Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 26 NİSAN 1997 CUMARTESj
HABERLER
CHP Yerel
Yönetimlep
Kurultayı
• ANKARA (AA) - CHP
Yerel Yönetimler
Kurultayı. bugün
Ankara'da toplanıyor.
CHP'nin Merkez Yûrütme
Kurulu, Parti Mectisi,
Yüksek Disiplin Kurulu
üyelen. milletvekilleri.
Kadın ve Gençlik kunıllan
ve partili belediye
başkanlannm katılacağı
kurultay, Devlet
Konukevi'nde yapılacak.
Demirel'den
kan' uyarısı
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Cumhurbaşkanı
Süleyman Demirel,
yabancı ülkelerden alınan
kan ûrünlerinde "bazı
sakatlıklar" bulunduğunun
ortaya çıktığını belirteTek
kan bağışı, kan
depolanması ve AIDS ile
mücadelede Kızılay'ın
önemli hizmetler yaptığını
söyledı. Kızılay Olağan
Genel Kurulu toplantısında
konuşan Demirel,
ömrünûn son günlerini
yaşayan ve servetini
nereye bagışlayacağı
konusunda kararsız olan
yurttaşlara seslenerek,
"Servetinizihiç
düşünmeden Kjzılay'a
bagışlayın. Kızılay'a daha
çok menkul, gaynmenkul
ve kan bağışlamanuz
lazım. Kızılay'a bir veren
bunun 10 gibi
değerlendırildiğine emin
olsun" diye konuştu.
BM heyeti
Uludere'de
• ULUDERE(AA)-
Kuzey Irak'ın Dohuk
kentinde görev yapan BM
Mülteciler Yüksek
Komiserliği'nden bir
heyet, Şırnak'ın Uludere
ilçesine geldi. Stasin
Rinvila başkanlığindaki
BM heyeti, Uludere'de,
Atnış kampından kaçarak
Türkıye'ye gelen aileler
hakkında bilgi aldı. Kuzey
Irak'tan gelen ailelenn
durumunu yerinde görmek
ve sosyal konutlarda
inceleme yapmak için > ;
Türkiye'ye geldiklerini
belirten Rinvila,
"Buradakı sosyal yaşamın
Kuzey Irak'tan daha iyi
olması halinde. Atruş ve
dığer kamplarda bulunan
aileleri de Türkıye'ye
göndermek içm çalışmalar
yapılacak" dedi.
Mert Çillen için
SOPU önergesi
• ANKARA (ANKA) -
ANAP Bursa Milletvekilı
Feridun Pehlıvan,
lçişleri Bakanı Meral
Akşener'den, Başbakan
Yardımcısı Tansu Çiller'in
oğlu Mert Çiller'in
sevgilisinin de koruma
kapsamında olup
olmadıgını sordu. Mert
Çiller'in, birgencin
korumalar tarafindan
dövülerek hastanelik
edilmesi olayında başrolü
oynadığını kaydeden
Pehlivan, önergede,
"Korumasmı
üstlendığiniz siyasetçilerin
küçük çocuklannın bir
mahalle kavgasma
kanşmalan halinde
bakanlıgınızın resmi
korumalannın tutumu ne
olacaktır" sorusunu da
sordu.
BBP: Güvenoyu
vermeyiz
• ANKARA (ANKA)-
BBP Genel Sekreter
Yardımcısı ve Tokat
Milletvekili Hanefı Çelik,
REFAHYOL hükümetinin
"iktidar" olamadığını
belirterek "Bu hükûmete
güvenoyu
vermeyiz" dedi. Seçim ve
Siyasi Partiler Yasası'nın
değişmesi gerektiğini
kaydeden Çelik, "Teklif
gelirse bu hükûmete
üçüncü ortak olur
musunuz" şeklindeki soru
üzerine, BBP'nin sadece
sayısal eksikliği gidermek
için koalisyona
girmeyeceğini, belirli
ilkeleri oldugunu söyledi.
Constantinescu
geliyop
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Romanya
Cumhurbaşkanı Emil
Constantinescu,
Cumhurbaşkanı
Süleyman Demirel'in
konuğu olarak
28-30 nisan günleri
arasında Türkiye'yi
ziyaret edecek.
Başbakan Erbakan ve ailesini taşıyan uçak için 5.6 milyar ödendi
Hac parası de^ettenANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türk
Hava Yollan (THY) kayıtlanna göre Baş-
bakan Necmettin Erbakan ve ailesiyle bir-
likte 127 kişiyi hacca götüren özel uçağın
kira bedeli devlet tarafindan ödendi.
THY'ye, Erbakan ve ailesini Suudi Arabis-
tan'a götüren uçak için Başbakanlık tara-
findan 5 milyar 600 milyon lira ödeme ya-
pıldığı öğrenildi. Başbakanhkça geçen haf-
ta yapılan açıklamada ise uçakbedelinin
kişi başına 650 dolar olmak üzere yolcular
tarafindan karşılandığı. Başbakanhkça hiç-
bır ödeme yapılmadığı belirtilmişti. Buna
göre THY'ye 127 kişi için 650 dolar üze-
rinden toplam 11 mityar 144 milyon lira
ödeme yapılmış olması gerekiyordu. Baş-
bakanlık tarafindan yapılan açıklamayla
THY kayıtlannda görünen ödeme miktan
arasında 5 milyar 544 milyon lira fark bu-
lunuyor. Göreve gelmesinin ardından şeri-
atçı tarikat ve cemaatlerin liderlerine Baş-
bakanlık Konutu'nda iftar yemeği verme-
si büyük tepkilere neden olan Başbakan
Erbakan'ın hac gezisi için kullandığı bü-
yük uçağın da özel bir dini gezi olmasma
karşın "Başbakanlık" adına kiralandığı or-
taya çıktı.
THY kayıtlannda, Suudi Arabistan Kra-
lı Fahd'ın konuğu olarak hacca giden Er-
bakan için kiralanan Boeing 737-400 tipi
"Anadolu" adlı uçak için venlen 5 milyar
600 milyon liralık ödemenın Başbakanlık-
ça yapıldığı yer aldı.
Erbakan hac gezisi sırasındayken Başba-
kanhktan yapılan açıklamada, giderlerin
devlet tarafindan karşılanmadığı, geziye
katılanlarca tek tek karşılandığı belirtil-
mişti. THY'nin kişi başına Ankara-Cidde
arası gidiş-dönüş için 936 dolarlık tarife
uyguladığı öğrenildi. 1 ABD Dolan 135
bın lira olarak alındığında 124 milyon 300
bin liraya ulaşan bu tarifeye göre 127 kişi
için yaklaşık 16 milyar lira ödenmesi ge-
rekiyordu. THY yetkilileri, Erbakan için
kiralanan uçağın "charter" uçuş kapsa-
mında verildığini, dolayısıyla bu tür kıra
uçuşlannda özel tarife uygulanabileceğini
kaydettiler.
Başbakanlıktan 16 nısan çarşamba gü-
nü yapılan açıklamada da, uçağa binenle-
rin kişi başına 650 dolar ödedikleri bildi-
rilmişti. Başbakanlığın yazılı olarak açık-
ladığı bu rakam dıkkate alındığında da 127
kişi için THY'ye yaklaşık 11 milyar 250
milyon lira ödenmesi gerektiğine işaret
edildi. Kaynaklar, her dunımda, THY'ye
yapılan ödemenin çok düşük göründüğü-
nü iddia ettîler. Başbakanlıktan 16 nisan-
da yapılan yazılı açıklamada, şöyle denıl-
mişti: "Sözkonusu uçakTHY'den kiralan-
mış, ancak ücreti yokıüar tarafindan kişi
başına 650 dolar ödenerek karşüanmıştır.
Uçakücretiyle ilgili olarak Başbakanuk ta-
rafindan herhangi bir ödeme yapılmamış-
ür. Bu konuda yayımlanan bütün haberler
gerçek dışıdır."
Başbakanlık tarafindan yapılan bu açık-
lamayla THY kayıtlannda görünen ödeme
miktan arasında 5 milyar 544 milyon lira-
lık fark bulunuyor. Başbakanlık açıklama-
sıyla yapılan ödeme birlikte dikkate alın-
dığında, Erbakan'ı hacca götüren uçakta.
başına görüntüleriyle yansıyan 127 kişi de-
gil, 63 kişi yolculuk etti ya da 127 kişi için,
yolcu başına Başbakanlık açıklamasının
tersine 650 dolar değil. 326 dolar alındı.
Çiller'in kurmaylan REFAHYOL'un biteceği mesajını verdiler
ABD yakm taldpteFUAT KOZLUKLU
VVASHINGTON - DYP lideri Tan-
su Çiller'in kurmaylannın dün gece
ABD'li Dışişleri Bakanlığı yetkilile-
riyle telefonla görüşrüklen ve RE-
FAHYOL iktidanmn en kısa sürede
sona ereceği mesajını verdikleri öğ-
renildi. REFAHYOL'un dağılma
noktasma gelmesi üzerine Beyaz Sa-
ray'a rapor hazırlamak üzere arala-
nnda ABD hükümetlerinde istihba-
rat uzmanı olarak görev yapmış olan
Alan Makovsky'nın de bulunduğu
bir grup Think-Tank kunıluş yetkili-
sinin bugün Türkiye'ye gelmesi bek-
leniyor.
Adının açıklanmasını istemeyen
bir Think-Tank kuruluşu yetkilisi
'"Çüler'in istifaa son 48 saattir basta
Dışişleri Bakanlığı olmak üzere tüm
yoneü'm çevrelerinde konuşuluyor.
Yoğun bir telefon trafiği var"' dedi.
ABD'li uzmanlann mart ayında yap-
tıklan toplantıya dikkat çeken yetkı-
li, gelişmelerin ABD yönetım çevre-
lerini şaşırtmadığını belirtti. Think-
^ Tank kuruluşu yetkilisinin anlaümla-
nna göre, ABD Dışişlen Bakanı M*•
deieiııe Albright ile yemekli bir top-
lantıda bir araya geldikleri Türki-
ye'de gelişmeleri değerlendirdikleri
de öğrenildi. Aralannda CIA yetki-
lilerinin de bulunduğu ABD'li uz-
manlarm toplantısında Türkiye'de
"Laik ve demokrat kesimlerin des-
tekknmesi
1
" yönünde görüş birliğine
vanldığı da kaydedildi.
Mart ayı ortalannda Dışişleri Ba-
kanı Albright ile bir araya gelen CIA
uzmanlannın düzenlenen yemekli
toplantıda Türkiye'ye ilişkin ABD
politikalannın nasıl bir zemine otur-
tulacağını ele aldıklan öğrenildi.
Toplantıya aralannda eskı CIA uz-
manlannın görev yaptığı RAND Co.
adlı düşünce ve politika üreten kuru-
luşun uzmanlan da katılmışn. Top-
lantıdabulunan isimler arasında RE-
FAHYOL hükümetine başından beri
karşı çıkmasıyla tanınan ve Erba-
kan'a ağır eleştiriler yönelten ABD
hükümetlerinde istihbarat uzmam
olarak görev yapmış Alan Makovsky,
Savunma Bakanlığı eski üst düzey
yöneticilerinden Paul WoMbwitz ve
Ortadoğu uzmanı Bernard Lewis de
yer aldı.
Yaklaşık üç saat süren bu toplantı-
da Türkiye'ye karşı izlenecek politi-
kalar ve desteklenecek siyasilerin
kimler olacağı konusunun tartışıldı-
ğı kaydedildi. Toplantı sonunda laik
ve demokratik bir rejim için mücade-
le veren kesimlerin her ne koşulda
olursa olsun desteklenmesv konusu-
nun ağırlık kazandığı belırtildi. Tür-
kiye gündemli özel toplantıda Alb-
right'm not aldığı da belirtildi.
Şcdvarvepoşuhı duruşma
PKK adına eylemler gercekleştirdikkri iddiaayla tstanbul 1 Noiu DGM'de vargdanan Ali
Dursun ve Enver Elvan adlı sanıklar şarvar ve poşularla duruşmaya kaüldılar. Mahkeme
Başkam'nın uyansı üzerine Enver Elvan başuıdaki poşuyu çıkartırken yazılı olarak savun-
masuıı sunan sanık Aü Dursun, Alaattin Kanat'ın da aralannda bulunduğu pek çok PKK
itirafçısının Olağanüstü Hal Bölgesi'nin lojmanlannda kaldığını anlattL "Itirafçılardan
gruplar oluştunılduğunu ve bunlara cinayetlerişkttirildigini" öne süren Dursun, bu duru-
mu, Ankara yakuüannda öldürülen Binbaşı Cem Ersever'in de doğruladığını betirtti. Er-
sever'in itirafçılann oluşturduğu gruplara *Yıldız Timi" adı verildiğini söylediğini belirten
Dursun, itirafçılann aynı zamanda uyuşturucu ve silah kaçakçılığı yapöklannı, öldürülme-
den önce Ersever'in başına anlatüğına dikkat çekti.(Fotoğraf: HÜLYA TOPCU)
Kııtlar davasına devam edildi
tstanbul Haber Servisi-The
Marmara Oteli'ne konan
bombamn patlaması sonucu
yazanmız Onat Kutlar ile
arkeolog Yasemin
Cebenoyan'ın ölümüne
neden olduklan. PKK adına
eylemler gerçekleştirdikleri
iddiasıyla yargılanan itirafçı
sanık Deniz Demir,
kendisi ve diğer itirafçı
sanık Hkran Kaçmaz
dışmdaki sanıklann örgüt
üyesi olmadığını söyledi.
Istanbul 3 No'lu DGM'de
görülen davanın dün yapılan
oturumuna itirafçı
sanıklardan Deniz Demir,
Hicran Kaçmaz ile diğer
tutuklu sanıklardan Ömer
Filizer, Hamit Şen ve
Abdullah Kalay katıldı.
Idam istemi ile yargılanan
Deniz Demir ve Hicran
Kaçmaz, gazetecilerden
tedirgin olduklannı bu
nedenle duruşma
salonundan çıkanlmalannı
istediler. Mahkeme heyeti
ise sanığın bu istemini
yersiz buldu. Ancak
gazetecilerin fotoğraf
çekmelerine izin verilmedi.
Duruşmada The Marmara
Oteli'ne konan bombayı
şeriatçı İBDA-C
örgütünün üstlendiğine
ilişkin haberler nedeniyle
gazetemiz yazıişleri müdürü
Dinç Tayanç ile yazanmız
Deniz Som tanık olarak
dinlendi. Dinç Tayanç
bombalama olayından sonra
gazetemizin İstihbarat
Servisi'ni arayan bazı
kişilerin eylemi İBDA-C
adına üstlendiğini belirtti.
Tayanç bu durumu emniyete
ilettiklerini de vurguladı.
Mahkeme heyeti, duruşmayı
erteledi.
Ecevit
'Hükümetin
soluğu
kesiliyor'
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - DSP Genel Başkânı
Bülent Ecevit, Milli Güvenlik
Kurulu (MGK) toplantısı ari-
fesinde, RP dışındaki siyasi
partilere "alternatif hükü-
met" çağnsını yineledi. 8 yıl-
lık temel eğitim sorununun
hükümet ortaklannı sarstığı-
na dikkat çeken Ecevit. "Bu
hükümetin soluğu adun adım
kesiliyor. REFAHYOL hükü-
meti dağjhrsa Türkiye hükü-
metsiz kalmaz. Başka hükü-
met seçenekleri vardır" dedi.
Ecevit, DYP'nin 8 yıllık temel
eğitim konusunda ödün ver-
mesinin yaşanan rejim buna-
lımını daha da ağırlaştıracağı-
nı vurgulayarak. "Herhalde,
rejim bunaumını ağırlaştır-
maktansa, hükümetin dağü-
ması evladır" görüşünü dile
getırdı.
DSP lideri Ecevit, dün par-
lamentoda düzenlediği basm
toplantısında, zorunlu temel
- eğitimin 8 yıla çıkanlması ko-
nusunda hükümet ortaklan
arasında yaşanan çekişmeye
dikkat çekerken, RP'siz hükü-
met seçeneği ile ilgili görûşle-
rini aktardı. Temel eğitim so-
rununun yalnızca bugün ya-
pılacak MGK gündemi açı-
sından değil, rejim açısından
da yaşamsal önem taşıdığına
dikkat çeken Ecevit, temel
eğitimin 8 yıla çıkanlmasınm
laikliğe yönelen tehlikelerin
önlenmesi için de atılmış
olumlu bir adım olacağını
söyledi. DYP Genel Başkanı
ve Başbakan Yardımcısı Tan-
su Çiller'in, 22 nisanda açık-
ladığı kesintisiz temel eğitim
önerisirü sevindirici bir geliş-
me olarak nitelendiren Ecevit,
"Ancak Sayın Çiller o açıkla-
mayı hükümet adına yapmış
değUdir. Hükümetin RP kana-
dının bu programda onayı
yoktur" dedi.
Ecevit, gazetecilerin soru-
su üzerine, hükümeti gensoru
ile düşürme yolunu deneme-
nin bu aşamada başanlı sonuç
doğurmayacağı görüşünü sa-
vxındu. Öncelikle, DYP'nin
hükümetten çekilmesini bek-
leyeceklerini kaydeden Ece-
vit, "Ancak DYP bu süreci
uzaursa, biz de gerekli yoüara
başvururuz. Bu hükümetin
uzun ömüriü olacağını sanmı-
yorum. Hükümetin soluğu
adım adım kesilrvor" dedi.
ABD'de yayımlanan 'The Progressive' dergisi, Susurluk ile CIA arasında bağlantı kurdu
Türkiye'nin teröristleri CIA'nın mirasıANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - ABD'de yayımlanan bir
dergide, Susurluk'taki kaza ile
gündeme gelen devlet içindeki
gizli örgütün. ABD tarafindan
kurulduğu bildirildi.
Dergide, "SoğukSavaş" sıra-
sında Sovyet Sosyalist Cumhu-
riyetleri Birliği'nin (SSCB) Ba-
tı Avrupa'yı istila etmesinin
önüne geçilmesine yönelik ku-
rulan bu örgütlerin daha sonra
kendi ütkelerindeki sol muhale-
fete karşı eylemler düzenledik-
leri bildirildi. Susurluk kazasın-
da ölen katliam zanlısı aranan
ülkücü Abdullah Çath'nın da bu
gizli örgütün bir üyesi olduğu
vurgulanan dergide, 38 kişinin
öldürüldüğü 1 Mayıs 1977 gös-
terilerinde de, kalabalığa özel ör-
güte bağlı keskin nişancılann
ateş açtığı savunuldu.
ABD'de yayımlanan "The
Progressive" adh derginin nisan
• CIA ve Pentagon kurdu: ABD'de yayımlanan "The Progressive" adlı dergide,
Susurluk kazasıyla gündeme gelen devlet içindeki gizli örgütün, CIA ve Pentagon
tarafindan olası bir Sovyet istilasma karşı kurulduğu, ancak daha sonra Türkiye'de
solculara karşı silahlı eylemlere giriştiği bildirildi.
sayısında, Lucy Komisar imza- let çetesi ile on yıllardır solcula- nın gerisinde tutulması amacuıı
sıyla yayımlanan "Türkiye'nin
teröristleri: CIA'nın mirası yaşı-
yor" başlıklı yazıda, Susurluk
kazası ile ortaya çıkan gizli ör-
gütün, 196O'lı yıllarda CIA
(ABD Gizli Servisi) ve "askeri
Uderiik" olarak anılan ABD Sa-
vunma Bakanlığı (Pentagon) ta-
rafindan, "komünistlerin yayıl-
masuıa karşı kurulduğu" kay-
dedildi. Yazıda, şu noktalara dik-
kat çekildi:
% Türkiye'de büyük sansas-
yon yaratan kazanın ardından
parlamento; DYP, polis şefleri ve
Abdullah Çath gibi katiller ara-
sındaki bağlan araştırmaya yö-
neldi. Türkiye'de gazeteler, dev-
ra' karşı saldınlar düzenleyen
gizli bir örgüt arasında ilişki kur-
dular. Ama araştırmalar derin-
leştirildikçe karşılanna bir gizli
bağlantı daha çıkabilir: ABD,
Soğuk Savaş'ın en yoğun za-
manlannda Avrupa'da gizli ör-
gütler kurmuştu.
• 1950'lerde ABD, Sovyet-
ler Birliği'nin Batı Avrupa'nın
büyük kısmını ele geçirebilece-
ği kaygısını taşıyordu. CIA ve
Pentagon, Batı Avrupa'da olası
bir Sovyet işgaline karşı müca-
dele edecek gizli direniş örgüt-
leri kurulmasma yönelik olarak
birplan geliştirdiler. Bu örgütle-
re, Sovyetler'in, düşman hattı-
vurgulayan "stay-behind" adı
verildi. Belçika, Fransa, Hollan-
da, Yunanistan, Italyave Alman-
ya'nın hepsi, örtülü şebekeye
katıldıklannı teyit ettiler.
# ABD, bu stay-behind grup-
lannı yıllarca finanse etti. Bir
Sovyet işgali olmamasına kar-
şın, bu gruplardan bazılan ken-
di ülkelerindekı sol muhaliflere
karşı silaha sanldılar. Türki-
ye'deki bu grup hâlâ görevde.
Abdullah Çath da bunlardan bi-
riydi.
# Bu örgütler hakkında geniş
bilgisi bulunan DSP Genel Baş-
kanı Bülent Ecevit, 1973'te baş-
bakan oldu. Ecevit, 1974'te yük-
sek bir askeri komutanın "Ozel
Harp 080*81^6 yeni karargâh-
lar için Başbakanlığın örtülü
ödeneğinden para istemesinden
kaygılandığını söyledi. Orgene-
ral Semih Sancar, Ecevit'e Özel
Harp Dairesi'ni anlattı. Sancar,
dairenin başlangıçta ABD tara-
findan kurulduğunu, şimdi de
aynlmış gibi gözüktüğünü söy-
ledi. Sancar, Ecevit'e bu konuy-
la çok fazla yakından ilgilenme-
mesitavsiyesindebulundu. Ece-
vit araştırdı ve devlet bütçesin-
de böyle bir organizasyon olma-
dığını gördü. Ecevit, askeri bir
yetkilinin kendisine verdiği bir
brifingde, "Bu özel daire içta ha-
yatboyuncaçahşacak,adlan giz-
li olan gönüllü >atanseverier var.
Clkenin çeşitli yerlerinde gizli si-
lah depolanvar" dediğini söyle-
di.
SÜRECEK
CUMARTESÎ
\AZILARI
4
ATAOL BEHRAMOGLU «
Ordu ve 'Sivil ;
Demokrasi'miz... \
Bu sütunda "ordu" üzerine şimdiye kadar dört
yazım yayımlandı. "Korgenerale Açık Mektup"
başlıklı yazıda (4 Kasım 1995), Korgeneral Şen-p
türk'ün Izmit Orduevi'nde şehit ailelerine madalya"
takarken yaptığı konuşmadaki içerik ve üslup eleş-:
tiriliyordu. 6 Nisan 1996 tarihli "Ordu, Aydınlar, De-
mokrasi" başlıklı yazımda şu görüşler yer alıyordus
"Cumhuriyetçi, laik değerierfe eğitilen, ülkedekiiş
savaş koşullannın gerilimini yaşayan, ötekiorta ta*
baka aydınlan ve meslek topluluklan gibi ekono-
mik çöküntüden de etkilenmemesi olanaksız sur
bay kadrolannın ülke sorunlan karşısında duyarsız
kalmalan beklenemez. Cumhuriyetçi - laik değer-r
Iere (ülkenin çağdaş kimliğine) yönelmiş tehditle-,
rin suskun seyircileri olmalan istenemez." 1 Şubat
1997'de yayımlanan "Ordu ve Marksizm" başlıkh
yazıda, adı açıklanmayan bir Genelkurmay yetkili*
sinin TÜSlAD'ın raporuna ilişkin eleştirisindeki üsl
lup eleştirilmekteydi... Bu üç yazının yayımlandığı
tarihlerde basınımızda "ordu" konusu gündemde
değildi. Sincan olaylan ve tanklaria birlikte ordu ve
demokrasi ilişkisi (uzun süreden sonra bir kez da-
ha) basının gündemine yoğunlukla girdi. (Yukanda
andığım dördüncü yazıda da Sincan olaylan irde^
lenmekteydi: "Yozlaşmış Demokrasi ve TanMar"^
Mart 1997). MGK'nin "tarihi" toplanteından sonra
medyanın (ve ülkenin) gündeminde birinci sıraya
yükselen "ordu ve demokrasi" konusu, Tuğgene^-
ral Osman Özbek'in Artvin'de yaptığı bir konuş^
madan sonra daha da alevlendi... Tuğgeneral Özr
bek'in konuşmasmdan ve bu konuşmanın yankıi
lanndan sonra, "ordu ve demokrasi" konusunda bif
kez daha "yüksek sesle düşünmek" gereğini du-
yuyorum... *
• • • <
Tuğgeneral Özbek, bir yurtsever. Düşüncelerine
aynen katılıyorum. Bunlan ifade etme biçimine de
1
bir diyeceğim yok... Çünkü, "muhatap"\r\ anladıği
dil ne yazık ki budur... Fakat bu noktada dunmuyo^
rum ve düşünmeyi sürdürüyorum: Izmit Ordu
1
evi'nde konuşan korgeneralin, TÜSİAD raporuylâ
ilgili görüş belirten Genelkurmay üst düzey yetkiti-
sinin yurtseverjiklerinden kuşku duymak için de bîf"
neden yok... Öyleyse ben, onlann görüşlerini (ve
üsluplarını) eleştirirken, Tuğgeneral Özbek'in ko
:
nuşmasının içe/iğini ve yine (değindiğim nedenle)
yadırgamadığım üslubunu alkışlarsam çelışkiye
düşmüş olmayacak mıyım? Başka bir deyişle, Türi»
ordusundaki bütün komutanlar tıpa tıp aynı şeyte'
ri düşünmek zorunda mıdır? Ve hemen bir başkâ
soru: Komutanlar hangi rütbeden itibaren siyasal
görüş açıklayabilecek? Sadece general rütbesin-
dekiler mi? Albaylar ve daha alt rütbedekiler, gide-
rek astsubaylar, çeşitli toplantılara ünifoımalı (ya da[
üniformasız) katılarak siyasi konularda görüş açıkf
lamaya başlarlarsa ne olacak? Benzer soruîar sa^-
nıybrurri ki çbğaftılabilir...
Türkiye'de ordu ve demokrasi konusunu, Türkj-
ye'cte demokrasi konusundan ayrı düşünüp irdfr;
leme olanağı yok. Türkiye'deki siyasal sistemin d&;
mokrasi sözüyle nitelenemeyeceği çok açık. Ülke
:
mizde yürürlükte olan siyasal şistem para gücüne.
dayalı partiler oligarşisi ve liderler diktatörlüğüdür.
Ekonomik ilişkilerdeki kaypaklıklar, belirsizlikler, bü-
yük iç göçün yarattığı toplumsal ve kültürel kanşık-
lıklar, sürekli, kalıcı, etkili sivil toplum örgütierinin'
oluşmasına da engel. Böyle bir ortamda, ordunun
(MGK asker kanadının son zamanlardaki tutumun-
da yansıyan) "ilerici" kimliği nereden kaynaklanı^
yor? Sorunun yanıtı llhan Selçuk'un 23.4.1997 ta-
rihli yazısındaki bir cümlededir "Harp Okullan'ndâ
şeriatçı eğitimin tam tersine bir öğretim geçerii. *
Bu saptamayı genişletebiliriz: Ordu, Kurtuluş Sa*
vaşımızın ve cumhuriyetin temel degerlerine bağ-
lılığını büyük ölçüde henüz korumaktadır... 198(J
darbesınin açtığı yaraya rağmen Türkiye'de soo
dönemlerdeki toplumsal kirienmeden en azetkflen*
miş olan kurumlardan biri ordudur... Fakat hemen!
"yüksek sesle düşünme"y\ sürdürerek şu sorulari
sıralamak gereğini duyuyorum: Eninde sonunda
toplumsal bir kurum olan ordu, tek sesliliğini dahi
ne kadar süre koruyabilir? Toplumsal kirlenme kar-|
şısında daha ne kadar süre bozulmaksızın kalabi->
lir? Olası bir askeri darbe ülkeye ve orduya ne ka^
zandınr, ne kaybettirir? Ve son ûlarak, ordunun de-
mokrasi önündeki engelleri kaldımnası mı, yoksa ül?
ke genelinde demokrasinin gelişerek orduyu da
daha demokratlaştırması mı doğru ve doğal olan-
dır?.. \
*•• .
Şeriatçılığından ve faşistliğinden kuşku duyul-i
maması gereken, hoşgörüsüzlüğü, saldırganlığı";
demokrasiye tahammülsüzlüğü TBMM'nin 23 ni-
san tarihli oturumunda bir kez daha açıkça görü-
1
len partinin, 550 sandalyeli Meclis'te 160 sandal
A
,
yesi var... Sosyal demokrat - demokratik sol san^
dalyetoplamı 117... "Merfcezsa<5"msandalyetop-;
lamı 250'nin üzerinde... Meclis'te sandalye dağılı-
mı bu iken böyle bir siyasal kuruluşa iktidar hedijı
ye edilmesi ülkemizde nasıl bir "sivil demokrasr
bulunduğunun yeterli göstergesidir... Böyle bir orf
tamda sesini yükseltme gereğini duyan genç b|
generalin birkaç pervasız cümle ile siyasal gündej
min en üst sırasında yer alması ise, generalin övül^
mesi ya da yerilmesinden önce TBMM üyelerinin
"demokratlık" ve "insanlık" kalitesinin ve onları oj
raya getiren sistemdeki bozuklukların sorgulan-j
masını gerektirmelidir... . ^
IP lideri Perinçek: ;
Devrimler tehlikede
İstanbul Haber Servisi -
Işçi Partisi Genel Başkanı
Doğu Perinçek, Türki-
ye'nin Kurtuluş Savaşı ve
Cumhuriyet Devrimi ile
elde ettiği tüm kazanımla-
n yitirme tehlikesiyle kar-
şı karşıya bulunduğunu
belirterek, "Yığınakta ya-
pılan hata giderilemez. Ya
Cumhuriyet Devrimi'nin
safinda ya da Cumhuriyet
vıkıcısı Üboşlann. 2. Cum-
huriyetçilerin, ılımh İslam-
cılann safinda olmakgere-
Jdr" diye konuştu. j |
Perinçek, küreselleşme-
den yanatavır alanlann şe?
riatçılarla aynı safa düşg
tüklerini ve cumhuriyetj
savunamayacaklannı kay7
detti.
Perinçek, tarihsel süreci
yanlış belirleyenin yanh|
mevziye gireceğini belir-|
terek, "Buna askertik di;
linde 'yığınakta hata' de^
nir ve >ıgınakta >apüan h*
1
ta gjderilemez" diye kaj
nuşru. **
o