23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
19 EKİM 1997 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER Gülmez ve Tosun anıldı • İstanbul Haber Servisi - Cumartesi Anneleri'nin 127. buluşmasında bir araya gelen ınsan haklan savunuculan. 19 Ekim 1995 günü ellerinde telsiz bulunan kışilerce kaçınlan Fehmi Tosun ve 14 Ekim 1994tanhinde jandarmalar tarafından gözaltma almdıktan sonra kendisinden birdaha haber almamayan 61 yaşındaki Nazım Gülmez'ı andı. Kayıp yakınlannın eylemine destek veren üni\ ersite öğrencileri de kamuoyunu paralı eğitim ve YÖKe karşı mücadeleye çağırdı. İHD'den yapılan açıklamada ıse Gülmez ve Tosun ıçın bugün saat 12 OO'de Galatasaray Lısesi'nin önüne karanfil bırakılacağı ve faillerin bulunarak yargılanması ıçin Galatasaray Postanesi'nden tçişleri Bakanlığı'na mektup postalanacağı belirtildi. Firapda ihmali görülenler tutuklandı • KOCAELİ(AA)- Izmıt'te. adli suçlardan hükümlü \e tutuklu 5 kişinın cezaevı aracından firar etmeleri olayında ihmalleri görülen 1 astsubay ile 5 erbaş tutuklandı. Kocaeli Valisi Memduh Oğuz, firann uıdından vapılan soruşturmada, mahkumlar|uçj fi ran nda îhmaUeri oiduğu belırlenen Jandarma Astsubay Asalettin Ateş, Jandarma Onbaşı Turgay Kara ile erler Kerem Karakaş, Ekrem Avcı, Ali Aydemir v e Metin Elibol'un, çıkanldıkJan mahketnece tutuklandığını kaydetti. Söylev'in yıHtönümü • İstanbul Haber Servisi- ÇYDDveTürkçağVakfı, Söylev 'in okunuşunun 70. yıldönümünde Atatürk Kültür Merkezf nde bir tören düzenlıyor. Meriç Velidedeoğlu'nun yönetiminde yapılan gösteriye CHP Genel Başkanı Denız Baykal da katılıyor. Ücretsız olarak düzenlenen gösteri, yann saat 17.OO'de yapilacak. CHP'li Yıldc kaza geçirdi • ERZİNCAN (AA) - CHP Erzincan Milletvekili Mustafa Yıldız ile CHP Erzincan II Başkanı Mehmet Eroğlu, Erzıncan'ın Mollaköy beldesi yakınlannda trafik kazası geçirdi. Erzincan Devlet Hastanesi'ne kaldınlan Yıldız ve Eroğlu'nun sağlık durumlannın iyi oiduğu öğrenıldi. AkbankCaz Festivali • Kültür Servisi - Dünyanm ılk saksofon dörtlüsünün kurucusu olan Courtney Pine. Akbank 7. Caz Festivali kapsamında lstanbullu müzikseverlerle buluştu. Courtney Pine, kendi adını taşıyan grubu ile birlikte 17 Ekim akşamı Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda bir konser verdi. Courtney Pine, izleyiciyle sıcak bir iletişim kurmayı başardı. Nüfus cıizdanımı. ehliyetimi kaybettım. Hükümsüzdûr. BEKİRÇOLAK Ehliyetimi kaybettim. Hükümsüzdûr. MAZL1BALCI Anamur'da konuşan CHP lideri Deniz Baykal'dan nükleer karşıtlanna destek 'Halk nüldeeri engeller'NAZMİAKDAĞ ANAMUR - CHP Genel Başkanı Deniz BaykaL Akku- yu"da nükleer santral kurulmasına karşı çıkan yöre halkjna destek verdi. Bay- kal, Bergama'yı örnek göstererek "Sizter istemedikten sonra bura- ya hiçbir şey yapılamaz" dedi. Içel'in ilçelerinde gezisini sür- düren CHP lideri Baykal'ın. Ana- mur'a giderken Büyükeceli'de yolunu kesen nükleer santral kar- şıtlan, "Akdeniz çocuğu olarak" bölgede nükleer santral kurulma- sına karşı cıkmasını istediler. • Anamur'da nükleer karşıtlanna hitaben konuşan Baykal, "Nasıl Bergama halkı siyanürlü altına karşı çıktı ve yargıdan da gereken desteği gördüyse sizler de değil Türkiye'nin, dünyanın en güzel koyuna nükleer santral kurulmasına engel olacaksınız. Biz de bu konuda parti olarak gereken yasal her türlü desteği vereceğiz" dedi. Köylüler tarafindan "Atom sant- rauna hayır" pankartıyla karşıla- nan Baykal, yöre halkının olaya bu denli duyarlı olmasından mut- luluk duyduğunu belirterek şun- lan söyledi: "Sizler istemedikten sonra bu- raya hiçbir şe> yapılamaz. Bu ko- nuda önünüzde güzel bir Berga- ma örneği var. Nasıl Bergama hal- kı siyanürlü altına karşı çıku ve yargıdan da gereken desteği gör- düyse sizler de değil Türkiye'nin, dünyanm en güzel koyuna nükle- er santral kurulmasına engel ola- caksınız. Biz de bu konuda parti olarak gerekenyasal her türlü des- teği vereceğiz.'' Baykal, bir saat gecikmeli gel- diği Anamur'da görkemli bir kon- voylakarşılandı. Zirai kredilerde- ki faiz oranlannın yükseltilmesi ve sübvansiyonun kaldınlmasını da eleştiren Baykal, "Dünya ül- keleri kendi üretidsine ekonomik destek verirken bizim hükümeti- miz, var olan desteği kaldırarak üreticimizin pazar kaybına neden olmaktadır" diye konuştu. Sağ partilerin kırsal kesimden aldıkla- n oylara güvenerek "Onlar nasıl olsa bizden başka partrye oy ver- mez" kuru ınadını sürdürdükle- rine değinen Baykal sözlerini şöy- le sürdürdü: "Memuru süslü avrat, köylüyü kuru inat baunr. tşte sağ partüe- ri de bu kuru inatlan baüracak. Aruk kırsal kesimdeki vatandaş- lanmız,yülardır körü körüne des- tekkdiği ve ülkenin ekonomik açı- dan bugünkü çıkmaza girmesine neden olan sağ partilere oy verme- yerek CHP'yi iktidara getirecek- tir. Türkiye'nin geleceği sosyal de- mokrat poütikalara bağudu*." Baykal, Içel'in Mut ve Anamur ilçelerinde yaptığı konuşmalarda din sömürüsüne de değindi. Bay- kal, "Yüzyıllar önce Müslüman- fağı yaşayan Türkiyeyüzyıllar son- ra da aynı dini inançlannı koruya- cakür. Müslümanlığı. siyasi amaç edinen Erbakan'dan öğrenecek değüiz'' dedi. Adnan Keskin Diyarbakır'da 'Doğu'da kriz projesi uygulansm' DİYARBAKIR (Cum- huriyetBürosu)-CHP Ge- nel Sekreteri Adnan Kes- kin, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerimn sos- yal, siyası, ekonomik \e etnik sorunlannın çözüm- lenmesi amacıyla bir kriz projesınin uygulamaya konulması gerektiğini söyledi. Keskin, "Türki- ye'nin arük bir idari re- forma ihthacı var" dedi. Adnan Keskin, parti il binastnda düzenlediği ba- sın toplantısında, Diyar- bakır'da 2 gün sürdürdük- leri incelemeler, bölgenin sorunlan ve çözüm öneri- leriyle ilgilı 22 il başkanı- nın aldığı ortak karan açıkladı. Enflasyonla mü- cadele, hukuk devleti ol- ma yolunda atılacak adım ve çetelerle ilgili mücade- lede hükümete destek ve- receklenni, hükümetin devam edip etmemesinde CHP'nin bir taahhüdü ol- madığını belirten Keskin, Türkiye'nin sorunlannın sosyal demokrat bir yak- laşımla cözülebileceğini kaydetti. Keskin. terör ve Kürt sorununun birbirin- den a>Ti ele alınması, te- rörle mücadelede kesin sonuçlar alınabilen politi- kalann üretılmesi gerekti- gini ve böylece akan ka- nın durdurulmasına, ge- nel afla iç banşın sağlan- masına. faili meçhul cina- yetlenn çözümlenmesine, işkence ve baskıya kalıcı son verilebileceğine inan- dıklannı bildirdi. Keskin, Kürt ve Gü- neydoğu konulannın de- mokrasi sorunu olduğu- nu. olağanüstü hal ve ko- ruculuk sistemine son ve- rilmesi, yöreyi ve toplum psıkolojisini bilen güven- lik güçlennin bölgede gö- rev alması, çete uzantıla- nnın yargı önüne çıkanl- ması gerektigini söyledi. Hukuk devleti olmanın tüm gerekJerinin yerine getırilmesi gerektigini sa- vunan Keskin. "Türki- ye'nin artk idari bir re- forma ihtryacı vanhr. Yc- rinden yönetimler güçlen- dirilmeli ve merkea hükü- metin vesavetinden kurta- nlmalıdır. Böylece halk kendi sorunlannı doğru- dançözecek"dedi. ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART Başbakan, Kırşehir 10. Ahilik Kültürü Haftası ve 33. Esnaf Bayramı'na katıldı Yılmaz'dan 8 yeni üniversite sözü EMİNE KAPLAN KIRŞEHtR - Başbakan Mesut Yılmaz. Kırşehir ve Nevşehır'in de içinde bulundu- ğu 8 yenı üniversıtenin kurulmasına ılişkin yasa tasansı hazırladıklannı söyledi. Yıl- maz. siyaseti, yalan ve haramdan kurtara- rak millete hızmet aracı haline getırmek zorunda olduklannı kaydetti. Başbakan Yılmaz, dün Kırşehir 10. Ahilik Kül- türü Haftası ve 33. Esnaf Bayramı nedeniyle dü- zenlenen törene katıldı. Ahilikte kalfalann us- talığa yükselmelerini sim- geleyen "şet kuşatma" tö- renini izledi. Yılmaz. Ahiliğin uluslararası nite- liğe büründürülmesi ge- rektigini kaydederek "Bi- zi biz yapan. asuiar önce- sinden btıgüne taşıyan bu değerieri bütün insanlıkla paylaşmalryTz" dedi. Yıl- maz, içlerinde Kırşehir ve Nevşehir'in de bulunduğu 8 ile yeni üniver- site yapılmasına ilişkin yasa tasansı hazır- ladıklannı, tasannın en kısa zamanda TB- MMclençıkanlacağınıbelirtti. Türkiye'nin kısır çekişmelerle, sen-ben kavgalanyla kaybedecek zamanı olmadığını vurgulayan Yılmaz, "Siyaseti yalan ve haramdan kur- tararak millete hizmet etme aracı haline ge- tirmek zorundayız. MiDeti hak cttiği gelece- ğe ulaşurmak zorundayız" diye konuştu. Başbakan Yılmaz, Fransa'dayayımlanan Liberation gazetesine verdiğı demeçte de Türkıye-AB ılışkılerinı degerlendirdı. Yıl- maz, AB Komisyonu'nun raporunun Tür- kiye'yi dışlamasının haksızlık olduğunu be- lirterek Türkiye'nin 1960 yılından beri AB ile ilişkiler içinde bulunduğunu hatırlattı. Yılmaz, gümrük birlığinin tam üyelik pers- pektıfmi ortaya koyduğunu ve 1987 yılın- da Türkiye'nin tam üyelik başvurusu oldu- ğunu vurguladı. Demirel, 19 Mayıs üniversitesi Kongre Merkezi'nin açılışını yaptı 'Atatürk'ün meşalesini taşımak onurdur' CEMİLCİĞERİM SAMSUN - Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, devletin başı olarak gözetmesi gereken en önemli hadisenin Türkiye'nin birliğini, beraberliğini ve varhğını ebediyete kadar sürdürmesi olduğunu ifade ederek, bunun aynı zamanda herkesin görevi olduğunu söyledi. Demirel, "Büyük Atatürk'ün meşalesini soosııza kadar taşımak bu ülkenin her ferdinin şeref görevidir, onurudur" dedi. Samsun'daki incelemelerini sürdüren Demirel, 19 Mayıs Üniversitesi Kongre ve Kültür Merkezi'nin açtlışmı yaptt, Yaşar Doğıfnun adını taşıyan spor kompleksinin temelini attı. 19 Mayıs'm karanlıklara açılan pencere olduğunu belirten Demirel, "19 Mayıs, o günün şartlan içinde ülkeyi düşmandan kurtarmanın adıdır. Bu cesaret bile tek başına bir büyük olaydır ve ancak büyük Atatürk'ün gönlüne sığabilccck bir olaydır. 19 Mayıs'm sözü geçtiği zaman onun iddiasu her 19 Mayıs adını taşıyan kurumun da kküasHtar" diye konuştu. Türkiye'de üniversite geleneğinin çok eski olmadığmi ve üniversitelerm cumhuriyetin kurumlan olduğunu kaydeden Demirel, 75 yıl önce tek üniversiteyle yola çıkan Türkiye'de bugün 69 üniversitenin mevcut olduğunu bildirdi. Cumhurbaşkanı, şöyle devam etti: "Kendi kendimizi, gücümüzü iyi değerlendirelim. 'Herşeyi iyi yaptık' demiyoruz ama 75 senede bu kadar üniversite meydana getirmek Türkiye Cumhuriyeti'nin eo büyük basanlanndan biridir. Bu 19 Mayıs'la başlayan olaym neticesidir. 19 Mayıs otanasaydı Türkiye Cumhuriyeti olmazdı." IRMIKIAYDIN ENGİN Yaşar Ağabey; bugün, on iki yılımı geçirdiğim bir kentte, Frankfurt'ta, Alman Yayıncılar Birliği'nin Banş Ödülü'nü sana verecekler. Adı ödülün önemi- ni iyi yansıtmıyor. Ama yazıcılık mesleğinde Nobel'den sonra Avrupa'nın en önemli ve say- gın ödülüdür. Yani başkalannı bilmem, ama ben ne kadar ca- ka satsam yeridir. Örnegin yo- lum gene Frankfurt'a düştü- ğünde tanıdık Almanlara hava atacağım. "Ben" diyeceğim, "ben, bu yıl banş ödülünü alan Yaşar Kemal'/ tanmm. Ona Ağabey diyecek kadar yakı- nımdırdahaaa..." Yani iyi fiyaka yapacağım Ağabey... Bugün'ü gözümün önüne getirebihyorum Yaşar Ağabey. Yarın Frankfurt'un kalbinde, Römer'tie, derebeylerine baş- kaldıran özgür Alman yurttaşla- nn özgürlük manifestasyonları- nı astıklan ünlü ve görkemli Pa- ulskirche'de (Paul Kilisesi) Al- manya'nın en seçkin aydınlan bir araya gelecekler. Frankfurt Kitap Fuarı için zaten hepsi kente akmış olacaklar. Iki Mektuptan îkincisi 1848'de, halkların bahan de- nen o şanlı günlerde Alman Burjuva Devrimi'ne tanıklık ve beşiklik etmiş Paulskirche'nin görmüş geçirmiş duvarlannda bu kez benim Ağabeyimin adı çınlayacak: Herr Yaasar Ki- emal!.. Sonra Çukurova köy- lüklerinden çıkıp gelmiş, göv- desi Toroslar gibi heybetli Ağa- beyim kürsüye gelecek ve baş- layacak... Ağabey; sen de düşünürsün ama ben gene de uyarayım dryorum. Sa- kın öfkelenip sövüp sayma e mi? Türkiye'ye insan haklan dersi veren Alman hükümetle- rinin, iş silah ticaretine, elde kal- mış eski Doğu Alman ordusu silahlanna gelince nasıl bütün il- keleri bir yana itiverdiklerini anımsatıp bu ikiyüzlülüğü ser- gileyip ve o silahların namlula- nndan fışkıran meımilerle bu ül- kenin Türk ve Kürt yurttaşlannın öldüklerini söyleyip öfken iyice tırmanıp sövüp saymaya kalk- ma. Elbette haklısın da.. yeri değil Ağabey. Hem o salonda toplanan aydınların, o konuda senden çok farklı düşünmedik- lerini de göz ardı etme. Uyanlanma kulak ver Yaşar Ağabey. Ben o kentte on iki uzun yıl yaşadım. O kentin en bıçkın taksi şoförlerinden biriy- dim ve kitap fuarlannda ara- bamda nice dünya aydınını, ya- zarını, şairini havaalanından otele, otelden fuara, fuardan meyhaneye, meyhaneden ote- le taşıdım. Hatta Ağabey, öğün- mek gibi olmasın ama yıllar ön- ce, tıpkı senin gibi "Banş Ödü- lü" ile onurlandırılan Güney Amerikalı yazar Octavio Paz'ı havaalanından kente taşıyan taksi şoförüyüm ben. Sen en iyisi tarihte özgürlük türkülerinin yankılandığı Paulskirche'de se- ni dinleyenlere Türkiye'de ve dünyada banşın, kalıcı bir ban- şın önündeki engelleri anlat ve onlara aydın soaımluluğunun gerektirdiği ödevlerini anımsat. Bir de istersen, şu "vatan ha- ini" konusuna değin. Ama bu konuda da benden sana bir uyan, sakın sana "vatan haini" dendiği için canının sıkıldığını, kızdığını söyleme. Ben olsam, uzun uzun konu- şacağıma Nazım Hikmet'in o ünlü şiirini okurdum. Hani "Na- zım Hikmet vatan hainliğine de- vam ediyor hâlâ" diye başlayıp "Vatan tırnaklanysa ağalannı- zın, I vatan, mızraklı ilmühalse, vatan poliscopuysa, /ödenek- lerinizse, maaşlannızsa vatan" diye süren ve sonuna doğru "Vatan kurtulmamaksa kokmuş karanlığınızdan, /ben vatan ha- iniyim" dediği şiirini... Yaşar Ağabey; sana "vatan haini" diyenler, isteseler de istemeseler de Mehmet Ağar'larla, Ibrahim Şahin lerle gurur duyanlar sa- fında sıralanıyorlar ve öyle sa- nıyorum ki eğer bu ülkede bir gün bu kirli ve kanlı savaş bite- cek, Kürtler ve Türkler sorunla- nnı banşçıl yöntemlerle çözme- yi başaracaklarsa bu ancak sencileyin "vatan hainleri"n\r\ sayısının artmasıyla mümkün olacak. Ne tuhaf bir paradoks yaşı- yoruz Yaşar Ağabey. Ülkende seninle gurur duyacaklarına, Ağarlaria, Şahinlerle gurur duy- mayı yeğleyenler var ve utan- masalar, çekinmeseler bugün alacağın Banş Ödülü'nü bu çarpık yargılanna kanıt olarak gösterecekler. Ne tuhaf bir paradoks yaşı- yoruz Yaşar Ağabey. Bu ülkenin ışıklı bir geleceği olacaksa ve bizler bu ülkenin onurlu yurttaş- ları olabileceksek, bu ancak sencileyin "vatan hainleri"n\n sayısının artabildiğince artma- sına bağlı. Neyse Ağabey, şu "vatan ha- inleri"n\ olabildiğince arttırma sorununu artık döndüğünde konuşuruz. Sen bugün ödülü- nün tadını çıkarmaya, keyfıni sürmeye bak. Biz de bugünü övünerek geçirelim, "Yaşar AğabeyimizAvrupa'nın en say- gın ödülünü aldı" diye caka sa- talım. POLİTtKA GUM.UGU HİKMET ÇETİNKAYA Sevgi... Yağmuryağıyordu... O saatlerde belki çok uzaklarda batan güneşin donuk san gölgelerini kucaklayan bir akşam yıldı- zı doğuyordu. Acaba akşam yıldızı kıskanç bir gülümsemeyle mi yanaşıyordu bembeyaz sevdalann içinden ko- parken? Yalnızlık bir yağmura benzerdi... Akşamlar denizlerden yükselir; uzak, ıssız ova- lardan eserdi rüzgar... Yüzlerini sabaha döndüren sokaklar, umduğunu bulamamış kadınlar üzgün ve yaslıdır... Insanlar ise karşılıklı nefretler içindedir... Rainer Maria Rilke'nın dizelerinde umutsuzlu- ğun resmi çoğalmaktadır... Alaca bir şafakta yorulup kahrolduysanız eğer sakın bir şey söylemeyin kuşlara, balıklara. kele- beklere... Önce soluklanın, grilerin olmadığı akşamlan de- ğil lacivert sevişmeleri sayıklayın, içinizdeki acıları bir kenara koyup bedeni yangın yerine dönen bir kadının saçlarını okşayın... Deyin kı: "Akçıl salyangozlan andınr göğüşlehn I Karnına konmuş uyur bir kelebeği I Ah suskun kadın" Işte o zaman vız gelir size ıslak sokaklarda çıp- lak ayakla yürüyen şu hasta gibi inleyen bir ağacın yaprağı... Biraz düş kurun, biraz umut toplayın yaşamdan... Mavi köpüklü dalgalan düşünün, pencereden o yaşlı bahkçıyı izleyın. sevdanın bilmecesini çözme- yeçahşın... Hava görklü bir barbunya renginde bile olsa, Şo- pen Sokağı'nda dolaşsanız da, bir kadın sesine kulak verin: "Seni öyle özledim ki, dün gece mutlaka yanım- da olmalıydın!.." ••• Yağmur yağıyordu... Pencereyı açıp gökyüzüne baktı uzun uzun... Güvercinler kanat çırparak havalandılar. O, ço- cuksu bir bakışla izledi güvercinleri... Islak bir sevişmenin ardından yalnızlığına bırçiz- gi koydu ansızın... Gizlıce yarartığı evreninde bir düş kurdu oyun- cak bebeklere ve tüm mevsimlere inat... Bir filmi anımsadı... Önce bakışıp soluksuz kalmıştı kadın ve erkek... Erkek kadının eline dokunmuştu, sonra başını önüne eğmişti... Bir zaman tünelinden geçiyor gibiydiler, belkı de düş yorgunuydular... Ay denizden yükseliyordu... Birden birtutku yükseldı ikisinin yüreğinde. Gün- lerdir saklanan arzular bir pencerenin içinden an- sızın çıkıp geldi... Gözlerinı yumdu, yaşamın gerçekleri içinde kal- mayı yakalamaya çalıştı... Alçalan sis bulutlarının içinden o taze güzellikle- ri aramaktan yorulmuştu... Lawrence'dan okudu uzun süre... Dedi ki: "Seninki huysuz bir acı; oysa benim de yüzüm kara; sevgin köklüydü, eksiksizdi senin; benimki güneşe doğru büyüyen, tutkusuydu çiçeğin..." Bir gün Aleksandr Bloic'i okuduğunda da kara tapınaklann içinden yükselen yakanlan, yoksul ve sadeliğin içinde görmüştü... Pencereyi kapattı... Yeniden düşlere dalarken mırıldandı: "Koyun koyuna seni sevemedim, I Sevmeyi is- tediysem de. I öpüştük belki de öpüşmemeliydik. I Boyun eğdin, kendimizi son bir denedik I Bece- remedik..." ••• Yağmur yağıyordu... Boynu kesik bir yıldız çok önceleri kaybolup git- mişti. Ren nehri sarhoştu, sularına asmalar vur- muştu... Zaman acımasızdı... Günler geçiyor, haftalaryamandı. Tudar Arghezi, aşkın kanatlanıp uçuşunu yıllar önce anlatmamış mıydı? Uyku bir ağaç gibi sarmıştı seni yeşil dallaria. Soluman sessiz bir ışıkta, ağaç gibiydi... Koskoca bir kentin bulvariarını, meydanlarını ka- dınlar dolduruyordu... Sen o saatlerde bir hastanenin odasında, kirece dönmüş yüzünle, karnına konmuş o kelebeğe ba- kıyordun... Belki de Guillaume Apollinaire'nin dolaştığı Pa- ris'tekı Aumont-Thievılle Sokağı'nı düşünüyordun... Kirpikleri yeni uykudan uyanmış kız, o kapkara gözleriyle sevişmeye hazır, mavi vadinin sonsuzlu- ğunda kosarken ben yağan yağmura bakıyordum... Bak şu geçen zamanda sensizlık bile senin de- ğildir!.. Uzat ellerini tut sımsıkı!.. Saçlarını savur rüzgar- da!.. Bir sevdanın resmi, ellerinde ve yüreğinde büyü- sün!.. Cümle iyilikler yüreğine dolsun!.. Sakın sevgisiz kalma. E. Posta: Hikmet.Cetinkaya(â raksnet.com Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 (EÇAGDAŞ YAYINLARI Hikmet Çetinkaya ŞERİAT PAZARI Fiyatı:500.000TL Kitap KuJûbö Çağ Pazaffama A.Ş. Yerebafan Cad. Sailomsağüt Sok. No-9/B Cağaloğiu-lstantHjl Tat514 01 95/96 Posta çeki no:666322
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear