23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAfFA CUMHURİYET 25 EYLÜL 1996 ÇARŞAMBA HABERLER Barutçu'dan DHVII savunması • ANKARA (Csumhurivet Bürosu) - L'Ia.-tırma Bakanı Ömer Barttçu. Önder Kanduman'ın Devlet Ha\ı Meydanlan lş]etnesi''DHMl)Genel MLcürlüğü görevınden alııınasıyla gelişen olayar üzerine ANAP Genel Başkanı Mesut Yılrraz'ın kardeşi Turgut Yılrraz'myönelttıği eleştnleri reddetti. Barutçu. yaptığı yazılı açıklamada. kendisini Atarürk Havalimanı yeni dışhatlar ternıinal binası için açılan ihaleyı hukuka aykın olarak iptal etmekle suçiayan Yılmaz'a. "Ihaeyi ben ıptal etmedim" karşılığını verdı Türkeş'e suikast asıfsız • ANKARA (Cumhurivet Bürosu) - MH P Genel Sekreter Yardımcısı \e Partı Sözcûsü Abidin Dursun Kalelı. "Genel Başkan Alparslan Türkeş"e suikast girişiminde bulunjlduŞu haberlerınin gercek dışı olduğunu" bildirdı. Kaleli. suikast girişimi iddiasinın Osmanıye'de yapılan 6. Ergenekon Kurultayı'ndan önce Adana'da yakalanan bir teröristin ıfadelerine dayanılarak ortaya atıldıgını belirterek "Kurultay başlangıcından bitimine kadarolan süre içerisinde herhangi bir suikast veya girişimi denebılecek bir hareket ve olay meydana gelmemiştir. Bu haber. kesinlıkle veriliş tarzıyla dogru bir haber deöildir" dedi. Hakkârili kadın için proje • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Terör nedeniyle köylennden Hakkâri'ye göç eden kadınlar için hazırlanan eğitim. sağlık ve istihdam projesi. 26 eylül perşembe giinü resmen yürürlüğe girecek. Kadın ve aileden sorumlu Devlet Bakanlığf nın eşgüdümünde yürüyecek projenın beşli protokolüne Millı Eğıtım Bakanlığı. Sağlık Bakanlıöı. Hakkân Valiliğı ve Hakkân Iplık Sanayiı Şirketi imza koyacak. Proje protokolü. kadınlar için okuma- yazma kursu açılmasını. istihdam olanakları yaratılması için meslekı eğitim kursları düzenlenmesini öngörüyor. Protokole göre. kadınlar için anne ve çocuk sağlıgı. aile planlaması \e istenilen diğer konularda danışmanlık hızmeti verilmesi için hizmet birimleri kurulacak. Memura • İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Sendikal etkinlikleri nedeniyle. Tüm Maliye-Sen İznıır Şube Başkanı Ramiz Sağlam disiplin karanyla memuriyetten atıldı. Uygulamanın Tüm Maliye-Sen üyelerine yönelik bir gözdağı niîeliğinde olduğunu vurgulayan Sağlam. karann iptali için Ankara Idare Mahkemesi'nde dava açacağını açıkladı. Sağlam. 15 Haziran 1994'te kendisi hakkında sendikal etkinlıklere katıldığı için İzmir Defterdan Kemal Sağ'ın çok sayıda soruşturma açtırdığını belirterek. "Sağ'ın direktifiyle rnemuriyet görev ime son verildi" dedi. Düzeltme • Gazetemizin dünkü sayısında yayımlanan "Zinada ayrımcılık sona erdi" başlıklı haberde geçen,"TCY'nin 440. maddesı" ifadesi, yanlışiıkla "TCV'nin 141. maddesı" şeklinde yazılmıştır. Düzeltir. okurlanmızdan özür dileriz. Ehliyet. ruhsatname. öğretmen \ e öğretmenevi kimliğimi kaybettim. Hükümsüzdür. \lCMRE YASE\l!X TOĞİ'Ş Yurdatapan'ın, "Düşünceye Özgürlük'cük" kitabını dağıttığı gerekçesiyle 3 yıl hapsi istendi Düşünceye bir dava dahaHlLYATOPCl Düşüncelerinden dolayı ceza alan kişile- rin konuşjna \e yazılannın bulunduğu "Dü- şünceye Özgürlük'cük" kitapçığının yayın- cısı oİdııklan gerekçesiyle aralarında dün- yaca ünlii yazarların da bulunduğu 144 ki- sı hakkında İstanbul DGM Savcısı'nın baş- lattığı soruşturma tamamlandı. Dünyanın farklı ülkelerindeki yazarlara ulaşılamadığı ve ifadeleri alınamadığı için yalnızca kitapçığın dağıtımcısı sanatçı Şa- nar Yurdatapan hakkında TCY'nin halkı din. dil. ırk gözeterek kin \e düşmanlığa tahrikettiği t'iılıni düzenleyen 312. madde- sı u>arınca 3 y ıla kadarhapis cezası tstemiy- leda\a açıldı. Türkiye'de düşüncenin \e düşünceyi ifa- • İstanbul DGM savcısı, yayıncı konumunda bulunan dünyanın farklı ülkelerindeki 144 yazarın ifadeleri alınamadığı için kitapçığın dağıtımcısı Şanar Yurdatapan hakkında dava açtı. de özgürlüğünün önündeki engellenn orta- dan kalkması için başlatılan çalışmalar. ya- zılan ve konuşmalan nedeniyle ceza alan ya- zar, sanatçı. gazeteci ve bilim adamlanna des- tekle başladı. Ahmet Altan. Fikret Başkaya. Güna\ Aslan, İsmail Beşikçu MünirCeylan, Oral Çahşlar, Haluk Gerger, Doğu Perin- çek, Kemal Yalçın. kapatılan DEP'in millet- \ekilleri ile İHD temsilcilerinin ceza alma- lanna neden olan konuşma ve yazılannın bu- lunduğu bir'DüşüncejeÖzgüriük'kitabına, çok sayıda yazar. sanatçı, gazeteci \e bilim adamı yay ıncı olarak imza attı. Bu kışiler hak- kında İstanbul DGM'de Terörle Mücadele Yasası uyannca \e TCY'nin 312. maddesi uyannca da\a açıldı. Bu kitabın yayıncısı olanlar DGM'de süren ^8 \e 96 sanıklı iki ayn davada yargılanmaya devam ediyorlar. Bu da\alar sürerken ABD. Almanya. Avus- turya. Büyük Britanya. Nepal. Norveç. Po- lonya\e Rusya'dan PEN'e üye yazar veşa- irler. "Düşünceye Özgürlük" kitabındaki konuşma v e y azıların özetinin olduğu bir ki- tapçığın yayıncısı oldular. Aralannda Allen Ginsberg. Paul Auster. Arthur Milier'ın da bulunduğu 144 yazar ve şairin yayıncısı ol- duğu kitapçık hakkında İstanbul DGM Sav- cısı AytaçTolav tarafından başlatılan soruş- turma tamamlandı. Kitapçığın yayıncılan- na ulaşılamadığı. ifadeleri alınamadığı için kitapçığın dağıtımcısı sanatçı Şanar Yurda- tapan hakkında. halkı sınıf. ırk. din. mezhep veya bölge farklılığı gözeterek kin ve düş- manlığa açıkça tahrik etmek suçundan üç yı- la kadarhapis cezası istemiyle dava açıldı. Bugün DGM'de görülecek 98 sanıklı dava- da sanatçı. yazar ve gazeteciler bu kitapçı- ğı vatandaşlara dağıtacaklar. Nevv York PEN'den yapılan açıklamada ise birbiri ardına gelen hükümetlenn. ken- dilerine karşı gelen düşünceleri boğmak için birdiziyasaylakendilennikorumaaltınaal- dığı öne sürüldü. Açıklamada Türkiye'de yaşayan insanlann içinde bulunduğu zordu- rumun. söylenenlerle yapılanlar arasında uçurum gibı gıderek büy üdüğü v urgulandı. Varto Ha kepenkler açıldı ama tedirginlik hâlâ sürüyor Varto'da 5 gün süren çatışmalardan sonra gerginlik \erinisessizüğe bıraktı. Hemen hemen kurşun deliği olmayan tek bir bina bile kalmadı Varto'da. Halk. olaylann başlamasından ve bu boyutlara ulaşmasından PKK'den çok "Devlet içinde devlet" dediği Özel Harekât Tinıini suçluyor. (Foto'ğraf:CELAL YILMAZ) Halk özel tiıııi suçluyorCELAL YILMAZ VARTO- Yaşadığı beş "sıcakgün''le ülke gün- denıınin ilk sırasına oturan \'arto'da. şimdilik sessizlık egemen. Olay lann başlayıp bitişi sü- recıneılışkındeğerlendırmeleroldukçailginç. Halk. terörü başlatan ve tırmandıran gücün Özel Harekât Timi olduğunu açıkhkla ifade ediyor. Ancak yetkililer bugerçeğı. kendi iç soh- betlerinde itiraf etse de resmen deklare etmek- ten kaçınıyorlar. PK.K saldırısı şeklinde kamu- oyuna sunulan olaylann. ilçedeki bazı milis güçlerınce \ e "örgütlü mafŞa" tarafından baş- latıldığı. söylenen başka bırgerçek. Amacın. yıllarca bırarada yaşayan Alevi-Sünni halkın bırbınne düşürülmesı. banşın kundaklanması olduğu vurgulanıyor. Başka bir değerlendir- mey le Varto'da "Tunceli senaryosu"nun yaşa- ma geçirilmek istendiği yönünde. Varto olav lannı verinden mcelemek. bilgi ve görüntû alnıak, halkla konuşmak ve yönetıci- lerin değerlendirmesine başv urmak için Erzu- rum'dan yola çıktığımızda araçta bulunan üç kışıden Erzurum muhabirimiz Recep Kapu- cu. Erzurum-Muş karayolu ıçın; "Çocuklu- ğumda bu >ol >apılı>ordu.35 \aşına geldim hâ- lâ\apılı>or"" değerlendirmesını yaptı. Gerçek- teıı de Pasinler'i geçtıkten sonra yol kötüleşi- yor; bazen bozıık asfalt. bazen bozuk stabili- ze ve taş zeminden oluşan bölümler yolculu- ğıı güçleştirıvordu. Hınıs'a vaklaştığımızda Karayollan'nınyü- rüttüğii yol açına vegenişletmeçalışmalan bir saate y akın duraklamamıza neden oldu. Üç sa- atte uîaşabıldik Hınıs'a. Yarto'dan kaçarak Hınıs'a gelen ailelerleko- nuştuktan sonra vola yeniden koyulduk. Var- to-KaraçobanyoIayrımındakı YolüstüKöyü'- ne geldığıınızde panzerlı jandarma noktasın- da durdurulduk. Yanımıza yaklaşan uzman ça- vuş. kimliklerimizi isteyerek Varto'ya gidişin kontrollüveizinli olarak gerçekleştınldıgmı be- lirtti. Ardından vaptığı telsiz konuşmasından sonra uzman çavuş. kimliklerimizi geri uzata- rak "HııusJandarma Ilçe Bölük Komutanlığı'na geri dönecek ve izin alacaksınız" dedi. Hınıs'a gen döndük. Aracın kalorifer boru- lanndakı anza sonucu hararetın vükselmesi. ikin- ci bir zaman kaybıvdı Sonuçta Jandarma Bö- lük Komutanı Cstegmen Ali Bıçakçı'nın kar- şısındaydık. Bız ona ulaşıncaya kadar, Vano ıle iletişım kurdugunu. gidebileceğimizi bıldirdi. Yeniden yollara düştük. İlk durdurulduğumuz Yolüstü Köy üjandar- ma noktasından sonraki 35 kılometrelik stabı- lize yolu kat ederek Varto'ya ulaştık. Gırişte- ki köprünün hemen solunda. kapkara bırzemın gövdelen şışmış. ağaçlarm altında yatıvorlar- dı. Delikanlı ağlamaklı. "Onlarda bizim atla- nnıı/dı. kurşunladılar \e «ittiler." Düşündürücü tabloyu \e \artolu genci ge- nde bırakıp. Varto'va gırıyoruz. Yemveşıl bir ilçe. Uzaktan bakıldığında çıplak ve kıraç ara- zı yapısı içinde vaha gıbı gorünüyor. Varto'da haİkla yaptığımızgörüşmelerde, bu doğal zen- gınliğın "teröreka\naklık" ettığını öğreniyo- ruz. Terörıstlenn bu veşil dokuvu kullanarak saldırıyı başlattığı sonucuna varılmış ve kamu binasını çev releyenler başta olmak üzere. ağaç kesimine bajlannıış. \artolular. bövle gıderse ilçede kısa bir süre sonra ağaç kalmayacağına ınanıvor. Ginşın sağ taraf'ı "Gümgüm .MahaHesT En • Vartolular olaylann başlamasmda ve büyümesinde tek sorumlu olarak "Devlet içinde devlet" dedikleri, Özel Harekât Timi'ni ve sınır tarumaz zorbahğını görüyorlar. Birleştikleri tek ortak nokta bu. Gerisi, onlar için aynntı ve önemsiz. "îlçe polisimiz, güvenlik komutanımız, askerler ve belediye başkanımızdan şikâyetçi değiliz. Ancak Özel Harekât Timi, katı ve acımasız. İstediğini yapıyor, gözüne kestirdiğini alıp götürüyor. Devletin ilçedeki güçleri bile onlan engelleyemiyor" diyorlar. hemen dikkati çekıyordu. O tarafa yöneldik. 15 yaşlanndaki Vartolu gençle kısa süre konuştuk. Olaylann başladıgı gün, kışlık otlarının gü- venîik güçlerınce sılahlarla ateş edilerek yakıl- dığını. o dakıkalan vaşarcasına şövle anlattı: "Sabah erkenden geldiler. ellcrindeki silah- lan ateşlediler. Hayvanlanmızın kışlık otları yanmaya başladı. 35 yığın \ardı. Gördüğünüz gibi hepsi kül oldu." Otlann 500 ton kadar olduğunu da belirten genç irisi Vartolu. biraz ilerisini eliyle işaret ede- rek öldürülen iki atı gösteriyordu. Zamanla çok hasar da burada. Ev lenn duvarlan delık de- şik. Mermi izlen bazı duv arlan an kovanınaçe- virmiş: mermiler ev lenn camlannı da param- parça etmı>. Duvarların çoğunda. "Tek çare teslim ol- mak". "Gel tesh'm ol. devletin şefkatine sığın'" gıbı çok sayıda mav ı bovalı. çağrı y azılan var. Bazılarında kurşun ızlerıvle. yazılar bırbırine karışarak çelişkili ve düşündürücü görüntüler oluşturmuş. Varto beledıve binası önüne gel- digımizde. yanımıza ürkerek yaklaşan insan- lardan hükümet konağında değerlendırme top- lantısı yapıldığını öğrenıyoruz. Bıze. "Kahve- de oturun. halkı dinleyin" önerismde bulunu- yorlar. Meydandaki bir kahvenin önüneoturu- yoruz. Olayların başlamasında^e büyümesin- de tek sorumlu olarak "Devlet içinde devlet" dedikleri. Özel Harekât Tımı'nı ve sınır tanı- maz zorbahğını görüyorlar. Birleştikleri tek ortak nokta bu. Gensi. onlar ıçın ayrıntı ve önemsiz. "İlçepolisimiz,gmenlikkomutanımız. askerler ve belediye başkanımızdan şikâyetçi de- ğiliz. Ancak Özel Harekât Timi, katı ve acıma- sız. İstediğini yapıvor. gözüne kestirdiğini alıp götüriiyor. Devletin ilçedeki güçleri bile onlan engelleyemiyor. Nereden talimat aldıklan belir- siz. Tahrip edilen işyerlerimiz ve evlerimiz. Özel Harekât Tîmi'nin hışmına uğradı"dıyoriar. Vıtrıninde Hz. .Ali'nın temsılı portreleri ası- lı kasetçı dükkânı, beş günde üç kez saldırıya uğramış. Içındekı 15 bin kaset. 6 bine ınmış. müzik aletlerinın çoğu tahnp edılmiş. Sadece buradaki zarann 800 milyon lira olduğunu söy - lüyorlar. Aynca, yıne meydandaki bılardo sa- lonu. saldınnın hedeflerınden biriymiş. Içı ta- mamen tahrip edılmiş. Emniyetin dışındaki kamu binalarında saldırıyı anımsatan izlere rastlanmıyor. Olayların beşinci gününde Varto'ya maddı zararı saptama incelemeleri için gelen Vali Se- lahattin Hatipoğlu nun dediği gıbi ilçede ha- reketlilik var. Işyerlerinın çogu açılmış Kah- veler dolu. Vartolular ilçe merkezindeki iki caddede gruplar halinde kümelenmiş ya da volta atıyorlar. Diyalog kurmak istiyoruz. Çe- kiniyorlar. Belli ki ürkmüşler. Konuşmayace- saret edenler de daha sonra tacize uğrayacak- ları endişesini dillendinyor. Muş Valisı Hatipoğlu. gözaltındakilerin 11 'e indiğinı ve sorgularının sürdüğünü söylüvor Sözün özü; Varto'da şimdilik kepenkler açılıvor... E\ et Varto'da kepenkler açılıyor. ama tedir- ginlik sürüyor... TıIRMIKIAYDIN ENGİN e-mail: engin@planet.com.tr Çocukluğumuzun o güzel okul şarkısını anımsıyor musunuz: Bak postacı geliyor I Selam veriyor I Herkes ona bakıyor I Merak edı- yor. Şarkı anılanmızda kaldı. Yakın- da "postacı" da anılarda kalacak. Artık postacı gelmeyecek. Pos- tacının yerini "E-Ma;7"lerimiz alı- yor. Elektronik posta kutulanmız. Teknolojik gelişmenin. hele hete ile- tişim teknolojisindeki devrimsel sıçramanın mantıksal sonucu. Bu- na üzülmek anlamsız. Yoksa hâ- lâ "Ah, oyaylı arabalarla, birkent- ten ötekine üç gün tutan o eskiyol- culuklarne güzeldi" dememiz ge- rek. Ama artık postanedekı teyzeyi, pul almayı. pulu yalamayı ve o ni- şasta tadını filan da unutmalıyız. Böylesi daha hızlı, daha kolay ve rahat. Ve... Ve çok daha geniş ufuklar açı- yor. Daha önce de yazıldı. E-Ma- il'di, Internet'ti derken iletişimin ufku genişledi. Bu genişleme salt yatay değıl. Derinlemesine de ge- nışledı. Düne kadar, "Devlet sırn, • • Oncü Gerilla Bas Return'eL şırket sırn, dış politika sırn, gü- venlik sırn" mavallarının ardına gizlenilerek yürütülen bütün ka- ranlık işlerin ipliği pazara çıkma- dıysa bile eli kulağında. Internet gerillası eyleme hazır- lanıyor. Yakında patlayacak. Pat- layınca kan akmayacak. şiddete tapanlar umutlanmasın, havada mermiler uçuşmayacak, bomba- larortalığı kan gölüne çevirmeye- cek. Ulusal kurtuluş savaşı gibi hak- lı kavgalara girişenler, Kalaşnikof- lardan çok daha etkili silahlara ka- vuşacaklar. Çağdaş gerillanın do- ğum sancılannı çekiyoruz. Bu gerillanın silahı pek karma- şık ve pek yalın. Silahı oluşturan parçalar (bileşenler) birkaç kav- ramdan ibaret: Bilgi (information), iletişim teknolojisi, bu teknolojiye uygun teknik donanım ve demok- rasi tutkusu... Hepsi bu kadar. İnsanı değil kârı hedeflemiş şir- ketlerin, insan yaşamları üstüne satranç oynanması temeline da- yanan devlet yönetimlerinin ka- rabasanı 'saydamlık'tr. Kapalı ka- pıların ardı görünür. kapalı kapılar ardındakonuşulanlarbilınırolduk- ça ne kerameti kendinden men- kul devlet adamının. ne gözünü kâr hırsı bürümüş şirket yöneticisinin, ne polisle köşe kapmaca oynama- yı hüner bilmiş mafya babalarının yaşam şansı kalmıyor. • • • İlke olarak her yerde en az bir tane namuslu insan bulunduğu- nu varsayıyorum. Bu hiç de ham hayal değil. Sayıları da "bır"öen ibaret değil. O bazen uluslararası tekellerin bir kapalı toplantısında görev al- mış simultane (anında) çevırı ya- pan gencecik bir kızdır: bazen kir- ii hesaplar yapılan bir iş toplantı- sında teknik bilgisinden yararlanıl- mak üzere zorunlu olarak çağrıl- mış birteknisyendir; bazen umut- lar bağlayarak katıldığı partisinin gizli toplantılannda ayyuka çıkan rezaletlerden kişisel olarak utan- maya, kendinden utanmaya baş- lamış genç bir politikacı adayıdır; bazen bir temizlikçı kadın, bazen elektrık tesisatçısı. bazen garson- dur: büyük bir medya kuruluşunun sabah toplantısına nasılsa katılma hakkı elde etmiş ve sol memesi- nin altında cevahir sönmemiş bir gencecik gazetecidir; bir büyük bankanın yönetim kurulu toplan- tısına tutanak yazıcısı olarak ka- tılmış bir stenograftır... Daha kestirme söyley.eyim. TKP'nin en yoğun gizlilik dönem- lerinde. örneğin 50'li yıllarda filan söylenirdi: "Obelkibirpostacıdır, belkı bir memur, bir işçi, bir öğ- retmen, bir balıkçı, bir garson... Kim bılebılir ki?" Işte aynen öyle. Mutlaka bir yerlerde hâlâ namus- lu kalmayı becermiş birileri vardır ve bunların elinden bilgi (informa- tion) geçmektedir. Kamunun bil- gisinesunulduğundaşirketlenn, si- yaset çetelerinin, mafya çeteleri- nin, gizli servislerin, silah lobileri- nin ipliğini pazara çıkaracak, dev- leti ve toplumu saydamlaştıracak bilgiler... Saydamlık demokrasi demek değil, ama demokrasinin hemen hemen önkoşulu. Devleti ve toplumu saydamlaş- tıracak bilgilerin insanlığa, halka/ş//< hızıyla ulaşmasını sağlayacak alt- yapı artık var. Bundan sonrasın- da iş başa düşüyor. İş öncü geril- laya, 'Internetgerijlası'na düşüyor. 70'li yıllarda "Öncü gerilla bas tetiğe, bas tetiğe öncü genlla" di- ye çocuksu marşlar söylenirdi. Te- tiğe basayım derken çoğu kez fa- ka basıldı. Şimdi. 2000'lere girer- ken marş da değişti: "Öncü ge- rilla bas return 'e, bas return 'e ön- cü gerilla" diye söyleniyor marş. 70'li yıllarda "molotofkokteyli nasıl yapılır" diye devrimci(!) ya- zılar yayımlanırdı. 2000'li yıllarge- lirken "Internet gerillası elde etti- ği bilgileh nasıl halka ulaştırır" ko- nulu eğitsel yazılar okunacak. Örneğin önümüzdeki günlerde bu köşede... G L O B A L POLİTİKÜLTÜR ERGİN YILDIZOĞLU Bisiklet ve Siyaset Geçen sene ihracatınız yüzde 30. ıthalatınız yüzde 5.4 geriledi. En önemli urünunüz petrolün üretim büyü- me hızı. 1994'te negatif olduktan sonra, 1995'te sade- ce yüzde 0.9'da kaldı. Merkez Bankanız "Enflasyon yüz- de 50 civannda" diyor, ama uluslararası mali çevreler gerçek rakamın yüzde 100 olduğunu düşünüyorlar. Pa- ranız hızla değer kaybediyor. İşsizlik yüzde 30 civann- da ve artıyor. Ekonominin ortadireği olan halıcılık sek- törü son yılların en büyük krizini yaşıyor. Yoksulluk artı- yor. Bütün bunlar yetmezmiş gibi 17 sene önce yaptı- ğınız devrime saygı da giderek azalıyor. Devrimden son- raki kuşak. eski günleri bilmıyor; şimdi rahat ve özgür yaşamak. dans etmek. flört etmek, ıstediği gibi müzik dinlemek ve çalmak istiyor. Aydınlar, demokrasinin ge- lişmesı için, din ve devlet ışierınin birbirinden ayrılması gerektiğini söylüyorlar. Komşunuzla yaptığınız savaşın yarattığı ulvi hava da dağıldı. Son meclis seçimlerinde, tüm yasaklamalarınıza ve iptallerinize rağmen, 270 is- kemlenin 90 tanesıni elınızden kaçırdınız. Üstelık, yolsuzluklarda da belirgın bir artış gözleniyor. Örneğin. eskı Devrım Muhafızları komutanlarından Muh- sin Refikdost un kardeşı Murtaza Refikdost, 400 mil- yon dolarlık bir yolsuzlukla suçlanıyor. Doğrudan dini li- der Hamaney'e bağlı olduğu bıldirilen Refikdost'la ilgi- liolarakmeclıste. "YoksullarveSavaş Gazileri Vakfı"nm hiçbir ış yapmadığından şıkâyet edilmeye başlanmış ol- ması. yolsuzluğun kaynağı hakkında da bir fikir veriyor. (Brıef on Iran, Mart 1996) iktidarınız zayıflıyor! Bırtedbiralmak, buekonomikve toplumsal çürümeye mutlaka bir çare bulmak gerekir... Hemen, kadınların bisiklete binmesini yasaklıyorsunuz! Iran'da. geçen aylarda. islam cumhuriyetinin düşünür- lerinden bazılarının "Bisiklet selesiateyerine benzer, Is- lamda kadının ata bınmesı yasaktır; öyleyse, kadının bi- siklete binmesı de yasaktır" buyurmasıyla hararetli bir tartışma başlamış ve kadınların bisiklete binme alanı fi- ilen Tahran'da sekız kilometrelik çitlerle çevrili ve polis tarafından dikkatle izlenen bir yola kadar daraltılmıştı. Sonra dini lider Sayid Alı Hamaney "Sob" dergisinin eylül sayısında bu soruna açıklık getırdi: "Kadınlar, ya- bancılann ilgısini çekecek her türtu davranıştan kaçın- mahdırlar. Halka açık yerlerde bisiklete ve motosiklete hinmek bir çürümeyi içerdığı ıçın yasaktır" (International Herald Tribune, 21-22/09/96) Ülkeyi ziyaret eden ve aydınlaria. gazetecilerle görü- şen bırçok gözlemcı, bu bisiklet yasağının aslında, ge- nel bir hava değışıkliğinin parçası olduğunda birleşiyor- lar. Aydınlar, sanatçılar ve ünıversite üzerindeki baskıla- nn, geçen baharda Hamaney'ın "aydınların İslam cum- huriyetıne sapık direnışınden" şikâyet etmesinden son- ra, hızla artmaya başladığını söylüyor ve idamların bu sene. tekrar hızlandığına dıkkat çekiliyor. Allah'ın Parti- si isimlı grubun lıderı Hüseyin Allahkerim e göre "reji- meyönelik en önemli tehdit. külturel". Allahkerim'in, It- hal edılmiş fikırlere ızin vermeyeceğız. Sıyası parti kur- mak ısteyenler, sıyasetı camıden dışan çıkarmak istiyor- lar" sözleri. geçen seçimlerde başlayan ve gıderek ağır- laşan havayı çok iyi yansıtıyor. Mart-nisan seçimlerinde bütün adaylar, devlet tara- fından bir bir elemeye tabi tutuldular ve muhalefet aday- ları yasaklandı. Elekten geçebilenlerden 50 tanesi ise da- ha sonra. ıkinci turda yasaklandılar. Aydınlar üzerinde baskılar arttı; birçok ünıversite hocası. yazar, sanatçı devlet televizyon ve radyosunda İsraıl ajanı, halk düş- manı ilan ^.di|ereK3eşf)ır edildiler. Felsefe doktoru Ab- dülkerim Saruş gibı demokrasi ve laiklik ısteyenler, sal- dırıya uğradılar. dövüldüler ve ders vermeleri engellen- di. Dini prensıplerle modern ekonominin kurallannı bir türlü bağdaştıramayan, petrol gelırlerini. askeri harca- malarda ve anlamsız savaşlarda çarçur eden Iran islam Cumhurıyeti. halkına verdiği sözleri tutamadı. Şimdi de, son yıllarda kendinı hissettirmeye başlayan muhalefeti, terörle kontrol etmeye çalışıyor. Diğer taraftan, bisiklet yasağı uzerıne. karısı ile rejim arasında kalan bir vatan- daşın, bir çare olarak, alıp banyoya koyduğu egzersiz bisikleti ıle Iran devrımi arasındaki benzerliği de görme- mek mumkun değil. Mao, "Devrim bisiklete benzer, du- rursak düşenz" demiştı. iran devrimi ise. işte bu egzer- siz bısıkletine benziyor: Oflamalar ve puflamalar arasın- da. bir surü harekete ve enerji harcamaya rağmen iran devrımının de bir yere gittıği yok; durduğu yerde eskimeye ve aşınmaya devam edıyor İdam cezalarının kaldırılması için çalışma yapılmadığı açıklandı Şevket Kazan Çiller'i yalanladı MERİH AK İZMİR-Adalet Bakanı Şev- ket Kazan. Yargıtay'ın: L'm- ranıye v e Gazı Mahallesı olay - larında haklarında da\a açı- lan polıslerle ilgıli mahkenıe- yi Trabzon'aalmasmı "vanhş" bir karar olarak nıteledı \ebu da^aların "zamanaşımına uğ- ratılmak istendiğini" savun- du. Kazan. Başbakan Yardım- cısı ve Dışişlen Bakanı Tan- suÇillerin "idam cezalannın kaJdınlnıası için hükümetimiz bir çalışma başlattı" açıkla- nıasını da yalanladı. Kazan. hâkım \e savcıla- nn görev yerlennın değiştiril- mesıyle ılgılı kendısıne yö- neltilen suçlamaları da yanıt- layarak "Türkive Cumhuri- veti'nin bütün savcılan nere- de görev vaparlarsavapsınlar Atatürk ilke ve iiikılaplannın bekçileridir. Bir savcıya onu mal edip. öbür savcılan fark- lı göstermek bölücülükten baş- kabirşev değildir'dıyekonu^- tu Ege Genç İşadamları Der- neği (EGİAD) tarafından du- zenlenen Ege ToplantiM'na katılan Kazan. yargı yılının başlamasından önce 1316 hâ- kim ve savcının yerinın de- ğıştırilmesının kamuoyunda gördüğü sert tepkıye değındı. Burada basını eleştıren Ka- zan. bunıın yargıda ne yıkım ne de deprem olduğunu söy- ledi. Tavınlerın mutlaka bir nedemnin bulunduğunu. bu- nundayönetmeliklerdeyazı- lı olduğunu belirten Kazan. 1316 atamadan. 1310'unda komisyonun ıttifakla karar al- dığına dıkkat çektı. Kazan. "Gazetelerdevazılanlar suni ve uvdurma haberler. Türkive Cumhuriveti'nin bütün sav- cılan neredegörev yaparlarsa vapsınlarAtatürk ilkeve inkı- İaplannın bekçileridir. Bu bir gerçektir. Bir sav cıya onu mal edip öbür savcılan farklı gös- termek bölücülükten başka bir şev değildir. Laiklik bildir- gesine imza attı diye Ankara Başsavcısfnı Mersin'e tayin ettiğimiz söylenjvor. Bu laiklik bildirgesinde benim müsteşa- nmın da. Balıkesir'den .\nka- ra'va başsav a olaraktajin ediK nıesini teklif efriğim kişinin dc imzası var" dıve konuştu. , Başbakan Yardımcısı Çil- ler'e yönelik. Av rupa iilkele- ri siyasılerinden son günlerde yükselen demokratikleşme ve insan haklannda "doğruyu sövlemiyor" eleştırilenne Ka- zan da katıldı. Başbakan Çii- ler'ın Izmir'de yapılan ECÖ Toplantısı'nda basına müjde olarak sunduğu "İdam ceza- lannın kaldınlması için. hü- kümet büyük bir çalışmayı gündemegetirivor" açıklama- lannı Kazan yalanladı ve şun- ları söy ledi_ "Kendisi İçişleri ve Dışişle- ri Bakanlığı'nda böyle bir ça- lışmabaşlatnğınıifadeetti .An- cak bugüne kadar bize intikal ettirilmiş bir çalışma yok. Şu- nu da söylevevim. koalisyon protokolümüzde de böyle bir hükümyok. İdam cezalannın kaldınlması fev kalade önem- li bir konu. Böy lesine önemli bir konuyu hükümet progra- mına kov madan.üzerinde an- laşmadan bu cezalan kaldıra- cağız denilnıesi sadece beyan açısından birniyeti ortaya koy- maktadır. Ama bunun üzerin- de bir çalışma yoktur."
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear