Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
25 OCAK 1998 PAZAR CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 13
îki usta yönetmen Woody Allen ve Martin Scorsese sinema ve Hollywood üzerine konuştu
6
Fflm, uhısal bir hazmedir'Kiiltür Servisi - tki usta yönetmen yüz
yüze... 62 yaşındaki VVbody Allen ve 55
yaşındaki Martin Scorsese. Bir yandan
ikisi de stüdyo sisteminin bir parçasi ve
ikisi de Hollyvvood'dan para kazanıyor;
diğer yandan ikisini de bağımsız sinema-
nın önemlı sanatçılan arasına koymak
mümkün. Scorsese'ın Dalai Lama'nın
yaşamını anlatan son filmı 'Kundun' ve
Alien'ın yazıp yönettıği 'Deconstnıcting
Harry'. Amerikan sinemasının en cesur
örneklennden.
Bircumartesi öğleden sonrasında bu i-
kı usta yönetmen. Scorsese "ın Manhattan
Park Avenue'daki ofısınde buluştular. Bu
buluşmayı Nevv York Times ızledi.
ALLEN - Birlikte 'New York Stories'i
çektik.
SCORSESE-Daha sonra da tesadüfen
birkaç kez karşılastık.
ALLEN - Yıllar önce Broadway"deki
bir videocuda karşılaştığımızı anımsıyo-
rum.
SCORSESE - Hoş bir sürpriz olmuş-
tu. Kasanın önünde duruyor ve JackBen-
ny ile Fred AUen'm oynadığı 'It's in the
Bag' isimli filmi soruyordum.
ALLEN - Evet hatırlıyorum. Neden o
fîlmi anyordun?
SCORSESE-O filmi seviyorum. Fred
Allen ve Jack Benny hoşuma gidiyor.
ALLEN- Ama pek başanlı bir fîlm de-
ğildi o; yanılıyor muyum?
SCORSESE - Evet, değıldi.
ALLEN-Benny ve AUen'm büyüleyi-
ci oldugunu kabul ediyorum tabii.
SCORSESE- Sen Bunuelın bir filmi-
ni anyordun. Sanınm 'Şiddetin Çocukla-
n'ydı...
ALLEN - Evet, olabilır.
İnancı aylarca korumak çok zoT
SCORSESE - Yenı bir film çektiğim
dönemlerde çoğu boş zamanımı eski
fılmleri izleyerek geçiriyorum.
ALLEN - Çok iyi bir filmle karşılaş-
mak cesaretini kırmıyor mu?
SCORSESE - Hayir. cesaretimı kırmı-
yor ama yapmaya çalıştığım şeyi yenı-
den gözden geçirmeye itiyorbeni. Bazen
zor oluyor tabii; hele de yönetmen genç
birıyse 'Zaman mı değişti? Ben ne yapı-
yorum?' diye düşünmeye başlıyorum.
ALLEN - Aynı şeyleri Ingmar Berg-
man'dan da duymuştum. Film çektıği dö-
nemlerde herhangi iyi bir filmi izleme
cesareti bulamadığını, inancını yitirmek-
ten korktuğunu söylemişti. Onu çok iyi
anlıyorum. Yeni bir film üzerinde çalışır-
ken ihtiyacın olan o inancı 10-12 ay bo-
X# en şimdi kendimi sinemaya ilk başladığım
zamanlara oranla çok daha iyi hissediyorum.
Aynca eskiden hoşuma giden film ve
yönetmenJer hâlâ hoşuma gidiyor.
Yeni zevlder geliştirmek çok güç.
i filmleri izlediğim zaman kendimi iyiden
iyiye başka bir yüzyıla ait hissediyorum.
Bugünün gençleri 21. yüzyıh oluşturuyorlar,
bense 20. yüzyıldanım.
Yapılabilecek hiçbir şey yok.
yunca muhafaza etmen çok zor.
SCORSESE - Bazen, daha önce çekti-
ği kendi iyi fılmlerini izlemek de iyi gel-
miyor insana.
ALLEN - Çok eski filmler beni öfke-
lendirmiyor. Onlar zaten çocukluğumu-
za ait oluyorlar. Ben daha çok çağdaşla-
nmın işleriyle karşılaştınyorum yaptık-
lanmı.
SCORSESE - 'GoodfeJlas'ı çeviriyor-
dum, filmı yarılamıştım. Çok yorgun-
dum. Bir pazar günü gidip Rus yönetmen
Dziga Vertov'un bir fılmini aldım. Daha
önce hiç Vertov filmi izlememiştim. Er-
tesi sabah sete dönmek istemiyordum.
Üstelik eski de bir filmdi. Yenileri izle-
diğim zaman kendimi iyiden iyiye başka
bir yüzyıla ait hissediyorum. Bugünün
gençleri 21. yüzyıh oluşturuyorlar, ben-
se 20. yüzyıldanım. Yapılabilecek hiçbir
şey yok.
ALLEN - Ben şimdi kendimi sinema-
ya ilk başladığım zamanlara oranla çok
daha iyi hissediyorum. Aynca eskiden
hoşuma giden film ve yönetmenler hâlâ
hoşuma gidiyor. Yeni zevkler geliştirmek
çok güç.
SCORSESE - Şu an Amerikan sine-
ması iyi bir dönem geçiriyor gibi geliyor
bana. Spike Lcc, David Lynch, Coen kar-
deşler... Altınanhâlâçalışıyor. Son 10yı-
lın tüm bağımsız sinema ömekleri bu yö-
netmenJerden çıktı.
De Niro ile çalışmak şansımdı
SCORSESE - '\Voodstock' üzerine ça-
lışmak içın Hollyvvood'a gitmiştim. Son-
ra Los Angeles'a gectim. Sonunda Roger
Corman'la ilk filmimi yapmayı başar-
dım. Ardından 'Mean Streets' geldi. Ben
hep Hollywood'un dışında kalacağımı
düşünüyordum ama o beni bırakmadı.
70'li yıllardı, George Lucas, Steven Spi-
elberg, John Milius gibi isimler çok po-
pülerdi. Francis FordCoppola her anlarn-
da bir 'Baba'ydı. Tabii bir de Bnan Jte^
Palma vardı. Bana çok yardımcı oldu,
herkesle tanıştırdı. Ama ben yıne de 'Bir
Geeetik Kral'ı çektikten sonra Nevv
York'a döndüm, 1981 ya da 82 yılıydı.
ALLEN- Los Angeles'da fazla kalma-
dın.
SCORSESE -Oraya ait olmadığım ko-
nusunda ısrar ediyorlardı. Ne zaman bir
partıyegitsem,mutIaka'Nekadarkataıa-
yı düşüniiyorsun' diye soran biri çıkıyor-
du. Onlara 'Ben buradayaşıyonım' ceva-
bını vermelıvdım ama karşılığında bü-
yük ihtimaJle 'Hayır.olamaz'gıbı birtep-
ki gösterirlerdı.
ALLEN - Film yapacak para buldugun
içın şanslısın. Bu başlı başına bir iştir,
çünkü hele de kendi ıstediğin filmi yapa-
caksan. Başkasının parasını kullanırken
film üzerindekı sanatsal ve kişısel kont-
rolünü koruman çok güçtür.
SCORSESE - Şanslıydım. 701ı yıllar-
dakı bu şansımın nedeniyse büyük ölçü-
de De Niro'ylaçalışıjnar oimargdı. £>lnı.
südyolan De Niro'yu tutuyordu. özellik-
le de onunla ve Harvey KeiteJ'le çektiği-
miz 'Mean Streets'ten sonra iyice ikna
olmuşlardı. Zaten bu arada 80'lere geldik
ve ben her şeye baştan başlamaya karar
verdım.
ALLEN - Ne oldu da bu karan verdin?
SCORSESE-Her şey değişmişti. 70'li
yıllann sonu, Amerikan sinemasının son
altın çağıydı. Bir yandan yönetmenin
elinde tuttuğu güç sona erdi. Diğer yan-
dan da 10 milyon dolara mal olan bir film,
yani 'ET' 700 milyonluk hasılat yaptı.
Musluk açılmıştı artık ve hoş bir firtına-
yı da beraberinde getirdi. Yeniden başla-
mak zorundaydım. Bundan daha uygun
bir zaman olamazdı ve New York'a dön-
meye karar verdim.
Gençler sinema tarihini bihniyor
ALLEN - InsanJar bana komik yönet-
menler hakkında soru sorduklan zaman
onlara Ernst Lubitsch'ın en iyisi oldugu-
nu söylemek isriyonım ama onu tanıyan
çok fazla ınsan yok. Geçenlerde birkaç
üniversite öğrencisiyle konuşuyordum.
Çok iyi bir okulun pınl pınl gençleriydi
ama büyük yönetmenlerden hiçbirini ta-
nımıyorlardı. Truffaut'nun, Fellini'nin
filmlerini görmemişlerdi. Üniversiteler,
öğrencıleri Mark Twain, Flaubert ve
Mehille okumaya teşvik ediyorlar sade-
ce, film ızlemeye değil.
SCORSESE - Film ulusal bir hazine-
dir.
ALLEN - Bizim büyüdüğümüz yıllar-
da herhangi bir gece John Ford'un ya da
Fellini'nin bir filmini izlemeye gitmek
mümkündü. Oysa Fellini bugün yaşasay-
dı son filmi için dağıtım şirketi bile bu-
lamazdı.
SCORSESE - Evet. Harvey Vfefostein
de filmi dağıtmak istediğini, Film Fo-
rum'un filmi oynatabileceğini ama Fel-
linicilerin buna karşı çıktığını söyledi.
Çok ciddı bir sorun bu.
ALLEN - Birçok sinema ögrencisi si-
nemayı ihmal ediyor. Büyük ıhtımalle
derslere boğulup, sinemayla sıradan bir
izleyiciden fazla ilgilenemiyorlar. Kafa-
lan bir sürü terimle dolu ama...
SCORSESE - Sinema tanhini bilmi-
yorlar.
ALLEN - Eski filmlerin hiçbınni gör-
memişler. Oysa kı bu ınsanlarsenın film-
lerini ya da benim filmlerimi begeniyor-
larsa, bu demektir ki Truffaut'nunkileri
de beğenebilirler ama ne yazık ki bu film-
Jeri görme şanslan yok. (
_u
Düşgücünesınırsız uçuşlaraçağn...Kültür Servisi - Fotoğraf sanatçısı
Reha Akçakayanın üçüncü kişisel
fotoğraf sergisi ABD'nin Maine
eyaletindekı "Creative Photographk
Art Center of Maine"de (Yaratıcı
Fotoğraf Sanatı Merkezi) açıldı. Yirmi
adet siyah-beyaz çalışmanın yer aldığı
"Yalnızuk" başlıklı sergı 13 Marf a
dek izlenebilecek.
Sergi ve sanatçı, Yaratıcı Fotoğraf
Sanatı Merkezi'nin internet
sayfalannda da tanıtılıyor.
Akçakaya'nın sergisinden dış basında
övgüyle söz ediliyor.
örneğin "Maine Sunday Telegram"
gazetesi yazan Philip Isaacson bu
haftaki köşesini Akçakaya'ya ayırmış:
"Sanatçının Amerika ve tskoçya
fotograflan, buralann bilinmedik bir
yüzünfi sunuyor bize. Kızılötesi filmden
yapılmış baskılarsa geceyle gündüzü,
ayla güneşi değiş tokuş ediyoriar sanki.
Sergideki fotograflan n çoğu Türkiye'de
cekilmis. Akçakaya bu fotoğraflaria,
ülkesinin çok farklı yerlerinden
göriintüler sunuyor bize. Bir yanda
deginnenier, sahipsiz ovalardaki
ağaçlar, Müslüman mezarlıklan,
türlerinin son ömekleri olan ahşap
evler, büyük duvaıiaria çevrili sokaklar
ve diğer yanda da ülkenin uygartakia
bürüntesen yüzüyie karşJaşıyorsunuz.
Sergi,'Yalnızlık' başhğını tası.vor.
Akçakav'a bu isimle baglantılı olarak
kendikrini diğer varfaklardan izole
eden imgeleri kuUanmış
fotoğraflannda. Eğer sübje bir ağaçsa
uçsuz bucakstz bir alanda, bir bisikJet
hurdasrysa taıianın ortasında, bir
değirmense kiinatta varolaıt tek
tepenin üzerinde yer abyor.
Eğer bir dflkkan >1triniyse sübje, terk
edilmiş bir sehirde bulunuyor bu
dükkân.
Klasik bir fotoğraf anlayısının ve bir
ustanın objektifınden çıkmış kareier
bunlar. Akçakaya'nın görüntüleri,
hayal gücünü sınırsız uçuşlara
çağırryor. Her iyi fotoğrafçı bu denU
zoriayıcı olamaz.".
Reha Akçakaya fotoğraf çalışmalanna
1983 yılında başlamış. Ulusal ve
uluslararası karma sergilere katılan,
yanşmalarda ödüller alan ve
fotoğraflan çeşitli yerlerde yayımlanan
Akçakaya'nın, kızılötesi teknikle
yorumladığı siyah-beyaz
fotoğraflanndan oluşan "Görünmez
Işıkla Yokuluk" adlı bir yapıtı da
bulunuyor.
Altıyıl önce ölen Fmncis Bacon, yaşamını konu alan birfilmve sergiyleyeniden gündemde
Tuvale yansıyan insan çığlığı• Kültür Servisi - O artık bir efsane... Ölümünün üzenn-
den altı yıl geçen ünlü lngiliz ressam Francis Bacon, çafı-
jnızın en ilginç sanatçılanndan biriydi. lngiliz sanat orta-
mı. sanat tarihine adını yazdıran bu ünlü sanatçısını şubat
ayında çeşitli etkinliklerle anıyor. Önce bahara dek süre-
cek kapsamlı bir sergiyle sanatçının insan bedenini irdele-
yen resimleri yeniden izleyiciye sunulacak. ardından yö-
neünenliğini John Maybury'nin üstlendiği, uzun zaman-
dır beklenen "Aşk Şeytandır- Francis Bacon'ın Bir FDrtre-
si tçin Çauşmaiar" adlı film gösterime girecek.
Kimilerince çağdaş bir dâhi olarak nitelendirilen Fran-
cis Bacon'ın yaşamöyküsü, bir romanı andınyor: Gençlik
yıllannı amaçsızca, boşluk içinde geçiren Bacon, 19 yaşm-
dayken baskıcı babasmdan kaçarak Berlin'e, ardından da
Paris'e gitti. Londra'ya döndükten sonra, astımlı olduğu
için askere ahnmaktan kurtuldu ve günlerini kumar oyna-
yarak geçırdı. Bu arada hâlâ sadık dadısı bakıyordu ona...
1930'lu yıllarda yoğun bir biçimde resim yapmaya başla-
yan Francis Bacon. bir ara iç mimariyle de ilgilendı. Der-
ken 1945 yılında, sanki Yahudi soykınmı haberlerinden öf-
keyle beslenerek gerçekleştirdiği "Çarrmhın Alanda Du-
ran Cç Figür ÇahşmasT resimleriyle bir bomba gibi pat-
ladı sanat ortammda. Yaşammın geri kalan bölümü, sert ve
rahatsız edici sanatsal vizyonunun peşinde, içki, kumar ve
şiddet dolu eşcinsel ilişkiler arasında. Soho'nun barlann-
da hâlâ konuşulan delice günierle geçti.
Bugün yirmınci yüzyılın önde gelen sanatçılanndan bı-
n olarak nitelendinlen ve "Turner'dan beri tngiltere'nin ve-
tistirdiği en büyük ressam' şeklinde anılan Francis Ba-
con'ı. yaşamını konu alan filmde Ingılizlerin deneyimli
oyuncusu Derek Jacobi canlandıracak. Film, Francis Ba-
con'ın I971 yılında ölen sevgilisı George Dyer ile ılişkisi
üzerine temelleniyor. Dyer, Bacon"ın Pans'teki Pompidou
Merkezfnde gerçekleştınlen retrospektıfınin açılış günün-
de intihar etmış ve bu olay, en mutlu gününde bu korkunç
acıyı yaşayan ünlü ressamı derinden etkılemişti.
Sanatıyla 'insan çığhğını' ifade edebılmeyi amaçladığı-
nı belirten Francis Bacon"ın resimleri, çağdaş insanın kay-
gılannı ortaya koyuyor. Lord Gowrie'ye göre 'alkol ve tü-
tün kokusu sinmiş. aştn beslenmiş. kapalı mekânlara kilit-
lenmiş ortalama kendi erkeğini' bu denlı başanyla yansı-
tabilen bir başka ressam yoktu çağımızda. Hollyvvood yö-
netmenlerinden Jonathan Demme. "Kuzulann SesszfiğT
fılmini çekerken, Francis Bacon"ın çızımlerinden yararlan-
mıştı. İlk "Batman" fılminde. Jack Nichobon'ın canlan-
dırdığı Joker bir müzedeki tüm resimlen parçalıyor, Fran-
cis Bacon'mkine ise dokunmuyordu... Fransız şair Michel
Leiris. Bacon'ın, "kalıcı bir cennetten >oksun. önünü doğ-
ru dürüstgöremezoimuş günümüz
insarunın haüni gerçekçi birbiçim-
de yansrtabildiğinr öne sürüyor.
Kısacası. bir Bacon resminin yaşamın
kendisine dair ipuçlan taşıdığına inanıyor
pek çok kımse. Bacon'ın resimleri belki de
\V1Iiiam Burroughs'un "çıplak yemek" de-
diği gerçeği aktanyor - insanın çatalının
ucundaki yaşama dair korkunç gerçekle-
ri... Resmin, "insanın sinirsisteminin tu-
vafeyansunas" oldugunu söyleyen Ba-
con, ınsan çığlığmı ıfade etme arayı-
şından yaşamı boyunca vazgeçmedi.
Malzemesi hep tuval ve boya oldu.
etrafında olup bitenlere de kapıla-
h kapalıydı. Tutucu bir ressam sa-
yıljyordu ve kendi kuşağmdan ln-
giliz ressamlar Frank Auerbach,
Leon Kossoff ve Lucian Freud ile
birlikte anılıyordu. Ingilizler.onu
baştacı ettıler; Amerikan sanatı için
Jackson Pollock ne ifade ediyorsa, ln-
giliz sanatı içinde de Francis Bacon'ın işteöy-
le bir konumu var bugün...
T * P 1 ^JtJBLL
Anthony Hopkins 70.
yaşını kutladı
• Anthony
Hopkins 70
yaşmda! Ünlü
aktör 70.
doğum
gününü
Londra'da
verdiği
yemekte
sinemacı dostlanyla
birlikte kutladı.
• Stanley Donen.
bu yılki 'Yaşam Boyu
Başan Oscan'nın sahibi
oldu. 'Singin in the
Rain' ve 'Yedi Kardeşe
Yedi Gelin' filmlenyle
ünlenen 73 yaşındaki
yönetmen, ödülünü
mart ayında Los
Angeles'ta
düzenlenecek olan
törende alacak.
• Zsa zsa
Gabor
dokuzuncu kez
boşandı.
Gabor, eski
kocası Prens
Frederic von
Anhalt ile 11
yıldır evliydi.
• Cllnt Eastwood
ve Mkhael Douglas
'Cesars Yaşam Boyu
Başan' ödülüne değer
bulundular. Iki
sanatçıya ödülleri
Paris'te verilecek.
• Ollver Stone un
son filmi 'UTurn'
yakında ülkemizde
gösterime girecek. Sean
Penn, Nick Nolte ve
JenniferLopez'in
başrollerini
üstlendikleri film, bir
ensest
öyküsünü
anlatıyor. Stone
ise yeni
filminin
hazırlıklanna
başladı bile.
Film, 1968
yılında
Memphis'te öldürülen
Nobel Banş Ödülü
sahibi Martin Luther
King üzerine kurulu.
• Asla Argento,
Giovanni Veronesi'nin
'Viola Bacia Tutri' adlı
filminde annesi Daria
Nicolodi'yle birlikte
oynuyor. Anne ve kızı.
Phyllida Lax ve kızı
Emma Thompson'dan
bile daha çok
birbirlerine
benziyorlar.
• Julla
Roberts ve
Hugh Grant
nisan ayında
Londra'da "The
Notring Hill
Film' adlı
fîlmin çekimlerine
baslayacaklar.
Senaryosunu Richard
Curtis'in yazdığı filmi
Roger Michell
yönetecek.
• Ellzabeth
Hurley \e
Hugh Grant
'Mickey Blue
Eyes' isimli
filme birlikte
imza atıyorlar.
Hurley "in yapımcılığını,
Grant'ın başrolünü
üstlendiği film, Nevv
York mafyasında
yaşanan romantik bir
öyküyü konu alıyor.
• Ron Maxwell
"Joan of Arc The Virgin
Warrior' adlı yeni
filminin çekimlerine
mayıs ayında Fransa'da
başlıyor. Filmin başrol
oyuncusunun ismi
henüz gizli tutuluyor.
Bu arada film,
Luc Besson'un
'Joan of Arc'
adh
çalışmasıyla
aynı günlerde
gösterime
girecek.
• Henrl
MatlSSC'in Roma'da
bir müzede
sergilenmekte olan
resimlerinden üçünün
zedelenmiş olduğu
aniaşıldı. Müze
müdürü, resimlere,
sergiyi ziyarete gelen
okul gruplan tarafindan
zarar verilmiş
olabileceğini açıkladı.
• ciorgio
Strehler m adı
kurucusu olduğu
Piccolo Tiyatrosu'na
verildi. Aralık
ayının25'inde
76 yaşmda ölen
Strehler
Piccolo
Tiyatrosu'nu
yaklaşık elli yıl
önce kurmuştu.
Tiyatronun
sezon açılışında da
Strehler'in ölmeden
önce üzerinde
çalışmaya başladığı ve
sonra meslektaşlan
tarafindan tamamlanan
Mozart'ın 'Cosi fan
Tutte' adlı yapıtı
sahnelenecek.
• Madonna son on
beş yıldır Ingiltere'deki
ilk canlı televızyon
konsenni bir piyango
çekılişi
sırasında
verecek. Ünlü
şarkıcının
'Frozen' adlı
son single'ını
da
seslendireceği
programa
katılan
sanatçılann listede
büyük ilgi gördüğû
gözleniyor.
I Kültür Servisi - tstanbul Büyükşehır Belediyesi
Şehir Tiyatrolan Harbiye Cep Tiyatrosu'nda iki yeni
oyun sergilenmeye başladı. Ali Göçer'in yazıp,
Mustafa Arslan'm yönettiği 'Bir Gece Bekçisi Daha'
adlı oyunda rolleri Haldun Boysan. Mustafa Arslan,
Rıdvan Çelebi, Burteçin Zoga ve Hümay Güldağ
paylaşıyorlar. Yeni dünya düzeni içinde kalıp sıkışmış,
de|erlerini yitirmiş bir insanın ele alındığı oyunda.
toplumdan kaçıp sığınan I. Adam'ın iç dünyası olan II.
Adam dışanya çıkıp, karanlığın bekçisi olanlara karşı
çoğalmayı savunurken, 'Sandık Odası'nda da dışanda
özgür oldugunu sanıp, kısırdöngü içinde kalmış kadm
ve erkeğin boşa giden devinimleri iki ayn kalıp içinde
iç içe geçen bir oyunla anlatılıyor. Diğer oyunun adı ise
'Vasati Dört Kişı'. Mine Artu'nun yazıp, Hülya
Karakaş'ın yönettiği oyunda rolleri Gülen Kıpçak,
Süeda Can, Esin Umulu Karabağ ve Hülya Karakaş
paylaşıyorlar. Sadece gelenek ve kurallara uyarak yok
oluşlannı izleyen üç insanın hayatına dördüncü bir
şahıs giriyor. Kurallara aldırmayan, çizginin dışında
yaşayan bu kadın, diğer üçünün hayallerine
ulaşmalannı sağlar. Her iki oyun da Harbiye Cep
Tiyatrosu'nda salı günleri saat 15.00 ve 20.30"da,
perşembe ve cuma günleri de saat I5.00'te ızlenebilir.
BnSAVda bugün• Kültür Servisi - BEKSAV'da bugün saat 16.00'da
'60.Sanat Yılında Zihni AnadoP başlıklı söyleşi
gerçekleştirilecek. Balaban, Demirtaş Ceyhun,
Cengiz Gündoğdu, Güngör Gencay, I. Kemal
Karadayı, Ömer Nida, Anıl Meriçelli, Yılmaz
Elmas, Mustafa Köz, Zuhal Tekkanat, Berrin Taş,
Mehrizat, Hüseyin Topçugil, Bedrettin Aykın, Tekin
Gönenç, Gülsen Tiıncer ve Ismet Alıcı'nın
katılacagı etkinliği Suna Aras sunacak.
BUGUN
• KADIKÖY BELEDrYESİ KÜLTÜR VE SANAT
MERKEZt'nde saat 20.00'de 'Grup Resitalden
Seçmeler' başlıklı konser izlenebilir.
• YAPI SANATEVİ'nde saat 14.00'te 'Medya ve
Kapitalizm' başlıklı panel yer alıyor.
• AYŞE NtL HALK KÜTÜPHANESf nde saat
15.00'te Fotoğraf ve Sinema Emekçileri'nin
(FOSEM) hazırladığı 'Demir Kapılar da Yanar'
başlıklı dia gösterisi, saat 16.00'da Yiğit Tuncay'ın
hazırlayıp sunduğu 'Günümüz Tiyatrosuna Genel
Bakış' konulu söyleşi izlenebilir.