23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
7 AR/SLIK 1996 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA 13 ANKARA kulisiIŞIK KANSU Kapıkulu aramyor 1 9 Başbakanlık müşaviri. geçen hafta görevlerinden alındı. Bunların arasında örneğin Engin Aydın var. Aydın. 25 yıla yakın merrurıyet yapmış. Türk Belediyecilik Derneği Genel Koordinatörlüğü'nü. TBMVTde çeşitli komisyonlarda raportörlük. Turizm Bakanlığı Yurtiçi Kuru'uşları Daire Başkanlığı, şehircilik ve konuttan sorumlu Devlet Bakanlığı danışmanlığını üstlenrnış. Aydın. şimdı hıçbir gerekçeye dayanmadan, Başbakanlık Özel Kalemi'nde görevlendirildı. Hatta. ikramiyeleri kaldırıldı, ek göstergesn düşürüldü. Başbakanlık Insan Hakları Başmüşavirliği görevini de yürütmüş olan Hızır Ekşi de. aynı tutumla karşı karşıya kaldı. Ekşi. bugünkü en yetkili s/yasılerın her 10 yılda b/r demokrasınin kesinti şokunu yaşadıklarını anımsatıyor: "Kamu görevlileri ise, darbelere ek olarak hükümet değişikliklerinin şokunu ve stresini de yaşamaktadırtar. 1991 yıiından bu yana 6 hükümetle birçok bakan değişikliklerini hesaba katarsanız stresin boyutlannı daha iyi kavrarsınız. Gelen iktidar, bir önceki hükümetin başansızlıklarının nedenlerini siyasi kararlarda değil de, bürokratik uygulamalarda bulur. Görevden almalarda dürüstlük, bilgi, sorumluluk, çalışkanhk, başarı gibi ölçütler aranmaz. Yeni atamalarda siyasi ve ideolojik yakınlık, hemşerilik, eş, dost akraba ilişkileri vs. öne çıkar. Kamu yarannın nasıl sağlanabileceği hesaba katılmaz." Bugüne değin hıç "boş gezenin boş kaflası" olmadığının altını çizen Ekşi. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ile Başbakan Necmettin Erbakan'a köşemız aracılığıyla şu iletiyi yapıyor; "İki yıl süreyle yaptığım işlerden doğan haklanm bile verilmeden müsteşarlık özel kaleminde görevlendirilmemin hesabını, Sayın Cumhurbaşkanımızdan ve Başbakanımızdan sorma gibi özel bir hakkım vardır. Çünkü, onların da yasaklı dönemlerinde, yasaklarının kaldırılması için kent köy, dağ taş dolaşıp ter akıtan ve ayakkabı eskitenlerdenim. Bunu yaparken, ülkemizde demokrasimiz ile hukuk devleti hak, adalet, insan hakları, kavram ve uygulamalarının da yerli yerine oturabileceğini umuyordum. Keyfi uygulamalann yaygınlaşacağını değil. Bürokrasinin şamar oğlanına döndürülebileceğini hiç değil. Herkes imzasını atarken, en ufak sorumluluklarım göz ardı etmemelidir." İktidar sahıpleri, kamu görevlisi yerine, kapıkulu istiyor. Konuğa rezil olmak D evlet Denetim Elemanları Derneği (DENETDE), geçen hafta "Demokratikleşme ve Demokratik Kitle Örgütleri" konulu bir panel düzenledi. Panefe, isveç Memur Sendikaları Dış ilişkiler Sekreteri ilkko Parssinen de çağnlıydı. 30 kasımda yapılacak panel için. 29 kasım günü saat 19.30'da DENETDE'ye bir bildirim ulaştı. Parssinen'in panelde konuşmasma Devlet Bakanlığı'nın görüşleri doğrultusunda içişleri Bakanlığı tarafından izin verilmemişti. Panelistlerden Hak-lş Genel Başkanı Salim Uslu, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Necati Çelik e konuyu aktardı ve sorunun çözümünü istedi. Girişimlerden bir sonuç çıkmadı. Parssinen'in konuşması için "yazılı izin" gelmedi. Yabancı konuğa karşı rezil rüsva olunmuştu bir kere. Panele katılacak olan Prof. Dr. Aipaslan Işıklı, Türk-lş Genel Sekreteri Şemsi Denizer, Hak-lş Genel Başkanı Salim Uslu, DİSK yönetim kurulu üyesi Tayfun Görgün. KESK Genel Başkanı Siyami Erdem ve Türkıye Kamusen Genel Başkanı Resul Akay; şu ortak açıklamayı hazırlayıp salondan aynldılar: "Bu yasaklayıcı durumu ulusal çıkarlarımızla bağdaşır görmüyoruz. Yüz karası mevzuatla dünya milletleri karşısında çıkariarımızı ve onurumuzu gereği gibi korumakta güçlükler içinde olacağımız kanısındayız." Dinleyiciler, hiç konuşmamış olan panelistleri coşkuyla alkışladılar. Karaca'nın coşkusu R essam Duran Karaca. ta 1952'lerde, Tarsus Amerikan Koleji'nde okurken. desenlerini Varlık dergisine. Yaşar Nabi Nayır'a göndermışti. Bir desenı derginin içinde yer aldı. Ardından bir deseni de kapak olmaz mı? Resim perisi. düşsel değneği ile Karaca'ya dokunmuştu artık. Duran Karaca. son sergisini Meşrutiyet Caddesı üzenndeki Türkiye Iş Bankası Sanat Galerisi'nde açtı. 30 aralık tarihine değin sürecek sergide, keçiler var Çukurova'dan tozu dumana katarak gelen. Martılar var az kaldı tuvalden çıkıp çığlık çığlığa uçacak. Çiçekler var mayısı unutturmayan. Karaca. "Benim resmimde coşku vardır" dıyor. Karaca'nın coşkusuna katılmak gerek. Alışkanlık H acettepe Kamu Yönetimi öğrencisı Ferda Fındık, ders kitaplarına gömülmüştü. Aristoteles'in "Politika"sını okuyordu ki. dikkatini çeken bir bölümü tüm Cumhuriyet okurları ile paylaşmak istedi ve bizi aradı. işte, o bölüm: "Güçlü kişiler, arkadaşlarından ve halktan çeteler kurmayı alışkanlık edinmişlerdir. Kendi aralarındaki kavgalarda bunları kullanır ve böylelikle her türlü hükümetin etkisiz bırakılmasına yol açarlar. Bunun hiç kuşkusuz devletin yok edilmesinden ve bizim siyasal birlik dediğimiz şeyin parçalanmasından aşağı kalır yeri yoktur. Devlete saldırmak isteyenler, aynı zamanda erki elinde tutanlar oldu mu, bu gerçekten tehlikeii bir durumdur." Alışkanlık kötü şey... Bal arıiarı Son anda Saf kamyon sürücüsü, yaptığı trafik kazası ile 250 kişinin ölümüne neden olmaktan savcıya ifade veriyormuş. Savcı. sormuş: "Anlat bakalım, olay nasıl oldu?" Şoför, "Yokuşta frenim patladı" diye başlamış söze, "Baktım, sağ taraftaki pazar yeri kalabalık. Solda ise, yaşlı bir teyze tek başına yürüyordu." Savcı, "Eeee" diyerek meraklandığını göstermiş. Sürücü. devam etmiş: "Direksiyonu, ihtiyar teyzeye doğru çevirdim." Savcı. sinirienmiş: "Madem öyle, ortadaki 250 ölü nereden çıktı?" "Sormayın" demiş şoför, "ihtiyar teyze son anda sağa doğru kaçtı." Türkü ile Türkiye gezisi B ir haftayı daha devirdik. Geldik cumartesiye. Sayın kı Hasan Dağı'nın eteklerındesıniz ya da Yeşılırmak boyunca çıplak elma ağaçları arasında dolaşıyorsunuz. Varın deyin ki: "Gönlüm, Borçka Vadisi'nden akacak, döne döne Artvin'e çıkacak." Bilecık'ın ıssız istasyonlarında dinlenin. Kars'ın kahverengi sokaklarmda buğulansın nefesiniz. Kızılırmak'a ının. Hitit testisine doldurun Hasandede üzümünden şarabı. Antalya Kaleiçi'ndeki geniş avlularda başınızdönsün. Karadenız'in şakladığı kıyılardan böğürtlen toplayın Sinop'ta. Zonguldak'ta. Anadolu'da geziye çıkın. saat 22.30'da TRT 3'te. "Türkü Türkü Türkiyem"de. Türkü Türkü Türkiyem'de gençler göreceksiniz. Oyunlan ile yel olup • harman savuruyor. keklik olup sekiyor. günebakan olup bir eğiliyor. bir doğruluyor. Türkü Türkü Türkiyem'de, şıkır şıkır akan en duru sesleri dinleyeceksiniz. Tıpkı daha önce programda yer alan Tolga Çandar, Onur Akın, Güler Duman, Fatih Kısaparmak, Sümer Ezgü, Arif Sağ, Belkıs Akkale, Musa Eroğlu, Havva Karakaş gibi. Program bittiğinde, Türkü Türkü Türkiyem'i hazırlayan Gülçin Köseoğlu Çayan, Nevzat Üçyıldız, llknur Olgun, Nurşen Yıldırım ve tüm katkı koyanların ellerıne, akıllarına sağlık dıyeceksiniz. Ham ve çiğ S oldaki partileri eleştırdiniz mi, öfkeleniyorlar: "Ham ve çiğ görüşlerdir bunlar." Sol ham yapılmış, çiğ çiğ yenmiş de olsa. beyler, burunlarından kıl aldırmayacaklar. Burun kılı konusunda çok duyarlı olan bir sol parti yöneticisı. bundan bir yıl kadar önce, artık durulduğunu, bir süre dinleneceğini. bu yüzden de koltuk kavgasına girmeyeceğine karar verdığını çok yakın arkadaşlarına aktarır. Ama. tam o dönemde, gazetenin birinde "liboşluğu" ile ün salmış bir kalem. kendisıni öve öve bitiremez. Yönetici. kararını değiştiriverir. Yazılarını istanbul'daki villasından engin denize bakarak döktüren bu yazara göre siyasi rotasını çizenler. pişmiş aşa. yani toplumsal muhalefete soğuk su katıyor. sosyal demokrat iktidar için olgunlaşmış meyveleri çürütüyor. Yüksel Endeğer yazıyor Susurlukolayını bahaneedenler, son günlerde Ülkücülere ' fütursuzcasaldırma- 'ya başladı. Neymış. mafyaya karışmışlar. uyuşturucu kaçakçılığına girmişler. çetelerde aktif rol almışlar, Mesut Yılmaz'ı bile onlar yumrukla- mış! Soruyorum: Bir insanın ülkesini sev- mesi suç mu? Ülkücüler, vatanlarını herşeyden çoksevenler: ırmakları de- zenfekte ederler. dağların tozunu alır- lar bıraksanız koskoca memleketi iki su yıkarlar. Bunu hangi solcu, hangi ileri- ci yapar? Vatan sevgisi bir coşku ola- yıdır. Gerekirse ölür. öldürürsün. Vata- nı hainlerden korumak. eşıtlik diye ger- çek ve zengın vatan sahipierini rahat- sız eden çapulcuları ayıklamak çok zor iştir. Bu işe girdiğin vakit, özel hayat di- Ülkücülere kıymayın efendiler! ye bir şey kalmaz, doğru dürüst bir meslek sahibi olamazsın. Bu sebeple, uğruna kurşun sıktığın ve bıyıklarını sarkıttığın devletten. birazcık para yar- dımı almak, bir şeyler kopartmak çok mu görülmelidır? Ben de ülkemi çok seviyorum. Hem de ıkısini bırden! Hem Amerikan, hem Türk vatandaşıyım, çifte pasaportlu ol- maktan gurur duyarım! ikisini de çok çok ve aynı oranda seviyorum. Birin- den birine dil uzatan karşısında beni bulur. Gerçı global anlamda sevgili Ameri- ka, daha etkili ve daha güçlüdür. Nasıl derler, daha çok parası vardır, bu yüz- den oranın vatandaşı olmak insanı bir hayli mutlu ediyor. (Çok özledim, ilk fır- satta gidicem). Ama Türkiye'nin de yeri ayrıdır. Bu- radan asla vazgeçemem. ilişkilerimi kopartamam. Öz rantımı yok saya- mam. Zaten ben bu iki güzide ülke ara- sında bir ibret köprüsü gibi görüyorum kendimı. Çağdaş ve zengin Amerikan hayatını, Türkiye'ye uyarlama sefer- berliğinin neferiyim. Bu sebeple, sistemi koruyan herke- se arka çıkmak benim görevimdir. Ül- kucüler, o temız, güzel. acar ınsanları kollamayayım da kımleri kollayayım? Onların sıktığı her kurşun, bu vata- nın yeniden ınşasına eklenmiş bir çivi- dir! Onların attığı her yumruk, hızımıza hız katacaktır! Onların aldığı her ko- misyon, benim gelırimın de garantisi- dir! Güç neredeyse orayı alkışlamalıyız beyler! HAYVAıVLAR ÎSMAÎL GCLGEÇ A^rnîn\ KİM KİME D l M D l >L\ BEHİÇ AK ÇİZGİLİK KÂMtı MASARKU r. HARBİ SE.MİH POROY GADDAR DAVIT \ı Ri hi RTV.EBE YOtC ET/yi/G /. YA2L/AŞ î. Ö y/I.O/ZLAfZ MIRMIRLAR KARDIRKK SUSURLUkOLAYl!,. 0r ...SUSURLUK... V . i.l 1 ...SUSUR... TARIHTE BUGUN Mi MTAZ ARIKA\ 'Aralık KIZASKGR OLAYf!. 182.8 'PE 8U6UM, İSTANBUL 'DAKİ RAMI KIÇLASIMPA *KIZ ASK£R OL/IYI " PATlAK V£RMİÇTİ. r£Mİ KllRULSN "ASA- KİR-I ASAHSU&E-İ MUHAMMEOıyE" AOLI ORDUYA Air KIŞÜ4YI 2/yAISSTEDEH PA&tŞAH H.MAHMUV, HU2URUNA GEriHİLEM S//2 TOPÇU ERİMİ PİNLEMEICTEYt». SEBAStz£fi FtfŞA, Bü C&N füSrA/Ç g/tÇ ĞynLİSÛ OLOUĞUNU SÖYt-E- M/ŞT/. PÜ2GUN VÜCUTTM', TÜYSÛZ GÜZCl. YÜZJJJ PEUKAN_ Ll, S/&42 UUJ&4LI &HS 7X/SZD* ŞÖYLE OEtAİŞTİ• "PAOIŞA- HIM, 8EH KAOtAIIM!" KEHDlSlNİU ESİRCILEH T/IR/4PMOAU ' Ğ GlBi GIYİNPIĞINİ, SONRA M ZtLDIĞINt 4MA TMıÇTl. YAPIIAM 4gA?77GA<t<4, ISMA/L AĞA "NfN SEt/A/f oLouĞuMu, AKU DEHGE&INİ y/nie bıeı fÇf/v &\ç?7ĞtHf_ oemrA çoyuaşrv. r/MA/eHANEye' GÖA/C>E#/l£A/ K'ZIN ÖYKÜSÜ TÜM ıSTAfjeuL'PA ANlA71LMfÇn.\
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear