Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 12 EYLUL 1997 CUMA
10 HABERLERIN DEVAMI
Istanbul
Edıme
Kocaelı
Çanakkale
Izmır
Manısa
Aydın
Denizli
PB
PB
PB
PB
A
A
A
A
18
21
20
21
26
27
27
25
Zonguldak PB 15 Antalya
Sinop
Samsun
Trabzon
Giresun
Ankara
Eskişehir
Konya
Sıvas
PB
Y
Y
Y
PB
PB
PB
Y
18
18
17
17
17
18
19
15
Adana
Mersin
Diyarbakır
Şanlıurfa
Mardin
Sıirt
Hakkâri
Van
A
A
A
A
A
A
PB
PB
28
26
28
29
29
28
23
20
26 Kars 13
Yurdun kuzeydoğu
kesımleri parçalı yer
yer çok bulutlu, Iç
Anadolu'nun kuzey-
doöusu, Orta ve Do-
ğu Karadenız ıle Do-
ğu Anadolu'nun ku-
zeyi yağmur ve yer
yer sağanak yağışlı,
diğer yerter az bulut-
lu ve açık geçecek.
Hava sıcakıığı azal-
maya devam ede-
cek.
Oslo
Helsınkı
Stockholm
Londra
Arnsterdam
Brüksel
Paris
Bonn
Y
Y
Y
Y
Y
Y
Y
Y
18
19
18
18
20
20
23
24
Münıh Y 24 Milano
Beriin
Budapeşte
Madnd
Viyana
Belgrad
Sofya
Roma
Atina
Y
PB
PB
Y
PB
PB
Y
PB
24
22
24
26
26
22
26
26
B 26
& $*$
/?*~*•Berfm
o" \
-\ r-
• Moskova
« 1
f f » Ankara ?
^^_ /
Kahıre«i_5 #
^ Taşkent
•Tafıran
Moskova 16
Aşkabat
Almatı
Taşkent
Bakü
Bışkek
Tiflis
Kahire
PB
PB
A
Y
A
Y
PB
31
24
30
17
29
17
30
Şam PB 31
0Aç* P a
"&'t X J İ t J t l u Sısıt
G U N C E L CÜIVEYTARCAYÜREK
• Baştarafı 1. Sayfada
devletin ne de hayırseverlerin peşine düştüğü sos-
yal olaylar.
Geriye kalan konular, belki de kabak tadı verdi
denilecek ölçütlerde ama; ne ki, ya Batı Çalışma
Grübu'nu karıştırarak demokrasi savunuculuğu
yaptyor. Ya da Şaibe Hanım'ın yalan makinesi
çenesinden dökülen incilere kızıyoruz. Yerine gö-
re argo veya küfür sözcüklerıyle demokratik ya-
şantımıza yanıyoruz.
Türk belleğinin zayrflığı insanı çoğu zaman hay-
rete, kimi zaman ise dehşete düşürüyor.
Laik rejimi REFAHYOL hükümetinden adeta zor
kullanarak kurtardığımız dehşet verici günlerde
askerleri alkışlamaktan avuçlanna kan oturanlar,
bir süredir gizlıden gizliye askerlere karşı demok-
rasi havansi rolü kesiyor.
Demokrasiyi savunurken dayanaklan bir za-
manlar peşınde koştuklan bir reçete: Genelkur-
may'daki Batı Çalışma Grubu!
Geçmişe sünger çekiyorlar. Iki üç ay öncesi hiç
yaşanılmamış gibi. BÇG'ye "lüzum kalmadığını"
sayunuyorlar.
Önderleri de Başbakan Yılmaz. Taaa Kazakis-
tan'dan tartışmaya katılıyor. Hatta BÇG'ye "karşı
çıkan kanadın" öncülüğüne soyunuyor.
Dediğı kısaca şu: "(1) - Irtica tehdidinin ortadan
kalktığını hıçbir zaman söylemedim. Ama bu teh-
didi bertaraf etmek öncelikle hükümetin görevi-
dir. Hükümet bu görevin bilincindedir. Dolayısıy-
la BÇG gibi özel örgütlenmelere gerek kalma-
mıştır. (2) - BÇG... Bizden önceki hükümetin ken-
di görevini yerine getirmek yerine devlete yöne-
len bu tehdidi bertaraf etmekteki aczinden, hat-
ta bu tehditle özdeşleşmesi kanaatinden kaynak-
lanmıştır. (3) - Şu anda bu şartlar ortadan kalktı-
ğına göre böyle bir çalışmaya da gerek kalmamış-
tır."
Şu tezat ne olacak?
Oysa; şu anda bu şartların (irtica tehdidinin) or-
tadan kalktığına -Başbakan Yılmaz dışında- he-
men hıçbir yetkili, yazar, siyasetçi inanmıyor.
"Hafızalar nisyan ile malûl değilse"; bir gerçek
yine konuşulabilir. Irtica hareketlerini dünden bu-
güne gelen geçen hükümetler özendirecek yerde
dikkatle izleyip önleyebilseydi, laik rejim bugün
darboğaza girer miydi?
Gelen geçen başbakanlardan herhangi birisi,
delikanlı ıse çıksın ortaya; desin ki, "Ben ve par-
tim, oy kaygısına düşmeden irticaın üzerine git-
tik".
Hadi, söylesin. Zor... Arşivler canlı tanık olduğu
sürece, hatta olanaksız!
Devletin başı ileyürütmenin şahı arasında "ses-
siz bir çatışma" dikkati çekiyor.
Belli belirsiz işaretleri görülen garip, ama ger-
çek bu olay, hele Başbakan'ın BÇG üzerine söy-
ledikleri ile adeta kanıtlanıyor.
Zira, Cumhurbaşkanı Demirel'in söyledikleri ile
Yılmaz'ın BÇG'ye karşı çıkan ifadeleri öylesine
çelişiyor ki... Bu çelişki, aslında irtica sorununun
gerçek yüzünü bir kez daha ortaya koyuyor.
Başbakanımıza göre; "irtica tehdidini 'bertaraf
etmek öncelikle hükümetin görevi. Artık BÇG gi-
bi 'özel' örgütlenmeye gerek kalmamıştır."
Güzel, ama şimdi; Cumhurbaşkanı Demirel'in
yaklaşık iki hafta önce basına geçen, üstelik ger-
çek dışı haberi yalanlamakta çok titiz olduğu bili-
nen Çankayatarafından "tekzip olunmayan" \i\ir-
gulamalarına bir göz atalım.
Demirel, göreve geldiği ilk günlerde Yılmaz'a bir
dosya veriyor. Bu dosya, Genelkurmay'da yeni
hükümete verilen brifingin tam metin tutanağı.
Başbakan'a, "Bunu bir kez daha oku. Daha ya-
pılması gereken şeyler var" diyor ve... Bunları ak-
tardıktan sonra önemli, ama olayı tümüyle anla-
tan iki cümle söylüyor gazeteciye:
"Askerler açısından iş bitmiştir diye düşünmek
yanlıştır. Bazı şeyleri dikkatle takip ediyorlar."
Böylece Cumhurbaşkanı'nın, Başbakan'ın gö-
rüşlerinin örtüşmediği kesin çizgilerle ortaya çık-
mıyor mu?
Yıllardır hükümetlerin (sivillerin) irtica hareketle-
rini izlemekteki beceriksizliği ya da üstünkörü ta-
kipçiliği göz önünde tutulursa...
Başbakan ya "tehdidin gereğini yapar".
Ya da; bu "tehdidi" her yönüyle izleyenlerin
görev yapmalarına olanak sağlanır.
Ortası yok!
Eski sistem
öğrencilerine af
EBRUTOKTAR
ANKARA - Milli Eğitim
Bakanı Hikmet Lluğbay,
ders geçme ve kredi
sistemınden önce
uygulanan Sınıf Geçme
ve Sınav Yönetmeliği'ne
bağlı olan öğrencilere
"şartsız kurul" hakkı
tanıdı. Buna göre
bütünleme, bekleme.
sorumJuluk smavlan ıle
dışandan bitirme
sınavlanna giren ve
başansız olan
öğrencilerin durumu
sınıf öğretmenler kurulu
tarafindan yeniden
değerlendirilecek.
Ünıversıteyi kazanan
öğrencıler. durumlannı
belgelemek kaydıyla
kurul karanyla sınıf
geçebılecek. Milli Eğitim
Bakanlığı, 7 yıl önce
uygulanan sınıf geçme
sistemine göre öğrenim
gören ögrencilere verilen
şartsız kurul geleneğinı
bozmadı. Hikmet
Uluğbay tarafindan dün
çıkanlan genelgeyle
1996-1997 öğretım
döneminde bütünleme,
bekleme, sorumluluk
sınavlan ile okul
dışmdan sınavlara giren
ögrencilere yeni bir şans
daha verildi.
Öğrencilerin
durumlannın sınıf
öğretmenler kurulunda
görüşülebılmesinde
"bütünteme, bekleme,
sorumluluk sınavlan ile
dışandan bitirme
sınavlanna girmiş
olmalan" koşulu
aranacak. Sınıf
öğretmenler kurulu
tarafindan yapılacak
toplantılarda, bu
öğrencilerin yılsonu
başan ortalamalannın en
az "5" ya da başansız
olduklan derslerin
bütünleme sınavlannda
en az " 3 " almalan
koşulu aranmayacak.
Bulutiu k
Çok bulutlu Yağmuriu Karh
16 bürokrata tutuldama istemi
OLCAYAYDtLEK
ANKARA - 300 tnlyon liralık yolsuzluk soruş-
turmasını yürüten Ankara Cumhuriyet Savcısı
Ahmet AdU Kubat; Türk Telekom Genel Müdü-
rü Cengiz Bulut Posta Işletmelen Genel Müdürü
Veü Bettemir ve eski Ulaştırma Bakanı Oğuz Tez-
men'in de aralannda bulunduğu 16 üst düzey bü-
rokratın tutuklanması için mahkemeye başvurdu.
Adil Kubat'tn, 8 klasörlük ekJerden oluşan bir tor-
bayla birlikte mahkemeye ilettiği başvuruda, 16
bürokratın 'haksız servet edinimi' nedeniyle yar-
gılanması istendi.
Kubat, araştırmacı-yazar Muzaffer Ayten'in,
"Haberieşmemiz Enisteye Drahoma" kitabı ve bir
grup Telekom müfettişının ıhban üzerine 3628
sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve
YolsuzlukJarla Mücadele Yasası uyannca başlat-
tığı soruşturmada, bürokratlann malvarlıklanyla
ılgili çalışmalannı tamamladı. Savcı. çoğunluğu
DYP-CHP hükümetı dönemindeki Başbakan Tan-
su ÇiUer tarafindan atanan ve yolsuzluk savlanna
adlan kanşan 16 üst düzey bürokratın tutuklan-
ması ıçin Ankara 12. Sulh Ceza Mahkemesi'ne
dün başvurdu. Yolsuzluk suçlamalanna adı kan-
şan 50'ye yakın bürokratın mal varlıklannın belir-
lenmesı için banka ve tapu müdürlüklerinden bil-
gi alan Kubat. 16 üst düzey bürokrata 'haksız ser-
\et edinimi' suçlamasını yöneltti. Kubat; Cengiz
Bulut, Velı Bettemir, eski Ulaştırma Bakanı Oğuz
Tezmen. Telekom Yönetim Kurulu üyesi Şevki
Develioğlu. Yiırda Gfiven Bezaz, Mustafa Gülte-
kin. Adem Arslan, Ali Oğuz, Sami Kuran. Sami
TopaL Osman Çandır. Ökkeş Selim Ahcı, Erdinç
Ozkan. Necdet Akkuş, Levent Akyön ve Şahap
NazmiÖztohum'un 'matvarhklanndanormalge-
Brternle elde edilmesi mümkün olmayacak biçim-
de aşın artma' olduğunu kaydetti.
Bürokratlann, Ceza Muhakemeleri Usulü Ka-
nunu'nun (CMUK) 104. maddesi gereğince tutuk-
lanmasını talep eden savcı Kubat, aynı zamanda.
yolsuzluk savlanna adlan kanşan bürokratlann
üzerlerindeki malvarlıklannı üçüncü kişilere dev-
retmelerini engellemek için tedbir karan' alın-
masını istedi.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nca sorustu-
rulan suçlamalar şöyle:
- Gereksinimleri olmamasına karşın paravan
belediyelere PTT'den çok ucuza hurda bakır kab-
lo satılarak kurumun trilyonlarca lira zarara uğra-
tılması.
- Orman Bakanlığı'nca daha kaliteli ve ucuza
üretılmesine ve stok yeterli olmasına karşın.
PTT'ye 4 milyon adet ithal direk satın alınarak
1991 -95 arasında kurumun 22 trilyon lira kayba
uğratılması.
- Kamhi'ler, Mustafa Ozkan ve Ayşegül Teci-
mer'in açtığı 900"lü hatlarla kurumun zarara uğ-
ratılması. kurumun tahsil edemediği paralann bu
şirketlere ödenmesi.
- 1992 yılında PTT Genel Müdürü Veli Bette-
mir'in izniyle Çok Kanallı Yayın Dağıtım Siste-
mi (MMDS) için açılan ihaleye yalnızca Profilo
Savunma Gereçleri Sanayi AŞ katıldı. Gereksinim
olmamasına karşın alınan malzemelerin depolar-
da bekletilmesi.
- Uydulann yabancılara peşkeş çekilmesi. 1995
yılında hükümet, Fransız Aerospatiale firmasıy-
la Türk Telekom'un 20 milyon ABD Dolan ser-
mayeli JV şirketinin kurulmasına karar verdi. Tür-
kiye'nin ulusal varlığı olan uzaydakı uydu yörün-
ge pozisyonlannın yabancılara bırakılmasının
ulusal çıkarlara aykın olduğu savlan.
- thalesiz 2 milyon dolarlık bilgisayar alımı ya-
pılarak hiçbir yarar sağlamayan sistem kurulma-
sı.
- Kablo fırmalanyla idare arasındaki anlaşma-
lara aykın olarak yalnızca 1995 yılında bu firma-
lara 1.5 trilyonluk erken ödeme yapılması.
- Ankara PTT Gençlik Spor Kulübü'nün dene-
timinde usulsüz ışlemler saptanması
- Lösemili çocuklar yaranna düzenlenen kam-
panyada toplanan milyarlarca lıranın, yukandan
bir emırle Organ Nakli Vakfi'na aktanlması.
Savcnıın telefonu dinlendi
• Baştarafı 1. Sayfada
koşullarda ifade vermediğinı öne sü-
rerek, mahkeme heyetinin huzurunda
vereceği ifadenin gerçekleri yansıttı-
ğını söyledı. Sarmusak, çok gizli bil-
gilere sahip olduğunu, ancak duruş-
manın 'gjzli' bir ortamda yapılmasını
ıstemediğini kaydetti.
Deniz Kuvvetlen Komutanlığı ts-
tıhbarat Dairesi'nde görevli Yüzbaşı
Hakan Pelit'in kendisinden dairede
bulunan anzalı dinleme cihazının
onanlması içınyardımcı olmasını is-
tediğini kaydeden Sarmusak, aynı da-
irede görevli Bınbaşı Mehmet Aygü-
ner'in de konuyla ilgili olarak döne-
min Emniyet Genel Müdürlüğü Istıh-
barat Dairesi Başkan Yardımcısı
Mustafa Aydın'la görüştüğünü söy-
ledi. Sarmusak, özetle şunlan öne
sürdü:
"Binbaşı Aygüner bana daha önce
Mehmet Ağar'la çaüştığını ve ona > ö-
nelik suçlamalann doğru olduğunu
düşünmediğini söyledi. Sonra benden
Hanefi Avcı'yla ilgili rüm bilgileri ge-
tirmemi istedL Avcı'yla görüştüm. De-
niz Kuvvetlen istihbaraOnda, benden
emniyet istüıbaratı hakkındaki bilgi
gedrmemi istediler. Mehmet Binbaşı
ile Hakan Yüzbaşrnın istedikleri bil-
gileri edindün \e kendilerine ilettim.
Telefon kayıtlan mevcuttur."
Skandalın patlamasının ardından
gözaltına alındığını. işkenceye uğra-
dığını söyleyen Sarmusak. "BaskıaJ-
tındavdım. Bana yönelik bütün suçla-
malan kabul ettim. Polislik dönenıim-
den, işkence altında alınan ifadeler ve
ikrarlar delil teşkil etmhor diye dü-
şündüm; o yüzden bütün suçlamala-
n kabul ettinTdedi.
Istihbarat dairesinde görevi sırasın-
da bant çözümü yaptığını, bilgisayar
dışında her yerde yazı yazdığııu kay-
deden Sarmusak, Milli Güvenlik Ku-
nılu'nun 28 şubat toplantısında alınan
18 maddelik kararlardan bir bölümü-
nün taslağıntn hazırlanmasında görev
aldığını belirterek. "Banafazla görev
veriünediği doğru değildir. Oğrendi-
ğim şeyler sadece buradaki yetkilile-
rin başuu derde sokacak şeylerdi.
Bunlar arasında yeni hükümetin ku-
rulmasıv la ilgili bilgiler de var. Bu da
benim suçlanmama neden oldu" sa-
vında bulundu.
Sarmusak. Mahkeme Başkanı Bin-
başı Mesut Kurşun'un sorusu üzeri-
ne, savcılık ifadesinin alınması sıra-
smda da baskı altında olduğunu öne
sürdü. Sarmusak'ın suçlamalan üze-
rine soruşturmayı yürüten Savcı
Mehmet Yenigün. "Bize yönelik suç-
ranııye e a u t u du
yflsın iddiasıy
ia
tuklu bulunan itirafçılar Murat Demir ve Murat İpek tahliye edildi.
İpek ve Demir, İstanbui 1 No'lu DGM'de verdikleri ifadede. a>uı da-
vadan yargüandıklan Şanar Yurdatapan'ı. kendilerini zoıia alıkoy-
duğu iddiası\la suçlarken röportaj yapmak için göriiştükJeri gazete-
cilerin de örgiit ağzıyla konuştuklannı öne sürdü. (KEREM ILG AZ)
lamalan doğru değiL Kaldı ki, sanık
ifadesi sırasında. daha önceki bütün
açıklamalannui yırtüarak yeniden
ifade verebileceğini söyledi" dedi.
Sarmusak ise "Sayın Savcı'ya, her-
hangi bir görüşmesinde,görüştüğü ki-
şiye emnryette ilgili mevzuatkonusun-
da bilgi verip vermedigini sormak is-
tiyorum. Ben er olarak bunlan nasıl
biliyonım" sorusunu yönelterek sav-
cı Yenigün'ün dinlendiğini ya da iz-
lendığini ıma etti. Savcı Yenigün'ün
"Sanıkbenim tetefonlanmın dinlendi-
ğini mi iddia ediyor" diyerek sav lann
aydınlahlmasını istemesi üzerine Sar-
musak, "3800 dahili numaralı telefon-
da yaptıgı konuşmanın içeriğini açık-
lamıştım. Bu sözlerim, telefonun din-
lendiği anlamına geliyor. O dönemde
dinleniyordu. Bir süre sonra aboneler
degiştirildi. Başka kişilerin telefonla-
n bağlandı. Daha aynndlı bilgi Binba-
şı Mehmet Aygüner"den almabilir"
dedi.
Bazı kasetlerin deşifresini yaptığı-
nı kaydeden Sarmusak, aynca Genel-
lcurmay Adli Müşavırliği'nde görev
yapan 4 yargıç ve savcının telefonla-
rının da dinlendiğini söyledi.
Orakoğlu: Bir engelledi
Suçlanan polis şefı Bülent Orakoğ-
lu da, Hanefi Avcı'nın kendisine ge-
tirdiği 'postadan çıkan bilghi' Akşe-
ner'e, 'bilgi notu' halıne getirerek ilet-
tiğini söyledi. Bilginin daha sonra
devlet hiyerarşisini izleyerek 'anaya-
sayagörebaşkomutan' olan Cumhur-
başkanı Süleyman Demirel'e ulastı-
gını kaydeden Orakoğlu, suçsuz oldu-
ğunu savundu. Bilgi notu konusunda
dönemin Emniyet Genel Müdürü
Aiaaddin Yüksel'e bilgi verip verme-
diği sorusu üzerine Orakoğlu, anım-
samadığını, ancak bilgi verme zorun-
luluğu bulunmadığını söyledi. Savcı-
yı, Aiaaddin YüksePin 'husumet' ne-
deniyle verdiğini öne sürdüğü ifade-
ye dayanarak iddianame hazıriamak-
la suçlayan Orakoğlu, istihbaratın ba-
şına getinlmesine. dönemin tçişleri
Bakanlığı Müsteşan Teoman Cnü-
san'ın neden karşı çıktığını da bilme-
diğini söyledi.
Orakoğlu, Meral Akşener'e ilettiği
bilginin, Sarmusak'ın Deniz Kuvvet-
leri'nden sızdırdığı öne sürülen bel-
ge olup olmadığı konusunda ısrarla
yöneltilen sorulan yanıtlamak iste-
medığıni. 'de\letin iki güzide kuru-
munun zarar göreceğini. hem emniye-
tin hem de TSK'nin yıpranacağını'
savundu. Orakoğlu. MGK tutanakla-
nnın bir bölümünü açıklayarak suç
işlediği iddiasıylaeski Deniz Kuvvet-
len Komutanı Güven Erkaya'nın yar-
gılanması gerektiğini de öne sürdü.
Genelkurmay Başkanı Orgeneral
İsmail Hakkı KaradayTnın hüküme-
te gönderdiği dosya konusunda Içiş-
leri Bakanlığı'nın soruşturma başlat-
tığını kaydeden Orakoğlu, "Tahkikat
sonra durduruldu. Sonra duyum al-
dun. 'Çevik Bir emir verdi. Tahkikat
açdmayacak, yerleri değjştirilecek""
dedi.
'Can güvenüği nedenhie' ABD'ye
gönderildiğini belirten Orakoğlu,
"Dönemin Emniyet Genel Müdürü
Kemal Çelik bana Teoman Ünüsan'm
'lstihbaratdaire başkanı öldürülecek'
dediğini söyledi. Teoman Bey'e bilgi
halen görevde olan üst düzey bir as-
keri yetkih'den gehniş" diye konuştu.
VEFAT
Vakfımız Yönetim Kurulu Üyesi ve
Başkan Vekili
Sayın
AYŞE SOLMAZ
ADAKAN
KALMIK'ın
vefatını teessürle duyurur, kederli
ailesine başsağlığı dileriz.
MUSTAFA ENVER ADAKAN VAKH
Not: Arzu edenler, Mustafa Enver Adakan
Vakfi'run Akbank Ayaspaşa Şubesi nezdindeki
13469DHU01 sayılı hesabına bağışta
bulunabilirler.
V E FAT
Ayşe ve Ercümend Kalmık Vakfı ile
Ercümend Kalmık Müzesi kurucusu, başkanı,
en büyük desteğimiz
AYŞE KALMIK'ıkaybetmenin acısı içindeyiz. Ailesine ve tüm
dostlarına başsağlığı dileriz.
Cenazesi 12 Eylül Cuma günü öğle namazında
Şişli Camisi'nden kalkacaktır.
I P / AYŞE ve ERCÜMEND KALMIK VAKFI
Cillere tepki
'Susturun
bukadını...'
CELALYILM.4Z
MİLAS- Ege gezisinı sür-
düren DYP Genel Başkanı
Tansu ÇiDer, örgütünün yo-
ğun çabalanna karşın Bod-
rum'da da beklediğı ılgiyi
bulamadı. Bodrum'da Iske-
le Meydam'na sokulmayan
Çiller DYP Ilçe Merkezi
önündeki dar alanda konu-
şurken kadınlı-erkekli bir
grubun protestosuna maruz
kaldı. Atatürk posterini taşı-
yan grup içınden bir kadın
da Çiller'i işaret ederek,
"Susturun bu kadun" dedi.
Dün sabah Marmaris Mari-
nası'ndan çıkarak Yatağan
ve Milas'a giden Çiller bek-
lediğı ilgiyi göremedi. Çil-
ler'in Yatağan ve Milas'taki
konuşmalannı çok az sayıda
kişi dinledı. Çiller konuşma-
lannda yine hükümete çattı.
Mılas'tan sonra Bod-
rum'a gelen Çiller'in seçim
otobüsüne İskele Meyda-
nı'na gıriş izni venlmedi.
Çiller DYP Ilçe Merkezi
önündeki dar alanda konuş-
mak zorunda kaldı.
\X RDA DÖNDÜ
Yılmaz: BÇG
konusu
kapandı
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Başbakan Mesut
Yıhnaz. Batı Çalışma Gru-
bu'nun kendilerinden önce-
ki hükümet döneminde bir-
takım rahatsızlıklar nedeniy-
le kurulduğunu belirterek
"Benim için bu konu kapan-
dı" dedi.
Üç günlük Kazakistan ge-
zisini tamamlayan Yılmaz,
dönüşünde uçakta gazeteci-
lerin sonılannı yanıtladı.
Yılmaz, Batı Çalışma Gru-
bu'nun çalışmalanna ilişkin
bir gazetede önceki gün çı-
kan haberin gerçeği yansıt-
madığının hem kendisi hem
de Genelkurmay tarafindan
açıklandığını anımsattı. Üs-
küp'te temaslannı sürdüren
Başbakan Yardımcısı İsmet
Sezgin, REFAm'OL'un gıt-
mesiyle irtica tehlikesinin
sona ermediğinı, ancak irti-
cayı destekleyen. teşvik e-
den, himaye eden bir gücün
ortadan kalktığını söyledi.
Yılmaz, Kazakistan gezi-
sinin ardından Çankaya Köş-
kü'ne çıkarak Cumhurbaş-
kanı Süleyman Demirerie
yaklaşık bir saat görüştü.
Yılmaz. Çankaya Köşkü çı-
kışmda gazetecılere yaptığı
açıklamada, Demirel'e. Ka-
zakıstan'a yaptığı resmi ge-
zi v e önümüzdekı dönemde
yapılacak dış temaslar hak-
kında bilgi verdığim söyledi.
Demirel ile ekonomik ge-
lişmelen de görüştüklerini
kaydeden Yılmaz. Demi-
rel'in, ekonomiyle ilgili dün
aldığı brifing konusundaki
değerlendirmelerinı aktardı-
ğını bildirdi. Yılmaz. Demi-
rel ıle yaptığı görüşmede ır-
tica konusunun gündeme
gelmediğini belirterek "O
konu artık gündemden çık-
mısür'" dedi
OSulukar t GÖK gürûltulu
G Ü N D E M MUSTAFA BALBAY
I Baştarafı 1. Sayfada
öteki Belgrad'dan iki Sırp konuk edelim.
Manastır'a hem kenti tanımak hem de Ata-
türk'ün okıtduğu okulu görmek için geldim.
Tıto Caddesi'nden telaşla okul yönüne giderken
bir kafeden seslendiler:
- Mustafa...
Aaa... Ankara'da açtığı sergide tanıdığım Ma-
nastıriı Ressam Mustafa Asım...
Sözleşsek bu kadar olmaz. Yanındaki arkada-
şını tanıştırdı; Maryan Malbasiç...
Programa Mustafa Asım'ın sergisi de girince
zaman ilerledi. Akşam Ohrid'e dönmem gerek; 70
kilometre.
Maryan, "Ben jeepimle bırakınm" dedi.
Yol boyu sohbet ettik. Maryan'ın annesi Sırp,
babası Makedon. 199O'lı yıllara kadar bu ayrımın
sosyal yaşantılanna olumsuz etkisi olmamış. Sırp-
ça daha yaygın olduğu için bu dille eğitim almış,
kitaplar edinmiş.
Evliya Çelebi'yi Sırpça çevirisınden okumuş.
"Çelebi" dedi, "Balkanlar'da iki yeheşim yerin-
den şehir diye söz eder, biri Sarajevo, öteki bito-
li".
Manastır'ın değiştirilen adı bitoli'yi kullanıyor.
Maryan'a göre Balkanlar'daki tarih zenginliği
aynı zamanda sorun "zenginliği"...
Balkanlar'daki politikacılann tümünü aynmsız
aptal buluyor. Maryan'ın en yakın arkadaşı Mus-
tafa. "Biz ancak birbirimizin çocuklannı öldürür-
sek düşman oluruz. Balkanlar'da bu provokasyon
yapıldı" diyor.
Yolculuğumuzun genç ortağı da Aneta Ma-
tovska idi. Aneta, iki ay Istanbul'da kalmış. Yıllar
önce Türkiye'ye göçen komşulannın konuğuy-
muş. Kaşını gözünü yara yara Türkçe öğrenmiş.
Eski komşulan 80 yaşındaymış. Hapşınnca, "Çok
yaşayın"yerine, "Çokyaşlısın" demiş.
Ohrid Gölü kıyısında birer kahve içtik. Onlar Ma-
nastır'a ben Belgrad'a...
Adım adım sonuna kadar
Belgrad'ın en ünlü yeri Kale Meydanı, Sırpça ya-
zılışı da şöyle:
Kalemegdan... Osmanlı'dan almışlar, öyle kal-
mış. Tuna ile Sava Nehri hemen bu kalenin altın-
da birleşiyor.
Branka Anjelnoviç ile Kalemegdan'a giden y-
ol üzerindeki yerlerden birinde sohbet ettik...
"Türkiye aleyhinde bu kadar yanlı propaganda
yapılamaz" diyor. Bu propagandalara inanmadı-
ğını her yerde söylüyormuş.
Arada vurgulayalım. Adriyatik kıyılarının Hırva-
tistan'a geçmesinden sonra Sırplar yeni tatil yerı
anyor. Türkiye'nin ideal olduğunu dufühen kimi
seyahat acenteleri "Vitrine Türkiye resmi koyâf-
sak taşlarlar" diye korkmuşlar. Geçenlerde bu kor-
kuyu yenmişler. Taşlama da olmamış...
Branka, Balkan ülkelerinin her birinin sırtını da-
yayacak güçlü ülke aradığını, bunun da barışa
hizmet etmediğini düşünüyor. Ona göre çözüm
bölge ülkelerinin birbiriyle konuşması.
Sonunda Türkiye'ye gelip özellikle 2. Dünya Sa-
vaşı sonrasında Türk-Yugoslav ilişkilerini araştır-
maya karar vermiş. Eşinı de ikna etmiş. önümüz-
deki ay Türkiye'ye geliyorlar.
Araştırma yapacakları üniversite ile de tüm bağ-
lantılan kurmuşlar. Şimdilik sorun görünmüyor.
Branka inatçı:
- Türklerle Sırplan dost yapacağım.
Türkçeyi de öğrenmeye karar vermiş. İlk Türk-
çe tümceyi yazdırdım. Bir iki alıştırmadan sonra
dilineyerleşti. "Şerefe"yerinegece boyu hep bu-
nu söyledik:
- Adım adım sonuna kadar...
'Bir Hak Düsmanı'
5 kişiye hapis cezası
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Ankara 1 No'lu
DGM. Bir Hak Düşmanı'
adlı oyunu sahneleyen 'lz-
mir Fetih Sahnesi' tiyatro
grubunun elemanlanndan
birini 3 yıl. 4'ünü de 2 yıl
4'er ay hapis cezasına
mahkûm etti. Dün yapılan
duruşmada mahkeme he-
yeti, oyunun çeşitli illerde
sergilenmesinin organizas-
yonunda görev alan 34 sa-
nık hakkında ise beraat ka-
ran verdi. Anadolu'nun çe-
şitli kentlerinde sahnele-
nen oyunun yazan ve
oyuncusu Mehmet Vahi
Yazar, Türk Ceza Yasa-
sı'nın 'halkı, din farkhhğı
gözeterek kin ve düşmanb-
ğa açıkça tahrik etmek' fı-
ilini içeren 312/2 ve 80.
maddeleri uyannca 3 yıl
hapis cezasına çarptınldı.
Oyuncular Zekeriya Özen,
Fuat Başanh, Nazmi Kar
ve Osman Yavuz da aynı
maddelerden 2 yıl 4'er ay
hapis cezasına mahkûm
edildiler.
Yine aynı mahkemede
yargılanan Vahdet Vak-
fı'nın 5 yöneticisi ise bera-
at etti. Sanıklarhakkında4
yıl 6'şar aydan 7 yıl 6'şar
aya kadar hapis cezası iste-
niyordu.
Dinci gruplara soruşturma
3 'ü Türk 17gözaltı
FRANKFURT (AA) -
Almanya'da, Frankfurt
Savcılığı'nın Cezayirli aşı-
n dinci gruplar hakkında
açtığı soruşturma çerçeve-
sinde yapılan operasyonlar
sırasında, bu gruplarla iliş-
kisi olduğu sanılan 17 kişi
gözaltına alındı. Gözaltına
almanlann 3 "ünün Türk ol-
duğu belirtildi.
Savcılık açıklamasında,
soruşturma çerçevesinde
bu kişilerin aşın dinci
gruplarla ilişkilerinin orta-
ya çıkanlmasına çalışılaca-
ğı kaydedildi. Gözaltına
alınanlardan, aralannda
daha önceden de aranmak-
ta olduğu kaydedilen 31
yaşındaki bir Cezayirlinin
de bulunduğu 7 kişinin
mahkemeye sevk edildiği
de açıklandı. Operasyon
çerçevesinde bugüne kadar
17 kişinin gözaltına alındı-
ğı. bu kışıler arasında Ce-
zayirli aşın dinci gruplarla
ilişkisi olduğu sanılan 3
Türk, bir Faslı. bir Tunuslu
ve bir Polonyalı bulunduğu
kaydedildi.
Alman polisinin Frank-
furt, Coblence, Münih,
Hesse ve Baden-VVürttem-
berg bölgelerinde düzenle-
diği operasyonlar sırasın-
da, başta Italya ve Fransa
olmak üzere değişik ülke-
lere ait yüz kadar sahte
kimlik ve oturma belgesi
ele geçirildiği bildirildi.