Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CUMHURİYET 25 AĞUSTOS 1996 PAZAR
14 KULTUR
İŞARET FI5ECI ZEKİ COŞKLN
vanftrla. grnl
1
çy sendromu olanca çeşitlili-
. trıjikliği \e renkliliğiyle
jrüvor Patlayan çöpdağla-
_ Hakkâri ya da Istan-
uH'da çöpten yiyecek topla-
yarilırla. gnfoovu çöpten kâğıt. plastik
vb. "para e e r " ş*yler toplayıp nafaka-
sını çıkaral arla. fstanbul-Ankara-îz-
mirccevine' toplarca çöp biriktirenler-
!e peş peşcLanıştıktan sonra şimdi de
çöptciı çıka giinlüğün izini sürüyoruz.
Üşküdar-Jjnranıye hattında balık-ek-
mek. köfte-i lav satarak. pazaryerlerin-
den lâğıt, rvy î°n
çöpten hırdavattopla-
yaral. zama zaınan konfeksiyon işçili-
ğiylehayat eğirmenini döndürmeye ça-
İişan Nalanfiirkeli, o kesim insanında
endc görülfi yazma hastalığını nihaye-
tmdevaroş ö p günlüğü biçimine soka-
rak gjnışığna çıktı.
19*6 başknnda vayımlanan günlüğü
(Vareşta Kaluı Olmak) çöp sendromu-
nun y;nidenic-nnle!)mesiyle -ev inde çöp
biriktirenlerra ardından- medyanın dik-
katin çektı 12-3 aydır röportajlar. TV
progrimlanimza günleri vb'nin kahra-
manı.
* • •
Kitabın 2 foasım yapması. medya il-
gısi durunu değıştirmiyor. Yedi yılını
geçirdiği -vtgîinlüğünü tuttuğu- Kâzım
Karabelir Nahallesi'nden Gültepe'ye
göçmîş. kita>m ardından. Rahatedeme-
miş. Şimdi ratlamanın merkezine. çöp-
kondtya; Htkımbaşı'na taşınmış.
Hekimbaü- bildigi yer 7 Nisan
1993'tekipa;amayı"Gök]erefırlayıpye-
re yagan ev.eşva, çöp birikintisi 10-12
meitre> ükseHiğe ulaşmıştı. Evleryeregö-
mülmüştü" özlenyle anlatıyor. O gö-
mütür altınca kalan onlarca insan do-
zedenn. kepceleringünlerceçalışmasıy-
laçıkanlmışyerin dıbinden. Çıkanlma-
yanlarda vaı
Ya kalanla": "Biraz sonra bir patlama
daha oiacak. hepimiz öleceğiz diye dü-
şündük" diy>r Turkeli. Sadece Hekim-
başılılar değik yöredeki öteki kondulu-
lar da aynı lorkuyu yaşanıış. Olay böl-
gesindeki tandıklannı da merakediyor-
lar tabii. "Ttplanıp hepimiz gittik" di-
yor.
Birtanıdıönın evindeki gözlemi şöy-
le "Evin içi, keryanı çöp. Duvarlarda la-
hana, soğan parçalan vardı. Bazı oyuk-
lardanfilizlenmişsoğanlar, patateslergö-
rünüyordu."
Patlamadan biryıl sonra yine oradaki
tanıdıklannır ziyaretiyse günlükte şöy-
le yer alıyor: ^Se olmuş bunlara böyle.
Birkaç > ıl öncesi de çok > oksullardı. ama
bunca pis değilterdi. Ba> ram Abi inşaat
işçiliğini bırakıp karısı ve çocuklarıyla
hurdacılık (çe>p toplayıcılığı-ZC) yapı-
yormus. Bugün anlattıklamla içimdede-
rin üzüntüler varattı. Çöp altında kalan-
lann çöp > özöne \uran ev ve giyim eşya-
lannı. kendilerinin de yağmaladıklannı
L sküdar-İ mraniye hattında bahk-ekmek, köfte-pilav satarak,
pazaryerierinden kâğıt, na> lon çöpten hırdavat toplayarak,
zaman zaman konfeksiyon işçiliğiyle hayat değirmenini
döndürnıeye çajışan Nalan Türkeli, o kesim insanında ender
görülen yazma hastalığını nihavetinde varoş/çöp günlüğü
biçimine sokarak günışığınaçıktı. (Fotoğraf: KADER TUĞLA)
Çöpten çıkan günlük
anlattılar."(24 Nisan 1994)
Aynı günün notlannda şunlar da var:
"Ölçtüler, biçtiler, İstanbul sevdasına ka-
pılıp köylerinden akın akın göç edenlerin
birkaçına parselledikleri çöpleri sonunda
mezar ettiler. Yıllardır. çöpler iistüne dö-
külen topraklarla, molozlara bulundu
suç. Ha\asızlıktan sıkışıp nıetan gazına
dönüşerek infilak eden çöptü suçlu. Kı-
saca suç yine suçun oldu. \erilen can bi-
le, İstanbul'un toprağında amerikanbe-
zinden bir kefenle insanca çürümeyeyet-
miyormuş meğer. Kim bilir, bizler nasıl
yokolarakgömülecegiz."' Ve ardından bir
şiirgeliyor günlükte.
Bilinen hikâyenin bilinme>enleri
Türkeli. hernasılsayazının büvüsüne
inanmış. Şiir,ilkgözağnsı. 1993"tedikiş
makinesi ve tele\ izyonunu satıp şiirleri-
ni bastırmış.
Adı: "Beni Tanıdınu mı?" Yüzlerce
kitap eline gelince de düşünmüş. şimdi
bunlar ne oiacak diye.
Oysa yıllarca o sesin. şiirlerin. Beni
Tanıdınız mı sorusunun yaratacağı bü> ü-
yü beklemiş. Öyküler de yazıyormuş.
Kendini. çe\ resini anlatan öyküler. Ama
kıtap öy lece elinde kalınca. anlamış ki o
ses kendi başma bir yere gitmiyor.
Kenan Evren"in günlüklerinı görmüş
bir gazetede. rastlantıyla. Evren, Picas-
so'nun resımlerine bakıp "'Noarbunlar-
da. ben de yapanm" demişti ya. Nalan
• Kaçaklar. yani kondu halkı
Türkeli'nin deyimiyle birbirini
"göz hapsinde" tutuyor.
Herkes ötekinin gardiyanı.
"Köpeklerle insanlar arasında
bir parça ekmeği kapabilmek
için dalaşıldığı bir savaş gibi
yaşamımız. Bir parça gıdayı
kapma savaşı. Güvensizlik,
korku hâkim yaşanan ortama.
Dostluklar da kavgalar da çok
hızlı. Hep kaybetme korkusu
var." Türkeli, orada kendisine
ve yazıya inancını hiç
yitirmeksizin tutuyor
günlüğünü. 1994 sonunda
tamamlayıp yayımlamayı
kurmuş kafasında.
Türkeli de. "Ben niyc kendi günlüğümü
yazma\a>ım ki" demiş kendi kendine.
Yazısına kalemine öyle yön vermiş, ye-
niden.
Gecekondu -varoş- çöp günlüğü böy-
le doğmuş. Ama yazmak, epey eski has-
tahk.
• • •
Başta eşi. komşuları, biraz tozuttu gö-
züyle bakmış tabii ki ille de yazacağım
tutkusuna. Peki nereden geliyor bu has-
talık diye sorduğunuzda. "Çocukluğum-
dan" diyor. "alıngan, içekapanık bir ço-
cuktum. Turuk bir öğrencisdim. Öğret-
men sözlüve kaldırdığında bilsem bile
sorduklannı, \ ii/üne bakıp kalıvordum.
O zamandan beri yazı hep sığınağım ol-
du. Bir şeye sö/le karşılık verenıevince
yaayordum**.
Çocukluğu. biraz Kemalettin Tuğcu
romanlannı. Ömercikli. Sezercikli. Afa-
canlı Yeşilçam filmlerini andmyor. On-
lann ötesine geçiyor. çünkü roman ya da
filmdeki gibi düşkünlüğün ardından bir
"mavi kan", bir "asalet" çıkmıyor.
Babası. ~bir hiç uğruna" çekip vur-
mu!> annesini. Kardeşleriyle birlikte ha-
laya sığınmışlar. Nalan biryazlıksinema
gişesinde bilet satmış. bir kardeşi kapı-
da bilet kesmiş. öteki kardeş de içeride
yer göstericilik. frigo-gazoz satıcılığı
yapmış.
Birgün kafaları atıp kendilerini soka-
ğa bırakmışlar. Taksim Korusu"nda ge-
celemişler günlerce. Bu arada oyun da
var, nafakayı çıkarma uğra^ı da.
14 yaşına geldiğinde. yine hala aracı-
lığıyla 25 yaşında binyle evlendırilmış.
Adam esrarkeş. Kendini de Nalan'ı daji-
letliyor. Kayımale-gelin kavgaları ak-
şam bir posta daha davak getiriyor. Bir
çocuk doğuyor ve koca trafik kazasında
ölüvor. Yeniden sokaklar...
Ikinci evlilik. iki çocuk daha. Çocuk-
luk yıllannda bakımsızlıktan gıdasızlık-
tan ciğerlerin su toplaması. büyümesi ve
\erem. Hastanelerden kaçı$. Defalarca.
Arada bir yokluyor çünkü dert.
Bütün alt tabaka insanı gibi ""kaçak
yasayanlar" mekânına. gecekonduya:
Kâzım Karabekir Mahallesi'ne sığını-
yorlar 1989"da. Arazi mafyaMndan(Kürt
Şakir) alınan tekgöz ev. Ama onu da bı-
rakmayacaklar yanına. Yeni parseller
için Kürt Şakir'in oğullan \e adamlan
göz dikecek \e o tekgözlü eve. Kavga.
direnme. Ve tabii ki korku.
Kaçaklar birbirinin ganüyanıdır
29 Mart 1994"te günlüğüne ^unlan ya-
zıyor: "İşin içinde yokluk oldu mu, dü-
riist olmak, gerçekten zor mesele. Duru-
nıunı biraz i> i olsa. elektriği de su.vu da
vallahi kaçak kullanmanı. Böyle hırsız-
lıklarım \üzünden hem korkuyorum
hem utanıyorum. Rü>alarımda dahi. hu-
zursuz yaşıyorum."
Kaçaklar. yani kondu halkı Türke-
li'nin deyimiyle birbirini "göz hapsin-
de" tutuyor. Herkes ötekinin gardiyanı.
"Köpcklerle insanlar arasında bir parça
ekmeği kapabilmek için dalaşıldığı bir
savaş gibi yaşamımız. Bir parça gıdayı
kapma savaşı. Güvensizlik, korku hâkim
vaşanan ortama. Dostluklar da kavgalar
da çok hızlı. Hep kaybetme korkusu var."
Türkeli. orada kendisine \e yazıya
inancını hiç yitirmeksizin tutuyor günlü-
ğünü. 1994 sonunda tamamlayıp yayım-
lamayı kurmuş kafasında.
1995'ten itibaren gazetelerden TVIe-
re. yayınevlerine dek aşindırmadık kapı
bırakmamış. "Kimileri konuşma fırsah
dahi vermediler nedense" di>e yazmış
günlüğüne. "Sanki bu insanlar. yaşamı-
yorgibi geldi bana. Kulaklan mı yorgun.
nereleri bilemivorum. Oturduklan yerde
bunca eserin bekçiliğini yapıyor gibiydi-
ler" diyor vayıncılar için (İ5 Ağustos
1995).'
Geri çev inlmeler üstüne bir banka oru-
rup sigarasını yakmış. birkâğıda "Umut
edip mücadele etmek güzei, ama cereme-
si tokattan beter»." diye yazmış ve tüken-
mez kalem de tükenip onu terk etmiş.
Tam kalkacakken son uğradığı yayınevi-
nin yetkilisi gelip onu bulmuş. bir daha
bakmak istiyorlarmış dosyaya...
Varoşta Kadın Olmak adıyla ancak bu
yılın başlarında kitaplaşmiş dosya.
Şimdi. "Önemsendiğimianladım*'di-
\ or. ~\aroştarda talibi >ok yazdıklanmın,
İstanbul'un göbeğinde alınıyor. Hem haz
\eri\or bu bana hem de güvensizlik. De-
ne>imli bir yazar değilim. Benim gibi ya-
şayan insanları anlatmaya çalıştım."
• ••'
Hep trajedi çıkacak değil ya çöplük-
ten... Trajedinin günlüğü. estetiği de çı-
kar bazen. Öyle bir şey Varoşta Kadın
Olmak.
Y A Y I N E V E R I N İ N Y E N İ D Ö N E M î
'Avrupa'yı Kurmak' dizisi sürüyor
AFA
AFA YAYHUCIUK
'Afa \ayıncüık". önümüzdeki dönem-
de Türkiye ve Avrupa üzerine yapılmış
inceleme ve araştırnıalara ağırlık veren
birvayınprogramıoluşturdu. Bu-
nunla beraber. yelpazeyi geniş
tutmak amacıyla roman. hikâye,
sinema ve tiyatro kitapları da ya-
yın listesinde yer alıyor.
Afa Yayıncılık, Avrupa girişi-
mine katılmak. gelecek perspek-
tifi içinde geçmişi bütünüyle bilmenin
gerekliliğini göz önünde
bulunduran bir dizi olan
'Avrupa"yı Kurmak Dizi-
si' başlığı altında Umber-
to Eco'nun 'Mükemmel
Dilin Peşinde' adlı yapı-
tını yayımlanacak.
Yayıne\ i vetkilileri su-
nulan denemelerin. Avru-
palı olsun olmasın, günü-
müzün en iyi tarihçileri-
nin kaleminden çıktığını
belirterek amaçlarının
A\rupa'vı kuranlann \e
kuracakolmayanlann ka-
fasındaki u
Biz kimiz, ne- Umberto Eco
reden geldik, nereye gidi-
yoruz"';>orusuna \ebusoruylailgilenen-
İereyanıtniteliğindeürünlersunmakol-
duğunu ekliyorlar:
"Söz konusu yazariar ekonomi, siyaset,
toplum, politika, din ve kültür alanlann-
da Avrupa tarihinin belli başh temalan-
nı işlevecek. bunu vaparken de Herodo-
tos'a uzanan vakanü\islik geleneğinden
olduğu kadar Avnıpa'da gelişip 20. »'da
özellikle son birkaç on yılda tarih bilimi
kökten degişriren yeni anlayışlardan da
destek alacaklar."
Bu nedenle anlaşılırlık kaygısıyla ka-
leme alınan bu denemelerin geniş bir
okur kitlesinin erişebileceği nitelikte ol-
duğu v urgulanıyor. 'Avrupa'yı
Kurmak' dizisinin önde gelen ya-
pıtlanndan bin Umberto Eco"nun
Mükemmel Dilin Peşimie' adlı ki-
tabı.
Roma'nın dilsel ve siyasal birli-
ğinin çökmeye yüz tuttuğu. Latin-
cenin yerini Avrupa'da bugün de konu-
şulan dillerin al-
maya başladığı
yüzyıllarda, A\-
rupa kültürünün
Babil Kulesi ol-
gusunu yeniden
düşünmeye baş-
ladığı dönemin
arayışlannı anla-
tıyor bukez Eco.
Diziden çıka-
cak diğer kitap-
lar ise 'Avnıpa
Turihiıuie Köy-
lüler' VVerner
Rösener. A\ru- KiesloHSİd
pa Tarihinde
Devler ve Ulus ' Hagen Schulze, 'Avru-
pa'da Göçler' Klaus J. Bade, Avnıpa
Tarihinde Kadınlar' Gisela Beck, Bö-
lünmüş Hristiyanlık ' Peter Bnnvn, 'Av-
rupa ve Islam' FrancoCardini, Doga ve
Avrupa Külnirii' Robert Delort, Avrupa
Tarihinde Yahudiler' Lionel Kochan,
Avnıpa Hııkuk Tarihi' Peter Landau.
Avnıpa ve Sımrlan Krzystof Pomian,
Avnıpa da Bilimiı: Dogıışu Paolo Ros-
si, llk Avnıpa Devrimi' Robin I. IMoore,
Avnıpa da Demokrasi' Maurice Agul-
hon, Avnıpa da Egitim ' Roger Charti-
er, Avnıpa da Din ve Toplum ' Rene Re-
mond, Avrupa da Üniversitelerin Tari-
hi ' Jacques Le Goof.
'Avnıpa'yı Kurmak' dizisi dışında ya-
yımlanacak yeni kitaplar ise 'Kiiçiik
l'ampir' Angela Sommer - Boudenburg.
'TürkDemokrasi Tarihi Kemal Karpat,
Osmanlı-Türk Anavasal Gelişıneleri
Bülent Tanör, 'Çiftleşmeler' Peter
Schneider, 'Kadın ve Pembe Diziler'
Christine
Gerarthy,
Agaç' John
Fowles, 'Gö-
rüntüIe r '
I n g m a r
Bergman,
IviSiyetler'
I n g m a r
Bergman,
'Kieslowski
Kies lows-
ki v; Anlatı-
yor ' Kies-
kmski, Her-
man Hes- Grotovvski
se'in beş öy-
küsü, Yerel Kongre Iktularlart Bülent
Tanör, 'hadora Dııncan ' (yaşamöykü-
sü). 'Anais S'in ' (yaşamöyküsü). 'Yok-
sul Tiyairoya Doğnı' Jerzy Grotovvski
(kitap. Grotovvski ile yapılan söyleşiler-
den \e Eugenkt Barbanın Grotovvski ça-
lışmalan üzerine yazdıklanndan oluşu-
yor). Meyerhold- Tiyatro Üzerine'^Der:
Edward Braun, 'PornografV Andrea
Dvvorkin.
BİLGİYAYİEVİ
AhmetTe\fikKüflü,Bilgi Yayınevi'nin
kırk yıla yaklaşan yaşamında toplumun
ve okurlann iyi bildiği tutarlı bir çizgi sür-
dürmekte olduğunu belirterek bugüne
dek üç ihtilal ve beş darbe yaşamış yayı-
nevinin temel ilkesi ve politikasını "Ata-
türk ilkelerine ve Türki>e Cumhuriye-
ti'nin kuruluşundakitemelgörüşlere bağ-
lıolarak çağdaşlı0>akalamak, ulusun bir-
liği ve doğrulanna her nc pahasına olur-
sa olsun uygun biçimde yayın yapabil-
mek" şeklinde
özetliyor: "Bi-
limsel araştır-
ma ve incele-
mede olduğu
kadar edebiya-
tın her alanın-
da da yaptığı-
ınız yayınlar,
bazen siyasal
iktidarların
tepkisini çek-
mişse de ilkele-
rimizden şaş-
madan ülke-
miz\azarvea>-
dınlârının hiz- AnaısNın
mctinde olmayı
sürdürmeye çalıştık. Bugün ulaştığımız
aşama, bu uzun ve sabırlı çalışmamızın en
güzel sonucudur." Bilgi Yavınevi. ilkele-
b
rinin doğrulrusunda 1996 97 yayın
sezonunda şu yapıtlan sunacak
okurlanna: Tiirk De\Tim Tarihi-4'
Prof. Şerafettin Turan, 'Hangi Kü-
resellesme ' Attila İlhan, Abbas Yolcu'
Attila İlhan. 'Faşiznnn Ayak Sesleri' At-
tila İlhan, Liderlerimiz ve Dış Politika '
Ercüment Yavuzalp, Rukıntdar' Ergun
Sav, Mevhıhe' (cilt 2) Gülsün Bilgehan,
Sııltan l'ahdettin ve Mustafa Kemal'
TurgutÖzakman, Halk Önderi Atatürk'
Ceylıun ArufKansu, 'Atatürk ve Kurtuluş
Savaşı' Ceyhun Aruf Kansu, ' Emir Be-
yin Kızlari' Ayla Kudu, Göl HafifÇal-
kantılı Oiacak' Tank Dursun IÇ, Alçak-
tan Lçan Güvercin Tank Dursun K.,
'tmbatla Dol Kalbim' Tank Dursun \L,
'Biz L'mıtmadan ' Tank Dursun K« Bıı-
lamaç' Halikamas Balıkçtsu Habudıyar'
Bedri Rahnıi Eyüboğlu, Lacivert Mayo-
lu Kız ' Hüsnü Göksel, " ölü-
mü Bekleyen Kent' Yıldınm
Keskin, Sait Faik 90 Yaşında '
Perihan Ergun, 'Istanköyaltı
Bodrıtm ' Selçuk Erez. Ay Işı-
ğında Şamata' Haldun faner,
Gözlerimi Kaparım Vazifemi
Yaparım ' Haldun Taner, He-
pimüz Laziik' (şiirle 100 Te-
mel fıkrası) TalatSait Halman,
7>b7f/"'TalatSaitHalman, Bir
Yürekten Bir Yaşamdan Şük-
ran Kurdakul, 'Mustafa Ke-
mal ve Bozkurt' Benitos Mec-
hin, Tante Rosa' Sevgi SoysaL,
Yüriimek' Sevgi SoysaL Yıl-
dınm Bölge Kadınlar Koğu-
$ıı' Sevgi Sovsal, Bir Kııcak
Çiçek' M. Şevket EsendaL ' Veysel Çanış'
M. Şevket EsendaL Beyaz Savas ' Çağn
Erhan. 'Tiirk Amerikan İlişkilerinde Af-
yon Sonınıı' Çağn Erhan, 'Tiirk Karika-
tiirü' (genışletilmiş ve güncelleştirilmiş
yeni derleme) Semih Balcıoglu, İki Gö-
ziirn Ayşe' Doğan Akın-Ayşe Sıtkı, Ata-
türk Aydınlıgı' Yekta Güngör Özden,
Atatürk 'iin BüyiikSm/t'i; '\ektaGüngör
Özden.
Lanetlenmiş 'Ansiklopedi'flkkez 1ürkçede
Kültür Servisi - Modern çağın tüm an-
siklopedilerinin babası sayılan '.-Vnsiklo-
pedi' ya da •Bilimter. Sanatlar ve Zana-
atlar Âçıklamah Sözlüğü' Selahattin Hi-
lav'ın çevirisiyle Yapı Kredi Yayınla-
n'ndan çıktı. *Büyük ve lanetlenmiş'ol-
ma niteliğinı Aydınlanma çağından gü-
nümüze dek koruyan yapıt. iki yüzyılı
geçen uzun bir bekleyişten sonra seçilmiş
maddeleriyle ilk kez Türkçeye kazandı-
nldı. 'Ansiklopedi'de. Hilav'ın kapsam-
lı sunuş yazısı. Alain Pöns'un hazırladı-
6ı kronoloji. D'Alembert'in 'Öndeviş' ve
"însan Bilimleri Sisteminin Aynntıü Açık-
laması*. Diderot'nun •Başyargıç Bacon'ın
Bilimler Bölümlemesi L zerine Düşünce-
ler' başlıklı yazıları ve özgün baskıdan
seçilmiş tam sayfa resimler \er alıyor.
Aydınlanma döneminin en tanınmış
edebiyatçı ve filozoflanndan olan Dide-
rot ve dönemin ünlü matematikçi. filo-
zof ve yazan D'Alembert'in birlikte ha-
zırladıklan 'Ansiklopedi', yayımlandık-
tan sonra büyük tepkileralmış. D'Alem-
bert'in hazırladığı 'Cene\re' maddesi,
Cenev re'de büyük protestolarla karşılaş-
tı ve Rousseau'nun ünlü 'D'Alembert'e
Gösteri Sanatlan L'zerine Mektup'unu
yazmasına yol açmış. Yazarların başı.
"Ansiklopedi" nedeniyle dönemin yasa-
lanyla sık sık derde girmiş.
Dönemi için böylesı bir önem taşıyan
kitabı dilimize kazandıran Selahattin Hi-
lav'ın 'Ansiklopedi \e Aydınlanma Felse-
fesi' başlıklı sunuş yazısı. Ansiklopedi
sözcüğünün Fransızca ve Ingilizce kay-
naklardan yapılan etimolojik araştırma-
sıyla başlıyor.
Ingilizce kaynak olarak gösterılen
Merriam-Webster sözlüğüne göre bu
sözcük Latince 'encyclopaedia'dan geli-
yor ve kaynağı Grekçe 'enkyklios'(genel)
ve 'paedeia'(eğitım). Grekçe olduğu var-
sayılan 'enkyklopaideia"ya ilk olarak
Quintillamıs'un birelyazmasında raslan-
mış. Dolayısnla sözcüğün kaynağının
anlamı, 'genel eğitim' yada 'çocuk yetiş-
tirme genel bilimi'. Fransızca kaynak Le
Petit Robert'de de sözcüğün geçirdiği ev -
rim değişmezken Grekçe'deki kaynak
sözcüğün 'egkuklios paideia' karşılığı
olan 'tüm bilgi çevrimini kapsavan öğre-
tim' olduğu belirtılmiş. Sözcüğü 1532
yılında Fransızca'ya aktaran ise Rabela-
is. "Ansiklopedi ya da Bilimler. Sanatlar
veZanaatlarAçıİclamalı Sözlüğü'nün ya-
yın yönetmeni Diderot'nun bu yapıtta yer
alan ansiklopedi tanımına gelince: "Bu
sözcük, bilgilerin an arda geîişi \e bir ara-
ya getirilişi anlamını taşır ve eski Vunan-
ca 'en' bağlayıcı ve daire ve bilgi anlamı-
na gelen adlann (koklos ve poideia) bir-
leştjrilmesinden ortaya çıkmışfır."
Son ciltleri 1765 vılında yayınlanan
Diderot ve D'Alembert'in Ansiklopedi-
si ise kendinden önceki aynı türden ya-
pıtlardan. hem biçim hem de içerik açı-
sından nıtel olarak aynlıyor. Ansiklope-
dinin biçimse! özellikleri arasında. ken-
disinden önce pek az örneği olan abece
düzenine göre gerçekleştirilmesini, ha-
cim bakımından Zİedler'in altmış sekiz
ciltlik 'L'niversal Lexion"u ve dışında
kendinden önceki bütün ansiklopedi Ier-
den daha büyük olmasını, iki yüzden faz-
la yazın adamı ve bilginin katkısıyla ha-
zırlanmasını sayabiliriz.
'Ansiklopedi' Fransız Devrimi'nin olu-
şum sürecine katkıda bulunmuş bir baş-
yapıt aynı zamanda. HegeJ'in 'Aydınlan-
ma' içinde bir ileri adım olarak gördüğü
Ansiklopedi hareketini, gerçek eylem
için verilen savaşa götüren kesin bir atı-
lım vetamı tamına kuramsal birbilgi olan
kendini aşma çabası olarak değerlendir-
diğine değinerek düşürriirün şu sözlerine
yer veriyor:
"Bu dil. verilen yargı bir anlık geveze-
likoMuğu ve kendini hemen unuttuğu için
ancak bir üçüncü bilinç karşısında bir
bütün olarakgösterebilir kendini vebu bi-
linç kendini katışıksız zekâsal kavrayış
olarakda darmadağınık özelliklerini, ge-
nel bir imge içinde toplayarak ve herke-
sin kavrav abileceği bir şev haline getire-
rek gerçekieştirebilir ancak." Basımevi'nde harf klişeleri.
KOŞEBENT
ENİS BATUR
Akşam
"Akşam ne demek?" diye soruyorsunuz. Akşam,
günün bittiğini gecenin başlayacağını bize anlatan bir
geçiştir: Işığın azalacağını, karanlığın artacağını söy-
ler. Korkumuz, ondan büyümeye başlar. Sesin, hare-
ketin, her şeyin değişeceğini sezeriz. Geceyi, onun,
karanhğını.bukaranlıkiçinhazırlananlarısevenlerol-'
duğunu hatırlarız.
Gökyüzünden yeryüzüne inen akşamdan söz et-,
miyoruz ne yazık ki. Bu karanlık içimızden başladı.'
Onun nedenlerini boş yere dışarda aramayalım. So-
nuçlanndan etkileneceğımiz için telaştayız, oysa ge-
rekçeleri arasında da yer alıyoruz. ne kadar yadsıma-
ya çalıssak olmuyor, olmayacak: Hava kararıyorsa
gitgide, sorumluluktan pay aldığımız için.
Bu "akşam teorisi", bu sert metafor karamsarlığm
zehirinden besleniyor diye düşünebiliriz tabii. Iyim-
serliğin panzehiri körlerin değilse bile tavuk karasın-
dan musdarip olanların şişesinde. "Akşam iniyor"
demek akşamı gizliden gizliye istemekten değil, kim
ne derse desin: Gün ışığı azalmaya yeni başlamadı,"
günbatımı ağır ağır çöktü ve nıcedir onu hepimiz iz-
ledik. Belli ki gece iyiden iyiye çökmedikçe, ışığı ye-
niden özlemeyi akıl edemeyeceğiz. '
Gün geçmiyor ki belırtilerçoğalmasın. Zifir üzerine,
zifir ekiyoruz. Gündemimız tıkabasa dolu: Ölüm grevT,
leri yerini yangınlara, çaresizlik yerini açlığa dönü-^
şümlü olarak bırakıyor. Aslında biten ve başlayan bir
şey yok artık o cephede: Her şey açıktan açığa ya dâ
gizlice sürüyor.
Sürüyor. ama sertleşiyor da. Düşmanlarımızın sa-
yısı duvara dayandı bile: Herkes, içeride ve dışarıda,
biribirinin düşmanı kılındı. Dostumuzu, dostlarımızf
seçmek varken, vaktimizi kendimize karşıt kıldıkları-
mızı saptamak, çoğaltmak için yeğleyerek doldurduk.
Farkında olmadık mı? Gür sesli tek tük kişiyi say-
mazsak, cılız diklenmelerle avunduk. ufak ve çaresiz'
simgelere başvurmakla yetindik, olup-bitenlerin akın-
tısına kapılmadığımızı sandığımızda görmüyorduk ki'
tutundugumuz çelimsiz dal kopmak üzereydi, sıra-
mız geldi ve sürüklendik.
Şimdi bilmiyoruz: Çökmekte olan Akşam ne kadar;
sürecektir.
Şimdi bilmiyoruz: Yeniden Gök'e kavuşmak için!
nereden ışe başlayacağız.
Daha kötüsü, bilmiyoruz: Buna gücümüz, zamanı-'
mız, dertenip toplanma çabalarımız yetecek mı.
Belki şunu, bir tek şunu biliyoruz: Karamsarlıkla
ola ki edebiyat, sanat yapılabilir ancak, koşullar de-
ğiştırilemez, koşulları değiştirmek için savaşıma giri-
şilemez. Harekete geçmek için iyimser olmak gerek
önce, sonra inançlı ve gözüpek olmak gerek.
Oysa içimizdeki korkak, içimizde umuttan çok kor-
kuyla beslenen insan çoktan teslim olma eşiğine ge-
lip dayandı bile: Nasıl iyimser, inançlı, gözüpek kıla-
biliriz onu? İlhan Arsel'i alındığı "ölüm listesi"nde yal-,
nız bırakan o değil mi, başını, bakışlarını başka yana
çevirerek? Bayrak direğine tırmanırken vurulan Yu-
nanlının görüntüleri karşısında hüzünlendiği halde,
en hafiften, hain ilan edilmekten çekinip sus pus olan
hangimiz? Hapisteki Işık Yurtçu'yu, sürgündeki Se-
fa Kaplan'ı, mezardaki arkadaşlannı unutan kim?
Akşamı bütün bunlar, birde uzattıkça uzayacak bir
döküm hazırladı, semirtti. Karşı çıkamadık. Yeterin-
ce, gereğince göğüsleyemedik kem salgını. Liech-
tenberg'in sözü doğruydu: Göğsüne hedef tahtası
çizen biri, oraya atış edileceğinden emin olabilir. Ço-
ğumuz, bundandır, korkumuza hak vermedik mi?
"Akşam ne demek" diye soruyorsunuz. Akşam bi-
raz budur, böyledir, biraz da ötesidir. Onun>a ne ya-
zık ki daha yakından tanışacağız besbelli. Bu gerçek-
leşmeden yenemeyeceğiz korkumuzu, bastırama-
yacağız. Kazanmış olduklarımızı korumak için susu-
yor, görmezlikten geliyor, oyalanıyoruz şimdi. Yakın-
da, yitirdiklerimizin hanesine düşen pay artınca, yiti-
rebileceklerimizin ufkuna iyice sızınca karanlık, içimiz-
den ayağa kalkacakların sayısı yavaş yavaş artacak-
tır.
Hâmiş: Elektrik kesintisi: Elektrak.
'Yalnız Değilsiniz1
karikatür
yarışması
Kültür Servisi - Karikatürcüler Derneği ve Türk Spastik
Çocuklar Derneği Sinop Şubesi tarafından ortaklaşa
olarak özürlü çocuklan konu edinen bir karikatür
yanşması düzenlendi. Amacı özürlü çocuklann
toplumun bir parçası olduğunu göstermek, insanlan
özürlülenn sorunlanna duyarlı kılmak için karikatürün
yaratıcılığını seferber etmek olarak açıklanan
yanşmanın konusu.' Yalnız Değilsiniz" olarak
belirlendi. Bütün karikatürcülere açık olan yanşmaya
yapıtlann en son 6 Eylül 1996 tanhine kadar
ulaştınlması gerekiyor. Gönderilecek yapıtlann 30x40
cm'yi aşmaması istenen yanşmada teknik serbest.
Yanşmanın seçici kurulunda Necmi Rıza Ayça. Aşkın •
Ayrancıoğlu. Gürbüz Doğan Ekşioğlu. Berrin Kaya.
Cem Koç. Muhittin Köroğlu. Seyit Saatçi ve Turhan
Selçuk yer alıyor. Katılma adresi şöyle: 'Yalnız ^
Değilsiniz' Karikatür Yanşması. Karikatürcüler
Derneöi '"ı'erebatan Sarnıcı Çıkışı. Sultanahmet,
Istanbül. Bilgi için Tel: 0 368 261 61 56.
Hamam'ın hedefi Antalya ve
Berlin ;•
Kültür Servisi - Yapımcılığını Cengiz Ergun'un
üstlendif i ve Ferzan Özpetek'in yönettiği "Hamam" adli
film, ekim ayı içinde gerçekleştirilecek Antalya Film
Festivali'ne katılıvor. Şubat ayında da Berlin Film *
Festivali'nde Türkiye'yi temsil edecek olan filmin '"
başrolünde ttalv an oyuncu Alessandro Gassman '
bulunuyor. 'Gölde Bir Ay' filminden tanıdığımız
Gassman'ın yanı sıra filmde, Francesca D'Aloja. Halil
Ergün. Şerif Sezer. Başak Köklükaya, Mehmet Günsur
ve Zozo Toledo rol alıyorlar. Eurimages fonunun '
katkılarıyla gerçekleşen filmin çekimleri Roma ve
İstanbul'da yapıldı. Senaryosunu Stefano '
:
Tummolini'nin yazdığı film. önümüzdeki günlerde r
[
gösterime girecek.
BITGUN
Evrensel Kültür Merkezi'nde saat 17.00'de Vluammer"
Ketencioğlu'nun konseri yer alıyor. (243 08 03)
'Beyoğtu Sineması Yaz Şenliği' kapsamında Emir ~
Kusturica'nın 'Yeraltf (Underground) adlı filmi u
izlenebilir. (251 32 40) " L
Enka Vakfı Sanat Etkinlikieri kapsamında İÜ Devlet
Konservatuvan Tiyatro Bölümü, Haldun Dormen'in ı
yönettiği "Bugün Git Yarın Gel' adlı oyunu saat
21.15'te Sadi Gülçelik Spor Sitesi Tiyatro Salonu'nda -
sahneliyor. n
Darphane Etkinlikieri kapsamında saat 17.00'de Yeşil •,
Üzümler Perfonnans Grubu'nun modern dans
gösterisı "Dünya Kenti İstanbul' sergisi alaııı içinde
bulunan "Anadolu Sokağında: saat 18.00'de ise Cemal'
Ünlü'nün taş plak dınletisi ve sövlesısi yer alıyor. i