14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
29 NİSAN 1996 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA 13 ANKARA kulisi IŞIK KANSU Ozeleştiri zamanı M emurlar, sendikal hakları için eylemler gerçekleştirdiler. Eylemlere, siyasal iktidar, disiplin cezaları, soruşturmalar ile karşılık verdi. Son memur eylemlerinin sonuçlarını, eski Eğitim- Iş Genel Sekreteri Erdal Çalı iki ayn yönden değerlendiriyor. Birincisi hükümetin tutumu. Çalı'ya göre hükümet, KESK ve bağlı kamu çalışanları sendikalarını "bazı sorunlan bahane eden, sorun yaratan kuruluşlar" olarak değerlendirdi. Yani memurların haklı istekleri karşısında sorunlan demokratik diyalogla çözmeye çalışan "katılımcı" bir anlayış yerine, konuya ceza ve tehditle yaklaştı. Çalı'nın değindiği ikinci sonuç da eylemlerin kamu çalışanları sendikalarına ilişkin: "Bana göre sendikalarda önce karar alınıyor, sonra eylemin doğru olup olmadığı tartışılıyor. Çalışanlar da korku, cesaret, eylem kıncıfığı gibi sözcüklerte dolu bir tartışma içinde sürgün olma, ceza alma endişeleri arasına sıkışıp kalıyor. Önceden özgürce, eylemi neden istiyoruz, getireceği riskleri neden ve ne kadar göğüslemeliyiz gibi tartışmalar ya yapılmıyor ya da çok az sayıda insanın arasında, kadro düzeyinde yapılıyor. Örneğin öğretmen sendikasında, çalışanlann kaçta kaçının kararlara katıldığını açıklaması üzerine eylem yapılacak? Almanya'da grev karan alınırken, yüzde 75 çoğunluk aranıyor. Bizde bunun ölçüsü yok. Diyelim ki 150 Salonda olmayanlar DYP Genel Başkânı Tansu Çiller hakkında TEDAŞ dosyası nedeniyle Meclis soruşturmasına ilişkin önergenin oylaması yapılıyordu. Meclis'teki iki sol partiden DSP'nin milletvekilleri salonu boşalttılar. Diğer sol parti CHP'nin temsilcileri ise önergenin kabulü yönünde oy kullandılar, birkaç kişinin dışında. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal. eski Genel Başkan Hikmet Çetin ve eski SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın, oylama sırasında genel kurulda yoktular. Bu üç isim. DYP ile koalisyon ortaklığı sırasında Tansu Çiller'in Başbakan Yardımcılığı'nı üstlenmişlerdi. Salonda bulunmayan DSP'liler de DYP'nin ortak olduğu ANAYOL koalisyonuna "utangaç" destek veriyorlardı. Veriler böyle. Nasıl yorumlarsanız yorumlayın. kişik bir okulda, 40 sendika üyesi var. 40 üyeden 20'si karar alınacak toplantıya gelmiyor. 11'i katılalım diyor, eyleme katılan üç kişi oluyor. Şimdi, memur sendikalannın kendi aralannda tartışması gereken konu bu. Çünkü böyle giderse, örgütlenmeye karşı bir inançsıziık gelişecek." Çalı. belleklerin 1969'a dönmesini, ünlü TÖS boykotunu anımsamasını diliyor: "TÖS, o boykot sırasında, üye sayısmın iki katını aşkın katılım sağlamıştı. Oysa bugün bırakın üye olmayanları, üyelerin arasında bile katılım oldukça düşük. iş 'mertlik-namertlik' tartışmasına gidince, tartışmama yolunu seçiyor, içlerine kapanıyor insanlar. Bu eylemler sonucunda sendikaların üye sayısı artma yerine düşüyorsa, durum ciddiyetle değerlendirilmeli." Memur sendikacılığı, 1980'lerin sonlarında iğneyle kuyu kazılarak, ayağı yere basan bir hukuk ve hak savaşımı ile bugünkü noktaya geldi. Son dönemde, memur sendikalannın yasallık tartışması yıllar sonra yeniden gündeme gelebilıyor, baskılar artıyorsa, bu durumun tek sorumlusunun siyasi iktidarlar olduğunu savunmak "kolaycılık" sayılabilir. Memur sendikacılığı ıçin ozeleştiri yapma zamanı geldi gibi. Tekelciliğe yol vermek K amunun elindeki. hem de yatırım yoksunu Doğu'daki çimento fabrikaları satışa çıktı. Fabrikaları satın almak için en yüksek öneri verenlerin arasında, paravan şirketlerle devreye giren Uzanlar bulunuyor. Eski Sanayi ve Ticaret Bakanı ve DSP Istanbul Milletvekili Tahir Köse, kendi döneminde bu fabrikaların özelleştirilmesine karşı çıkmıştı. Neden? Kendisi açıklasın: "Doğu ve Güneydoğu'daki fabrikaların sosyal nitelikleri var. Yıllardır görüyoruz, özel sektör bu bölgelere yatınm yapmıyor. Buradaki çimento fabrikalannı, kapasiteleri küçük olmasına karşın kâr eder duruma getirmiştik. Repo yapacak paraları bile oluştu. Oncelikle, sosyal yönden bu fabrikalann kesinlikle satılmaması gerekiyor." Doğu'daki fabrikaların satılmamasının ikinci bir gerekçesi daha var Köse'ye göre. O da şu: "Çimentonun nakliyesi çok zordur. 100-200 kilometrelik bir dairenin içine bir başka fabrikadan çimento girmesi kolay olmuyor. Bir başka anlatımla, bu yöredeki çimento fabrikalannın Rantiyeliğe karşı ses TMMOB Peyzaj Mimaıiarı Odası Genel Kurulu yapıldı. Odanın genel merkez yönetim kurulu daha çok hanımlardan oluşuyor. Başkan Betül Uyar'ın dışında,,yönetimde Rahime Tunçtan, Ozge Dora, Songül Kahramansoy, Ayşe Karabaş görev yapıyor. Yönetim kurulunun erkek üyeleri ise, Emre Ertözün ile Ali Rıza Karagüzel. Oda seçimleri sonrası yapılan ilk açıklamada, çevre sorunlanna değinildi. Ama alışılagelmiş, dünya ve Türkiye'deki ekonomik ve sosyal gelişmelerden soyutlayan bir çevre anlayışını gündeme getirmiyorlar: "Yeni dünya düzeni, uluslararası mali serrnayeyi sınır tanımaz bir biçimde egemen kılarken, ülkemizde sürdürülebilir kalkınma ideolojisi ve özelleştirme uygulamaları ile kentler, rantiyelerin eline teslim edilmektedir. Imar planlan, politik baskılarla açık-yeşil alanlardan çalarak, betonlaşmayı sistemleştirirken, varoşlarda kanunsuz bir yaşantryı da özendirmektedir. Patlamaya hazır çöplükler, talan edilen su havzalan, yüksek kat rejimi ve boşluksuz aşın yoğun yapı nizamı ile sağlıksız yaşama ortamlan haline dönüştürülen kentier, ülkemiz gerçeğidir. Toplum yaranndan yansıyan kamu yararınm savsaklandığı ve plansızlığın seçimlendiği bir süreçte; ormanlar, çayır ve meralar, tanm alanları, kıyılann yer aldığı ekonojik-doğal-kültürel çevre de bu bozunumdan payını almaktadır. Geri teknolojisi ile nükleer çöplükler, sanayi atık ve artıkları, su ve toprak erozyonu, çölleşme, ormansızlaştırmaya ödenen fatura, ülkemizde çok ivedi ve ciddi bir politika ve planlama değişimini yaşamsal kılmaktadır." Bu görüşleri okurken, doymadan rantiyecilik yapan bir aile düştü aklımıza... her biri yöresinde tekel. Örneğin, Van'daki fabrikayla rekabet edecek diğer fabrikalar en yakın Gümüşhane'de, Urfa'da. Oysa bu fabrikalann Van'a çimento satması, yüksek malıyetli nakliye nedeniyle olası değil. Dolayısıyla, yörelerinde tekel oluşturan fabrikaların kolaylıkla istedikleri gibi fiyat ayarlamalan işten bile değil. Bu açıdan da bu fabrikalar kesinlikle özelleştirilmemeli." Doğu'daki fabrikaları elden çıkarmayı düşünenler bu gerçekleri de bilsinler istedik. Basın hakları izlenecek Türkıye Gazeteciler Sendikası (TGS) Ankara Şubesi, kutlanacak bir girişımde bulundu ve "Basın Haklan izleme Komisyonu" oluşturdu. Şube Başkanı Ercan ipekçi. komisyonun çalışma konularını şöyle özetliyor: "Gazetecilere yönelik saldınlar, basın ve düşünce özgürlüğüne ilişkin kısıtlamalar ve açılan davalar, meslek ahlakıyla bağdaşmayan ve mesleği yozlaştıran uygulamalar, işverenden kaynaklanan baskılar..." TGS Ankara Şubesi, bu anlamda ilk uygulamasını. 23 marttaki öğrenci gösterilerı sırasında polıslerce dövülen gazeteciler için yaptı ve böylesi olaylarda zarar gören meslektaşların idare aleyhine maddi ve manevi tazminat davası açmaları halinde kendilerine her türlü desteğin verileceğini açıkladı. ipekçi. komisyonun işlevlerıni daha genışleteceklerini söylüyor: "Gazeteciler, işverenin şahsı ve şirketlerinin çıkarlanna alet edilmemelidir. Gazeteci; iş takibi yapmak, yönlendirici ve yanıltıcı haber yazmak ya da okumak konusunda işverenler tarafından doğrudan ve dolaylı biçimde zorlanmamalıdır. Gazeteci, işverenin bu tür isteklerine karşı mesleki ahlak gereğince direnebilmelidir. Gazeteci, her an işten atılma, işsiz kalma korkusu içinde olmamalıdır." ipekçi, basın emekçilerini. mesleki haklarma sahip çıkmaya çağırıp, şu öneriyi getiriyor: "Ya tam kölelik ya sendikal mücadele..." DSP Trabzon Milletvekili Prof. Dr. Hikmet Sami Türk'ü, yıllardır seçim sistemleri üzerine yaptığı değerlendirmeler ve araştırmalaria tanırız. Italya'da merkez sol "Zeytin Ağacı" ittifakının seçimleri kazanması üzerine. Türk solunun bundan çıkarması gereken dersleri Hikmet Sami Türk ile görüştük. Türk, son Italyan seçimlerindeki önemin merkez sağda ve solda seçim ittifaklarının yapılması olduğunun altını çizerek şunlan söyledi: "Italya'daki seçimin asıl galibi, oylann önemli bölümünü toplamayı başaran Demokratik Sol Parti önderliğindeki Zeytin Ağacı' ittifakı oldu. 8 partinin yer aldığı ittifakın toplam oyu yüzde 43.3.İttifakın içinde en yüksek oyu yüzde 21.1 ile Demokratik Sol Parti aldı. Toplam oyu yüzde 43.6 olan merkez sağda en yüksek oyu alan parti de yüzde 20.6 ile Haydi Italya. Burada dikkati çeken nokta, merkez sağın oy Italya dersi oranının yüzde 0.3 düzeyinde merkez soldan fazla olmasına karşın, merkez solun parlamentoda daha çok sandalye kazanması. Bu, İtalya'da uygulanan çoğunluk sisteminin bir azizliği aslında. Italya'nın yeni Başbakanı olacak Prodi'nin gerçekleştinmeyi düşündüğü ilk işler arasında bir anayasa reformu, bir seçim yasası reformu ve seçim sisteminin tümüyte çoğunluk sistemine kaydınlması var." Bu noktada, ister istemez İtalya ve Türkiye'deki ittifakları karşılaştırmaya giriyoruz. Hikmet Sami Türk'ün yorumları ilgi çekici: "Bizde seçim ittifakları muvazaalı şekilde yapılıyor. Başkanlar ya da milletvekili olması istenenler, partilerinden istifa edip öbür partinin programına ve kampanyasına sığınıyoıiar. Oysa Italya'daki ittifak, seçim öncesi ortak bir program ve bir tek başbakan adayı üzerinde birleşilerek yapılmış. Bizde de Siyasi Partiler Yasası ve Milletvekili Seçimi Yasası ile yasak olan ortak liste çıkarma veya seçimlerde işbirliği yapma yasaklannın kaldınlması gerekiyor. Dikkat çekici bir nokta da italya'daki en yüksek oy miktarlan ile bizdekiler arastnda bir paralellik olması. En yüksek oylar, bizde yüzde 20'ler etrafından dolaşıyor." Türk, italya'daki merkez sol ittifakın çok ciddi bir programla, vergi reformu ile yapacaklarının kaynaklarını göstererek ortaya çıkmasının da seçim kazanmada önemli bir rol oynadığını belirtıp ekledi: "Merkez solun başansını bir de seçim sistemi kolaylaştırdı. fttifaklann yasak olmaması, bu toplanmayı olanaklı kıldı." Türkiye solu, italya'daki son gelişmeleri çok yakından izlemeli. KIM KIME DUM DUMA BEHIÇAK H A R B I SEMÎH POROY fJİL m AVAM MooV %'\ Cflt- Ki&AHMoZUM.. 4$ıMF»4 AMA, H\Ç û&fögMlioR 1)L GADDAR DAVUT M-RI KLRTCEBE BLLUT BEBEK MIRMIRLAR ıCm IHMK ...Ü2ATTİKİ." ÜZÜMLEK SİR.KE OLbU... TARİHTE BUGl N vf.vrız ARIKM 29 \isan ÜM/r BUZMl/'A/A /LK ÜL4ŞAN DENİZCf.. ISOO'OE gU6ÜN,UMLU POK.TEKJZL/ PEMİ^Cİ 8ARTO LOMEU PlAS, ATU4S OÂ SıNDE OLMÛ$TÜ- 14- Y'L ONCE, PoeTEKlZ tUMLt HİUbiSTAM'A SİB OENİZ YOLU SULMAK V£ JOHN "UN ÜLtCESİNI ÛZEdE <£Ö&Elfl-E\ll>ıeil-MrŞn. AFGIICA 148? 'DE ÜMir 8U&MU 'Nü KEÇFETMlÇ, YIL DA f>O£r£KI£'E OÖMMÜÇTİJ. POSAL OO4- İZ/NE fcASTT/tMAAAIŞrt.. >*X//VU*Qj) , İ6 AY SUR£N 8U YOLCULUK SOMUMPA, Ö7~e&EN BE/Zt IPİSTAM DENİ2 YOLUNU *ÇM/, g^- İ4-9S'DE, VASCO 04 &4IM4, ü^/r OSMANELİ AŞLİYE HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN Dos\a\o: ]W5 95 Da\acı: Hakkı Ankara (A^lanlOsmancii Dereyörükköyün- den Davalı: ilçe Nüfus Müdürlüğü Osmanelı Da\a: So\adının tashıhı. Bıleeık ılı Osmanelı ilçesi Dereyörük köyü OIS (II cılt. no: 16. sj\fa: 4 kiitük Mrada nüfu^a kayıtlı Adem \e Av^e'den ol- ma l%2 doğumlıı Hakkı Ankara. Selım \e Arvfe'den olma 1965 doğumlu Tenzile Ankara - Hakkı \e Tenzıle'den olma 1986 doğumlu Ta\fun Ankara - Hakkı \e Tenzile'den olma 1992 doğumlu Mehmet Ankara'nın Ankara olan soy isımının Aslan olarak düzcltilmesine karar \cnlmekle i'jbu ara karan ılanolunur Basın: 72899 MALATYA 3. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN GAYRİMENKULL'N KIYMET TAKDİRİ RA PORU İLANI DosyaNo: 1987 1478 Ipotek alacaklısı A. Tamer Bağdatlı \ekıli A\. \ı-,&\ F.ıcne 7.000.000 TL. alacak \e masnıflannı ödemeve borçlu Ve\M Çclık'ın anılan borcundan dolay ı borçlu adına ka\ ıtlı Çamurlu kö\ ü Cönıert- tarlame\kiindeki 2l7parsel no'lu 83.300 m2 genı^lıöındekı "•<25- 30 eğımli tarla. yapılacak >atıi} ı^lemine eba;. oimak üzere yaptırı- lan bılırkışı ıncelemesınde tanzim edilen raporda gayrıınenkulün 19.9.1995 tarıhı ıtibamie m2"sının 7.()(M).()0(). TLAlen toplam 583.1 OO.(KK) TL. takdıredıldiğı tüın ilaılıler \e boıçluva ılanen teb- lıSolunur. 1.4.1996 Basın: S2IP^
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear