22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
11 NİSAN 1996 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER I.Ü. HukukFakültesi'ni işgal ettikleri gerekçesiyle yargılanan 51 öğrenciden 3l'i tahliye edildi Oğrencfler dayaıuşma içindeİstanbul Haber Servisi - istanbul Üniver- sitesi Hukuk Fakültesi'ni ışgal ertiklen ge- rekçesıyle "Oğrenim özgürlüğünü engelle- mek, kanııı nıalına zarar vermek, duvariara pankart asnıak. toplanh \e gösteri yürüyü- şü kanununa nıuhalefet etmek*" suçİanndan yargılanan toplam 51 ki^iden tutuklu bulu- nan 31 'ı dün tahlıye edildi. İstanbul Ünıversitesi Hukuk Fakültesi'ni 29 Şubat 1996 tarihınde işgal ettikleri uerek- çesiyle haklannda TCK'nin 188. 516. 537 ve291 I maddelerınden **Öğrenimözgürlü- ğünü engellemek. kamu malına zarar \er- mek. du\ arlara pankart asıpya/ı yazmak \e toplann ve gösteri yürüyüşü kanununa mu- halefet etmek*" suçlamasıyla haklannda da- va açılan îıse ve ünıversiteöğrencileri ıle li- se mezunu toplam 51 kış.ınin davası görül- meye başlandı. İstanbul 4. Ağır Ceza Mah- kemesı"ndedünyapılanılkduruş.mayaÜm- ranive Cezae\ı"nde tutuklu bulunan 31. tu- luksuz yargılanan 15 sanık. 20'nin üzerinde avukat \eöğrencılenn aılelerı katıldı. Arka- daşlanna destek vermek ısteyen kalabalık bıröğrenei grubu da sabahın erken saatlerin- den itibaren Sultanahmet Adlıvesi'nin önün- detoplandı. "Arkadaşlanmızserbestbırakıl- sın". "Eğitimde özeUeştirmeye hayır" yazılı ve "ÖzgürGençlik". "Yeni DemokratGenç- lik" ve "Detrimci Proleter Gençlik" ımzalı pankartlaraçan grup. duruşma sonuna kadar adljye önünde beklediler. Ünıversite. lıse öğrencileri ile öğrenci ol- mayan ve ünıversite sınavlanna hazırlandık- lannı belirten samklann önce kımlık tespiti yapıldı. Daha sonra sorgulan yapılan sanık- lar tek tek söz alarak ışgal olayını telev izyon ve radyoda yayımlanan haberlerden duyduk- lannı söylediler. İstanbul L'niversitesi'nin merkezkampusuönünden 1 martta polis ta- rafından gözaltına alındıklarını belirten öğ- rencıler. okulun içıne vgamfileregirmedik- (erine dikkat çektiler.Tutuklu olan 31 sanı- ğın ımzasını taşjyan savunma dilekçesinın mahkemeyesunıılmasınınardındansözalan hâkım. olay günü çekilen fotoğraflan ınce- ledıklerini belirterek. fotograflann ne za- man. nerede cekildtğinın bellı olmadıgını söyledı.Daha sonra söz alan 27 sanıgın avu- katları. savunma dılekçesini mahkemeye sundular. Dilekçey i okuvan avukatlar Efkan Bolaç ve Bilgütay Hakkj Durna. öğrencıle- nn egıtimde özelleştırmeye ve harçlann ast- ronomik oranlarda arttırılmasına karşı çık- tığını vurguladılar. Harçlann yüksek oranda arttınlmasının "üniversiteterin kapılannı halk çocuklanna kapatma girişiminin bir parçası olduğunu" sav unan a\ ukatlar. *Bu insanlar potisin \e mcd>anın dedigi gibi te- rörist değil, gerçek y urtsever öğrencilerdir" dediler. Daha sonra konuşan avukat Muhjt- tin Köylüoğlu da tutuklamanın gerekçesi ol- madıgını savundu. Avrupa tnsan Haklan Mahkemesi'nin 5. maddesine göre tutukla- ma süresinin makul olması gerektigini söy- leyen Köylüoğlu. samklann sınavlannın da yaklaştığı düşünülerek tahliye edilmelerini ıstedı. Avukat Muzaffer San da devleti so- yan kişılerin ellerini kollannı sallayarak dı- şanda dolaştıgını. eğitim hakkını savunan ögrencilerin ıse yargılandığını söyledı. Sa- vunma avukatlanndan sonra söz alan savcı, tutuklu samklann tahliye edilmesini istedi. Mahkeme. tutuklu bulunan 31 sanıgın tah- liyesine. Ankara'da bulunduğu için duruş- maya katılamayan DenizÖznurOzgürek'in savunmasının Ankara Nöbetçi Ağır Ceza Mahkemesi'nde alınmasına karar verdi. Öğrenciler, arkadaşlannın serbest bırakılmasını istedi. Sultanahmet AdJıyesı onunüc toplanaıı öğnenciler yargılanınakta olan arkadaşlanna destek verdi. (KUBİLAY TÜNTÜL) Ulkücüler saldırdı, polis seyretti• Gazi Üniversitesi öğrencilerinin, ülkücülerin saldınlannı ' protesto etmek amacıyla rektörlük binası önünde düzenledikleri eylemde. ülkücü öğrenciler polisin gözü önünde bıçak, demir çubuk ve sopaiarla saldırdılar. Saldında 5 öğrenci ile gazetemiz foto muhabirlerinden Tarık Tınazay yaralandı. ANKARA (Gumhuriyet Bürosu) - Ga- zi Üniversitesi öğrencilen, ülkücülenn saldınlannı protesto etmek amacıyla rek- törlük binası önünde düzenledikleri ey- lemde. ülkücü öğrencılenn bıçak. demır çubuk ve sopalı saldınsına uğradılar. Sal- dın sirasında 5 ögrencı ıle gazetemiz fo- to muhabirlerinden Tank Tınazay yara- lanırken e> lem y erinden 200 metre uzak- lıkta bulunan güvenlik güçlerinin müda- hale etmemesi v e hiçbir saldırganı gözal- tına almamusı dikkat çekti. Gazı Ünıversitesi öğrencileri, önceki gün kampus ıçınde ülkücü ögrencilerin 5 sol görüşlü ögrencıyi döverek ağır yara- lanıasını protesto etmek ıçın dün rektör- lük binası önünde toplandılar. "Susma, sustukça sıra sana gelecek", "Faşizme karşı omuz omu/a". "Gerici faşist eğrri- me son". "Gazi bizimle özgürlcşecek"*. "Ferman devletinse üni\ersiteltr bidm- dir" sloganlan atan öğrenciler. türküler e>lıginde halaylar çektiler. Gazi Üniver- sitesi Rektörü Emer Hasanoğhı ıle gö- rüşmek isteyen öğrenciler. rektörün bina dışında olması nedeniyle Eğitim Fakülte- si Dekanı MustafaTan ile görüşmek için aralanndan 3 kışı seçtıler. Öğrenci temsilcileri dekanhk binasına girdiklerı sırada. rektörlük bmasının 200 metre uzağında bulunan çevık kuvvet ekıplerınin önünde toplanan ülkücü ög- rencıler. -•Mlah \llah" dıye tekbır getire- rek "Ülkücü hareket engellenemez" slo- ganlan atmaya başladılar. Bır süre sonra ülkücü öğrenciler. sıvıl polis \e rektörlük görevlilennin gözü önünde demırçubuk. bıçak ve sopaiarla rektörlük önünde ey- lem yapan ögrencılere saldırdılar. Saldı- n sırasında rektörlüğe sıgınmak isteyen yaralı ögrenciler bınaya alınmadı. Olay- lan görüntülemek isteyen gazetemiz fo- ODPden ANAYOL elestirisi 'Devlet baskısı giderek artacak' İstanbul Haber Servisi-Özgurlük ve Da- yanışma Partısı (ÖDP)Genel Başkanı Ufuk Uras. ANAP ve DYP'nın ıktisadi ve siyası programlannın aynı olmasına karşın ayn sı- yasal yapılarda bulunmasının nedeninın belli olmadıgını belirterek. "Bu tablo. Tür- Idye sağının aile içi shasal ensest ilişkisidir** dedı. ODP. ANAYOL Hükümetı'nin prog- ramı ve bütçeye ılışkın degerlendırmeleri- ni, Tank Zafer Tunaya Kültür Merkezfnde düzenlenen bır toplantıyla basına açıkladı. Açılış konuşmasinı ÖDP Genel Bas,kanı U- fuk Uras'ın yaptığı ".\NAYOL'a »Carşı Öz- gûrlük ve Dayanışma"'toplantısında. yenı programın. çalışanlar ve emekçiler açısın- dan değışen bır ^ey getırmedıği dıle getinl- di. ANAYOL'un. ışsızın yaşadığı sorunlara değinmedığını öne süren ÖDP Genel Ba^- kan Yardımcısı Saruhan Oluç. dev letin kü- çülmesiyle bırlıkte de\ letın baskısının arta- cağını öne sürdü. Oluç. •*tanm alanında uluslara- rası rekabetin gerekleri- nin \erine getirileceği'* şeklindeki açıklamanın. nüfusunun yansına yakı- nını köylülenn oluşturdu- ğu bir ülkede bu insanla- rın ihtıyaçlanna nasıl önem verileceğınin bır göstergesı olduğunu söy- UfukUras l e d '; ... , \enı butçede ongoru- len bütçe 410 trılyon lıralık bütçe açığmın yılın ilk dört ayında aşılacagının beklendı- gini anlatan Hayri Kozanoğlu. Plan \e Büt- çe Komisyonu"na v enlecek önergelerle büt- çe açığının 800 trilyona yükseltıleceğının öngörüldüğünü kaydettı. Son 10 yıldır büt- çelerde personel dışı cari harcamalann yüz- de 70'lik bölümünün "gûvenlik' > 'harcamala- n adı altında savaşa gıttığıni söyleyen Hay- ri Kozanoğlu. bu yıl bu rakamın 210 trilyo- na. yanı 3 milyardolara çıkacağını belırrtı Aşiret reislenne bağlandıgı ve hıçbır zaman yatınma dönüşmediğı öne süriilen ÖDP'nin raporunda. trilyonlartutanndakı tes.v ıklenn yeni iş alanlanna kaydınlması gerektigı be- lirtıldı. Güneydoğu'da süren savaş >iire>in- de Türkıye'nın toplumsal hızmetler. ya^anı standartlan.bılımsel veteknolojıkgeiıs,me- leraçısından geriledığıni ıfadeeden Ertuğ- rul Ozkök ise yaptıg"ı konuşmada. Türkı- ye'nin silah alanında hep ilk üç sırada bu- İundugunu söyledı. ANAYOL'un programı ile ılgılı konıi'jan diğer konusmacılar da. ANAYOL'un >.osyal güvenlığı \oL ettıûmı. kadınlan dışladığını ve bılınçsız bir kültür atagı yaptıgını öne sürdüler. Emek Partisi'nin kuruculan arasında çok sayıda sanatçı bulunuyor 'Salon bülbülü değîl^ sokak serçesiyiz^ MİVASE İLKNUR Türk Myasai ya$amına 25 martta katılan Emek Partisi kurucular hstesine göz attığı- mızda ilginç bir birliktelik gözleniyor Kurucular ara- sında ağırlıklı olarak ışçifer \e şaırler var. Amele ruhlu bu şairler. Sunay Akın'ın de- >]>ı> le "sokak serçeliğini sa- lon bülbüllüğüne yeğlemi^ kr." Bu şairler arasında Can \'üceLSennurSezer,Gülsünı Akyüz, Sunaj Akın, Adnan Sarıcı. Altav Önıer Erdoğan, Asım Gönen, Ruhan Ma>- ruk, Te\fik Taş, Tîmuçin Öz- yürekli \c ^ ılmaz Yeşildağ v ar. Emek Partisi "nın \ azar- lan arasında ıse Adnan Öz- yalçıner, Zihni Anadol. A\- dın Çubukçu \ e Yücel Sarpdere bul unu> or. Kurucular arasında bır de heykeltıraş var: Ca*it Özçoban. TlP'in kuruluşunda da bu amele-sanatçı birlikteligine tanık olunmu^tu. Ancak ara- dan geçen yıllar. sanatı ve sanatçıyı emek sınıfından kopardı. Emek Partisi ırtibat bürosunda neden E- mek Partisi saflannda yer aldıklannı anla- tan şaır ve yazar Gülsüm Akyüz ile Sunay Akın. bu bırlıkteliğin birgünlük çalışmay- la degil: ışçılenn yoğun olduğu yerlerde, kondularda gerçekleştirilen kültür-sanat ça- lışmalanyla sağlandığını belirttıler. Gül- süm Akyüz, buçalışmalarda ı^çılerin sana- ta ve sanatçıy abakış açısını öğrendigını be- lirterek şunlan söylüyor: ^İşçilerin-emekcilerin külrüre ve sanata bakışlannda bir farklılık gördüm. Sanıklı- ğının aksint. kültürü ve sanatı çok önemsi- \ orlar. Yeni bir sanatçı tipi oluşması gerekir Partinin şair kuruculanndan Suna> Akın ile Gülsüm Akyüz. di\c düşünüvorum. Parti çalışmalanna ge- Urken sanatçı ve aydın olmamın bana bir avantaj getirmediğini. işçilerle eşit söz hak- kınıın olduğunu gördüm. Yeni tip sanatçı derken masaııın başında orurma>an. kitie- krle iç içe, ürvtinı vaparken tercihleriyle. düşüncesiyle havata müdahaleeden, ileriye doğru değiştirip dönüşrüıvn sanatçı tipini kastedivorum. 'Neden Emek Partısı' soru- suna gelince; btnim düma görüşüm, kendi- mi tanıdığınıdan beri bilimsel sosyalizmin ışığında. işçilerin, emekçilcrin dünyay ı değiş- firme mücadelesi içinde olmamı gtrektiri- yor da ondan. Beni çeken en karakteristik özellik,emekçilere,'Ey emekçi sınıfı bızbır parti kurduk. gelin katılın" denmevip "Ge- lin birhkte ktıralım" denmesivdi. Sınıfa te- peden bakan değil, sınıfın içinde olan hir hareket olması." Sunay Akın. y ola çıkışını yüzyıllarönce- sıne dayandınyor. Oysa yaşı en fazla 35.0. yola MÖ Tibilus'la birlikte çıktığına inanıyor. Tıbilus'un ş.u dizesıne dayandınyor yo- la çıkışını: "Banş çağında ışıMarorak ve saban." tnsanlann gerçek yasala- rının şaırler tarafından ko- nulduguna inandığını belir- ten Sunay Akın. Tibılus'un bu dizesini gerçek bır yasa olarak algılama nedenini s.öyle açıklıyor: "Bir banş çagını düşün- müş ve bu çağın ne zaman gercekleseceğini de söyiemiş. Orak ve sabanın ışıldadığı bir dümada banşın, iki savaş arasındakj tutsaklığın sona ereceğini sövlcmiş. Orak ve saban. emek aracıdır. Öy le ise gerçek anlamda bir banş ça- ğı da emekçilerin egemen ol- to muhabiri Tank Tınazay'a da saldiran ülkücü öğrenciler. filmlerı aldılar. Saldın sonucu 5 öğrenci ile Tınazay aldıklan darbeler nedeniyle yaralandılar. Olay yerinde bulunan sı\ ıl polısler, ülkü- cü öğrencilere herhangi bir müdahalede bulunmazken eylem yerinin 200 metre uzağında bulunan çev ik kuvvet de 15 da- kika sonra olay yenne geldi. Güvenlik güçleri; bir süre rektörlük önünde Istiklal Mar^ı söyleyerek "Ko- rnünist köpekler, vatan sizden ne bekler, şehitler ölmez, Allahutkber" sloganlan atan ülkücü ögrencılen dağıtmak için her- hangi bırgmşimdebulunma- dılar. Gazi Üniversitesi'nde 5 öğrencinin yaralanmasıyla sonuçlanan saldın, Yüksel Caddesi'nde düzenlenen fo- rumla protesto edildi. Dilve Tarih-Coğrafya Fakültesi öğrencilerinin de destek ver- digi göstende öğrenciler "Rektör istifa: Türkeş'in it- Icri>ıldıramazbizleri, - MHP Nazi. Naâleregeçit yok; Bas- kılar bizi v ıldıramaz"slogan- ları attılar. Güvenlik güçleriyle öğ- renciler arasında sık sık tar- tışma yaşanırken. polisler gösterinin yasal olmadıgını bildirerek öğrencilerden da- ğılmalannı istediler. Öğrenciler de, Gazi Üni- versitesi'nde ülkücülerin po- lisin gözü önünde saldırdı- gını belirterek sorumlulann bulunmasını istediler. Öğ- renciler daha sonra olaysız daiıldılar. duğu bir çağda kurulabilir. Bi/im toplumu- muzdada sanatçı.sokaktaki kavgadan uzak şakıyan bir bülbül olarak algılanır. Oysa serçe hep sokaktadır. Kışın bik göç etmez. Zoru görse de kendi kavgasını bırakmaz. Ben de Emek Partisi"ne kurucu olarak ser- çe olmayı seçtim.'" Sıyasetın edebıyatçıyı sınırladıği savına katılmadığını vurgulayan Gülsüm Akyüz. "Topluınculann şürinde estetik yoktur di- >en imgeciler yanılıvor, mesaj var: ama es- tetik de\ar" diyor. Sunay Akın, köy derneklen. ceme\ leri ve sendika salonlannda ınsanlara Anna Frank, Eyfel Kulesi. Kızıldenliler, ChagaB'dansöz ettiğini ve her söyleşi sonrasında ınsanla- rın kendısini tekrar söyleşiye çagırdıklan- nı anımsatarak "Serçe olmak bu işte. Bül- bül olup bir salonda şakımaktansa sokakta serçe olmak her zaman iyidir" diy erek bül- büllere çağnda bulunuyor. 8 kişinin katili Aydın Çetinkaya yakalandı İstanbul Haber Servisi - Ala- cak nedenıy lc 8 ki^ıv ı öldürdü- ğü gerekçesiy le Adapazan Cc- zacvfndc yatarken kaçan Ay- dın Çetinkaya (32} yakalandı. "Ölüm makinesi" lakaplı Çe- tinkaya. 3 yıl cezaevinde kal- dıktan sonra 16şubatta Adapa- zan Devlet Hastanesı'nden uyuşturucu kaçakçisi Mustafa Cam(3 7 ) ıle bırlıkte kaçYniştı Mersin'de 2 tabanca \e fıra- nna yardımci olan Recep Şere- foğlu ıle bırlıkte ele geçırılen Çerınkaya. Ntanbul polisiııe teslıın cdıldıktcn sonra Asayı^ Şubesı'nc gotürülüp \orgusu yapıldı. Çetınkaya'nın 1992 yı- lında Samatya'da Celal Ay- dm'ın öldıırülniesı. 5 Nı>an 1993'te Samatya "Ceyhan 2 Çay Bahçesi"nde Raına/an \y- dın, Metin Aydın. Erdenı Aydın. amcasının oğlu BüJentÇetinka- ya ve Vlehmet Demirçakır'ın tabancay la öldürülnıesı. 4 Maı t !W3 tarihinde BahçelıevlerO- 1 Karayolu'nda Esabil Karataş v e Cihan Kaplan'ın öldürülme- si eylemlerini gerçekle>tirdiğı \c 1989 yılında uyuşturucu madde kaçakçılıüı yaptığı kay- dedıldı. 1993 yTlında Büyü'k- ı,-ckmecc'de bir vıllada 11 ada- nııyla bırlıkie 1 Kak'^nikof tü- fek \e 4 tabancayla yakalanan Çetinkaya. bır gün mutlaka ce- zaevinden çıkacağını söyleye- rek "Ortağım Kemal Ây- dın'dan intikamımı alacağım. Bana kazık atmak neymiş göre- cek. Çok kan akacak" demışti. ÇetınkayavcCam'ınfiraret- tiğı Adapazarı Dev let HaMane- si'nde ınahkûm koğuşunda de- ğil. normal koğıı^ia kalmalan nedeniy le jandarmalar hakkın- da soruşturma açılmıştı. izmir Katkı payı ödemeyen öğrenciye ceza İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu)-60. Yıl Ânadolu Lısesı'nde katkı payı ödemedıklen ıçın bazı öğrencilenn mezunıyet gününe almmayacakları bıldinldı. tzmır Eğıtım-Sen 1 Nolu Şube Başkanı Rkret Doğan. uygulamanın suç olduğunu söyledı. Doğan, "Öğrencinin onunıyla. gunıruyla kimsenin oynamaya hakkı voktur. Okul yöneticileri bu hakkı nereden alıyorlar? Öğrenciye bundan daha ağır ceza, daha ağır baskı olabilir mi~ dedı. Fıkret Dogan, 60. Yı! Lısesı'nde para ödemeyen ögrencılere sınav kâğıdı verılmedığım. bu uygulamanın ögrencilerin ögrenım haklarına yönelık bır saldırı olduğunu v urgulayarak şunlan söy ledı: "60. Yıl Anadolu Lisesi Koruma Denıeği. okulun ihtivaçlannın karşılanması için ara sınıf öğn'ncilerindcn iki milyon. son sınıf öğrencilerinden ise 15 milyon katkı payı alıyor. " AR4YIŞ TOKTAM1Ş ATEŞ Laikliğin Krizi - 3 John Keane'nin "Laikliğin Krizi" yada "Sekularız- min Krizi" başlıklı konuşmasının, Yeni Yüzyıl gazete- sinde yayımlanan habennde yer alan metındekı kımı yanlışlıklan düzeltmeyi, bugünkü yazımızda da sürdü- receğiz. Aslında bu yazıda, bilımsel yanlışlar olduğu kadar, mantık hataları da var. Ve bu mantık hatalarınm. Ke- ane'nin kafasının karışıklığından mı yoksa yazının ha- berleştirilmesınden mi kaynaklandığını anlamak ger- çekten çok güç. Örneğin, "Laikleşme istikrarsızlıkyaratıyor" cümle- sini anlayabilmek ve değerlendırebilmek bence mum- kün değil. Keane'nin istikrardan ya da istıkrarsızlıktan ne anladığı belli olmadığı gibi laikliğin neden istikrar- sızlık yarattığını anlayabilmek de mümkün olamıyor. Keane şöyle sürdürüyor: "...Avrupa'da ise laıkieş- tirme, Müslümanlığa karşı bir akım olarak belinyor. Çünkü Avrupa'yı Avrupa yapan çok temel unsurlar- dan biri, Islamın karşısında yer almaktır." Aynı paragraf içinde "doğnılan" ve "yanlışlan" bır- birine kanştırarak ınsanların kafalannı allak bullak et- mek, herhalde özel bir yetenek istiyor. Aynı şeyi. Ke- ane'nin Türkiye uzantılarında da sık sık görüyoruz. "Avrupa 'yı Avrupa yapan çok temel unsurlardan bı- ri, Islam 'ın karşısında yer almaktır" cümlesı doğrudur. Fakat "Avrupa'da laikleştırme, Müslümanlığa karşı bir akım olarak belinyor..." lafı nereden çıktı? Avru- pa'nın laikleşmesıyle, islam'ın karşısında yer almanın ne ılgisi var? Doğruları ve yanlışlan böylesıne karıştır- mak, hangı kurnazlığın eserı, hangı beklentılerin so- nucudur? Evet; Avrupa'da "Avrupalılık bılıncı"nın uyanma- sında, ispanya üzennden ve Balkanlar uzerınden ge- len islam tehdıtlennın büyük etkilerı olmuştur. Fakat bu bilıncın doğurduğu tepkı, asla laık bır tepkı değil. tam tersine dinsel bır tepkı, daha doğrusu "Hmstıyan" bir tepki olmuştur. Acaba Bay Keane, Haçlı Seferle- rini ve Osmanlı'ya karşı kurulan Hırıstıyan ya da "Haç- lı" ittifaklannın, "laik"olduğunu mu düşunüyor? Aca- ba cehaletin bu derecesi mümkün mü? Hırıstiyan Avrupa, İslamıyet karşısında bılınçlenırken bu bılıncin laıklikle uzaktan ya da yakından hiçbir ılgı- si yoktu. Laiklik "Tanrı egemenliğıne" dayanarak yo- neten krallara ve imparatorlara karşı, "halk egemen- liği" adına başkaldıran kitlelenn felsefes/dır. Ve bu fel- sefenin egemen olduğu 19. yüzyılda, islamiyet. artık Avrupa ıçın bır "tehlike" olma özelliğmı çoktan terk et- miştı. Endülüs çökmüş, Türkler, Viyana kapısından geri dönmüşlerdi. Eğer Viyana'yı alabılseydik, Avru- pa ve dünya tanhi ne kadar değişirdi acaba? Bunu hep meraketmışımdır... John Keane'nin iki paragraflık haberındekı "ınoler" yazmakla tükenmıyor. Örneğin bır yerde şöyle dıyor: "Laikleşen toplumlarda 'kutsal' ve 'tanrısal' kavramı hızla gen geliyor..." Lafa bakın... Acaba bu kavram- lar nereye gıtmışlerdi? Acaba laiklik, bızım kımı şeri- atçıların ınandıkları ya da dile getırdıkleri gibi "dınsız- lik" olarak mı tanımlanıyor? Bu ne kadar büyük bır bıl- gisızliktir? Keane devam ediyor: "İnsanlar kilıseye ya da ca- miye gitmeseler bıle Tann'ya inanmaya, ölüm. yara- dılış gibi olgulan böyle açıklamaya devam ediyor. Bu ihtiyacın nedenı de modern sıvıl toplumun bıreyler- de ciddi birsıkıntı ve korkuyaratması... Bu belirstziık ortamı o kadar tedırgın edıcı kı 'kutsal' kavramı onem kazanmaya başladı." Doğrular ve yanlışlar gene iç içe geçmış ve okuyan- ların kafalarını karıştınyor. Modern sıvıl toplumun bı- reylerde cıddi sıkıntılar ve korku yarattığı ve bu belır- sizlik ortamında insanların "kutsal" kımi kavramlara sanlmak istemeleri doğru birtespittir. Fakat bunun ne- denini "laiklik" olarak açıklamak, konuyu saptırmak- tır. Evet, laiklik, modern sivil toplumun vazgeçilmez unsurtanndan birıdır. Ama modern sivil toplumu ya- ratan şey laiklik değil, ekonomik yapılarıdır. Zaten la- iklik bu sivil toplumun unsurlanndan biri olduğu gibi bu ekonomik yapının bir sonucudur. Ve modern top- lumun insanlannda cıddı "sıkıntı ve korku yaratan 6e- lirsizlik ortamı" da aynı ekonomik yapıdan kaynaklan- mıştır. Bunu laıkliğe bağlamak mümkün müdür? Kaldı ki insanlar, laik bır toplum düzenine geçtıkle- ri zaman "Tann'ya ınanmaktan" vazgeçmedikierı gi- bi "ölüm, yaradılış gibi olgulan" 6a eskisi gıbı değer- lendirmeyi sürdürürler. Hem Avrupa'da, hem Turkı- ye'de kendinı "laık" olarak tammlayan, yanı "laık bir devlet düzenindenyana olan" insanlar, dinsel inanç- larınıda korurlar. "Ateizm", yani "Tanntanımazlık"ay- n birşeydtr, "laiklik" apayn bir şey. Elbette ateıstlerın kimlik tanımlamalarını laik bır düzen dışında dıle ge- tirmeleri pek mümkün değildir. Fakat bu. laiklenn de ateist oldukları anlamına hıçbır zaman gelmez. "Artık Bay Keane oyküsünü burada~bitireyım" dı- yordum, ama çok önemli bırkaç nokta daha var. Okur- lanmın bağışlayacaklanm umarak bu konuda bır ya- zı daha yazacağım. Sirket sahipleri araştırılıyor DPT'de personel takibe ahndı • Devlet Bakanı L'fuk Söylemez. bazı DPT r>ersonelinin "eşleri ve yakınlannın" tıcari şirketlerde onak olduğunun baptandığını açıkladı. AYŞE SA\ t\ ANKAR\-Türki>e"nin en önemli tasarımlarını, yatırımlarını planlayan Devlet Planlama Teşkila- tı'nda (DPT) çalışan bazı personel ın. eşleri \ e yakm- İarını ticari s,irketlere ortak ettikleri belırlendi. DPT'de bazı personelin ticari şir- ket kurduğu ya da ortak ol- duğu sav ları üzerine başla- tılan soruşturma sonucun- da. eşleri ve yakınlarını şirketlere ortak eden per- sonele yalnızca 'disiplin cezası' \enlmesi dikkat çektı. DPT'de. bir grup perso- nelin ticari faaliyette bu- lunduğu. çalışmadıgı hal- de çalısjr görünerck kıı- rumdan maaş aldığı sa\ la- rını ara^tırmak üzere ku- rum içinde 3 kışılık ince- leme ve soruşturma ko- mı.syonu oluşturuldu. DPT'den sorunılu Devlet Bakanı L'fuk Söylemez de sav lar üzenne \jpılan araştırma sonucunda. bazı personelin eşleri aracılı- ğıvla kimı sjrketlere ortak olduklarını doöruladı. ANAP İstanbul Jvîıllene- kili Bülent Akarcairnın. bu iddialara ilişkın yönelt- tıği yazılı sorulan vanıtla- yan Söylemez. DPT'de ça- lısjir gibi gözükerek ınaaş aldıklan ve tıcan •;irketle- re ortak oldukları ileri sü- rülen kişıler hakkında so- ruşturma başlatıldığmı bil- dirdi. Söy lemez, bu kısjle- rin verımlilıklen hakkında da birim amirlerindcn bıl- gi istendığinı belirterek mesaiye gelmedığı ya da geç geldığı saptanan per- sonelin bırını amirlerınce ızlemeye alıııdığını bıldıı- dı. Söylemez. "Bugüne kadar olduğu ü/ere. bu uyarıdan sonra da perso- nelin çalıs,nıa saatlerine uyumu. verimlilikkri dik- katle i/k'iınıtv e dev aııı edi- lecektir. >İüsteşarhkta. de\lef memurluüu «ört'vi ile bağdaşmayan vcva ya- salara aykın bir durıım tespit edilmesi halinde •41'- rekli i^lem yapılacaktır" dedı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear