23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 18 ŞUBAT 1996 PAZAR HABERLER 'Memurin Muhakematı Hakkında Kanun'dan 'yüksek yargı' da rahatsızlık duyuyor Göklepe cînayeti yarayı kanatbANKARA(AA)-Yargıtay4 Ceza Daıresı Başkanı Doç. Dr. Sami Seiçuk, Evrensel gazetesı muhabiri Metin Göktepe'nin gözaltında polislerce dövülerek öldürülmesınden sonra gûndeme gelen ve memurlann yargılanmasını düzenleyen 'Memurin Muhakematı Hakkında Kanun'un gûnümüzdeki ışlerliğinden duyulan rahatsızlığı"Bu yasanın adaletin başına açbğı dertlcr saymakla bitmez. Yasa kesinkes kaldınlmalı ve cumhuriyet savctsına bağlı yargı kolluğu kurulmaİMÜr" sözlenyle dıle getırdi. Seiçuk. yaptığı açıklamada, dairelerinin aynı zamanda Memurin Muhakematı Hakkında Kanun'un uygulanmasından doğan davalann temyız incelemesini de yaptığmı söyledi. Bu yasanın 1913 yılında padişah iradesiyle çıkanldığını. mumurlann görevlerinden dolayı ya da görev len sırasında işledikleri suçlara uygulanan bir yargılama yasası olduğunu hatırlatan Seiçuk. devlet yönetiminin, yansız, dürüst. tarafsız olması gerektiğini, görevdeki memurun bu yetkiyi kötüye kullanmasının ıse bu yasa ile önlenmeye çalışıldığıru anlattı. Doç. Dr. Seiçuk, yasanın devlettekı görevlileri değil, devlet yönetimini ve saygınlığını korumak ıçin çıkanldığını, • Yargıtay 4. Ceza Dairesi Başkanı Doç. Dr. Sami Seiçuk, Metin Göktepe'nin öldürülmesınden sonra bir kez daha gündeme gelen yasanın kesinkes kaldınlması ve cumhuriyet savcısına bağlı yargı kolluğu kurulması gerektiğini söyledi. Seiçuk, "Bu yasanın adaletin başına açtığı dertler saymakla bitmez" dedi. bu yasaya göre kuruilarca ya da Ceza Yargılama Yasasf na göre savcıhça dava açılmış ve bunun yanlışliğı son soruşturma ya da temyiz aşamasında anlaşıhnışsa, ön soruşrurmaya dönülmektedir" dedı Seiçuk, devlet ancak uygulamada bu amaçtan sapıldığını, yasanın görevlileri koıuyan bir araca dönüştüğünü, ayncahklı bir sınıf ve seçkınci bir yargılama yaratıldığını söyledi. Seiçuk, "Çünkü görevlılerinin onurunu koruma kaygısının, devlet otoritesini koruma tasasının önüne geçtığını kaydederek şunlan söyledi: "Suç dosyalannın hasıraltı edikiiği adli yargıya güvenilmediği inancı doğmuştur. Yiirütme organııun yargı organı karşısmda bağımsızlığı duşünülemez. Ancak, tersi düşünülmeti ve mutlaka gerçekleştirilmeli, insanlannuz rahattaülarak iç banş sağtanmahdır." 'Adaletin başı dertte' Yargıtay 4. Ceza Dairesı Başkanı Sami Seiçuk, gazeteci Metin Göktepe'nin gözaltında öldürülmesinin yarayı kanattığını vurgulayarak şunlan söyledi: "Hemen her gün bu yasanın uygulanmasryla uğraşan biri olarak söyiüvorum. Bu yasanın adaletin başına açtığı dertler saymakla bitmez. Aynnhlara girmeye gerek yok. Yasa kesinkes kaldınlmalı ve cumhuriyet savcısına bağiı yargı koUugu kurulmaudır." CHP'li Sabri Ergül, Başbakanlık kapısından sonra Manisa Emniyet Müdürlüğü'ne de aynı dosyayı astı u işyerînde îşkence varchr'İşkence sistemli Işkencenin, Çiller'in açıkladığı gibi münferit bir olay olmadığını söyleyen CHP Izmir Milletvekili Sabri Ergül, "îşkence sistemlidir. Eğer 12 martta yapılacak duruşmaya kadar Cumhurbaşkanı olaya el koymazsa konuyu Avrupa Parlamentosu'na taşıyacağım" dedi. İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - CHP Izmir Milletvekili Sabri Ergül Manisa Emniyet Müdürlüğü'nün kapısına, üstünde "Bu işyerinde işkence vardır" yazılı bir dosya astı. Örgüt üyesı dıye gözaltına alınan lıse öğrencilerine işkence yapıldığının kanıtlanyla ortada olduğunu belirten Ergül, Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'den olaya el koymasını ıstedı Ergül, "Bu, Başbakan'ın açıkladığı gibi münferit olay değfldir. İşkence sistemlidir. Eğer 12 martta yapılacak duruşmaya kadar Cumhurbaşkanı olaya el koymazsa konuyu Avrupa Parlamentosu' na taşıyacağım " dedi. Tepkiler büyüyor Manisa'da aralık ayı sonundaki DHKP-C operasyonunda gözaltına alınan, çoğunluğu lise öğrencisine emniyet müdürlüğünde işkence yapılmasına yönelik tepkiler büyüyor. Konuyu başından bu yana izleyen CHP tzmir Milletvekili Sabri Ergül. dün Manisa'ya giderek tutuklulann yakınlanyla görüştü ve CHP il binasında konuyla ilgili açıklama yaptı. Işkencenin Türkiye'de sısternli yürütüldüğünü belirten Ergül, şunlan söyledi: "Manisa Emniyet Müdüriüğü'nde meydana gelen işkence olayı Türkiye'nin ayıbıdır. Bu a>ıbı gerçekleştirenlerin saptanarak Sabri Ergül'ün u Bu isyerinde işkence vardır" yaztfıdosyasıru, göre\lipoüslerkısasürci<;indeasüdığıyerdenindirdiler.(NECATt AYGIN) yargılanması için Başbakan'a başvurdum. Bugüne kadar olumlu yamt alamadım. Sorumlulann ortaya çıkanhnası için Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'den rande\u talep ettim. \'anıt \ermeöe konuyu Avrupa Parlamentosu'na götüreceğim. İç hukuk \ollan tükenirse Avrupa İnsan Haklan MahkemesPne gideceğSm." Konuyu bir aydır Manisa'ya da gelerek incelediğinı, polıs tutanaklannda öğrencıleri suçlayıcı tek bir belgenin olmadığını belirten Ergül, olayın tümüyle bir polis senaryosu olduğunu söyledi. Yapılan işkenceleri bir kez daha anlatan Ergül. şunlan söyledi: "Gencecik çocuklara elektrik veriliyor, cinsel tacizde bulunuluvor. Erkeklere jop sokuluyor. Kıziar tecavüzle tehdit ediliyor, cinsel organlarma elektrik veriliyor. tşkenceden geçen çocuklar, doktora götürülmüyor. Girişimimiz üzerine doktora se\k edilen çocuklann hepsindc işkence izine rastiandı. Bunlar, hastane protokol defterlerinde \ar. Ancak ne yazık ki emniyet müdürlüğünün belgelerindeki doktor raporiannda çocuklann sağlam olduğu betirtiimiş." 'Suçüstü yakalandüar' Araştırmalar sonucu öğrencilere işkence yapılırken emniyet müdürlüğüne doktor getirildiğinı öğrendığini belirten Ergül, "Hastaneden bir doktor işkence odasına çağnlryor. Çocuklar go/leri bağlı olarak polisin gözetiminde bu doktorun karşısına çıkanlıyortar ve kendilerine bu doktor tarafından şikâvetleri olup ounadığı soruluyor. Sonra da çocuklann şikâyetimiz yok şeklindeki açıklamalan, rapor olarak düzenleniyor. Manisa emniyeti burada suçüstü vakalanmışbr" dıye konuştu. Içışlen Bakanlığı ve diğer yetkilıler tarafından Metin Göktepe olayında olduğu gibi Manisa'daki işkencenin de münferit bir olay gibi gösterilmek istenildiğını belirten Ergül, şunlan söyledi: "Ancak ben buna müsaade etmeyeceğim. Manisa Emniyeti'nde işkence yapdmıştır. Emniyet müdürü ve terörle mücadele şubesindeküerin mutlaka görevden ahnması gerekir. Emniyet müdürü daha önce Bingöl'de görev yapmış, bölgedeki durumdan etkilenmiş, psikolojik rahatsızlığı var, Aynı durum ortaokul mezunu olan Terörle Mücadele ŞubesTnden sorumlu başkomiser de de me\currur. Başta Emniyet müdürü olmak üzere beraberinde getirdiği tüm ekip bir psikiyatriste gösterilmeli ve teda\isi \apılmalıdır. Bu emniyet müdürü ve terörle mücadele şubesi yetkilik'ri göre\de kaklığı sürece Manisa'da huzurdan söz etmek olanaksızdır. Çünkü gözalölar devam edecektir. Bu nedenle tüm vehleri dikkatli olmava çağınyorum" Sabri Ergül. açıklamalannın ardından, üzerinde "Bu isyerinde işkence vardır" yazılı dosyayı emniyet müdürlüğü giriş kapısına astı. Ancak dosya, görevli polisler tarafından ahndı. Ergül'ün düzenlediği basm toplantısına katılan gazetecileri taşıyan CHP aracı. kent çıkışına dek sivil polis araçlan tarafından izlendi. 'Konuşma' tehdidi Toplantıya katılan öğrencı yakınlan da çocuklannın yaşadıklannı bir kez daha anlattılar. Gözaltındaki 15 yaşındaki S.T.'nin annesi Sao Taşer. kızına gözaltında iken cinsel tacizde bulunulduğunu, kanama geçirerek hastaneye kaldınldığını söyledi. Taşer, gözaltı olaylanyla ilgili kimseyle konuşmamalan ıçın kendilerini polis olarak tanıtan kişiler tarafından tehdit edildıklenni de dile getirdı. Bu arada toplantıyı izleyen gözaltındakilerin tüm yakınlan. polis baskısı altında olduklannı savladılar. Babanın isyanı Gözaltına alınan LJC'nin babası emekli öğretmen Fetullah Kıhç da diğer aileler gibi oğluna emniyette yoğun işkence yapıldığını beHrterek şunlan söyledi: "Oglum sosyal demokrat bir genç, hiçbir gizli örgütle ilişkisi yok. Buna karşın oglum örgüt üyesi olduğu savıyla gözarana ahndı. Göıaranda kendisine sürekli arkadaşlaruun ismi sorulmuş. Daha sonra tanımadıklan kişilerin ismi soruhnuş, tanımadığuu belirtince de işkencenin dozu artbnhnış. Yine bu süre içinde oğlumu gözleri bağlı bir otomobile gezdirerek baa evleri göstermişjer. 'Bu hücre evleri kimlere ait' diye sorukr sormuşlar. Oğlum, işkenceden kurtulmak için otomobilin önünde durduğu bir evi göstermiş. Polisler bu evde bulunan bir kişiyi gözaltına ahmşlar. Emniyette yapılan yüzleştirmede birbirlerini taıumaymca oğlumun gösterdiği evden alınan kişi serbest bırakılmış. Çocuğum işkence gördü, işkence yapanlar mutlaka cezalandınlmalıdır." MIKRO DİNÇ TAYANÇ Gapipüp Sahlmış'lık Tarih:21 Nisan1955... Yer Endonezya'nın Bandung kenti... Mekân: Tarafsızlar Konferansı'nın yapıldığı salo- nun kürsüsü... Kürsüde; zayıf, uzun boylu, bademsi bıyıklı bir adam... Coşmuş ki lafını tartacak terazi yok! "Komonizm tehlikesi!.. Hümyet, istiklal ve sulh!.. Hürmilletier; NATO, Güneydoğu Asya Müdafaa Pak- {/.'.. Türkiye 'banş içinde bir arada yaşarna' ilkesinika- bullenemezü!" Kürsünün kurulu olduğu saJonda bırbiıierine şaş- kınlıkla bakakalmış kara derili, esmer derili, sarı de- rili, ak derili "bağımsızlık âşığı" ınsanlar... "Lafazan" mı kim? Adı: Fatin Rüştü Zorlu. Görevi: Türkiye Cumhuriyeti Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı. Kendisinden beklenen: Dünyanın ilk ulusal bağım- sızlıksavaşını verip 'kazanan' Türkiye Cumhuriyeti'ni 'Tarafsızlar'\n 'doğal lideri' konumuna yüksettecek adtmı atması... 'Misyon'u: ABD ve NATO'nun 'sözcülüğünü' üst- lenerek, çoğu bağımsızlığını yeni kazanmış ya da hâ- lâ sömürge konumundaki ütkelerden oluşacak Taraf- sızlar Bloku'nu engellemek amacıyla ve 'müttefikle- n'nin(!) 'arzu' ve 'ısrarian'na dayanamayıp(!) toplan- tıda 'maşa'Uk eylemek! Işlevi: Anadolu Aydınlanma Devrımi'yle oluşturulan 'tam bağımsız' Türkiye Cumhuriyeti'ni 'yeni sömür- geciler'\n egemenlığine sokacak yolu açmakü! Sonuçları: Türkiye'nin 'küçümsediği' ve hatta 'terj- likeli' saydığı Tarafsızlık Hareketi'ni oluşturan ülkeler tarafından dışlanıp, uluslararası platformlarda 'yal- nızlığa' terk edilmesi... Nereden nereyeü! 1955'ten 1996'ya... Bandung'dan Strasbourg'a, Tarafsızlar Konferansı'ndan Avrupa Parlamentosu'na.. El tersiyle itilen Tarafsızlar liderliğinden, avuç açarak 'ilişilmış' gümruk birlığine... Tam bağımsız Türkiye'den uluslararası sermaye kıskacına... Devletçilikten liboş- luğa, emekçilikten işbitiriciliğe, laiklikten karayobaz- lığaü! Sen kalk "Müttefiklerimizin gözbebeğiyiz, gül be- beğiyiz" deyip, bağımsızlık ve egemenliğe sırt çevir; Kurtuluş Savaşı'nla Anadolu'dan attığın emperyalist- lerin kucağına oturup 'sevilmeye' razı ol; sonra onlar da seni, tıpkı Birincı Büyük Paylaşım Savaşı sırasın- da sırtından hançerleyen rengi bozuk dındaşlann(!) gi- bi arkandan vurup Kıbns'tan Kardak'a, Uluslararası Para Fonu'ndan Avrupa Birliği tam üyeliğıne değin her yerde ve alanda 'yapayalnız' koysunlar! Olacak, yapılacak iş mi yaniü! 'Bunlann' hiçbirinin de mi haberi yok senin 'şanlı' tarihinden; Hırkayı Hilafet'i niceyüzyıl sırtındataştyıp, hadislereşliğinde "ezan, öayra/("diyeyırtındığından; ya da laik ve demokratik TC'nin kuruluşu üzerinden geçen 73 yılın sonunda şeriatçı din baronlartyla hoş- görü içinde yaşayacak denli "muasır medeniyet se- v/yes/"(!)ne ulaştığından? N'olacak; bunlann Hıristıyanı da, Müslümanı da, Bu- disti de hepsı 'gâvur'{\) değıl mi zaten! Senin anlı şan- lı, demokrat ve de liberal politıkacılarına gâvur eziye- ti çektirtmeyecekler de, sana mı çektirteceklerü! Hiç! Laf işteü! (Sahi, siz hiçbir ülkenin dilinde 'Satılmış' diye bir ad olduğunu gördünüz, duydunuz mu?) Arİa fikir El öpmek ne kelime! Dudak dediğin kıç yalamakla bile aşınmaz ama, onur aşınıri Ana fıkrin ana fjkrî: Aşınan onur, kişilik onurunu aşıp da ulusal onur olur ve de ulus; onurunu aşındır- mak bir yana, ayaklar aitına alıp da bunu 'bayram' ey- leyenlerden hesap sormak bir yana, onların bu 'her gün 'lük bayramlarını bayram kabul ediyorsa, tüm ül- keyi kapsayacak bir 'tımarhane' açmanın tam zama- nıdırü! Baba fikir (Ortalıkta kutlanabilecek bir şey ve de sizlerde kutlayabılecek hal kaldıysa) Bayramınız kut- lu olsun! Terör, imamları da vurdu Diyanet 360 imamı geri çekti • Terörün en yoğun yaşandığı illerden Diyarbakır, Şırnak, Batman, Hakkâri ve Mardin'den toplam 221 imam başka bölgelere gönderildi. HÜLYA KARABAĞU ANKARA-Diyanet Işleri Başkanlığı. Do- ğu ve Güneydoğu'da şeriatçı terör örgütü Hizbullah ile PKK arasında kıskaca alınan ve can güvenlikleri tehdit altında bulunan 360 imamı geri çekti. Terörün en yoğun yaşan- dığı illerden Diyarbakır, Şırnak, Batman, Hakkân ve Mardin'den toplam 221 imam baş- ka bölgelere gönderildi. Dıvanet tşleri Başkanlığı, 27 Mart 1994 tanhınde yapılan yerel seçımlerde sıyası gö- rüş ve tercihlerinı görevlenne yansıtan iki imamın da işıne son verdi. lmamlara her türlü siyasi faalıyeti yasaklayan başkanlık, din görevlılerinin görev dışmda da sıyası partılerden herhangi binni "övme" ya da "yermer 'sıni ihraç nedeni sayıyor. Diyanet lşlen Başkanlığı, 360 imamın gö- rev yerlerini değiştirdi. Diyanet, Diyarba- kır'dan 94, Şırnak'tan 44, Batman'dan 39, Hakkâri'den 24, Mardin'den de 20 imamı ge- ri çekti. Başkanlık verilerine göre çeşitli gerekçe- lerle imamlann geri çekildiği 25 il ve imam sayılan şöyle. "Adıyaman 6, Ağn 1, Bingöl 12, Bitlis 22, Divarbakır 94, Elazığ 7, Erzincan 11, Erzu- rum 6, Gaziantep 2, Gümüşhane 10, Hak- kâri 24, Malarya 1. Kahramanmaraş3, Mar- din 20, Muş 1, Siirt 16. TunceJi 11, Şanuurfa 2, Van 16, Ba>burt 3, Batman 39, Şımak 44, Ardahan 2, Iğdır 4, Kilis 3." 6 Sıvas, îldnci bir Tunceli'ye dönüşmesîn' Büyük kentlere göç edenlerin kurduğu yöre dernekleri ile Alevi örgütlerinin yardımıyla hazırlanan rapor ve ardından da üç DSP'li milletvekilinin raporu basuı kuruluşlanna yansıymca gözler bir anda Sıvas'a çevrildi Ml\ ASE tLKMJR Sıvas, Anadolu'nun göbeğinde, tarih boyunca siyasal ve toplumsal çelişkileriyle gündeme gelmiş bir şehir. Hızır Paşa'yı da Pir Sultan'ı da yaratan Sıvas. Alişer de o topra- ğın insanı, Murat Paşa da. Siyahla beyazın kalın çizgilerle aynldığı bu coğrafya, Sıvas Kongresı ile Madı- mak Katliamı'm tarihine bir arada yazdırmış. 80'li yıllara kadar oza- nın harman olduğu solun kalesi Sı- vas, nasıl oldu da günümüzde şeri- atçılığın ve ırkçı-şoven düşüncenin fişkırdığı bir pınara dönüştü. Ne ol- du o Sıvas' a, nereye gitti o güzellik- leri yaratan Sıvaslı, kim susturdu Çamşıhfnın ozanlannı? Önce Ermeniler terk eıti Sıvas'ı Ardından da Aleviler. Fukaralığa ve I. Sıvas kıyımına Alevinin tek ser- mayesi olan okuma arsuzu da ekle- nince aldı başını gitti Sıvaslı. Div- riğili ozan Ali Kızütug'un dediğı gi- bi "Ben ağayım, ben paşayım diyen- ler de kapılan kittevip giittiler." Al- manya'da, Istanbul'da, Ankara'da yeni Sıvaslar kuruldu. Sıvas merkezındö 'sol', ufaldı ufal- dı ve Alı Baba Mahallesi'ne sıkışıp kaldı. Ancak kırsalda Divriği, Ulaş ve tmranlı hâlâ ayaktaydı. Son iki yıl- da 'terörle mücadele' adı altında Za- ra, Divriği ve tmranlı üçgeninde ka- lan Alevi köylerhedef seçildi. İki yıl- dan beri seslerini duyurmaya çalı- şıyorlar. Ancak feryatlan yeni yeni duyulmaya baş- ladı. Büyük kentler- deki Sıvaslılann kurduğu yöre dernekleri ile Alevi örgütleri- nin yardımıyla hazırlanan rapor ve ardından daüç DSP'h milletve- kilinin raporu ba- sına yansıymca gözler Sıvas'a çevnldi. Ancak halkaeziyetede- rekterörle müca- dele ettiğini sa- nanlar da alışıl- mış nakaratlannı yinelemeye baş- ladılar: "Terönst- tere karşı vapoğı- mız başanh ope- rasyonlardan ra- hatsızolanlarvar. Bu iddialarla gü- venlik güçlerimi- zin morah° bozu- luyor." Güneydoğu'da terör başladığın- da da aynı yakınmalar vardı. Halkın yakınmalanna kulaklar tıkandı ve bir süre sonra da yöre sakinlerinin dev- lete olan güvenleri yitirildi. Sonra da aynı uygulama Tunce- li'de görüldü. Evleri yakılan insan- Uğradığuuız köylerde hangi eve girsek duvarda \taturk ile H/. Ali'nin resimkri yan yana. Höbek Köyü'nde ko- nuğu oiduğumuz EBf Murat, oğullanna sanlarak "Biz PKK'hysek Mustafa Kemal de PKK'li öyle>%" diyor. lar bağırdıkça yönetıciler aksini ıs- pata çalıştılar. Artık Tuncelı ıçin çok geç. Bınlerce Tuncelılı, köylenn- den atılarak göçe zorlandı. Şimdi Sıvas'ın da Tuncelı gibi olmaması için ne yapılacaksa bir an önce ya- pılması gerekıyor. Hafta başında Avrupa Alevi Bır- lıklen Federasyonu, Pır Sultan Ab- dal Dernekleri Genel Merkezı, An- kara Divnği Kültür Derneği, Im- ranlı Kültür Derneği, Karacaahmet Sultan Derneği, TuncelılilerDer- neğı ve Semah Vakfı ile gazete- cilerin kaölımıy- la Sıvas'a giden 40 kişilik grup iddialan yerinde inceledi. Güçlü- konak'ta incele- me grubunun çağnsı üzerine Siirt'e giden Av- rupa Alevi Bır- likleri Federas- yonu (AABF) ve Semah Vakfi yö- neticilerinın ısra- n ile Sıvas'a gel- meyi başlangıç- ta kabul eden 'Banş tçin Bir Araya Çalışma Grubu'ndan sa- dece Alman Ye- şiller Partisi Mil- letvekili Cem Özdemir, HA- DEP Genel Baş- kan Yardımcısı İsmailArslan,Ali Nesin, Güliz Kaptan ve gazetecıler katıldılar. AABF Genel Başkanı Ali Rıza Gülçjçekıle Semah Vakfi Genel Baş- kanı l.ütfü KaJeti. Sıvas'a Banş Gru- bu'ndan sadece 4 kışının katılması- nı eleşûrerek 'aydmlanmızçiftestan- dart uyguluyor" dedıler. Güçlükonak'tan gelen ekiple An- kara'dan giden grup, Sıvas'm Ulaş ilçesinde buluştu. Ulaş Belediye Başkanı Hüseyin Gülkanat, bölge- de olup bıtenlere ılişkın bılgilerak- tardı. Ulaş'ın sadece Çavdar Köyü'nde güvenlik güçlerinin operasyon yap- tığmı belirten Gülkanat, ilginç bir saptamadabulunuyor. "Terör grup- larmı bir el getirip Srvas'a koydu. Başka bir el de güvenlik güçlerini getirip karşına koydu. Bu, karşdık- lı cepheleri getiren el aynı ekürf Gülkanat, Alevi köylerinin hiz- metten yoksun bırakıldığmı belirte- rek devletin giremediği yere terörün girmesinin doğal olduğunu söylüyor. Yöre halkının terörist gruplara, özel- likle de PKK'ye sıcak bakmadığını üstüne basarak vurgulayan beledi- ye başkanına göre Alevilere ve sol- culara yönelik ekonomik savaş, te- rörle noktalanmak isteniyor. Ulaş'ta belediyenin otobüslerine Sünni memuriarbinmiyormuş. Me- murlar için valiliğin izniyle Büyük Birlik Partisi (BBP), özel otobüsler tahsis etmiş. "Belediye Başkanı ve şoförter Alevi olabilir, ama otobü- sün mezhebi olur mu" dıye soran Başkan Hüseyin Gülkanat, otobüs- len ılçeye sokmayınca karşısında valıyı ve kaymakamı buluyor. YARIN Köyü Yellice ve Höbek
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear