25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
5 ARALIK 1997 CUMARTESİ • • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLERIN DEVAMI 17 Istanbul Edirne _Y 13 Sinop 17 Y 13 Samsun 14 Kocaeli 13 Trabzon 21 Çanakkale Y 14 Giresun Izmir 20 15 Ankara 12 Manisa Y 14 Eskişehir 18 Aydın Y 1 4 Konya 12 Denizli 13 Sıvas 11 Zonguldak Y 15 Antalya Y 16 Kars Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Y Y PB PB PB PB PB PB 16 18 14 16 14 16 10 g PB Birtun bolgelerımız parçalı yer yer çok bulutlu, Mar- mara. Ege, Akdenız, tç Anadolu'da Baîı ve Orta Karadenız saganak ve yer yer gökguruitûlu sağanak yağışlı geçecek Yağışlar Mamnara ve Ege'de etkılı olacak. Hava sıcakiıgı batı bötgelenmızde bıraz azalır- ken, ûoğuda bıraz artacak Ruzgar guney ve batı yon- lerden orta kuvvetlı yurdun batı kesımlennde kuvvetlı ve yer yer fırtına şeklınde esecek. Oslo Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Pans Bonn PB PB PB PB PB PB PB PB U -3 2 5 5 4 4 3 Münih Y 3 Milano Berlın Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina HB Y Y Y Y Y Y Y 3 4 4 4 7 8 16 15 Y 16 Karure Moskova Aşkabat Almatı Taşkent Bakû Bişkek Tiflis Kahire Sam PB PB PB PB PB PB PB PB PB -3 2 2 28 6 4 14 23 ?(1 Parçalı bulutlo &SİI , Bjiuflu L Çok bulutlu » Yağmuriü Kart ^ 2 > s u i u kar Gök gürültulu G U N C E L CÜNEYTARCAYÜREK • Baştarafi 1. Sayfada ve gözti dışarda. Üçüncü partiye danışılmıyor, bil- gi verilmiyor. ANAP ile DSP o denli anlaşıyor ki; ekonomik ön- lemlerin kabul görmesini sağlayacak bir çare bul- muşlar, kısa aralaria kamuoyuna duyuruyoriar. "Çareyi" önce DSP'li Maliye Bakanı Zekeriya Temizel "/fşa" etti: Hükümetin alacağı önlemler gerçekleşmezse bir iki yıla kalmaz "Rejim bunalımı başlar" dedi. Bakan'ın söyledikleri üzerinde durulmadı. Bu önemli çıkış, bir yaz meltemi gibi geldi geçti. Nereden bilebilirdik: Meğer Temizel'in söyledi- ği, iki partinin ortak görüşü imiş. Altı zamsız ay kararının önü arkası nedir diye araştırmalar, yorumlar, tartışmalar sürerken; bu kez, Başbakanımız Yılmaz, öyle bir konuştu ki, dehşet! Başbakan, "Türkiye'de enflasyonla mücadele başanya ulaşmazsa ve gelir adaletsizliği sürerse rejimi korvmak çok ciddi sonın haline gelecektir" dedi mi? Dedi. Hatta "Darbe endişeniz mi var?" sorusu- na yanıt vermeden, arkasında bir yığın soru -tabii sorun- bırakarak Sofya'ya uçtu. Yılmaz'ın mantığından yola çıkarsak, ohoo, Tür- kiyemiz bugüne kadar en azından 15 kez darbe- den geçmeliydi. 1982'den beri gelen giden hükümetlerin enflas- yonu aşağıya çekmek için aldıkları onca önlem beş paralık sonuç vermeyince, askerlerin arkası ar- kasına 15 yıl boyunca 15 kez darbe yapmalan ge- rekmiyor muydu? Gerekiyordu. Yılmaz mantığına göre; demek ki aşkerler 15 yıl- dır görevlerini ihmal etmiş oluyorlar. Öyle ya, göz- lerinin önünde bir canavar (enflasyon) toplumu tah- rip ediyor. Ses çıkarmıyorlar. Çağrıştmla yola çıkarsa Kesintisiz 8 yıl gibi, ülkenin bölünmez bütünlü- ğünü korumak gibi, PKK gibi ikinci derecede -hat- ta kimilerine göre demokrasiyle çözüm olanağı varken bu gibi lüzumsuz- işleıie uğraşıyorlar. Meclis'te bir komisyon marifetiyle mi, yoksa ül- kemizin yetiştirdiği yegâne ve büyük müfettiş Kut- lu Savaş aracılığıyla mı olur, bilemeyiz. Askerlerin enflasyonu önlemek için bugüne dek en az 15 kez neden darbe yapmadıklannı araştırmaya, soruştur- maya almalıyız. Şu günlerde piyasada hükümetin ekonomik ka- rartan üzerinde kimi kuşkular dolaşıyor. Yoksa, bu- günden başlayarak darbe ha bugün ha yarın diye geri saymaya başlamalı mıyız? Jicndi dikkat: Yılmaz, çjarbe olasütğtnı anımsa- rfen, elbette ekonomiksel olmaktan çok, sosyal içerikli kimi verilere dayanıyor. Çözümsüzlüğün darbe getireceğini ifade buyur- duğu günden bir gün önce -sonradan ortaya çıkı- yor ki- TÜSİAD, Genelkurmay'a ekonomik brifing veriyor. Geçmişi bilen kimi çevreler bu söylemler- den sonra, kuşku yok ki, diken üstünde. Doğrusu şu ki, ülkemizde askerlere ekonomik brifıngler netameli işlerden sayılıyor. Yılmaz, kuşku yok ki, 12 Eylül öncesinde olan bi- teni biliyor. O sırada Genelkurmay'ın Başbakanlık Müsteşan olan Turgut Özal'dan "ekonomi brifin- gi aldıktan bir süre sonra darbenin gerçekleştiği- ni" mutlaka aynntılarıyia anımsıyor. Acaba, bu kez TÜSlAD'ın brifing vermesini, ki- mi çağrışımlaria birleştirince... "enflasyon aşağı, ya da darbe" demek zorunluluğunu mu duyuyor? Ne var ki, geçmişle bugün arasında bir fark var. 12 Eylül öncesi, 24 Ocak kararlarıyla ekonomi "o biçim" düzene girmişti. Bugün ise tam bir çorba. Üstelik bugün önlemler belli, uygulayıcı yok. Üstüne üstlük aşkerler onca belalı sorunla bo- ğuşurken karmaşa içindeki ekonomiyi düzene koymak için neden darbe yapsınlar? Cumhurbaşkanı Demirel, her açmaz önümüze geldiğinde "Kurumlar ve kurallar işler" demiyor mu? Tam bu sırada Yılmaz darbe mesajlan veriyor. Olmuyor Başbakanım, olmuyor. Bir oğulun Baba'sı ile ters düşmesi... Hem kurallara hem de kurumlara yakışmıyor. 29 öğrenci gözaltında Universitelerde yine gerginlik İstanbul Haber Servisi - İstanbul Cniversitesi (1Ü) Edebiyat Fakültesi'nde, tşçi Partisi Öncü Gençlik üyele- rinin astığı afişi yırtan gü- venlik güçleri, kendilerine direnen 29 öğrenciyi gözal- tma aldı. Mimar Sinan Üni- versitesi (MSÜ) Fen-Edebi- yat Fakültesi'nde Müslûman Gençlik taraftarlannm, ya- zar AzizNesin'e hakaret içe- ren bildiriler dağıtması üze- rine şeriatçılarla sol görüşlü öğrenciler arasında çatışma çıktı. Pohsin müdahale et- mediği çatışmada sol görüş- lü bir öğrenci hafif yaralan- dı. İÜ Edebiyat Fakülte- si'nde, Öncü Gençlik üyele- rinin asnğı afışleri y\rtan si- vil polisler, öğrencilerin di- renmesi üzerine çevik kuv- vet polislerini çağırdı. Fa- kültenin kantinine giren yaklaşık 150 polis, 29 sol görüşlü öğrenciyi sürükle- yeıek gözaltına aldı. Fakül- tenin ıçinde operasyon dü- zenleyen polise, üniversite veya fakülte yönetiminden uyan gelmediği belirtildi. Gözaltına ahnan öğrenciler- den adlan saptananlar şöyle: Didem Tanveli, Banş UIu- ocak. Sedat Imza, Ce\ahir Demirvakan, Ihsan Gezen. Mustafa Özjürek, Kudret Özen. Gökhan Baka, Nilgfln Uzun, Hatkre Tımurtaş, Hü- scyin Tahmaz. Güven Şer, Sevhan Kara. Büknt Llus, Ebru Sorgnn, .Vrzu Acar, Mahmet Akbulut BadinŞa- hin ve soyadlan behrlene- meyen Eylem ve Handan adlı öğrenciler. MSÜ Fen-Edebiyat Fa- kültesi'nde önceki gün Ne- sin'i anmak için afış asan sol görüşlü öğrenciler ile şeriat- çılar arasında gerginlik ya- şandı. Gerginlik, dün Müs- lüman Gençlik üyelerinin Nesin'e hakaret eden ve Si- vas katliamı sanıklannı öven bildiri dagıtması üzerine ça- tışmaya dönüştü. Kantinde sıra ve masalarla barikat ku- ran öğrenciler, birbirlerine bardak ve tabak attı. Çatış- mada sol görüşlü bir öğren- ci elinden yaralandı. Holbrooke, Giiney Kıbrıs'ta bankacı • Baştarafi 1. Sayfada Dünya kamuoyunun Bosna ban- şmm miman olarak tanıdığı eski ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Richard Fİolbrooke'un yönetim kurulu üyesi ve ortağı olduğu ABD'deki Credit Suisse First Bos- ton (CSFB) bankasının 1996 yılın- da faaliyete geçmiş bir şubesi bu- lunuyor. Stavrinakis'in açıklamalan Gü- ney Kıbns basınında geniş yer al- dı. Gazeteler. Stavrinakis'in "CSFB'nin Kıbns'taki faaüyede- rine Mayıs 1996'da başladığı ve Rusya'ya yaünmlaıia meşgul oldu- ğu, aynca yaünm miktarlannı sü- rekliartOrdjğı" şeklindeki sözleri- ne yer verdiler. Clinton'ın Kıbns özel temsilci- si Holbrooke'un ortağı olduğu CSFB'nin Güney Kıbns şubesinin kurulduğu günden itibaren olağan- dışı bir büyüme gösterdiği ve Rus- ya, Yunanistan Avnıpa Birliği üye- si ülkeler ve Ortadoğu ile yoğun fınansal ilişkiler içine girdiği kay- dedildi. Rum Merkez Bankası Müdür Yardımcısı Stavrinakis "Bu geliş- me tamamen ekonomikbir ola>dır ve hiçbir şeldlde siyasi faaü\et ola- rak algdanmaması gerekir" der- ken. konuyla ilgili olarak gazete- lerde yayımlanan haberlerde Holb- rooke'un bankanın faaliyetlennde çok aktif olarak yer aldığı, aynca son 3 ay içinde önemli inşaat iha- leleri elde ettiği belirtildi. "Holbrooke'un bankasının Rus- ya'dan Rum kesimine gelen kara parayı aklıyor olabüeceğiniv vur- gulayan Türk bankacılık kaynakla- n ise "bankanın 7 milyar dolarlık yaünmının para aklamak için bile yükstk bir rakam olduğunu ve bankanın arkasında Rum arma- törterin olabileceğini*' ifade ettiler. Holbrooke, ABD Dışişleri Ba- kan Yardımcısı görevini sürdürür- ken Bosna savaşını sona erdirmek- te gösterdiği diplomatik başan ne- deniyle "Daytonbanşmın miman" olarak ünlenmişti. Kıbns sorunu- nun çözümünün. gündeminin ön- celikli maddelerinden biri olduğu- nu sıklıkla vurgulayan ABD Baş- kanı Clinton, Dayton başansının ardından Holbrooke'u Kıbns özel temsilcisi olarak atamıştı. Güney Kıbns Rum yönetimi li- deri Glafkos Klerides ile KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'la görüşmeler sürdüren Holbrooke. Denktaş'ı Avrupa Bırliği tam üye- lik görüşmelerine Rumlarla bir- likte katılmaya ikna etmeye çalış- mıştı. Öztürk: Refah Partisi kapatılsın I Baştarafi l. Sayfada de befli olabüir" dedi. Oz- den, içtüzüğe göre raporun üyelere dağıtılmasının ar- dından 10 günlük süre veril- mesi gerektiğini. ancak ken- disinin "Davsçıgecüdiriyor'' şeklindek: iddıalan geçersiz kılmak için süreyi 6 gün ola- rak belirlediğıni kaydetti. Özden, raporun içeriğine ilişkin soruya. "Konuyıı her yönûyle inceleyen geniş kap- samlı bir rapor verdi. İçeri- ğini açıklamak v« sonucu bQ- dirmek yasakür. Kimscnin bunu benden bekkmemesi gerekTr" yanıtım verdi. Rapor, yüksek mahkeme heyetinin vereceği karar için bağlayıcı nitelik taşımıyor. RP'nin üst düzey yöneti- cilerinin, dün raporun içeri- ğinden haberdar olduklan öğrenildi. RP yöneticilerinin yaptıklan konuşmalar, ey- İemleri ve Yargıtay Cumhu- riyet Başsavcısı'nın yüksek mahkemeye sunduğu kanıt- lar ışığında "RP'nin laiklik karşıü eylemlerin odağı ol- du^ına r 'ilişkin5avvı yerinde bulan raportörün, RP'nın kapatılması için yeterli ko- şullann bulunduguna ilişkin görüş bildirdiği öğrenildi. Mimarlardan bakana başvuru 'Koruma Kurulu 3 aydır çalışmıyor' İstanbul Haber Servisi - Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi Yöne- tim Kurulu Sekreteri Yü- dız Uysal. hakkında daha önce Danıştay tarafından •lüzumu muhakeme' kara- n verilmiş olan îstanbul 3 Numaralı Külrür ve Tabiat Varlıklannı Koruma Kuru- lu Müdürû Bülent Bilgin yüzünden. kurulun 3 aydiT çalışamadığını belirterek gerekli önlemlerin alınma- sı için Kültür Bakanı tste- mihan Talafy'a başvurdu. Yıldız Uysal, Kültür Ba- kanı Istemihan Talay'a yaptığı yazılı başvuruda, İstanbul 3 Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklannı Ko- ruma Kurulu'ndaki ciddi sorunlar ve bundan dolayi kurulun 3 aydır çahşama- masuıın, kommadan yana çevrelerde ciddi kaygılara ve tepkilere neden olduğu- nu belirtti. Kurul müdürü Bülent Bilgin ile kurulun YÖK ta- rafından atanan iki eski üyesı, Prof. Dr. HaklaÖnel (kurul başkanı) ve Prof. Dr. Nuran Zeren Gûlersoy arasındaki gerilim ve an- laşmazlıklann. adı geçen müdürün göreve başladığı 1996 yıb mart ayından bu yana artarak devam ettiği- ni belirten Yıldız Uysal, "Aynı zamanda Odamız üyek'ri olan ber iki kurul üyeside,koruma konusun- daki titiz ve kararlı tutum- lanndan ötüni, Bülent Bil- gin'le birlikte çalışma or- tam ve olanağı kalmadığı gerekcesiyle, kurul toplan- tılanna kaolmama da\ ra- nışına girmek zorunda kal- mışlar vekurul üyeliklerin- den bu nedenle eekilmişler- dir" dedi. Açıklamada, Bülent Bilgin"in 1992 öncesinde aynı anda hem kurul mü- dürü hem de kurul üyesi olarak görev yaptığı belir- tildi. Alınan bilgilere göre, Ana- yasa Mahkemesi Raportörü Yusuf Öztürk, raporunda, davanın hem Siyasi Partiler Yasası'na hem de anayasaya göre karara bağlanabileceği- ni açıklayarak, hukukitartış- mayı da sonuçlandırdı. Öz- türk aynca "odak olma" kavTamına açıklık getirerek, partinin genel başkanı ve milletvekillerinin eylemleri- ni "kapatmagerekçesineda- >anakotuşturma" yönünden ayn ayn değerlendirdi. Raporun RP yöneticile- rinde huzursuzluk yarattığı parti kulislerinde dile geti- rildi. Işçi Partisi (tP) Genel Başkanı Doğu Perinçek'in önceki gün duzenlediğı ba- sın toplantısında dile getirdi- ği Anayasa Mahkemesi'nin 3 üyesinin RP'li Melih Gök- çek yönetimindeki Ankara Büyükşehir Belediye Baş- kanlıgYnın himaye ettiği bir kooperatife üye olduklan sa- vı, yüksek mahkemede tar- tışma yarattı. Anayasa Mah- kemesi Başkanı Özden. Cumhuriyçt;jBstKusu.üzen- ne, şu açıklamayı yaptı: "Ben mahkememin üye- lerine güveniyorum. Bir etki altıiKİa kalacaklannı sanmı- yorum. Konu suç savilacak bir aykınlık olmadığından herhangibirişlemebaşlama- dım. Sorun hukuksal \e kişi- seldir. Herkesin bir > a da bir kaç kooperatife ü>e olnıası doğaldır. Benim böyle birUiş- kiınyok." Yargıtay Cumhunyet Baş- savcısı Vural Savaş, 21 Ma- yısta Anayasa Mahkeme- si'ne gönderdiği iddianame- de, RP"nin "laödiğekarşıej- lemlerin odağı'" olduğu ge- rekcesiyle kapatılmasım is- temişti. Savaş. RP'nin sa- vunmasına karşı gönderdiği esas hakkındaki görüşûnde Türkiye Cumhuriyeti'nin ta- rihinın hiçbir döneminde ol- madığı şekilde "irtica" teh- likesiyle karşı karşıya kaldı- ğmı belirterek. "RP'oin ka- patılmasına karar vermek, Türkiye Cumhuriyeti'nin demokratikleşmesi >x)lunda Anayasa Mahkemcmizin yapbğı hizmederin en şeref- lisi olacakür" görüşünü dile getirmiştı. Savaş 11 Ka- sım'daki sözlü açıklamala- rmdada ağırlıkh olarak laik- liğe aykın eylemlerin odağı. olihanın anayasa ve Siyasi Partiler Yasası uyannca ka- patma nedeni olduğuna dik- kat çekerek, "Odak kavra- mının tarifınin yapılmanuş «Imasıiddiaedikiigigibiana- \asamı/ın anılan maddeleri- nin somut norm sayümama- lannı gerektirmez" demiştı. Heyet üyelerıne. "TB- MM'ce çıkanlan bir kanun- la Siyasi Partiler Yasası'mn tümü yürüriükten kaldınl- sa. anayasay a aykın eylemle- rin odağı haline gelen parti- ler Anayasa Mahkemesi'nce kapatılmajacak mıdır" so- rusunu yönelten Savaş, bu- güne kadar "kapanlamaz" diyen kimseye rastlamadığı- nı kaydetmişti. Savaş, bir siyasi partinin, suç işleyen parri üyelerini ih- raç ederek sorumluluktan kurtulamayacağını vurgula- yarak, "Aksinin kabulü ha- ünde, bir parti yüzlerce kişi- ye mütemadiyen eylem yap- "tınr, her defasuıda eylemleri kanıtlananlan partiden ih- raç ederek sorumluluktan kurtulur. odak haline gelme hiçbir zaman kanıdanamaz" demiştı. Başsavcı Savaş, RP Genel Başkanı Erbakan'ın söz ve eylemlerinden kanıtlar sıra- layarak, "Bir partinin genel başkanı sıfatını taşıyan bir Cumhuriyet kitap kulübü ÇAĞ PAZARLAMA A.Ş. "KİTAP KURDU" OLDUĞUNUZ ARTIK BELGELENMELİ "CUMHURİYET KİTAP KULÜBÜ'nün kımı olanaklarından yararianmak için üye olmak, üye otunca da ceplerde kart taşımak gerekıyor. Yani bir anlamda insan "KİTAP KURDU" oldu mu, bu olgusu "Kitap Kurtlan" kulübünce belgelenmeli. Belgeienmesi için ise üyelik ılk koşul. Hem "Cumhuriyet Kitap Kulübü" tyice yenilendi. Artık üyelere telefonla sipariş verme ve istenilen kitaba kısa süre içinde ulaşma olanağı sağlanıyor. İstenilen kitap "ÇAGDAŞ YAYINLARI'ndan yayımlanmışsa %20, başka bir yayınevinın ise %10 indırim yapılıyor. Her ay, Türkiye'de piyasaya çıkan yapıtlann tam iistesi, bir önceki ay etkinlikterinden haberterte üyeye ulaştınlıyor. •CUMHURİYET KİTAP KULÜBÜ" simdilik Istanbul'da hem Taksım. hem Cağaloğlu sergi salonlannda. Adana'da ve de Izmir lleri (Konak), Temmuz (Kemeraltı), Aydın (Kipa/Bornova) kitabevlerinde "Indirimli Kitap Kampanyası" ve "Resim Sergısı' gibi etkınlikler, "Söyteşı", "Dınteti", "Imza" gibi günler birbirini izliyor. Yıllık kitap kataloğu adreslere bedelsız olarak postalanıyor. Allegro Tour yurt ıçi ve yurt dışı tur rezervasyonlanndan %7; uçak bileti sıparişlennde %4 indirim sağlamakta. Istanbul'da Özel Acıbadem. Izmir'de Özel Sağlık Hastaneleri tanı ve sağaltımda faturalannda a /c10 eksık duzeniıyor Izmir'deEGS Turizm, Minerva Turizm, Güven Optik, The English Academy, Danış Bilgisayar Hizmetleri, Artek Bilgisayar, Bi/set Bi/gisayar, Sonuç Dershanesi, Nektar Bar, Nektar Restaurant, Meyhane Izmir, Bar Kagir, Adana'da Dünya Sosyal Iktisat Dershanesi, Ekin El Sanatlan, Yılgör Butik gibi kuruluşiar "KİTAP KURTLARI"na değışık oranlarda ındınm sağlıyor... Daha sırada ucuz tıyatro, opera, bale, sinema bıletleri ve benzeri yarartar var. "CUMHURİYET KİTAP KULÜBÜ'ne üyelik aşağıdaki formun doldurulup gönderi!mesiy(e tamamlanacak, "Kitap Kurdu" kartınız hemen gönderilecek. ÜYELİK FORMU Üye No:(Yenileyenler için). Adı Soyadı: Adresi: Posta kodu: Kent: Telefon/Faks: Cinsiyeti: Doğum tarihi: Medeni durumu:... Eğitim durumu: Mesleği: (Öğrenci ya da Öğretmen ise) Okul adı: Okul numarası:. (Lütfen işaretleyiniz) ÜYE ÖĞRETMEN/ÖĞRENCİ YENİ ÜYE 5.000.000 TL YENİLEME 3.000.000 TL 2.500.000 TL 1.500.000 TL * Işaretlediğim tutarı kredi kartı hesabımdan alınız. CviSA Kart no: DEUROCARD IDMASTERCARD Son kullanma tarihi: * Işaretlediğim tutann banka dekontunu adresinize/faksınıza göndereceğim. Çağ Pazarlama A.Ş.'nin: D Iş Bankası Cağaloğlu Şb.405543 L_ Akbank NuruosmaniyeŞb.1571801 \ *» ^ ^ ^ ^ f -»• D Yapı Kredi Bankası Çemberlitaş Şb. 32529' D Halkbank Cağaloğlu Şb. 39035380 * Işaretlediğim tutan posta çeki hesabına gönderdim.\ PTT Çek No: 3 666322 Çağ Pazarlama A.Ş. Hesabı Cumhuriyet Kitap Kulübü Cağ Pazarlama A.Ş. Türkocağı Cad. No:39/41 (34334)Cağaloğlu-İstanbul Tel:(212)514 01 96 Faks:(212)514 01 95 kişinin taikfiğe aykın her sö- zü ve eylemi parti kapatma nedenidir. Millctvekili hatta başbakan olması partiyi so- rumluluktan kurtarmaz" görüşünü kaydetmişti. Savaş, RP Genel Başkanı Necmettin Erbakan'ın "kanlı rejim değişikligine" ilişkin sözleri konusunda. "Bin yıllık takı>ye geleneği- nin en büyük üstadı kabul edilen RPGenel Başkanı Er- bakan'ın bu sözlerinin ne an- lama geldiğini açıklığa ka- vuşturmak için: söyledikle- ri nin hiçbiri inandıncı değil- dir" görüşünü dile geürmiş.- ti. RP Genel Başkanı Erba- kan ise 18-20 Kasım günle- rinde yaptığı sözlü savunma- da. uluslararası hukuk lite- ratüründen ömekler sırala- yarak partisinın kapatılma- ması gerektiğini öne sür- müştü. Erbakan, kendisinin de aralannda bulunduğu yö- neticilerin konuşmalannın partiyi bağlamayacağını öne sürerek. RP'nin kapatılması durumunda Türkiye'nin "ırhıslararasr pfâtfb'rrrrtarda ZOT durumda kalacağını id- dia ederek örrülü gözdağı vermişti. •• Oğrencilere zorla cuma ııanıazı • Baştarafi 1. Sayfada yaklaşık 50 öğrenci her cu- ma olduğu gibi dün de sa- at 12.00 sıralannda Lü- tuf Paşa Camii'nde cuma namazı kılmak amacıyla okuldan çıktı. Ekiz, Müdür Yardımcısı ve din bilgisi öğ- retmeni Hayri Özenli'nin yanı sıra tarih öğretmeni Ef- rafl Aydın, kımya öğretme- ni Haldun Köseoğlu ve fen bilgisi öğretmeni Ah Tür- kay ile birlikte Lütuf Paşa Camii'ne giden gruptan ba- zı öğrenciler kendi istekle- riyle camiye gittiklerini be- lirttiler. Gruptan bazı öğren- ciler ise birlikte camiye git- tikleri okul müdürü ve öğ- Tetmenlerin, "üç kez cuma namazına gitmemeleri du- rumunda dinden çıkacakla- n ve cenaze namazlaruun kılınmayacağı"' şeklinde kendilerine yönlendirmede bulunduğunu öne sürdüler. Bu öğrenciler, "Okula baş- ladığımızdan beri her hafta cuma namazma götûrülü- yoruz. Gitmezsek sınıfta bı- rakılmaktan korkuyoruz. Gitmekzorunda kahyoruz" dediler. Adının açıklanma- sını istemeyen bir grup veli de bazı okul yöneticisi ve öğretmenlerin, çocuklannı "psikolojik baskı yaparak" camiye götürdüğünü öne sürdü. Ekiz, cuma namazı- na gittiğini. ancak öğrenci- lere namaza gitmeleri için baskı ve yönlendirmede bu- lunmadığını savundu. 1042 kişiye koruma ANKARA (AA) - tçişleri Bakanı Murat Başesgioğlu, koruma alrına alınan kişile- rinsayısımn 1042'yeyüksel- diğini, bunlardan 104'ünün eski bakan. 33'ünün eski ve yeni milletvekili, 358'inin muvazzaf ve emekli asker. 547"sinin de bürokrat oldu- ğunu açıkladı. Başesgioğlu. hakkında özel. yakın, konut ve işyeri koruma karan olan bu kişilen korumak için 1089 personelin görevlendi- rildiğini, Emniyet Genel Müdürlüğü'nden 122 araç tahsis edildiğini açıkladı. G U N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafi 1. Sayfada ti çekenleri vurgulayalım. Ağar, dört sayfalık savunmasının üç yerinde bü- yük harfle, hakkındaki fezlekenin "yok hükmünde" olduğunu yazıyor. Bu durumda savunmayı da yok hükmünde say- mak abartma olmaz... Bucak da iki sayfalık savunmasındatam 14 kez, "devlet" sözcüğünü kullanmış. Yoğun bir 'ku/'lanım... Şimdi ayrıntılara geçelim. Ağar, 14 Ağustos'ta altı ANAP ve DSP'li millet- vekilinin yokluğunda toplanıp dokunulmazlıklan dönem sonuna bırakan komisyon kararının geçer- li olduğunu, yenisini tanımayacağını vurguluyor. Bu, önümüzdeki günlerde yeri geldikçe yoğunla- şacak bir tartışma: "Birinci komisyon karan mı doğru, ikincisi mi?" Istediğin yöne çek, altın mı yumurtlamak ister- sin, inci mi? Ağar'a göre ağustos ayından bu yana komisyon- daki tek değişiklik siyasi kompozisyon. O zaman bu karar siyasi... Bu pencereden bakarsak, ağustos karan da si- yasi... Ağar'ın asıl altını çizdiği iki nokta var: - Beni DGM yargılayamaz. Zira bana yüklenmek istenen suçlar DGM kapsamına giımemektedir. - Işlediğim öne sürülen suçlann tarihi benim Emniyet Genel Müdürü olduğum dönemdedir. O zaman benim Memurin Muhakematı Hakkındaki Kanun'la yargılanmam gerekir. Konuyu hukukçulara sorduk. Ağar'ın, "Beni DGM yargılayamaz" değerlendirmesini TBMM'ye söylememesi gerekıyor. Bunun yeri mahkeme. Her iki fezlekenin de özeti şu. DMG Savcısı Susurtuk kazasının ardından mey- dana gelen gelişmeleri araştınyor. Ağar ve Bucak'la ilgili iddialarda kilrtleniyor. Çünkü onlan dinleyemi- yor. Dokunulmazlıkları var. Bunun üzerine fezleke yazılıyor: "Ey TBMM, iki milletvekili hakkındaki iddialan netleştirmem için kendilerini dinlemem gerekiyor. Izin verin, dinleyeyım..." Meclıs'in yapacağı da buna izin vermek ya da vermemek. Izin vermezse, Ağar-Bucak köşe bu- cak kaçsa da kendilerini ağartamayacaklar. Memurun yargılanmasına ilişkin özel yasa, 1913 yılında geçici olarak çıkarılmıştı. O günden bu gü- ne yeniden düzenlenecek. Daha yüz yılmı doldur- madığına göre zaman var demektir. Ağar TBMM'ye, "Benim milletvekilliği statümle değil memurstatümleyargılanmam gerekir" diyor. Sanınz memur statüsü gündeme gelse, şöyle di- yecek: "Ne memuriyeti kardeşim? Ben şimdi milletve- kiliyim..." Meclis'e kaç, yargıya tut... Dokunma karan... Bucak'ın iki sayfalık savunması hakkında önce- likle "Türkçeyi tahkir, tağyîr ve ilga "dan dava aç- mak gerekir. Bucak'ın içinde bulunduğu durumun özünü an- latan paragrafı aktaralım: "Ben babamdan itibaren Türkiye Cumhuriyeti yanında olarak asker, emniyet görevlisi ve bakan- lartn tasvip ve takdırteriyle devlet dûşmanlanna karşı devletimin yanında yer aldım. Bu durumum gerek askeri gereksivil görevliler ve siyasetçiler ta- rafından gayet açık şekilde bilinmektedir. Devleti- min yanında yer alıp gerekli birimlerin talimatıyla görevlendirdikleri şahıslarla birlikte devlet düş- manlanna karşı devlet mensubu insanlaha birlik- te mücadele etmek suçsa bu suçu kabul ediyo- rum." Yine çok devletli bir başka tümce: "Çatlı 'nin ölümüne kadar devlet görevlisi oldu- ğunu ve devlet yanında PKK ile mücadele eden bir uzman görevli olduğunu bilerek hareket et- tim." Bu tümceler insanı nereye götürür? Bir dönem daha Meclis'e... Yazıyı Ağar'ın savunmasını bitirişiyle bitirelim: "Usule ilişkin olarak belirttiğim bu hususlar hak- kında bir karar verilmedikçe, komisyonunuz işin esasına giremez. Bu nedenle esasa ı//şWn savun- mamı, usule ilişkin sorunlar çözümlenip karara bağlanıncaya kadar saklı tutuyorvm." Bu durum şunu gösteriyor: Dokunulmazlık kalksa bile bir de dokunma karan gerekecek... Özden: Demirel'i • Baştarafi 1. Sayfada Demirel nezdinde bazı gi- rişimlerde bulunduğu iddia edildi. Konuyla ilgili soru- lanmızı yanıtlayan Özden, şunlan söyledi: "Akh gazetesi, kendi amacına aykın bulduğu her şeyi gerçek dışı aktanrken basın ahlakmı hiçe sayarak kötüleyip karalamaktadır. Kaç kez ceza ve hukuk da- valannda mahkûm ettirdi- ğim halde benimle hiç Ugisi olmayan konulan bir tür sendrom durumunda gün- demegetirmeye cabalamak- tadu*. Anayasa Mahkemesi GenelSekretertiğj.bakanhk müsteşartığından aşağı ol- mayan bir düzeydedir. Bülent Serim'in şimdiki göre>ine getirilmesi tümüy- le Turizm Bakanlığı'nın kendi takdiri içinde bir iştir. Sayın Cumhurbaşkanı ana- yasanın 104-b maddesine göre kararnameyi imzalar. Konunun onunla da ilgisi yoktur. Anayasamn 8. mad- desine göre 'yürütmenin de başıdır' diyerek her şeyi Cumhurbaşkanrna ve ba- nabağlamak Aldt'in komp- lekslerinden biridir. Bu ga- zetenin benimle \e mahke- memle ilgili yazdıklannm hiçbiri doğru değil ki bu ol- sun. Kaldı ki. Anayasa Mah- kemesiBaşkanı yeni üyeler- den seçilmez. Başkan seçitni yedek üyenin kaulacağı ilk toplantıda olur. Veni üye başkan seçimine yetişmez. Bülent Serim son derece ye- tenekii ve başarüı, yülann bürokra&dır. Sayıştay "a da, Danıştay "a da.Anayasa Mahkemesi'ne de üye olabilir. Bunda gocu- nacak hiçbir şey yoktur. An- cakonun böyle bir isteği bu- hınmadığı gibi bürokraside kalmaktan yana olduğunu biliyorum. Benim de Cum- hurbaşkanı'nm takdirine kanşıp etki y^pacak duru- mum olmadığı biliniyor. Karşı çıkanlann gericilik, kıskançlık, siyasal ve özel amaçlardan yola çıktığını sanıyorum. Herhalde başka işleri yazacak şeyleri yok."
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear