25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
13OCAK1998SALI CUMHURİYET SAYFA EKONOMI Avrupa, Asya'daki ekonomik krizin atlatılması için ABD ve Japonya ile birlikte çaba gösterecek Kaplanlar koruma altmda Güıt gün Asya krizi 14-15Mayısl997:Speküla- törler, Tayland para birimi bahta karşı çok serî biçimde saldınya geçtiler. 2 Temmuz: Tayland, bahtı serbest dalgalanmaya bıraktı ve baht. dolar karşısında yüz- de 15-20 oranında değer yitir- di. 11 Temmuz: Filipinler, pa- ra birimi pesonun daha geniş bir bant içinde dalgalanması- na izin verdi. 14 Temmuz: IMF, Filipin- ler'e 1.1 milyar dolarlık yar- dım önerdi. 24 Temmuz: Malezya para birimi ringit 38 aym en düşük değerine indi. Başbakan Ma- hathirspekülatörlere karşı sa- vaşaçtı. 5 Ağustos: Tayland istikrar paketini açtı. 11 Ağustos: IMF, Tayland için 16milyar dolarlık bir yar- dım paketinin hazırlandığını duyurdu. 14Ağustos: Endonezya, pa- ra birimi için belirlediği ban- dı kaldırdı ve rupi dolar karşı- sında en düşük seviyesine in- di. 19Ağustos: G. Kore para bi- rimi won tarihin en düşük se- viyesi olan 901 'e düştü. 8 Eidm: Endonezya IMF'den yardım isteyeceğini açıkladı. 28 Ekim: Wonun düşüşü, Merkez Bankası müdahalesi- ne karşın hızlandı. 31 Ekim: IMF, Endonezya için 40 mi lyar dolarlık yardım paketini açıkladı. I Kasun: Güney Kore Mer- kez Bankası yetkilileri, "'VVon Inçbirzaman dolar karşısında 1000'in altına düşmeyecek" dedi. 7 Kasım: Piyasalar, Güney Kore'nın wonu savunmak için IMF'ye gitmesi gerektiğini konuşmaya başladı. 10 Kasım: G. Kore teslim oldu. Merkez Bankası, wonu 986'da tutma çabalannı sür- dürmeyeceğini açıkladı. 19 Kasım: Wonun günlük dalgalanma limiti yüzd£ 2.5'ten yüzde 10'a çıkanldû Won yüzde 10 düştü. 21 kasun: G. Kore ile IMF, 20 milyar dolarlık bir yardım paketi üzerinde anlaştı. 24 Kasım: Japonya'nın en eski aracı kurumu Yamaichi iflasını açıkladı. 29 Kasım: Japonya'nın en büyük borsa aracı kurumlann- dan Yamaichi Menkul Kıy- metler resmen iflas etti. 5 Arahk: G. Kore, IMF yar- dımının ilk bölümünü aldı. 22 Arahk: Kredi derecelen- dirme kuruluşu Moody's, En- donezya. Malezya. G.Kore ve Tayland'ın notlanni düşürdü. 23 Aralık: G. Kore Cum- hurbaşkanı Kim Dae-jung: "L'lkemizin ekonomisi dibe vurdu." 25 Aralık: G. Kore"nin ikin- ci büyük otomotiv firması Kia üretimini durdurdu. 8 Ocak 1998: Endonezya Rupisi, Amerikan Dolan kar- şısında son 7 ayda yüzde 70'lik değer kaybına uğradı. II Ocak: IMF, Endonez- ya'ya bir heyet göndererek. reformlan yakm takibe aldı. 12 Ocak: Hong-Konglu ya- tınm bankası Peregrine Yatı- nm iflas etti. Hang-Seng en- deksi yüzde 8.7 düştü. Ekonomi Servisi - Lzakdoğu Asya'daki kriz yedincı ayını dol- dururken. ülke eko- nomilennde olumlu gelişme olmaması \e her gün bir başka ül- kenin ekonomisine zarar vermesi artık dünyayı tedirgin ediyor. Krizin başlangıcın- dan bu yana sessiz kalmayı tercıh eden Av- rupa da dün bölgeye bir AB heyetı gönder- di. Heyetle birlikte Japonya'ya gıden Ingil- tere Başbakanı Tom Blair. AB'nin Asya'da- ki finansal krizin üstesinden gelinmesi için ABD ve Japonya ile birlikte her türlü çaba- yı göstereceğini söyledi. Krizin başlangıcından bu yana sessiz ka- lan AB heyetinden AB Komisyonu Başka- nı Jacgues Santer,Asya'nın ekonomik ve fi- nansal krizden çıkmasına yardımcı olmak için. Japonya'nın ekonomisini canlandır- masını istedi. Japonya hükümetinin geçen yıl sonunda açıkladığı ekonomik paketi memnuniyetle karşılayan Santer, "doğru yönde atılmış bir adınT olarak nitelendır- di. Santer ile birlikte Japonya'ya giden tn- giltere Başbakanı Tony Blair. Japonya'nın. • Ingiltere Başbakanı Tony Blair, Japonya'nın, ekonomisini yeniden yapılandırarak ve finansal sistemini daha şeffaflaştırarak Asya'da örnek olmasını istedi. ekonomisini yeniden yapılandırarak \e fi- nansal sistemini daha şeffaflaştırarak As- ya'da örnek olmasını istedi. Blair. Japon- ya'ya, knz yaşanan dığer Asya ekonomile- rini finansal istikrar için gerekli önlemleri almalan konusunda ikna edebilmek için rol üstlenmesi çağnsında bulundu. Blair AB'nin. Asya'daki finansal krizin üstesinden gelinmesi için ne yapabileceği yolundaki sorular üzerine. ABD ve Japon- ya ile birlikte Asya piyasalannda istikrann sağlanması için her türlü çabayı gösterece- ğini söyledi. Kohl telefon etti IMF yetkililerinin önceki gün Endonez- ya'ya yaptıkları ziyareti. "reformlann han- giaşamadaolduğunugörmek" olarak açık- laması ABD'nın krizin cıddiyetinin farkı- na vardığının işareti olarak yorumlanıyor. • Endonezya'daki krizin derinleşmesi üzerine Cakarta'ya gelen Fischer başkanlığındaki IMF heyeti, Endonezya Devlet Başkanı Suharto ile "cesaret verici bir görüşme" yaptı. Dün. Endonezya Devlet Başkanı Suharto ile görüşen IMF Başkan Yardımcısı Stan- ley Fischer yapılan toplantının ardından "Ekonomik reformlann süreceği konusun- da anlaşmaya vardık" dedi. Bu arada Japonya Başbakanı Hashimo- tove Almanya Başbakanı Helmut KohPün Suharto'ya telefon ederek. Cakarta hükü- metinin IMF ile anlaşma hükümlerıni yeri- ne getirmesini beklediklerini kaydettikleri açıklandı. Kaz sürüsünün lideri Japonya Başbakanı Ryutaro Hashimoto parlamentoda yaptığı konuşmada. ülkesıni "kaz sürüsünün İiderT konumuna getırme \ aadinde bulunarak. "Finansal ya da ekono • mik karmaşanın Japonya'dan başlamama- sı konusunda kararlıyınTdedi. Öte vandan Asva'nın en büvük finans kuruluşlarından Pe- regrine Yatınm Hol- ding. Asya'daki fi- nansal kriz \e A*\a parabirımlerinıncid- dı ölçüde düşmesi so- nucu. tasfiye kararı aldı. HongKong lide- ri Tung Chee-hvva, tasfiye karannı üzücü olarak nitelendirir- ken, Peregnne ve Hong Kong finansal yet- kilileriyle. şirket aracılığı ile yatınm yapan hissedarlann iyi korunmasının garantilen- mesi için çalışmalar y aptıklannı açıkladı. Peregrine'nin tasfiye haberleri Hong Kong Menkul Kıymetler Borsası'nda yüz- de 8.7 oranında düşüşe yol açarken. 200 ka- dar yatırımcının şirketın Hong Kong büro- suna doluştuklan bildiriliyor. Bu arada Güney Kore'de yeni seçilen Devlet Başkanı KimDae-Jung.lMF Direk- törü MichelCamdessus'dan. IMF planı çer- çevesinde işten çıkarmaları kabul etmeleri için sendika liderlerini ikna etmede destek istedi. Kim'in yardım isteği üzerine Cam- dessus. Güney Kore hükümetinin. IMF'nin. kemer sıkma politikasının acılannı paylaş- tığını göstermek için ilk adımı atması ge- rektığmı sövledi. Dünya borsalannda önemli düşüşler oldu Ekonomi Servisi - Asya'dan dalga dalga yayılan krizin etkileri geçti geçecek denilirken 1998 yılına girilmesiyle birlikte hızlandı. Uluslararası piyasalarda birçok borsa geçen haftayı düşüşle kapatırken haftanın ilk gününde de önemli oranlarda kayıplar yaşandı. En ciddı düşüş Hong Kong'da görüldü. Güne 8894.64 puandan başlayan Hang Seng endeksi yüzde 8.7 oranında değer kaybederek r, , , güpÜ8L2,,i,q6f - - • puandan kapatn, Neveyork'ta Dovv Jones endeksi ise 100 puanlık hızlı bir düşüşle açıldı. Uluslararası borsaların dünkü kapanışları şu şekılde gerçekleşti: • Londra. FTSE-100 endeksi 124 puan düşerek5014 puandan kapartı. 9 Çin'de Şanghay endeksi yüzde 9.07 oranında değer kaybederek günü 40.89 puandan kapattı. # Frankfurt'ta DAX endeksi 149.66 puan düşüşle 4087.28 puandan günü tamamladı. # Tokyo borsası 330.66 oranında değer kaybetti. Nikkei endeks günü 14664.44 puandan tamamladı. # Bangkok SET ende, Endeks, 339.17 puan. # Avusturalya'da Sydney Borsası 60.7 puan kaybederek günü 2542.4 puandan kapattı. - lspanya. IBEX endeksi ise yüzde 1.9 oranında değer kaybetti. m k î i n T i a l î i f r»lfir»îikGüney kore parlamentosunun bugiin başlayacak üç günlük olağanüstii y m . < u l l l c U d i «ı*»^«"^t O pia n t I s m da,iştençıkannalankola>laştıracâkyasanınonaylanmasıbek- leniyor. Kore Sendikalar Federasyonu ise fedakârlık yapmalan için krizden sorumlu hükümet yetkililerinin cezalan- dınİmalanru istedi.Güney Kore'nin haşkentiSeulsokaklandünyineçeşitii gösterileresahneoldu.(Fotoğraf: REUTERS) IMKB'de panik sabşlar yaşandıEkonomi Servisi - Asya'da ya- şanan ekonomik krizin giderek derinleşmesi, lMKB'de (lstan- bul Menkul Kıymetler Borsası) panik satışlara neden oldu. En- deks günü 388 puan düşüşle 3 bin 199 puandan kapatırken fa- izler gevşeme eğilimine girdi. Döv iz ise pariteye bağlı hareket etti. Asya krizinin dün uluslarara- sı borsalarda zincirleme düşüş- lere neden olması, özellıkle ka- mu ve enerji sektör kâğıtlanna gelen yoğun satışlarla hisseler tavan fiyatlara kadar geriledi. Endeks 3 bin 200 puan sınırına dayandı. Bu şok düşüşün ardın- dan ikinci seansın başında gelen satışlann ardından endeks. son yannı saatte gelen hafiftepkı alımlan ile sıkışık bir sey ir ızle- di. Seansın kapanmasına yakın gelen yoğun satışlarla bileşik endeks 3 bin 175 puana kadar geriledikten sonra günü 388 pu- an düşüşle 3 bin 199 puandan kapartı. Hisselerin günlük değer dü- şüşü yüzde 10.82 oldu. Uzman- lar dünkü şok düşüşün ardından bugün endeksin 3 bin 120 puana kadar gerilemesi halinde. bu se- vıyeden gelen tepki alımlanyla toparlanacağını belirttiler. Bor- sanın. 3 bin 250 puan sev iyesin- de direnç noktası oluşturması beklenıyor. Lirada gevşeme Likidite sıkışıklığının giderek azalması. kısa vadeli Türk Lira- sı faizlerinın önceki günlere gö- re gevşemesine neden oldu. Bankalararası piyasada faiz- ler yüzde 69'a kadar gevşerken gecelik repo faizleri yüzde 78 düzeylerine indi. Kısa vadeli faizlerdeki düşü- şe tepki olarak bono faizlerinde 1 -2 puanlık bir gevşeme görül- dü. En çok işlem gören 4 Haziran vadeli kâğttta yıllık bileşik faiz- ler yüzde 107.68 olurken 18 Mart vadeli bono faizleri yüzde 101.28'den işlem gördü. Kısa vadeli bonoların Kurumlar Ver- gisi'nden düşürüldüğü için ban- kalar tarafından oldukça ilgi gördüğü gözlendi. Döviz ise pariteye bağlı ola- rak hareket etti. Kriz dönemle- rinın parası olarak nıtelendiri- len Amerikan Dolan'nın. mark ve yene karşı gücü devam edi- yor. Özellıkle Endonezya eko- nomisinin krize girmesiyle do- lara gelen spekülatif amaçlı ta- leplerin devam ettiği bildirildi. Bankalar açık pozısyonlarını açmaya dev am ederken Merkez Bankası. pıyasanın likidite ihti- yacını bankalardan döviz alarak karşılamaya çalıştı. İŞÇİNİN EYRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Kuzey-Güney Bir zamanlar ABD içinde, ırk ayrımcılığına bakış- la beslenen ve kanlı bir iç savaşa neden olan ay- rım, günümüzde dünya ölçeğinde çok daha acı- masız. kanlı, insan haklarını gasp eden bir ayrımı simgeüyor. Sanal dünyada. sınırları, duvarlarının boyutlan görülmeyen bu ayrım insanlığı öylesine acımasız- ca iki kutba bölmüş durumda ve Kuzey ile Güney arasındaki uçurum öylesine katlanarak büyümekte ki, insanlık Berlin Duvan'nı mumta arayacak. Küreselleşme, yeni dünya sömürü düzeninin zenginler ve yoksullar arasında yarattığı uçurumun simgesi "zengin Kuzey - yoksul Güney"in Berlin Duvarı gibi, görünen belli sınırları yok. Etkisi ülkeler arasında zenginlik yoksulluk uçurumu yaratmakla sınırlı kalmıyor, zengin ve yoksui ülkelerin içinde de aynı ölçülerde zengın-yoksul uçurumunu besli- yor. Düzenin olmazsa olmaz bir ürünü olarak, ınsa- na ait, yüzyıllar içinde yaratılmış değerlerin yıkılışı. akıl almaz bir rüşvet, yolsuzluk, hukukun çiğnen- mesi. mafya ile çetelerin, kirlenmenin bütün ilişki- lere egemen olması süreci yaşanıyor. Sonuçta iyi- ler ve kötüler arasında bir savaş ve hesaplaşmayı da her gün biraz daha kaçınılmaz hale getiriyor. Zengin Kuzey'de, zenginlikten pay alamayan ve her gün biraz daha yoksullaşan, sosyal haklarını yitiren, işsiz kalan kitleler hem sayısal olarak hem de sorunlan ile büyüyor. Işsizler, yoksullar. sosyal haklarını yitirenler, iktidar uygulamalarına karşı, da- ha etkili, daha örgütlü eylemlerle karşı durmaya çalışıyorlar. Küreselleşmenin mucizeleri. IMF, Dünya Banka- sı, ABD'nin jandarmalığındaki modelin uysal, o öl- çüde pariak çocukları Asya Kaplanları'nda patla- yan yeni kriz dalgası önemli ipuclarını da içinde barındırıyor. IMF heyetı Güney Kore'den sonra En- donezya'ya koşturuyor. Başta ABD'nin en büyük yatırım şirketleri. zen- gin Kuzey'in en az zararla krizi atlatabilmesinı sağ- lamak üzere. kaynaklarını zorlayarak Güney Ko- re'ye borç veren IMF'in, dünya finans kuruluşları- nın, Kuzey Kore'de çocukların açlıktan ölümlerine seyirci kalmalan. kıllarını kıpırdatmamaları insanlık adına tüyler ürperticiydi. Haberlere göre. Endonezya'ya koşturma gerek- çeleri bu kez muslukları açma öncelikli değil; daha önce verilmiş kredileri kurtarma paniği... Bizde Re- fah'ın kapatılması davasında. demokrasiye duyarlı ABD'nin Endonezya'da yıllarca desteklediği dikta- törlük sallanıyor. Görülen o ki, Devlet Başkanı Su- harto gözden çıkarılmış. O da zaten kriz kapıya dayandığında, terk edildiğinı sezmiş. zengin Ku- zey'in ağababalarına çok ağır eleştiriler yöneltmiş- tı. Hafta sonunun insan olarak içimi en çok sızlatan gelişmeleri arasında Endonezya'da panıkle mağa- zaların vitrinlerinin boşaltılması değildi; Tayland'da krize karşı yoksul halkın sokaklara dökulmesıydı. Yoksul halk. ülkelerini krizden kurtarmak üzere so- kağa dökülmüş, paralarının düşüşünü durdurabil- mek üzere de ellerindeki dövizleri devlete verme seferberliği başlatmıştı. Tayland'ın zenginleri ise el- lerindeki altın, paha biçilmez eşya, ne varsa hepsı- ni yok pahasına satıp döviz stoku yaparak kendı- lerini kurtarma isterisine kapılmışlardı. Dünyanın ve bizim Kuzey-Güney uçurumumu- zun en sansasyonel aynası ise italya'daki müiteci- ler. Zengin Batı'nın, yoksulluğunu paylaşmaya ni- yetli olmadığı Türkiye'ye yönelik hesaplarında uzun yıllardır oynanan Kürt kartı için. Türkiye'nin önemli bir ayıbı olan kaçaklar elbet sonuna kadar kullanılmak isteniyor. Yıne de yıllardır bu amaçla Kürtleri siyasi sığınmacı olarak alan, ancak sonra vatandaşlık hakkını vermeyen Almanya. bir yeni akının riskini göze alamıyor. Italya ile Almanya ara- sında, "Kürtleri al, ama bize gönderme" anlamın- da bir garip pazarlık yürütülüyor. Bu arada insan hakları başka ülkelerden gelmiş olanlar ıçın geçerlı olmuyor. Mülteci kampları. gelinen ülkelere ve ırk kökenlerine göre ayrılıyor. Türkiye cephesinde ise gazetecilerin en küçük haber araştırmalan ile, nasıl bir kevgir haline gel- miş olduğu anlaşılan sınırlar. kaçakçılar-polıs or- taklığı biraz denetime alınınca. her köşede bir baş- ka yeni kaçırma girişimi ortaya çıkıyor. Olayın hıç de Apo ile sınırlı olmayan boyutları hem Kürt ko- kenliler, hem de dünyanın her tarafından gelip Tür- kiye'yi köprü yapmak isteyenler açısından daha bir anlaşılıyor Başbakan Mesut Yılmaz'ın hükümetin öncelik- lerine ilişkin açıklamalarını, satır aralarıyla, dikkatle. olumlu gözle bakma çabası içinde izliyorum. Ama Türkiye'nin içindeki Kuzey-Güney, zengin-yoksul. iyi-kötü çatışması, uçurumu, büyük tehdıt konula- rında çözüm getiricı. yapıcı olmaktan ne kadar da uzak kalıyor. Sadece çeteler, siyasetin kirliliğı, par- tılerini bağlayan Meclis skandalı, Kürt sorunu. ka- çaklara.. ilişkin de değil, olumlu bir iş yapılmak üzere gündeme getirilen kamu sendikaları. vergı reformu yasa tasanları üzerinde bile... ÇIFTÇI DOSTU / SADULLAH USUMt TEKEL'ı ve sigara fabrı- kalarını "özelleştirme" ba- hanesı ile, yabancı şirket- lere satmak veya ortaklık kurmak için yola çıkanlann artık kendilerinı savunacak güçleri kalmadı... Gerek- çelerinin hepsı teker teker iflas ettirildi. Hele, son bir hafta içinde yapılan çeşitii açıklama ve eleştiriler "sözde özelleştirmecileri" şaşkına çevirdi. Milletimizin öz mallarını yabancılara satmanın adı- nı "özelleştirme" koydular. Ancak, kısa süre içinde ya- pılan işin özelleştirme ile il- gisi olmadığı ortaya çıktı. Ardından "TEKEL bata- caktı, tek çözüm satıp kur- tulmaktı" iddiası geldı. O datutmadı.Çünkü, TEKEL aslında tam bir "altın yu- murtlayan tavuk"\u... Her yıl devlete 250 ile 300 tril- yon lira katkısı vardı. Ayrı- ca, her yıl trilyonlarca lira kâr sağlıyordu... Hele, en çok üzerinde durulan "Sigara fabhkala- nna ya yatınm yapacaktık, ya da satacaktık. Yatırım yapacakparamız olmadığı için satmaya karar erdik" aldatmacısı da geri tepti... Zira, küçük bir araştırma, bakanlık ve TEKEL yetkili- leri tarafından yapılan bu tür açıklamaların gerçekle Aşık Gerçeği Saptırıyon bir ilgisi olmadığını aksine, TEKEL'in, birkaç mülkünü satarak, Akhisar sigara fabrikasını en son teknolo- ji ile donatabileceğini orta- ya koydu!.. TEKEL, biryandan özel- leştirme adı altında sigara fabrikalarını yabancı şir- ketlere devretmeye çalışır- ken bazı mülklerini de sa- tışa çıkarmıştı. Hatta, son derece değerli bazı mülk- lerini de hibe denecek ka- dar düşük fiyatlarla elden çıkarmıştı... Madem TEKEL'in para- ya ihtiyacı vardı, değerli mülklerini neden son de- rece düşük fiyatlarla dev- retti? Diğer mülklerini de neden gerçek değerinin çok altında satmaya çalışı- yor? Trilyonlarca lira değerinde arsalar Ömeğin, istanbul'un en önemli iş merkezi haline gelen Mecidıyeköy'de 26 dönüm arsası bulunan li- kör fabrikasını 100 milyon dolara satmaya çahşmak savurganlık değil de nedir? Mecidiyeköy'ün göbeğin- de 26 dönüm arsaya ve li- kör fabrikasına değer biç- mekte insanlarımız zorla- nıyor. Fabrikanın ve arsası- nın 200 milyon dolara, hat- ta 250 milyon dolara alıcı bulabileceğini ileri sürenler var!.. Mecidıyeköy'de ana caddenin üstünde bir fab- rika ve tam 26 dönüm ar- sa... Hem de toplu halde. Değil site, değil iş merkez- lerı. kent bile kurulabılecek kadar büyük bir alan... Üs- telık de o bölgede toplu halde kalan tek büyük ar- sa... Devlet Bakanı Eyüp Aşık'ın yaptığı açıklamaya göre, Akhisar sigara fabri- kasını çalıştırabilmek için 250 milyon dolara ihtiyaç varmış. Işte... Sadece Me- cidiyeköy'de satılması planlanan bir tek likörfab- rikası ile Akhisar sigara fabrikasını çalışabilir hale getirmek mümkün... Sat, likör fabrikasını 250 milyon dolara... Yap. dünyanın en modern sigara fabrikası- nı!.. TEKEL'in elinde kullanıl- mayan öylesine değerli mülkler var ki... Şu anda aklımıza gelenleri sıralayı- versek gene de birkaç si- gara fabrikası kurulabilir... Orneğin, TEKEL yönetimi, izmır'de, Konak'ta geçmiş yıllarda Gery Tobac- co'dan satın aldığı bir de- posunu özel ıdareye 282 milyar lırayadevrettı... Özel ıdare de burasını otoparak yaptı. izmırlilerin verdıği bilgiye göre, kentin en merkezi yeri olan Konak'ta bu deponun arsası en azından beş ile on trilyon li- ra edebilirdi... TEKEL. şımdi de gene İzmır'in en merkezi yerle- rinden bin olan Basma- ne'dekı deposunu büyük şehır belediyesıne 63 mil- yar liraya satmaya hazırla- nıyormuş... Bu deponun da gerçek değerinin tril- yonlar ile ölçülebileceğı ıle- rı sürülüyor... Dahası var... İstanbul'da Cıbalı sigara fabrikası boş duruyor ve hiçbır hızmet üretilmiyor. Şişli gıbı bir yerde Bomonti bira fabri- kasınınyerı. Büyükdere'de kibrit fabrikası, Ankara'da bıra fabrikası, Trabzon ve Bursa'da yaprak tütün merkez bınaları. İnegöl'de kibrit fabrikası... Hepsi de artık kent mer- kezlerinde kaldığı ıçın mil- yonlarca dolar edecek ka- dar değer kazanmış. Bun- lar ayak üstü tespit edile- bilen mülkler... Arsalarda üreticinin teri var TEKEL tam bir kiıii çıkı. 70 yıldan beri topladığı mülkler şimdl altın değe- rinde. Üstelık, bu mülkler gökten yağmamış. Milyon- larca yurttaşımızın 70 se- neden beri içkisine, sigara- sına ve ürettığı tüm ürünle- rıne ödediği paralarla sağ- lanmış... Daha da önemli- si, bu mülklerın temelinde milyonlarca tütün üreticisi- nin tam 70 yıllık alın terı var... Hiç kimse bu mülkle- n yok pahasına satamaz... Bir yerlere yatırım yapa- caksa bile, gerçek değeri- ni araştırmak ve bulmak zorundadır... TEKEL ve ilgili bakanlık yetkilileri, belki de üç veya beş yıldan beri TEKEL'İ özelleştırmek ve sigara fabrikalarını da yabancı şir- ketlere devretmek için ça- lışmalarını sürdürüyordu. Bu çalışmalar bugüne ka- dar resmen açıklanma- makla birlikte gizli de tutul- muyordu. Fransız, ingılız ve Amerikan şirketleri ile hem kendi ülkelerinde hem de Türkiye'de pazar- lıklar yapıldı... Amaç, TE- KEL'ın sigara fabrikalarını satmaktı. Yasal ımkân bu- lunamayınca ortaklık yolu denendi. Nitekım, sonuçta da ingılizler ile ortaklık an- laşmasına vanidı. Demek ki, TEKEL'in ve ilgili bakanlığın hedefi yıl- lardan beri sigara markala- rımızı ve fabrikalarımızı el- den çıkarmaktı. Eğer, a- maç TEKEL'İ yaşatmak ol- saydı. Akhisar sigara fab- rikası kim bilir kaç yıldan beriçalışıyorolacaktı... Ni- tekim, ondan sonra inşa- atına başlanan Samsun Ballıca sigara fabrikası da- ha geçen yıl üretime baş- ladı... Amerikan, ingıliz ve Fransız tütün ve sigara sa- nayiçileri 1986 yılında Tur- gırt Özal'ın açtığı kapıdan Türkiye'ye girdi. Ogünden beri bütün kaleleri teker te- ker düşürüyor... Üstelikya- bancılan savunmak ve on- lara iş imkânları açmak Türkiye'de bazı çevrelerce moda haline geldı... Bu gelişmeleri ve bu anlayışı önlemenın tek yolu, TE- KEL'İ satmaya kalkanlar- lardan hesap sormaktır... Yerli Honda satışta Anadolu Grubu ve Honda Motor Co. ortaklığıv- la Gebze Şekerpınar'da kurulan Honda Otomo- bil Fabrikası'nda öretilen Honda Civic 4 kapılar satışa sunuldu. Dünva ile a\nı anda Türkiye'de üretilen Honda Civic 4 kapının, sınıfında üstiin bir kaliteye sahip olduğu belirtiliyor. Honda Civic 4 kapüann Anadol Honda'nın Türkiye çapındaki üç fonksi- yonlu 19 bayisinde, 2 yıl sınırsız Idlometre garantisi ile satışa sunulduğu kavdedilivor. Otomobilde pazar büyüyor Ekonomi Servisi - Otomotiv Sanayii. 1997 yılında 400 bin adet araç üretti. Toplam pazar içinde yerli otomobıllerın satışları da bir önceki y ıla göre yüzde 21 oranında artmasına karşın. ithal otomo- bil satışlannın yüzde 110 oranında artı- şı pazarın yüzde 44 oranında büyüme- sine neden oldu. Otomotiv Sanayii Derneği sektörün 1997 yılı performansını açıkladı. Derneğin açıklamasına göre. Aralık 1997de toplam üretim 41 bin ıken top- lam otomobil üretimi de yüzde 57 ora- nında artarak 26 bin düzeyinde gerçek- leşti. 1997 yılında bir önceki yıla göre oto- mobil ithalatı ise yüzde 118 oranında artarak 57 binden 125 bin adete yüksei- di. Ithalat Lzakdoğu ülkelerinden yüz- de 134. AT ülkelerinden yüzde 122 ve Doğu Bloku ülkelerinden yüzde 23 ora- nında gerçekleşti.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear