23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 15NİSAN1977SALI OLAYLAR VE GORUŞLER Neden Laiklik? Prof. Dr. SUNA KILİ Boğaziçi Üniversitesi L aiklik; çağdaş. uygar b'.r bi- leneksel kavTam ve öğelerden oluşan bir rey. bir toplum \e bır devlet "birük"ıçindeydı. Ortaçağın Batısıbuydu. olarak yaşama kararhlığımı- zın ilkesıdir. Laiklik, Atatürk devrimiyle siyasada, eğıtim- de. hukukta, kültürde; kısa- cası her alanda yaşama geçinlmış ve ay- dınlığa" kavuşmamızı sağlamış bir ılkedir. Baü, demokrasi ve laiklik: Batı demok- rasilerinde rejimin temel ilkeleri. bu bağ- lamda laiklik tartışma konusu değildir. Tar- tışma konusu değıldir. çünkü tanhsel. siya- sal gelişim ve deneyimler ve bilim laikli- ğin. demokrasinın vazgeçilmez, ödün ve- ri lmez önkoşulu olduğunu göstermıştir. İs- ter sosyalist. ister sosyal demokrat. ıster muhafazakâr. tüm shasal partilenn kabul ettıği rejimin "asgari müştereklerT arasın- da laiklik temel bir ilkedir. Batı demokrasi- lennde, örnegin bir sosyal demokrat parti ile tutucu (muhafazakâr) parti arasında la- iklik tartışma konusu değildir. Bu partiler arasındakı yaklaşım farklılıklan genelde, ekonomtk, bazen de dışpolıtıka konulann- da kendisini göstermektedir. Oysa. ülkemizde sağ kesimde yer alan partilerimizde çağdaş bir toplumda sağ parti olma doğrultusunda birçalışma göre- mhoruz. Batı'da enlightened conservatism olarak tanımlayabıleceğımiz "ajdın-mu- hafazakâr" siyasal görüş ve düşün akımı ülkemizde belki de en güçsüz bir biçimde temsil edilmektedir. Bu nedenledır kı. ül- kemizdeki sağ partilerin bazı üyeleri. kimi sağ partide de üyelerin çoğunluğu hâlâçağ- daş bir toplumun, cumhurivetin laik teme- le oturmasına ters düşen görüş \e uygula- malan desteklemektedirier. Sağ partiler kendı kadrolannı oluştururken. çağdaş bır toplumda sağ parti olma özellıklerini gö- zardı ederlerse hem siyasal yaşamımızın ve hem de kendı partılennin geleceği açı- sından kaygı duymak gereklı. Batı, ortaçağda "karanükçağTnı yaşar- ken laik değıldı. Parçalı, küçük hükümran- lıklar, beyliklere sahip feodal düzende din, hukuk, eğitim ve kültür alanlannda bir öl- çüde kilise tarafından sağlanabilen ve ge- Sonraki çağın "Doğusu"nu andıran din dogmatizmine. feodaliteye. kapalı ekono- miye bağlı geri kalmış bir Batı. Batı tekrar rasyonel düşünce ile tanışınca ve sonralan eğitimde, siyasada. yönetimde. hukukta. kültürde laik yönlendırme ve uygulamala- ra gidince ve "AydınJanma" felsefesini be- nimseyince bu w gericilik" çemberini kırdı. Dogmatizmden kurtuldu. u Us"a (akla) bi- lime dayalı düşünce sistemini benimseme- siyle aydınlığın yolunu açtı, Endüstri Dev- rimini yaptı. demokratikleşme sürecini başlattı \e hızlandırdı Ban'nın >e ülkemi- zin tarihsel deneyimleri göstermiştir ki siya- sada, eğitimde. yönetimde, hukukta. kül- türde laiklik var olmazsa demokrasiye ge- çilemez. Laiklik dcmokrasinin önkoşulu- dur. Türkiye'de de bu önkoşulu Atatürk Devrimi gerçekJcştirmiştir. Anayasa rejimi, laiklik, Batı ve Türkiye: Batı'da önce papanın ve kilisenın sınırsız yetki sahibi olmak ve topluma tümüyle ege- men olmak girişimlerine karşı \erilen sa- vaşım, 16. yüzyıldan başlayarak aynı amaç- la hareket eden ve saltcı rejim kurmak is- teyen krallara karşı venlmıştir. Dinın teke- linden gittikçe kurtulan Batı ülkelerinde "sınırsız kuwete" karşı koyan bir "düşün sistemi" geliştirilmiş ve hem de yeni ve çe- şitlı görüşlerin toplumda tartışılmasmı sağ- layan ortam geliştirilmıştir. Bu durum, ana- yasa rejimini kurma yolundakı çabaların kaynağı olmuştur Giderek "açık toplum" olmaya yönelen Batı toplumu bu niteliği sürdürecek kurumlar ve düşünce sistemini gelıştirmıştir. Çoğulcu düzenın kurulma- sında, uzun çaba ve uğraşlar sonucu. kilı- senin ve dinin toplum içinde bırçok kurum ve düşün akımı yanında kendısıne özgü bir "kurunT ve l *düşün" olarak yasamayı ka- bul etmesının önemli bır rolü olmuştur. Atatürk Devrimi'yledinİB ve dinsel örgü- tün tekelinden kurtulan Türk toplumu, Ba- ü'da olduğu gibi gerçek anayasa rejimini yaşatacak düşünce sistemini geliştirebilmiş- tir. Dinin tekelinden kurtulma savaşımı ve- ren Türktoplumunun. onu başka bir tür te- kei altına almak isteyen, totaiiter rejim ve düşünce sistemine karşı koyması daha ça- buk. daha sistemli ve daha kesin olmakta- dır. Bu nedenle. laikliğin gerçekleştirilmesL Bab'nın tarihinde olduğu gibi. Türkiye'de de demokratik düzeni tüm koşullanyla ge- liştirecek ve yaşatacak düşünce sistemini ve bu uğurda savaşım kararulığını geüştinniş- tir. Gerçeklaik düşünce "bırey "." toplum " ve "'de\ let" aynmı>aparak totaiiterdüşün- cesisteminin dışındadır. Laiklik, "us"a. *bi- lim'e araştırmaya, denemeye, gerçeğe da- yanan ve ileriye götüren düşünce sistemi- nin Türk toplumunca benimsenmesini sağ- lamıştır. Bu bakımdan laiklik ılkesi ile ana- yasa rejimi, açık toplum ve demokrasi ara- sında doğrudan doğruya bir bağlantı var- dır. Atatürk ve onun ilerici kadrosu Türk top- lumunu çağdaş uygarlık düzeyine ulaştır- ma amacını güderken statık, İcalıplaştınl- mış. hurafe ve batıl inançlann temsilcisi durumuna getirilmiş bir Islam dıni anlayı- şı yandaşlanyla ve din perdesı arkasma giz- lenerek genci düşünceyi topluma egemen kılmayı amaçlayan gruplarla savaşım ver- miştir. Atatürkçü laiklik anlayışı dini yad- sımaz. dinsizliği desteklemez, dmi kendi- sine özgü konularla ılgilenmeye çağınr. Di- nin toplumu tekeline alma isteğine karşı koyar. Dine. kesin çağdaşlaşma kararlılı- ğında olan Türk toplumunda gerçek yerini bulma olanağını verir. Günümüz Türkiyesi'nde laiklik ve din: " Dev let. toplum laik olabiiir, ancakbirey la- ik olamaz" gıbi bılımsellıkten uzak savlar zaman zaman ortaya atılmaktadır. Oysa. çağdaşlaşma temelde üç ayn açıdan ele alı- nabilır- Sanayıleşme olgusu önplana alına- rak temelde bir ekonomik hareket açısın- dan; siyasal yapıda ve kurumlarda farklı- laşmaya gidümesinı, siyasal katılmanın ge- nişlemesinı, ulusçuluğun yeşermesini sağ- layan çeşitli değışimleracısından. Ve üçün- cü olarak da bir bunlar kadar önemli gele- nekseldavranışve kişisel bakış acılannın de- ğişmesine yol açan toplumsal ve psikolojik konular açısından. bireyde bu değışiklık kadercilikten uzaklaşması, kendi yaşamına egemen olabilme bilincı ve inancı, ve "us"a, bilime yatkınlıkla kendisini göste- rir. Laik, demokratik. çağdaş bir toplumda ulus, ümmetin yerini aUr. Birey "Kul" de- ğil, Lnsandır. yurttaşnr. Kadın ve erkek eşit haklara sahiptir. Bu nedenlerle, çağı geri- ye çevirmek isteyenlere karşı koymak ve tüm çağdaşlaşmanın sağlanması için gele- neksel-dinsel güçlenn özellikle şu beş alan- daki değişikliklere, yeniliklere karşı koy- malan önlenmelidir Siyasa. ekonomi, top- lumsal yapı, devlet düzeni ve kişinin dav- ranışlan. Türkiye'de cumhuriyetin ilk yıllannda yaklaşık 13 milyon Müslüman vardı. Bu- gün ise yaklaşık 65 milyon Müslüman bu topraklarda yaşıyor. Görülüyor ki laiklik il- kesi hiçbir zaman dine karşı kullanılmadı. Laiklik ilkesi çağı yakalamamız doğrultu- sunda u> gulandı. Atatürk. İslam dünyasın- da ilk laik devleti kurdu. 21. yüzyıla yaklaşırken laiklik konusu- nu hâlâ tartışır olmamız hem üzücü ve hem de utanç vericidir. Atatürk döneminde ya- şama geçırilmiş, rejimin temel niteliklerin- den, "asgari miiştereklerimizden" biri olan laiklik. 40 yılı aşkın bir süredir, özellikle son zamanlarda. Atatürk Devrimi 'nden, la- iklikten sapmalar sonucu kazandığımız devrim atılımlannı, bu bağlamda laiklik il- kesini de tehlikelerle karşı karşıya getir- mektedir. İnsan yaşammda din baslacı. korkutucu dep. sevdiricû ö^gürleştirici olmalıdır. Her dinin katı. dogmatik yönleri olabiiir. Ancak insancıL hoşgörülü \orumlar dini dogma- tizmden. baskıcüiktan uzak tutabilir. Os- manlı döneminde Fatih. Kanuni gibi padi- şahlar. şeriann katı kurallannı yumuşatan, yeniisterlereyanıt\erebilecek_\asalargetir- miş; İslamiyeti kab,dogmatik uygulamalar- dan uzak tutmaya çalışmışOr. Özellikle 19. yüzyılda şeriann yam sıra pek çok yeni ya- sa yaşama geçirilmiştir. Şeriab toplumda tek gecerli hukuk konu- muna getirmek amacı bizi Osmanlı döne- minden de geriye götürecek bir girişimdir. Şeriat irtkadır. Şeriab istemek, ıslam dini- ne gericilik damgasım vurmaktır. Oysa İs- lam gericiliğin dini değildir, olmamalıdır. Islam gericiliğin, bağnazhğın dini haline dö- nüştürülmemelidir. Atatürk Devrimi üe aslımızı yadsıma- dık. Tam tersine kendimizi bulduk. dilimi- ze kavuştuk, dinimizin çağdaş bir toplum- da yerini almasını sağladık, kendi kültürü- müzü geliştirme olanağına kavuştuk. Islam dünyası 3 temel nedenden Ata- türk'e teşekkür borçludur: Teşekkür borç- ludur. çünkü Atatürk Devrimi ile tüm dün- yaya göstermiştir kı büyük çoğunluğu Müslüman olan bir ülke ilerici olabiiir. ça- ğı yakalayabilir. Teşekkür borçludur. çün- kü büyük çoğunluğu Müslüman olan bır ülkede laiklik benimsenebilir. laiklik uygu- lanabilir. Teşekkür borçludur, çünkü büyük çoğunluğu Müslüman olan bir ülkede de- mokıasi kurulabilır. demokrasi yeşerebilir. Islam ve demokrasi bağdaşamaz gibi yan- lış bır sav Atatürk Devrimi'yle, bütünüyle geçersız kjlınmış. Türkiye laiklik ve de- mokrasinin Islamiyetle bağdaşabıldiğini, büyük çoğunluğu Müslüman olan bir ülke- nin laik ve demokratik olabileceğini kanıt- lamıştır. Görülüyor ki laiklik, bireyden topluma. toplumdan devlete uzanan ve tüm bunlan kapsayan dennlikte ve boyuttadır. Temel konu şudur: Uygar bir birey, bir toplum. bır devlet mı olarak yaşayacagız, yoksa ge- nye mi döneceğiz? Laik Türkiye Cumhu- nyeti devletıni mi sürdüreceğiz, yoksa bu devleti Türkiye Islam Cumhuriyeti'ne dö- nüştürme girişimlerine seyircı mi kalaca- ğız? Hayır. Gittikçe artan bir oranda sesi- mizi duyuracağız. Tüm ilerici, Atatürkçü topluluklan bu ortak amaçta güç birlığine çağıracağız. Devrimlerden ödün vermeye- ceğiz. 1923'te başlayan Aydınlanma Devn- mi'yle çağı yakalamaya kararlı genç Tür- kiye Cumhuriyeti'nın kazandırdıklannı kaybedemeyiz. Çağdaşlıktan vazgeçeme- yız. Gericiliğe teslün olamayız. Ve şunu belleğimizden çıkarmayacağız; Türk ulusunun. Türkiye Cumhuriyeti'nin bugünü ve yannı. onun varlığının temelın- deki ulusal, laik, demokratik, sosyal ve hu- kuksal olma bağlamında ve bu bağlamın sürekliliğinde saklıdır. TARTIŞMA Anıtkabir ve Anıtmezarlar... Kyapan ıkı yüce ınsan, Ankara'da Anıtkabir'de yatıyor. Kemalist laikliğe olumlu yönde hassasıyetinın emalist laikligi, Kemalist devrimin aynlmaz bır parçası olmadığını bildiğimiz iki devlet büyüğümüz de İstanbul'da anıtmezarlarda yatıyor. Devlet büyüklennin gömüleceği yer kanunla belirlendiği halde Adnan Menderesiçin Istanbul seçıldi 1950-1960 döneminde iktidarda kalan ve ilk icraatı Türkçe ezanı Arapçaya döndürmek olan Menderes'in Kemalist laiklik gibi bir hasassiyetinin olmadığını biliyoruz. Daha sonra 1980 darbesi ve darbeci yönetıminve 1983-1993 arası iktidarda kalan Özal'ın Türk-tslam- sermaye sentezcisi olarak olumlu yönde Kemalist laiklik gibi bir hassasiyetinin olmadığını y_aşayarak gördük. Ozal, 'vasiyeti gereği' Istanbul'a, Menderes'in yanına gömüldü. Devlet büyüklennin kanun gereği Ankara'daki Devlet Mezarlığı'na gömülmeleri gerekirken Menderes ve Ozal, İstanbul'daki amtmezarlara gömüldüler. Böylece Kemalist laikligi içıne sindiremeyen büyüklerimiz için, laik Kemalist devrimin iki büyük önderi olan Atatürk ve İnönü'nün gömülü olduğu Ankara'daki Anıtkabir'e karşı Istanburdaki anıtmezarlar kompleksi seçenek olarak Menderes ve Özal'ın anıtmezarlan Anıtkabir'e seçenektir. Bu amtmezarlara zamanı gelince başka devlet büyüklerimiz de (!) gömülmek isterse "devlet büyüklerinin nereye gömüleceğini bildiren" yasaya işlerhk kazandırmak tüm Kamalist, laiklerin görevi olmalıdır. tstanbul'daki anıönezarlar kompleksi büyütülmemelidir. Kemalist laikligi somut olarak savunmanın en önemli göstergelerinden birisi belki de en önemlisi bizce budur. Dr. Hasari İlert -?* PENCERE Baş, Kafa ve Kelle... Osmanlı döneminde şeyhten geçilmiyordu; şeyh- lik -bugünkü gibi- bir geçim kaynağıydı. Işte o gün- lerde, Usküdar dolaylarında gür sakallı, pos bıyıklı bir şeyh ortalığı haraca kesmiş; esnafı parmağında oy- natırmış; kasap, bakkal, manav, kömürcü, oduncu şeyhin karşısında çaresiz kalmışlar. Esnaf ne zaman alacağını istemek için tekkenin kapısına varsa, şeyh postuna bağdaş kurup oturur, elinde doksandokuz- luk tespihi, gözleri kapalı, dudaklan kıpırdar durur- muş... Manav borcunu anımsatmak için sesıni çıkaracak olsa, şeyh yavaşça: - Allahümme... Kömürcü: - Efendi hazretleri malum-u ihsanınız... Şeyh: - Allahümme salli alâ... Alacaklıpısarmış... Bakkal öne çıkacak olsa... « " • - Allahümme salli alâ seyyidina... Kasap: - Efendi hazretleri, iki koyunla bir kuzudan kulunu- za borcunuz... Şeyh kükrermiş: - Allahümme salli n.lâ seyyidina Muhammet...' Esnaf korkup sinermiş... Sonunda mahalle esnafı bakmışlar ki olmayacak, bir gün hep birlikte "Allahümme salli alâ seyyidina" diyerek şeyhi postundan toparladıklan gibi yere yık- mışlar: - Ulan borcunu verecek misin, vermeyecek mı- sin?.. Şeyh: - Ne kızıyorsunuz ağalar, demiş, ben şakacı ada- mımdır, şaka yapıyordum. . . ' Bizim Refahçılar da şakacı... Tövbe estağfurullah Allah'ın adını kullanarak, ha-" şa huzurdan Hazreti Muhammet'ı siyasete malze-! me yaparak iktidar koltuğuna bır güzel oturdular... ' Peki, şimdiki durumlan ne?.. Anlatacağım olay Rus-Japon savaşında yaşandı: Japonlar bir kasabayı ele geçirdıler; kilisenin baş- papazıyla çömezlerini toparladıîar; sıraya dizdiler; bir Japon geldi, kılıcını çekti, tekerteker kafalarını uçur- maya başladı, ama usta olmadığı için kimi kafayı iyi kesemıyor, kurban yerlerde debeleniyordu. Başpapaz: - Durun, diye bağırdı, bu adam çokacemi, baribir usta kişi bulun da acı çekmeyelim... Bir usta Japon geldi, süslü kınından kılıcını çekti, kafalan uçurduktan sonra kılıcını kınına soktu. Başpapaz sordu: - Va benimki?.. Japon: .y - Seninki mi?.. dedi, kafanı oynatsana!.. Papaz kafasını oynattı.. Kellesi yere düştü. • Kiminin başı omuzlannın üstünde görünür, ama ka- fasını oynattı mı kellesi yere düşer. •t;'A»frsvıhi isualp «**>'..* Bayilerimiz pencere ölçünüzü almadan önce, diploma alıyor. j Pimapen'de, sizlere hizmet veren bütün bayilerimiz eğirimlidir. Ücretsiz Danışma Hattı: 0800 211 41 55 Pencerelerinizin, ölçü alımı, imalah, montajı uzman bayilerimiz tarafından yapılır. Uyaulamadaki bu bilimsel yaklaşım, Pimapen'i sektörünün lideri ve <TSS> ^ ^ ^ ffl ^C9 K3 öncü kuruluşu yapan faktörlerdetı biridir. H E R P V C P E N C E R E P İ M A P E N D E Ğ İ L D İ R ! PVC PENCERE SİSTEMİ "Başkapen'le karıştırmaym lütfen"
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear