Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Cumhuriyet*
İmtivaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yönetmeni- Orhan Erinç
• Genel Yayın Koordinatörii: Hikmet
Çeünkava # Yazıişleri Mûdürlen: tbrahim
Yüdız - Dinç Tayanç 9 Sonımlu Müdür
Fikre» tlkiz • Haber Merkezı Müdürü.
Hakan Kara • Görsel Yönetmen: Fikrel Eser
Dış Haberlen Şinasi Danışoglu # Isohbaral: Cengiv
Yıldınm • Ekonorru Mehmet Saraç 9 Kültür
Handan Şenköken 9 Spor Abdûlkadir YüceJman
• Makakler Sami Karaören • Düzehme- AbduDah
YazK3#Fotograf Erdoğan Köseoğlu •Bügı-Belge
Edibe Buğra • Yurt Haberien. Mehmet Faraç
Ya>m Kurulu. Ühan Sdçok (Başkan),
Orhan Erinç, Oktay Kurtböke,
Hikmet Çetinka)a, Şflkran Soner,
ErgunBaJa, Dinç Tayanç, tbrahin
Yıldız, Orhan Bursalı. Mustafa
Balbay. Hakan Kara.
Ankara Temsilcisı: Mustafa Balbay Atatürk Bulvan No:
125, Kat:4, Bakanlıklar-AnkaraTel: 4195020 (7 hat), Faks:
4195027 • Izmır Temsilcisı. Serdar Kmk. H Ziya
BİV.1352S 2'3Tel:4411220, Faks 4419117»Adana
Temsılcısı: Çetin Yiğenoğlu, tnönüCd 119 S No 1 Kat.l.
Tel-363 12 11, Faks 363 12 15
Müessese Mûdurü Cstün \kmen 9
Koordınatör Ahmet Korulsan A
Mutasete: Böknt YenrStdare. Höseyin
Gürer • Işletme Önder Çeflk • Bılgı-
Işlem Nail İnal 0 Bılgısa\ar Sıstem
Mârüvet Çiler • Saüş: Fuflet Koza
MEDYA C: • Yönetim Kunıkı
Ba$kanı - Genel Müdür Gölbin
Erduran • Koordınatör Reha
Işıtman 9 Genel MOdûr Yardımcıaf:
Mine Akdağ Tel 514 07 53 •-
51395 80-513 8460-61, Faks:5138463
Yayımlavan ve Basaa: Yenı Gün Haber Ajansı, Basın ve Yayıncılık A Ş
TurkocağıCad39'41 Cagaloglu 34334 Ist PK 246 Istanbul Tel. (0/212) 51205 05 (20 hat) Faks (0/212)513 85 95
18EKIM1997 Imsak: 5.46 Güneş:7.12 Öğle: 12.56 Ikindi: 15.56 Akşam: 18.27 Yatsı: 18.48
Tüllü moda
• Çeviri Servisi -
Transparan giysiler
furyasına Fransız
modacılardan Lolita
Lempicka da katıldı. Paris'te
düzenlenen defilede 1998
ilkbahar-yaz kreasyonunu
sunan modacının en ilgi
çeken giysisi ûzeri çiçeklerle
süslü tül elbiseydi.
Bilgisayarlı
eğitim
• ANKARA (AA) - Dûnya
Bankası heyeti, bilgisayar
destekli eğitim yapılan 53
pilot okulda yaptığı
incelemeler sonucu,
Türkiye'de bilgısayann
okullarda venmli olarak
kullanıldığını saptadı.
Banka. 8 yıllık kesintisiz
temel eğıtımin de bir
bölümünü oluşturan
bilgısayar destekli eğitim
içın Türkiye'ye yenı kaynak
sağlayarak, gelecek yıl
bilgisayarla eğitim yapan
okul sayısının 160'a
çıkanlabileceğini belirledi.
Heyetin hazırladığı raporda,
Milh Eğitim Bakanlıgı'na,
bilgisayar öğTetmenlerine
daha fazla ücret ödenmesi
önerildi.
NASA'dan yeni
projeler
• VVASHINGTON (AA) -
ABD Havacıhk ve Uzay
Dairesi (NASA) 2000 ve
2001 yıllannda uzayda iki
yeni bilimsel araşurma
başlatılacağını açıkladı.
NASA yetkililerince yapılan
açıklamada, High Energy
Solar Spectroscopic Imager
(HESS) adlı uzay sondasının
2000 yılında firlatılacağı ve
güneş çevresindeki
partikûller ile patlamalar
sonucu yayılan enerjiyle
ilgili inceleme sonucu
yayılan eneıjiye ilişkin
inceleme yapılacağı
kaydedildi.
Türklerin
Almanya sicfli
• ANKARA (ANKA) -
Almanya'da yaşayan
yabancılar arasmda adli
olaylara en fazla kanşanlann
Türkler olduğu saptandı.
Yurtdışı Işçi Hizmetleri
Genel Müdürlüğü verilerine
göre 1994 ve 1995 yıllannda
toplam 214 bin 834 Türk,
adli olaylara kanştı. Türkler
bu rakamlarla yabancılar
içerisinde adli olaylara
kanşanlann yaklaşık yüzde
20'sini oluşturdu.
Amerikalı dilbilimci Prof. James Asher etkili öğrenme tekniğini anlattı
'Türkler ezbere eğflindi'YUSUFZtYAAY
Amerikalı ünlü dilbilimci ve eğitim uz-
manı Prof. Dr. James J. Asher, Türkler'in
beynin yaratıcı kısmı olan sağ kısmı yeri-
ne daha çok sol tarafinı kullandığını, bey-
nin sol kısmımn turucu ve kısıtlı olması ne-
deniyle ezbere dayalı öğrenime egilimli
olduîdannı söyledi.
Asher, "Benim yöntemim, ağırhkh ola-
rak beynin sağ tarafinı çahştırmaya yöne-
üktir. Bütün düş gücü ve yaraücınk bura-
dadır"dedi.
Beyaz Nokta Vakfı 'nın düzenledigi "Ez-
bersiz Eğitim içinTekrarazOğrenmeve Top-
lam Fizüd Yamt" konulu konferans için fs-
tanbul'a gelen Prof. Dr. James J. Asher, et-
kili öğrenme tekniğini anlattı. ABD'nin en
eski eyalet üniversitesi olan Kalifomiya
San Jose Eyalet Üniversitesi'nde psikolo-
• Insan beyninin sağ tarafinın yaratıcı ve
devrimci, sol tarafınm tutucu ve sınırlı
olduğunu söyleyen eğitim uzmanı Prof.
Asher "Türkler, beyinlerinin sol tarafinı
kullanıyor" dedi.
ji dersleri veren Asher'ın, TPR yöntemini
anlattığı "Beyin AktanmT ve "21. Yüzyı-
hn Süper Okuhı" adlı iki kitabı bulunuyor.
Prof. Dr. James J. Asher, kendi geliştirdi-
ği TPR yönteminin, işaret dilini kullana-
rak hızlı öğrenmeyi sağladığını belirterek,
yöntemin, özellikle yabancı dil ve matema-
tik öğreniminde çok iyi sonuçlar verdiği-
ni anlattı.
TPR'nin dünya çapında birçok ülkede uy-
gulandığını vurgulayan Asher, Türkiye'de
de bu yönteme karşı ciddi bir ilgi oluştu-
ğunu söyledi. Yöntemin, işaretler aracılı-
ğıyla hızlı öğrenme, çabuk kavrama ve
uzun süreli akılda tutmayı sağladığını be-
lirten Asher, TPR ile stressiz öğrenmenin
gerçekleştirildiğini kaydetti. Asher, beden
dilinin, bu yöntemde önemli bir rol oyna-
dığına dikkat çekti.
Asher, insanlann geleneksel olarak bey-
nin sol tarafinı kullandığını ve ezbere da-
yalı öğrendiğini belirterek, sol tarafın ise
tekrara, anımsamaya çok fazla yer verdi-
ğine dikkat çekti. Asher, buna karşın bey-
nin sağ tarafinın kavramayı hızlandırdığı-
nı ve daha esnek olduğunu belirterek şöy-
le konuşru:
" Benim yöntemim, ağırüklı olarak bey-
nin sağ tarafinı çalıştırmaya >öneliktir. Bu-
rası daha hızlıöğrenir. daha zor unutur. da-
ha kolay bağlanö kurar, burada sembol-
ierle çağnşımlar yapıhr. Bütün düş gücü ve
yaratıcıhk buradadır. Beynin sol tarafi mu-
hafazakâr ve kısıtüdır. Türkler de beynin
soltarafinı kullandığuKİan ezberiemeye eği-
hmlüer.'
1
Yabancı dilin, 10 yaşmdan önce daha
hızlı, etkili ve unutmaya kapalı olarak öğ-
renilebileceğini vurgulayan Asher şöyle
dedi: "21. yüzyılda eğitim, khap boyutianıı-
daki el bilgisa>arianyla verilecek. İnternet
ve e-mail kullanılacak. Bu, farklı bir okul
yapüanması olacak. O zaman beynin sağ ta-
rafi daha fazla kullanılacak."
Almanya 'da 26 kentte gösterime giren 'Eşkıya 'ya basın geniş yer verdi
Almanya'da 26 ayn kentte, toplam 31 sinemada gös-
terime giren Eşkıya'ya tûm gazeteler geniş yer ayır-
dılar. Vonımlar genelde olumluydu ve övgüler ka-
dar eleştiriler deölçülüydü. "Eşkıyalığa Veda'", "Dağ-
lardan Gelen Adam",
u
Boğazda Gece Olunca",
"Kötü Kentin lyi Adamı", "Boğaz'ın Blockbuster'ı"
gibi başlıkJarlar alünda yorumlar vapıldı.
'TürksinemasımnGÜNERYÜREKLtK
BERLtN - Beklemek ve en az bir-iki
hafta sonra sinema dergilerine bakmak ge-
rekecek. Acaba "Eşkıya", Ahnanya'da kaç
seyirci çekecek? Aslında ilgi büyük "Eş-
kıya''ya Ahnanya'da, 26 ayn kentte, top-
lam 31 sinemada birden perşembe günü gös-
terime girmesiyle birlikte hemen tüm ga-
zeteler filme geniş yer ayırdılar. Yorumlar
genelde olumluydu ve övgüler kadar eleş-
tiriler de ölçülüydü. "Eşloyauğa Veda",
"Dağlardan Gelen Adam", "Boğazda Ge-
ceOhınca", "Kötû Kentin İyi Adamı". "Bo-
ğaz'm Blockbuster'ı'' gibi başlıklarla yapı-
lan yorumlarda, Türk sinemasının son yıl-
larda Mustafa Arboklar (Istanbul Kanatla-
nmın Altında), ReisÇefik(Işıklar Sönme-
sin) gibi yeni kuşak yönetmenlerle yaptı-
ğı çıkış anlatıidı ve "Eşkı>
F
a''mn bu yolda
en pahalı ve en başanlı fılm olduğu belir-
tildi.
Yorumlann çoğu fıhnin, "Tarantmova-
ri" bir gangster öyküsü ya da Baran'ın
uzun pardösüsüne dikkat çekerek " Wtetem-
vari" (Italio VVestern) bir dokusu olduğu-
na değinirken, ölçüyü fazla kaçırmıyor.
"Eîlava"nın, Türkiye'nin toplumsal yapı-
sını parabol bir biçimde dışa vurduğunu.
gerçekle gerçekdışı, mistikle masalımsı
dünyalan başanyla bir potada yoğurduğu-
nu vurguluyordu. Gazetelerde fılm üzeri-
ne çıkan yazılarda "Eşkıya''nm, Almanca
karşılığında olduğu gibi doğrudan "Der
Bandit" anlamına gelmediği, bu ismin,
topragı elınden alınan, ağa,jandarma bas-
kısından kaçarak dağlara sığınan insanla-
ra verildiği, bunlarm bir tür oryantal Ro-
bin Hood olduklanna değin aynntılara da
girildi. "Eşkıya",Türk fılm dünyasınm ha-
vai fışeklerine benzetildi.
Sûddeutsche Zeitung
Türkiye'nin güncel yaşam gerçeğınde,
ülkenin masal kahramanlan ile sinemanın
efsane\'i idolleri bir arada kaynaştınlmış.
Türkiye'de 2 buçuk milyon insanın bir fıl-
mi görmüş olması, Türk geleneği ile Ba-
n 'nın eğlendirici unsurlannın ustaca birleş-
tirilmesinden ıleri gelmektedir. Fihnde an-
latılan, bu dünyaya ait bir sevgi (aşk) de-
ğildir. O daha çok, yiyip bitiren bir hasret
ve sonsuz bağlıhk duygulan yaşayan efsa-
ne\i bir kişiliğin yazınsal ve şiirsel dünya-
sıdır.
Die Tageszeitung
"Eşkıya", Türk yapımı fıhnlerin gerek
kalite, gerekse ticari yönden yabancı yapı-
mı rakip fılmlerle yanşabileceğini kanıt-
ladı. Yönetmen Yıvuz Turgul, geleneksel
temayı örümcek ağı gibi örüyor ama bunu
alışılageldiği gibi bir ciddiyet içinde değil,
sevgi dolu ince bir mizahla yapıyor.
"Eşkıya", Istanbul'un arka sokaklann-
daki kabadayılan, hayat kadınlannı, uyuş-
turucu kaçakçılarmı, mafyası ve polisi ile
birlikte toplumsal ilişkileri ve insanlar ara-
sındaki güvensizlik atmosferini yansıtan
bir film. Bunun Türkiye gerçeğini ne den-
li yansıttığı ise geçen yılkı Susurluk skan-
dalı ile açıkça belli oldu.
Bertiner Zeitung
"Eşkıya-Der Bandit" modern dünyanın
gölgesindeki huzursuzluk, rahatsızlık ve
sıkıntılan, eski kuşaklardaki akıldışı bek-
lenti ve özlemleri, sembolik bir biçimde ama
sıkmadan anlatan bir fılm.
Güner'in yeğeni Ertürk ve Sanyer'e bakan kurul müdürü Bilgin görevlerine geri döndü
Koruma operasyonu yarıda kaldıHaber Merkezi - Kültür Baka-
nı lstemihan Talay'ın Kültür ve
Tabiat Varlıklannı Koruma Genel
Müdürlüğü'ndeki "koruma karşı-
ü bürokrasiyi tenüzkme" operas-
yonunda "fire" verildi.
10 Kasnn 1997tarihli bakan ona-
yıyla yürürlüğe sokulan yeni ata-
ma listesindeki "korumaa kadro-
tar" büyük oranda görevlerine baş-
larken, ANAYDL ve REFAHTOL
dönemlerindeki tepkitoplayanuy-
gulamalann öne çıkan isiinlerin-
den Bülent Bilgin, Istanbul 3 No'lu
Koruma Kurulu Müdürlüğü'nden
"ahnamadı."
Özellikle ANAYOL öncesi dö-
neme ait SfT kararlannı "etkisiz"
kılmaya dönük etkinliğiyle eleşti-
ri toplayan Koruma Genel Müdü-
rü Altan Akat'ın ise Bülent Bilgin
dışındakı hemen tüm "yanfama
kadrolanıu" yitirmesi üzerine Ta-
lay 'a başvurarak "Bakü'ye kültiir
ataşesi" olmak istediği ögrenildi.
ANAYOL'un Kültür Bakanı ve
ANAP Genel Başkan Yardımcısı
Agâh Oktay Güner'in akrabası
olan Mehmet Ertûrk'ün de Bü-
lent Bilgin gibi eski görevinde ye-
niden işe başlaması, Talay'ın İco-
ruma operasyonuna "Güner'in
müdahale ettiği" şeklindeki yo-
rumlan güçlendiriyor. Kültür Ba-
kanlığı'nayalan çevTeler, Güner'in
yanı sıra kımi "DSP'li milletvekil-
lerinin" de özellikle "Sanyer'de-
ki StT kararlanna" bakan Bil-
gin'in görevden alınma işlemini
"durdurmak" üzere yoğun baskı
yaptıklannı belirtiyorlar.
DSP'nin Istanbul'daki "Kültür
Bakanhğı Oişkilerini" üstlendiği
söylenen ilk sorumlusu Mustafa
Sangül ile geçmişteki "müteah-
hitiik yaşamı" nedeniyle koruma-
cı çevrelerin kaygılanna neden
olan yeni müsteşar yardımcısı Ha-
BtToraman'ın da aynı doğrultuda
lstemihan Talay'ı "etkiledikleri"
vurgulanıyor. Talay'm bütün bu
baskılar kaşısında yeni kadro ope-
rasyonunun dışında tuttuğu ve yi-
ne Agâh Oktay Güner döneminin
"aktif" elemanlan arasmda bulu-
nan görevliler arasında eski ba-
kanlık danışmanı Ulkü Saygıh da
var.
Öte yandan, çeşitli illerdeki Ko-
ruma Kurullan'ndan alınan "20
kurul üyesi" yerine yeni getirilen
üyelere ait isimlerin de Talay'ın
"özel bir danışmanı" tarafindan
belirlendiği ve birkaç gündür "gö-
revtendirmelere başlandığı" öğre-
nildi. Istanbul 3 Nolu Koruma Ku-
rulu'na yargı karanyla geri dönen
"ANAYOL ve REFAHYOL sür-
günü" Prof. Dr. Afife Batur'un bu
görevinden yeniden alınarak yeri-
ne Taksim'e cami karanna imza
atan Prof. Semavi Eyice'nin atan-
dığı şeklindeki bilgiler de koru-
macılann bu kaygılarau güçlendi-
riyor.
Kültür Bakanlığı'nda bu geliş-
melerolurken. "müteahhitietieiKş-
küi çevrelerin srvasal girişimleri"
olarak yorumlanan baskılar sonu-
cunda göre\inde kalabilen Istan-
bul 3 No'lu Kurul Müdürü Bil-
gin'in "Bakan emrine rağmen"
Yıldız Sarayı'ndaki Dış Karakol
Binasını MimarlarOdası'na "dev-
retmediği"belirtıldi.
Yapıtı Cıglık' kanıtlıyor
Ulusoy'un
yeni parlak
başansı
COŞKU1VTUMÇIAN
PARİS - Mehmet Ulu-
soy'un çağımızın en usta
yönetmenlerinden biri ol-
duğunu, Tortour Tiyatro-
su'nda 26 Eylül'de başla-
yarak 1 Kasım'a dek ser-
gilenecek olan, seyircileri
büyüleyen, medyada öv-
gülü yankılar uyandıran
"LeCri"(Çığhk),bırkez
daha kanıtlıyor. Ulusoy,
1995 yılının Kasım ayın-
da, tstanbul'da sahneye
koyduğu ve birçok ödül
kazanan "İçimdeki Çığ-
lık"ı yepyeni bir düzenle
buranm tiyatroseverlerine
sunuyor
Genco Erkal'ın geniş ki-
şisel kültürünü yansıtan ve
incelikle, titizlikle oluştur-
duğu metin yine temsilin
temeli. Ama dekor tüm-
den bambaşka, erkek oyun-
cunun rolü ise çok daha
uzun. Bir de Mehmet, bu
sefer, iki oyuncuya, onlar-
la sahnede sık sık yan ya-
na olan ve çaldığı çeşitli
aletlerle temsilin havasını
çok daha zengin ve etkin
kılan bir müzisyen ekle-
miş.
Müzisyen Kudsi Ergu-
ner'in yetiştirdiği ve artık
Türk müziği uzmanı sayı-
labilen Stephane Gallet
Temsilin sonunda salonun
duvarlan alkıştan titriyor
neredeyse! "Le Cri", Pa-
ris'ten sonra, Kasım ayın-
da Marsilya'da Toursky Ti-
yatrosu'nda sergilenecek.
Mehmet Ulusoy, kuşkusuz
Türkiye'nin tiyatro sanann-
da, artık Batılılara bazen
örnek olabilecek düzeye
ulaşabildiğine herkesı inan-
dırabilecek çapta dev bir
sanatçı. Bugünlerde kendi-
sine Nobel yazın ödülü ve-
rilen Dario Fo'nun ona,
kendi yapıtlannın hangi-
sini isterse, nerede isterse
sahneye koyma hakkını
vermesinin nedeni de tabiı
ki bu...
Mehmet Uhısoy
Frankfurt
Kitap Fuarı
'Kaduı
Oscar'lan
verildi
Kültür Servisi-Bu
yıl 49.'su düzenlenen
Frankfurt Kitap Fuan-
na 107 ülkeden 9 bin
587 yayınevi kaühyor.
Geçen 25 yıl içinde
dünyayı değiştiren fe-
minist yazarlara ilk kez
venlen "Kadın Os-
car"landa fuardasa-
hiplerini buldu. Ödül,
uluslararası bir komi-
te tarafından etkileyi-
ci yapıtlara veriliyor.
Oscar ödüllü yazarlar
Germaine Greer'in
"TheFemateEuiMch",
Kate MUlet'ın "Sexu-
alPoMtks"Gk>riaSte-
inem'ın "Outrageous
Actsand E veryday Re-
belüoııs" isimli kıtap-
lan ödül kazanan 23
yazar arasında yer alı-
yor.
Odül kazanan birdi-
ğer yazar da "The Hi-
te Report on Female
SeıuaMty" isimli kita-
bı\laShereHite.*How
Women See Women"
isimli kitabı da fuarda
tanıtılan Hite, konuş-
masında, kadınlann
düşüncelerini özgürce
ifade etme hakkına sa-
hip olduğunu vurgu-
ladı.
e-posta : tan (5 prizma.net. tr
MESELA DEDIK ERDAL ATABEK
"Üfürüzma", üfurükten söylen-
miş özlü sözler demek. Memleketi-
miz -nazar değmesin- bu bakımdan
çok zengin. Böyle. geleceğe kalıcı,
neredeyse atasözü sayılacak önem-
de inciler her gün karşımıza çıkı-
yor. Ama biz bunlann değerini bi-
lemediğimiz için böyle "üfiirüz-
ma"lar gazete sayfalartnda kaybo-
lup gidiyor. Işte biz artık bu gidişe
son veriyoruz; bu, tarihe kalacak
sözleri ölümsüzleştiriyoruz.
'Biz malda mülkte gözü
olan bir aile değlliz...'
/şte bu çok değerli "üfurüznıa''yı
1 Özer Çfller, Tansu Çfller'le kur-
duğu ailesi için söylemiştir. Şimdi
bu sözden nasıl bir anlam çıkarmak
gerekiyor? Ya artık aldıklan onca
maldan mülkten sonra gözleri doy-
muş demektir (ki bu pek inandıncı
gehniyor) ya da arnk mala müDce de-
ğil de döviz gibi, hisse senedi gibi
menkul değerlere ağırlık verecekler
Üfiipiizmalar...
demektir. Bir de elbette "lyi ki gö-
zünüz yokmuş, ya bir de gözünüz
malda mülkte olsaymış daha nere-
leri alacakmışsına" demek gereki-
yor. Özer Bey, zenginliklerinin al-
dıklan mülklerin değer kazanması-
na bağlı olduğunu söylüyor ki doğ-
ru olmalıdu1
. Başka şirketlerin bir
türlü imar izni alamadığı arsalan
Özer Bey ve familyası alır almaz
imar izni büyük bir hızla çıkıver-
miş. Bu arada Özer Bey'in familya-
sı Tansu Hanım'ın bu işlerden sorum-
lu devlet bakanı olmasmm etki ya-
pacağını söylemek yanhş olmaz mı?
Kadmcağız onca işinin arasında za-
man bulacak da "Şu bizim arsalann
olduğu yere imar çıkanversek" di-
yecek. Yok artık, buna kimsecikle-
ri inandıramazsmız. Onun için de
özer Bey göğsünü iyice şişirip üffi-
riiyor: Biz malda mülkte gözü olan
bir aile değiliz. Biz de bu üfürüzma-
mn ilköğretim ders kitaplanna kon-
masını, gelecek kuşaklann bu söz-
lerden ibret almalannı öneriyoruz.
Böylece özer Beyin de memlekete
yaptığı bir nevi hizmetler ölümsüz-
leşir de örnek insanlann nasıl oldu-
ğu gösterilir.
İstanbui'a çağ atlattık...1
findan Istanbul 'u sular bastığı gün
söylenmiştir. Hoca, Istanbul Bele-
diye Başkanı Recep Tayyip Erdo-
ğan'ın hizmetlerini söylemek için
tam gününü bulmuş, Istanbul yağ-
murdan felç olup, her yanı sular ba-
sıp insanlann perişan olduğu gün
bu sözleri söyleyerek biraz da alay
B u üfürüzma da muhterem hoca-
mız Necmettin Erbakan tara-
eder gibi olmuştur. Belki de Recep
Tayyip'in Refah Partisi'ne başkan ol-
ma heveslerini bildığinden bunu kas-
ten yapmış, yani bundan sonra da
onun yapacaklannın da böyle ola-
cağını ima etmiştir. Öte yandan at-
ladığı söylenen çağ da sel sulanrun
altında kâldığmdan vatandaşlar hem
sulann üstünden hem de söylenen ça-
ğın üstünden atlamak zorunda kal-
mışlardır. Artık bu ne menem çağ-
sa sular altında kalarak görünmez ol-
muş, böylece hocanın sözleri de
"üfürüzma klasUderi" içındeki seç-
kin yerini almıştır. Aman hoca sen
sözlerini eksik etme, biz de onlann
değerlerini bilelim.
'Rü$vetin belgesi mi oiur
pezevenk...'
B u üfürüzma da ünlü iş adamı
Selim Edes tarafından Emlak
Bankası'nın eski Genel Müdürle-
rinden Engin Civan'a hitaben söy-
lenmiştir.
Burada Engin Civan'a kredi alma
karşılığında 5 miryon dolar rüş\r
et ve-
rilmiş, ama kredi alınmadığından
riişvet geri istenmiştir. Yüzsüzlük
derecelerine dikkat edibnesi gereken
bu olayda Engin Civan, "Belgesi var
mı" diye sorunca Selim Edes yuka-
nda belirtilen üfürüzmayı söylemiş-
tir. Sonra da Engin Civan bacağın-
dan vuruhnuş, bu arada Ahmet Ozal,
Zeynep Ozal, Semra Özal bu olayla
ilgüerinin bulunmadığmı uzun uzun
anlatmak zorunda kalmışlardır.
Şimdi, bu gerçekten önemli üfü-
rüzmada memleketin birçok gerçe-
ği yatmaktadır. Demek ki rüşvetler-
de artık belge almması gerekecek-
tir. Sonra da rüşvetten vergi alınma-
sı gibi bir durum söz konusu olur ki
purolu bakan bunu çok iyi çözüm-
leyebilir. Rüşvet verildiği zaman
söylenen mevzunun halledilmesi de
gerekli olur. Rüşvet verip de işi ya-
pılmayan vatandaşın mahkemelere
başvurma hakkı da sağlanmalıdır ki
kan dökülmesin. Yok ille de kan dö-
külmesi zonınlu ise bunun da dev-
let çetelerine yaptınlması karara
bağlanmalıdır.
Olur mu ya, devletin elinde taş gi-
bi çeteler dururken gidip de elin te-
tikçilerine iş verirsen böyle olur. Bu
üfürüzma da devlet yönetimi ve
ekonomi tarihimizdeki yerini almış-