23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 29 EKİM 1997 ÇARŞAMBA OLAYLAR VE GORUŞLER Cumhuriyeti Anlamak ve Anlatmak PlX)f. Dr. TURKAN SAYLAN Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneğı Genel Başkanı D unya hantasına baktığı- sız kalkınmamızı, bozuk gelır dağılımı mızda, gelışmış ulke- lerde yonetım bıçımle- nnın yuzyıllaröncesın- de belırlenıp oturtul- muş olduğunu gonıruz Buralarda, ekonomık \e teknolojık ge- lışmelere bağlı bırtakıın çalkalanma ve değışımler olagelse de halkın gelışmış sağduyusu. sorunlara çok buyuk zarar- lar oluşmadan çozumler bulur ya da or- taya çıkan değışımlen ozumser\e rejım korunur Gen kalmış >a da gelışmekte olan ul- kelerde ıse hâlâ bın yıllardan kalma aşı- ret \e dın kavgalan, zorba yonetımlen surmekte, karanlığın aydınlığa, demok- rasıye, ınsanlararası eşıtlığe donuşme- sı ıçın daha çok ama çok yol alınması gerekmektedır Türkiye ıse son yuzyıhn içinde, hâlâ yaşayan pek çok msanın doğrudan ta- nık olduğu şaşılasL, olağanustu bir degi- şimi geçirmiş. bunu oturtabilmiş, temel- lendirebilmiş ve laık cumhurivet vone- timinı 74 yaşına getirebilmiş tek ulkedir. İçinde bulunduğumuz coğrafy ayı, ye- raltı ve yer ustü zengınlıklenmızı, On Asya'nın tanhsel geçmışını, çevremızı sarmışolan ınlı ufaklı ulkelenn ıç ve dış sorunlannı, komşuluk ılışkılenndekı açmazlan, buna karşın hızla artan genç nufusu, cumhunyetın ta başından ben göstenlen tum çabalara karşın, denge- vb konulan bırhkte duşünduğümuzde, ûlkemizin. öbiir dünya iılkelerinden çok daha farklı bir konumda olduğu ortaya çıkmaktadır. Kendını bir yurttaş. sorumlu bir va- tandaş olarak algılayan ınsanlar olarak. bu gerçeğı gozden uzak tutmamalı ve ulke sorunlanyla daha yakuıdan ve ey- lemli olarak ügUenmeliyiz. Günumüzde Batılı ınsanlar. kendı du- zenlennın olanaklan içinde, yaşamlan- nı bırer bırey olarak ve hep daha ıy ıyı daha rahatı arayarak surdururler Gen kalmış ülkelerde ıse her şey gunluk ya- şanır, yazgıcılık ve akıntıya kapılmışlık dışına çıkmak, bir bırey olabılmek ko- lay değıldır Cumhuriyet rejimimizin, dunya dü- zenı içinde varolmamız, kendı ayakla- nmız uzennde durup bağunsız ve banş içinde yaşayabümemiz, yakın ve uzak ülketerie aramızdaki eşitiikçi dengeyi ve saygın ilişkiyi kurup sürdurebılmenıiz ıçın ne denlı onemlı olduğu çok açıkbr. O'nu kazanabilmek ıçın hangı koşul- larda. hangi evrelerden geçtiğimizi,en el- verişsiz konumlan nasıl ulkemiz çıkan- na dönüştürebüdiğbnizi ve bütün bun- lan kendi öz varuğımızla, canımızla ve beynimizle, sorumluluk \e sağduyu- muzla, yurtseverliğimizle gerçekleştire- büdiğimizi ve de her şeyın uzanıp rutu- vereceğimiz çok ama çok yakın bir geç- mişte gerçekleşmış olduğunu nasıl unu- tur, gozardı edebiliriz? O gunlen, o buyuk savaşımı ve değı- şımı. karanlığın aydınlığa dönüşumü- nü, yok olmuş, her yoresı ışgal edılmış. umutsuz ve yoksul, yüzyıllarca yazgı- sının sınırlannı aşamayacağına ınanmış çaresiz insanlann nasıl bir uyanışla ken- di geleceklerine sahip çıkbklaruu kavra- malı. çok daha bilinçli ve bilgilı olarak kavratmalıyız. Turkiye Cumhuriyeti'nin oluşum oy - kusünde, dış gozlemcılen ha>ran bıra- kan, ne yazık kı kendı aydınlanmızın bır bolumunce ıse neredeyse yok sayılmak ıstenen olağanustu "Aydınlanma Devri- mi*"mLan tum kazaıumlan, birbirinden değeriL anlamlı çağdaş yapdaruı teme- Kni atmışnr. Parlamenter sistemın kurulması, ışle- tılmesı v e savaş dahil yaşamsal kararla- nn, zorunlu tartışmalar sonucu TBMM'de ahnması bunun en güzel ör- negkiir. Medeni Kanun'la kadın erkek herke- sin hukuk dcvletinde, ınsan vapisi yasa- lar onunde eşh bireyler olabümelerinin buyuk anlamınu kuldan gerçek insana dönuşmenin olağanustülüğunü algıla- may anlara, hele hele aşıret ve tankatla- nn hâlâ hükum surmesını doğal kabul eden aymazlara ne demelı° Eğrtim Birtiği yasasıyla dınsel, mıs- yonerlık ve devlet eğıtımını bırleştır- menın tek tıp çağdaş bir eğitime, yenı ve kolay oğrenilir bir yazrya ve her tur- lu kültürel geüşmenin temellerini atma- ya yönelinmesinin o gun ve bugun ıçın anlamı ve değeri tartışılabılır mı° Bo- zuk para gıbı harcadığımız ve oy uğru- na yozlaştırdığımız bu kazanımlanmı- zı yenıden canlandınp yeşertebılecek ve koruyabılecek mıyız0 Cumhunyetın en onemlı kazanımı- nın "laikük'* olduğunu art nıyetlı olma- yan kım yadsıyabılır9 Laikliğj "din ve devlet işlerinin aynlması'* ve "dinin si- yasete alet edilmemesT olarak oğretmiş- lerdi bıze Son > ıllarda. laıklık tanımı- nın her bılım adamınca (elbette bılım kadmı da bu adamlığın ıçındedır) fark- lı yorumlanıp "O'nun dediği değD be- nim dediğün-." denerek tam bır kafa ka- nştıncılığı yaratıldığına tanık olduk Şımdı, yeniden duşünunce, son yıllarda eylemlı olarak "din somurusü"nu ve "dinin siyasete aletedilmesi"nı yaşadık- ça, Afganıstan, tran veya Cezayır'den kesıtlen her gece ev ımızde, yazılı basın- da ızledıkçe bu tanımJann ne denli ye- rinde olduğunu bir kez daha anlıyoruz. Gelecek yıl cumhunyet 75 yaşında olacak, Turkiye. kazanımlan ve sorun- lanyla bu yılı da yaşayacak Ancak es- kısı gıbı vurdumduymaz, sorumsuz ve ılgısız kalmayıp tûm toplum olarak, cumhunyetın coşkusunu, bıze çağdaş- lığı, ınsan olmayı, ınsanca yaşamayı gosteren hedefını canlandırmalı, bay- ramı gelışım ve değışımın devamlılığı- na dönuşturmelıyız Son yıllann karmaşıkolaylannın, ın- san. kadın ve çocuk haklan ihlallerinin, din sömürusunün bu topluma kazan- dırdığı yeni bir uyanış var. Halk, gerek tek tek bıreyler, gerekse orgutler halın- de kendi geleceğine sahip çıkmaya, sesi- niduyurmaya, karariardataraf olmaya, istemediğı şevlerin yapılmasını engelle- mck için direnmeye başlıyor. Istenılen ıvmede olmasa da, sessız bır koyun su- rusu olmaktan vazgeçen, demokratık tepkılennı gosterebılen ve nlkeçıkarla- nnı kendi çıkarlaruun ustunde tutan in- sanlar çoğaldıkça cumhuriyetimizjn "Çağdaş, laık ve demokratik bir hukuk devleti" olması yolunda ciddi adımlar atüabilecek. Uy garlaşmanın hukukun. eğıtımın ve laık duzenın ergılennden (nımetle- nnden) yararlanan bız cumhunyet ku- şaklan,oluşum oykumıizü çok iyi bilme- li, yazgınuzı değiştiren insan ve olaylan en doğru kay naklardan öğrenmeii, çev - remızdekı bılısız (cahıl) ve aymazlara, kendı çocuklanmıza, dostlanmıza an- latmaİL, o gunlen. ondan sonrakı ihanet- leri, gunumuzdekı din sömürusünu, çı- kar duzenini algılamab ve tarttşmau, ül- ke mozayiğimizi, kültur çeşitliliğimizi pekiştirmeli, yeni sapmalara ve ihanet- lere geçit vermemeliyiz. Türk ulusu olarak. "Çağdaş, laik de- mokratik hukuk dev letı"ne taraf olan ülkenin buyuk çoğunJuğu, yaşadığı kar- maşa ve ucundan donduğu karanlıktan sonra, cumhunyet rejimine ve kazarum- lanna, bilinçli yurttaşlar ve sivil toplum orgütleriyle daha sıkı sanlacak, siyasal odünlere izin vermeyecek ve yazgısuıa çok giıçlü olarak sahip çıkacaktır. ARADABİR Dr. FARUK GÜÇLL Gazı Lnıversıtesı Cumhuriyetimiz Kutlu Olsun... 29 Ekım Cumhunyet Bayramı'nı bır kez daha kutluyoruz Belkı bu kutlayışımız cumhunyetın ve 29 Ekım tarıhının onemını bır kez daha duşunme- mıze neden olabılır Emperyalıst ışgal guçlennın sı- lahlı saldırılarına maruz kalan ulkemız, bugun de şekıl ve renk değıştırmış bu guçlenn ıçten kaynak- lanan saldırılanyla karşı karşıyadır On yıllar oncesınde ordularıyla ve sılahlanyia karşımızda bulduğumuz bu guçler eskı Cumhur- başkanlanmızdan Inonü'nun deyımı ıle "At yemı olan yoncamızda bıle gozu olan" guçlerdır Bu guçler bugun şekıl degıştırmışler, renk renk değı- şık bıçımler almışlardır Kâh ırkçı, kâh şerıatçı, kâh başka gıysıler içinde karşımıza çıkabılmektedırler On yıllar oncesınde Kurtuluş Savaşımızın onderı Atatürk'un denıze doktuğu bu ınsarriar bugun adalar ya daKıtcıs gıbı gerekçeteHö savâş ortamf yaratarak, ekonomık gelışmemlzı onlemek ıçın sı- lahlanmaya yatınm yapmamızı ıstemektedırier Yaklaşık bır on beş yıldır ulkemızın Guneydoğu bolgesınde yaşanan ıç kargaşa da bu oyunun par- çalarından bırıdır Kendı ulkelerınde ınsan kanı emenler bıze ınsan haklan dersı anlatabılmektedır- ler Işsız ve sefıl kaldıkları ıçın bazı yurttaşlarımızı da bu "haın" emellerıne alet eden guçler ulusumu- zun ulusal gelırının onemlı bır bolumunun de bu bolgede sılah harcamasında kullanılmasına neden olmakta, bolge halkının ve tum ınsanlanmızın re- fahlanndan çalarak herkesın mutsuzluğuna neden olmaktadırtar Yine kendılerı başka dınlere mensup olmakla bırhkte kımı dındar ınsanlarımızın ıyı nıyetlerınden yararianarak onları "radıkal dıncı-şenatçı" kısvesı altında orgutleyen ve bır mandacılık yaratmak ıs- teyen bu guçler, Suudı Arabıstan'da, Kuveyt'te, Irak'ta yarattıklan, daha rahat somurebılmelenne neden olan ortamı Cezayır'de, Mısır'da ve ulkemız- de de yaratmak ıstemekte ve bu amaç uğruna ın- sanlanmızın bırbınne karşı kullanılmasına da neden olmaktadıriar Ulusumuz, on yıllar oncesı muhatap olduğu ey- lemsel (fiılı) ışgalın bır benzerını bugun dın tacırle- nnın mandacı yaklaşımlan altında yenıden yaşa- maktadır O gun sılahsız, ordusuz, ve bılınçsız olan ulusumuz bugun de ıçten ıçe yıkılmak ıstenmek- tedır Işte onun ıçındır kı on yıldır devletın butun ka- demelerıne kendı adamlarını yerleştırme çabası içinde olmuşlardır Onun ıçındır kı taşra unıversrte- lenne "Ataturkçu" yurtturmacası adı altında Ata- turk duşmanı rektorteratamışlardır Çoğu devlet er- kânı, ya bılerek ya da bılmeden bu oyuna alet ol- muş durumdadır Işte tum bu nedenlerledır kı, bu kez 29 Ekım'ı ve cumhurıyetın değerını daha ıyı anlamamız ve algı- lamamız gerekmektedır Koşullar yetmış yıl once- sınden pek de farklı değıldır. Tek fark bugun duzen- lı bır ordumuz ve daha eğrtımlı sayabıleceğımız bır halkımız vardır Yoksa yurdunu satıp Ingılız gemı- sıne sığınan Padışah Vahdettin'ın torunlan bugün karşımıza kâh "Kurt mıllıyetçısı, kâh Turk mıllıyet- çısı, kâh da şerıatçı" olarak çıkmaktadırlar Su uyur duşman uyumaz ozdeyışının ne kadar gerçekçı olduğunu duşunmemızın sanınm tam za- manıdır Cumhuriyeti Yüceltme Görevi M. EMİN DEĞER "Ey yükselen yeni kuşak, gelecek sizindir. Cumhuriyeti biz kurduk; onu yüceltecek ve sür- dürecek olan sizsmiz" 1924 M K.emal Ataturk T ürk DevnmTnı, aklı ve bılımı reh- ber edınen kuşaklann elınde. çağ- daş uygarlığı yakalayacak evnm- lerle. sonsuza taşıyacak olan Tur- kiye Cumhunyetı, yırmıncı yuz- yılın başlannda ulusal kurtuluş sa- vaşlannın ılkı olmak onurunu bayraklaştıran eş- sız bır tanh olayına davanır O nedenle, bu ılk "ulusal demokratik devrim"ın duşünce yapı- sıyla yaratılış evjelen, cumhunyeömızın temel ve evTensel dayanaklandır Cumhunyet ancak bu dayanaklanyla vardır. onlann evnmıyle ya- şayacak ve yukselecektır Çunku cumhunyet, meşruluğunu ve gucünu osavaşımın her evresındekı ulusal oydaşmanın yarattığı ilkelerden alır Yaşaması, yucelerek sonsuza doğru yol alması, o ılkelerden ve tanh- sel kokenınden kopanlmamasına bağlıdır Bu duşuncelerle, cumhunyetımızın 75'ıncı yaşını bu temellen bır kez daha anımsayarak kutla- mak ıstıyoruz ".\nadolu İsyam" da denılen ulusal kurtuluş kavgası. Mondros Ateşkesı'nın uygulamaya kalkışılması uzenne. yerel dırenışler ve kong- relerle başlar "Amasya Genelgesi'"yle, halkın yazgısına egemen olmasının on çahşmalanna, Ulusal Kongreler donemıne geçılır Tûm bu ça- lışmalar. Mustafa Kemal'ın halkın ıstencını kongrelerle onaylatarak. ulusal egemenlığe ve curnhunyete gıden yolun taşlannı döşedığı gûn- lenn tanhsel mırasıdır O zor ve dar gunlerde 'ulusal hedeF bu kong- relerde saptanır ve hedefe gıden yolun kılomet- re taşlan dıkılır Ulusal hedef, 'bağunsız vatan', 'ulusal egemenlik" ve 'tam bağımsızuk'tır Va- tanın sınırlan "Misak-ı MUF ıle çızılır Misak-i Milli, 'irade-i milliye'ye dayalı Kuvayı MilU- ye'yleyaşamageçecektır "Kuvayı Müliye'yiet- ken, İrade-i MiUiye'yi egemen" kılarak kurtulu- şa ulaşılacaktır Bu ılkeler 'Müdafaayı Hukuk-u MüTrye' dokt- nnıyle ulusal oze bağlanır Evrensel nıtelık ka- zanan "uluslann kendi yazgısını kendisinin be- lirte>eceği''ne ılışkın ılke, Sıvas Kongresı ka- rarlanna ulusal kurtuluş ıdeolojısı olarak yan- sır Ulusun kendı yazgısına egemen olmasının kabulu, ulusun egemenlığını zorla alacağının on karan olacaktır 'Müdafaayı Hukuk-u Milliye' ıdeolojısının uygulanması ıçın egemenlığın ulusta olması ge- rekırdı Tam bağımsızhkve ulusal egemenlik, da- vanınanti-emperyalistcephesındekesışırler Sa- vaş anti-emperyalist öze, boylece kavuşacaktır Amasya Genelgesı'ndekı "Ulus bağunsızh- ğını kendi azim ve karanyla kurtaracakür" du- yurusu, Sıvas'tan Ankara'ya. Buyuk Mıllet Meclısf ne gıden bağımsızlık yolunun ışıklı he- defı olmuştur Mustafa Kemal'ın, "Once Mec- lis" hedefı gerçekleşmıştır Ulus, bağımsızlık kavgasınm evTensel boyutunu ve meşruluk te- mehnı bu "Büyûk MecKs"le sağlar, sonra ordu- laşır Bu, bır başka ulusun tanhınde gorulmeyen bır tanh olgusudur Dırenışler, kongrelerle saptanan hedef ve ıl- keler. ulusal meclısın kararlanna donuşerek ut- k\ıya ulaşılır Lozan bu utkunun ve bağımsızlı- ğın evTensel onayıdır MeclısTe gınlen yolun curnhunyete ulaşması, saltanat ve hılafet ku- rumlannın da, ulusal ıstence teslım olmalan so- nucunu getırecektır Tam bağımsızlığın ıkıncı oğesı böylece sağlanacaktir Bu ılkelenn uygulanabılmesı ve cumhunye- tın sonsuza kadar yaşatılabılmesı ıçın bır başka ılke, laiklik ılkesı ulus yaşamına geçınlmelıy- dı Cumhunyet, onu var eden ılkelere dayanır demıştık Bunun ıçın de aydın ve ozgûr yurttaş- lann bu ılkelen özumsemesı ve savunması ge- rekır Özgur yurttaş, kımsenın etkısınde kalma- dan, aklını kendısı ıçın kullanabılen bırey de- mektır Çunku ancak özgur bırey, usunu kendı- sı ıçın kullanabılır ve haklannı savunabılu' La- ıklık ışte bu hedefe gıden yolu açar Laık duşunce olmadan, cumhunyetımıze sa- hip çıkacak kuşaklar yetıştınlemez Çunku Cumhunyet, kullann değıl ozgur bıreylenn be- yın güçlenyle yukselecektır Mustafa Kemal, 28 Aralık 1919 gunu, Ankaralılara kurtuluşa gı- den yolu anlatırken der kı "Birey ler düşünur olmadıkça, baklannı anla- ıruş bulunmadıkça. yığuılar istenilen y one, her- kesçe iyi ya da kötu yoniere suruklenebUnier. Kendini kurtarabihnek için her bireyin ülkenin abnyazısıyla kendisinin ilgüenmesi gerekir."(l) Bunun bır başka anlamı $udur -\ncak aklını özgürce kullanabılen bıreyler, yazgılannı ken- dılen belırler Cumhunyet boyle bıreyler yetış- tırmeyı hedeflemıştır Bıreycı değıl, bıreysel du- şunebılen kuşaklann, cumhunyetı var eden ıl- kelere bağlı kalarak çağdaş uygarlığı yakalaya- cağını bılelım Bırey olarak da, yazgımızın, ulusal bırlık ve butûnlük içinde aydınlığa enşeceğı gerçeğını, bağımsızlık kavgamızdakı başanmızdan alaca- ğımız derslerle, ulusal bır ılke olarak benımse- yelım Bugunkü sorunlann temelınde, karşıdev- nme geçışın yollannı doşeme, cumhunyet kar- şıtı kuşaklar yetıştırme amaçlan yatmaktadır Bu çabalann. cumhunyet devnmının yanm ka- lan, aklı ve bılımı kendıne rehber edecek kuşak- lar yetıştırmekle önleneceğını unutmayalım Eğer Ataturk'un bu konudakı oğüdunu tut- muş olsaydık, sorunlanmız bu denlı çapraşık olmazdı elbet Bakın, O. cumhunyetı emanet ettığı gençlenn nasıl yetıştınlmesını ıstıyor "Gençüği yetiştiriniz. Onlara bilira vekültürün olumlu duşüncelerini veriniz. Geleceğin ay dınb- ğjna onlarla kavuşacaksuuz. Özgur duşünceler uygulamaya konulduğu vakit Turk ulusu yük- sekcekürr (2) Cumhunyetı yücelterek sonsuza taşıma, tan- hın bıze verdığı, duraklatılamayacak, ertelene- meyecek, yakın tanhm gerçeklennden çağın ge- reklenne bağlanarak her an yenı ıvmelerle sur- durûlecek bır gorevdır Cumhunyetı kutlamaya hak kazanmak ıçın, önce Mustafa Kemal Ata- turk'un bu ışaretıne uygun davranıp davranma- dığımızı sorgulayalım Unutmayalım kı, "tam bagımsu". "anti em- peryalist" ve "ulusal egemenliğin" kımseyle paylaşılmayacağı bır sıstemı kıskançlıkla sa- vunma, cumhunyetı savunmanın asla vazgeçı- lemeyecek ana temelıdır Demokrasımız de bu temeller ûzennde kurulursa yaşayacak ve ev- nmleşecektır' Bır kez daha yıneleyelım, cum- hunyetımız ancak, onu var eden tanh olayına dayalı temellere sahip çıkılarak, çağdaşlığa ve Ataturk'un gösterdığı hedefe, sonsuza taşınabı- hr (1) An lnan, Dıışuncelerıyle Ataturk, Turk Tanh Kurumu Yayım 1983, s 195 (2) Samı N Ozerdım, Ataturkçunün El Kıta- bı, Turk Dıl Kurumu Yavınlan 1981 s 223 KIRMIZI BALIK ÇOCUKEVİ VE KULÜBÜ CUMHURİYET BAYRAMI'NI BAĞIMSIZ ÇAĞDAŞ UYGAR DEMOKRAT TURKİYE ÎDEALlYLE KUTLUYORUZ BUYUK ATATÜRK'U ÇOK SEVIYORUZ. K I R M I Z I BALIK A İ L E S İ Bcstancı : ''.fetırietcık S-,. \c: l .^: r:ece ls:a r c^ (0.216)41716 36 Faks: (0.216) 36614 31 Mecidiyeköy : Lat o-jrr S».. Nc. 5 ' \le: d",ekc. "staobu (0.212) 213 95 88 - Faks: (0.212) 213 87 40 Fenerbahçe ıKaamısFere'Cd 3a: Ve-'-T^.k S- V?: T (0.216) 414 62 92 Faks: (0.216) 414 62 61 I Ü Edb Fakültesı öğrencı kımlık kartımı kaybettım, hûkumsuzdur NECMETTIN DEMtR Nüfus cuzdanırru ve sürucu belgemı kaybettım Hükümsuzdur DİLEK Y1LMAZ VEFAT Merhum Yusuf Nıhat Berker ve Zelıha Berker'ın oğlu, Bıhın Uşaklıgıl ve Dr Halıl Çıra'ın damadı, merhum Ata Berker'ın ağabeyı, Prof Dr Nıhat Berker'ın babası, Ahmet Berker'ın buyuk babası, Halıt ve Carıne Uman'ın babası, Bıhın ve Sınan Uman'ın sevgılı dedesı, Reşdan Uşaklıgıl, Zeynep Uşaklıgıl ve Emıne Uşaklıgıl'ın enıştesı, Ayşe Berker'ın eşi Değerli Bilim Adamı Ord. Prof. Dr. RATİP BERKER27 Ekım 1997 gunu vefat etmıştır 30 Ekım 1997 Perşembe gunu saat 10 OO'da İTU Taşkışla bınasında yapılacak torenden sonra Teşvıkıye Camıı'nden oğle namazını takıben kaldınlarak Edırnekapı Şehıtlığı'ndekı aıle kabnstanına defnedılecektır Çelenk gonderılmemesı, arzu edenlenn Turk Eğıtım Vakfı'na bağışta bulunmalan nca olunur AİLESİ ERDEMLİASLİYE HUKUK MAHKEMESİ HAKİMLİĞt'NDEN DosyaNo 1994/555 Davacı Ahmet Alptekın vekılı tarafından davalı Ka- sım Arslan aleyhıne açılan ışbu tazmınat davasmda Davalı Kasım Arslan - Fevzıpaşa Mah Çıçek Sok No 59 Nızıp ' G Antep adresıne yapılan teblıgatta bu- lunamadığından bıla ıkmal ıade edılmıştır C Savcılı- ğı'nın yapılan tahkıkatı netıcesınde de bulunamamıı>tır Davalı Kasım Arslan'ın 21 1 1998 gunü saat 09 OO'da yapılacak duruşmada hazır bulunması veya kendını bır kanunı vekılle temsıl ettırmesı, aksı takdırde davanın yokluğunda devam edıp karar venleceğı hususu teblığe kaım olmak ûzere ılan olunur 1 10 1997 Basın 47100 Turkıve Bılımler Akademısı Şeref Uyesı Ord. Prof. Dr. RATÎP BERKER'in vefatını buyuk bır uzuntü ıle öğrendık Aılesıne, yakınlanna ve bılım camıasına başsağlığı dılenz TÜRKİYE BtLİMLER AKADEMÎSt PENCERE Cumhupiyet Devriminin Türkiye'deki Anlamı... Koşe yazarlığı olumlu ve olumsuz yanlanyla, bırbı- nne dolanan dort kollu saç orgusu gıbıdır Yazar çoğu zaman aynı konuyu koşesınde çıklet gıbı çığnemek zorunda kalabılır Kendı hesabıma ben 'cumhunyet' ıle 'demokrası' arasındakı bağıntıyı an- latmak ıçın son otuz yılda kım bılır kaç yazı yazdım'' 1960'larda bu konu çok yazıldı 1990'larda yınelenıyor • Sıradan bır ansıklopedıyı açan meraklı, şu 'harcı- âlem' satırlan okuyabılır "Cumhunyet monarşının karşıtıdır Monarşı vera- setyotuyla ıktıdara geçen bırkralya da sultanın dev- let başkanlığı yaptığı siyasal re/ımdır Ancak her cum- hunyet demokrası değıldır " Evet, nıce cumhunyetın tepesınde dıktatorvar, La- tın coğrafyasında bu tür devlet başkanına "caudıllo" (şef) denıyon Kuzey Amenka da ıse ABD Cumhur- başkanı demokratik bır devletın başıdır Kralın, dev- letın başında porunduğu nıce Avrupa ulkesı de -Is- veç Norveç fngıltere, vb - yeryuzunde demokrası- ye omek gosterılmıyor mu9 196O'lı yıllarda bu 'basıf gerçeğı yınelrye yınelıye dılımızde tuy bıttı 1970'lenn sonunda Iran'da şah gıttı, yenne şenatçı cumhurbaşkanı geldı, kafalar ka- nştı 1990'larda durum ne? * Şenatçı, Kurtçu, yenı mandacı takımı son yıllarda bızım eskı yazılan yınelıyorlar, ama, başka amaçla1 Hedef Turkıye'de gerçekleşen 1923 cumhunyet dev- nmını kuçultup azımsamaktır Bu takım dıyor kı "Fransa 'da devnm gereklı mıydû Bugün dunya- nın en demokratik ülkelennde devletın başında kral vardır, Iskandınav ülkelen bunun omeklendır, Hol- landa, Belçıka, Danımarka ne gune duruyori Ingıl- tere'de kralıyet aılesının yanı sıra Ispanya'da krallık demokrasının guvencesı gıbıdır" Demeye getınyoriar kı "Mustafa Kemal, padışahlığıyıkmasaydı, demok- rasıye daha kolay geçılırdı " Cumhunyetı azımsamak uzenne bırdalga, meytia- neden camıye dek uyuşturucu gıbı yayılıyor, yalınkat kafa 1923 Devnmı'nın ne anlamını kavrayabılıyor ne de felsefesını Pekı, gerçek nedır? • Avrupa'da 'Ronesans-Reform-Aydınlanma' su- reçlerı, sanayı devnmıyleyapılanan bırtoplumdade- mokrasıyı urettı feodal duzen aşıldı, burjuva sınıfı endustn devnmıyle siyasal ve ekonomık ıktıdan elı- ne geçırdi, krallık, buyuk burjuvazının elınde bıroyun- cağa donuştu, laıklık (ya da sekulanzm) toplumda ya- şama bıçımı olarak benımsendığınden krallığın ıktı- dar dayanaklan tanhe kanştı Ya Turkıye'de durum neydı? Ulkemızde demokrasının altyapısını ojuşturacak bır sanayı devnmı olmadığı ıçın, padışahlık ve halrfe- lık kurumunun feodal dayanaklan ve ummet tabanı 20'ncı yuzyıhn ılk çeyreğı sonunda da canlı guçlennı koruyordu 1923 laık Cumhunyetı, Turkıye'de feodal ortaçağ kurumlannı yıkarak 'mıllı demokratik devnm r \ gerçek- leştırdı, çağdaş demokrasının yolunu açtı • Şerıatçı (dıncı-islamcı murteci) tehdıdı altında bu- lunan Turkıye'de laık cumhunyet elden gıderse, de- mokrasıyı ancak ruyamızda gorebılırız Anadolu halkı ıçın Cumhunyet hayat memat soru- nu. 1923 Cumhunyet Devnmı, Avrupa'dakı cumhun- yet omeğıne benzemeyen bır tanhsel ıçenğe sahıp' Cumhunyet, Fransa'da başka, Iran'da başka, Turkı- ye'de ıse bambaşka bır anlamı vurguluyor, toplum- bılımın ve siyasal bılımın abecesınde yazılı bu ay- nm u Bu mücadelenin adı bitmeyen bir kavgadır, sürüp giden." Lastık-İş ve DÎSK'ın kurucusu büyuk ışçı önden RIZA KUAS'ı ölümünun 16. yılında saygıyla anıyoruz. LASTİK-İŞ SENDİKASI \OT Rıza Kuas'ı anma torenı 30 Ekım 1997 Perşemhe gunu saat 11 00'de Ulubatlı Hasan Cad Edımekapı Hava Şehıtlığı mezan başında vapılacaktır ANMA Yokluğunun acısını hep ıçımızde duyacağımız, değerlı varlığımız sevgili kardeşimiz TURAN KOÇALİ'nin aramızdan aynlışının 1. yılında sevgı ve özlemle anıyoruz. Koçali Ailesi adına SARI KOÇALİ
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear