23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 19MART1996SALI HABERLER Yeni Günaydın'a tazminat • ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - Yeni Günaydın gaıetesi, ANAP'lı 11 miletvekilinin DYP'ye gİEcelden yolundaki haber nedeniyle, 1 milyar 100 mi yon lira tazminat ödfmeye mahkûm oldu. Ankara 19. Asliye Hukuk Ntehkemesi'nde görülen davanm dünkü dunışmasında yargıç, gazetenin, davacı milletvekilleri Imren Aykut, Fecri Alpaslan, Mehmet Çevik, Melike Hasefe, Ahmet Şanal, Mehmet Seven, Feridun Pehlivan, Yavuz Köymen, Rauf Ertekin, Mustafa Kılıçaslan ye Fahrettin Kurt'un her biri içüı 100'er milyon lira tazminat ödemeye mahkûm edüdiğini açıkladı. Genelkurmay'dan brifing • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Genelkurmay Başkanlığı, Başbakan Mesut Yılmaz ile hükümet üyelerine, "politik-askeri' değerlendirmelerin yapılacağı, Türkiye'ye yönelik tehditler ile iç güvenlik konulannın ele alınacağı bir brifing verecek. Başbakan Mesut Yılmaz'ın, bugün saat O9.3O'da Genelkumıay Başkanı Orgeneral lsmail Hakkj Karadayı'yı ziyaret etmesinin ardından. Bakanlar Kurulu'na yönelik brifing gerçekleştınlecek. 5.5 kilo eroini kaçıracaklardı • İZMtR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Çeşme Limanı'ndan ttalya'ya 5.5 kilo eroın kaçırmaya çahşan, biri Gana, diğeri de Çek Cumhuriyeti uyruklu ıki kişi yakalandı. Bir ihban değerlendiren narkotik şube ekipleri 'Baride' adlı ttalyan yolcu gemisinde arama yaptı. Aramada, yolculardan Gana uyruklu Italya'da oturan Joseph Houstman Acouahile Çek Cumhuriyeti uyruklu Helena Zadakova'nın bavullannda toplam 5.5 kilo eroin ele geçirildi. Altan'a mahkûmiyet • ANKARA (AA) - Ankara 2. Asliye Ceza Mahkemesi, özel televizyon kuruluşlan, Kanal D'de yayımlanan "Kampana"' adlı program ile Show TV'de yayımlanan başka bir programda, Anayasa Mahkemesi Başİcanı Yekta Güngör Özden'e hakaret ettikleri gerekçesiyle yargılanan gazeteci Ahmet Altan'ı 9 ay 11 gün hapis. 12 milyon 500 bin lira para cezasına mahkûm etti. Aynı davada yargılanan gazeteci Neşe Düzel beraat ederken mahkeme, Ahmet Altan'ın aldığı hapis cezasını da paraya çevirerek toplam 15 milyon 300 bin lira para cezasına mahkûm edüdiğini açıkladı. Dava, dün Ankara 2. Asliye Ceza Mahkemesi*nde görüldü. Ünce îş güvencesi' • tZMİR(AA)-Türk-tş Genel Başkanı Bayram Meral, Türkiye'nin önündeki en önemli sorunun işsizlik olduğuna işaretederek "işsizlik, özelleştirme ve göçle giderek artmaktadtr" dedi. Türk-lş Genel Eğitim ve Teşkilatlandırma SekreteTİeri toplantısı tzmir'de başladı. Bayram Meral, toplantıda yaptığı konuşmada, Türkiye'de işsizliğin özelleştirme ile giderek arttığını belirterek "Îş güvence Yasası'nın olmadığı yerde, özelleştitmenin adı yağmadır" dedi. Kazanılmış haklar • ANKARA (AA) - Türk- tş'e bağlı Belediye-lş Sendikası Başkanlar Kurulu toplantısına katılan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Emin Kul, Sosyal Sigortalar Kurumu'nun içinde bulunduğu sorunlara çözüm bulmak amacıyla yürüttükleri hazırlıklann yanı sıra işsizlik sigortası ve iş güvencesiyle ilgili olarak da çalışma başlattıklannı söyledi. Kul, Türk-Iş Genel Merkezi'ndeki toplantı sırasmda yaptığı açıklamada, sosyal güvenlik kuruluşlannın, sigortahlann bekledikleri hizmetleri yerine getirmesini sağlayacak yollan bulacaklannı belirterek "Kazanılmış haklann bir tek virgülü dahi çalışanlann elinden alınmayacak" dedi. İşkencenin yöntemleri üzerine Brüksel Free Üniversitesi'nde master tezi yazıldı Işkenceciye işkence eğühııiANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-Brüksel Free Üniversitesi'nde hazırlanan bir master tezinde, işkencecilerin nasıl eğıtildıkleri irde- lendi. İşkencecilerin "uzun ve insanhk dışı" bir eğitimden geçirildiklerinın anlatıldığı tez- de. eğitim mekanizmasının en korkutucu ya- nının, "işkenceciyi; yapüğının farkına var- maktan ankoyması"olduğu vurgulandı. Iş- kencecinin eğitiminde en önemli ilkenin "em- pati" yeteneğini (kendini başkasının yerine koyma) ortadan kaldırma olduğunun belirtıl- diği tezde. işkencecinin işkence yaptığı kişi- yi "insan gjbi görmemeye alıştınkiığr anla- tıldı. Tezde, herkesin işkencecı olarak yetiş- tirilebileceğı ve bütün işkencecilerin cani ol- madığma dikkat çeken görüşlere de yer ve- nldi. Brüksel'deki Free Üniversitesi'nde Dr. P. Stouthuysen'in rehberliginde AletteSmeıuers tarafindan hazırlanan ve tnsan Haklan Der- neğı'nın aylık bültenınde özetı yayımlanan master tezinde, ışkenceci olarak eğitilecek kişilenn seçımınde, "bedenselgüç,sorgulan- mayan itaat ve doğnı tavır" ölçütlerinin be- lirleyici olduğu dıle getırildi. Tezde, eğitim sürecı şöyle anlatıldı: "Seçilen gruba sürekli küfredUiyor, dövü- Kiyorveküçükdüşürülüyordu.Herzarnanbü- • İşkence egitiminde üç aşama: Yetkilendirme, rutinleştirme ve insandışılaştırma. Brüksel Free Üniversitesi'nde hazırlanan master tezinde, işkencecilerin eğitim yöntemleri irdelendi. tşkencecilerin, uzun ve insanhk dışı bir eğitimden geçtiğinin anlatıldığı tezde, eğitim mekanizmasının, "işkenceciyi, ne yaptığını görmekten koruduğu" vurgulandı. Tezde, bütün işkencecilerin cani olmadığına ve herkesin işkenceci olarak eğitilebileceğine dikkat çeken görüşlere de yer verildi. tün dayaklara kaüanarak ve emirleri yerine getirerek bağtüıklanru, inançlannı ve güçtü ka- rakterierinigöstermek /onındaydılan.. Onla- ra acryı sevmeleri gerektigi söyleııryordu. Fa- touros, eğitim hakkında şöyle diyor: Akıkdışı şkldetin otoritesine itaati öğrenmek için faz- ladan yüklenme metodu yayguı bir biçimde kullanılıyordu. Manüksız bir emre sorgusuz itaat nihai amaçtı." Tezde, özel eğitımin bir süre sonra başla- dığı ve bu süreçte ışkenceci adaylanrun işken- ce ızledıkleri ve kendılennin de işkence gör- dükleri dile getirildi. Herkesin işkenceci ola- rak eğitilebileceğine ilişkin görüşün de dahil edildiği tezde, bilim adamı Hamihon Kel- man'ın işkenceci egitiminde yaptığı sınıf- landırmaya yer verildi. Bu sınıflandırmada, işkencecilerin şu 3 aşamada eğitildikleri an- latıldı: " YetkUendirme, nıtinleştinne ve insandışı- laştınna." Görüşlerine tezde yer verilen Kelman'a göre "yetkilendirme" aşamasında ahlak an- layışı deği^iyor ve işkenceci kendisinin de- ğil, emri veren üstlerının sorumlu olduğuna inanıyor. Kendi ahlaki görev inin yalnızca ita- at etmek olduğunu düşünen işkencecinin eği- tıminde 2. aşama olan "rutinkştirmede" de işkence yapan kişinin "empati" (kendini baş- kalannın yenne koyma) yeteneğinin ortadan kaldınldığını öne süren Kelman'a göre "üı- sandışılaşarma" aşamasında, işkenceci, kur- banlannı "solucanlar, canavartar"olarak ad- landırarak onlann insan olmadığını kabul ediyor. İşkencenin, "topluluk tarafından yapma- nın sorumluluk duygusunu dağırtığı" ilkesi göz önüne alınarak örgütlendiğının kayde- dildığı tezde, öldürmenin daha insancıl hale genrilerek işkencecinin içinin rahatlatıldığı an- latılıyor. Tezde, 2. Dünya Savaşı'nda; kan içinde yürümekten bıkan ışkencecilere gaz- la öldürmenin daha iyı bir yöntem gibi gö- ründüğüne dikkat çekiliyor. Kızıl Kmerler'in bir üyesinin günlüğünden notlara da yer verilen tezde, ışkenceci için işin sıradanlaşması örneklendinliyor. İşkenceci- nin, teze alınan notlan şöyle: "1 Temmuz 1977- Daha önceden işkence yapılan işçiierin kanlanna işkence \apmakla geçen bir gün. 6 Temmuz 1977 -127 kişiye işkence ya- pıldı." Tezde, işkence yapan herkesin cani olma- dığı, bazı işkencecilerin "itaat" ödevi etkisin- de, sırf üstlerine saygılı olmak için işkence yaptıklan öne sürüldü. Bu savı desteklemek için tezde, dünyaca ünlü ışkenceci AdoifEicb- mann'ın durumu örnek \erildi. Tezde Eich- mann'a ilişkin şu bilgıler aktanldı: "Omı inceleyen psikologlar Eichmann'ın normal olduğunu bulmalanyla sarsıldılar. 'Onu inceledikten sonra benden, her oran- da daha normaldi.' Suçlan, umutsuzca iyi eH- mayu yapması gerekeni yapmayı, üstlerine karşı saygı duymayı ve itaatkârolmayıisteme dürtüsünden Ueri gelivordu." ÇEAŞ'a Meclis araştırması Uzan ailesinin usulsüz işlem rekortmeni işletmesi, DSP ve CHP'nin gündeminde • CHP grubunda bugün, Samsun Milletvekili Murat Karayalçın'ın ÇEAŞ konusunda genel görüşme açılması önerisi oylanacak. ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Uzan ailesinin yönetiminde trilyonlarca liralık usulsüz işleme sahne olduğu resmi belgelere ge- çirilen Çukurova Elektrik AŞ'de- ki (ÇEAŞ) gelişmeler DSP ve CHP'nin gündemine girdi. DSP milletvekillerinin hazırladığı ÇE- AŞ raporunda, işlemlerde "sryasi veahlaki"açıdan sakıncalar oldu- ğu vurgulanarak Meclis araştır- ması açılması önerildi. DSP milletvekillerinin hazırla- dığı rapor. grup yönetirh kurulun- da (GYK) ele alınacak. CHP Sam- sun Milletvekili Murat Karayal- çın'ın ÇEAŞ konusunda grupta genel görüşme açılmasına ilişkin önerisi de bugün oylanacak. CHP'nin hükümet ortaklığı dö- neminde Sanayi ve Ticaret Baka- nı Fuat Çay'ın ÇEAŞ olayında Uzan ailesini kollayan tutumu tep- kilere yol açmıştı. ÇEAŞ olayı ka- muoyunda tartışılırken DSP bu konuda bir rapor hazırlamak üze- re komisyon oluşturdu. Antalya Milletvekili Metin Şahin. Sinop Milletvekili Metin Bostancıoğlu ile Adana milletvekillerinden olu- şan komisyonun hazırladığı rapor GYK'ye sunuldu. Alınan bilgiye göre raporda, ÇEAŞ'ta yaşanan gelişmeler üzerine "özel mura- tap"atanmasında yasal açıdan so- run görünmediği; ancak işlemle- rin "siyasi ve ahlaki açıdan doğru olmadığı*' vurgulandı. Küçük or- taklann ve kamu yarannın göze- tilmediği. Uzanlar'ın kollandığı ve kamu kuruluşlan arasında çe- lişkili yaklaşımlar bulunduğu be- Güneydoğu'da insan haklannı inceleyen iki Alman profesörün görüşü ^Sorıın demokrasiyle çözuKir*tstanbul Haber Servisi - Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde yaşanan olaylan incelemek amacıy- İa Türkiye'ye gelen Nükleer Savaşa Karşı Uhıslararası Hekımler Bırlıği 1J (1PPNW) Almanya Başkanı Prof. Dr. Ulrich Gottstein ile Hamburg Üniversitesi Hukuk Fakültesı yöne- tim kurulu üyesi Prof. Dr. Norman Paech, Kürt sorununun banşçıl ve demokratik yollardan çözümlenme- sı gerektiğini belirttiler. insan Haklan Demeği (İHD) ile Diyarbakır Tabip Odası'nın daveti üzenne 12 martta Türkiye'ye gelen Nükleer Sa\aşa Karşı Uluslararası Hekimler Birlıği Almanya Başkanı Prof. Dr. Ulrich Gottstein ile Ham- burg Üniversitesi Hukuk Fakültesi yönetim kurulu üyesi Prof. Dr. Nor- man Paech, Diyarbakır, Ankara ve ls- tanbul'da yaptıklan incelemeleri ta- mamladılar. Gottstein ve Paech, dün İHD'de düzenledıkleri basın toplan- tısında Doğu ve Güneydoğu Anado- lu Bölgesi 'nde köy boşaltma olayla- nnın sürdüğünü, bu nedenle insan- lann çok zor koşullar altında yaşa- dıklannı belirttiler. Ankara ve Di- yarbakır'da bazı doktorlann PKK'ye yardım eden insanlan teda\ i ettikle- ri için tutuklandığını belırten Gotts- tein. "Hipokratyeminiedendoktor- lar din. diL ırk farkhhğı gözetmeden insanlan tedavi ederter" dedi. Norman Paech, "Türkiye'nin, PKK'nin tek tarafta ilan ettiği ateş- kese karşdık vermesi gerektiğini'" sa- Prof. Dr. Ulrich Cottstein ile Prof. Dr. Norman Paech PKK'nin banş çağnsına uyulmasını istediler. vunarak Kürtlerin kimliklerinin ta- nınması gerektiğini söyledi. Paech, bu konuda Alman hükümetinin de yanlış davrandığını öne sürdü. Yap- tıklan incelemelerle ilgili olarak An- kara'da hükümet yetkilileri ile gö- rüşmeye çalıştıklanm, ancak yalnız- ca ANAP milletvekili Naim Geyla- niile konuşabildıkîenni anlatan Pa- ech, "Kendisi bize çok güzel bir tab- k)çizdL Veni işbaşma gelen hüküme- tin Olağanüstü Hal'i kaldıracağuiL köyleriyeniden inşa edeceğini söy te- di Ancak biz oraya githgimizde tam bir hayal kınkuğı yaşadık" dedi. Türkiye'nin uluslararası bazı an- laşmalara imza attığma dikkat çe- ken Paech. ancak bu anlaşmalann gözardı edüdiğini savundu. Paech, bir gazetecinın "PKKsiz- ce bu- terör örgürü mü" sorusu üze- rine şöyle konuştu: "*Tcrör hakkında konuşan insan- lar devletin terörünü de gözardı et- memelidirter. Gcçmişte Filistin Kur- tuluş Örgütü'ne de terör örgürü de- nikli: ama onlar 25 \ ıl mücadele et- tikten sonra devlet kurdular. diğer ülkeler tarafından tanındılar. Bugün onlar gibi ulusal kurtuluş savaşı yü- riiten birçok örgüt terör örgürü ola- rak nitelendirildi ama, daha sonra başka ülkeler tarafından tanındılar. Mandelaya da Arafat, düne kadar te- rörisrti bugün degiL Ben Kürtlerin böyle uzun, sancılı bir dönem yaşa- madan haklanna kavuşmasmı diliyo- nım." Gottstein ise bir başka gazetecınin "Doğu ve Güneydoğu Anadolu Böl- gesi'nde yalnızca devlet değil, PKK de insan haklan ihlalleri yapıyor" sorusuna u Biz hangi taraftan gelirse gelsin, şiddete karşıy ız" yanıtını \ er- di. lirtilen raporda, konuyla ilgili Mec- lis araştırması açılması önerisi de yeraldı. Raporda aynca, Enerji ve Tabii Kaynaklar BakanlığVnın se- çimler öncesinde konuya sahip çıkmasına karşın, seçimlerden son- ra devreden çıktığma dikkat çe- kildi ve komisyon üyelerinin ola- yın tüm taraflanyla görüşmeleri- ne karşın, Uzanlar'lagörüşemedi- ği vurgulandı. DSP kulislerinde, Genel Başkan Bülent Ecevit'in ÇEAŞ konusunda Meclis araştırması açılması önerisi- ne sıcak bakmadığı dile ge- tirildi. Bu arada, CHP Sam- sun Milletvekili Murat Kara- yalçın'ın ÇEAŞ konusunda grupta genel görüşme açılma- sına ilişkin önerisinin de bu- gün oylanacağı bildirildi. CHP grup toplantısında oy- lama öncesinde, Karayalçın .,jfc Çay'ın birer konuşmayap; • • 'flialan bekleniyör.-f f uâV<ây"a sahip çıkan CHP yönetimi- nin, bu önergenin reddedil- mesinden yana olduğu bil- dirildi. Sermaye Piyasası Kuru- lu'nca hazırlanan raporlar- da. Uzanlar'ın, ÇEAŞ'ın 7.6 trilyon liralık kaynağıru, usul- süz olarak kendi şirketlerine aktardıklan belgelenmişti. Şirketin devlete borçlannın da ödenmediğine işaret edi- len raporlarda, kayıt ve bel- gelerin inceleme elemanlann- dan kaçınldığına işaret edil- mişti. Enerji ve Tabii Kaynak- lar Bakanlığı, SPK raporla- nnın ardından geçen sonba- harda ÇEAŞ yönetimine ge- çici olarak el koymuştu. O sırada CHP yönetimin- de bulunan Sanayi ve Tica- ret Bakanlığı, SPK'nin iti- razlanna karşın, ÇEAŞ'ta olağanüstü genel kunıl top- layarak Uzanlar'ın tekrar yö- netime gelmesine olanak sağ- ladı. Ancak SPK'nin dava açtığı işlem, Ankara 10. tda- re Mahkemesi tarafından dur- durulunca, Uzanlar tekrar yönetimden uzaklaştınldı. Iranlı îslam reformcusu Prof. Abdülkerim Suruş'a göre her yorum değişebilir 9 totaliter ideoloji olmamalı 9 ORALÇALIŞLAR Iran'ın Martin Luther'i olarak kabul edi- len Prof.Abdülkerim Suruş, lslamcıların Batı ve uygarlıkla ilişkilerini değerlendirir- ken iki ayn eğilime dikkat çekiyordu. Islam- cılann Batı taklitçiliğini haklı olarak reddet- tıklerini belirtirken bu reddin her türlü uygar- lığı redde dönüşmemesi gerektiğini belirtiyor- du. Suruş- Tabii, geçmiş yüzyılda belki de Batı'yı adım adım taklit etmekten yana olan tslami düşünürler vardı. Bugün bu görüş hak- lı olarak reddedilmektedir. Böyle olunca, bu- gün tüm Müslümanlarcabaştatarih olmak üze- re her şey çok dikkatli bir şekilde incelenme- li, iyi ve kötü taraflan ile irdelenmeli ve bir seçim yapılmalıdır. Hâlâ Doğu'nun bazı dü- şünürleri, Batı'yı tamamen reddetmekten ya- nalar. Bunlar, bugün Îslam düşünürleri ara- sında tartışılan düşünceler ve problemlerdir ve bir gelişmenin de göstergesidir. Harekefe geçmeden önce düşüncelerimizi berraklaştır- mak zorundayız. Temel sorun da budur. - Sbi destekkyen bilim adamı ve öğrenci- lerin çüoş noktası nedir? Suruş-Bu soruyu onlara sormak gerek. Ben doğru adres değilim. - lran'daki tartişma aynen böyle mi yansı- yor? Suruş - Bana karşı farklı tepkiler var. Ba- na karşı olanlann bir kısmı entelektüel anlam- da karşı çıkıyor. Konuşuyor, düşünüyor ve aley- himde yazılar yazıyor. Bazılan da tam tersi- ne fizikı olarak saldırmaktan yana. Başkala- nnı kışkırtmak için yazanlar da var. Bir ke- resinde bu kışkırtmalar fızıkı bir saldınyla so- nuçlandı. Beş ay önce Tahran Üniversıte- Arkadaşunız Oral Çalışlar'ın sorulannı \anıtla>an Prof. Suruş, demokrasi ve İslamı birbirineuygun, birleşmelerini de kaçırulmazgörüyor. (Fotoğraf: SAADET USLU) si'nde böyle bir olay oldu ve saldınya ugra- dım. Bu en şiddetlisiydi. - Size ne oldu? Suruş-Yaralandım. Gözlüklerimi kaybet- tım. - Onlara karşı sizi destekleyenler ne yapı- yor? Sunış-Onlar, her zaman saldırganhktan ya- na olanlan banşçı olmaya, mantıklı da\ran- maya çağınyor. Fiziki saldınya başvurma- dan, akıllı akıllı konuşmaya çağınyorlar. Ama saldıranlar bu çağnlara pek kulak vermiyor. Kendi bildiklennı okuyorlar. - Saldırganlara karşı sbin rutumunuz ne? Suruş - Onlan mantıklı olmaya davet edi- yorurn. Umanm bu tavsıyelere kulak verir- ler. Önemli olan bu. Benim durumum belli. Böyle yapmakla hiçbir şeyi çözemezler. On- lann bu tutumu sükûneti bozuyor, ortamı ger- ginleştiriyor. Üstelık benim düşüncelerimın giderek daha da yaygınlaşmasına yol açıyor. Rasyonel tartışmaya ben her zaman hazınm. -1 ürkiyeli Müslümanlar için bir mesajınız varmı? Suruş- Hayır. Ama onlan görmekten mem- nunum. Islamı yeniden doğuşun başlamış oluşunu memnunıyetle karşılıyorum. Islami kimlığin şekillenmesini de Ama şunu unut- mamalılar; tslam geçmişte önemliydi, çün- kü en güçlü ıdeolojinin ve düşüncenin sahi- biydıler. Bu anlamda eski güçlerini yeniden elde ermelidirler. Politik faaliyet yeterli de- ğildir. Kültürel ve entelektüel faaliyetler da- ha üstün tutulmalıdır. - Demokrasi, tslam ve modernizm. Bu üç sözcüğün birb'ıriyle olan ilişkisi nedir? Suruş- Bu konuda çok yazdım. Demokra- si ve tslam yalnızca bırbirine uygun değil, bır- leşmeleri kaçınılmazdır. Müslümandünyasın- da bu iki kavram bir arada bulunmazsa hiç- bir şey yolunda gitmez. Bence gerçek inanç- lı bir kimse özgür olmalıdır. Baskı altındaki inancın gerçek bir inanç olduğu söylenemez. Özgür düşünmenin temelı ise demokrasidir. Islami demokrasi, çağın gelişmelerinin etki- si altında yeni tefsırlere ve yorumlara uğra- yarak şekillenir. Değişmezbir yorum yoktur. Islamiyet, totaliter bir ideloji halinde savunu- lursa modem bir ideoloji olamaz. Önce, insan haklannın bızim için ne anla- ma geldiğini tanımlamalıyız. Dinin yorum- lanması sabit bir şey değildır, izafıdir. Zaman- la değışebilir. Demokrasinin epistomolijık birtemeli vardır. Dini demokrasinin esası da bu izafilikte ve epistomolijıde yatar. Demok- rasi. modemizmin bir meyvesidir. Demokra- si tek bir şey değil, birçok şeyin bir araya gelmesidir. Modernizm bunlardan bindir. Ama modemizmde bızim için kabul edilemez şeyler de vardır. Öyleyse seçıci olmamız gerekir. Moderniz- min lslamdan yana olan unsurlannı benim- semeliyiz. Demokrasi. Müslümanpolitikacı- lar, reformcular ve düşünürler için başvuru- lacak en önemli şeydir. Bu kavram, kendi sistemimizin icine alınmalıdır. BİTTİ GUNDUZ GOZUYLE MELİH CEVDET ANDAY Putunu Kendi Yapar... Üniversite ve yüksel okul öğrencilerimizin harçla- rın kaldırılması için gösterilerde bulunmalarına karşı olarak yetkililer yasalardan söz ediyorlar; buna uygun davranan güvenlik güçleri de gençleri tutuklayıp içe- ri atıyor, işkenceye sokuyor, sonra hapis cezası iste- miyle mahkemeye veriyor. Ama sağduyu da başkaldınyor bu davranışa. Okumak için para ödenmeli mi? Bu sorunun yanıtını şimdilik bir yana bırakıp bugün şu 'yasa' konusu üzerinde duralım. Nedir yasa? İnsan elinden çıkma bir buyruk. Böyle olduğu için de zamanla eskir ve değiştirilir. Nitekım Başbakan Mesut Yılmaz Büyük Millet Meclisı'nde Yaşar Kemal'den özür diledi ve onu ce- zalandıran yasa maddesinin değiştirilmesi gerektiği- ni söyledi. İnsan elinden çıkma yasaları, doğa yasalan gibi görmek bizi küçültür, dahası tutsak kılar. Yahudi peygamberlerinden işaa peygamber (bel- ki de Yuşa tepesinde yattığı söylenen ulu kişi odur), puta tapan ilkellere, - Putunuzu kendıniz yapıyorsunuz, sonra karşısı- na geçip tapınıyorsunuz, demişti. Işte felsefedeki 'yabancılaşma' kavramı böylece ortaya çıkmıştır Şimdi Felsefe Ansiklopedisi'nden 'yabancılaşma' maddesini (Orhan Hançerlioğlu) biriikte okuyalım: "Yabancılaşma (Fr. Alienation). Insanın insan olma- yana dönüşmesi... Marksçılığın kurvcusu Kari MancVn gençlik yazılannda ve özellikle de 1844 Elyazmala- rı'nda kullandığı bu kavram, insansal ürûnlerin insa- nı boyundunığu altına alan karşıt güçler durumuna gelmeteri ve bunun sonucu olarak da insanı insan ol- mayana dönüştürmeleri sürecini dile getirir. Tarihsel süreçte insan, tarihsel ve toplumsal yasalann bilgi- sini edinıp onlara egemen olamamasından ötürü, toplumsal gelişmeyi insansal özünü geliştirici bir bi- çimde yönlendirememiştir. Toplumsal yasalann bilin- cine varmadan toplumsal gelişmeyi bilinçle ve insan- ca yonetmek olanaksızdı. Bu bilgisizliğinin sonucu ola- rak insan, tarihsel süreçte hep kendisine yabancı, eş- deyişle insansal olmayan ürünler ortaya koymuştur. Başta ekonomik yabancı olmak üzere kendisini kor- kudan titreten Tann adında bir dinsel yabancı, ken- disini köleleştiren ve baskı altında tutan devlet adın- da bir siyasal yabancı, kendisine soluk a/ma o/ana- ğını bile tanımayan yasalar adında bir hukuksal ya- bancı vb. yaratmıştır. Bundan ötürü insan, yarattığı özdeksel ve tinsel dünyasını durmadan zenginleştir- diği halde bizzat kendisini özdeksel ve tinsel olarak durmadan yoksullaştırmıştır." Harçlara başkaldıran öğrencilerimizin karşısına 'ya- salar var' diye çıkan yetkililer, yoksa yasalan dokunul- maz mı sayıyoriar? Emniyette izinler kaldırıldı NevruzKoşusu'na Köşkstarü • Uluslararası Nevruz Koşusu, bu yıl Demirel tarafından Çankaya Köşkü önünden başlatılacak. Nevruz kutlamalan çerçevesinde Türk cumhuriyetlerinden Türkiye'ye davet edilen gruplar gösteriler yapacak. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Devletin, 1992 yı- lındaki kutlamalar sırasmda 57 kişinin ölümüne neden olan çatışmalardan sonra resmen kutlanmasma karar verdığı Nevruz Ba> ramı çerçevesın- dekı "Uluslararası Nevruz Ko- şusu". Cumhurbaşkanı Süley- man Demireharafından Çan- kaya Köşkü önünde başlatıla- cak. Başbakan Mesut Yıimaz, 2. Uluslararası Nevruz Şenlı- ği için, ses sanatçılannında da- vet edildiği birheyetle birlik- te Iğdır'a gidecek. Yılmaz'ın, şenliklerinde konser vermelen amacıyla Burak Kut ve Nccla Akben'i lğdır'a götüreceği belırtılir- ken Müşerref Akay'ında20- 21 mart tanhlennde konser vereceğı öğrenıldi. Türk tşbırlıği ve Kalkınma Ajansı'nın (T1KA) hazırladı- ğı program, hafta boyunca sü- recek. Devletin Nevruz kutla- malarına alternatif program hazırlayan HADEP, Ankara Selım Sırn Tarcan Spor Salo- nu'ndaşenlıkdüzenledı Res- mi kutlamalar için "çiridn sa- hiptenme" nitelemesıni ya- pan HADEP, "D«1et Orta- doğu halklanna hakaret edi- yor" görü^ûnü savundu. Devletin 3 yıldır resmen kutladığı ve Türk dünyasında "yübaşı'' olarak kabul edilen Nevruz Bayramı için Tl- KA'nın hazırladığı program, dün Vakıfbank Köroğlu Ga- lerisi 'nde açılan karma resim sergisi ile başladı. Sergide. Türk cumhuriyetlennden res- samlann yapıtlan yer alıyor. 8, Ankara Uluslararası Fılm Festivalı çerçev esınde düzen- lenen Türk Dünyası Sınema Günü çerçevesinde bugün Me- gapol ve Kavaklıdere sınema- lannda Türk cumhunyetle- rinden yönetmenlenn filmle- ri gösterilecek. 9 filmın katıl- dığı festivalin bubölümünde, Türkiye'yi Tomris GiriÜioğ- lu'nun yönettiğı "Suyun Öte Yanı" adlı film temsil ede- cek. Program, bugün, saat 10.00'da Devlet Konukevi'nde başlayacak ve yann da süre- cek Türk cumhuriyetlen kül- tür bakanlan toplantısıyla de- vam edeçek. Saat !8"00'de, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Fa- rabi Salonu'nda yapılacak Milli Piyango Nevruz Özel Çekıhşı'nin ardından Kültür Bakanı Agâh Oktay Güner, Ankara Oteh'nde bır kokteyl verecek. Demirel, Türk eumhuriyet- lerinden gelen heyetleri ya- nn saat 11.30'da kabul edecek. Heyetler, saat 14.00'de Anıt- kabir'i ziyaret edecek. TRT An Stüdyosu'ndaTürk cum- hunyetlerinden gelen grup- lara verilecek resepsiyon sa- at 19.00'da başlayacak. Re- sepsiyonda, gruplar tarafın- dan protokole özel bir göste- n sunulacak Uluslararası Nevruz Koşu- su, 21 mart perşembe günü saat 10.30'da başlayacak. De- mirel'in Cumhurbaşkanlığı Köşkü'nün önünden başlata- cağı koşu, Mılli Egemenlik Parkı'nda son bulacak. Sıhhiye Zafer Anıtı ile Mil- lı Egemenlik Parkı arasında yapılacak resmi geçit ise sa- at 12.30'da başlayacak. Res- mi geçit sırasmda şölen ateşi yakılacak. Ne\Tuz kutlama- lannın halka açık gösterisi perşembe günü Ankara Ata- türk Spor Salonu'nda saat 18.00'de yapılacak. Kıalcaha- mam'da, herkesin çağnlı ol- duğu "Nevruz pikniği" cu- martesi günü saat 10.00'da başlayacak. HADEP'ın programı dü- zenlediği altematif kutlama programı da Ankara Selım Sım Tarcan Spor Salonu'nda perşembe günü 10.00-15.00 saatlen arasında yapılacak. HADEP'in devletkutlama- lanna ilişkin görüşünü Cum- huriyet'e aktaran Ankara 11 Başkanı Brusk Sotduk, dev- letin kendi ınisiyatifi dışında gelişen bazı toplumsal olay- lar ve olgulan "dejenere" et- meye çalıştığını öne sürdü. Her yıl gergin bir ortamda gerçekleştinlen Neruz kutla- malannda çıkabilecek olası olaylar dıkkate alınarak, Do- ğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelennde ek güvenlik ön- lemlen almdığı bildirildi. Içış- len Bakanlığı'nın da 20-23 mart günlen arasında polis örgütünde bütün izinleri kal- dırdığı öğrenildi. Güvenlik güçlerinin. özellikle Nevnız günü olan 21 mart perşembe günü, hassas bölgeleri yoğun denerim altında tutacaklanna dikkat çekildı. Özgürlük ve Dayanışma Partisı de (ÖDP), il ve ilçe ör- gütlen düzey inde, yörelerde yapılacak Nevruz etkinlıkle- nne katılacak. ÖDP'nın bu- gün yayımlayacağı bildıri, yurtçapındadagıtılacak. Ada- na, Mersın ve Gazıantep'de yapılacak şölenlere katılacak olan olan ÖDP, Diyarbakır'da yapılacak Nevruz mitıngin- de genel başkanyardımcısı ile temsil edilecek.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear