23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
\ 22 EKİM 1997 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA 13 Dekanjarın ifadesi Ondokuz Mayıs Üniversitesi'nden Prof.Dr. Nur Onar, üniversrtede siyasi nitelikli idari ve akedemik personel kıyımı yapıldığını, özlük haklannın yanlı verildiğinJ gündeme getirerek rektör Osman Çakır'ı eleştirir. Irkçılık ve yobazlığın atbaşı gittiği üniversrtede, bu eleştiriye tahammül edemeyen rektör Osman Çakır, kendisini üstü kapalı tehdrt ettiği gerekçesiyle Prof.Dr. Nur Onar'a kınama cezası verdirtir. Prof.Dr. Onar, cezaya itiraz ederek idare mahkemesine iptal davası açar ve toplantıya tanık olan üniversite yönetim kurulu üyelerinin yeminli rfadelerinin alınmasını ister. Mahkeme istemi yerinde bulur ancak rektör iki yardımcısı ile Erzurum'dan getirttiği Diş Hekimliği Fakültesi Dekanı'nın rfadelerine başvurur, öteki altı dekanın yeminli ifadesine gerek görmez. Sorulduğunda ise şu yanıtı verir: "Dekanlan meşgul etmek istemedik." Etektrontk posta: Deniz.Som6raksnet.com Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97 - Çalışabilir nüfusun yansı işsizmiş... "Bu durumda en rvi iş kahvehane acmak!" EKEL Genel Müdürü Mehmet Akbay, TE- KEL'in toptan dağıtıcılık biriminin bakkal ve bayi odalarına kurdurulan ve kendi kur- duğu vakfın da ortak yapıldığı şirketlere devredilmesini savunan biraçıklamagönderdi. Uy- gulamanın temeli biryönetmelikdeğişikliğinedayan- sa da Genel Müdür Akbay, konuyu anayasanın 2. maddesine kadar götürüyor: "Devletimizin bir hukuk devleti olduğunun açıkça belirtildiği Türkiye Cumhuriyeti'nde, bir hukuk ku- ralının uygulanmasından dolayı kişi ve/veya kuru- luşlann suçlanmasının izahı mümkün bulunmamak- tadır." Akbay'la telefonda görüştüğümüz gibi... Kimse- yi suçlamadık. TEKEL'de yaratılan bu "hukuki ku- rallar"ı uygulamak günün birinde Engin Civan gibi bir genel müdürün eline de kalabilir, dedik. Kaldı ki, bugün bile kooperatiflerden söz edilmesine karşın ortada oda yöneticilerinin kurduğu şirketlerden ve TEKEL'denTEKEL'de birden çok vakıf olmasına karşın yalnız- ca Genel Müdür'ün kurduğu TEKEL Çalışanları Da- yanışma Vakfı'ndan başka bir vakıf görülmüyor. Bu vakfa, devlet eliyle sınırsız olanaklar sağlanı- yor. Yönetimi atamayla değil seçimle belirlenen TE- KEL Memorlan ve Emeklileri Yardımlaşma Derpe- ği'nin kurduğu vakfa yönetici olanlar sürgünlerden sürgün beğenirken Genel Müdürlüğün vakfına Ge- nel Müdürlük bir kaiemdeTEKEL'in Petrol Gfıs'le yap- tığı akaryakıt sözleşmesini devredebiliyor. Genel Müdür Akbay'ın açıklamasından: "Söz ko- nusu şirketler sürekli olarak kuruluşumuzun göze- tim ve denetimi altında çalıştırılacak olup, karşılaşı- lan olumsuzluklara derhal müdahale edilecek ve toptan dağıtım yetkisinin geri alınması dahil gerek- li tüm yasal ve idari önlemlere başvurulabilecektir." Işte bu noktada, esnaf odalarının şirketleşme, fe- derasyonun holdingleşme olasılığı gündeme geliyor ama Genel Müdür "denetim bizde" diyor. Peki, TEKEL'i kim denetleyecek? Tabii ki önce, bağlı olduğu Devlet Bakanlığı... Ya devlet, TEKEL'İ gözden çıkartmışsa? Devlet Bakanı Eyüp Aşık'ın dikkatine... Genel Müdür Akbay, bugünlere nasıl gelindiğini açıklıyor: "Aralarında çokuluslu şirketlerin de yer aldığı ra- kiplerimiz, geniş reklam ve tanrtım programlanyla des- tekli aktif pazarlama yöntemleri uygulamakta, ku- ruluşumuz bu olanaklardan yararianamamaktadır. Ör- nek olarak bir çırpıda binlerce aracı devreye sokan rakiplerimize karşın, kuruluşumuzun bu amaçlatek bir araç satın alma imkânı bulunmadığını göstere- bilirim." Dağıtım için bir adet kamyonet almaktan aciz bı- rakılmış TEKEL'de yaşanan öteki sorunları da yan- sıtmayı sürdüreceğiz... SESSÎZ SEDASIZ (!) NURl KURTCEBE SUSURLUK Istanbul'da trafik kandırmacasıIstanbul'da trafik sıkışıklığını gider- mek için, sabah ve akşam saatlerin- de başta köprü geçişi olmak üzere bel- li güzergâhlarda özel otomobillerin tek kişiyle yola çıkışına yasak getir- mek planlanıyor. Vali Kutlu Aktaş'ın projesi üzerıne toplanan yetkıli ve ilgili kurullarda, şo- förden başka otomobilde bir mi yok- sa iki kişi mi olması gerektiği araştı- rılıyor, üç kişi olursa özel otomobiller ticari taşımacılığa kayar hesabı yapı- lıyor. Boş vaktimiz çok olduğu için biz de konu üzerinde çalıştık... Projenin tuttuğunu varsaydık... Her özel oto- mobilin, sokaktan yolcu toplayıp yo- la koyulduğunu kabul ettik. Ne deği- şecek? Trafikteki özel otomobil sayı- sındabüyükbirazalmamıola- . cak? Hayır... J l - Tek kişinin kullandığı özel oto- mobiller, bu kez içindeki üç kişiyle köprü yolunda trafiği tıkamaya de- vam edecek; otobüslerin ayaktaki yol- cusu otomobillerin koltuğuflda otura- cak. Gelin şu işi akıllıca halledin beyler. Toplu taşımacılığı özendirin... Belediyeyi zorlayın, yeni otobüsler aldırın. Ötobüsleretercihli yollaraçın. Banliyö trenlerini adam edin. Metro- yu bitirdin. Raylı sistemi geliştirin. Kı- yı boyunca vapur işletin. Otobüsten otobüse, trenden vapura, vapurdan metroya transfer sistemi kurun. In- sanları işe gidip gelirken özel otomo- billerinden uzaklaştırın! PALAS PANDIRAS Müfit Bozact Ağırpara cezalarının hafıfliği insana ağır koyuyor! AYDINLANMA ATEŞÎ Öetişim: Zeynep Eşiyok Faks: 0.212. 513 85 95 'Hangi koşulda olursa olsun insanlar öldürülmemeli, öğretmenler asla..' " 16 ekimdeki toplantıda aşa- ğıdaki konular konuşuldu. 1) öğretmenlerin kendi yö- neticilerini seçmesi esasındaki isteklerini desteklediğimizin duyurulumasına karar verildi. 2) Eğitime katkı paylannın bütçeye aktanlması ve denetlen- mesi konusundaki talebimizin takipçisi olacağız. 3) Cumok Ormanı projesi için düşûnce ve katkılannızı 31 ekime kadar bekJiyoruz. 4) 3. Köprünün yapımına kar- şı bir imza kampanyası başlat- tık. 5) Başlangıçtan bu yana, Is- tanbul Cumok oluşumuna kat- kıda bulunan toplantılanna ka- tılan, gönlünün bizle olduğunu bildiğimiz ama yoğunluklan nedeniyle bir türlü görüşeme- diğimiz Cumok dostlannı bir araya getırmek için organizas- yon yapıyoruz. Bunu ön davet olarak not edin. Tarihini ve ye- rini sonra duyuracağız. 6) Cumhuriyet Bayramı'na en görkemli şekilde katılalım, dostlanmıza kutlama kartları yollayalım (Istanbul Cumok olarak kart bastırdık, ısteyenler toplantımızdan ücretsiz edine- bilir.) 7) Cumhuriyet Bayramı'nı ÇYDD ve ADD ile beraber Sul- tanbeyli'de kutluyoruz. 8) Bir sonraki toplantımız 23 ekim saat 19.00'da Caddebos- tan Kültür Merkezi'ndedir." 2. Manisa davasında tahliye Tanıklar sanıkları teşhis edemedi Istanbul Haber Servisi - Kamuoyunda "2. Manisa davası" olarak bilinen ve gözaltındayken işkence gördükleri Adli Tıp Kurumu tarafindan tescil edilen çoğunluğu lise öğrencisi gençlerin yargılandığı davada O. K. ile Cemal Bozkurt tahliye edildi. Istanbul 5 No'lu DGM'de görülen davanm dün yapılan oturumuna rutuklu sanıklar Bülent Gedik, Devrim Öktem. Güven Dağdelen, Erbil Kızıl, Sinan Kaya, Zfllcihan Şahin, tsmail Altun, flyas Koçak, O. K., Cemal Bozkurt, Özgür Öktem, Müştak Burhan, U. B., Arzu Kemanoğlu ile tutuksuz sanık Bilgin Ayata katıldı. Duruşmada tanık olarak dinlenen taksi şoforü Halis Sorgul, iki yıl önce taksisine binen üç müşterinin kendisini Milliyet gazetesi yakınlanna götürdüğünü ve arabadan indirdiğini söyledi. Bu kişilerin gazeteye ateş ettiklerini belirten Sorgul, saldırganlann yüzünü anımsamadığını belirtti. Barbaros Lisesi öğrencisi Ertuğrul Kaya'nın iki yıl önce okulunda öldürülmesi olajnyla ilgili olarak dinlenen Y. O. ise arkadaşını vuran iki kişinin okulun çevresinde dolaştığını söyledi. Bu kişilerin yüzlerinin atkı ile kapalı olduğunu vurgulayan Y. ö., olaydan sonra tanıklık için götürüldükleri emniyette polisin kendilerine yüzlerce fotoğraf gösterdiğini bildirdi. Y.Ö., mahkeme başkanının "Karakolda Ertuğrul Kaya'yı öldüren kJşinin Serkan Çoban olduğunu söylemişsin, doğru mu?" şeklindeki sorusuna "Hayır, ben kesinlikle kimseyi teşhis etmedim" yanıtını verdi. Sanık avukatlanndan Gülizar Tuncer işkence gören bu gençlerin Avrupa tnsan Haklan Mahkemesi'ne de başvurduklannı belirterek. "Avrupa, Türkiye'yi kadınların korucular tarafindan tecavüze uğradığı, küçiik çocukların işkence gördüğü bir iilke olarak tanıyor. Bu daha ne kadar böyle sürecek" dedi. Avukatlanndan sonra söz alan sanıklardan O. K... kronik sinüziti olduğunu, ameliyat olması gerektiğini belirterek şöyle konuştu: "Bayrampaşa Hastanesi'nin ameliyat masası kırık olduğu için Çapa'da ameliyat olmam gerekiyor. Çapa'da beni muayene eden doktor ise sorunumun psikolojik olduğunu söyleyerek beni gönderdi. Benim hem migrenim hem de hipertansiyonum var. Cezaevinden tedavi için hastaneye giderken jandarmalar tarafindan dövülüyorum. Bir gazetede migren hastalarının yüzde 90'ının intihar girişiminde bulunduğunu okudum. Bu sorunlarımla ne kadar daha cezaevinde kalabilirim, bilmiyorum. Tahliyemi istiyorum." Sanıklardan O. K. ile Cemal Bozkurt'un tahliyesine karar veren mahkeme heyeti duruşmayı erteledi. KİM KİME DUM DUMA BEHÎÇAK ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACl H A R B İ SEMtH POROY BULUT BEBEK MIRAYÇIFTÇÎ VLonuszrak ..Lütfen cevabını makinede TARİHTE BUGUN MÜMTAZ ARIKAN 22 Ekim Pük w Düşes, l 'ın o/ağa/tas- fu nezakeftne de kalmtf- WINDSORL4R AIMANYÂ 'DA.. İ33? 'DE BUSÜfJ, H/fNOÇO/e OOıea v£ Düşesi, ALMAN- y/* GEZİSIME BAŞLAMtçrr. r/eşfJLe SAçıcENr İ ÜfJLÛ ÇİPTİ, SÜYÜtC BİR A£A- f . JJ, DÜtJy/4 G/tVAfl 'M/4 İKİ WL OdHA fA/epi AMA, ALAA/4A/Y/4 hlAZİ rp- METİMİM0E MıUr^e/S7- eilS GELİÇAsTB ÇİZSİ- Sİ /24.ryO&PU. YAPtLAN AÇIKLAMAPA, WtfJO- £Oeo4/e.fA/', MASYOfi/AL SOSYAI.İS7- yÖAtSr/MfM SGtSYAL SORUNIA&4 YAICLAŞtMlfiJt V£ Ö2EL- Lt'KLE D£ A£OA/ur S f i e « f / ı V / * f W ' V M4S/İ. ÇÖ- ZÜML£MC>râ/*Sr İNCEC£r£C£K.LEI£t BELİISTİL- MİÇT/. DÜK ISE OÜÇES, GÖGDÜKi-EeiMPEA/ PEA: ETKİLEUECEKLE&Pl. AMCAK DUBUM GÖÜÜ ĞÛ'fJOEAJ FAGKLtYP/. Ö&MEĞtU, SlLAH / AeA A G'2L£MMf'fTf.. POLİTİKA VE ÖTESİ MEHMED KEMAL Güneşe Çıkan Yıllar... Insan yazar olup da bir kitabı kıskanır mı kıs- kanır. Doğrusu Memet Fuat'ın Gölgede KaJan Yıllar'mı kıskandım. Memet Fuat odak noktası çevresinde olan, ünlü kişilerle dolu bir dönemi ser- giliyor. Ortada bir yazar, bir de onun çevrelediği kişiler. Yazar gözlemcidir, hiçbirşeyi kaçırmaz. An- layan da dinleyen de kendi olmak ister. Yazar, 1920'lerden 1950'lere çocukluk, ilk genç- lik, yazarlığa giriş anıları... Yalnız Nâzım ile Pira- ye'nin çevresinden ünlü kişileri değil, Erenköylü- leri, Çamlıcalan da sevgiyle anar. "Ne güzel in- sanlardır o insanlar." Sevgi vardır, sevginin egemen olduğu bir dün- ya da vardır. Bakıyorum her şeyi toplamıştır, hiç geride bı- rakmamıştır. Bir gün bir şeyi geride koymaktan çekinmiştir. Geride kalmış olanlan da ilk fırsatta değertendirmiştir. Şöyle bakar: "Bu kitabı yazmaya başladığımda altmış dokuz yaşındaydım; bitirdiğimde, yetmiş bir... Ikiyılsür- dü. Arada bir gidip gelmeler var... Yoğun bakım- da gözlerimi açtığımda, "Bir ay daha yaşayıp ki- tabımı bitirebilseydim" diye kaygılanıyordum. Bir aydaha!" Böyle diyor Memet Fuat... Hep Nâzım Hikmet odak alınıp onun çevresin- de olaylar anlatılmıştır. Nâzım'ın yerine başka ün- lüler de girebilir. Burada odak olarak Memet Fuat alınıyor, bü- tün olaylar onun çevresinde dönüyor. Memet Fuat, Piraye'nin ölümüyle giriyor. Piraye öldü. Dün gece. Kaçta bilmiyorum. Arada bir gidip bakıyor. Uyurken bile elleri, kollan güzel. Kitapta köşkler, konaklar, saraylar bir yana; pa- şalar, vezirier, sadrazamlar bir yana... Halil Rrfat Paşa dedesi, uzun yaşamış çok şey görmüş. Anılarını anlatırken çapkınlıklarını söyler; Abdülhamit'i sever miydi? Ovdüğünü duymadı. Nenesi Nurhayat Hanım, neden Kadıköy'de otu- rurdu? Altunizade'de oturuşuna şaşardı? Anadolu'yla ilişkısi şairlerden gelirdi. Nâzım Hikmet, Nizamettin Nazif, Naci Sadullah, Fa- ruk Nafiz... Nâzım'dan biraz saklanır gibiydiler. Faruk Nafiz'le Yusuf Ziya'yı Ankara'ya alma- mışlardı. Inebolu'dan savmışlardı. Kimileri de Nâzım'dan saklanıyorlardı. Sonra an- laşıldı Boişeviklerin yolu buradan açılmıştı. Memet Fuat köşklerin, konaklann içinde yitmi- yor, şuradan, buradan peyda oluyor. Bir yanda sol- culuğun en koyusu, bir yanda da sporculuk; Me- met voleybol, futbol oynuyor takım çalıştınyor. AI- tunizade'nin arsaları dar geliyor. Arsalar üstüne apartmanlara yapılıyor. Yazarlığa soyunuyor. Briç adlı kitaptan yazı parasını alıyor. ikinci basımı bile yapılıyor. Dedesinin Erenköy'deki evinin bahçesi otuz metredir, ne güzel top oynanır! Inşaat vardır tuğ- la, çimento, kireç. Bunlar, "gölgede kalan yıllar!" değil güneşe çı- kan yıllardır. BULMACA SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 6 7 8 SOLDAN SAĞA: 1/ Ağaçtan ya- pılan kulpsuz su kabı... Bir soru sözü. 2/ Şarkı, türkü...Bellibir 3 taşınır malın kullanılmasının, geri verilmek koşuluylabedel- e siz olarak bir kimseye bırakıl- 7 ması. 3/Bırge- g mınin alabildiği yük miktan... 9 Gösteriş.caka... 4/ Çöllerde ya da denız kıyilarında rüzgârlann yığdıği kum tepesi. 5/ 2 Anlamayeteneğı..."Ha- 3 dı—": ÜnlüTürkhey- > kelcisi. 6/ Kötü, fena... Marangozlukta tahta uze- rine boydan boya açılan 6 kanal. 7/ Tabanı tahta- 7 dan yapılmış deri ayak- Q kabı... Şaşmabelirten bir g söz. 8/ Put... Hazırlanan çayın renk ve koku bakımından istenılen durumu. 9/ Isra- ıl'in plaka işaretı... Saçma sapan söz. YUKARIDAN AŞAGIYA: 1/ Kadın süs eşyası olarak kullanılan deniz salyangozu kabuğu... Bir nota. II Bir et- kınliğın geçıcı olarak durdurulduğu sûre... Yasal. 3/ Bırmo- torda ya da sılindir-pıston baglantısmda sızdırmazlığı sağ- layan metal parça. 4/ Alından geçerek başın çevresıne çem- ber gibi bağlanan bağ... Romanya'nın para binmı. 5/ Do- ğu Anadolu'da bir ırmak... Müzıkte, bir tam seslik aralığın bir kesiminı oluşturan çok küçük aralık. 6/ Bir bağlaç... Türk tuluat tiyatrosunda baş komik görevındekı uşak tiplemesı. 7/ Yakup Kadri Karaosmanoğlu'nun bir romanı... Adın durum eklerinden biri. 8/ Küçük salkımlı bir üzüm cinsı. 9/ Anadolu'da kurulmuş eskı uygarlık... Merhale. ÇAĞDAŞ YAYINLARI Anıl Çeçen ULUSAL SOL </>OL mâ YENİ CIKTI 350.000 TL. Cumhuriyet Kiîap Kulübü Çağ Pazartama A.Ş. Tûrkocağt Cad. No:39/41 Cağ^u-tetanbul Posta çeki no:666322
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear