23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 27 EYLÜL 1997 CUMARTESİ HABERLER Ilhan Kılıç Bulgaristan'a • ANKARA (AA) - Hava ICuvvetleri Komutam Orgeneral Ilhan Kılıç. "BİAF-97" Uluslararası Havacılık Fuan'na katılmak üzere bugün Bulgaristan'a gidiyor. Bulgaristan'ın Plovdiv şehrinde 29 Eylül'e kadar açık kalacak olan fuara, Türk Hava Kuvvetleri Komutanlığı da 2 adet TF- 16 c/d uçağı ile statik olarak katılıyor. Gülter'in ölümüne soruşturma • ŞANLIURFA (Cumhuriyet) - Şanlıurfa Sağlık Müdürlüğü, akrep sokması sonucu kaldınldığı Devlet Hastanesi acil servisinde tedavi edilmeyen 3 yaşındaki Fatma Gülter'in ölümü ile ilgili soruşturma başlatırken, küçûk kızın tedavi edildiğine ilişkin poliklinik defterinde tahrifat yapıldığı öne sürüldü. Dil Bayraım kutiandı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- Dil Bayranu dün kutlandı. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Türkçenin, çağdaş bir eğitim ve kültür dili düzeyine yükseldiğini belirtirken, Hacettepe Üniversitesi Dilbilim Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Ahmet Kocaman, Türk Dil Kurumu'nun (TDK) 1980 sonrasındaki özensizliği nedeniyle cumhuriyetin ilk yıllanndaki coşkunun yitirildiğini sö>ledi. Hava Oyunları'na hatıra parası • İstanbul Haber Servisi - 1. Dünya Hava Oyunlan için hazırlanan ve insanoğlunun uçma hayalini gerçekleştiren Hezarfen Ahmet Çelebi'nin girişimini konu alan hatıra para Darphane'de tanıtıldı. Özgün tasânmı karikatürist Turhan Selçuk. kalıp çalışmalan ise Darphane heykeltıraşı Hakkı Baha Çavuşgil tarafından gerçekleştirilen 925 ayar gümüş hatıra paradan 5 bin adet basıldı. 'Engin'den haber alınamıyop' • İstanbul Haber Servisi - Uluslararası Kayıplarla Mücadele Komitesi (ICAD), daha önce Ekim davası nedeniyle tutuklanan ve tahliye edilen Tunceli doğumlu Ayhan Engin'den (26) geçen salı gününden beri haber alınamadığını * bildirdi. Komite tarafından yapılan açıklamada Engin'ın muhalif bir insan olduğu vurgulandı. Başöptülüye kayıt yok • İstanbul Haber Servisi - İstanbul Üniversitesi (IÜ), 1997-98 öğretim yılına Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ve Fransız Akademisi Üyesi ve 1965 Nobel Tıp Ödülü sahibi Francois Jacop'un da katılacağı bir törenle 30 eylülde başlayacak. tÜ Rektörü Prof.Dr. Bülent Berkarda, bu yıl başörtülü kız öğrencileri üniversiteye kaydetmeyeceklerini ve kimlik vermeyeceklerini söyledi. Dalkıhç tutuMandı • İstanbul Haber Servisi - Beşiktaş Kaymakamı Naim Dalkılıç'ın eşi Ayten Dalkıhç. Bebek'te polis tarafından kapıtılan "Cm The Rock" adlı bann sahiplerinden bin dolar rüşvet aldığı iddiasıyla çıkanldığı istanbul DGM'de tutuklanarak cezaevine gönderildi. Mahkeme çıkışında basm mensuplannın sorulannı yanıtlayan Dalkıhç, "Bana komplo kuruldu, çok üzgünüm" dedi. MHP icralık oMu • İstanbul Haber Servisi - Swissotel'de düzenledikleri iftar yemekJerinin paralannı ödemeyen MHP hakkında otel yöneticileri tarafından dava açıldı. Otel avukatlan, MHP Genel Başkan Yardımcısı Osman Ceylan tarafından da imzalanan sözleşmenin faiziyle birlikte toplam 2 milyar 263 milyon liralık alacaklanru kurtarmaya çalışıyor. Genel Başkan Çiller'in Islamcı danışmanları genel merkezde çalışmaya başladı DYP'de 4 eğflim arayışıHLLYA KARABAĞLI ANKARA - Merkez sağda muhafazakâr tabana oynayan DYP Genel Başkanı Tansu Çfller, dini motifli söylemlerinde kendisini yönlendiren özel danışmanlannı genel merkeze taşıdı. Özel bir büroda 1.5 yıldır Çiller adına çalışan ekipten Hüsevin Kocabıyık, "DYP'ye ov vermedik. DYTli değiliz"' dedi. Teşkilat Başkanı MehmetGölhan'ı devre dışı bırakarak örgüt operasyonlannı sürdüren Çiller'in, Ankara ll Başkanı Cahit Kale'nin yerine alternatif ikı isım belirlediği kaydedildi. DYP lideri Çiller'in şeriatçı basınla ilişkilerin güçlendirilmesi ve genel başkan yardımcılanna siyasi danışmanlık hizmeti verilmesiyle görevlendirdiği Hüseyin Kocabıyık ile Şükrü Karaca genel merkezdeki ilk günde basm mensuplanyla tartıştı. Hakkında tslamcı- yazar tanımı yapılmasına sinirlenen Karaca ve kendisiyle ilgili yorumlan yanlış bulan Kocabıyık, bazı gazetecilere, "Siz Allah mısmız" diye tepki gösterdi. Islamcı kimlik yakıştırmasından rahatsızlık duyduklannı kaydeden Kocabıyık. "Siyasetçüerm bizimle çabşması ryidir. Biz si\asete duygusallığı getiriyoruz. Baa'da oiduğu gibi etik ve estetik söyiem kovmaya çahşryoruz" diye konuştu. DYP"ye oy vermediğini ve DYP'li olmadığını anlatan Kocabıyık, perde arkasında Özer Çiller'in sahibi oldugu öne sürülen Öncü gazetesi için de "Küfürname diye çıkıyor. Bizim gazeteyle kan bağunız yok" diye konuştu. 'ANAP'tn bıraktığı 4 eğilim" Çiller'in. siyasi danışmanlığını yapan MHP kökenli Şükrü Karaca da, Türkiye'de adil düzen yerine Islamın tartışılmasından aydınlan sorumlu tuttu. ''Türk aydını kötü bir sınav verdi. Kendi saplantısını tarnşö ve büyüttü" diyen Karaca, ANAP'ın bıraktığı 4 eğilime DYP'nin sahip çıkacağına dikkat çekti. Karaca. "Toplumsal dinamikleri merkez sağdaki partiler karşılamıyor. Milliyetçilik, muhafazakâruk, globalleşme ve liberaUeşmeyi içine alan antayış, dinamikleri yakalar" dedi. Karaca, Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in tartışmaya açtığı başkanlık sistemi için de u Bu, militerrejimedemokratif kılıf uydurmakür" görüşünü dile getirdi. DYP Genel Başkan Yardımcısı Hasan Ekinci, Karaca"nın konuşma metinlerine müdahale edemeyeceğini vurgularken, Nahit Menteşe, danışmanlarla ilgili yorum yapmaktan kaçındı. Hakkında yolsuzluk ve usulsüzlük iddiası olan ve parti içinde soruşturması süren Ankara II Başkanı CahitKaie'nin yerine Çiller'in iki alternatif isim üzerinde durduğu öğrenildi. DYP liderinin, geçen günlerde devre dışı bıraktığı teşkilat başkanı Mehmet Gölhan, Kale'nin görevden ahnmadığını söyledi. DYP. DTP'ye geçen Hakkâri Milletvekili Mustafa Zeydan'ın yakınlannın bulunduğu örgütte operasyona hazırlanıyor. 'Yargıbağınmzdeğjldir'diyen DGMsavasıbemat ettiİstanbul Haber Servisi - Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun yapısını anlattığı ve "Yargı bağımsLz değüdir" dediği için hakkında "Adliyenuı manevi şahsiyetini tahkir ve tezyif ettiği gerekçesiyle 12 yıla kadar ağır hapis cezası istemiyle dava açılan İstanbul DGM Savcısı Mete Göktürk beraat etti. Mahkeme heyeti. karannda. Göktürk'ün sözlerinın eleştiri düzeyinde olduğunu. suç kastı bulunmadığını vurguladı. atv'de yayımlanan "Siyaset MeydanTnda u Yargı bağunsız değfldir" diyen ve Yenı Yüzyıl gazetesindeki köşesınde Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun yapısını anlatan DGM Savcısı Mete Göktürk'le ilgili davanın dün yapılan ikinci otunımunda Savcı Mustafa Dursun esas hakkında görüşünü bildirdi. Savcı Dursun. Göktürk hakkında "Adliyenin manevi şahsiyetini tahkir ve tezyif" suçunu düzenleyen TCY'nin 159. maddesı uyanncadava açıldığını anımsattı. Göktürk'ün sözlerinin eleştiri düzeyinde kaldığını, suç kastı taşımadığını belirten Savcı Dursun, sanığın görü$ bildirdiği konulann birçok yerde tartışıldığını ifade ederek beraatini istedi. Savcının görüşüne katıldıklannı bildiren Göktürk'ün avukatı Yücel Sayman, baro başkanlannın imzasının da bulunduğu savunma dilekçesini mahkemeye sundu. Bu davada savcı ve hâkimlerin haklannı savunmak için Göktürk'ün avukatı oldukiannı belirten Sayman. iddianameyi eleştirdi. tddianamede Göktürk'ün sözlerinin bütününün göz önüne ahnmadığını. adeta cümlelerin tek tek seçildiğini söyleyen Sayman, Adalet Bakanlığı'nın hâkim ve savcılan sindirme düşüncesinde olduğunu belirtti. Son sözü sorulan Mete Göktürk ise eski savunmalannı tekrar ettiğini vurguladı. Daha sonra mahkeme başkanı Ertuğrul Engin mahkeme heyetinin karannı okudu. Kararda. Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun TCY'nin 159. maddesınde belirtilen kuruluşlar arasında olmadığı, konuşmalann ve yazılann bütününün ele ahnması halinde eleştiri niteliği taşıdığı belirtildi. Mahkeme. DGM Savcısı Mete Göktürk hakkında beraat karan verildiğini açıkladı. Duruşma sonrasmda gazetecilerin sorulannı yanıtlayan Savcı Göktürk, bu sonucu beklediğini söyledi. Eski düşüncelerinin hepsini bugün de savunduğunu vurgulayan Göktürk. mahkemenın karanyla ilk kez yargı sistemindeki çarpıklıklann mahkeme karanyla tespit edildiğini ifade etti. Hakkında Adalet Bakanlığı tarafından üçüncü bir soruşturma açıldığını söyleyen Göktürk, "Bu soruşrurmada benim daha önce mahkemede yapüğım savunma da inceleniyor. Bu ilginç. Imanm soruşturmayı yapan müfettişler mahkeme karanna saygüı olurlar" de/dt .. Göktürk, hâkim ve savcılann bagunstz•.-,-<-• - olmasını engelleyen anayasa hükümlerinin değişmesi gerektiğini vurguladı. İstanbul DGM Savcısı Mete Göktürk'ün ad- liyeye hakaretten 12 yıl hapsi istenivordu. TAM Direktörü Şen, Türklerin seçme ve seçilme engelinin kalktığını söyledi Avrupa'dan 29 mifletvekfliİstanbul Haber Servisi-Alman- ya'daki Türkiye Araştırmalar Merkezi (TAM) Direktörü Prof. Dr. FarukŞen, AvTupa'da yaşayan Türklenn vatandaşlıktan kaynak- lanan anayasal bir hak olmasına karşın. uygulama yasalan çıkma- dığı için etkin bir şekılde seçme ve seçilme haklannı kullanamadık- lannı söyledi. Şen, "Avrupa'dald yurttaşlanmızönceleri Türldye'ye gelip oy atıyorken. 1987 yılında gümrük kapılannda oy kullanma olanağına kavuştular. Fakat bu haklannı ciddi ve vığmsal biçimde hiç kullanamadılarve gümrük ka- pılannda ov kullananan yurttaşla- runızın sayısı hiç bir secimde 50 bi- nigeçmedT dedi. TAM Direktörü Şen, Alman- ya'daki Türklerin sorunlan ve Av- rupa'da yaşayan Türk vatandaşla- nnın seçme ve seçilme haklan ko- nusunda Başbakan Mesut Yılmaz ve Başbakan Yardımcısı Bülent Ecevit'e bir rapor sundu. Şen, ya- pılan anayasa değişiklikleriyle, Avnıpa'daki yurttaşlanmızın oy kullanımlannın ve seçilme hakla- nnın güvence altına alınacağı Avrupa ülkelerindeki Türk vatandaşlanmn dağılımı Ûlketer F.AImanya Avusturya Isviçre Hoilanda Belçika Fransa Ingiltere Isveç Danimarka Nc»veç Toplam Toplam Türk nüfus 2.049.100 142.231 S&çrnen Sayısı 1.372.897 95.294 78.593 l 52.657 154.310 85.981 254.000 50.000 40.000 29.680 4.552 2.888.447 103.387 57.607 170.180 33.500 26.800 19.885 3.050 1.935.257 Seçim Böigesi 8 1 - 1 - 1 - - - - 11 M.Vekili 23 1 - 2 - 2 - 1 - - 29 Avrupa Birliği ve diğer Avrupa ülkelerinde yaşayan Türk vatandaşlarının yüzde 67'den fazlası 18 yaşından büyük. Bu nedenle TC Anayasası'nın 67. maddesi gereğince oy kullanma hakkına sahipler. (Tablo Federai Alman Istatıstık Daıre- sı'nin ve Eurosat'ın verılen kullanılarak düzenlenmıştir). hükme bağlanmış olmasına kar- şın, uygulama yasalan çıkarıla- madığı için bu konuda pratik ön- lemler alınamadığını vurguladı. Şen, Almanya'daki toplam Türk nüfusunun 2 milyon 49 bin oldu- ğunu ve bunlann 1 milyon 373 bi- ninin seçmen olduğunu belirterek. buyurttaşlanmızın 8 seçim bölge- siyle 23 milletvekili çıkarabile- ceklerini söyledi. Avusturya, Hol- landa ve Fransa'nın da birer se- çim böigesi olarak kabul edılme- siyle Avrupa'da toplam 11 seçim bölgesinin oluştuğunu kaydeden Şen. Avnıpa'daki yurttaşlanmızın 29 milletvekili seçebileceklerini belirtti. TAM'ın. 1994 seçimleri önce- sinde yurtdışında bulunan. oy kul- lanma ve seçilme hakkına sahip olan yurttaşlanmızla ilgili ilk ista- tistikleri yayımlayıp, siyasi parti ve politikacılann ilgisine sundu- ğunu anımsatan Şen. merkezin er- ken seçimin söz konusu olduğu bu günlerde istatistikleri yeniden de- ğerlendirdiğini söyledi. Şen şöy- le konuştu: "Yurtdışında yaşayan VTirttaş- lanmızın ov kullanmalannın ve TBMM'de temsil edilebilmeleri- nin önünde ciddi bir engel yoktur. Özellikle Türk nüftısun yoğun ol- duğu Almanya gibi ülkelerde cid- di bir ön hazııiıkla seçme ve seçü- me hakkımn kullandınlması TB- MM've vcni bir canlıhk kazandı- nr ve Batı ile ilişkilcrdc çok yönlü vararlar elde edilir." Konya'da 8 yıla 53 gözaltı Haber Merkezi - Beyazıt Camiı'nde her cuma nama- zı sonrası yapılan kesintisiz 8 yıllık zorunlueğitim yasa- sını protesto bahanesiyle ya- pılan gösterilerinin dozu gi- derek azalıyor. Polisin yasa- dışı gösterilere birkaç hafta- dan beri izin vermemesi ne- deniyle dün yapılmak iste- nen gösteriye yaklaşık 100 kişi katıldı. Çevık kuvvet ekipleri Be- yazıt Camii çevresinde sa- bahın erken saatlerinden iti- baren yoğun güvenlik önle- mi aldı. Cuma namazı son- rası her zamanki gibi slogan atarak dışan çıkan az sayı- daki topluluğu Güvenlik Şu- besi'den Sorumlu istanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Hüseyin Arpacı dağılmalan için uyardı. Tevhid bayrağı açan gös- tericiler, "Şerefsiz Mesut", "Kâfir Mesut". "Müslüman zulme boyun eğmez" slogan- lan atarken "İmam-hatip düşmanı şerefsizonbaşı Me- sut" yazılı pankart açtılar. , Kısa süren gösterinin ardm- dan eylemciler yere otura- rak dua etti ve daha sonra olaysız dağıldı. Meydandan aynlan küçük bir gösterici grubu Aksaray'a kadar polis kontrolünde. slogan atma- dan yürüdü. Grup Aksaray'da polisin uyansı üzerine dağıldı. Ge- niş güvenlik önlemlerinin alındığı tstanbul'un diğer semtlerindeki camilerde ise gösteri olmadı. Öte yandan Konya'da Ha- cı Veyis Camii "nde namaz- dan çıkan yaklaşık 2 bin ki- şilik grubun gösterisinde 53 kişi gözaltına alındı. Cami- den slogan atarak çıkan grup. adliyeye doğru yürü- meye başladı. Burada önle- rini kesen polise taş ve sopa- larla saldıran göstericiler Manşet gazetesi muhabiri Cem Taşpınar ve bazı polis- lerin yaralanmasına neden oldu. Eylemcilerin saldınsı sonucu polis topluluğu cop kullanarak dağıttı. TOKTden 2 trihon Toplu Konut tdaresi Baş- kanhğı (TOKt). 8 yıllık ke- sintisiz temel eğitime 2 tril- yon lira, Türk Kütüphaneci- ler Derneği Ankara Şubesi de 125 milyon lira bağışta bulundu. Milli Eğitim Ba- kanı Hikmetlluğbay. veri- len desteğin en iyi şekilde değerlendirilerek eğitimde- ki eksikliklerin giderileceği- ni söyledi. NOKTASI/ORÂL ÇALIŞLAR Kıbrıs'ın Rum kesimine S- 300 füzelerinin yerleştirilmesi tartışması, uluslararası bir bo- yut kazandı. Dışişleri Bakanı Ismail Cem'in ABD'nin CNN TV'sine yaptığı açıklama, ge- rilimin çapının ne kadar geniş- lediğini gözler önüne serdi. Bir Türk Dışişleri Bakanı, belki de ilk kez bu kadar uzun bir süre canlı yayında konuşma olana- ğı buldu. ANAP Genel Başkan Yar- dımcısı'nın "Kaşınanyerierine bir tekme atarız" diyerek yeni bir üslup(!) kazandırdığı geliş- meler, daha da tırmanacak gi- bi gözüküyor. S-300 füzeleri- ne Yunanistan da talip oldu. Yunanistan'la gerginlik artar- ken, bölgedeki yeni arayışlar ortaya çıkıyor. Türkiye, Israil'le başlattığı askeri dayanışmayı, istikrarlı bir tempoyla geliştiri- yor. Arap ülkelerinin yoğun tepkisine rağmen tavnnı de- ğiştirmiyor. Türkiye'nin Israil'le yakınlaş- ması ve Yunanistan'la şiddet- Antiemperyalizm Bunun Neresinde? lenen bir çatışmanın eşiğine gelmesi, bölgedeki gerilime yeni boyutlar katıyor. Türki- ye'nin Arap ülkelerini gözden çıkararak Israil'le sıkı bir aske- ri işbirliğine giriştikçe, ABD'yle olan yakınhğı artıyor. Kürt so- runu, demokrasi, insan hakla- n gibi nedenlerle köşeye sıkı- şan, Avrupa'yla ilişkileri bozu- lan Türk yönetimi, ABD'ye muhtaç hale geliyor. Kıbrıs'taki S-300 füzelerinin yarattığı gerilim, bölgede ABD-Rusya hegemonya ka- pışmasının bir unsuru olarak kabul edilecek özellikler taşı- yor. Türkiye'ye komşu ülkele- rin Yunanistan dışındakilerin hepsi, askeri gereksinmelerini büyük ölçüde Rusya'dan kar- şılıyorlar. Rusya, Türkiye dışın- daki ülkelerle çok sıkı bir alış- veriş içinde. Şimdi bu çember, Kıbrıs ve Yunanistan bölü- münden de Rusya lehine kın- lıyor. Böyle bir gelişme, çevre- nin tümünde Rusya'nın etkin- liğinin artması anlamına geli- yor. Bu noktada Türkiye ile ABD arasında çıkar birliği oluşuyor. Petrol kaynakları zengin ve stratejik konumu çok önemli bir alanda, Rusya'nın askeri gücüne bağımlı bir yapının ABD'yi rahatsız etmemesi mümkün mü? Bu tablo içinde, CNN TV'sinin Ismail Cem'e iti- bar etmesinin bir anlamı ola- bilir. ABD'nin Kıbrıs'a konuş- landınlan ve Yunanistan'a ko- nuşlandırılması düşünülen ye- ni askeri füzelerden hoşlan- madığı çok açık. Türkiye de bunu bildiği için sert çıkışlar yapıyor. Türkiye, Israil'le dayanışma- yı arttınrken, bir Avrupa ülke- si olan Yunanistan'la savaşa yol açabilecek ataklık gösteri- yor. Türkiye. acaba kaderini Avrupa'dan çok ABD ile mi birleştiriyor? Yunanistan, ABD'nin Türkiye'ye daha çok baskı yapmasını sağlamak amacıyla Rusya'ya göz kırpı- yor. Türkiye ise ABD çıkarlany- la paralel hale geldiğini düşü- nerek şovenizme gaz veriyor. Bu gerilim içinde ciddi bir haber gözlerden kaçtı. Türki- ye'nin önümüzdeki yıllarda 150 milyar dolarlık bir silah sa- nayii kurmak istediği açıklan- dı. Bir yıllık milli bütçenin 5 ka- tına yakın bir para, hangi ge- lecek amaçlar çerçevesinde harcanmak isteniyor. Türkiye, bölgenin silah satış merkezi haline mi geliyor? Güneydoğu'da yıllardır şü- rüp giden savaş, ülke ekono- misini silah sanayiine mi yö- neltiyor? Israil'le, Arap ülkele- rinin tepkilerine aldırmadan sürdürülen sıkı işbirliği, Yuna- nistan'la çatışma. 150 milyar dolarlık askeri yatırım planı arasında bir bağlantı kurula- mazmı? • • • Karadeniz'de PKK'ye karşı örgütlenme adına yürütülen kitlesel "ülkücüleştirme"n\n bu strateji içinde biryeri oldu- ğundan söz edilebilir mi? Böl- gede petrol çıkarları nedeniy- le artan rekabet, süper dev- letleri ve bölge ülkelerini yeni bir çatışmanın içine mi sürük- lüyor? Türkiye'de şovenistle- rin gerilim stratejisinin başını çekmesini ciddiye almak zo- rundayız. ABD'nin bölgede önem verdiği petrol kaynakla- rı için yaşadığı endişeyle, Tür- kiye'deki şovenist çizgi üst üs- te geldi. Tehlikeli bir süreç ya- şıyoruz. Türkiye, MHP'lileştiri- lerek bir savaşın içine mi sü- rüklenmek isteniyor? Bunu özellikle milli politika ürettiğini sanan bazı solcuların ciddi ciddi düşünmeye gereksin- meleri var. CUMARTESİ YAZILARI ATAOL BEHRAMOĞLU Sosyalizm ve İnsan Sosyalist oluşumu, sosyalist kuramcıların ya- pıtlanndan çok önce, bana insan sevgisini aşıla- yan, ezilen insanın acıları önünde acı duymayı öğ- reten hümanist yazarların, romancıların ürünlerine borçluyum. Kuramsal yapıtları okumaya başladı- ğımda geride bu yazınsal ürünlerin oluşturduğu bir birikim vardı. Bu birikim benim kişiliğimdi. Böyle- ce, kuramsal yapıtları okurken, yeni bilgiler öğre- niyor olmaktan çok. duygularımın bilgisel karşılık- larını ediniyor gibiydim... Bir başka deyişle kişili- ğimdeduygu olarak var olan potansiyel. bilinç dü- zeyine ulaşıyordu... Eğer başta Panart Istrati, Ste- inbeck, Hemingvvay, bizden Sabahattin AN ol- mak üzere öykücü ya da romancıların bende de- rin izler bırakan ürünleri olmasa, 60 başlarında Türkiye Işçi Partisi'ne üye oluşum ve sosyalist ku- ramcıların yapıtlanna yönelişim bu kadar doğal ve kendiliğinden olamazdı... • • • L. Althusser'in ünlü yazılanndan biri "Sosyalizm Hümanizm Değildir" başlığını taşır. Bu yazı, kuru- culanndan biri olduğum "Halkın Dostlan" dergisin- de, yurtdışında bulunduğum bir sırada yayımlan- dığında, tedirginlik duymuştum. Tedirginliğimin ne- deni edebiyat dergisinde siyaset kuramına ilişkin bir yazının yayımlanışı ya da Fransız düşünürün savlarından çok. yazının başlığının uyandırdığı çağrışımlardı. Sosyalist kuram hiç kuşkusuz "hü- manizm" kavramına indirgenemeyecek farklılıkta ve genişlikte bilimsel bir yöntem, kuram ve pratik- ti. Fakat yine de "sosyalizm"ve "hümanizm" kav- ramlannın karşıt iki kavram gibi gösteriliyor oluşun- dan tedirginlik duymuştum. Sosyalizm hümanizm değildi; fakat hümanizmi içermeyen bir sosyalizm olamazdı. Bugün de böyle düşünüyorum... • • • 196O'lı yılların, 68 kuşağının kimi solcuları, mo- da deyişle, "döne/("leştiler... "Dönek"\\k çeşitli yönlerden irdelenmesi gereken bir olgudur. Fakat bana, her şeyden önce, bir kişilik sorunu gibi gö- rünüyor... Hümanist olamamış, insan sevgisi du- yamamış, insan acıları önünde duyarsız. bencil, kendileriyle bile barışık olmayan kişiler, duygu dü- zeyinde belki de faşistken sait bilgi düzeyinde sos- yalist olduklarından, koşullar değiştiğinde "dön- me'ieri de pek güç olmamaktadır. Bu gibi durum- ları "döneklik" sözüyle değil, "kendine dönüş", "aslına dönüş" olarak nıtelemek belki daha doğ- ru olacaktır... • • • 12 eylül cuma tarihli "Cumhuriyet" gazetesin- deki bir fotoğraf ve bir haber bana bunları düşün- dürdü. Önce haberden bir bölüm: "Çin'de herai- leye tek çocuk uygulaması nedeniyle bebekler ölüme terk ediliyor. Resmi makamlann tepkisin- den korkan anne babalar, ilk çocuklanndan son- ra doğan bebekleri en güzel giysileriyle ve en sev- dikleri oyuncaklanyla orman ve korulara bıraktn, yohar. ...Çin'de yılda yaklaştk&ir milyon bebeğn* bü şekilde öldüğü tahmin ediliyor." Fotoğrafta ise, haberde tarif edildiği gibi, battaniye gibi bir şeye sanlmış, üzerinde güzel giysiler, başında başlığıy- la, birağacın dibinebırakılmışbirbebek... Yüzün- deki, gözlerindeki, orada öyleceyatıyoroluşunda- ki çaresizliği tanımlamak olanaksız... • • • Kapitalizmin insanlığa yaşattığı, yaşatmakta ol- duğu acılan biliyoruz. Kapitalizmin hümanizm ol- madığını da... Fakat insan sevgisine yabancı kişi- ye "sosyalist", bebeklerin ölüme terk edilmesine yol açan sisteme "sosyalist sistem" denilemeye- ceğinden de kuşku duymamak gerekir. Meclis mimarisine demokrasi makyajı AYŞE SAYIN ANKARA - TBMM Genel Kurulu'nda son 1 yıldır hummalı bir çalış- ma süriiyor. Ama bu çalış- manın amacı ne acil yasa- lan çıkarmak, ne ülke so- runlannı masaya yatır- mak, ne de hükümeti sars- mak.Amaç. 1940'lıvılla- nn "merkeziyetçi- otori- ter" anlayışını yansıtan genel kurul salonuna. 199O'lıyıllann"şeffaf de- mokrasi" vurgusunu yap- mak. Halk adına kararlar ve- ren vekillerin görüşleri, tutumlan tartışmalı ol- makla birlikte, görev yap- tıklan genel kurul salonu 1998'e, daha demokratik bir çehre ile "merhaba" diyecek. Dekorasyon ye- niîeme çalışmalanna 1996 Ekim'indebaşlanan genel kurul salonunun ye- ni çehresi. bir yandan ge- lişen teknolojiye uygun donanıma İcavuşurken mimari yapısı da katılım- cılığa olanak tanıyacak şekilde düzenleniyor. Tasanm projesini Ural Mimarlık Şehircilik Li- mited Şirketi'nin hazırla- dığı ve "görsel-işitser ya- kınlaşmayı sağlamayı he- defleyen yeni düzenleme ile yapılan önemli bir de- ğişiklik de "tepeden" ba- kan başkanlık divanı kür- süsünün. daha "eşitiikçi" yapıya kavuşturulabılme- si için aşağıya çekilmesi. Böylece Meclis Başka- nı'nın. milletvekillen üzerindeki "otorite" ko- numu yerine. "koordine edicüiği'' ön plana çıkan- lıyor. Koyu renklerden ann- dınlması amaçlanan sa- londa eskilerine benzer. kahverengi masalar koru- nurken Italya'dan getiri- len son derece modem tu- nıncu sandalyelerle asla uyum sağlayamayacak gi- bi görünüyor. Salonun yer döşemeleri ve elekt- ronik sistemi de en geliş- miş malzemeyle donatıh- yor. Masalara yerleştirilen elektronik yoklama ve oy- lama sistemiyle yaklaşık 1.5 saat süren oylamalar, saniye ile ölçülen zaman- da tamamlanacak. Bu da muhalefetin en büyük ko- zu olan "yoklama veovla- ma istemli" engellemele- rinın. milletvekillerinin birbirleri yerine sahte oy kullanmalannın tarihe ka- vuşacağı anlamına geli- yor. Masalara yerleştirile- cek ve milletvekillerini parmak izinden tanıyacak elektronik sistem sayesin- de zaman zaman görüş- melerden de uzun süren yoklama ve oylamalann süresi 1 dakikanın altına düşecek. Milletvekilleri- ni. "parmak izinden" ta- nıyacak sistemle. sahte oy kullanımının da önüne geçilmesi hedefleniyor. Ancak teknolojik yenilik, Meclis içtüzüğünün de değişmesi sonucunu do- ğuracak. Çünkü içtüzükte "gizli avla" yapılması ön- görülen düzenlemeleri, elektronik sistem hüküm- süz kılacak. Televizyonlann en iyi malzemelerinden olan "u>uyan milletvekili'' gö- rüntülerini yakalamak da biraz güçleşecek. Çünkü salona yerleştirilen "mik- ro-klima" sistemi, millet- vekillerinin üzerine "ağırhk çökmesini" en- gelleyecek şekilde konuş- landınldı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear