25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 20 EYLÜL 1996 CUMA 12 DIZIYAZI Eski TBMM Başkanı İsmet Sezgin, yeni parti oluşumunu ve merkez sağ partileri değerlendirdi 'Çiller,Refah'ın gücüne güç katiyor' DÜROANE KOCAOĞLU / BÜLENT SARIOĞLU av >n Sezgin 1946 nıhundan >ola çıkarak DYP'nin geldiğinoktayı nasıİdeğerlendi- riyorsunuz? - 1946 ruhu. sadece DP'yi değil. banşçı sıyasalmücadeleyleTürkive'nindemok- rasiye geçışinı tanımlar. Bir halk hareke- tine dayanan meşru bir siyasal miicadele söz konusu olmuştur. Bugiin DP'nin mirasına pervasızca sahip çıkmaya kalkanlar. bu partinin 1951 "de Atatürk Yasa- sı'nı çıkardığmı hatırlasınlar. Rahmetli Adnan Men- deres'in laiklik hususundakı göriişlenni de ifadeetti- ği 3 Şubat 1953 tarihli bırkonuşması vardır. onuoku- sunlar. -1983 ruhu olarak adlandınlan kısa dönem için de- ğerlendinneniz nedir? - 1983 ruhunun tanımını bana sormayın. 1983 ru- hu birçok açıdan 46 ruhunun ve benım kendimi aıt hıs- setığim anlav ışın karşıtıdır. 12 Ey lül darbesı sürecinin yasaklı döneminin icazetli bir partısının kendıni tarif etmek ıçın kullandıgı bir tanımdır. 1946 ruhu ıseevet tabiatıyladinamıkbirsımgeanlamındayaşatılmalıdır. 12 Eylül 19X0 darbesı sürecinin çok özel ve yasaklı koşullannda gelişen ANAP. bir merkez sağ parti miy- di? Yoksa tabırı caizse bir ANAP-Refah koalisyonu muydu? Bu. iizerinde düşünmeve değer bir soru. DYP'yi Sayın Demirerin önderliğinde birkaç kişiyle kurduğumuzda. partımrzi AN'AP'ın vapaylığma kar- şı Türk demokrası tanhinin en önemlı hareketinin şe- killendirdıği bir parti olarak tasarladık ve öyle gelış- tırdik. Amacımız. 12 Eylül darbesınin sıyaset zemını iizerinde yarartığı dengesızlikleri onararak AP felse- fesine uvgun bir şekılde merkez sağı tabanda bırleş- tırmek. Türkiye'nin kalkınma çabalanna hız kazandır- mak. reel ekonomivı öne çıkarmak, gelişmeyı daha adil bir şekılde vavgtnîaştırmaktı. 1991de 11 yılara- dan sonra yüzde 27 küsuroyla II yıl aradan sonra ik- tidann birinci partisi olmayı başardık. Düşüş 1995ta başladı' I993"ten sonra DYP'nın düşüşü başlamıştır. Söy- lemle eylem farklılaşmış. vazgeçilmez bazı değerler çiğnenmiştır. Seçmen de bu gidışatı cezalandırmıştır. 1993'ten sonra DYP. herseçimde sıstematik olarak oy kaybına uğramıştır. llk 1994 yerel seçimleri yüzde 27"lerden yüzde 21 "lere düşüş. Aralık 1995 genel se- çimleri yüzde I9.2\e düşüş. Yani 199I ile I995ara- sında yüzde 30'a yakın oy kavbı. Büyük kentlerde bu oy kaybı daha da yükseliyor. DYP'nin birinci oldugu tek bölge Ege bölgesidir. DYPbugün.adetabelirli kesimlerin vebölgelerin par- tisi haline dönüşmüş. kitle partisi olma istidadını yi- tirmış. marjinal parti olma voluna girmiştır. 2 Hazi- ran 1996 yerel ara seçimlerinin sonuçlan da bu eğili- mi teyit etmiştir. DYP, I995 seçimlenndeanlamh sa- yılabilecek ölçüde oy aldıgı bölgelerdeki konumunu da koruyamayacaktır. Zaten kendi dünya görüşlerine zıt bir partıy i. RP'v ı iktidara taşıyıp onun payandası olmayı kabullenmesı, DYP'nin kendi istidadındanko- pup küçîik parti olmay i v e kal- mayı benimsediğinın en açık ifadesidir. Tüm bunlan kabuJ edebilen DYP yönetiminin. partiye gönül \ermiş olanlan yeniden mahcup kılarak RP'yle seçim inifakına gıriş- mesi bile mümkündür. -Merkezsağdakiov kaybın- da lider düze> indeki yetersiz- lik ve sivasi vozlaşma sizce ne ölçüde etkendir? - Bizim hesaplanmıza göre merkez sağ 1991-1995 döne- minde y üzde 22'yi aşan bir oy kaybına uğramıştır. Başlangıç noktaları düşünüldüğünde: DYP. ANAP'a göre daha şid- delli biroy aşınması yaşamış- tır. DYP iktidarpartisi. ANAP ana muhalefet partisi. ikisi de klasik yelpazenın merkez sağ kanadında. ikisi de oy kaybe- diyor. Yani merkez aşınıyor. Bugün ıçın oy kaybında en büyük etken merkez sağın bö- lünmüşlüğüdür. Bu bölün- müşlük. akıl veözverivle aşı- labilecekken kişisel kavgılar veçıkarlarbunuengellemiştir. Bunun sorumlusu genel baş- kanlardır. Bu. bugünkü merkez sağ partilerin DP-AP geleneğinin hem parti yapısından hem de politika üretme becensinden uzaklaştıklanm göstermekte- dir. Bu demektir kı son yıllar- da DYP de ANAP da teşkilat- lanyla sövlemlenvle \e icra- atıyla Türkiye'nin farklı ke- simlerinın ve bölgelerının Sezgin, merkez sağdaki kilrtlenmeyi çözmek için yeni bir oluşumun gerekliliğine inanıyor. farklı talep ve beklentılerıne cevap verememişler, çö- züm iiretememışlerdir. Ne Güneydogu'daki v atandaşlanmızı, ne Orta Ana- dolu'nun sanayicisıni. esnafını. ne Trakya'nın çiftçi- sıni ne de büyük kentlerin varoşlannı temsil edebil- mışlerdir. Sosyologlann tanfivle. farklı sosyo-kültü- rel ve sosyo-ekonomik kesımîeri birleştirememişler, belırlıbirsosyo-ekononiıkprojeyidesahiplenememiş- lerdir. Politika yapmakla sıyasi reklamcılık, yani öz ve şekil bırbırıne kanştınlmıştır. DP-AP misyonuna göre sıyasetin esas amacı dev- letle millet arasında köprü oluşturmaktır. Toplumu bir bütün olarak iktidara yakınlaştırmak. onu söz sahibi kılmak. üretilen zenginliğin mümkün mertebe geniş halk kitlelenne ulaşmasmı sağlamaktır. DYP. 1993'ten sonra bu anlayıştan uzaklaştı. Kimlik yozlaşması içi- ne girdı. Adeta niınetleri yakın çev reye, o da genel baş- kanma çok yakın birçevreye dağıtma mekanizması ha- H d 'Merkezsağ, toplumun taleplerineyanıtveremedi'- RP'nin oyları sizce gerçekten laik rejim karşıd bir yaptlanmadan >ana konan tercih mi? RP'nin (Aİannın artmasını nasıl değeriendirivorsunuz? - D\T yönetiminin. partinin tüm ilkelerini ve değerlerini ve üç-beş ay önceki söylemini inkâr ederek RP'yi iktidann birinci gücü konumuna getirmesi. Sayın Erbakan'ı Başbakan yapması, RP'nin yapay gücüne güç katiyor. RP'ye seçmen karşısmda hem psikolojik açıdan hem de iktidann olanaklannı kuJÎanma açısmdan önemli btr ımkân sağlamıştır. Bu imkânı da seçimlere yönelik taktiklerle en iyi şekilde kullanacaktır. RP, bunun meyvelerini almaya başlamıştır. Göreceksiniz, bu iktidar döneminde doğnı dürüst özeileştirme de yapılmayacaktır. Ancak RP'nin Aralık 1995 seçimlerine aldığı veya üeride alacağı oylann hepsini laik rejim karşıtı biryapılanma talebinin jfadesi olarak tanimîamak yanhş olur. Merkez sağ parriler, toplumun geniş kesimlerinin ekonomik, sosyal veya kültürel taleplerine yanıt vermede, çare üretmede başansız kalrruşlardır. Bunun başlıca sorumfusu. genel başkanlardtr. Merkez sol partiler de bunda başansız olmuşlardır. Ortaya çıkan boşluğu, dini siyaset aracı olarak kullanan. bununla birlikte kitle partisi yöntemlerini de uygulayan RP doldunnuştur. RP oyiannı. böigeler ve sosyo- ekonomik kesimler itibanyla incelediğimizde bu çok açık olarak gözükmektedir. Türkiye'de seçmenin azımsanmayacak bir bölümü. siyasi tercihini alt kimlik grubuna ve siyasetçi sınıfma duyduğu öfkeye göre beliriemeye başlamıştır. RP seçmenleri arasında bu partiyi dinsel ve kültürel nedenlerle destekleyen ağırlıklı bir grup bulunduğu açıkrır. Ancak onu birinci parti haline getiren, bir yaıtdan ona oy veren kesimlerin ekonomik ve sosyal sorunlan. diğer yandan temiz toplum arayışıdır. Zaten az önce de belirttiğim gibi. mevcut koşullarda Türkiye'de seçmenin azımsanmayacak bir bölümü siyasi tercihini alt kimlik grubuna ve siyasetçi sınıfina duyduğu öfkeye göre belirlemeve bâşjamısttr. Refah'ın bugünkü iddiası. merkezi kendi ideolojisiyle doldurmaktır. Bunun önlenebilmesi. kendilerini merkezde gören partilerin veya siyasetçilerin öncelikle Refah'ın seçmeninin taleplerini öğrenmelerine, bunlara kendi anlayışlanna uygun tatmın edici cevapJar üretebilmelerine kendilerini olabilecek en yaygın ve demokratik tarzda tartışarak yeniden tanımlamalanna ve temiz toplum temiz siyaset ilkelerine yeniden sanlmaianna bağlıdır. - Si\ asttcilerin bu kadar oiumlu istemkrine karşın birteşmeyi engeDeyen sizce nedir? Bunun için nasıl bir yoJ ve yöntem izlenebilir? .Vlerkezsağı başanya götürecek tidcr nasıl belirienmcli? - Birieşmeyi engelleyen herhalde parti tabanlan değiidir. DYP yönetiminde özveri. akıl, çağdaş değerlere saygı ve DYP'ye ruh veren misyona sahip çıkma zihniyeti egemen olabilseydi. • "DYP yönetiminin, partinin tüm ilkelerini ve değerlerini inkâr ederek RP'yi iktidann birinci gücü konumuna getirmesi RP'ye seçmen karşısmda hem psikolojik açıdan hem de iktidann olanaklarını kullanma açısmdan önemli bir imkân sağlamıştır. RP, bunun meyvelerini almaya başlamıştır. Siyaset öyle yozlaşmıştır ki, seçmenin büyük bir çoğunluğu tarafından istenmeyen bir partiyi iktidara taşımıştır." ideolojik vapıianmava gitmeli? -21. yüzyılın merkez partısinin "aşkın". "transan- dantal". '•viice" devlet kavramını bir yana bırakıp fonksiyonel dev let anlayışını benimsemesi gerekmek- tedir. DP iktidan. ceberrut devlerten liberal devlete doğru bir ılerlemeydi. Bu yolda Türkiye, yavaş ve ye- tersiz de olsa belirli bir gelişme kaydetti. Gecikmeyı telafi etmelıviz. Ancak Türkiye'nin koşullan, ulusla- rarası koşullar. artık bu konuda fonksiyonel devlete doğru birdevrim gerektiriyor. Hem insan haklan ve temel özgürlükler alanında hem de ekonomide. GSMH'nin yarısından fazlasını denetleme ve etkile- me yetkisinin bir tek şahsa. başbakana bırakılabilece- ği bir ülke olmaktan kurtarılmalıdır Türkiye. - Millivetçi-muhafazakâr yaklaşııa, <n erimesi için çözüm olabilir mi? - Bazı siyasetçilerimiz bu kavramlan hangi anlamı taşıdıklarını ve tarihsel içeriklerini hiç bilmeden kul- lanırlar.Merkezin ve merkez sağın kendi geleneksel değerlerini yeni kavramlarla çeşıtlendirmesi gerek- mektedir. Ben, Türkiye'de veni bir model oluşturul- ması ıhtiyacına gerçekten inantvorum. Mevcut tıka- nıklığın aşılması bununla mümkün olabilir. Fakatoluş- turulan model kadar uygulama da önemlidir. Yeni bir model kadar da bu modeiin yeni bir anlayışla oluştu- rulması önemlidir. Birkaç teknik adam kendi aralann- da iç mantığı da bulunan enfes modeller ortaya çıkar- tabilirler sonra da bunu siyaset pazarlaması malzeme- si haline getirebilirler. Kafamda belirli bir model var' Benim kafamda belirli bir model var. Ulusun, eşit vatandaşlar topluluğu olduğu anlayışını pekiştirmek, toplumsal dayanışmay ı çağdaş bir mantıkla güçlendır- mek. devletı küçülterek fonksiyonel devlete varmak. dev tetin ve siyasetçilerin ekonomi üzerine oluşturdu- ğu y ükü hafifletmek için bir tür ekonomik anayasa an- layışını verleştirmek. demokrasıyi heralanda vaygın- laştırmak. imzalamış olduğumuz Avrupa \'ere\ Yöne- tımler Şartı'nda öngörüldüğü gıbı mahalli meclisleri güçlendırmek, yetkılerinıarttırmak.eğıtımdeçağdaş- laşmayı sağlamak. Daha birçok unsur sıralanabilir. Belirli ilkelerim, değerlerim var. Ulusal bütünlük. ada- let. laikperestliğe kaymayan laiklik. mılliyetçilik ve muhafazakârlık, serbest piyasa ekonomisi. Ancak bir parti programı oluşturma aşamasına gelindiğinde. bu- nun için sivil toplumla. vatandaşla çok yaygın bir alış- veriş içine girme gereğini hissediyorum. Bu anlayış- la Cumhurbaşkanı'nın halkın oyuyla seçilmesi ve cumhuriyet döneminin bir bilançosunun çıkanlması da ciddi bir şekilde ele alınmalıdır. - Merkez sağda birligi sağlamak için veni parti olu- şurounafştmW% sağlıklı nu? Bununaynnıı köriikie>e- ceği vönündeki eleştiriiere yanıbnız nedir? - DYP ve ANAP, 1995 Aralık seçimleri öncesinde anlamlı bir program etrafında birleşselerdi veya seçim ittifakına girebilselerdi toplam oyları yüzde 40'lan aşardı. Bugün bu iki parti için de marjinalleşme çan- lan çalıyor. Mevcut tutum ve tavırlanyla merkezde yaşanan tikanıkhğın aşılmasına katkıda bulunmalan mümkün değil. Merkez solun da bu alanda büyük sı- kıntılan var. Bizim kökenimiz merkez sağ, liberal demokrat bir anlayış. Ancak merkez sağ ile merkez soi arasında, ekonomik düzen, demokrası. insan haklan, temel öz- gürlükler, uluslararası ilişkileraçısmdan ideolojik dü- zeyde fazla bir farklılık göremiyorum. Türkiye'de de bugün muhafazakârlıkla çağdaşlığı birleştirebilen, ka- tılımcı demokrasinin değerlerini bilen. sivil toplumun önemine inanan. adalet mekanizmasının düzgün işle- mesine önem veren ve bunlardan taviz verilmesini is- temeyen, temiz siyaseti. tetntz topfumu arayan bifinç- li bir kitle oluşmuştur. Bu kitle aslinda Türk toplu- munun çoğunluğudur. Bir de dışlanmışlar var. Son yıllann politikalannın dışladığı vatan- daşlar. Kendi sorunlanna. bek- lentilerine çare istiyorlar. Biz, tüm bu konularda belir- li taahhütler getirip proje sun- ma iddiasındayız. Eğilimleri bu yöndeki insanlann da siya- sal kökenleri ne olursa olsun tutarlı birsiyasal oluşum için- de bir araya getirilebileceğine inamyoruz. Buna mukabil, merkez sağda mevcut iki par- tinin de başanlı olamadığı. bu- günkü tutum ve tavırlannı sür- dürmeleri halinde merkezde yaşanan tıkamklığın aşılması- na katkıda bulunamayacakla- n apaçık ortada. Bütün bu söylediklerim bağlamında biz kendimizi, sö- zünü ettiğinız eleştirilerin mu- hatabı olarak görmüyoruz. Eleştirilerin adresi. siyasi yoz- laşmay ı v e kişisel çıkarlar uğ- runa. merkezi sadece bir azın- lığın benımsediği çağdışı ra- dikal anlayışlara ve partilere terk edenler. onların yapay güçlenne güç katanlar oİmalı- dır. Aslınabakarsanız. Türki- ye'de siyaset öyle yozlaşmıştır ki bu yozlaşma seçmenin bü- yük bir çoğunluğu tarafından istenmeyen. kabul edilmez bu- lunan bir partiyi iktidara taşı- mıştır. Gelir dağılımı dengesizliklerine karşı duyarsızlaş- tı. siyaset ve uzlaşmayla çözümlenmesi gereken sorun- ların üzerine devletin zorlayıcılığıyla gidildi, günlük siyaset ise devlette girmemesi gereken noktalara gir- di. Cumhuriyet tarihinde yolsuzluk iddialan, siyasi yozlaşma suçlamalan hiçbir zaman bugünkü kadar ayyuka çıkmadı ve bu suçlamalara hedef olanlan hiç- bir zaman bugünkü kadar duyarsız davranmadılar. Her iktidar partisi ve imkân bulduğu takdirde her muhalefet partisi, seçmen veya vatandaşla idari ve sosyal makamlar arasında iletkenlik sağlayarak bu yolfa önemli bir sosyal işlev i yerine getirir. ÂNAP'ın ilk yıllannda yaşanan ve 1983ten sonra DYP'ye de egemen olan tehlikeli bireğilim vardır. Bo, söz konu- su sosyal işlevin tamamen dışında, iktidann yakın çev - resine astronomık nema aktarımı şeklındeki uygula- malardır. Türk siyasetini yozlaştıran başlıca etkenler- den biridir bu. -2000vıflan icin Türtdye'dekisfyasi partfler nasıl bir ANAP'la seçim öncesi bir ittifak formülü bulanabilirdi veya DYP-ANAP koalisyonu daha başanlı bir zemine oturtulabilirdi.Merkez sağı başanya götürecek liderin belirienmesi konusuna gelince, soruyu hangi merkez sağ şeklinde yanıtlamak gerekir. îîir DYP-ANAP birleşmesi nıi? DYP-ANAP arasında konfederasyonvari bir paltform mu? Yoksa yepyeni bir oluşum mu? Bu senaryolardan hangisi gündeme gelirse ona göre bir formül bulunur. ANAP-DYP birlesmesiyse, önce karşılıkh güveni sağlayacak bir geçici yürütme kurulu oluşturulur ve sonra ortak kongreye gidilir. DYP-ANAP arasında bir konfederasyon. yani eyleme dönük bir işbirliği platformu söz konusu olursa, iki parti de genel başkanlannı kendi mekanizmaian içinde seçerler, bunun yani sıra karşıhklı güveni ve iletişimi pekiştirecek, gerektiğinde hakemlik yapacak ve birlikteliği temsil edecek onursal başkan belirlenir. Bu akılcı bir yöntem olabitir. Merkezde yaşanan kilitlenmeyi çözmeye aday ve bu potansiyefe sahip yepyeni bir oluşum söz konusu olduğu takdirde, bu oluşum liderini kendi içinde seçer. Bunlan söylerken Türkiye'de siyasetin artık genel başkanlar sultasından kurtulmasını sağlayacak esnek formüller üretilmesi anlammda pekişmesi için önce parti içi demokrasinin tam oiarak yerine oturması gerekiyor. Bu ise fikrin hâkimiyetinin liderin hâkimiyetinin önüne geçmesiyie olur. BİTTİ ÇALIŞANLARIN SORULARI /SORUNLARI YILMAZ ŞÎPAL 'Eınekli Sandıgı'ndan enıekli ohııa şansun var nıı?' Soru: Uzun bir siire dev let memuru olarak Emekli Sandığı'na tabi çalıştıktan sonra, sigortava geçtim *e SSK'den emek- li oldum. Emekli Sandığı'nda geçen süre için ikramiye ödenmedi. Emekli a\ lığı ile geçinmemiz pek mümkün gö- rünmüvor. Ben de yeniden nıemur olarak çalışnıayı dü- şünüyorum. Ama kadrolu. ama sözleşmeli. İki sorum var: 1) SSK aviığını kestirip, yeni çalışmalarımla birlikte, bu defa Emekli Sandığı'ndan emekli olma şansım var mı? 2) Geçmiş dönemlere ait Emekli Sandığı hizmetlerime. ve- ni çalışmalanm eklenip toplamı üzerinden mi ikramiye ödeneeektir? T.Ö. 1) SSK'den aldığınız yaşlılık aylığı ancak yeniden sigortalı bir iş- te çalışmanız dunımunda ve sizin isteğinizle kesilir. T.C. Emekli Sandığf nda çalışmanız durumunda ise. isteseniz de yaşlılık aylığı- nız kesilmez. 2829 sayılı vasa buna engeldir. Yasanın uygulama yö- netnıeliğinde bu konuda yapılacak işlem şöv le açıklanmıştır: •"Sosyal güvenlik kurumlarından herhangi birinden gerek o kıırum- camüstakilen, gereksedeğişik sosyal güvenlik kurumlannatabı bir- leştirilmiş hizmetler üzerinden yaşlılık. malullük aylığı bağlandık- tan. gerekse bu kıırumlardaki hizmetlerinden dolayı ay lık alma hak- lannı (emeklilik haklarının düşmesi. ayiık bağlanıa haklannın düş- mesi gibi) kaybettikten sonra diğer bir sosyal güvenlik kurumuna ta- bi bir işe girılmesi halinde. bu yeni statü dolayısıyla geçen iıizmet- leri. bağlanmış bulunan aylıklanna esas alınan veya aylık bağlanma- sına ait haklannı kaybetmiş olanların hizmetlenyle birleştirmeye ta- bi tutulmaz." Ancak. T.C. Emekli Sandığı Yasası"nın39. maddesine göre, 10 fi- ili hizmet yılının yani sıra 60 yaşını da dolduranlara istekleri üzeri- ne emekli aylığı bağlanmaktadır. Dev let memuru olarak yeniden Emekli Sandığı kapsamında çalış- maya başlar ve bu çalışmanız 10 tam yılı tamamladığında. SSK ay- lığı ile birlikte ikinci emekli aylığı alma hakkınız doğar. Bu hakkı, 10 yıl bitiminde 60 yaşını da doldurmuş durumda isteniz hemen. de- ğilseniz, 60 yaşınızı doldurduğunuzda kullanabilirsiniz. 2) Görüşümüz. Emekli Sandığı'nca bağlanacak emekli aylığınız. ,><on çahşmanızı kapsayan 10 tam fiili hizmet yılı (ya da daha fazla) üzerinden hesaplanacağına göre, emekli ikramiyenizin de. aylık bağ- lamaya esas alınacak bu son 10 tam yıl (ya da daha fazla) üzerinden hesaplanması gerekeceği yönündedir. ANKARA... ANKA... MÜŞERREF HEKİMOĞLU Uğup Mumcu'nun DeyimiyleSelçuk'tan geçerken sevgili arkadaşım Nermin Aba- dan Unat'ın sesi çınladı kulağımda, heykelin önünde dur- duk. Uğur Mumcu'yu seyrettim bir süre. Okurlarımız da gördü belki. Heykel olarak çok güzel mi bilmem, ama yo- rumu, uyansı hayli çarpıcı. UğurMumcu'nun başından bir banş yolu açılıyor dünyaya. Bir güvercin ve kalem de ya- zarımızın yürekli savaşını simgeliyor. Ben soyut heykelle- ri daha çok seviyorum, ama Selçuk'un anayolunda Uğur Mumcu'yu selamlamak güzel bir olay elbet. Ankara'ya dö- nünce urrrag'da aldım soluğu, Güldal Mumcu'ya da an- lattım Selçuk Heykelini. Ercüment Kulay da, tüm Mum- cu heykellerinin resim ve öyküsünü içeren bir kitap yayım- lanacağını söyledi bana. Bu tür bir kitap gerekli galiba. Heykel düşmanlığı giderek gelişiyor. Gelecek kuşaklar belli yaprtlan resimlerinden tanıyacak belki de. um:ag'ın üretkenliği insanı şaşırtıyor; kitap yayınlan, araştırmalar, eğitim programlanyla Uğur Mumcu'nun adı, sanı, savaş; doğrultusunda ürünler oluşuyor durmadan. Tüm görevli- ler soluk almadan çalışıyor, mum sönmüyor, ışığı genişli- yorgiderek. Vakfın gördüğü geniş ılgi de kanıtlıyorbu ger- çeği. Uğur Mumcu ölmüyor, ülkemizin gündeminde yeni- den boyveriyor olaylarla. Yok, yalnız Oral Çelik nedeniy- le değil, giderek yozlaşan ortamda boşluğunu duyarak, savaşını özleyerek. Yaşasaydı neleryazardı şimdi, herdal- da türeyen mafyalann, parababalannın gerçek yüzünü, uluslararası boyutlannı nasıl belgelerle koyardı ortaya? Umursamazlığı aşar mıydı, bilmem? Çünkü umursamaz- lık da inanılmaz boyutlarda, her dalda, her çevrede... Uzun bir aynlıktan sonra başkente dönünce biraz ser- semledim doğrusu. Galerilere gidiyorum, sergilergörüyo- rum, Istanbullu sanatçılan izliyorum sahnelerde, konser öncesi çahşmaları dinliyorum. ama havada bir ekşimişlik, bir boşluk var, bir eskimişlik var. Oysa vatandaş yeni bir şey duymak istiyor, sorunlanna gerçek çözümler üreten politikalara özlem duyuyor. Şir umut, bir ışık görmemenin karamsarlığına gömülüyor. Önceki gün bir taksiye bindim Kızılay'da, başladık konuşmaya. Bir kız, bir erkek iki ço- cuk babası şoför arkadaş, ikisi de okula gidiyor. okul gi- derleri hayli yüksek, oysa bir de dershane sorunu var. Yoksa sınıf geçmek, üniversiteye giriş sınavını kazanmak olanağı yok. Şoför arkadaşın kızı da hasta, gözbebeğin- de bir sorun var, şimdiye dek aşağı yukarı 60 milyon öde- miş, değişik araştırmalar nedeniyle, hâlâ sonuç yok. Ko- nuşurken sorular çıvilenıyor kafama da, yüreğime de; kü- reselleşme. özelleştirme deyimleri, devleti küçültme eği- limleri ama sağhk ve eğitim sorunlan tırmanıyor giderek. Turgırt Özal'ı son ellı yılın lıderi seçenlere de biraz dudak büküyor insan. Liderliğinın özeti değil mi bellı gerçekler? Zenginleri daha zengin, fakirleri daha fakiryapan, ortadi- reği çökerten politikalann şampiyonu değil mı Sayın Özal? Pekiyi. izinde olduğunu söyleyenler ne yapıyor? Yaşam gıderek kararıyor, fakir çocuklar okuyamıyor, fakir hasta- lar sağlığa kavuşamıyor; fakirler karanlığa, ölüme rtiliyor neredeyse. Okula gitseler. özel ders alamadıklan için ba- şarı kazanamıyorlar. Sınıflar çok kalabalık. öğretmenler de yeterlı değil. Son haberi okudunuz. açıköğretım yapan- lar da öğretmen olmak istiyor, muhalif partiler de destek- liyor bu isteği. Güler misin ağlar mısın? Öğretmen gerek- sinimi güncel bir sorun değil, ülkemizde nüfus patlaması var, bu patlama doğrultusunda gelişen sorunlara yakla- şım da hayli tutarsız. Öğretmen gereksinimini karşılamak için ne yapıldı, hangi özendirici koşullar hazırlandı şimdi- ye dek? Parasız eğitim nasıl paraiıya dönüştü, kamu ve özel okullann öğretmenlerinin gelir düzeyi nasıl bir den- gesizliğe yol açtı, nasıl bir boşluğa; buna karşın neden ön- lem aljnmadı? Eğitim Bakanlıgı'ndaki şeriatçı ojguüatı- menin etkisi yok mu bu gelişmede. Imam-hatip liseleri açı- lıyor, yetenekli öğretmenler o liselere atanıyor, şeriatı öz- teyen kuruluşların sağladığı burslar da yeni örgütlenme- lerin alt ve üstyapısını oluşturuyoıi Cumhuriyetimizin ku- ruluş yıllannda devlet bütçesi çok dardı, ama devletimizi yönetenlerin insana, yetişen kuşaklara, okula. öğretme- ne bakışı çağdaş bir ülke özleminden kaynaklanıyordu. Bu amaca yönelik politıkalar oluşuyordu her alanda. Lise öğ- retmenliği için yurtdışına yollanıyordu öğretmen adayları, Anadolu liselerinde onlar ders veriyordu. O liselerde oku- yan gençler üniversiteye gitmek için özel ders almıyordu hiç! Pekiyi, üniversiteye girenler ne ölçüde başanlı bu- gün? Kimi üniversiteler diploma vermekten başka ne ve- riyor gençlere? Aynca üniversite olarak nasıl bir konum- dalar? Bilimsel nitelikleri, araştırmalan, yayınlan ne düzey- de? Sorular giderek karmaşıklaşıyor, değil mi? Ama yanrtı açık-seçik. Sosyal içerikten yoksun partiler, hükümetler hiçbir sorunu çözemiyor. Dahası. sosyal içeriğiyleövünen partiler de üretken eylemlere dönüştüremiyor o içeriği, yenilenmeye yönelmiyor. Durağan kuruluşlar olmaktan öteye ğidemiyorlar. Kuşkusuz gidecekler, üstyapı duyarsız olabilir, ama bir de altyapı var değil mi? Belli bir yapılanmayı, eskimişliği aşmak için gerekli dönüşümleri o altyapı gerçekleştirecek. Nasıl derseniz, hepimizin desteği ve katkısıyla. Her olay- da yerimizi, davranışımızı belirtmek gerekiyor. Karanlığı delmek için bir damla ışık olmak, duyarsızlığı aşmak için sesimizi duyurmak kaçınılmaz bir görev artık. O bir dam- la ışık ile bir sel oluşabilir; bir soluk, ortak bir soluğa dö- nüşebilir. O ışık seli, o ortak soluk kara güçleri durdurabi- lir. Umutsuzluğa hiç hakkımız yok. Çünkü tarihimız var, gerçeği aydınlatan örneklerle dolu.Yeni bir ders yılı baş- larken, her düzeyde öğretmenlere önemli bir görev düşü- yor bence. Genç kuşaklara Kurtuluş Savaşımızı anlatsın- lar, cumhuriyetimizin onurlu öyküsünü... Sevgili Uğur Mumcu'nun çok sevdiği deyimle, Kuvayi Milliye ruhunu. BULMACA SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4SOLDAN SAĞA: 1/ Beşiktekı çocu- ğun düşmemesi için beşığe sanlıp bağlanan enli bağ. 2/ Satrançta bir taş...Mermininar- kasından namluya sürülen bezden ya da kartondan ba- „ rut kesesi. 3/ Ger- " çek... Yeniçeri 7 ocağında tabur. 4/ Hintkirazı da de- 8 nılen ve sıcak ül- g kelerde yetişen bir meyve ağacı. 5/ Harman yenndeki tahılın taş ve toprakla kanşık kalıntısı... Eski dilde ayak. 6/ Kobal- 2 tınsimgesı...Ticareteşya- 3 sını saklamaya yarayan yer. II Karakter... Bir şeyi ammsamak için yazılan kı- sa yazı.8/tlaçların formül- lerini gösteren resmi ki- tap... Adlan sıfat yapmak- g ta kullanılan bir yapım e- q ki. 9/ Tokat'm bir ilçesi... Jskambıldeki maça rengine verilen bir başka ad. YL'KARIDAN AŞAĞIYA: 1/Ege Bölgesi'nde yetişen ve taze olarak tüketilen ufak in- cir çeşidi. 2/ Tanrıtanımaz... Bir ağ atmada çıkanlan balık mıktan. 3/ Eski dılde bagırsaklar... Bayağı, sıradan. 4/ Ak- saray ilınde. Btzans dönemine ait tüf kayalara oyulmuş pek çok dinsel yapınınbulunduğuünlüvadi... Yabancı.S/Birno- ta... Karagöz oyununda kullanılan kamış düdük. 6/Ilaç ola- rak kullanılan madde. II Güzelavratotundan çıkarılarak hekımlıkte kullanılan zehırli bir ilaç. 8/Uğur. talih... Dövül- müş sarmısak, yumurta sarısı ve zeytinyağından oluşan soğuk sos. 9/ İki derenin ya da iki yolun birleştiği yer... Ah- lakbilim.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear