Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
•21 ŞUBAT1S97CUMA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
lanftma Fonu'nun
üenetimi
• ANIİARA ıCumhuriyet
Bürosıiı - TBMM'ye önce
Turgut Özal'ır.. daha sonra
'Süle/rran Deırirel'in
Baştakanlığı doneminde
gelen \e ıki kez kadük olan
Tanıtırc Fonu'nun
deneturine ilişkin tasannın
2 maodesi Plan ve Bütçe
Komisyonu'nda kabul
edildi Fonun denetimınin
Başbakınlık Yüksek
Denetleme Kurulu'nca
yapılmasını hükme
bağlayan tasan. iptal
karannın> ürüriüğe girdiği
tarih ile yasanın yürürlüğe
gireceğı tarih arasındaki
sürede fondan yapılacak
harcamalann denetim dışı
kalmaması için de 3230
sayılı yasaya geçici bir
madde ektenmesinı
öngörûvor.
Demokrasi
Kurultayı• ANKARA(Cumhurivet
Biirosu) - Türk Mühendıs ve
Mımar Odalan Birliği'nin
(TMMOB). demokrasinin
sınırlannın calışanlar lehıne
genişletilmesinin
gerekliliğini tartışmak ve
emek platformu oluşturmak
amacıyla düzenlediği
Demokrasi Kurultayı, 1 mart
cumartesi günü
gerçekleştirilecek.
Ankara'nın ardından 3 mayıs
cumartesi günü Trabzon ve
Erzurum'da dûzenlenecek
olan "yerel demokrasi
kurultaylan", ışyeri, ılçe, ıl
ve bölgelerde yapılacak. Bu
toplantılarda oluşturulacak
görüşler, Kasım 1997'de
yapılacak olan "TMMOB
Demokrasi Kurultayı"na
taşınacak.
Şüpheli çocuk
olümleri
• ANKARA (Cumhuriyet
Biirosu) - Şanlıurfa'nın
Duruca Köyü'nde 8
çocuğunu kaybeden ikı
ailenin 13 küçük çocuğu,
Ankara Doktor Sami Ulus
Çocuk Hastanesi'nde tedavi
altına alındı. Doruca
Köyü'nde Temmuz 1996'dan
bu yana. Urfalı ve Aldemir
ailelerine ait 8 çocuğun ölüm
nedenleri uzun süre
belirlenememişti. tstanbul
Adli Tıp Kurumu tarafından
hazırlanan raporda ise
çocuklann ölüm nedeni
"beyinde fonksiyon
değişıkliği ve akciğer
kanamah zatürree" olarak
tanımlandı.
Üniformalılara
savunma
• ANKARA (ANKA) -
Içişleri Bakanı Meral
Akşener, Başbakan
Necmettin Erbakan'ın
Kayseri gezisi sırasında
RP'nın, "üniformalı
grubuna" güvenlik
güçlerinin görevini
üstlenmelerine fırsat
vermediklerini bildirdi.
ANAP Ankara Milletvekili
Nejat Arseven'in "RP'nin
üniformalı gençleri" ile ilgili
yaalı soru önergesini
yanıtlayan Akşener, olaya
Kayseri Cumhuriyet
Başsavcılığı'nın el
koyduğunu ve
soruşturmanın sürdüğünü
belirtti.
PKK'nht haraç
emri
• HABUR(AA)-PKK'nin
başı, Mesud Barzaru
lideriığindeki Irak Kürdistan
Demokratik Partisi'ne
(1DKP) sık sık gönderdiği
mesajlarda, Halil Ibrahim
,;Gümrüğü'nden şimdiye
Jkadar kendilerine verilen
paranın en az iki katına
çıkanlrnasını istedı. Kuzey
Irak'taki PKK'lilerin
elebaşlanna gönderilen ve
Türk güvenlik güçlerince de
ele geçinlen talimatlarda,
miktann arttınlmaması
halinde Halil Ibrahim
Gümrüğü başta olmak üzere
stratejik yerlere eylem
konulması emrı verildi.
Örgüte yalanlama
. • KOCAELİ (AA) - Kocaeli
f
Cumhuriyet Başsavcısı Fahri
Kasırga, Islamı Gençlik
Orgütü'ne mensup olduklan
öne sürülen 34 kişinin,
Adalet Bakanı Şevket
Kazan'm talimatıyla serbest
bırakıldıklan iddialannı
yalanladı. Kazandere
'Köyü'nde 34 kişinin
jandarma tarafından gözlem
•altına altnmasından sonra
-başlatılan soruşturmada,
.sanıklann herhangı bır
-örgütle bağlantılannın
.bulunamadığını vurgulayan
Kasırga, "Müslüman
Gençlik" adlı silahlı bir
•örgütün var olmadığının
belirlendiğı kaydetti.
DSP lideri Bülent Ecevit, parti içi tartışmalan Cumhuriyet 'e değerlendirdi
'Dindar kesim arayışta'ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) - DSP
Genel Başkanı Bülent Ecevit, 8 milletveki-
linin disiplin kuruluna sevk edilmesi nok-
tasma gelen partiiçi tartışmalann dışa dö-
nük çalışmalan engellediğini belirterek.
"Bunlan çok kolay aşanz. Ancak, hükü-
met alternatifi için tam bir hava yakalamış-
tık, içimizi kaynatmaya başladılar" dedı.
Şeriat kavramı ve tarikat konulanndaki
eleştirilerinde daha dikkatli davranmasının
gerekçesini, "Dindar kesimde arayışlar
var; RP'nin yararöğı hayal kınklığı daha iyi
değeriendirÜebilir" diye açıklayan Ecevit,
güçbirliğine her zaman açık olduklannı,
ancak birleşme çabalannın CHP'nın ken-
dısini kurtarmaya yönelik olduğunu söyle-
di.
Ecevit, bazı DSP milletvekillerinin yö-
netime sert eleştiriler yöneltmesine neden
olan son siyasi gelişmeleri Cumhuriyet'e
değerlendirdi. Ecevit'in
gündemdeki konularla il-
gıli değerlendirmeleri şöy-
le:
Güç birtiği çağnsı: Bir
hava yakalamıştık. Göz
göre göre kaçınldı. Bazı
çervelerin inadı yüzünden.
Sağa sola aynm gözetmek-
sızin yaptığımız çağn,
DSP-CHP birleşmesıne
dönüştüriildü. Bu güç bir-
liği çağnsının çerçevesı
daraltıldı. Bu hükümetin
duşmesi için öncelikle bir
alternatifin oluşması ge-
rekli. Bız bunuoİuşturmak
üzere çağnda bulunduk
Tam bu sırada bızim içimı-
zı kaynatmaya başladılar.
Lider çekişmesi: Partı-
mizin içindeki kaynama ve
kımi arkadaşlann girişimi
sonunda Ece\ it-Baykal çe-
kışmesine getirildi. Onun-
la da yetinilmedi EcevitV
indirgendi. Ben de "Ha-
yır" deyince ortada bir şe>
kalmadı. CHP'nin birleş-
me önerilerini CHP'nın
kendini kurtarma çabası
olarak görüyorum.
Parti içi muhalefet: So-
mut önerilerle ortaya çık-
tık. Biryandan gensorubır
yandan "Bu hükümet dü-
şerse hangi alternatifler
oluşur" sorulanna yanıt
ararken bizim içimizden
yedi sekiz arkadaşın gay-
reti ön plana çıktı. Basın da
öyle şeyleri öne çıkanyor.
Çok üzülüyorum. İyi bir
hava yakalamıştık. Ayın
25'inde sonuç alabılme
olasılığımızyüksekti. Ama
DSP lideri Ecevit, dindar kesimde arayışlar bulunduğunu
söyleyerek "RP'nin yarattığı hayal kınklığı daha iyi
değerlendirilebilir" dedi. Ecevit, güç birliğine her zaman
açık olduklannı, ancak birleşme çabalannın CHP'nin
kendisini kurtarmaya yönelik olduğunu ileri sürdü.
dikkatler partımizin ıçine çevrildi.
TarikaÜar: Anlaşmazhk çok tahrif edi-
liyor. Biz tarikat liderlerine verilen yemek
üzerindedurmayalım demedık. Bunlar çok
hassas konular. Sadece mesele yemekten
ibaret değil. "Bunu kapsamh olarak dü-
şünmemiz gerekir"dedık. O konuda çalış-
maya başladık. Öyle bir hava yaydılar kı
sanki ben ona karşı çıkmışım gibi. Tarikat-
lar niçin bu kadar yozlaştı. İyi aile çocuk-
lan bile bu yozlaşmadan etkileniyorsa, bu-
nun nedenlen nelerdır? Biz öncelikle bun-
lann araştmlmasını istedik.
Şeriat: Teokratik devlet kurmak isteyen-
ler "şeriat eşittir İsJam" düşüncesini yayı-
yor. Bu onlann yaklaşımı. Olayın bir de
başka boyutu var. Birçok Müslüman kesim
var kı "Kahroisun şeriat" denince dinine
küfretmişsin sayıyor. Aslında Kuran bir
devlet yönetimi empoze etmiyor. Bizim
kastımız nedir? Din işleriyle devlet işleri
bırbirinden aynlsın. O zaman, "Kahroteun
şeriat" dıyeceğimize bunu haykıralım.
"Din ayn devlet ayn" diyelim diye düşün-
dük. Son mıtingde de bu sloganı attık. Din-
dar kesimde de arayışlar var. Bunu unutma-
mak gerekiyor. RP'nin hayal lunklığı ya-
rattığı şu günlerde bu daha iyi değerlendi-
ÇİZMEDEN YUKARI
rilebilir. Bütün imam-hatip liseleri devlet
düşmanı yetiştirir gibi bir anlayış içine de
girmemek gerekiyor.
İşçi sendikalan: Aynntılara girmek iste-
miyorum. İşçi hareketiyle yakınlaşma yo-
lunda adımlar atıyorduk. Hemen arkadaş-
lar onlan bir araya getirdiler üstümüze yö-
nelttiler. Kendi arkadaşanmız bir yandan
işçi partisinin kurulması bir yandan CHP
ile birleşme konusunda bizi sıkıştırtmaya
başladılar. Bir partinin kapanma veya bir-
leşme karanndan daha önemli karar ola-
maz bu iki karan da ancak kurultay vere-
bilir. Oç beş arkadaş bir araya geliyor. Bu
iki partiyi birleştireceğiz diyor. Olacak şey
değil. Burada "Ecevit bizim sendikacılarla
görüşmemize tepld gösterdi" havasını ya-
yıyorlar. Ne münasebet ben memnun olu-
rum, ne kadar çok arkadaş görüşürse o ka-
dar çok sevinirim.
Sivil toplum örgütleriyle
parti disiplini içinde konu-
şulması gerekir. tki hedefi
güttüler, ya işçi partisi veya
DSP-CHP'yi birleştirelim.
Ben de "Bunlar dogru de-
ğUseyalanJayuın
dedım. Ya-
lanlamadılar. Demek ki doğ-
ruydu.
Anayasa değişıkliği yapıl-
dı. Uyum yasalan çıkacak.
Arkadaşlar bunu tersine çe-
virdi tşçi hareketinin doğal
müttefiki biziz. Demokratik
sol hareket işçi haklan için
doğdu. Ama bugün sendika-
lanmız kendi içinde çekiş-
me halinde. Bir de parti ku-
racak olurlarsa çekişme da-
ha da artar.
Anayasanın 82 maddesi
var. Buna göre sendıkacılar
milletvekili olamıyor. Bu-
nun da anayasa değişiklik-
leri içine alınması için çok
uğraştım. Türk-lş hiç uğraş-
madı. Şimdi parti kursalar
sendika yöneticileri millet-
vekili olamayacak Ya da
sendikadan aynlacaklar. O
zaman partiyle sendikalann
ıpleri kopacak. Sendikalann
bır geleneği var, her partiye
bır milletvekili dağıtıyorlar.
Bu aşiret mantığıdır.
Parti zaran: Bu gelişme-
ler partiye zarar verecek bir
şey değil. Çok kolay aşaca-
ğız. Ama şu sırada partinin
yenne getirebileceği işlevı
engellemiş gldular. Bir de-
mokratik çözüm olasılığıa-
dan memnun olmayan çev-
reler var. Bazı çevreler bile-
rek bilmeyerek alet oluyor.
S ü r e k l i A y d ı n l ı k i ç i n B i r D a k i k a K a r a n l ı k '
Eylem çeşiüenîyor, basla arhyorHaber Merkezi-
u
Sürekli aydınlık için bir
dakika karanhk"eylemlen "'tencere, tava,
mum,düdük
n
le çeşitlenirken baskılar da ar-
tıyor. içışleri Bakanlığı'nın emn doğrultu-
sunda Foça'da polis eyleme katılanlan vide-
oya kaydedip. fotoğraflannı çekerken Istan-
bul Valısi Rıdvan Yenişen de Bakanlık genel-
gesine uyulanacağını açıkladı. Başlangıçtan
beri eyleme destek veren işadamı Sakıp Sa-
bancı, "Daha pariak bir Türkiye, aydınlık
Türkiye için bir dakika karanhğa katılıyo-
rum. Karanhğı katiyen sevmem ama bir da-
kika obun karanhğı bağruna basanm" de-
di.
-Sürekli Aydınlık için Bir Dakika Karan-
hk" eylemıyle ilgili ilk sert önlem Foça'da
yaşandı. Her akşam saat 21.00 de Belediye
Meydanı'nda buluşan Foçahlar, aydınlık bir
Türkiye istemlerini ıçeren sloganlar atıp da-
ğılıyordu. Ancak. polis meydanda eylem ya-
panlan vıdeoya kaydetmeye ve fotoğraflann
çekmeye başladı. Devlet memuru olan ve
"fişlendilderini" düşünen yurttaşlar bunun
üzenne meydana gitmeyerek eylemi evle-
rinden desteklemeye başladılar.
lstanbul'da hergeçen gün eyleme katılan-
lann sayısı yükselirken Istanbul Valisi Rıd-
\an Yenişen, Içişle-
ri Bakanlığı'nın
gönderdiği genelge-
ye uyulacağını açık-
ladj.
Önceki gece Üm-
raniye Mustafa Ke-
mal Mahallesi'nde,
toplanan 250 kişilik
bir grup "karan-
lık" ı mumlanyla,
davullanyla, dü-
dükleriyle protesto
ederken, Bakan Ka-
zan'ı istifaya çağır-
dılar. Okmeyda-
nı'nda dün gece
toplanan bin kişilik
topluluk da"Vur
vur inlesin, Şevket
Kazan dinlesin", "Kazan istifa", "Zindanlar
bosalsıncctelereyeraçılsın" sloganlanylabir
saatlık meşaleli, davullu yürüyüş düzenledi.
Adana'da her akşam Atarürk ve Sanatçılar
Parkı ile çeşitli meydanlarda bir araya gelen
yurttaşlar sloganlan, düdükleri, tencerele-
nyle aydınlık bir Türkiye istiyorlar. Gazian-
Eylemlerde y urttaşlar tencere, tava, mıım
ve düdüğün >anı sıra şişe de kullanıyor.
tep'te önceki gece
Kırkayak Parkı'nda
CHP il örgütünce dü-
zenlenen eyleme katı-
lan topluluk, ellerinde
Türk Bayrağı ve Ata-
türk posterleri taşıyıp,
-Tükiye laiktir, laik
kalacak" sloganı attı.
Samsun'da ise polis
eylemi engellemeye
çalıştı ancak başanh
olamadı.
Trabzon'da bu gece
yoğun katılımlı bir ey-
lem gerçekleşecek.
Trabzon demokrasi
Platformu'nun öncü-
lüğündesaat21.00'de
yurttaşlar mumlanyla
birlikte Atarürk Anıtı önünde biraraya gele-
cekler. Bu arada Mustafa Yerükanat adında-
ki bir yurttaşda. Adalet Bakanı Şevket Ka-
zan' ı protesto etmek amacıyla önceki gece
Kayseri'yi bir baştan bir başa elinde mum-
la yürüdü. Çorumda Bahçelievler, Kale ve
Yavruturna mahallelennde eyleme yoğun
katılım var. Özellikle Bahabey Caddesi'nde
yurttaşlar caddeye çıkarak her gece alkışlar-
la ve tencerelere vurarak protesto eylemi ya-
pıyorlar. Bursa'dakı eylemlere yurttaşlar
klaksonlarla destek veriyorlar. Nülifer ilçe-
sinde büyük siteler eylem için toplanma ye-
ri olarak kullanılıyor. Çekirge, Kükürtlü ve
Atatürk caddesinde de eyleme katıhmın
yüksek olduğu gözlendi.Diyarbakır'da çok
sık kesilen elektrikler yüzünden kentin bü-
yük bölümü 1 Dakika Karanlık eyleminezo-
runlu olarak katılıyor. Antalya'da 16 şubat
günü telal Cankonı'nun öldürülmesinden
sonra eyleme katılım da artı.
Bu arada Celal Cankonı'nun öldürülme-
siyle ilgili olarak tçişleri Bakanlığı müfetiş-
lennin ve savcılığın başlattığı soruşturmada
sürüyor. Müfetişler, dün Cankonı'nun eşi
SüheyiaCankonı'yu, kocasmın ölümüne ne-
den olmakla suçladığı polisle yüzleştirdi.
tçişleri Bakanı Meral Akşener ölen Celal
Cankoru'ya yapılan muamele konusunda,
"Yasayauymayan polisvarsa, bunlar hakkın-
da ce/ai ve disiplin yönünden gereken işkm-
ler yapüacaknr" dedi. Türkiye Barolar Bir-
liği"(TBB) yann lzmir'de "Hukuka Saygı"
mıtingi ve yürüyüşü düzenliyor.
IRMIKI AYDIN ENGİN e - mail: engin (a, planetcom.tr
Nufüs cüzdanlanmızı
kaybettık. Hükümsuzdür.
PAKlZE ÇİFTÇI
ÖZLEMÇlFTÇt
Mesut Yılmaz ı anlamak
mümkün. 12 Eyiül'ün, dört eği-
limi birleştirmiş partisi, kendi
içinde kimi dönüşümler gös-
terdi. Ancak bu dönüşümler
şeriat düzenı özlemcilerine
açık bir karşı çıkışa izin vere-
cek düzeyde değil. ANAP'ın
bileşenlerı içinde şeriat düze-
nini özleyen, şeriat düzeninin
savunuculanna göz kırpan un-
surlar hâlâ var ve hâlâ partide
kilit konumdalar.
ANAP kendini gitgide bir lı-
beral merkez sağ parti olarak
tanımlama eğiliminde. Bunu
hak edecek politikacıları da
barındınyor. Bir Cem Kozlu,
bir Yılmaz Karakoyunlu, bir
Tınaz Trtiz, ülkemizde sayıla-
rı pek az olan liberal politikacı-
lar arasında sayılmayı siyasal
çizgileriyle de davranışlanyla
sık sık hak ettiler.
Ama aynı ANAP'ta, hem de
önde gelenler arasında, örne-
ğin 12 Eylül öncesinin MSP'li
Konya Belediye Başkanı Meh-
met Keçeciler, Refah'ın ön-
cülü MSP'nin Içişleri Bakanlı-
ğı yapmış Korkut Özal, tarikat
Şu DSP'lileri Anlamak Mümkün mü?
bağlarını saklamaya gerek
duymayan Ekrem Pakdemir-
li, aynı yolun yolculanndan Ali
Coşkun, aynı yolun daha hız-
lı yolculanndan Cemil Çiçek
de var.
Bir yamalı bohça olarak ku-
njlmuş ve yamalı bohça niteli-
ğinden hiç kurtulamamış
ANAP'ın liderinden şeriat dü-
zeni özlemcilerine ilişkin eleş-
tirel bir tutum, şeriatîa laisizm
arasında net bir tercih bekle-
mek, sıyasetin ince oy hesap-
larına indirgendiği 1997 Türki-
yesi'nde olmayacak duaya
amın demek.
Yani Mesut Yılmaz'ı anlamak
mümkün.
Mesut Yılmaz'ın gerekçele-
rini de anlamak mümkün. Ya-
ni ne diyecekti? Kalkıp "Arka-
daşlar bakmayın siz benim çiz-
diğim liberal bir merkez sağ
parti politikacı portresine. Ben
partimde ince oy hesaplan ya-
parak hem başkanlığımı sür-
dürmek, hem siyasal yaşamı-
mın handiyse tek hedefine dö-
nüşmüş Tansu ÇillerV zorla-
yabilmek için partimdeki şeri-
at özlemcilerinin de sırtını ok-
şamak zonındayım" mı diye-
cekti? Bülent Ecevit i de an-
lamak mümkün.
1974'ün o diri, o kıpır kıpır, o
umutlu CHP örgütüne yasla-
narak Türkiye'nin tozunu atan
Karaoğlan, onun için çok
uzaklarda kalmış ve mümkün
olduğunca unutulması gere-
ken bir anı.
1997'nin Ecevit' ipa/t/kavra-
mını bir örgüt olarak değil,
kimliksiz ve özgirişim (inisiya-
tif) yetisini partinin kapısının
önünde bırakarak içeri girip
DSP'li olmuş yığınlar olarak
kavnyor. Bu kavrayışa karşı çı-
kanı hatta eleştirisi olanı da ka-
pının önüne koyarken gözünü
kırpmıyor.
Daha özeti, Ecevit "pa/t///"yi
"seçmen"e dönüştürmüş çiz-
gisiyle şeriatîa laisizm arasında
açık seçik, toksözlü bir yeğle-
mede bulunamaz.
Şeriat düzenine açıkça kar-
şı çıkılır, laisizmin karariı savu-
nuculuğuna soyunulursa,
"partili" bu tutuma karşı kendi
konumunu saptar. Itirazı varsa
parti örgütlerinde tartışır. Yan-
daş kazanmaya, parti içinde
çoğunlukolmayaçalışır. Başa-
nrsa yönetimde söz ve karar
sahibı olur ve yanlış bulduğu
tavrı düzeltir.
Ama seçmen için sadece i-
ki seçenek var: Benimser ve
oy verir. Benimsemez, küser
ve oy vermez.
Ecevit'in sözcüklerle oyna-
yarak politika yapmaya yöne-
len ince hesaplan "seçmen
kûstürmeme" ilkesi üstüne ku-
rulu. Seçmen kûstürmeme te-
rimini siz pcpülizm olarak da
kavrayabilirsiniz. Popülizmi,
Türkçeye "halk dalkavukluğu"
olarak da çevirebilirsiniz...
Kısacası ANAP'ın da, ANAP
liderinin de, Ecevit'in de la-
isizm - şeriat ikilemindeki sen-
delemelerini anlamak müm-
kün. Ama mesleğe başladığı-
mız yıllardan beri izlediğimiz
sosyal demokratlardan, bugün
DSP şemsıyesi attında toplan-
mış olanlarını anlamak müm-
kün değil. DSP'li sosyal de-
mokratlar laisizmin savunucu-
luğunda liderleri gibi yan çizi-
yor olamazlar. Politik çizgi ve
yönelimlerini halk dalkavuklu-
ğu üstüne değil, sosyal de-
mokrat ilkeler üstüne kurmak-
tan vazgeçemezler..
..gibi geliyor bana.
Niyetim asla ve asla Ecevit'le
partilileri arasına kama sokup
fesatlık yapmak değil. Asla ve
asla bunca çabayla oluşturdu-
ğu örgütteki partililerinden
Ecevit'i koparmak için kışkırtı-
cılık yapmak değil.
Ben sadece Türkiye'nin şe-
riat düzeni mi, laisizm mi çata-
lına sürüklendiği bu günlerde
DSP'lilerin tepkisizliğini, siya-
sal tercihlerini açık seçik orta-
ya koyamamalarını anlamıyo-
rum.
Anlamaya çalışmak da suç
olmasa gerek.
POLİTtKA GÜTNLÜĞÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
Şişko Tekin Kim?..
ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz ile DSP Genel
Başkanı Bülent Ecevit ne diyor:
"Şeriata karşı yürünmez..."
Ankara'daki kadın yürüyüşüne karşı çıkan Yılmaz ve
Ecevıt'e bir soru:
"Acaba Hizbullah'a karşı yûrünür mü?"
Sanınz kadınlanmız Hizbullah'a karşı bir yürüyüş
yapartarsa ANAP ve DSP lıderieri o zaman da şöyte
diyebilirier:
"Hizbullah'a karşı yürünmez..."
Şeriatın anlamı nasıl islam ise Hizbuliah'ın Kuran'da-
kianlamı "Allah'ın yolu"öur...
RP Rize Milletvekili Şevki Yılmaz, failı meçhul ci-
nayerJercehennemi Batman'da konuşurken ne demiş-
ti:
"Ben Hizbullah 'ım, çatlasanız da patlasanız da ben
Hizbullah'ım..."
RP'Iİ Şevki Yılmaz'ın yanında Batman Belediye Baş-
kanı Salih Gök bulunuyordu. RP'li Yılmaz'ın Bat-
man'da yen göğü inleten bu konuşması bir gün son-
ra kimi televizyon kanallannda yayımlanıyordu...
Ortalık kanşmış, Şevki Yılmaz her zaman olduğu gi-
bi savunmaya geçmişti:
"Hizbullah Allah'ın yolu demektır, ne var bunda?"
Ankara'daki şeriata karşı kadın yürüyüşünden
sonra islam=şenat tartışmalan birden inanç=şeriat
olarak yorumlanmaya başlandı. ANAP ve DSP lider-
len de bu tartışmada ınanç=şeriat kavramını savun-
maya başladı. İkı lider Türkiye'yi ortaçağın karanlığı-
na götürmek ısteyenlerie aynı çizgıde bılerek ya da bil-
meyerek buluştu. Yani şeriatçı kesımın takıyyesine
çanaktuttu...
• • •
Bugün şeriatı savunanlar Iran, Suudi Arabistan, Su-
dan, Afganistan'daki 'Islami yaşamı' Türkiye'ye ithal
etmek istiyor. RP içindeki kutuplaşma da zaten bu
noktada tartışmalan berabennde getiriyor...
RP'li Erzurum Belediye Başkanı Prof. Dr. Ersan Ge-
malmaz Iran modelı Islami, Şevki Yılmaz Iran, Afga-
nıstan kanşımı yönetim biçimini benımserken bazı-
lan 'Suudı' yönetımıne yakın görünüyorlar. Bu arada
Libya modelinı benimseyenlerin de sayılan bir haylı
tazla...
Şevki Yılmaz, Batman'da "Ben Hizbullah'ım" der-
ken "A//a/7';nyo/ı/"nda olan Hizbullah militanlanna göz
kırpıyordu. Çünkü silahlı terör örgütü olan Türkıye'de-
kı Hizbuliah'ın doğum yeri Batman'dı ve Islami Ha-
reket adlı örgüt de bu ılimizde yaşama geçmişti.
Batman Belediye Başkanı'nın oğlu Gudbettin Gök
de Hizbuliah'ın bir kolu olan islami Hareket davasın-
da tutuklu olarak yargılanıyordu...
"lnanç=şeriat", "Hizbullah=Allah'ın yolu" tartış-
masına girmek yanlıştır. Bugün Türkiye'de Refah Par-
tısı'nın himayesinde olan 'gerici gelişim' hem ANAP
hem de DSP hderini yanıltmaktadır.
Radikal dincıler için şenatın tanımı "şer'i hükümle-
ri" içeren bir devlet anlayışıdır, Hizbullah da şeriat yo-
lunda savaşan "Allah'ın askeheri" olarak nitelendiril-
mektedir.
Kavram karmaşaları yaratmak Refah Partisı'nin ve
bu arada Türkıye'dekı şeriatçı terör örgûtJerinin işi-
ne gelmektedir. Zaten Taksım ve Çankaya'ya cami ya-
pımı, kurban derilerinin vakrflarca toplanması, hac or-
ganizasyonunun gündeme getirılmesı de bu yüzden-
dir...
Türkiye'nin sosyal, ekonomik pek çok sorunu bu-
lunurken 'havanda su dövmek' kimin işine yanyor?
Devlet içinde örgütlenen elı kanlı çetelerin, yani kan
kjıciterin ve şeriatçı gruplann...
• • •
TBMM Susurluk Komısyonu'na bilgi veren astsubay
Hüseyin Oğuz ilginç açıklamalar yaptı, Uğur Mum-
cu cınayetıyle ilgili kimi ipuçlan verdı. Ömeğın 'Şişko
Tekin' adlı bir kışiden, eski savcılardan Uğur Tö-
nük'ten söz etti. Istihbaratçı olan astsubay Oğuz, Yük-
sekova çetesinden itirafçı Kahraman Bilgiç'i sorgu-
layan kışıydı...
Astsubay Oğuz şöyle dedı:
"Mumcu cinayetınde kullanılan bombalarŞişko Te-
kin olarak bilınen kışının Malatya'dakı evınde saklan-
dı. Uğur Tönük'ün cinayetkonusunda bilgısı vardır..."
Astsubay Oğuz, aynca şunlan ekledi: "Yeşil kod
adıyla bilinen kişı konuşursa ülkede ıç savaş çıkar..."
Bu önemli açıklama karşısında Mesut Yılmaz ve Bü-
lent Ecevit ne yaptı? Cumhurbaşkanı Süleyman De-
mirel 4 yıl önce verdiği 'namus sözünü' anımsayıp ha-
rekete geçti mı?
Ne yazık ki bunlann hiçbırisı olmadı...
Çünkü, birileri Uğur Mumcu cınayetınin aydınlığa
kavuşmasını istemıyor. Eğer aydınlığa kavuşursa
Mehmet Ağar'ın Güldal Mumcu'ya söyledikleri or-
taya çıkacak: Bır tuğla çekılırse duvar çökecek...
Gece gündüz şeriat=inanç tartışması yapılırken
'devlet içinde örgütlenen1
e\\ kanlı çeteler aramızda
dolaşıyor. Halkımız da alıştırma yöntemiyle bir şeyle-
re inandınlmaya çalışılıyor:
"Şeriat gelırse tüm pislikler temizlenecek..."
Bizim aklımtz ise astsubay Hüseyin Oğuz'un iddi-
alannda...
Acaba bu Şişko Tekin. uyuşturucu kaçakçılığı ya-
pan bazı kişilerin adamı mı? Şişko Tekin'ın 'Yeşil'
kod adıyla tanınan Mahmut Yıldınm'la ilişkisi var mı?
PKK ıtırafçısı Kahraman Bılgıç, Şişko Tekin, Abdullah
Çatlı, Haluk Kırcı ve şu anda tutuklu bulunan irfan
Çağıncı, Uğur Mumcu cınayetinin bırayağı mı?
Yukandakı sorulara yanıt vermek hiç de zor değil-
dir. Astsubay Hüseyin Oğuz'un iddialan araştınlma-
lıdır...
Uğur Tönük de Susuriuk Komisyonu'na ifade ver-
mehdir. Eski savcı, Uğur Mumcu'nun üstüne gittiği
Kemal Horzum Soruşturma Komisyonu'na yıllar önce
ilginç açıklamalar yapmış, Dazkın ilçesinde örgütlenen
'çete'nin bağlantılarını anlatmıştir...
Uğur Tönük konuşmalıdır...
Internet: http: // www.planet.com.tr/Xn
E mail: Hikmet .Cetinkaya @ Planetcom. TR
HİKMET ClTİNKAYA
H i l l E T ( t T İ Ü İ T A
z\MMK
SAN4B4
MJLAŞn
A/î/V ^zZw
350.000 TL(KDVdahil)
Çağ Pazarlama A.Ş. Yerebatan Caddesi Salkımsoğüt Sokak
No: 9/B Cağaioğlu Istanbu) Tel:514 01 95/96
Posta çeki no.- 666322