22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 11 TEMMUZ 1996 PERŞEMBE HABERLER Eskişehir Cezaevi'nin kapatılmaması durumunda eylemlerin süreceği bildirilirken tepkiler sürüyor u Göz boyama genelg<HaberMerkezi-Adalet Ba- kanı Şevket Kazan'ın yayın- ladığı cezaevlerı genelgesı. demokratik kitle örgütlerı ile hükümlü ve tutuklu aılelerı tarafından eleştınhrken. "ta- buthık" diye bılinen Eskişe- hırCezaevi'nesevklenndur- durulmaması \e bu cezaevı- nin biran önce kapatılmama- sı halinde cezaev Ierindekı pro- testo eylemlerınin bıtmeve- ceğj \urgulandt. Ankara Büromuzun habe- rine göre Çaödaş Hukukçular Demeği(CHD) Genel Başka- nı avukat Şenal Sanhan. ge- nelgedeki olumlulukların hü- kümlü vetutuklular tarafından dikkate alınmasım ısterken. bir takım yenı düzenlemele- n içeren söz konusu genel- geyle cezaev Ierindekı "Ağar anİayışrnın terkedildığını kay - dettı. Sanhan. şunlan söyle- dı: "Ancak. Ağar genelgele- rinde yer alan. savunma hak- kını tümüyle zedeleyen. adil yargılama hakkını ortadan kaldıratı. \ arguamalan süren tutuklulann özellikle İstanbul ve Izmir'de vargılandıkları aian dışında hapsedilnıeleri oigusunu, hukukçuolarak ka- bul etnıemiz olanaksı/dır." ÇHD Ankara Şube Başka- nı av ukat Kazıın Genç. "Sevk sorunu: cezaev lerinde başla- mış olan süresiz açtık gre* le- ri \e ölüm oruçlannın temel nedenlerinden birisidir. Se> k sonınunun çö/ümü. yani Es- kişehir ve benzeri cezaevleri- ne sevk durdunılmadan. aç- lık grevleri ve ölüm oruçlan- nın bitmesini beklemek, eeza- evi soranlannı bilmemekrir" diye konuştu. Tutuklu ve hükümlü vakın- lan, öncekı gün açıkJanan ge- nelgeyı "•gözboyama'" genel- gesı olarak nıtelendırdi. Özgürlük ye Dayanışma Partisı'nde (ÖDP) toplanan bir grup hükümlü \e tutuklu yakmı, Şevket Kazan'ın ge- nelgesinı ınandırıcı bulma- dıklannı söyledıler. Eskişehir Cezaevi'nin bı- ran önce kapatılmasını da is- teyen aıleler, tüm insan hak- lannı savunan kurum. kuru- luş ve kıtle örgütlennı ceza- evlerinde kitlesel ölümlenn yaşanmamasına karşı hare- kete geçmeye çağırdılar. İstanbul HaberSenisi'mı- zın haberine göre Özgürlük ve Dayanışma Partisı Genel Baş- kan Yardımcısı ErdaJ Kara cezaevlerindekı tutuklu ve lıü- kümlülerin ölüm sınınna gel- diğini hatırlatarak "Takkive- ci Refah, daha ilk icraatında takıyye yapmav ı ihmaJ etme- dLAdfl-Ybl hükümeti bu ilk ic- raamla bir takme hüküme- ti olduğunu \e ülkenin hiçbir köklü sorununa çözüm getire- meyeceğini ortaya koymuş- tur"dedi. Sınıf Sendikacılığı Hare- keti de ölüm orucu direnişçı- lerinı desteklemek amacıyla bazı partı \e medya kuruluş- larının telefonlarını kılitleme eylemı yaptığını bıldırdı. 6 temmuzdan itibaren ATY Sa- bah. Yeniyüzyıl. Sho\v TV, Hürrıyet, DYP, lnter Star, RP. Kanal 6. Akşam ve ANAP te- lefonlannı yoğun olarak ara- dıklan belırtılen açıklamada önümüzdekı günlerde Flash TV Yeni ŞafakGazetesı. DSP. TGRT. Türkıye Gazetesı. CHP. Kanal D ve Millıyet Ga- zetesı'nin telefonla sürekli arayacaklan kaydedildi. Eylemlerin sona ermeme- sı üzerıne, bu kez Ceza ve Tev kifev lerı Genel Müdürlü- gu'nde. Kazan'ın talimatıy- la "Açük Grevlerini İzieme MasasT kuruldu. Masada gö- revlendırılen kışiler. açlık grevleri ve ölüm oruçlannın sürdüğü cezaevlerinın yetkı- lilenyle sık sık telefonla gö- rüşüp ey lemlenn bitip bitme- digi konusunda bilgı alıyor- lar Sa|hk Bakanı Yddırnn Ak- tuna. Adalet Bakanlığı'nabır nıesaj göndererek eylemcı- lenn sağlık kontrollennin yap- tırılması içın uyanlmaları ve ikna edilmelerı gerektığını v urguladı. Tutuklu ve hüküm- lü de olsa herkesin sağlık hiz- metlerinden eşit biçimde ya- rarlanması gerektiğıne dik- kat çeken Aktıına. Sağlık Ba- kanlığı'na düşecek hizmetın ve alınması gereken önlem- lerın bıldirılmesı durumun- da, gereken hertürlüyardımı yapacaklannı söyledı. Dört kişiden oluşan e\lemciler polislerin müdahalesinden sonra gö/altına alıııdı. Polis kuleve Türk bayrağı astı. (Fotoğraf: HATtCE TUNCER) Açlık grevlerine destek olmak amacıyla yapılan eylem 1.5 saat sürdü BeyazjtKulesVne cemeviişgaUİstanbul Haber Servisi - İstanbul Cnıversıtesi (IÜ) Merkez Kampusu içensınde bulunan tanhı Beyazıt Yan- gın Kulesı dört kışı tarafından yak- laşık bir buçuk saat ışgal edildı. Cezaev lenndekı baskıları protes- to ıçin yapılan eylem, güvenlık güç- lerinın müdahalesiyle sona erdi. Kampus ıçınde bulunan yangın ku- lesıne dün saat 09.15 sıralannda ge- len bın bayan dört kişı. ıçende bulu- nan itfaıye ennın engellemesıne kar- şın kuleyı işgal etti. 85 metre yüksek- liğindeki kulenin en üst katına çıkan dört eylemcı balkona "Cezaevlerin- deki katliamJara izin vermeyecegiz" \e "TİKB-CK" (Türkıye Ihtılalcı Komünıstler Bırliğı- Genç Komü- narlar) yazılı pankart asarak slogan an ılar. Kampus içinde ve dışında yoğun gü\ enlik önlemleri alan polıs. ıçeri gi- nş ve çıkışları yasakladı. Saat 10.45 sıralannda operasyon hazırlıklarına başlayan güvenlık güçlerı. içerıye gözyaşartıcı bomba atarak eyiemci- leri etkisizhalegetırdı. Bu sırada bal- kondakı pankartları ındirerek yere atan polis, büyük bir Türk bavrağı astı. Olayıngörgütanığıolan ıtfaıve görevlisı SerdarCan oiayı şöy le an- lartı: "INöbeti teslim etmek üzere> ken janıma gelen bir genç ba> rak asmak istediğinisöyledi. "Burası yangın gö- zetleme kulesı bura>a bayrak asa- mazsın' dedim. Daha sonra biri kız üç kişi daha geldi. Ellerinde silah gör- nıedinı, ancak bırinin elinde demir çubukvardı. Bana'Sen karışma' de- diler. Ben aşağıva merdivenlerden ko- şarak inerken verde bir çanta gör- dihn >e onun üstünden atladım geç- tim~. İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nden yapılan açıklamada ışgalcilerin .\B\ ü- dı/bakar(IS) S A ( P ) . LmitGür- büz (22). Esmeray Özdemir (19) ol- öuğu. olay yerinde pankartlann yanı sıra birde mecafon bulunduğu bıldı- rıldı. Yaklaşık 20-25 kışıden oluşan bir grup tutuklu ailesi ise. RP Beyoğlu Tarlaba$f nda bulunan Kadın Komıs- vonu II Merkezi'ne gelerek ıstekle- rinı dile getırdi. Burada Idare Müdü- rü Ahmet Cengiz Arancı ile bir süre görüşen aileler. Adalet Bakanı Şev- ket kazan ın, cezaev leriy le ılgılı yap- tığı açıklamaların yeterlı olmadığını dılegetırdiler. Gelenkişılerınsertbir davranış göstermedığıni söyleyen Arancı. ailelerın 5 maddeden oluşan ısteklennı Şevket Kazan'a iletecek- lennı belırttı. Açlık grevleri Eylemleri IRA başlatmıştı EVtN GÖKTAŞ ANKARA - Adalet Bakanlığı. yaklaşik iki aya yakın bir süredır kamuoyu gündemini işgal eden açlık grevlerinin, tarihsel sürecini inceledi. Bakanlığın cezaevi uzmanları tarafından yapılan ortak bir araştırmada, açlık grev lennın "yemek boykotu, süreli açlık gre\i, siiresiz açlık grevL, dönüşümlü açlık grevi ve ölüm orucu" şeklınde beş ay n şekilde gerçekleştirildiğı bildırildi. Araştırmada. şöyle denildi. "Adli suçlardan çeşitli mahkûmlann infaz sürelerini kısalması \a da cezaevi koşullarının düzeltilnıesi amacıyla başvurduklan bu pasif direniş vöntemi. ilk olarak Irlanda'nın bağımsızhğı için mücadele eden IR.A örgütü militanlarınca İngihere cezaevinde gerçekleşririüniştir. Özellikle bu örgütün gerçekleştirdiği açlık grevi eylemleri toplumda büy ük tepki dogurmuşrur." Adalet Bakanlığı'nın cezaev ı uzmanlarınca yapılan araştırmada. açlık grevı eylemlerinin insan vücudunda yarattığı tahribatlar üzerinde bilgi verilırken. bu eylemlenn vücutta telafisi mümkün olmayan tahribatlara yol açtığı vurgulandı Araştırmada. açlık grev lennın insan sağlığı ve vücut fonksiyonlanna etkısı konusunda. şu bılailere yer verildi: Kilo kaybı: ilk 24 saat içinde 800-1500 gram. sonraki 10 gün içinde bir kilogram. daha sonra gıderek 300 grama kadar inen kilo kavbı oluşuyor. Başlangıçta kilo sadece su \e tuz ile ılgılıyken daha sonra doku kaybı da meydana geliyor. Vücut ağırlığının yiizde 4O'ı kaybedildiğınde ise yaşam tehlikeje gınyor. Kaslar: Vücudun proteın birikimi kullanıldığı dönemlerde. kaslarda enme görülürken kalıcı doku kayıplan ortaya çıkıy or. Bevin ve sinirler: Beyın dokusunda küçülme meydana geliyor. Omunlıkte incelme ve doku bozukluğu. sinır uçlarında iltihaplanma oluşuvor. Deri ve saç: Deride incelme. kuruma. pul pul dökülme oluşuyor. kıllar dökülüyor. Gözler: Canlılık kaybolup. bakişlarda anlamsızlık meydana geliyor. Sindirim sistemi: Mıde-bağırsak dokusunda incelme ve bozukluklann yanı sıra ıştah azalması ve ılerikı dönemlerde ishal görülüyor. Kalp ve damar sistemi: Kalp dokusunda küçülme. nabızda azalma, tansıyonda düşmemn yanı bira kan dolaşımı yetersizliği nedenıyle baş dönmesi oluyor. Tarikatçı çevreler, Meclis'te bekleyen idam dosyalannın işleme konmasından yana Oliim cezacıları ceset istiyorA> K.\R.A(Cumhuriyet Bürosu)- Rc- fahlı Adalet Bakanı Şevket Kazan "Ağar'ın mayıs genelgelerini'* kaldıra- rak cezaevlerindeki sorunlann çözülebı- leceği ızlenımi verirken. dinci çevreler "idam cezalarının infaz edilmesini" ı>- tedıler. % *Birlik\'akfı~nın hazırlattığı ra- porda. TBMM'de 1 yıldan fazla bekle- yen idam cezası dosyalannın. tersine bir İcarar venlmemesı durumunda infaz edil- mesi önerildı. Yargıtay üyeleri Kadri Keskin. Hayret- tin Coheroğlu. Ziya Sağdur. Şakir Şe- ker ve Süha Terzibaşıoğlu tarafından ha- ziran ayında Birlik Vakfı içın hazırla- nan "Adalet Raporu"nda. Türkiye'deki adalet sistemineilişkinönerilere yer ve- rildi. Dünya genelinde 94 ülkenin yasalann- da idam cezasına yer verdiğı. 25 ülke- nin yasalannda yer almasına karşın son 10 yıldır idam cezası vermediğı. 18 ül- kenin yasalannda da ölüm cezası sade- ce savaş suçlan ve asken suçlar için ön- görüldüğü. 44 ülkenin yasalannda ise ölüm cezasına yer verilmediği kaydedi- len raporda." 1992 vılı itibariyle ABD'de idam cezalan kesinleşmiş 2 bin 575 ka- rar van ay ıu > ıl içinde de 31 idam cezası gerçekleştirilmiş'" denıldı. Mahkemece verilen ve Yargıtay tara- fından onay lanarak kesinleşen idam ce- zalannın anayasanın 87. maddesine gö- re TBMM'ninyerine gctirilmcsı yönün- de karar veımesi durumunda infaz edil- diğı belirtılen raporda. şu görüşler sav u- nuldu: "Kesinleşen idam cezalan ile ilgi- li kararlar TBMM giindeıtıinde, mah- kûmlar hücrelerinde beklemektedir. Bek- ledikçe bu say ı gittikçe kabarmış.zaman zaman bir sosyal ve hukuki yara halini almıştır. Artık yerine getirsen bir türlii. getinnesen bir türliL. KanaatimİAre ölüm cezalarının yerine getirilip getirilmeme- sinde, yine TBMM vetkili olmalıdır, an- cak bu vetki sınırsız ve sorumsuz olma- telığine aykırı olduğu ve iş yükünü art- tırdığı gerekçesiy le kaldınlması istendi. Anayasa Mahkemesi konusundaki en önemlı sorunlann başında. yüksek mah- keme üyeliğinin süre ile sınırlanmama- sı oldugu sav unulan raporda, "Kararla- n itira/sız. temv i/si/ kesin olan 11 kişiyi 65 v aşma kadar sürekli ay nı v erde görev- ii kılnıak.dolay lı da olsa bir zümrenin ege- menliğini. kişilori kurumiann üzerineçı- karmak gibi kabul edilemez bir neticev i doğurabilir. Anayasa Mahkemesi üycli- ği. venidcn seçilmek mümkün olmak kay- urculuğa yakınlığıyla bilinen Birlik Vakfı tarafından bazı Yargıtay üyelerine hazırlatılan raporda. TBMM'de 1 yıldan fazla bekleyen idam cezası dosyalannın. tersine bir karar verilmemesi durumunda infaz edilmesi önerildi. malıdır. Şimdiki olumsuz durum da dik- kate alınarak. anayasada vapılacak bir değişiklikle, ölüm cezası ile kesinleşmiş karannı TBMM Başkanlığı'na intika- linden itibaren mesela I \ıl içinde ölüm cezasının yerinegetirihnemesine karar ve- rilmediği takdirde, ölüm cezasının veri- ne getirilmesine karar verilmiş say ılaca- ğı hükmü getirilebilir." Raporda. aynca Yargıtay kararlanna ılişkın "tashihi karar (karar düzeltme)" düzenlemesinin yüksek mahkemelenn nı- dıvla, 4 y ıl ile sınırlı olmalıdır" denildi. Raporda. \'üce Dıvan'ın bir ceza mah- kemesi niteliğınde olduğu kaydedilerek şöyle devanı edildi. "Yüce DNan göre- vi de Yargıtav Ceza Daireleri Başkanla- n'ndan oluşacak. \argrtay Ceza Gend Ku- rulu Başkanı'nın da katılacağı ve Yargı- tay Başkam'nın başkanhk edeceği bir kurula verilmelidir." Raporda özetle şu önenlerde bulunul- du. İddianamenin reddi mümkün olmalı- dır: Ceza Muhakemelerı Usulü Kanu- nu'muzun bugünkü .sistemine göre iddi- anamenin mahkemece reddı mümkün değildır. Cumhuriyet savcılannın kamu davası açtıklan iddianame ne kadar nok- san, ne kadar yanlış, ne kadar hukuki ve kanuni unsurlan taştmaz olursa olsun, bu noksanlara rağmen. cumhuriyet savcısı ıddianameyi tanzımle kamu davası aç- tığı takdirde mahkeme bunu geri çevi- rememektedir. Verilen cezalarçektirilmeli:Çoğu sıya- si mülahazalarlayapıldığı içın infaz sıs- temimizi bozan değişikliklerle. bugün verilen hiçbir cezanın tam olarak çekti- rılmesı söz konusu değıldir. Ortalama bır hesapla. mahkûm aldığı cezanın an- cak yüzde 40'ını çekmektedir. Yani 24 yıl ceza alan birı. yaklaşık olarak 10 yıl yatacak. Yansı bile değil. O da infazla ilgili ye- nı bir değişiklikle yeni imkânlar tanın- maz veya af kanunu çıkmazsa. Birlik Vakfı'nm Yüksek tstişare Ku- rulu. tarikatlara yakınhklarıyla bilinen ANAP millervekilleri AbdülkadirAksu, CemilÇiçek, Kültür Bakanı İsmail Kah- raman. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı RecepTa»ip Erdoğan. ilahiyat- çı-hukukçu Hiiscyin Coşkun. Enerji \e Tabıı Kaynaklar Bakanı RecaiKutan'ın da bulunduğu bazı bilim adamları ve siyasetçılerden oluşuyor. ŞIFIR NOKTASI / ORAL ÇALIŞLAR 15 yaşındaki Esra Tarlan. iki gün önce, Büyükada'da patenle dolaşır- ken büyük bir kaza geçirdi. Yokuş aşağı kayarken çarşı içinde kontrol- süz bir şekilde bir dükkânın vitrinin- den içeri girdi. Vıtrin büyük şangırtı- larla kınldı ve camlar Esra'nın baca- ğını paramparça etti. Ortalık kan gö- lüne döndü. Şangırtıyı duyanlar Esra'nın başına toplandılar. Paramparça olmuş ba- cağa kimse bakamıyor ve müdahale edemiyordu. Gürültüyü duyanlardan bırisi de 29 yaşındaki Büyükadalı Erol'du. Erol, manzarayı görünce ön- ce etraftakilerden bez bulmalarını is- tedi. Kimsede hareket olmadığını gö- rünce hemen tişörtünü Esra'nın ba- cağına sardı ve onu kucaklayarak bir faytona bındirdi. Büyükada Hastanesi hemşirelerinin Esra'nın bacağına tampon yapmala- nnı sağladı ve koşarak Esra'yı helıkop- tere yetiştirdi. O anda cebinde hiç para olmadığı fark etti. Kızın ailesi ise plajdaydı ve onlara hemen ulaşmak mümkün değildi. Birisinden 3 milyon lira borç aldı ve helıkoptere devam de- Büyükadalı Erol Örneği dı. Helıkopter, Kartal Hastanesı'neın- di. Büyükadadakiler yerdeki kanlara bakarak umutsuzluğa kapılmışlardı. Erol, helikopterden inerken acil ser- visi de harekete geçirmeyi unutma- dı. Esra'nın kanı durdurduldu. ilk mü- dahale yapıldı. Erol, Esra'dan teyze- sının telefonunu öğrendi ve oradan bır cep telefonu bularak ailesini haber- dar etti. Hayati tehlike atlatıldığında ailesi de hastaneye yetişmişti. Esra. daha sonra Amerikan Hastanesi'ne kaldı- rıldı. Ameliyata alındı ve geçirdiği ağır kazaya rağmen zamanında yetiştiril- diği için bacağında birsakatlık kalma- yacağı anlaşıldı. Esra kurtulmuş, sa- kat kalma tehlikesini de atlatmıştı. Büyükadalılar iki gündür Erol'u ko- nuşuyorlar. Erol, Büyükadalı bir te- mizlik işçisinin oğlu. Herkesin yardı- mına koşmaktan büyük birzevk alan Erol'un daha önce de böyle krıtık du- rumlarda benzer davranışları göster- diği anlatılıyor. Bir hafta önce araba- cıların kavgası sırasında bırısı bıçak- la yaralanıyor. Herkes korkuyla ve en- dişeyle gerı çekılirken yıne Erol, ya- ralıyı kaptığı gibı helikoptere yetiştiri- yor ve onu da ölümden kurtanyor. Erol'la dün uzunca bir sohbet ettik. Başına türlü dertler de gelmiş. Ada- nın etrafından dolaşmaktan zevk alan Erol'u bir gün orman yangını sanığı ola- rak alıp Terörle Mücadele Şubesi'ne götürüp, iki gece çarmıha gerip işken- ce etmişler. ••• Erol bu olayı acı ile anlatıyor: "Ağa- bey, şu Ada 'da ne zaman yangın ol- sa önce ben koşar yetişirım. Elim- den gelen gayreti gösteririm. Beni kalkıp yangın çıkardım diye işkence- ye aldılar. Bu ülkenin adaleti yok." Erol'un öyküsünü neden yazdığımı merak edebilirsiniz. Erol, son dönem- lerde yabancısı olduğumuz bazı de- ğerlerı koruyan tutumuyla ıçimızde bir şeylerı canlandınyor. Onda daya- nışma ve yardımlaşma ruhu yaşıyor. "Gemısini kurtaran kaptan" anlayışı- nın doğru olmadığmı bize hatırlatıyor. "Altta kalanın canı çıksın" diyenlere nanik yapryor. Kendisini bir başkası için hiçbir karşılık gözetmeden tehlikeye atabiliyor. Esra'yı başkaları gibi o da "Ne olur, ne olmaz" diye ortada bırakabilirdi. "Başıma şimdiyeni dertleraçabilirim" şeklinde düşünebilirdi. Erol'un dav- ranışlarında hepimiz için ciddi ders- ler olduğu innacındayım. Erol, doğma büyüme Adalı olduğu halde. gariban. Oturacakları birevleri bile olmadığını arkadaşlan anlattılar. Erol'la konuşmamızın sonunda mah- cupyüzünü kaldırdı: "Oralağabeyne olurbana birış bul. Bazen çayiçecek para bile bulamıyorum" dedi. Utan- dım. Sonra ekledi, "Belediyebaşkanı, bana iki senediriş vereceğim dediği halde vermiyor. Adanın yerlisi ol- mayanları bile işe yerleştirdi ben iş- sizim." Benden aktarması. Vurgunculuğun. hırsızlığın kol gez- diği Türkıye'de Erol türü örneklenn çoğalmasına çok ihtiyaç olduğu daha iyi anlaşılıyor. PERŞEMBE ORR4TS BLRSALI Basın... Basın... Basın... Başbakan Erbakan'ın ilk sözlü icraatlarından biri, başına ağır bır salvo atışı yapmak oldu. Basının devletten beslenmesıninın yollarını tıkamak, ucuz kredi kaynaklarını kesmek ve başına karşı kişi hak ve özgürlüklerini güvence altına almaktan bahsetti. Gazeteler, Erbakan'ın bu açıklamalarını basını sansür girişimi olarak değerlendirdiler. Meclis'te gazeteci dövuldü. Kıbrıs'ta bir gazeteci vurularak öldürüldü. Derken Türkıye Gazeteciler Cemiyetlerı Başkanlar Bildirisi yayımlandı ve "Basın özgürlüğüyok edilemez" dendi. Basın üzerinde yine minik bir kıyamet koptu. Şimdi durumu irdeleyelim biraz. Önce iğneyi kendimize... Erbakan haklı mı? Bir yönüyle evet. Ucuz kredıler ve teşvikler, basını devletle, parti ve liderlerle al takke ver külah durumuna getirdi. Siyasi emirle kolayca alınan trilyonluk kredilerin bedelini basın ağır ödüyor. Örneğin şimdi Refah ortağı parti liderinin ipe sapa gelmez doğru olmayan açıklamaları manşetlerden yayımlanarak, halkın aldatılmasına aracılıkediliyor (ABD'den mallannı getirtiyor, mah/ariığını vakıflaştınyor haberlerinı anımsayın.) Gazetecılık değil, ticaret yapılıyor. Basın, kişi hak ve özgürlüklerine saygı konusunda da sık sık kötü sınav veriyor. Bu konuda en tipik örnek, mahkeme kararı olmadan ınsanları suçlu göstermek tutumudur. Polisin yakaladığı kişi manşetten teşhiredilir, serbest bırakıldığı haberi ise ya konmaz ya da sayfa köşelerinde geçiştırilir. Basın ahlak yasaları bu konuda iyi işlemiyor. Kendinız yasaları işletemezseniz, birilerinin bu durumu istismar etmeye kalkışması da normaldir. Gelelim Erbakan'ın ikinci yönüne. Erbakan, ucuz kredi sılahını basını terbıyeedebilmek için kullanıyor. Kişi hak ve özgürleri konusunda gösterdiğı duyarlık ise, Mercümek'ı ve şimdiki durumda ortağını ve bundan sonra yenecek herzeleri örtbas etmek niyetini taşıyor. ...sonra çuvaldızı da kendimize Gazeteciler Cemiyetlerı Başkanları Bildirisi'ne gelınce... Sayın Başkanlar, basın özgürlüğünü esas tehdi'c eden basın ıçı gelışmelen ön plana çıkarmalılar. Eğer basın özgürlüğünü savunmak konusunda gerçekten ciddi ıseler... Basın, hükümet kaynaklı, gerçekten tehlikeli girişımlerın hakkından gelebılir. Buna inanıyorum. Üstesınden gelemedıği. kendi içindeki tehlikeli gelişmelerdır. Örneğin basındakı tekelleşme eğilimi.... Örneğin basın-devlet-sıyası parti çıkar ilişkileri... Örneğin basında yaşanan sendikasıziık... Basın özgürlüğü, basın patronlannın ticaret yapma ve para kazanma özgürlüğü değil; gazete. gazeteci ve yazann yazma, haber alma. araştırma ve yayımlama özgürlüğüdür, öncelikle. Basın özgürlüğü başka bir yönüyle de Basın Ahlak Yasası'na uymaktır. Türkıye gibi, • Tekelcı eğılimlerin baskısının giderek arttığı; • Iktidar odaklarının basını kendi doğrultularında kullanmak için çırpındıkları; • Terör ve diğer anti-demokratik ceza maddelerinin gazeteci ve yazarları tehdit ettiği; • Siyasi terör odaklarının ciddi hayati tehditlerini sürdürdüğü; • Devletin özellikle gizlı örgütlerinde yuvalanmış odakların gayri resmi ve yasadışı eylemlerinden korkulan; • Gazetecınin normal bir insan değil de kahraman olmasının beklendiği bir ülkede, gazete çıkarmak kolay (günde kaç gazete çıkmaya başladı?!) ancak gazetecilik/ yazarlık yapmak hiç de kolay değildir... Gazeteciler. ne istediğimizi bıliyor muyuz? ÇAĞDAŞ YAYINLARI U l t H . E l l i l i l ! f î î . t t » H S V J V Î Î . •/Erbakan"ın cezae\ i günleri •Asiltürk, milletvekili arkadaşlanna gazeteleri neden boyayarak \eriyordu? •Erbakan. kapıdan niçin önce sol ayağını atıyordu? •Ecevit'le Türkeş'in volta sohbetleri... Yerebatan Caddesı Salkım Söğüt Sokak 9 B Cağaloğlu İstanbul Tel: (0212)514 01 95r96 M\LAZGİRT K.\DASTRO M\HKEMESİ'NDEN 1985 155 Esas Da\acılarCemile(,'alıni. Dıla\erÇalım ve EnverÇalım tarafından davalı Malıve Hazınesıaleyhıneaçılan Malazgirt ilçesı Nurettın koyü 392 parsele ılişkın tespıte ıtıraz \e tescıl da\ asında adreslen tftpıt edılemev en Cemile Çalım mirasçılan Kahraman oğlu Harbı Çalım \ e Seyfettin oğlu Harbı Çalım'a 16 7.1996 günü saat 09 00'da vapılacak olan duruşmaya bızzat gelmelerı \eyakendilerrnı hır\ekıl ıletenısıl ettırmeleri. mazerotsız olarak Juru^mava aelmedıklen takdirde yokluklannda duru^nıa vapılarak karar \ enleceğı hususu adı geçen da\acı mırasçılarına dasetıvc tebliğı yerine geçerli olmak uzere ilanen teblıö olunur Basın: 96684
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear