınleceğı hususu
dava dılekçesı yenne kaım olmak uzere teblığ olu-
nur 17 9 1998 Basın: 44948
KARTAL 2. SULH HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
Sayı 1998 218
Davacı İSKÎ Genel Mudurluğu vekılı Av Fılız Ertur-
gut tarafından davalı Ahmet Bal aleyhıne açılan ıtırazın
ıptalı davasında. Halen Rahmanlar Mahallesı Çanakka-
le Caddesı No 3 29 Kartal-Jstanbul adresınde ıkamet et-
tığı bıldınlen Ahmet Bal aleyhıne tSKl Genel Mudurlü-
ğu tarafından 65 209 700 - TL bedellı alacak davası açıl-
mış olup duruşma gunu ve dava dılekçesı bugune kadar
teblığ edılememış olup tum tahkıkatlara rağmen açık ad-
resının tespıtı mumkun olmadığmdan HUMK'nın 509-
510 maddelen gereğınce 22 10 1998 gunu saat 09 30'da
hazır bulunması v eya kendısmı bır vekılle temsıl ettır-
mesı. aksı takdırde yokluğunda karar venleceğı, dava dı-
lekçesı duruşma gunu yenne kaım olmak uzere ılanen
tebhğ olunur 21 9 1998 Basın 45262
GEBZE ASLİYE 2. HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
EsasNo 1997 580
Davacılar Sabahattın Çetın vs tarafından davalı Necla
Uzun aleyhıne mahkememıze açılan ıştırak halındekı mul-
kıyetın müşterek mulkıyete çevnlmesı davasında. Davacı-
lar vekılı Taraflann munsı Fatma Fahnye Çetın, Gebze-
Demırcıler koyunde bulunan 572 parsel sırasında kayıtlı
taşınmaz olduğunu. murısın ölumü ıle taşınmazuı davacı-
larla davahya ıntıkal ettığını, ıştırak halınde malık olduk-
lannı, taşınmazdakı mulkıyetm müşterek mulkıyete do-
nûştürülmesım talep etmış olmakla Davalı Necla Uzun,
Gebze Demırcıler koyunde yapılan araştırmada adresı
meçhul kalmış olduğundan ılanen teblıgıne karar venlmış-
tır Dumşmanın bırakıldığı 5 11 1998 gunu saat 11 00'de
mahkememızde davalı Necla Uzun'un hazır bulunması,
HMUK'nın 213 maddesı uyannca duruşmaya gelmedığı
takdırde voklugunda karar venleceğı davetıye yenne kaı/n
olmak uzere ılan olunur 17 9 1998 ' Basın 4523^