25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
10 OCAK 1998 CUMARTESİ • • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLERIN DEVAMI 17 Istanbul "dırne Cocaeli vanakkale Izmir Manisa Aydın Denızlı Y PB Y PB PB PB PB PB 9 10 9 10 14 15 14 12 Sinop 7 Adana PB 16 Samsun 9 Mersin PB 17 Trabzon Y 8 Dıyarbakır Y Giresun Y 6 Şanlıurfa Y Ankara K 5 Mardin Eskişehır K 4 Siirt Konya B 5 Hakkâri Sıvas K 0 Van Zonguldak Y 8 Antalya PB 17 Kars Yurdun kuzey ve doğu kesımlen çok bulutlu, Marmara'nın doğusu, Karadenız, Iç Anado- lu'nun kuzey ve doğu- Helsinki su, Doğu ıle Güneydo- ğu Anadolu yağışlı ge- çecek. Yağışlar, Kara- denız kıyılan, Marma- Amsterdam PB 9 ra'nın doğusu ıle Gu- neydoğu Anadolu'da karla karışık yağmur, dığer yerterde kar şek- lınde olacak. Oslo K 1 K -2 Stockholm K 1 Londra PB 10 Brüksel Pans Bonn PB 8 PB 10 PB 10 Münih PB 11 Atina Beriın Budapeşte Madrid Viyana Zürih Belgrad Sofya Roma PB PB PB PB PB PB PB PB 8 14 16 14 12 16 9 16 PB 16 'Tahran Kahıre ASYA Moskova K -2 Aşkabat Akmola Taşkent Bakû Bişkek Tiflis Kahire PB PB PB PB PB Y P3 12 -7 4 7 1 10 19 Şam B 14 Parçalı bulırtlu Sısiı Bulutlu t Çok bulutlu ı Yağmurtu SuuUt» Kartı > Gok gurültulu G U N C E L CÜNEYTARC4YÜREK • Baştarafi 1. Sayfada Devleti, Hazine'yi soyanları, yolsuzluklan hele ünlü bir isim de buldular mı, hırsız-polis serüveni- ne çevirerek ballandıra ballandıra hareketli sahne- lerle izleyiciye veriyorlar. Seyirci "vay namussuz" diye ayağa kalktığı sı- rada, ikinci senaryo ekrana geliyor. Canlı ve acıklı sahnelerde otel demeye insanın dilinin varmadığı ahır gibi binalarda üst üste yatan, çeşitli ülkelerden insanlar Italya'ya gitmek için ka- ' çak yaşıyor. Geçende birTV muhabiri, adama, "Gemiye bin- mek için kaç gündür bekliyorsun " diye sordu. Ya- nıt, bir hafta, iki hafta değil, "Üç aydırbekliyorvm" .oldu. Üç aydır Istanbul'un insan ayağı basmayan so- kaklarındaki dokunsan yıkılacak köhne binalarda Italya'ya kaçak girmeyi düşleyen bu insanların var- lığını Türk polisi bir hafta önce, yeni keşfetti. Türk polisi, Istanbul'dan ya da Çanakkale'de bir koydan insan yükleyen gemilerin farkına varabil- mek için taa Italya'dan gelen Interpol mesajını bek- ledi. Ne yazık, güvenlik güçlerimiz dışardan ihbar bekledi ve sonra hayret verici bir olay gelişti. Po- lis eliyle koymuş gibi, çoğu pasaportsuz yüzlerce insanı Istanbul'da yakaladı. Birkaç gemiye el konuldu. Habur kapısından yüz bini aşan insan trafiği yeni öğrenildi. TV'ler, polisin kaçakları yakalama operasyonla- nna alkış tuttu, tutuyor. Üstelik operasyona giden polisin peşinde kameralar.. Görülmemiş bir polis artı medya işbirliği sonucu polis reklamı! Polisimizin gecikmeli, ama "başanlı" diye nite- lenen çabalarının ardından Italyan Dışişleri Baka- nı Lamberto Dini'nin bir cümlesi hayli eğlenceli. Hatta stres atmaya yarayabilir. Diyor ki Bakan; "Türk yetkililer 'hızır gibi' insan kaçakçtlannm yakasına yaptştı". Övüyor mu, iğneliyor mu? Aylardır limanına, so- kaklarına, gümrük kapılanna egemen olamayan "kaçaklar ülkesi" ile, yabancı bir diplomat ancak bu denli zarif biçimde dalga geçebilir. Nereye doğru? Hükümetimiz Italya'daki emniyet genel müdür- leri toplantısına katılmayı uygun gördü. Elbette doğru bir karar aldı. Emniyet Genel Müdürümüz Necati Bilican, kol- tuğu altında göçmen olayında PKK'nin rolünü an- latan bir dosya ile toplantıya katıldı. Sonuç ne oldu? Fransa, Almanya, Italya, Yuna- ntslafi', • Avusturya ve Hollanda; "terör örgütü Pfc.K'nin ve organize suç örgütlerinin olaylardakı 'fölüne 'niyet' bildirisinde yer vermeyi reddettiler." PKK etkenliğini kabul etmediler; çünkü Batı ül- kelerinin kafasında Güneydoğu sorununun "siya- sal" çözümü yatıyor. İnsan haklarını ve ekonomik öğeleri gerekçe yaparak Kürtlere azınlık hakları ta- nımamızı sağlayacak çeşitli senaryolar üzerinde çalışıyorlar. Italya'daki toplantıya koşut bir başka toplantı hemen aynı gün AB'nın başkentı sayılan Brük- sel'de yapıldı. Gelen haberierden; "Almanya'nın Türkiye'deki Kürt meselesinin Avrupa genelinde düzenlenecek bir konferansta ele alınmasını iste- diği ve AB üyesi ülkelerin siyasal baskı uygulama- sını gündeme getirdiği" öğreniliyor. İnsan ticareti ve göçmen gemileri olaylarını Av- rupa, başka kanala aktararak Sevr'e kadar uzana- cak bir arayışla Kürt sorunu adıyla masaya yatır- mayı planlıyor. AB'nin üyelik adaylığımızı geri çevirmesinden sonra Avrupa medyasında lehimize esen hava, göçmen vapurları olaylarıyla aleyhimize döndü, dönüyor. Dilerseniz bir iki rakamla önce halimizi irdeleye- lim ve sonra sonuca gelelim. Adana Başsavcısı'na göre, 1 milyon 200 bin olan ilde her dört kişiden biri, 300 bin kişi "hergün mahkemede". Güvenliğimizi emanet ettiğimiz 173 bin polisı- mizden 18 bini mahkemelik. Limanlara giren çıkan belli değil. Büyük kenti- mizde aylak ve pasaportsuz yığınlarla insan kaçak gelmiş, kaçak gitmeye hazır. Ve, biz Italyan Dini'nin alaylı söylemiyle mutlu oluyoruz. Iyi mi?.. Devlet Bakanı Cünes Taner 'IMF ile yepyeni bir anlaşma yapacağız' Ekonomi Servisi - Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Güneş Taner. IMF ile yepyeni bir anlaşmanın şartlannın tar- tışıldığını \ e anlaşmanın yapılması halinde enflasyonun yüz- de 50'ye düşürüleceğini söyledi. Özelleştirme programının uygulanmasına bağlı olarak bu oranm daha da düşeceğini kaydeden Taner, "Geçen yıl enf- lasyonun yüzde 100'ü bulaca- ğuu söylediğimde bana kızdı- lar. 1998 yılı sonu itibamla yüzde 50'ye düşüreceğiz"' de- di. ŞEMAD tarafmdan ven- len iftar yemeğınde bir konuş- ma yapan Taner. enflasyon yüksek seyrettiği sürece Tür- kiye'nin yabancı kaynak bu- lamayacağıru belirtti. Bundan sonra enflasyonun her ay dü- şeceğini saMinan Taner şunla- n söyledi: "IMF ile Dünya Bankası ile görüşmelerimizde ortaya koyduğumuz yepyeni bir program var. Türkiye, IMF ilestand-by yapmayacak. Basında söylenenlere aldan- mayın. Yeni bir anlaşmanın şartlan. miktan. süresi tarü- şılmakta. Riski biz alacağunı- za göre şartiannda anlaşabi- Hrsekenflasyonu daha da aşa- ğıya çekebilecegiz." Denetçilere basla• Baştarafi 1. Sayfada GönüTün çeşitli kurumlarda ger- çekleştirilen incelemekrle ilgili 40 dosyayı masasında beklettiğini id- dia etti. TBMM Genel Kurul salonu yol- suzluğunu araştırmak üzere baş- kanlık di\Bnı bünyesinde oluşturu- lan komisyon, önceki gece Emlak Konut Genel Müdürü Sükyman Şa- hin'in bilgisine başvurdu. Komis- yon Başkanı Kamer Genç ile CHP'li üyesı Önder Kırh, dün bir basın toplantısı düzenleyerek ko- misyonun çalışmalan konusunda bilgi verdi. Genç, başkanlıkdivanı- nın ihalenin başlangıcından itiba- ren devre dışı bırakıldığına dikkat çekti. Emlak Konut Genel Müdü- rü Şahin'in, kendi paylarına düşen "hatayı" kabul ettiğine dikkat çe- ken Genç şunlan söyledi: "Emlak Konut bu işin maliyetinin ne olaca- ğuu saptamak için ihaleye katılan firmalardan fiyat analizi almahydı. Bunu ihale sözleşmesine ve daha sonraMesa-Nurclileimzaladığısöz- leşmeye koymuş. Ama uygulamada, firmalardan analiz almamış. Bunu, hep iş yapüğı fırmalara güven şek- lindeifadeediyor. Bu, Mesa-NuroTa "Fiyatlan istediğin gibi belirle' an- lamına geliyor. Emlak Konut, fiyat analizi istememelerinin kendi hata- lan olduğunu kabul ettL" Emlak Konut'unda TBMM Baş- kanlığı'ndan Ural Mühendislik ta- rafından hazırlanan keşif özeti iste- diğine dikkat çeken Genç, "Asıl so- rumlu, Emlak Konut'un da Mesa- Nurol'un da çıkardığt fazia fatura- lara göz yuman dönemin TBMM Başkanıdır" dedi. Genç, genel müdürün. millerAe- kili koltuğu, yer döşeme halısı, avi- ze temizleme, mevcut salonun sö- küm işi de dahil bırçok malzeme için çıkanlan "şişirilnnş'* faturala- nn incelenerek fazla çıkanlan mik- tann Emlak Konut tarafmdan TB- MM'ye ödeneceği konusunda söz verdiğini bildirdi. Genç, TBMM"- nin şimdiye kadar Emlak Konut'a ihale bedelinin yüzde 6O'ı oranında "hakediş" ödediğini, en son öden- mesi gereken 1 trilyon 600 milyar lirahk hakedişin ise durdurulduğu- nu bildirdi. Genç, gazetecilerin, 920 bin do- larhk gecikme bedelinin Mesa-Nu- rol'dan tahsil edilip edilmeyeceği yönündeki bir sorusuna. "İnceB>o- ruz. Sözleşmede en fazla 2 ay den- miş. Ama % gûn iş uzamış. Bize gö- reistenebifir, ama incelenecek" kar- şılığını verdi. BaşbakanMesutYılmaz. Kalem- li'nin dokunulmazhğının kaldınl- ması konusundaki sorular üzerine 'ANAP olarak bu tür iddialann her zaman araşanlmasından \ana\iz. Arastırma önergesini de biz verdik. Şu anda mesele zaten savcıkğa da intikal etmiştir. Dokunulmazlığm kaldınlması talebi gelirse biz bunu da kabul ederiz'" dedi. DSFde 1.6 trilyonluk vurgun • Baştarafi 1. Sayfada di. Odemelerin, birim fiyat tariflerinin "B- 15312" poz numarasına göre 629 metre- küpTL olarak yapılacağı belirtildi. Ancak Özaltın tnşaat Ticaret ve Sanayi AŞ. bu fiyatla yapmayı güvence ettiği baraj dolgusu ışinin bedelini, DSİ 9. Bölge Mü- dürlüğü ile "yeni fiyat tutanağı" düzenleye- rek yaklaşık 2.5 kat yükseltti. Özaltın şirketinin, sözleşmeye aykın ola- rak yeni birim fiyatı kullandığını belirleyen Sayıştay denetçileri, DSİ 9. Bölge Müdür- lüğü hesaplannı incelemeye aldılar. Sayıştay denetçilerinin hazırladığı rapor- da, 1 trilyon 603 milyar lirahk fazla ödeme şöyle anlatıldı: "Müteahhit söz konusu ba- raj gövdesi dolgusunu sözleşme yüı (1984) teklif rıyatlanyla 629 metreküp/fL'ye yap- mayı taahhüt ettiği halde; bu imalat kalemi- nisözieşıneveeklerindeyeraunay-an'iş' oia- rak nhelemeksuretiyle 'kaya ocağının değiş- tirilmesi' gerekçesi ile B-15312/A yeni birim fiyat tutanağı yapüarak sözleşmeyılı tekliffi- yaüntn 1598^96 metreknp/TL'ye çlkanldjçgi," ' diğer ydlarda ise B-15312/A anaüzine göre uygulama yılı fiyatına göre fiyat farkı veril- mesi suretiyle yersiz ödeme yapıldığı tespit edilmiştir.' 1 Raporda. "Birim Fiyat Cetveli Tarifkri ve Şartlan Khabı"nda birim fiyat tarifinin açık biçimde yapıldığı vurgulanarak, malzeme ocağının değiştirilmesi durumunda bile ön- görülen fîyat ile sözleşme esaslannın de- ğiştirilemeyeceği belirtildi. Raporda, 25 Arahk 1996 tarihinde yapı- lan 675 milyar 640 milyon 800 bin lirahk fazla ödemeden Sayman Mehmet Güneş, Baraj lar Daire Başkanı Erol Çalımh. DSİ 9. Bölge Müdürlüğü'nde görevli mühen- disler Kâzım Bayrak, Mustafa Biltekin ve Salim Yüdızak ile bölge müdür yardımcı- sı Bedirhan Hayırü, bölge müdürü ve şim- diki genel müdür yardımcısı Doğan Yem- şen sorumlu gösterildi. Yine aynı gün ya- pılan 647 milyar 565 milyon 675 bin lira- hk fazla ödeme ile ayn kalemde yapılan 279 milyar 931 milyon 664 bin lirahk faz- la ödemeden Mehmet Güneş, Erol Çalım- lı, Kâzım Bayrak, Mustafa Biltekin, Salim Yıldızak, Bedirhan Hayırlı, DSt 9. Bölge Müdürü Adem Kuzulu ile Doğan Yenişen sorumlu tutuldu. Hazine'nin zarannın müteahhit ve so- rumlu bulunan DSİ yetkililerinden tahsil edilmesi için denetçi raporunun Sayıştay dairesince karara bağlanması gerekiyor. 1 " " Özaltın tnşaat Ticaret ve Sanayi AŞ' nin . sahibi'Ve.ANAP'lı Ali Talip Özdemir'in kaymbabası Nuri Özaltın, rapordan haber- dar olduğunu söyledi. Sayıştay denetçilerince ortaya konulan haksız odemelerin asılsız olduğunu öne sü- ren Özaltın, DSl'nin bu konuda ilgililere gereken yanıtı verdiğini söyledi. Özaltın, odemelerin sürdüğünü de söz- lerine ekledi. Emlakbank^a yeni müdür H Baştarafi 1. Sayfada Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel tarafın- dan onaylanan karamameye göre, Emlak Ban- kası Genel Müdürü Fatih Eker'in yerine, Em- lakbank lktisadi-Finans Müdürü Erdin An ge- tirildi. Emlak Bankası'nın Meclis genel kuru- lunun salon ihalesine herhangi bir müdahalesi- nin olmadığını savunan Eker, açıklamasında şu görüşleri savundu: "Emlak Konut AŞ, banka- mızın bir ortakhğıdır. Emlak Konut AŞ Genel Müdürii'nün 1997 Arahk ayında değiştirUme- sinden sonra yeni genel müdür, 2.12.1997 tari- hinde sözkonusu işin bankamız teftiş kurulu ta- rafmdan incelenmesi talebinde bulunmuş, ban- kamı/ teftiş kurulunun görevlendirdiği müfcttiş- ler tarafmdan 9.12.1997 tarihinde konu incelen- mey c başlamış ve halen inceleme dcvam etmek- tedir. Banka genel müdürlüğünden istifa et- tiğime dair yer alan haberler tamamen gerçek dışKÜr." Devletm inşaatları H Baştarafi 1. Sayfada Bankası konutlan ile Toplu Konut Idaresi'nin Er- yaman 1. etap \ e Halkalı 1. etap konutlannı da ya- pan Mesa firmasının bu iki kuruluştan aldığı iha- lelelerin toplamı 1 milyar dolan aşıyor. Yurtiçin- de Emlak Bankasrnın ihalelerine katılan firmanın. bankadan toplam 640 milyon 700 bin dolarlık iş aldığı belirlendi. Mesa halen Emlak Bankası için keşif bedeli 32 milyon 500 bin dolar olan Denizbostanlı 7. kısım ikinci etap konut inşaatını sürdürüyor. Mesa'nın Toplu Konut tdaresi"ne de 371 milyon dolarlık ko- nut yaptığı ortaya çıktı. Firmanın aynca Milli Sa- vunma Bakanlığı lojmanlan ve milletvekilleri loj- manlannı yaptığı belirlendi. Öte yandan eski TBMM Başkanı Mustafa Ka- lemli'nin kendilerindenev almasının normal oldu- ğunu belirten Mesa fırması yetkilileri. zamanlama- nın yanlış olduğunu savundular. Anayasa Mahke- mesi Başkanı YektaGüngörÖzden'in de Mesa ev- lerinden almak ıstediğıni belirten yetkililer, "An- cak parası yetişmedi" dediler. Meclis soruşturmasıyla aklanacaklannı iddia e- den firma yetkililen olayın komplo olduğunu öne l 'sürdületc"Meclis inşaatındaki yolsuzluk iddiala- nyla gündeme gelen Mesa Mesken Sanayii AŞ, Mesa Şirketler Topluluğu'na bağlı şırketlerden yalnızca bir tanesi. Yurtiçi ve yurtdışında aldığı ta- ahhütlerle tanınan fırma yurtdışında daha çok Lib- ya'da iş yapıyor. Libya'da konut, okul, lojman. fabrika binalan inşa eden Mesa'nın, Libya Silahlı Kuvvetleri için El-Kırdabiye Hava Üssü"ndekı 10 bin binanın in- şaatını gerçekleştırdiğı belirtildi. Kalemli ıle ilgi- li ıddialan gündeme getiren ve bu konuda rapor- lar da hazırlayan CHP'li İdare Amın Önder Kırh hakkında, Basa \e Kalemli cephesmden usulsüz- lük iddıası sızdınldı. Basa ve Kalemli cephesı, ku- lislerde, Kirlı'nın kişisel ağırlığını koyarak ihale yapmadan Meclıs'te özel "fastfood" açılmasını sağladığını ileri sürdü. Kırlı ise Meclis"in gerek- sınımı olduğu ıçın böyle bir salonun açıldığını be- lirtti. DSP'li Devlet Bakanı Hasan Getnki de partısı- nın Zonguldak il merkezine yaptığı zıyaret sırasın- da Meclis skandalına değindi. Gemicı. "Meclis skandah, Susurluk'tan sonra gündeme gelen en önemli ve çözüm bekleyen bir konudur" diye konuştu. TEKEVinsatıştnasoruyağmuru3 •/ CJANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Kocaeli Milleuekili Bekir Vurda- gül, TEKEL'in satışına ilişkin kararla, Akhisar Fabrikası ile Samsun ve Yeni Harman sigaralanmn isim hakkının devrindeki hukuksuz uygulamalan sı- ralayarak, Devlet Bakanı Eyüp Aşık'ı soru yağmuruna tuttu. CHP olarak TE- KEL'in satışına ilişkin gelecek hafta so- ru önergesi vereceklerini bildiren Yur- dagül, "Hedef, 33 milyon rürün iireti- cisinin tek da>anağı olan TEKEUin bi- rilerint' peşkeş çekümesine mi gelmiş- tir" diye sordu. Yurdagül. dün TBMM Başkanlı- ğı'na Aşık'ın yazılı yanıtlaması iste- miyle verdiği soru önergesinde. "1980 yıhndansonra ülkeyiekonomikve sh'a- sal krize sürükleyen anlayış, cumhuri- yetin kurulduğu \ ıldan beri tüm halkn mızm tırnağından artorarak yaratrığı tüm kunıluşlan tekertekervokedryor" dedi. Yurdagül. soru önergesinde yasala- ra aykın uygulamalan ve özetle şu ko- nulan gündeme getirdi: - Hedef, TEKEL'in birilenne peşkeş çekilmesi mi? - Samsun ve Yeni Harman'ın devri ÖYK karanyla olabilir, bunun için de önce TEKEL'in özelleştirme kapsamı- na ve programına alınması gerekir. YPK karanyla yapılan özelleştirme hu- kuka aykın değil mi? - Kamuya ait taşınmaz olan Akhisar Fabrikası'nm mülkiyet üzerinde tasar- ruf hakkı yabancılara geçecek. Anayasa Mahkemesi'nin yabancıla- nn Türkiye'de taşınmaz edinmesine olanak sağlayan yasalan iptal ettiği bi- linırken, kimin malı kimden kaçınl- maktadır? - Ülke çapmda tekel teşkil ettiği tar- tışmasız olan Samsun ve Yeni Harman sigaralan, çoğunluk hissesine yaban- cılann sahip olacağı şekilde devredile- mez. Bu biçimde özelleştırme Yaban- cı Sermayeyi Teşvik Kanunu'na aykı- n değil mi? - Özelleştinnede amaç "devietin sır- nndaki yükü azattmaktır" savını öne sürenler. Türkiye'nin en büyük 500 sa- nayi kuruluşu içinde yer alan TEKEL'i ortaklık adı altında yabancı sermayeye peşkeş çekmektedir. Hukuka aykın bi- çimde yapılan bu uygulamanın altında yatan gerçek nedenler nelerdir? - Basına verdığınız demeçte, "konu- nun yasa ile düzenlenmesi gerekngini kabul etüğiniz, ancakyasaTBMM'den geçmeyeceği için bu yolu denedjğunz" yer almıştır. Bu, yaptığınız işin hukuk dışı olduğunun itirafi değil midir? DOSTLARTNA DUYURU SEVGtLÎ ONÂT KUTLAR'ı ÜÇÜNCÜ AYRILIK YTLINDA ÂŞÎYAN'DAKİ MEZARIBAŞINDA 11 OCAK PAZAR GÜNÜ SAAT 12'DE SEVGÎYLE, SAYGIYLA ANACAĞIZ. VEFAT Babamız Dr. H. ORHAN BAYKAL'ı 1.1.1998 tarihinde yitirdik. Cenazesi bugün Marmara Üniversitesi llahiyat Fakültesi Camii'nde kalmacak öğle namazından sonra kaldınlacaktır. Acımız sonsuzdur. Doç. Dr. F. HAKAN BAYKAL FATÎH 2. ASLtYE HUKUK HÂKİMLtĞI'NDEN Dosya No: 1997/715 Malatya ili Arguvan Akören köyü 24 hanede kayıtlı Hü- seyin ve Fatma'dan olma 1961 doğumlu ZEYNAL SU- NA'nın isminin ZEYNEL olarak tashihine mahkememi- zin 24.12.1997 tarih ve 1997/863 sayılı ilamı ile karar ve- rilmiştir. Duyunılur. • Baştarafi 1. Sayfada Aşık, yargının hukuka ay- kın özelleştirmeleri iptal et- mesını. "Ufak tefek şeylere takılıp da iptal edilince. so- nuçta ülkeyezararveriliyor'" diye değerlendırdı. "PÖüti- kacılann ve bürokratlann kamu varlıklannı satmak ye- rine. düzeltmeye çalışması gerekmiyor mu?" şeklinde- ki eleştırileri de yanıtlayan Aşık şunlan söyledi: "Bun- lan ben de düzeltemiyorum. Ben bu işiyapamadığimagö- re başkası da ya vapmaz ya da yapamaz. KİT'lere hiç güvenmeyin. Zannedildiği gibi değil. Bunlan savunma- yın. Bunlann kötü yönetil- mesinin bedelini bütün mü- let ödüyor.." Tepkiler TEKEL'in satışa çıkanl- masına karşı Tek Gıda-lş Sendikası eylem planı hazır- lığı içine girdi. TEKEL'e bağlı işyerlerinde yapılacak toplantılann ardından, üreti- min durdurulması ya da An- kara'ya yürüme karan çık- ması bekleniyor. Tek Gıda- lş Sendikası Marmara Böl- ge Başkanı Ozcan Mete baş- kanlığında önceki gün bir araya gelen 15 şube başka- iı ve yöneticileri düzenle- dikleri toplantıda eylem pla- nını göriiştüler. Toplantıda konuşan şube başkanlan, Aşık'ı eleştirdiler. Türkiye Ziraatçılar Der- neği Yönetim Kunılu Baş- kanı İbrahim Vetküı de, TE- KEL'in Samsun ve Yeni Harman sigaralanmn isim hakkını devTetmesini 'peş- keş' olarak niteledi. G Ü N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafi 1. Sayfada Spor Kulübü Voleybol Şubesi Başkanı 32 yaşında- ki Dr. Tibet Kızılcan'ın cenaze namazında, arka- da-yanda bekleyen kadınlara seslendi: - Sizde buyurun... Olay, müftünün soyadı Kuru, demek ki tuzu da kuru; ölenin soyadı da hayra alamet değil, denip geçilecek cinsten değil... Haber birinci gün, "Vay anasına sayın seyirci- ler" türünden, "değişik bir haber" olarak medya- ya yansıdı. İkinci gün ise tartışma büyüdü... Konunun iki boyutu var. - Oluş biçimi... - Medyanın ele alış biçimi... Ikinciden başlayalım. Bizim medyanın maşalla- hı var. Ele aldığı konuyu öyle bir sulandırır ki mu- son yağmuıian fason kalır. Bir konunun içini boşalt- mak istiyorsoiız medyaya vereceksiniz, içinde ha- va bile bırakmaz. Ama konunun kamuoyuna ulaşması için de medya kaçınılmaz. Bu döngüyü kısır bırakıp birin- ci şıkka geçelim. Kuru, iki gündür kanal kanal dolaşıyor. Düşün- celerini aktanyor: "Zamanla âdetlerle ibadetler birbirine kanşmış. Orada hanımlar da bir gence dua etmenin huzu- runu yaşasın istedim. Zaman zaman bu türanons- lar yapıyorum. Geçen yıl da bir valimizin annesi- nin cenazesinde kadınlan namaza çağırdım..." Dün de Ankara'da DYP kurucularından Zeke- riya Akçalı'nın Kocatepe Camisi'ndeki cenaze na- mazında bir kadın ön safta yerini aldı. Gazeteciler konuyu Diyanet Işleri Başkanı Mehmet Nuri Yıl- maz'a sordular. Yılmaz, "Olabilir" dedi, "kadınlar da cenaze namazı kılabilir". Ülkemizdedin siyasal laştınldığı için, camiler za- man zaman ibadet değil hiddet yeri haline getiril- diği için, vicdandan alınıp cüzdana konduğu için, dinin "insanla ilgili" yanı ne yazık ki ön plana çık- mıyor(du). Hele kadınlaria ilgili yanı tamamen "sömürü" ha- line getirilmişti. Sanki din ve kadın birleşince orta- ya sadeceçarşaf çıkarmış gibi, şeriatçı kesim, mü- cadelesinin bir ayağını buna göre kurdu. Sağduyusuna güvendiğim kişilerden eski Diya- net Işleri Başkanı Lütfü Doğan'ı aradım. Söze, "Karşıyaka müftüsünü tebrik ediyonım " diye baş- ladı. Kuru'nun çok doğru bir şey yaptığını, kadın katılımının Türk toplumunun gelenekleriyle de ör- tüştüğünü söyledi. Doğan, 1963 yılında Ankara'da tfacı Bayrahn Camisi'nde bunu denemiş. Kadınlan da cenaze namazına katılmaya çağırmış. Konuyu tartışmaya açmaya çalışmış. "Olmadı" dedi, "sar.ınm o dö- nem toplumumuz buna tam hazır değildi. Ama şimdi, başanlmış olmastna çok seviniyorum." Kendi dilinde ibadet... Doğan'a göre "kendi dilinde ibadet"\ de tartış- maya açmak, sağlıklı bir nokta yakalamak gereki- yor. Düşünceleri şöyle: "İbadet anlayarak edilmeli. Örneğin dualar, tü- mü Türkçe olmalı. Islamda ruhban sınıfı yok. Do- layısıyla insan Tann'ya doğrudan ulaşabilir. Ken- disi ulaşabilir. Cumhuriyetin ilkyıllannda Kuran'ın Türkçeye çevrilmesinde temel düşünce, insanla- nn Kuran'ı anlayabilmesiydi. Bu bir ölçüde başa- rıldı. Ama arkası getihlmedi." Türkiye, nüfusunun büyük bir kesimi Müslüman olan ülkeler arasında, dini günlük yaşamın gerçek- leriyle bağdaştırma konusunda tartışma açabilen tek ülke. Bu, Doğan'ın da düşüncesi. Ayrıntılan uzmanların işi. Ancak konu ne olursa olsun, tartışma zemininin yaratılabilmesi, sorunun çözümünde en önemli halka. Ama medyanın sık sık yaptığı gibi sulandırma- dan, şeriatçıların yaptığı gibi insanları "/«v/"landır- madan... Lütfü Doğan'la sohbetimiz, yeni düşünceler doğmasının güzelliğine geldi. Doğan, "Güneş do- ğunca topraktaki farklı tohumlar yeşerir, güzelle- şir" dedi. Sordum: - Burada güneş ne oluyor? Duraksamadan karşılık verdi: - Demokrasi... Ölüm, yaşamın gerçeği. Cenaze namazlan hep olacak. Dileyelim, demokrasininki hiç olmasın... NÜRHAK OY DAĞL GÜRLÜK
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear