25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet İmtiyaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yönetmenı. Orhan Erinc • Gcnel Yayın Koordinatörü: Hikmet Çetinka>a # Yazıişlen Müdürlerr Ibrahim Vıldız (Sorumlu), DinçTayanç O Haber Merkezi Müdürü: Hakan Kara 0 Görsel Yönermen. Fikret Eser Dış Haberler Ergun Balcı# Ktıhbjrar Cengiz Yıldırım 0 Ekonomı: Bülcnl Kı/anTık # Kültiir Handan Senköken 9 Spor Abdülkadir Yüceiman 9 Makalcter: Sami Karaören • Düzeltme- Abdullah Yazıcı • Fotoğrat' Frdoğan Köseoğlu • Bılgi-Bdge Edibe Suğra 9 V un Haberlcrı Mehmet Faraç Yaurı kurulu UhanSelçukıBjşLın). Orhan Eriırç. Okta> Kurtböke. Hikmet Çetinka\ a, Şükran Soner. Ergun Balcı. Dinç Ta> anç. İhrahim \ı\du, Orhan Bursalı. Mustafa Balbav Hakan Kara. Ankara Tem-sılcısı Mustafa Balba\ • Haber Müdıirü. Doğan Akın Alatürk Bul\ an No 125, Kat 4. Bakanlıklar-Ankara Te|- 4195020 (7 hat). Fakb: 4195027 • Izmır Tem^ılcısr Serdar Kızık, H. Zıya Bl\. 1352 S. 2 3 Tel 4411220. Faks 4419117 # Adana Temsılcısı Çetin Yiğenoğlu, tnöniı Cd. 119 S. No I Kat 1. Tel 3522550. Faks 3522570 Müessese Müdürü- Erol Erkut 9 Koordınatör Ahmet Korulsan 0 Muhasebe- Bülent Yener • Idare Hüsevüı Gürer 0 Işletme: Önder Çelik • Bılgi-lşlem Nail Inal • Bılgısayar Sıstem: Mûrü>et Çiler MEDVA C: • Vıinetım Kurulu Baskanı - Genel Müdür. Gülbin Erduran 9 Koordınalor Reha Işıfman 9 Cıenel Müdür Yardımcrsı: Mine Akdag Tel 514 07 53 - 5139580-5138460-61.Fak» 5118466 Ya>ımhnan \e Basan: Yeııı Gun Haber Aıansı. Basın \e \'a> ınctlık \ *> Turi.ocaiC.ki }<i 4İ CağaU>Hu 34334 lsl PK. 246 Ulanbul f d 10 212i 51205 OSCOhatl Fak> (0 212i 513 »5 >J> IOHAZİRAN 19% •İmsak: 3.25 Güncş: 5.25 Ögle: 13.11 İkindi: 17.08 Akşam: 20.43 Yatsı: 22.33 Yanardağ, elmas püskürttü • NEWVÖRK(AA)- Zaire'de faaliyet halindeki bir yanardağın, dünyanın en büyük elmasını püskürttiiğü bildirildi. Bulunan elmasla ilgili bilgi \eren Güney Afrikalı jeolog Arthur Gilbeau. taşın şimdiye kadar elde edilenensaf ve mükemTnel elmaslardan biri olduğunu belirtti. 4 bin 583 kırat oldugu kaydedilen elmas, şimdiye kadar en büyük elmas kabul edilen 3 bin 106 kırat (1 kırat: 200 miligram) ağırlığındaki "Cullinan Elması"ndan 1477 kırat daha büyük. Buğday Konferansı • ANKARA(AA)- '5 Uluslararası Bugday Konferansı'. bugün Ankara'da başlıyor. Konferansı Tanm ve Köyişlen Bakanlığı ile uluslararası tanm kuruluşlan organize ediyor. llki 1972"de Türkiye"de yapılan konferansın, ikincisi 1976"da Yugoslavya'da, üçüncüsü 1980'de tspanya'da, dördüncüsü ise 1986'da Fas'ta yapılmıştı. Erzupum birinci oldu • ARTVİN(AA)-Halk Eğitimı Merkez Müdürlükleri Türkiye Folklor Birinciliği'ni. Erzurum Halk Eğitim Merkezi kazandı. Artvin Spor Salonu'nda 12 ilin folklor ekibinin katıldığı yarışmada Ordu Perşembe Halk Eğitim Merkezi ikinci. Adana Seyhan Halk Eğitim Merkezi de üçüncü oldu. ümut, piizgâp santrallarında • ANKARA(AA)-Özel sektör tarafından çeşitli bölgelerde kurulması planlanan 6 rüzgâr santralı ile ilgili hazırlanan projeler, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'na sunuldu. Bakanlık yetkilileri, tamamına yakın bölümü "Otoprodüktör" (kendi kullanımı için elektrik üretmek) sistemi ile kurulması öngörülen rüzgâr santrallannın yaygınlaştırılması konusunda çok sayıda firmanın da yeni proje teklif etme aşamasında olduğunu belirttiler. Logosundan tanıyorlar • EDİRNE(AA)-Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Göğüs Hastalıklan Anabilim Dah Başkanı Prof. Dr. Kemal Agun. çocuklann sigara ile yakından ilgili olduklannı kaydederek sigara ile mücadele edilebilmesi için ilk aşamada reklamlann yasaklanması gerektiğini söyledi. Prof. Dr. Agun. yaptıklan bir ankette ilkokullann 2-3-4 ve 5. sınıflanndaki öğrencilerin sigaralan logolanndan bile tanıdıklannı. hatta yerli mi yabancı mı olduğunu bildiklerini belirtti. Göl, bir beldeyi yutuyop • VAN(AA)-Van Gölü'nün yükselmesi sonucu santim santim sulara gömülen Erciş'in 10 bin nüfuslu Çelebibağ beldesini ziyaret eden Van Valisi Abdülkadir San. sulann yükselmesi sonucu yurttaşlann mağdur olduğunu belirterek "Bize ulaşan rakamlara göre göl çevresinde 870 ev ve binlerce dönüm arazi sular altında kalmıştır" dedi. Kanserin7 sinyali • ANKARA(AA)- Yeşilay Dergisi'nde yer alan bir haberde '7 uyancı sinyaline kulak verilmesi" istendi. 7 sinyal şöyle sıralandı: Boşaltım alışkanlıklannda değişme, iyileşmeyen yara, anormal kanama ya da akıntı. memede veya başka bir organda kitle, solunum bozukluğu ya da yutma güçlüğü. siğil ya da benlerde belirgin bir gelişme. sürekli öksürük ya da ses kalınlaşması. TGC Başkanı Nail Güreli, tekelleşmenin basm özgürlüğünü tehdit eder boyuta ulaştığını söyledi 'Promosyon çdgmhğa dömiştiT• Basın sektörünün diğer sektörlerdeki gibi salt kazanca dayanan düşünceyi terk etmesi gerektiğine değinen Güreli, "Sermaye. basının bir kamu görevi gördüğünü kabul etmelidir ve aşın kazanç beklememelidir. Basın zaman zaman siyasal ilişkilerin etkisinde kalarak bağımsızlığını tehlikeye düşürür konumlara girmiştir" dedi. GÜNDÜZİMŞİR Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC): bugün, kuruluşunun 50'nci yıldönümünü kutlayacak. Bu nedenle TGC Başkanı Nail Güreli ile gazeteciliğin dünü, bu- günü ve yannı üzenne söyleştik. Basında son yıllarda belirgin bir tekelleşme olgusuna dikkat çe- ken Güreli. meslek içi otokontro- lün oluşrurulmasıyla basın özgür- lüğünü tehdit eden bu yapılaşma- nın önüne geçilebileceğine dikkat çekti. Güreli. gazetecilik mesle- ğinin birbirinden önemli sorunla- n olduğunu belirterek da> anışma ve özeleştirinin günümüzde ka- zandığı önemin altını çizdi. Gü- reli'nin sorulanmıza verdiği ya- nıtlar şöyle: - Cemiyetimiz bugüne kadar hangi getişmderi gösterdL İşlevi ye- terli mi? Neter yapdmalı? - Gazeteciler Cemiyeti: bası- nın. gazetecilerin sorunlanyla doğ- rudan doğruya ilgilenmek ve si- yasal iktidardan bağımsız bir po- İitika izlemek ihtiyacından doğ- du. Başta Sedat SÎmavi ve arka- daşları olmak üzere 5 gazeteci. o zamanki meslek kuruluşu olan Türk Basın Birliği'nden aynla- rak 1 *GazetecflerCemi>eti"ni kur- dular. Gazeteciler Cemiyeti"nin kuruluşundaki belirgin çizgisi, salt gazeteciliğin sorunlannı çöz- mek. siyasal iktidardan bağımsız- lığını vesaygınlığınıkorumak ol- du. Çok ağır, çok çetin sorunlar yaşıyoruz. 50 vıl içinde TGC'nin bütün yönetimlerinin başlıca uğ- raş alanı ve en temel sorunu, ba- sın özgürlüğü konusu olmuştur. Gönül dilerdi ki 50 yıl içinde ba- sın özgürlüğü artık tartışılır ol- maktan çıksın. Gerçekler özgür- ce halka aktarılsın. - Basın özgürlüğünün önünde- ki engelleri sıralar mısınız? - Oteden ben basın özgürlüğü- nün önündeki engeller, siyasal ik- tidarlardan kaynaklanmıştır. Çok partili demokrasiye geçişi 1950 olarak kabul edersek. 1950'nin cicim ayları sona erdikten sonra siyasal iktidarlarbasınakarşı. ken- di çıkarlan doğrultusunda çeşitli baskıcı yöntemler u\gulamıştır. Baskıların temelinde yasal engel- leri saymamız gerekir. Bugün Ba- sın Kanunu'ndan. Türk Ceza Ka- nunu'na kadar çeşitli yasalarda. tespit edilen 150'yi aşkm hüküm basınla ilgilidir. Bunlann önemli bir bölümü de haberin rahatça alı- nıp rahatça basılmasının öniinde engeller oluşturmaktadır. Bunla- nn bir kısmı, başta 657 sayılı "Dev- let Memurlan Kanunu" gibi bü- rokratik engellerdir. Bu yasal ve cezai engellerin dışında günümüz- de bir başka engelle daha karşı- laşıyoruz. Bu da basının yapısal degışıkliklerinden kavnaklanan iç engellerdir. Basın içerisinde son 15 yıl içinde siyasal iktidar- lann öncülüğüyle, iktıdar çıkan- na ve iktidardan yararlanılması doğrultusunda yeni ilişkileroluş- turuldu. Özellikle siyasal iktidar- lara karşı gazetecinin belli bir me- safev i koruması gerekir. 1980 "den sonra bu mesafe korunmaz oldu. Bu ilişkı, bu niyet önce siyasal iktidarlardan geîdi ve ne yazık ki bir kısım basında da muhatabını buldu. Büyük sermaye buna ko- şut olarak geldi. Basının da bir ti- cariyanı vardır. ama diğer sektör- lerden farklıdır. Basın sektörüne gelen sermaye, diğer sektörlerde- ki sırf kazanca dayanan düşünce- yi terk etmelidir. Basının bir ka- mu görevi gördüğünü kabul et- melidir ve aşın kazanç bekleme- melidir. Basın zaman zaman bu si- yasal ilişkilerin etkisinde kalarak bağımsızlığını tehlikeye düşürür konumlara girmiştir. Kamuoyu. bu değışimin. basının fark etme- diği ölçüde farkındadır. Krediler konusu var örneğin. Büyük yapı- sal degişim olunca. Babıâli"den 50. yıl etkinlikleri10 Hazıran 1946"da kurulan Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin (TGC) 50. yılı kutlamalanna bu yılın ocak ayından itibaren başlandı. Yıl sonuna kadar yayılan etkinliklerin sonunda hem TGC'nin. 50 yılı hem de basının gelişimi ve bugünkü durumunun belgesellerinin oluşturulması amaçlanıyor. Gerçekleştiriten etkinlikler şöyle: - TGC ve TRT ortak yapımıyla 4 dizilik bir belgesel film hazırlandı. TGC'nin kuruluşu ekseninde. son 50 yılda baMnın gelışmeleri ve geçirdiğı mücadeleler anlatılan dizı. temmuz ayı içinde gösterime girecek. - TGC ve posta işletmesi anlaşmasıyla 24 Temmuz"da tedavüle verilecek olan 50. yıl hatıra pulu çıkanlacak. - 1870'ten bu yana Türk basınının özeleştirisinı konu aian karikatürlerler sergilendi. - Basında promosyonun tarihi konusunda yapılan toplantının ardından, yine 1870'lerden bu yana gazetelenn promosyonlanndan örnekler içeren ve halen devam eden bir sergi açıldı. - Tekelleşme. promosyon. saygınlık gibi basının temel sorunlan konusunda düzenlenen 7 panelin tam metninden oluşan ilk kitap, bu ay sonunda "Basın Rendini Sorguluvor" adıyla vavımlanacak. gazeteler 'medva-center'lara ta- şınınca. ekonomik bakımdan dö- nen çarkçok büyüdü. Yayıncılık- la bu çarkın giderlerınin İcarşılan- madığı görüşüldü ve promosyo- na başv uruldu. Zaman zaman da basın 4. güç olmaktan çıkıp 1. güç olma\ a soyundu. bu da temel bir yanlıştı. - Bu gelişmeler paralelinde le- keüeşmcden söz edebilir miyiz? - Basının bugünkü konumunun literatürdeki adı tekelleşme. Iki büyük kurumunelinde 14'üaşkın gazete var. Televizyonlar ve rad- yolar var. Ve basının pazar payı- nın yüzde 60'ının üzerindeki kıs- mı bu iki grubun elinde. Bu tanı birtekelleşmedir. "Fülentekelleş- me voktur. V'ayuı v önetimi gazete- cilere kanşmamaktadır. Herkcs istedigini >aap çizmektedir" şek- lindekı görüıjleri tartışılabılirbu- luyorum. Bugün ben bu çokses- lıliği sadece kemanlardan oluş- muş bir orkestraya benzetiyorum. Bugünkü bu başıboşluk içinde ya- nn öbürgün sermaye gruplannın çok kritik çıkarlan söz konusu ol- duğu takdirde çoksesli yayına mü- dahale etmeyeceklerinin garanti- sı yoktur. Buna ek olarak yann daha büyük sermaye geldiğinde ne yapacağı da bellı değildir. Yasal düzenlemeler. kurallargetirilme- lidir. Tam uygulanır, uygulanmaz veyadelinir, delinmez.. onun mü- cadelesı yapılır. Ama bir zemin üzerinde, bir ortam üzerinde mü- cadelemizi yürütmemiz gerekir. - Tekelleşme şu anda ketıdini nasıl giKtcrivor? Bugünkü pratik nasıldır? - Seçim dönemlerinde özellik- le tartışma konusu olduğu göz- lemlendi. Çeşitli büyük basın ku- ruluşlan taraf konumuna bürün- düler. Elbet gazetenın bir siyasal görüşü olabilir. Yayın ılkeleri olur. Hele yönlendirici. saptıncı. mak- satlı olarak kamuoyu oluşturucu haber yayını yapılıyorsa. bu. mes- lek ilkelerineaykındırvedemok- ratik rejim açısından da tehlike- lidir. Tekelleşme olduğu zaman bunun tehlikesi çok daha fazla ar- tıyor. - Günümüzde tekelleşme olgu- sunun gözlenmeve başlamasıyla birlikte 80'li v ıllardan önceki ob- jektif habercilik anlavışı, ne tür sekte>e uğradı? - Taraflı yayıncılığın tekelleş- meyı teşvik edici unsurlanndan biri de bizde demokrasi kültürü- nün tam yerleşmememiş olması- dır. Zaman zaman askeri darbeler- le de objektif habercilik kesinti- ye ugramıştır. Özgür gazetecilik yayın yasaklanyla engellendi. Araştırma gazeteciliği darbe ye- dı. Gazeteler, magazine yönlendi- rilmeyeçalışıldı. - \Ied> adaki astronomik ücret- ler hakında neler düşünüvorsu- nuz? - Eşit ücret ilkesi genelde uy- gulanmalı. ama bunun istisnalan olduğunu kabul etmek gerekir. Fakat çok astronomik ücretler ödenmesi tabii istihdam politika- sındaönemli bir yanlışlığı, bir ra- hatsızlığı sergiledi. Bunun kamu- oyuna yansıyan dedikodulan da basının güveniliriiğini sarstı. Ki- mi gazete sahiplerinin büyük trans- ferlerle kadrosuna aldığı yazarla- rı. sadece yazı yazması, yorum yapması için değil. siyasal ikti- darlarla ilişkileri düzenlemesi için aldığı da söylendi. Önemli olan bü- tün gazetecilerin, gazetecilik mes- leğinin kişiliğine ve niteliğine ya- raşır ölçüde ücret almasıdır. - Gazetelenn sendikasızlaştınl- ması operasyonu u> gulandı. Bu- gün Cumhunyet gazetesi, de\ letin resmi haber ajansı dışında sendi- kalı olan basın kuruluşu yok. Bu. basın için bir tehdit oluşhırabüir mi? - Bunda gazetecilerin dayanış- ma noksanlan. davranış hatalan- nın da payı var. Sendikasızlık. ba- sın çalışanı için değil. patron için de sermaye için de yanlış. Çünkü günümüzde sendikacılık sadece ücret sendikacılığı olarak düşünül- müyor. Sendikacılık anlayışı ge- nel anlamda değişti. - Bu bağlamda Cemiyet yöne- temi olarak üvelerimize bu konu- da yeniden bir da> anışma öneri- yor musunuz? - Örgütlü olmaktan yanayız. Bi- zim sektörde basında çalışan ar- kadaşlanmızın sendikalı olmala- nnı öteden beri öneriyoruz. - Promosyon yapan gazerelerin belirrtiği gibi tiraj arrtırarak okur arttıncı ve okumavı özendiren bir olgumu.voksa promosyon,tekel- leşmenin zomnluluğuyla vardığı bir nokta mı? - Promosyon için şu üç temel tespiti söylemek lazım. Birincisi makul ölçülerde. ikincisi basının kimliğine ve niteliğine yaraşır bi- çimde, üçüncüsü de tanıtım ara- cı olarak kabul edilebılir buluyo- ruz. Ama bugünkü durumda bu üç tespit makul ölçülerde olmaktan çıkıp çılgınlığa, kuponbağımlılı- ğınadönüşmüştür. Hem bir gaze- te olarak hem de okur açısından. Bu bağlamda da okur müşteriye dönüşmüştür. - Promosyonun bu boyutta çıl- gınlığa dönüşmesi konusunda Ce- miyet olarak herhangi bir araş- tırmanız var mı? Vani artık okur bu basının etiğe uvgun dav randı- ğı konusunda eski güvenilirüğe sa- hipmi? - Biz bu konuda rakamsal ola- rak bir kamuoyu araştırması yap- tırmış değiliz. Ama çok yoğun olarak okurlardan Cemiyetimıze tepki geliyor. Cemiyetımizin pro- mosyonu kestirmede sanki bir yaptınmgücüdevarmışgibi. Ge- çen dönemde ansiklopedi yanşı sı- rasında promosyon nedeniyle ga- zeteler birbirlerini kötüler hale geldiler. Bizim yaptınm gücü- müz yok. Yaptığımız bir panele promosyonda öncü olan gazete- nin yönetici üyesi de geldi ve o da promosyondan şikâyet etti. Hat- ta yasal olarak yasaklanması ge- rektiğini söyledi. - Dağrtımdald bu son gelişme hatta buna dağıtımdaki bir tekel- leşme de denilebilir. Baskı unsu- ruvar. Bu konuda nedüşünüyor- sunuz? - Bu bir tekelleşmeyi getirirse irili ufaklı bütün gazetelerin oku- runa haksız rekabetten mağdur olmayacak biçımde ulaşmasının güvence altına alınmaM gerekir. Bu olmadığı zaman dağıtımda da çok- sesliliğinengellenmesi söz konu- su olur. Son olav. >eni bir dağıtım şirketinin kurulması. iki büyük grup tarafından bu endişeyi gün- deme getirdi. Cemiyetimiz cok- sesliliği savunuyor. Haksız reka- betten zarar görecek olan yayın or- ganlan da bir araya gelip dayanış- ma içinde tavırlannı ortaya koy- malıdırlar. \ Sorunlar tartısıldı 6 Anadolu basınına gösterflmedi' • lstanbul'da bir araya gelen 36 cemiyet başkanı Anadolu basınının sorunlarının daha fazla olduğunu söylediler. Devlet Bakanı Alip Talip Özdemir, toplantıda yaptığı konuşmada Anadolu basınının bilinçlenmesi ve bilgilendirilmesi için programlar hazırladıklannı söyledi. Özdemir, Anadolu basınına gereken ilginin gösterilmediğini vurguladı. • TGC Başkanı Nail Güreli ise şimdiye kadar \erel basının sorunlan ile ilgilenilmediğini, Anadolu basınının sorunlan ile ilgili tarihi kararlar alınacağını belirtti. Cemiyet başkanları, TGC'nin 50. kuruluş etkinliklerine katılacaklar. İstanbul Haber Servisi - açısından sıkıntılara Türkiye"deki gazeteci çözüm üretmek cemiyetlerinin başkanları, basının ve gazetecilerin sorunlannı tartıştı. Cemiyet başkanlan. özellikle Anadolu basınının sorunlannın çok daha fazla olduğu konusunda birleşti. Çeşitli illerde kurulu gazeteciler cemiyetlerinin başkanlan. lstanbul'da bir araya geldi. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin (TGC) daveti üzerine Istanbul'a gelen 36 gazeteci cemiyeti başkanı. dün Basın Müzesi'nde yapılan toplantıya katıldı. Toplantıya katılan basından sorumlu Devlet Bakanı Ali Talip Özdemir. Anadolu basınına gereken ilginin gösterilme- diğini söyledi. Anadolu basınının bilgilenmesi ve bilinçlenmesi için bazı programlar hazırladıklarını belirten Özdemir. "Basın Yayın Genel Müdürlüğü'nün bünvesinde Anadolu Ajansf nın hazırladığı habeıieri içeren bir bülten hazırlayıp N'aülikler aracılığı ile yerel basına gönderiyoruz 1 " dedi. Devlet Bakanı Özdemir. dev letin sürekliliği Ali Talip Özdemir gerektiğini de v ureuladı. TGC Başkanı NaüGüreU de Anadolu basınının sorunları ile ilgili tarihi kararlar alınacağını söyledi. Şimdiye kadar yerel basınının sorunlanyla ilgilenilmediğini kaydeden Güreli. şunları söyledi: "Anadolu basınının sorunlannın çözümü için önemli adımlar atılacak. Yerel basının daha çok sorunlan var. Dayak yeme. tartaklanma gibi. Her birimiz gazeteciler cemi>etleri başkanlan olarak sonımluluk bilinciyle gazetecilerin haklanna sahip çıkacağız." Cemiyet başkanları daha sonra toplantının basına kapalı yapılan ikinci bölümünde Gazeteciler Cemiyeti'nın güçbirliğini gerçekleştirme ve buna etkin bir işlerlik kazandırma yollan ile basının yaygın ve verel sorunlannı tartıştı. Gazeteciler cemiyetlerinin başkanlan, bugün de TGC'nin kuruluşunun 50. yılı nedeniyle düzenlenecek etkinliklere katılacak. nkırıy nda lü birgeceKültür Servisi - Önceki akşam Yedikule Zındanlan'nda dünyaca ünlü piyanistimiz Idil Biret ve İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası birlikte bir konser verdıler. HABITART etkinlikleri kapsamında ver alan ve Nurol Yatırım Holdıng AŞ'nin katkılanyla düzenlenen konser. Çaykovski'nin '1. Piyano Konçertosu' ile başladı. Protokol dışındaki izleyicilenn yere oturarak ızlediği binnci bölümü mükemmel bir uyumla tamamlayan Biret ve İDSO ayakta alkışlandı. Seyırcilerin ısteği üzerine dört kez sahneye gelen Biret, bin orkestra ile diğeri tek basına piyanoda iki yapıt seslendirdi. Konserin ikinci bölümünde ise Rus ordusunun Napoleon'a karşı kazandığı zaferi konu alan. yine Çaykovski'nin '1812 Uvertiirii', şef Tadeuz Strugala'nın başanlı yönetimiyle İDSO tarafından dünyada ilk kez seslendirıldi. Konserin bu bölümünde. yapıtın en v urucu anlannda Yedikule surlanndan yapılan top atışlan ilk anda ızleyenleri yerlerinden hoplatsa da tarihsel bir atmosferde gerçekleşen konserin büyülü havasına ayn bir boyut kattı. Konser.giriş ve çıkışta güvenlik nedeniyle konulan kulvarlann yarattığı izdiham ve ses düzenindeki pürüzlere rağmen dinleyenleri büyülerken. Yedikule Zındanlan. mükemmel bir konsere sahne oluvordu. (1CA.AN SAGANAK) 'Gücümüzün farkmda değiliz' ÇGD 13. Olağan Genel Kurulu dün toplandı. Genel Başkanhğa İsmet Demirdöğen seçildi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Çağ- daş Gazeteciler Demeği'nin (ÇGD) dün yapjlan 13. Olağan Genel Kunılu'nda. ge- nel başkanlığa İsmet Demirdöğen seçildi. TÜBİTAK Feza Gürsoy Toplantı Salo- nu'nda gerçekleşririlen Genel Kurul'a, Hak- İş Genel Başkanı Salim L'slu. Özgürlük ve Dayanışma Partisi PM üyesi Orhan Kara- kuş. Işçi Partisi (İP)Genel Sekreteri M.Bed- ri Gültekin. bazı milletvekilleri, İHD Ge- nel Başkanı Akın Birdal, Prof. Alpaslan Işıklı ile çeşitli kuruluşlann temsilcileri ve basın mensuplan katıldı. Gazeteci Yılmaz Akkılıçın yaptığı konuşmada. basındaki tekelleşme ve teksesliliği eleştirdi. Eski ÇGD Genel Başkanı Mustafa Ek- mekçi, basın çalışanlannın güçlerinin far- kında olmadıklarını belirterek. Mustafa Kemal"in Sıvas Kongresi'ni SOkişiyletop- ladığını. ancak rvurtuluş Savaşı'nı başarıy- lasonuçlandırdığına dikkat çekti. "Biz bir avucuz,güçlüyüz"diyen Ekmekçi. gazete- cilerin kendi sorunlanna daha çok sahip çık- malannı istedi. Basında giderek yaygınla- şan promosyon uygulanıasına da değinen Ekmekçi. yazarlann bu gidişe tavır alabil- mesi için karşı yazılar vazmalan gerekti- ğini belimı. Genel kurulda yapılan seçimler sonu- cunda İsmet Demirdöğen başkan olurken Yönetim Kurulu'na Can Dündar, Cengi/ Kuşçuoğlu. \edatÇuhadar. Naci Oner. Mus- tafa Erdoğan, Sinan üztiirk, Şeref Özer, Cöksel Bozkurt. Celal Ka/dağlı, Eren Si- nan Ozgünay, Ekrem MeraL Nergis Bozkurt, Mustafa Kirman ve Murat İnceoğluseçil- di. Denetleme Kurulu "na. Olgunay Köse, Nesrin Hocaoğlu ve Önder Doğan getiri- lırken. Onur Kurulu üyeliklerine Mustafa Ekmekçi, Ahmet Abakay, YarlıkOzmenek. Yılmaz Akkılıç ve Selçuk Aslan seçildiler. Mustafa Ekmekçi. gazetecilerin kendi sorunlanna sahip çıkamalannı istedi. Yaramaz öğrenciye tuvalet cezası LFUKTEKİN ADANA - Not kırma. sözlüye kaldırma. azar. tek ayak üzerinde bekletme. teneffüse çı- kartmama. tokat. dayak... Eğitim-öğretim sistemimizde yıllardır uy- gulanagelen bu cezalara Adana'daki birorta- okulda "tuvalet cezası" eklendi. Abdürrahim Gizer Ortaokulu'nda okuyan dört öğrenci, ya- ramazlık yapınca soluğu tuv alette (!) aldı. Mü- dür yardımcısı Osman Özarslan, "Nedenyap- tnuz" ya da "Neyaptınız" dive sormadan öğ- rencılen tuvaletin içine tıkıp cezalandırma yo- lunu seçti.Bunalıma giren öğrencilerden biri- sininbabasının, Milli Eğitim yetkilileriney ap- tığışikâyetten -şimdilik- bir sonuç çıkmadı. Öğretmenleri "tahsildar" haline getiren Milli Eğitim sistemimiz Adana kent merke- zindeki Abdürrahim Gizer (eski adı Seyhan) Ortaokulu'nda bugüne dek duyulmadık bir ceza anlayışını da ortaya çıkardı. 29 Mayıs 1996 Çar^amba günü meydana gelen olayda Z., M. ve U. adındaki üç öğrenci. 2. dönem baş- ka bir okuldan kendi okullarına gelen öğren- ci M.C.Ö.'yle tartışmaya başladılar. Yaşadığı olayın halen şokunu atlatamadığı hissedilen öğ- renci M.C.Ö., tartışmayı ve sonrasında geli- şen olayları şöyle anlartı: "_Bana sürekli sataşıvorlardL O giin 1. ders- ten sonra arkama bir sey yapıştınnca ' Uğraş- mayın benimle" dedim. Istediğimizi yaparız. bu okula gelme' dediler. Daha sonra tuvalet- te üç-dört kişi beni yine sıkıştınh. O sırada müdür yardımcımız gelip Ne oluyor' dive sordu. Anlatırken dördümüzü dediğer müdür vardımcımız Osman Bey 'in (Özarslan) odası- na çektL." Odasına götürüldüklerinde müdür yardımcısı Özarslan'ın telefonla konuştuğu- nu belirten öğrenci M.C.Ö« anlatmaya devam ediyor: " "Bunlara ne ceza verelim" dive so- nınca Osman Be\; "Nedir'. 'Ne olmuş' dhe sormadan dördümüzü birden tuvalete götür- dü. Kapıyı kapatü, bizi kilitledi sandık. Dört kişi bunın buruna kalmıştık. Biraz kaldıktan sonra Osman Bey gehü, diğer üç öğrenci yazı- lı için sınıfa gitti ben de kendi sınıfima. Sonra-" "Sonra"sını anlatmakta güçlük çeken M.C.Ö.. bir dershanede görev yapan babası Si- nan Ozkanoglu'nun müdahalesinden sonra konuşmasına devam edebildi: "Ders bitince ben tekrar derse girdim. Ce- zamız bitti sanıyordum. TenefTUste üç öğrenci gekli, 'Osman Bey çağınyor' dediler. Gittim. Onlan bir daha tuvalete sokmuş. Bizi. dördü- müzü yine tuvalete soktu. Bir saat kadar kal- dık. Kapıvı açtım. dayanmadım. Ağlayarak kaçtun eve." Kendisinin de eğıtimci olduğu- nu belirten öğretmen Sinan Özkanoğlu. "Böy- le bir cezayı, suçu işleven diğer çocuklar için bile kabul edemem. Bu sadistlikten başka bir şey değil. Oğlum, hâlâ olayın etkisinde. Dara- cık bir tuvaletin içinde birkaç kez zorla hıtul- mak ne denıek. siz ne hakla. kim olarak >apar- sınız bunu!.. Bu > anlışı, bu düzev sizliği vapan- lar hakkında derhal sonışturma başlatilması- nı istivoruz. Durumu Milli Eğitim Müdür Yar- dımcısı Muharrem Gelen'e bildirdik, henüz bir şe> yok" diye yakındı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear