25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 15 HAZİRAN 1996 CUMARTESİ OLAYLAR VE GORUŞLER Örtülü Ödenek ve Siyasa, «, KÂZIM YENİCE Hukukçu •' V -\ G iderek yoğunlaşan bir bu- nalımdangeçiyoruz. Ne-> redeyse her gün toplumu tedirginliğe iten bir yeni olaya tanık oluyoruz. Ekonomik. siyasal, sos- yal. ahlaksal olumsuzluklar iç içe... Ki- şiler gibi siyasal kunıluşlar da kendi kı- sır çıkarlannın peşinde. Adeta bilinçle meydanlar. salt çıkarcı ya da radikal din ve ahlak sömürüsünün güdümüne bıra- kılmış... Âlemin kafasında ve dilinde, eski baş- bakanın hukuka sığmayan TEDAŞ ve TOFAŞ tasarruflan. Oluşturulan Meclis Soruşturma Komisyonlan'na getirilen yorumlar. Sayın bayanın Türkiye'deki ve Amerika Birleşik Devletleri'ndeki mal- varliğı tartışmalan ve soruşturması... Öte yandan, nedeni ne olursa olsun, bu konulan Meclis'e getirmekle ve sonuç almakla kamuoyundan puan alan Refah Partisi'nin. Mercümek'le ilişkileri; içe- riden dışandan banka hesaplarına akta- nlan milyarlar. Mercümek'in hükümlü- lüğü ve Meclis'te Refah için oluşturulan Meclis Araştırma Komisyonu... Eski başbakan gıbi Refah Partisi lide- rinin de gündemde olan. sayılan ve de- ğerleriyle kuşkuyla karşılanan yapılan, arsalan. dövızi ve 148 kilo altını... Da- hası, eski başbakanın örtülü ödenek skandalı. Başbakanlıktan aynlmadan ön- ce örtülü ödenekten çekilen. önce inkâr edilmiş, belgelenince de "Devlet sımdır açıklayamam!" kaçamaklı devletin bes. yüzrmlyan... Tam bu karmaşa ortasında, eski baş- bakanm emriyle Sİelçuk Parsadan'a örtü- lü ödenekten, yasal amaçlar dışında kul- lanılmak üzere verilmiş ve dolandıncı- hk diye kamuoyvına duyurulan beş buçuk milyar lira. Bununla ilgili itiraflar, ardın- daninkârlar... Parsadan serüveni gerçekten pek il- ginç! llk soru sanınm şunda düğümleni- yor: Bu eylem, gerçekten yasalarda öğe- leri belirgin dolandıncılık suçunu mu oluşturur? Doğrusu bu tartışma götürür bir konu. Türk Ceza Kanunu'na göre do- landıncılıkta failin, dolandırmak istedi- ğinin "hulus ve saffetinden" yani icten- lik-saflık ve temizliğinden yararlanmış olması gerekir. Aynca, karşısındakini "kandıracak mahryette sania (yani dü- zen) ve hiteT1 ye başvurarak haksız bir ç> kar sağlamış olması aranır (Madde-503). Sözü edilen olayda Selçuk Parsadan, günün başbakanıyla telefonla görüşmüş- tür. Telefon eden Parsadan, ad yapmış emekli bir orgeneral olarak kendisini başbakana tanıtır. Sayın bayandan iste- nen milyarlar yasadışı, ama başbakan ve partisi çıkanna bir amaca harcanacaktır. Telefonda adı verilen onurlu, saygı değer, kamuoyunun haklı sevgi ve güvenini ka- zanmış, telefonla bu gibi düzeysiz oyun- lara kesinükle girmeyecek, emekli bir en üst rütbeli askerdir. Bırakın başbakan düzeyinde birisini, sıradan bir kimsenin bile, açıkça kuşku davet eden böyle bir halde hemen yapa- cağı şey. telefon eden kimsenin gerçek kimliğini -hele başbakansa elindeki ge- niş olanaklarla- hemen araştınp kolayca saptamak. ondan sonra bir girişimde bu- lunmak değil midir? Bu kadar akla yakın bir soruşturmaya bile gerek duymadan. tam bir sorumsuz- luk içinde devletin milyarlannın belirsiz ellere ödenmesi talimatı verilmişse, ola- yı basit bir dolandıncıhkmış gibi geçiş- tirmek, sonra bu suçun yasal öğelerinin oluştuğunu söylemek kolay mıdır?.. Ba- sının da haklı olarak değindiği gibi ken- di parası olsa, sayın bayan acaba ödeme- de aynt kayıtsızlığı gösterir miydi?.. Gelelim Meclis' in soruşturma, araş- tırma kararlanna. TBMM'nin TEDAŞ, TOFAŞ olaylan- na soruşturma kararlan vermesi üzerine gösterilen gök kubbeyi çınlatan tepki ve telaş neden? Meclis soruşturması da ön- celikle birgerçeği arayıştır. Sonuçta baş- bakan ya da bakan bir suçlamadan, ger- çek dışi bir suçlamadan aklanmış, hak- lannda kamuoyunda beliren kuşkular. uç vermiş güvensizlik giderilmiş olmaya- cak mıdır? Ancak soruşturma, iddialan doğruluyorsa. o zaman da bunun suç ni- teliğinin değerlendirilerek bir karara va- nlması, önce, kormsyonun, sonra da Meclis'in kaçınamayacağı birgörev de- ğil midir? Bu öfkelenip köpürme (tehevvür), Is- met Paşa'nın vaktiyle DP milletvekille- rine: "Suçhıluğun telaşı jçindesiniz!." özde- yişini çağnştırmıyor mu sizlere de? Bu satırlann yazıldığı güne kadar es- ki başbakandan, beş yüz milyar lira ör- tülü ödenek harcaması için bir açıklama yapması bekleniyordu. O da "Ser veri- rimdesırvermeın''diye diretmekteydi. 1050 sayılı Muhasebei Umumiye Ka- nunu'nun 204 sayılı yasayla değişik 77. maddesinde, örtülü ödeneğin sarf yerle- ri birer birer sayılmıştır."... sarf yeri ve hesaplannın nasıl tutulup tasfiye edi- leceği ve hangi vesikaların halef olan zata devrolunacağı" maddede yazılı- dır. Ancak bunun "tayin ve takdiri başba- kana" bırakılmıştır(madde-77/2).Bunu izleyen fıkrada ise "Örtülü ödenek, baş- bakanınve ailesinin şahsi masraflanna ve siyasi partilerin idare, propaganda ve se- çim ihtiy-açlanna sarf olunamaz" yasak- lamasına yer verilmiştir. Ödeneğin sarf yerlerinin gösterilmesi. ardından yasak- lann sıralanması, şu ya da bu biçimde, ama herhalde -kendine özgü- bir deneti- me kapı aralamaktadır. Örtülü ödenekten yapılacak harcama- lann da "Başbakan, Maliye Bakanı ve sorumlu bakan tarafından müştereken imza edilmiş kararnameye dayanılarak tahakkuk ettirilmesi" (Madde-77/4) zo- runluğu. bu harcamanın başbakanın şah- sı ile sınırlı. onun keyfine bağlı birtasar- ruf olmadığını aynca açıklar nitelikte- dir. Devlet güvenliğini sağlamada gizli kalması gereken bilgilere ilişkin Türk Ceza Kanunu'nun 132. ve 136. madele- rinin örtülü ödenek bakımından kimle- re, hangi koşullar içinde uygulanabilece- ği tartışılır. Ancak eski başbakanın, yürürlükteki anayasanın "devletin başı"olarak tanım- ladığı cumhurbaşkanı ve yeni başbakan gibi en üst düzeyde devlet yetki ve so- rumluluklan olan kimselere yapacağı, daha doğrusu yapmak zorunda olduğu açıklamalan da Ceza Yasası kapsamm- da suç sayma savına kalkışmanın hiçbir inandıncılığı olmayan, tersine kuşkula- ra açık çağnşım yapan bir davranış ol- tnaktan başka anlamı olabilir mi?.. Örtülü ödeneğin, Demokrat Parti dö- neminde nerelere harcandığı Yassıada kararlannda açıkça yazılıdır. Gerçek devlet adamlannm elbet de bundan çıka- racağı dersler olmalıdır. (Menderes'in bu nedenle aynca 14 yıla mahkûm olduğu unutulmamalıdir.) Kabul edilmelidir ki gizliliği olan ve takdire bırakılan karar ve harcamalarda. bu yetkiyle donatılmış olanlann ahlaki ve vicdani sorumluluğu da olması gere- kenden çok daha ağır ve düşündürücü- dür. Bunu hafıfletmenin ve rahatlamanın yolu, en üst düzeyde devlet yetkisi olan- lann da görüşünü almak. önemli bir dev- let sırnnı onlarla paylaşmaktır. Nitekim bugüne kadarki uygulamalann da bu yönde olduğu anlaşılmaktadır. Sözlerimi şöyle bağlamak istiyorunv. Herhangi bir dönemde. şu ya da bu ko- şullar içinde, devletin en üst basamakla- nnda görev yapmış olmak, elbet de önemli ve sevimlidir. Ama bundan çok daha önemli olanı, er ya da geç bir gün Namık Kemal gibi: "Çekfldik izzeti ikbal ile babı hükümet- ten" diyebilmek değil midir'Tutkusuz politika olmaz... Doğru! Ama tutarlı ol- mayan, güvenden yoksun politikanın da sonu hüsran olmasın!.. ARADABIR HALİT ÇELENK, Bir Direnişin Yıldönümü Bugün 15-16 Haziran büyük işçi direnişinin 26. yıldönümü. 15-16 Haziran 1970 günlerinde Türkiye işçi sınıfı, demokratik ve sendikal haklan için tarihi- mizde görülmemiş bir direnişe girmiş ve bu haklı ey- leminde başarıya ulaşmıştır. Olay nedir? 1961 Anayasası ülkemiz insanına her alanda demokratik haklar getirmiş, işçi sınıfımıza da sendika kurma, toplusözleşme ve grev haklannı ta- nımıştır. Bu temel yasanın getırdiğı hak ve özgürlük- ter, toplumumuzun demokrası yolunda yeni açılım- lara doğru yol almasına ve uygarlık yörüngesinde ilerlemesine olanak sağlamıştır. Gerçekten 61 Ana- yasası 46. maddesiyle işçi sınıfına "sendika kurma, bunlara serbestçe üye olma ve üyelikten aynlma hakkını" tanımıştır. Bu maddenin bir gereği olarak 274 sayılı Sendikalar Yasası ve 275 sayılı Toplusöz- leşme, Grev ve Lokavt Yasası bu haklan düzenlemiş- tir. Halkımız tarafından demokratik haklann ve işçi sı- nıfı tarafından yukanda açıklanan haklann kullanılma- sı, sermaye çevrelerini ve onlann temsilcisi olan si- yasal parti ve iktidarlan tedirgin etmiştir. Çıkarlan bo- zulmaya başlayan bu kesimler, yasaya büyük tepki göstermışlerdır. Süleyman Demirel "Bu anayasa ile memleket idare edilemez" demiş, Başbakan Ni- hat Erim de 1961 Anayasası'nı halkımız için lüks ilan etmiştir. O yıllarda tek bir işçi sendikaları konfederasyonu vardır: Türk-iş. Bu konfederasyon o dönemde işçi sınıfının değil, sermaye sınrfının çıkariarı doğrultusun- da çalışmalar yapmıştır. Bu nedenle 13 Şubat 1967 gününde Kemal Türkler'in başkanlığında Devrim- ci İşçi Sendikaları (DİSK) kurulmuştur. DİSK, kısa zamanda büyük bir gelişme göstermiş, üye sayısı artmış ve Türk-lş'e bağlı sendikalardan da konfede- rasyona kaymalar başlamıştır. Sermaye kesimi ve temsilcileri gerek DlSK'e bağlı sendikalara üye olma- yı güçleştirmek, gerekse Türk-lş'e bağlı sendikala- nn üyeliğinden ayrılmayı zoriaştırmak amacıyla 274 sayılı Sendikalar Yasası'nda değişiklik yapma yolu- na başvurdular. Çok kısa bir sürede, adeta gizli de- nilebilecek bir biçimde, kamuoyuna bile açıklama- dan biryasa değişikliği tasarısı hazırlanarak Meclis'e getirildi. Bu değişiklik tasansı, işçinin sendikalara üye olma ve üyelikten aynlma özgüriüğüne sınırla- malar getirtyor ve DİSK'in gelişmesi karşısında Türk- iş'i korumayı hedefliyordu. Bu olay, işçi sınıfında ve demokrat kamuoyunda büyük tepkilere neden oldu. DİSK ve ona bağlı sendikalar bildiriler yayımlaya- rakyöneticilere ve kamuoyuna protestolannı açıkla- dılar. Demokrasi güçleri, bu arada Türk Hukuk Ku- rumu, Ankara Üniversitesi'nden 62 öğretim üyesi bildiriler yayımlayarak değişikliğe karşı çıktılar. Pro- fesörler; Bahri Savcı, Muammer Aksoy, Cahrt Ta- las tasarıyı eleştirdiler. Buna karşı Adalet Partisi, Türk-lş Başkanı Seyfi Demirsoy, Hayrettin Uysai ve Reşit Ülker tasarıyı savundular. Meclis'te tasan görüşülürken Başbakan Süleyman Demirel, tasarıyı şiddetle eleştiren TİP milletvekili Rıza Kuvas'ı kas- dederek: "Bu TİP'H milletvekili, bu kürsüden zoria, kanla parlamentoyu tehdit etmiştir" sözlerini söyle- miş, GP Başkanı Turhan Fevzioğlu da DİSK'in ih- tilalci sosyalist bir sendika olduğunu söyleyerek ser- maye kesiminin sözcülüğü görevini bir kez daha ye- rine getirmiştir. Konunun ilginç bir yönü de CHP'nin de tasanyı desteklemesidir. 11 Haziran 1970'te Mec- lis'te yapılan görüşmeler sonunda tasan, dörde kar- şı 230 oyla kabul edilmiş ve 214 milletvekili oylama- ya katılmamıştır. Cumhuriyet senatosunda tabii se- natör Ahmet Yrtdız, Vehbi Ersü, senatör Fikret Gündoğan ve Hüseyin Öztürk tasanya karşı oy kullanmışlardır. Ancak yasa onaylanmıştır. Bu arada TİP ve CHP, yasasının iptali için Anayasa Mahkeme- si'ne başvunmuşlar ve yüksek mahkeme 274 sayılı yasada değişiklik yapan ve işçinin dilediği sendika- ya üye olma ve aynlma özgürlüğünü kısıtlayan hük- mü iptal etmiştir. Görülüyor ki 15-16 Haziran olayları, egemen sınıf- ların göstermeye çalıştıkları gibi "kanlı birihtilal pro- vası "değil, demokratik ve anayasal haklannı arayan işçi sınıfının haklı bir direnişidir. Anayasa Mahkeme- si'nin iptal kararı ve dönemin hükümetinin 275 sayı- lı Toplusözleşme ve Grev Yasası'nda değişiklik iste- yen tasansmı Meclis'e göndermekten vazgeçmesi bunu doğrulamaktadır. SATILIK DAİRE Akatlar, Zeytinoğlu Caddesi üzerinde 2 oda, 1 salon, 110 m 2 apartman dairesi sahibinden satılıktır. Mür: 268 76 97 Anayasa, Resmi Bilirkişi ve TBMM Kararlan 'A nayasa Mahkeme sL kanunlan n.kanun hükmünd e karamamelerin ve Türkiye Büyük Millet Medisi tçtüzüğü'nün anavasava aykınlığı hususunda ılgılıler tarafından ılen sürülen gerekçelere dayanmaya mecbur değildir Anayasa Mahkemesi, taleple bagb kalmak ka>dı\ la başka gerekçe ıte de anayasaya aykınlık karan verebılir. Ancak, başvuru, kanunun, kanun hükmûnde karamamenin >a da içtüzüğün sadece bettrii raadde >^ da hükümleri ale>hinde yapılmış olupda bu belirii madde ya da hükümlerin iptali; kanunun, kanun hükmûnde karamamenin ya da içtüzüğün bazı hükümlerinin ya tamanunın uveulanmaması sonucunu doğuruyorsa, Anayasa Mahkemesi, kevfi)*!! gerekçesinde betirtmek şarnyla, kanunun, kanun hükmûnde kararnamenin ya da içtüzüğün $öz konusu öteki hükümetkrin ya da tümünün iptaline karar verebilir''(294*J sayılı Anayasa Mahkemesi "nin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun, md. 29). 25Nisan 1985 günlü 3182 sayılı Bankalar Kanunu'nun 87. maddesinın 5. bendi şöyledir: "Cumhuriyet savalan ve mahkemeler yapılacak kovuşturma ve dunışmalarda bilirkişi teşkiline gerek gördükleri takdirde, münhasıran resmi bilirkişi Kstesinde kayıtlı kişilerden seçecekleri btlirkişik'rin göriişlerini alıriar. Resmi bilirkişi listeleri bakanhk taraftndaa tespit ohınur." Bir firmaya usulsüz kredi kullandırdıgı ılen sürülerek cezalandınlması istemiyle, banka yöneticisi sanık hakkında Başbakanhk Hazine Müsteşarlığı'nca Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvurulur. Açılan kamu davasında sanık savunmanı. Bankalar Yasası'nın olayda uygulanmasi gereken hükmünün (md. 87/5), anayasanın 10. ve 138. maddelerine aykın olduğu savını ıleri sürer. Mahkeme, aykınlık savını ınceler ve ciddı olduğu kanısıyla, hükmün iptali için anayasanın 152. maddesi gereğince, dosyanın Anayasa Mahkemesf ne göndenlmek üzere. cumhuriyet savcılığına yollanmasına karar verir. Mahkemeye göre. bilirkişilerin 'münhastran' bakanhk tarafından gönderilen resmi bilirkişi fetesinden seçilınesi zorunluluğu, anayasının 10. maddesinde belirtilen eşitlik ve 138. maddesinde düzenlenen yargı bağımsızlığı ilkelerine açıkça aykmdır. İptali istenilen yasa hükmünün uygulanmasıyla, "davanın taraflanndan birisine biürkişi beliıieme yctkisıni vererek kanun önünde eşitiik ilkesi zedelenmekte; diğer taraftan. mahkcmckri bilirkişileri seçme hususunda bağla>ıcı bırakmakla, yargıya müdahale cdilmekte"dır Anayasa Mahkemesi anılan yasanın 87. maddesinın 5. bendinın birinci tümcesindeki •"münhasıran" sözcüğü ile ikınci tümcesinin anayasaya aykırı olduğuna ve iptaline, Başkan Yekta Güngör Özden, Başkan Vekili Selçuk Tüzün, üyeler Ahmet N. Sezer, Yalçın Acagü ile Ali Hüncr'ın "maddenin tümnnün iptali gerektiğj" yolundaki kârşı oylan ve oy çokluğu ile; kalan bolümün, iptal nedeniyle uygulama olanagı m kazanuy Haziran ayı boyunca, Rowçnta epilasyo cihazlarından birini ^tın alın... Kullanma kılavuzımdaki a^Bormunu doldurup aşağıdaki adreseSPderin ve çekilişe katılın. 35 Milyon TL.değerindeki 50 adet Conti L-5 bulaşık makinesinden birini kazanın! Ş i m d i p e ş i n f i y a t ı n a t t a k EP 015 UdvPrimera EP 0 1 ' UdyOptima EP 100 Perfectly Soft Peşin 4.200.000 4 760 000 6 640 000 1 Peşınat 1.050 000 1.190.000 1 660 000 Peşin + 3 Taksit Taksit i 050.000 1 190 000 1 660 000 Toplam Fiyat 4 200 000 4 ^60 000 6 640 000 *B 27 1 UPlC "3 00 3M»28C2ı 0800 211 4085 0800 211 4086 Rowenra MaoOyeMiy 80290 ManM MOt-OİNO A. Rowenra Dalma öndesintz kalmadığından. 2949 sayılı Anayasa Mahkemesi'nin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 29. maddesi gereğince, iptaline oy birliği ile karar verir. Gerekçelı karar. 9 Mayıs 1996 tarihve 22631 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanır (E. 1995/41. K. 1995/61, T. 7.12.1995). İptal karannın gerekçesi; iptal edilen sözcük ve tümcenin "._hukuk devleti anlayışıyla bağdaşmadığı ve anayasanın 2. ve 36. maddelerine aykın*"olduğudur Anayasa Mahkemesi'ne saldnmakta yanşan, "bilmediğini bilmek" erdeminden yoksun, kimi köşe yazarlanna ve yasa koyucunun kimi üyelerine. iptal karanndan bazı bölümlen aktarmak isteriz: "Anayasanın. hak arama özgürtüğünün düzenlendiği 36. maddesinde davacı >a da davalı herkesin, geçerli araç ve yollardan fa> dalanarak yargı mercileri önünde sav ve savunma hakkına sahip olduğu öngörülmüştür. Bu kuralla, bir davanın yanlannın hiçbir kaygıya kapılmadan, hiçbir etki altinda kalmadan, hiçbir korku >e çekinme duymadan özgürce haklannı kuİlanmalanna olanak sağlanmıştır. Anayasanın cumhuriyet niteükk-rini belirieyen 2. maddesi de, Türkiye Cumhuriyeti'ni bir hukuk devleti olarak tanımlamıştır. Hukuk devletinin temel nitdiği tüm devlet faaüyetlerinin hukuk kurallanna uygun olmasını gerektirir. Hukuk devleti, insan haklanna saygı gösteren ve bu haklan koruyan, adaledi bir hukuk düzeni kuran ve bunu de\am ettirmeyc kendini zorunlu sa>an ve tüm faaliyetlerinde hukuka ve anayasava uyan devlet olarak bilinmektedir." Anayasa Mahkemesi, bir banka yöneticisi hakkında açılan kamu davasında; savunmanın sesine kulak vermiş, iptal kararıyla "bilirkişi saltanatuıT sarsmıştır. Başkan Özden'in seslenişi ile, "zayıf savunmadan güçlü adalet doğamaz". Güçlü adalet. demokrasinin güvencesidır. Ve siz ey milletvekilleri... Ulusun temsilcileri, TBMM'nin sayın üyeleri: sizler da mahkemenin sesine kulak veriniz. İptal karan ile karşı oy gerekçeleri, yargıda "bilirkişi saltanabnr savunanlara bir yanıt ve yasa koyucuya bir ışıktır. Karşı oy yazısında vurgulandığı gibi, "*_> ı argı çalışmalannda yetkilileri bağlayıp inceleme ve araştumavı güçleştiren suurlamavı tünıüyle kaldu-mak gerekir"... TBMM'nin almış olduğu kararlann, "toplanöya kaülanlann salt çoğunluğu Ue"alınıp alınmadığı noktasındaki, anayasaya uygunluk-aykınlık tartışmalannı, hukuka aykın bir uygulamayı. \4Mayıs 1996 tarihli karanyla sona erdiren Anayasa Mahkemesi. bir kez daha hukuk devleti kavramım somutlaştırmıştır. Anayasa Mahkemesi hukuk düzenımizin güvencesidır. Bir firmaya usulsüz kredi kullandırdıgı ilen sürülen banka yöneticisi sanıktan, Refah Partisi'ne kadar. Av. Hulusi METtN PENCERE Düştükçe Düşüyor... Bekir Coşkun, Hürriyet'teki köşesinde önemli bir soruyu gündeme getirip yineledi: "Düşürmeli miydi?.." Coşkun. yazısını yazarken benım adımı da andı- ğından bu konuyu ele almadan geçemedim; gerçi ül- kemizde bir kalemde yüzlerce kişi gözaltına alınıyor, onlarca kişinin canınaokunuyor, hapishanelerde aç- lık grevine girmiş tutuklular, yaşamla ölüm arasmda bıçak sırtında geçen günlerin gerilimini yaşıyorlar; ama kime ne?.. Insanlann yüreği nasıriaşmış... Umursamıyorlar... • Umursadıkları ne?.. Bir soru, Türkiye'yi ikileminin pençesinde kıvran- dırıyor: "Son milli maçta Hırvat futbolcu gole gider- ken ardına takılan Alpay hasmını düşürmeli miy- di?.. " Bizimki herifi düşürüp bir kırmızı kart görürdü; ama, belki golden kurtulurduk... Kamuoyu paralanıyor: - Neden düşürmedin?.. Alpay dövünüyor: - Neden düşürmedim?.. Bekir Coşkun, kalemini mizahın mürekkebine dal- dırmış, işin dökümünü yapıyor: "Alpay, gole giden Hırvat'ı 'düşürse miydi, düşürmese miydi?' diyeya- zılan makale sayısı 100'den fazla..." Ya açlık grevleri için kaç yazı yazıldı?.. • Ben sonda söyleyeceğimi en başta soyleyeyim: AJ- pay, Hırvat keratasını düşürseydi, çok iyi ederdi; bu heriflerin Bosna'da ne halt edecekleri de belli değil; bir Sırplardan yana oluyorlar, bir Müslümanlardan... Düşürmek ne yazar? Biçseydi herifi... Düşürmek yumuşak bir sözcüktür; hem insan yal- nız futbolcu düşürmez ki, fıyatları da düşürür... Fiyatlan düşürecek bir babayiğit ortaya çıkamadı- ğına göre, en kolayı Hırvat'ı düşürmekti. Ah! Alpay, Hırvat'ı bir düşürseydi, bizim politikacılar fiyatlan dü- şürmüş kadar olacaklardı... Çünkü, halk fiyatlan unutacaktı... Şimdi biz, Hırvat maçındaki yenilginin acısını kim- dençıkaracağız?.. • İnsan çeşitli şeyler düşürebilir, kimisi uçak düşü- rür, kimisi çocuk düşürür, en kolayı ceketinin düğme- sini düşürmektir, en acısı para düşürmektir, en tatlı- sı karı kız düşürmektir... Bir kız, şansı açılır da zengin bir kocaya vanrsa çev- reden ne derler: - İyi bir kocaya düştü!.. Trilyoner bir akraba, nalları havaya dikerse herkes haberi nasıl yorumlar: - Kim bilir hısım akrabaya ne miras düşecek?.. Kız yoldan çıkarsa: - Kaldırıma düştü.. En kötü işlerden birı de IMF'nin posta koyması üzerine patronlarla hükümetin el ele verip emekçile- rin ücretlerini düşürmesidir. • Düşmek, düşürmek, düşük, düşkünlük üzerine gargara yapmak zenaati bizim işimiz; bugün ülkeyi yönetenterin çoğu, paraya mala düşkünler; ülkemi- zin doğusunda 'düşük yoğunlukta savaş' sürerken batısında ya heyyy... Son günlerde Erbakan Hoca da Bayan Çiller'in üstüne düştükçe düşüyor... En sonunda düşürür mü dersiniz?.. Şimdilik bildiğimiz şu: Düşmez kalkmaz bir Allah!.. • - . - . » ^ - - • • * - • • . - • • * - - « - W ^ * * « % * J ^ ^ iskele sancak sol - sağ - şeriat Yıldız falı. ûlkeler ve devletler ıçın değil. ınsanlar ıçın geçertıdır Gerçı bızım bayrağımızda yıldız var. amasuskun!.. Daha çok hıial konuşuyor:"Kort(ma sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak?. " Insanımız da balık gibi bakıyor geleceğe: Bir gözü ağlar.. Bir gözü guler.. Bırgozu iskele.. Bir gözü sancak... İLHAH SES.ÇÜK |skfİ8 şşfîcak • • - \ ' 250.000 TL (KDV dahil) Çağ Pazaıiama A.Ş. Yerebatan Caddest Salkımsöğüt Sokak No; 9/B Ca§a!oğ!u Istanbul Tei;5H 01 96/95 Posta çekı no.: 666322 KABALCI KİTABEVİ "YAZ '96 ETKİNLİKLERİ" ALI KIRCAile Kabalcı Kitabevi'nde söyleşi ve imza günü 15 Haziran (Cumartesi) 14.00-16.00 KABALCI KİTABEVİ Ortabahçe Cad 22/4 Beşiktaş - Istanbul Tel (0212) 261 67 44 - 261 31 24 DİK.KAT! Çocuklannızın bilgisiz, cahil ve işsiz kalmasını istemiyorsanız, ödünsüz - koşulsuz 8 yılhk TEMEL EĞİTİM isteyinız. ÇYDD
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear