25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 28 ŞUBAT 1996 ÇARŞAMB 10 DIŞ HABERLER zîncîrleme kaza • BRÜKSEL (AA) - Belçika'da dün sabah yoğun sis nedeniyle meydana gelen zincirleme kazada ölenlerin sayısı 14'e çıkarken, 50 kişınin ağır yaralı olduğu ve ölü sayısımn artmasından endişe duyulduğu açıklandı. Kazamn 1,5 kilometrelik bir yol alanına yayıldığı, şöförlerin çok yoğun ve ani bir sis nedeniyie kaza yaptıklan bildirildi. Polis, jandarma ve itfaiye ekipleri kurtarma çalışmalannı sürdürüyorlar. Bazı kamyonlann lcüçük araçlar üzerine devrilmesi ve çok sayıda taşıtın yanması felaketin boyutlanru büyüttü. şiddet: 27 ötii • FREETOWN (AA) - Sierra Leone'de önceki gûn yapılan genel seçitnlerle başlayan şiddet olaylannda en az 27 kişinin öldüğü bildirildi. Yetkililer, Freetown'da seçim gûnü ölenlerden 10'unun tabancayla vuruiduğunu belirttiler. Freetovvn'un güney-doğusundaki Bo kenti morguna getirilen 17 cesetten 5'inin asker, morgda bulunanlardan bazılannın başının kesik olduğu kaydedildi. Baskentte TSİ 00.30'de yürürlüğe gtren ateşkesten sonra, aralannda Çevre Bakanı Paul Kamara'nın da bulunduğu çok sayıda kişinin de yaralandıgı kaydedildi. Sierra Leone'de yapılan cumhurbaşkanJıgı ve milletvekili seçimleri, ülkede 4 yıldır sürmekte olan askeri rejime son verecek. Almanya Uyafcat Nişanıvertfl • BONN(AA)- Almanya'nın Solıngen kentinde 1993yılında4 ırkçı Almanın kundakladığı evde 5 aile ferdinı kaybeden Mevlüde Genç'e "Federal Almanya Cumhunyeti Liyakat Nişanı" verildi. Mevlûde Genç törende yaptığı konuşrnada "Ben buraya madalya almaya gelmedim. Sizlere, bir yudum sevgi, kardeşlik ve dostluk vermeye geldim " dedi. Federal Çahşma Bakanlığı'nda yapılan ve Müsteşar Deniz Bölükbaşı, Federal Çalışma Bakanı Norbert Biüm, Alman milletvekilleri ile Genç Aılesinın katıldığı törende "Liyakat Nişanı" Cumhurbaşkanı Roman Herzog adına FededaJ hükümetin yabancılar danışmanı Cornelia Schmalz Jakobsen tarafindan Mevlüde Genç'e takıldı. Jakobsen yaptığı konuşmada, "Sizin suskun kalmamz ve cenaze töreninde yaptığıntz konuşma takdire şayandır. Siz (benim ölülerim dostluk yollannı açsın) dediniz" dedi. AnnavutJuk'taki saMn • TİRAN(AA)- Arnavutluk'un başkenti Tiran'da dün meydana gelen patlamayla ilgıli olarak eski komünist rejimin gizli polis teşkilatı Sigurimi'de görevli 2 üst düzey görevlinin tutuklandığı bildirildi. Amavutluk resmi haber ajansı ATA, iki şüphelinın bınsinin gizli servis Sigurimi'de görevli olduğunu ve 2 eski ajanla Rus KGB'si arasında bağlantı bulunduğunu belirtti. Bu arada, Cumhurbaşkanı Dernirel, Cumhurbaskanı Sali Berişha'ya bombalamadan duyduğu üzüntûyü belirten bir mesaj gönderdi. Papandreu evine dönüyor • ATİNA (AA) - Atina'da, Onasis Kalp Cerrahi Merkezi'nde lOOgünden ben tedavi edilmekte olan Pasok Genel Başkanı ve eski Başbakan Andreas Papandreu, bu hafta sonu taburcu olarak Ekali'deki evine gidecek. Doktorlar, nekahet dönemini Ekali'deki evinde geçirecek olan Papandreu'ya, taburcu belgesini imzalamadan önce, bugûnden itibaren çeşitli tahlil ve testler uygulamaya başladılar. Eski Başbakanın sağlık durumu doktorlar tarafindan "mucizevi" diye nitelendirildi. Saraybosnalı Müslümanlar ve Hırvatlar dört yıl önce can korkusuyla terk ettikleri evlerine geri dönüyorlar Snplar yağmalayarak çekfliyor• Sırplann evlerini terk ederken bölgedeki dükkânlan ve evteri yağmaladıklan, evlerindeki tüm teçhizatlan, kapı ve pencere çerçevelerini, radyatörleri ve hatta ölülerini bile beraberlerinde götürdükleri belirtildi. Dış Haberfer Smisi- Sırp si- villerin Bosnah Sırp ordusunun yardımıyla ve NATO Banşı Uy- gulama Gücü (IFOR) gözetı- minde Saraybosna'nın banliyö- lennden göçünün devam ettiği kaydedildi. Sırplann evlerini terk eder- ken bölgedeki dükkânlan ve ev- leri yağmaladıklan, evlerindeki tüm teçhizatlan, kapı ve pence- re çerçevelerini, radyatörleri ve hattaölülenni bile beraberlerin- de götürdükleri belirtildi. Sırp- lann bölgeyi terk etmesinden sonra evine gen dönen bir Bos- na'lı "Ben giderkcn üzerimde sadece giysilerim vardı. Döndü- ğümde ise evimi botnboş bul- dum" diyerek Sırplann bu dav- ranışını canavarhk olarak nite- ledi. Öte yandan, BM'in Bosna Yüksek Temsilcisi CarlBOdt ın göç operasyonunu etnik aynlık- çıltk olarak nitelediği ve işle- min derhal durdurulmasını iste- digi bildirildi. BM, Bosnah Sırplara uygulanan ekonomık yaptınmlan, dün resmen askıya aldıgını açıkladı. BM Güvenlik Konseyi'ne yakın diplomatik kaynaklar, ekonomık yaptınm- lann askıya ahnacağına ilişkin açıklamanın, ABD'nin BM nezdindekı Daimi Temsilcisi ve Güvenlik Konseyi Dönem Baş- tfl :RÎMINAL TRIBUNAL FOR IBE FÜRMER YÜGOS URJU.VTS FOR THE» AKREST ARE RELO BY THEIB Savaş suçu zanlısı olarak aranan 51 kişiden 17'sinin fotoğraflannı ve özel- likkrini içeren posterier Saraybosna'dâki muhteüf duvariars asılıyor. Savaş suçlusu Martiç Lahey <de yargı önünde Saraybosna'dan göç eden Sırplar geriye yıkıntılar içinde bir kent bırakıyor. Taşınabilir her şey arabalara yiikJenivor. kanı Madeieine Albrigbt tara- findan yapıldığını kaydettiler. BM Genel Sekreten ButrosGa- B'mn önceki gün, NATO Genel Sekreteri Javier Solana'dan, Bosnalı Sırplar'ın Dayton An- laşması'nda öngörülen askeri hükûmlere uygun hareketettik- lcrıne ilişkin bir mesaj aldığı ve yaptınmlan kaldırma karannın bu açıklamadan sonra alındığı belirtildi. Bosnah Sırplar'ın BM'nin uygulanan ekonomik ambargoyu askjya alma karan- nı memnunlukla karşıladığı kaydedildi. Rusya Devlet Baş- kanı Boris Yettsn de cuma gü- nü yaptığı açıklamada, Bos- na'da tek yanlı ilan edilen Sırp Cumhunyeti'ne uygulanan yaptınmlan. tek yanlı olarak kaldırdıklannı biidirmişti. Yelt- sin, Bosnah Sırplar'ın, BM Gü- venlik Konseyi'nin 1022 sayılı karannda öngörülen şartlan ye- rine getirdiğini belirtmışti. BM Güvenlik Konseyi tarafindan 22 Kasım 1995'de onaylanan 1022 sayılı karar, Bosna'da gö- rev yapan (FOR yetkililerinin, Bosnah Sırplar'ın Dayton An- laşması'nda öngörülen bölge- lere çekildiğıni tespit etmesl ha- linde Bosnah Sırplara uygula- nan yaptınmlann derhal kaldı- nlmasını öngörüyor. Bu arada, Washington'da Boşnaklar'ın eğitimi ve silah- landınlmasına ilişkin çahşma- lann devam ettiği bildirildi. Bosna Genelkurmay Başkanı General Rasim Detiç ile Bos- na'dakı Hırvatlar'ın Komutanı Zivko Budimir. ABD Genel- kurmay Başkanı General John Shalikashviji, Beyaz Sarav Ulu- sal Güvenlik Danışmanı Ant- hony Lake ve dığer yetkıliler ile birarayageldikleri kaydedildi. Öte yandan, Sırbistan ve Ka- radag'danoluşanyeni Yugosiav- ya Cumhuriyeti, ağustos 1194 tarihinden bu yana Bosnalı Sırp- lara karşı uyguladığı yaptınmla- rj kaldırma karan aldı. Ambar- go dün sabaha karşı kaldınldı. Dij HaberterServisi-Savaş suçu zan- lısı olarak hakkında soruşturma başla- tılan Milan İVlartiç'ın duruşmasına dün Lahey'deki Savaş Suçlulan Mahkeme- si'nde başlandı. AFP haber ajansından alınan bılgiye göre Martiç, özellikle 1991 yılındaHır- vatistan'ın başkenti Zagreb'e düzenle- diğı bombardıman saldınsında 12 kişi- nin ölümüne ve Sırplann kontroiünde- ki Batı Slavonya bölgesini geri almak ıçin geçen yıl mayıs ayının biri ve iki- sinde düzenledıği operasyonlarda en az yedi kişinin ölümüne ve 60 kişinin ya- ralanmasına sebebiyet vermekle suç- lanıyor. Martiç'ın emriyle kullanılan bombalann birkaç patlayıcı bölümden oluştuğu ve kullamldığında genış bir alana dağıldığı. bundan dolayı da zırh- Iı araçlan etkileyemedıği fakat insan- lar üzennde yok edıci etkisinin bulun- duğu behrtıhyor. 1994'te Krayina Cumhunyeti'nin devlet başkanlığına getiren Martiç'ın ne duruşmaya katılacağı ne de bir avu- kat tarafindan temsil edeceğı bildirildi. Başsavcı Rjchard GoMstone'un saldı- ndan kurtulanlardan mahkemede Mar- tiç aleyhine tanıkhk vapmalannı iste- diği belirtildi. Tutuklanması içın uluslararası birge- nelge çıkartıhp Bosna'lı Sırplann ka- lesi olan Pale'ye ve aynca Saraybosna ve Belgrad'a yollanmış olmasına rağ- men Martiç halen tutuklanamadı. Eski lidenn şu anda Bosna'nın kuzeyindeki Banja Luca'da yaşadıgı ve Bosnalı Sırplarca korunduğu bildınliyor. Olof Palme. 10 yıl önce bugün öldürülmüştü Sessizlik sonıuıda bozulduGÜRHANUÇKAN STOCKHOLM - Expressen gazetesinın Olof Pafane konulu özel ekinin arka kapağında şöyle yazıvor: "_Llusuomuril^iııedek$ar$ancİDayet- ten 10yıl sonra Otof Patme hâlâyaşıyor>*c görc\- deymiş gibi veniden dillerde doiaşma>a başhyur. BeUd de katitini asla ytup onünt çıkinuna>aca- ğp. Cmayetin topJumumuzu nasıl etküendiğini güoün birüıde saptayabilmemü olası. Ve beJki de yaşayan bir kişi olarak Olof Palme'nin Isveç ve dünya için nasd bir anlamı olduğunu açıkljğa ka- vuşturabikcegiz. Ne denli güçlü oiduğunu ve ne d M f " 28 Şubat 1986 gecesi Stockholm'ün en mer- kezi yerlerinden birinde Isveç Başbakanı Olof Palme arkadan kurşunlandığı zaman. ülke tan- hindeyeni birdönem açıldı: "PalnKÖMürüklük- ten sonraki" dönem; artık hiçbir şeyin eskisi gi- bi olmadığı. birçok alışılagelmiş kavramlara ye- ni adlar getirildiği dönem. Norveç'in Kültür Ba- kanı Asa Kfevebnd bu olay için "tsveç'in bald- reüğiniv'itirdiğiolav'' tanımını kullanıyor, aynı ta- nımı, Norveçte Salman Rüşdü'nün yapıtı Şey- tan Ayetteri'ni yayımlayan yayımcımn bilinme- yen kışılerce ağıryaralanması olayında da bu kez kendi ülkesi içın kullanmıştı. Evet, Isveç bakireliğini 10 yıl önce bugün yi- tirdi. Artık sokaklarda, metroda, sınema salon- lannda herhangi bir vatandaş gibi dolaşan, ken- disiyle göz göze gelenleri başıyla selamlayan bir Olof Palme'yi göremeyecektik. Yabancı basının çalışma yeri olan, dışişlennin basm <xiasından çık&ktan sonra Kralice Caddesi'nde yürürken, hükümet konağından dısan firlayarak Parlamen- to'ya doğru seri adımlarla giden Başbakan Pal- me'yi yalnızca gazete ve albümlerde görebile- cektik. Stockholm'ün ilk yerleşim yeri olan ada- cık Eski Kent'te, Finlandiya Başbakam'yla ak- şamüstü yürüyüşü yaparken karşıdan gelen bın şortlu, biri blucinli ikı genç kızla karşılaşmalan- nm "ohğanhğmı''sonsuzlaştiran fotoğraf gibi ye- nileribırdahaçekilemeyecekti...Busatırlannya- zan, 1 Mart 1986 sabahında cinayet yerindeyken üşüdüğü kadar asla üşümemış olduğunu düşün- meyecekti... Angola'dan Zambiya'ya dek 45 ülkede birden çokyere Olof Palme'nın adı verildi. Ülkemizde de, Dikili'de içinde heykeli olan bir parka. İz- mir'de bir anıttaşı dikili bir parka ve Kulu'da bir park ile caddeye de Olof Palme adı konuldu. Bir sevgi zinciri Isveçli devlet adammın uluslarara- sı kimliğinin kanıtı olarak dünyayı çepeçevre sa- nyor. Aradan geçen 10 yıl geçmesi ilk andaki tep- kilerin yerinı, akılcı analizlerin almasını sağladı. Palme'li Isveç ve dünya. Palme'siz Isveç'i ve dünyayı açıklamakta bizlere yararlı olmakta... İsvey'te Palme Olof Palme, 30 ocak 1927'de Stockholm'de varlıklı bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Çocukluğu sağlık sorunlanyla dolu geçti. 17 ya- şındayken liseyi, 1948'de ABD'nin Ohioevale- tindeki Kenyon kolejini bitirdi. Herdersinden en yüksek derece olan "bfiyük A" alan Palme, da- ha sonra bu okulda onur doktoru oldu. 1951 'de tsveç'te doktorasını yaptı. 1951 'de sosyaldemok- ratlann öğrenci birliğine girdi. 1951 'de tanıştığı Usbet Bcck-Friis ile 1956'da evlendi. Çiftin üç oğlu oldu. 1957'de Jönköping bölgesinden par- lamentonun o zamanki birinci kamarasına girdı. Zamanın başbakanı ve Isveç'in en değerli dev- letadamlanndan Tage Eriander ile 195 Tde ta- nışmış, onun izinden yürümeye başlamıştı 1953'te Erlander'in özel sekreterliği görevine getirildi. 1%3'te devlet bakanı oldu; bu görevı- ni iki ayn bakanlık izledi. Ama dünyaya adını, dışişleri bakan yardımcısıyken o zamanki Kuzey Vietnam'ın Moskova büyükelçısiyle Stock- holm'de 1965'te ABD'yi kınayan biryürüyüşte kol kola gidince duyurdu. ABD ile Isveç arasın- da kopan bagın onanlması, ancak Palme'den son- Palme icin neler demislerdi Oiof Palme'nin öldüğü gün, dönemin ünlü uluslararası isimleri üzüntülerini dile getirirken şunlan söylemişlerdi: HENRY KISSINfcER (ABD eski Dışişleri Bakanı): tsveç'in V'ıetnam konusundakı tavnnı hiç sevmedım. Doğrudan belirli bir çıkarlannın olmadığı bir bölgedeki gelişmelen uzaktan eleştirmesi kolaydı. Eğer Palme nükleer silahı olan bir süper gücün başbakanı olsaydı ve uluslararası banşı etkileyici bir konumda bulunsaydı, aynı tavn göstermezdi. ANKER JÖRCENSEN (Danimarka'nın eski başbakanı): Palme'nin öylesine güçlü bir kişiliği ve başanlı tartışma biçimi vardı ki onun için gerçek anlamıyla büyük bir politikacı ve sözünü kullanmaktan çekinmiyorum. Onun bir süpergücün başında olsa bile aynı atak ve açık sözlü tavnnı sürdüreceğinden eminım. VVILLY BRANDT (Almanya eski Şansöh/esi): Almanya Büyükelçiliği'ndeki bir kokteyle de o zamanki Dışişleri Bakanı Henry «jssinger'la karşılaştım. Kissinger bana Olof Palme'nin sözlerinden ve davranışlanndan duyduğu kaygıyı dile getirdi. O zaman ona şu soruyu sordum: ".4ma Henry, sen Palme'nin Amerikan ünivcrsite mekanizmasının bir ürünü olduğunu. öğrendiği liberal bilgilenme kavramına göne dav randığını bilmiyor rnusun?" JIMMY CARTER (Önceki ABD Başkanı): Benim görev yaptığım sırada başbakan değildi, ama ABD'nin Viemm politikasını en çok eleştirenler arasındaydı. Zamanla haklı olduğunu kabul ettim. Banş ve anlaşmazlıklann çözümü konusunda angejmanı çok insanı etkiledi. DANIEL ORTECA (Nikaragua'nın önceki başkanı): Amerika'nın Nikaragua'yı işgalini engelleyen güçlerin en önemlisi Palme'ydi. Hepimize doğru yönde adım atmamızda yardımcı oldu. YASERARAFATıFKÖ lideri): Ortadoğu'da kalıcı bir banş ıçin ilk adımı atan Olof Palme'dir. Banş gırişimierinı Willy Brandt ve Bruno Kreisky'le birlıkte başlattı. Yalnızca Filistin'le tsrail arasında değil. bütün bölgede. JAVİER PEREZ DE CUELLAR (Birleşmiş MiUetkr'in önceki genel sekreteri): Benim göreve başlamamdan önce de banş içın yaptıklannın bilıncindeydim. O zamanlar pek ahşılmarnış birşeyi başardı: Her iki tarafın da güvenini kazanmayı. Ani ölümü yüreğimızde derin yara açtı. CEORCE BUSH (Eski ABD Devlet Başkanı): Göreve yeni başlamış bir senatörken Vietnam politikamızla ilgili sözleri beni de çok kızdırdı. Daha sonra başkan yardımcsı olarak 80'li yıllarda onun konuğu oldum. O zaman nasıl sıcak yürekli bir insan olduğunu kendi gözlenmle gördüm. Daha iyi bir dünya yaratmak için kendinı nasıl verdiğine tanık oldum. Eğer ben başkanken oda hükümet başkanı olsaydı birçok konuda anlasamamış olacağımızdan kuşkum yok. Ama yoksul halklara yardım etmek, bu dertli dünyaya banş getirmek ıçin gösterdıği kararhlığın içtenliğinden hiç kuşkum yok. raki yıllara kalacarû,. Idge Enander. Olof Pal- me'yi başbakan yapan kişidır.ama Palme yapan kişi değil. Yaşlı lıder genç öğrencisini, 1969'da yaş nedeniyie emekliye aynldığı zaman ülke yö- netiminı devralabilecek düzeyde yeliştirmişti Ne var ki Eriander belirli bir çızgıvi başanyla sür- düren, ancak sözlenyle. davranışlanyla aşın dık- kat çekmej'en bir liderdı. Onun için iç politika, dış politikadan önce geliyordu. Palme ise her iki politikanın aynı anda yürütülebilecegıni gösterir- ken ikincisinde çok daha başanh oldu. Isveç'i dünyaya açtı. dünyayı lsveç"e getirdı. 1969'da başbakan oldu ve 7 yıl sonra sosyal demokrat ik- tıdar, 44 yıldır ilk kez "burjuva Moğu" olanarak tanımlanan merkez ve sağ partilerin olusturdu- ğu koalisyona terk edildi. Palme'nin parti baş- kanlığı sürdü. Bir seçim daha yitirdikten sonra 1982'de rövanşı aldı; 1985'teki seçim ise Pal- menin son seçimi oldu. İç polıtıkada Palme, alışagelınmiş sınırlan yı- kan bırpolitikacıydı. Özensizhğe kaçan rahatlık- taki giyımi. konuşurken özellikle belinden aşa- ğısını kıpırdatması ve ayaklannı süreklı olarak hareket halinde tutması dikkat çekıyordu. İnce espnyle süslediği konuşmalannda ani çıkışlar vapmadan ve rakiplerini ignelemeden olamazdı. Isveç polirikasında belki de bu özelliği.en çok yokluğu çekilen bir yönüydü. Politikanın halk içın olduğunu. konuşulan dılin özel bir "poüti- kaa düi" olmaması gerektiğini, halkın kolayhk- la anlayamadığı hiçbirsözün söylenmeye değme- yeceğini kanıtladı. Doğru bildiğini yapıyordu; ne dost kazanma derdindeydi ne de düşman edin- mekten korkuyordu. Nesli tükenmekte olan dü- rüst pol'tikacılann en hasıydı... Dümada Palme Olof Palme gerçekte Amerika 'daki "Kberal ra- dikaDikten'1 çok etkilenmişti. Bu nedenle olma- lı ki bu ülkeden, demokrasi konusunda kusursuz bir örnek oluştunnasını beldiyordu. Vietnam sa- vaşı, bu demokrasi için büyük bir lekeydi. Ku- zey Vietnam'ın Moskova Büyükelçisi'yle Stock- holm'de yürüyüşü, ABD'yi kınaması tümüyle bu neden dolayıydı. Güney Afrika'daki aparthe- id rejimı, Angola, Mozambik gibi ülkelerdeki bağımsızlık sa\aşı ve Küba ile dayanışma üze- rinde en çok durduğu konulardı. Bunlara, Filıs- tin halkının verd.ği uğraşı daekleyebilinz. Bu ne- denle ki ülkec min kurtuluşunu göremeden öldü- rülen Mozambıkli devrimci lider Eduardo Mondlanc nin ve FKÖ lideri YaserAralat ın ya- kın dostuydu. Aynca özgür Mozambik'in ilk dev- let başkanı Samora Machel ile Hindistan'ın baş- kanı RajK Gandhi'ye çok yakındı. Her ikisinin de politık nedenlerle öldürülmesi onu çok sars- rruştı. Aynı konumda olmasa bile ortak bir dün- ya görüşünü paylaşması bakımından eski Al- manya şansölyesi VVilIv Brandtve Avusturyalı li- deri Bruno Kreisky'le de çok yakın dostluk iliş- kileri kurmuştu. 1983'te Arafat'ı Stockholm'de ağırladığı zaman sağcılann ve Siyonizm yanlısı îsraillilerin büyük öfkesini üzennde topladı. Olof Palme 1975'te Havana'ya gittiğinde ha- vaalanında Fidel tarafindan karşılandı. Unlü Öz- gürlük Meydanı'nda yüz bin kişiye seslenirken halkın ellerinde yükselttiği dev pankartlardaşöy- le yazıyordu: "Olof-anıigo. EI puebJo es contigo." (Dost Olof. Halk seninledir.) Palme tspanyolca da bıliyordu. Havana'da yaptığı konuşma bütün Latın Amerika'da yankılandı. Fidel purosunu, Palme de sigarasını van yana içerken çekilmiş bir fotoğraf, bu geziden kalan anılar arasında. Pal- me, Frankorejımini veonun maşalannı "Ailahın belası katüler" di\e tanımlamıştı. 1976'da Mad- rid'de bir otehn mahsenınde *Bir halk, demok- rasi olmadan kendi vaşanunı sürdüremt'z" dı- yordu. a Benim sözünü etâğun gerçek İspama'dır. yannın İspanva'sı" Sosyalist Parti 27. kongresı- nı yapıyordu. Yedı yıl sonra PelipeGonzales baş- bakan olmuştu ve w Allah'ın belası katüler" defo- lup gitmişti. Gonzales. Palme'nin o mahzende- ki konuşmasını asla unutmadı ve Isveçli liderle yaşamboyu dost kaldı. Uluslararası ilışkilerde gerginliğin giderilme- si, çözümlere banşçıl yöntemlerle gidilmesi ve dünyanın nükleer silahlardan anndmlması, Olof Pahne'nın çizdiği küresel dünya görüşünün öze- ti oldu. Girişimlen, uluslararası silahlanmadi^ı para kazanan devletlerin ve kişilerin huzurunu kaçınyordu. Saman altmdan su >-ürüten birçok devlet görevlisi, Palme'nin varlığından ötürii ra- hatsızdı. lngiliz gazeteci David Frostona. mezar taşına neyazılmasını isterdın diye soruvermişti bir gün. Palme'nın yanıtı şöyleoldu: "Hiçdüşünmedim. tnsanlarkendilerindensonrasını düşününce kor- kuyorlar demokn'r. O zaman. hiçbir şe> vapnıa- yacesaretedemezier. EUeri kollan bafiJaJur". Pal- me, ellen kollan bağlarunadan gözlerini yumdu...
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear