25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
23AGUSTOS 1996 CUMA CUMHURİYET SAYFA KULTUR 15 Yenî sinema mevsimi başlıyor-lİşte bir kez daha yeni bir sinema mevsimi eşığındeyiz. Alışıldıfı gibi bir vanda çoğunluğu Amerikan yapımı bir dolu yenı film. sınemaseverlere sunulmayı beklerken öte >anda günün koşullarına ayak uydurma telaşındakı Istanbul sinema salonlan da ikıye. üçe bolunüp çoğalarak hazırlanıyoryeni mevsime. (Alkazar 3. Atlas 2. Gazı 3. Kent 3. Reks 2. Fitaş 6. Capitol 8 salonla sınemaseverlere hizmetetmeye hazırlanırken Özen Fılm'in Suadıye'de ekimde açılaeak olan. 7 salonlu >eni bir sınemay la 1996-9"' mev sımını karşılayacağı bildiriliyor.) Çok sayıda olmasa da kuşkusuz bizim gibi kaşarlanmış sinemaseverlen dahı heyecanlandınp iştahlandıraeak nitelıkteki fılmlerden oluşan yenı mevstm lıstelerıne şöyle birgöz atmadan edenıedik yine. Duygu Durgun. Zeynep Saygı nın katkılarıyla derlediğimiz bu tanıtım yazisinda. >enı me\simin çarklannı döndürecek vığınla filmi. rürlerine göre etiketlemektense. dışalımcı firmalanna göre tasnif ederek tanıtmay ı yecledık. AVŞAR FİLM Film y'rketlerı arasinda çtktığımız volculukta karşımıza çıkan nıtelıkli yapımlan duyurmaya çalışacağız. Bugünlerde yenı mevsımde neleri seyredeceğıne yaman meraklanan sinemaseverlere. Geçen yıl fazla öne çıkamayan A\şar Fılm'in bu mevsimkı listesinde öncelikJe Robert Alttnan ustanın son filmi 'Kansas O'n '. \blker Schloendorffun John Malkovichlı. Armin MuellerStahllı Ogra ve Luigi Comencini ustanın yeteneklı yönetmen kızı Cristina Comencini'nin Vlrna Lisi'li. Tchek> Karyo'lu Folknv Yoıır Heart 'ı gibi hiç de ilgisiz kalınamayaeak türden filmlen göze çarpıyor. Yıllar önce 'Selam Bombayia adını duyurmuş Hintlı kadın yönetmen MiraNair'ın 'Kcınıa Sııira', İstanbul film festkalinde gösterılmiş sevimli Çılek ve Çikolanı' güldürusüyle tanınan, kısa bir süre önce ölen Kübalı yaşlı usta Tomas Gutierrez Aka'nın vasıyet filmi 'Gıtantaıuımera'. y ıllardır Fransa'da yaşayan Polonyalı yönetmen Andrzej Zulavvski'nin Orta Asya'da çektiğı. eski şaman kültürüne el atan 'Chamanka ' gibi filmlerin de dikkaii çektiği A\ şar listesı. John Irvin'in 'City of Imiııstıy' I Hanej KeiteL Timothy Hutton). Robert Harlingin 'Evening Star (Shirley MacLaine. Jack Nicholson, Juliette Lev\isl. SantiagoSan Miguelin Tatıana. The Rııssiun Doll (Ornella Muti, Stefania Sandrelli). ArthurSeidelmanın 'L A.'s Fiııest ı James \Vbods. Lolita Davido\ich). John Smith'in 'By the Sea of'Cnsta/'(Nick Nolte). İtalyan korku-fantastık uzmanı Dario Argento'nun kızı Asia Argento'y u 'Stendhal Seııdmmu'. Michael OblovMtz'ın 'This IVorld. Theıı the . (BiUy Zane, Gina Gershtm). Robert Butlerın Tıtrbulence '(Ray Liotta, Lauren Holly ı. Johıı Herzfeldin '2 Day.s in the l'alley' (Danny Aiello. James Spader, Jeff Daniels). Jeannot Szvvarc'ın Henule aml Sherlock lChristopher Lambertl. Bill Coutourienin 'Ed'. Jan Kounen'in 'Dobermann \e Yan Cui-Qi Chang'ın 'Chinese Chocolate'gibi filmleriyle sürüyor. BELGE FİLM Ken Loaeh'un önümüzdeki günlerde düzenlenecek 53. Yenedik Film Festhali'nde yanşacak olan yeni filmi 'Caıias Song bizde aralık ya da ocak ayında gösterilecek. 'Carla s Song'. 1995'in En lyi A\rupa Filmi ödülünü alan \e geçen yılda. çoğu festiyalin gözdesi haline gelen 'Clke ve Özgürlük' (Land and Freedom) ile pek çok ortak noktası bulunan bir film. Ken Loach, ABD'nin Nikaragua'da Sandinist rejimi yıkma çabasındaki, ABD destekli kontrgerilla savaşının olu>turduğu gerilimli atmosferde geçen bir aşk öyküsünü anlatıvoryine. Kahramanlarımız. İskoçyalı bir şoför olan George ve Nikaragualı güzel mülteci Carla. 1987'de Nikaragua'da geçen ö\kü. Carla'yla George aşkının yanı sıra Nikaragua'nın aeılı yakın tarihini de gözlerönüne seriyor. Aşkın \e sa\aşın öyküsü Carla $ Song', Loach'agöre bir volculuk filmi: "Ikiinsanın duygusal ve siyasal anlamda uvanışlarını ele alan bir >olculuk bu. Filmin özünii işte bu volculuk oiuşturuyor. Se\ irvinin bu volculuğa katılmasını istiyorum." Filmin başrol oyunculan. son dönemde Ingiltere'de en çok gişe ha^ılatı getiren 'Tıvınspotting'ın oyuncusu İskoçyalı Robert Carlyle \e Nikaragualı dansçı OvankaCabezas. Avrupa'da v ılın filmi oîarak nıielendirilen. Mathieu Kasovitz'e 1995 Cannes Film Festnali'nde 'En l\i \'önetmen" ödülünü kazandıran Sefrei' (La Hainel ise 4 ekimde Istanbul sinemalannda sevircısine ka\ u>u\or. Paris'in \arosjannda \aşa\an ve suça vönelen gençlığin polısle çatışmasını konu alan '\efret . geçen yıl Fransa'da Cesar Ödülleri'ni de toplamı^tı. 'En İyi Füm', 'En İyi \ önetmen', 'En İyi Müzik' \e "En İyi Montaj'dallannda Cesar'ları toplayan bu filminin kazandığı başarıdan sonra genç > önetmen Kassov itz. Amerikalı sınemacılann ve Hollyvvood'un ilgisini çektı. Jodie Foster'ın yapımcılığını üstlendiği yenı projesi üstüne çalışan Kassovitz. aynı zamanda Fransız sinemasının aranılan gözde oyunculanndan biri. Hubert Kounde, Said Taghmaoui, V mcent Cassel'ın ba^rolleri pay la^tığı 'Sejret ustüne Kasso\itz. şunları 'Erkeğim '. Mane (A.Grinberg) adlı bir fahışenın sokakta bulduğu sersen Jeannot'yla (G. Lanvın) girdiğı tutkulu ilişkiyi anlatıyor. Hoşca vakit geçırmek amacıyla kolay ılı^kilenn peşinde kosan Marie. çöplükte soğuktan korunmaya çalışırken bulduğu evsız barksiz Jeannot'ya v uruluyor. Hayatın anlamını bulduğu bu serseri. giderek pezevenk Mösyö Jeannot olmuştur artık. Manıkürcü Sanüuina ve van SUNGU ÇAPAN komşu Melissa kısa zamanda bu baştan çıkancı yersiz yurtsuzun büyüsüne kapılmakta gecıkmiyorlar. I^lerin iyi girtiğı >ırada polıs gelip Jeannot'yu tutukluyor. Bu olaydan sonra artık erkek lafı bile duymak ıstemeyen Marie kendine yenı bir yaşam seçmi^tir. Jeannot ise serbest bırakıldığında birilerinin evlennde kendisini bekleyen yemek artığı olup olmadısını merak ediyordur artık.. HLMPOP Son yılların en gözde yönetmeni Quentin Taranrino'nun senarist. yönetmen ya da oyuncu olarak boy gösterdığı filmlerden Foıır Rooıns' ve From Tusk Till Do\\n ' Film Pop'un Yalnız Dan.s Ederim" şeklinde çevriliyor) sezonun merakla beklenen yapıtlan arasında ılk sirada. Bertoluccinin filmınde beyazperdenin yenilerinden Li\ Tyler'ın gözkama^tıncı güzelliğıne, Tobcana'nın aynı çarpıcılıktakı doğal güzellikleri eklenıyor. Kameranın genç Tyler'ın yüzünde dolastığı anlar, filmin belki de en dramatik anlannı olusturuyor. \itirilen ma.sumıyetin ma.salsı öykü.sii denebılecek 'Stealıng Beauty de. ölmek üzere olan bir oy un yazarı (Jeremy Irons/ ile bir heykeltıra^ gencin (Donal McCann) yaşadıgı eve gelen güzel Lucy. aslında kaybettığı babaMnın izıni .sürmek'tedir. Bu umarsız aray iş. Lucy nın gerçek babasının kım olduğuıuı bulması \e bekaretıni yitirmesıyle son bulur. Bertolucci'nın bu sevımlı. aynı zamanda dramatik aşk öyküsü aynı zamanda unutulmayacak bir oyunculuk sölenı ta^ıyor beyazperdeye. 19. Moskova Film Festıvali'nde 'En İyi Kadın Oy uncu' (Enınıanuelle Beart). •En İyi Erkek Oyuncu' (Gabriel Barylli) ve "En İyi Yönetmen* (Regis \\argnier) dallannda üç ödül birden kazanan 'Bir FnııiM: Kadını (L'ne Femme Française). yeni mevsimin nıteliklı fılmlerinden birbaşkası. Filmin öyküsü kısaca şöyle: 1940'larda Nancy. Fransa. Asker Louıs. Jeanne ile evlenir. ancak kısa bir süre sonra söylüyor: "Ben kjşkırtıcı. gerçekten kışkıritıcı bir film yapmak istedim. La Haıne polis karşıtı bir eser \e insanlann da bunu böyle görmelerini istiyorum. PoüsJer arasında iviler \e gençler arasında kötüler olsa bile..." Fılmı Pans'ten 2ü mıl uzakta. banliyöde çeken Kassov ıtz. varoşlarla ilgili demagojık tavırdan nefret ediyor. Etnik mozaiğin belirgın olduğu bir banlıyö mahallesinde geçen filmde. bu ma- hallenın özel bir sorunu yok. Derken bir sabah polis kuşatması altında uyanıyorlar kahramanlarımız. \e bütün geceyi polisle çatışarak geçiriyorlar... Bir banliyönün \e orada yaşayan gençlerin 24 saatini anlatan •\efret'. kısacası sinemaseverlerin merakla bekkdiği, aslında geçen mevsimden sarkan. önemli bir yapıt Ünlü Fransız kadın oyuncu Anouk Grinberg'e 1996 Ber'lin Film Festivali'nde "En İyi Kadın Oyuncu' ödülü kazandıran. yönetmen kocası Bertrand Blier"ın 'Mon Homme ' (Erkeğim) adlı filmiyse 18 ekimden başlayarak afi^e çıkıyor sinemalarda. Anouk Grinberg'in yanı sıra Gerard Lanvin, Valerie Bruni-Tedeschi vc Sabüıe Azema'nın da rol aldığı listesinde dikkati çekiyor. Şu günlerde gösterilen 'Smoke un bir anlamda devamı nıteliğindeki yeni bir I*aul Auster- \Va\ne \Vang filmi 'Blııe İn The FciLe' ile \\oody .-Vllen'ın ıki yıllık 'Bulh'ti O\er Bruad\\a\ ' \e Terence Davies'in Gena Rowlands'lı 'Neon Bible ı öncelikle iştah kabartıyor. Film-Pop'un listesinde konularından çok yönetmenleri ve oyunculanyla ilgi çekmeye aday öteki filmleri şöyle sıralabiliriz: Paul Mazursky 'nin 'Faithtııll (Cher. Ryan O'Neal, Chazz Palminteri). başka bir film David O. Russell'ın 'Flirtmg \\ith Disaster' (Patricia Arquette, Ben Stillerl. Anthony Mingella'nın English Putient (Ralph Fiennes. Juliette Binoche, \ViUem Dafoe). Jerry Zacks'ın 'Murvın V Rooın ' (Me-rly Streep, Robert De Niro). ',\'iglm\utch ' (Patricia Artjuette. Nıek Nolte). 'Cnm- 2 ' ve İngilizce adlı 'The Ouiet Rooın bir İtalyan yapımı... UMUTSANAT ÜRÜNLERİ Dünyaca ünlü İtalyan sınemacı Bernardo Bertolucci'nın yeni filmi Stealing Beauty' (Italyanca orjinal ismi Io Balo Da Sola '. Türkçeye 'Ben patlayan 2. Dünya Sava^ı'nda çarpışmak için cepheye gider. Dört y ıl sonra kente gerı döndüğünde ise Jeanne'in başka bir erkekle yaşamaya basladığını öğrenir. Jeanne. sadece Louis'i sevdığıni söyleyince. ikısi yeniden birlikte olur, ama bu kansının son aşk macerası olmayacaktır... Basrollerini Emmanuelle Beart ve Daniel Auteuil'in paylaştıkları filmi. geçen yıllarda yabancı film Oscan'nı kazanan ve Catherine Deneuve'u Amerikan Oscan'na aday yapan 'Indochine 'in yönetmeni Regis VVargnier yönetmış. VVargnier. egzotik mekânlan kullanmaktaki bilinen ustalığıy la yıne olağanüstü atmosferler kuruyor. Geniş ve görkemli coğrafyayı karakterlerinın rulısal derinliklerini y ansitmak içın bir ay na olarak kullanan yönetmen. aslında kendi anne ve babasının acılı evlilık yaşamlannı perdeye taşıyor bir bakıma. Bir Fnıımz Kcidııu '. baştan çıkancı estetiği kadar tümüy le gerçek bir aşkı \e tutkuyu anlatan öyküsüy le son yılların en etkileyici Fransız fılmlerinden biri sayılabilecek 'Bir Fransız Kudını' ey lülde göslerime gjrecek. Önümüzdeki mevsimin gözdelennden biri de, geçen yıllarda izîediğimiz 'Şarküıeri nin yazar ve yönetmenlerinden son derece oriıinal ve görsel açıdan da göz doldurucu yenı bir fantastik film: Kayıp Çocııkhır Kenti' (The City of Lost Chıldren). Jean Pierre Jeunet ve Marc Caro'nun yönettiği filmin başrolllerinde. Ron Perlman. Judith \ ittet, Joseph Comar, Daniel Emilfork, Jean-Louis Trintignant var. Filmin konusu ise şöyle: Bilinmeyen birgeleceğın sısleri arasında kaybolmuş esrarengiz bir petrol tankerınde Krank adlı (Daniel Emilfork) kalbi kınk bir dâhi yaşamaktadır. Düş görüp hayal kuramadığı için vaktinden önce yaşlanmış olan bu adam. hayallerini çalma \e zamanı durdurup geriye işletme umuduyla küçük çocuklan kaçırmaktadır. Krank'ın çevresi de kendisi gibi talihsiz birtakım dostlanyla doludur Amansız baş ağnlan nedeniyle çekmediği çile kalmayan Irvin (bir petrol tankının içine yerleşmiş yaşlı ve olgun bir beyin). hem Krank'ın öfkesinden hem de çocuklannkilerden yakınan Bayan Bizmut (Mireille Mosse). 'Clones ' adı verilen ve aynı canlıfardan bölünerek meydana gelen, aralarından hangisinin en farklı ve en orıjinal olduğuna fena halde kafayı takan çocuklar... Bu ilgi çekici fantastik filmin üösterim tarihi 29 kasım. Senaryosunu Jean Marie Poire'ın yazdığı. yönetmenligıni Christiane Clavier'ın üstlendiği 'Koruyucu Melekler de (Guarijian Angels) Gerard Depardieu, Christian Clavier, Eva Grimaldi, Yves Reniergibi oyunculan izleyeceğiz. Filmin en önemli özelliğı Depardieu'nun uzun bir aradan sonra yeni bir komediyle seyirci karşısına çıkması. Oldukça etkili sahnelerle donatılmış filmin. yüksek temposu Amerikan aksiyonlanndan farksız. Filmde dublör olarak Jackie Chan'ın başarıh oyunu da ilgi çekiyor. Kısacası gösterim tarihi 13 eylül olarak belirtilen bu film. her yaştan ve zevkten seyirciye hitap ediyor. Fransız edebiyatınm ölümsüz isimlerinden Jean Giononun Çatıdaki Süvari si yönetmenlerin oldum olası ilgisini çeker.. Sinema tarihindeki ilk 'Çatıdaki Süvari 'versiyonunun (1954) yönetmeni Rene Clement. başrol oyuncusu ise Gerard Philippe idi. O filmden tam 40 yıl sonra Giono'nun romanı bu kez Jean Raul Rappeneau tarafından beyazperdeye taşındı. Bu arada 40 yıllık süre içinde yaklaşık 10 kadar uyarlama girişimı de başansızlığa uğradı. Başta bizzat Giono'nun kendisi olmak üzere Roger Leehardt Rene Clement, Luis BunucL François Villers v b. gibi y önetmenlerın uyarlamalannda Gerard Philippe. Franco Interlenghi, Marlon Brando. Anthony Perkins v e .\iain Delon oyuncularrol aldı. Rappaneau'nun filminde ise bu kez Juliette Binoche'y ı başrolde izleyeceğiz. 'ÇatıdakiSinari' 25 ekimde gösterime girecek. Ethan v e Joel kardeşlerden Joel Coen'in yönettiği Fargo '. yeni mevsimin en parlak fılmlerinden biri kuşkusuz. Konusunu 1987'de Minnesota'da yaşanan gerçek bir olaydan alan 'Fargo'. borç batağına saplanınca iki kiralık katil tutarak kendi karısını kaçırttıran ve zengin kay ınpederinden yüklü bir fidye alarak borçlannı ödemey i planlayan Jerry Lungegaard adlı bir oto satıcısının öy küsünü anlatıyor. Frances McDormand, Steve Buscemi. Peter Stormare başrollerini paylaştığı. bu yılın Cannes Festivali'nin olay filmlerinden biri olan Fargo nun orjinal senaryosu da Joel ve Ethan Coen'in. 'Fargo nun görüntü yönetmeni, iki yıl önce Esaretin Bedeli y le Oscar'a aday gösterilen Roger Deakins. Coen'ler açısından bir bakıma "öze dönüş'ü simgeleyen bir film olan •Fargo'. hırs. açgözlüiük, dolandıncılık ve düzenbazlık gibi Coen'lere özgü temalan işliyor. İki kardeş sinemacının ilk konulu filmi 'Blood Simple- Kansız'a göndermeler yapan "Fargo". yaratıcılannın Minnesotalı olmalan nedenıy le bir bakıma da bir 'eve dönüş' filmi. Filmin olası gösterim tarihi 11 ekım. KEDIGOZU VECDİ SAYAR Ozepkleştiremediklerimiz- den misiniz? Kuzulann sessizliğini alt etmenın yolunun kedilerin özerkliğinden geçtiğine ınanan kediler. Türkiye'deza- man zaman alevlenip. zaman zaman kış uykusuna yatan özerklik tartışmalarına karşı hep duyarlı olmuş- lardır. Olmuşlardırda bu konuda ciddi birçaba, örgütlü bir mücadele vermişler midir diyecek olursanız, alacağı- nız yanıt kediler adına hiç de iç açıcı olmaz. Her neyse, son günlerde basında çıkan bazı yo- rumlar bizi yeniden bu konuda düşünmeye yöneltti. Dilerseniz birlikte düşünelım, sorularsoralım... Bakın, son günlerde kültür alanının özerkleşme ya da özelleşmesinin gereklıliği ne kadar sık vurgulanı- yor. Dünkü Hürriyef in dört ayrı köşesinden dört alın- tı: IsmetSolak, "Millihasletimizoldu. Idealibudurdi- ye kurduğumuz her kurumu anında berbat edıp su- yunu çıkanyoruz" diye başladığı yazisinda, RTÜK'ün son uygulamalarından yola çıkarak. "Özerk kuruluş- lara alışık olmayan yaklaşımın elinde TRÜK birden inişegeçti. Kamu yönetiminde, ıktıdarlara karşı özerk ve bağımsız kuruluşlan ayakta tutamıyoruz. Her ikti- dar bunlara tasallutta bulunuyor. Çahşma şevklenni; ve bağımsız karar verme tempolannı kırıyor. Hepsi- nin Osmanlı alışkanlığı depreşince, kapıkulu zihniye- tindeki adamlarla çalışmayı tercih ediyorlar. Kimlikli kurumlar ve kişüikli yönetıciler iktidara ters düşüyor-' lar" diyor. Konuk yazar (Yeni Yüzyıl'dan) Nevval Sevindi, Ha-. cıbektaş Şenliği'ni konu alan yazisinda, "polıtize" or- tamın Hacıbektaş şenlıklerınin coşkusunu körelttiğin- den söz ediyor. Kuşkusuz, siyasal yönlendirmelerden uzak kalmayı başarabılen kültür-sanat etkinlıklerinin, şenliklerin gücü farklı olacak. Ama, nasıl gerçekleşe- cek bu özerklik, bu konuya yeterince kafa yoruyor muyuz? Kültür alanında özerklik tartışmaları ile atbaşı gıden bir de özelleştirme tartışması var. Sağın bir kesımi, devletin sanat kurumlarına harcadığı parayı israf ola- rak gördüğünü ifade etmekten kaçınmazken, çareyi hemen özelleştirmede buluverir. Operayı. baleyi iste- yen kaç kişiyse, parasını bastırırdemekten kaçınmaz. Ustelık liberal sağdan da bu görüşle çakışan öneriler gelir zaman zaman. "Serbest pazann kurallanna bı- rakırsanız, her şey daha kalıteli olur. Devlet de gerek- siz yere bir sürü memura para ödemekten kurtulur" deyiverir bu önerileri getirenler. Peki, bu ulkede kültü- re ve sanata gerçekten saygı duyan, reklam amacıy- la değil, sorumluluk bilinciyle bu işesıvanacak kaç ser- mayeder vardır, orası pek kurcalanmaz. Tum kültür ve sanat kurumlarını özelleştirdik dıyelım. Bu, kurumları siyasal ıktıdarın sultasından kurtarmak için bir çözüm- dür elbet. Pekı, ya sermaye kuruluşlarının, uluslarara- sı tekellerin buynjgundakı bir sanatın nıteliğine nasıl güvenecegiz? Aynı gazetenın yazarlarından Esfender Korkmaz, "Cebımizdeki El" adlı sütununda "Sosyal Sıgortalar Kurumu'nun kurtanlmasıistenıyorsa, herşeyden ön- ce politikacılan devre dışı bırakmak lazım" diyor. Qoğ- ru söze ne denir. Şımdı aynı şeyi devlet Tiyatroları, Devlet Operası, Devlet Konservatuarları içın de söy- leyebilir miyiz? Yoksa, dımyata pirince gıderken evde- ki bulgurdan olmayalım? Biliyorum, şımdı dıyeceksıniz ki, doğru bir ozerk- leştirme operasyonu ile bu sorunların üstesinden ge- linebilir. Özerkleşme deyince ış bitiyor mu sanıyorsunuz? Çok iyımsersiniz. Özerk kurumlar, devletin parasal desteğine ve güvencesine sahip olmazlarsa. kültür alanının sorunları ile nasıl baş edecekler? Bakın, Tür- kiye gazetesinde Mim Kemal Öke, "Tuketım Kültü- rü"nü eleştirdiği yazisinda ne diyor: "Biz Türkiye'de kültürü tartışmayı severiz. Batı kül- türü, hayır sağ olun, bize Şark'tan gerek. Olmadı, hassaten Türk kültürü. Alevisi, Kürdü kültürün de- mokratizasyonundan bahsediyor. 'Milli kültürümüzü böldürmeyiz.' Affediniz, ama kültürel özerklik isteyen- ler dahil, herkes abesle iştıgal ediyor. Lazca da Zazaca da konuşsanız, her şeyı serbest de bıraksanız? 'Coca Cola. hamburger' ile başlayan Pan-Amenkanizm, bütün popülarızmı (vülgarızmi) ile hayatımızdan çıkacak mı? Ibıhlar TV kursa. Çerkes gençleriyine MTV kliplerini seyredecekler, onları tak- lit edecekler." Sağdan geliyor dıye bu uyarıya kulak tıkamak neye yarar? Mim Kemal Öke ile teşhiste anlaşıyor olsak da, te- davide farklı düşünüyoruz elbette. Oke'ye göre: "Kültür Bakanlığının tek birpolıtikası olmalı. Kültü- rümüzü, bütün şubeleh, boyutları, zenginliklerı ile At- lantik ötesinden gelen istilalan, düştüğü çukurdan kurtararak, ona irtifakazandırmak'' (tashıhlı olduğunu düşünmeme karşın, cümleye dokunmadım. bız kedi- ler haddimizi biliriz.) Gördüğünüzgibi, oldukça çetrefil bir konu bu. Doğ- ruyu savunuyorum derken yanlış yapma şansı olduk- ça fazla. Demek ki, biraz daha düşünmek gerekiyor bu konuda. Peki, kediler ne düşünüyor diye soracak olursanız, haftaya yeniden bu konuya değiniriz. Bu arada, siz de bu konuda düşünebilirsiniz. Hat- ta, kültür alanının özelleştirılmesı ya da özerkleşmesi konusundaki düşüncelerinizi bizimle paylaşabilirsiniz. Pera'dan jan ve müzikal eğitimi Kültür Senisi - Pera Güzel Sanatlar öğreneılenne daha geniş imkânlar sağlamak amacıyla I temmuzdan itibaren Taksim Sıraselviler'deki yeni binasında hizmete başlamıştı. Tiyatro ve bale salonlan. resim atölyesi. çalışma odalan çok amaçlı bir sahnenin yer aldığı binada eğitim programlannajazz ve müzikal gibi iki yeni bölüm ekiendi. Gençlerin jaza ilgisinin artması nedeniyle Pera Güzel Sanatlar bu yıl. Berklee kolejinde eğitim görmüş öğretim görevlilerinin yer alacağı. jazz gitar. jazz teori ve armomsı konulannı kapsayan birprogramı eylül ayında başlatacak.Pera Güzel Sanatlar, aynca Amerika'da Broadvvay (sahneye yönelik) olarak bılınen müzıkaller tarzında da eğitim verecek. Bale, Müzik. Tiyatro. Güzel Konuşrna. Resim, Minyatür ve Tezhip konularında 40'a yakın öğretim görevlisi ile 4 yıl süren akedemik bir eğitim veren Pera, bu yıl etkinliklenni kendi binasındaki gösteri salonunda sürdürecek. İstanbul Barok konserlerî yurdışında ilgi gördü Kültür Senisi- İstanbul Devlet Operası solistlerinden soprano Nursel Öncül. Mezzo-Soprano Lynn Trepel Çağlar ile klavsenci Leyla Pınar II. İstanbul Barok Festivali ve Habitat II etkinliklerindeki beraberliklerini geçtiğimizay Brüksel ve Lüksemburg'da 'İstanbul Barok" adı altında verdikleri konserlerle sürdürdüler. Büyük beğeni ile karşılanan konserlerde Monteverdi. Pergolesi. Dede Efendı ve Ilhan Usmanbaş'tan oluşan program sunan üçlü konserlerini Brüksel'de Mınimes Kilisesı'nde . Lüksemburg'da ise Gasparich Kılisesi'nde gerçekleştirdı. Önümüzdeki yıl için de davet alan üçlü beraberliklerini yurt içi veyurtdışı konserleriyle sürdürmeyi planlıyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear