Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 25 ARALIK 1996 ÇARŞAMB/
HABERLER
RP lilerden
Erbakan
y
a
'Çekiç'le
Keşif'in
ne farkı var'
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - 3aşbjkan
Necmettin Erbıkan'ın. adıııı
**KesifGüç~ ofarak
açıkladığı. Çek ; Güç'ün
kaldınlmasinın ardından
kurulacak yeni oluşunıla
ilgıli başbakanl k tezkeresi
TBMM Başkanlığfna
sunuldu. Ilk görev süresi 6
ayla smırlanan keşif Güç'ün
amacı. tezkerede. "Irak'ın
B.M kararlanna uyup
uymadığını denetlemek
iizene Kuzey Irak'ta keşifve
gerektiğinde önleme uçuşu
yapmak" bıçımmde ifade
edildi. Muhaleferin
"Değişen bir şey yok"
içenkli eleştinlenne kaııian
Güneydoğulu RP
milletvekılleri. Erbakan'a
"Aralannda ne fark \ar"
sorusunu yönelttıler.
1991'defürkıye. ABD.
Ingiltere \e Fransa'nm
katılımıyla Kuze\ Irak
bölgesıni Bağdat
yönetiminın saldırılanndan
korunıak anıacıyla kuruian
Çekiç Güç'ün (Öperation
Provide Comtbrt 2 - Huzıır
Harekâtı) verıne kurulacak
ha\adan denetım sıstemmın
esasları ile ilgili taslak
metnin Erbakan'ııı onayına
sunulduğu öğrenildi.
TBMM Başkanlığı'na dün
sunulan hükümet
tezkerelerinin ilkıııde.
19911den beri Incırlık'te
konuşlanarak görev y apan
-Çekiç Güç'ün. 31 Aralık
1996 tarihinden itibaren
kaldınlmasınu karar
verildigi bildirildi.
TBMM Başkanlığı'na
gönderilen ikinci hükümet
tezkeresinde de ABD.
ingiltere \e Fransa'nın ha\a
unsurlarının katılınııyla
oluşturulacak yeni gücün.
Birleşmiş Milletler
Güveniık Konseyi kararlan
ile Irak'ın toprak
bütünlüğünün korunnıası
ilkesine özen göstereceği
kaydedildi. Tezkerede şöyle
de'nildı. "ABDIma
unsurlanyla İngiltere ve
Fransa hava ıınsuriarımn
katılımıyla. Türkiye
tarafından befirienecek ilke
ve kuratlara bağlı olarak
sadece keşif \e «erektiğinde
önleme uçuşlany la sınıriı
hava harekâtında
bulunulmasına. liizum.
hudut, kapsanı \e /anıanı
hükümetçe tayin edilmek \e
takdir olunmak iizere 31
Aralık 1996 tarihinden
itibaren 6 ay süre ile
Bakanlar Kurulu'nun yetkili
kılınması için anayasanm 92.
maddesine göi-e TBMM'den
ian isfenilmesi, Bakanlar
Kurulunca 21.12.1996
tarihinde
kararlaştınlmıştır."
Tezkerede, >eni gücün görev
kapsamının "sadece keşif \e
gerektiğinde önleme uçuşu"
olarak uırgulamnası dikkat
çekti. Başbakan Erbakan.
RP'nin grup toplantısının
basina kapalı kısmında
yaptıgı konuşmada. yeni
kurulacak gücün adının
"Keşif Giiç" olacağıııı
söyledi. Bunun üzeriııe
Şanlıurfa Millenekili Halil
IbrahimÇelik'in. "Bunlann
arasında ne fark \ar~
sorusunu yönelterek. aslında
iki güç arasında fark
bulunmadığı yönündeki
rahatsızlığını dıle getirdiği
öğrenildi. Erbakan'ın
Çelik'e. "Sadece havadan
kontrol olacak. Kara unsuru
olmayacak. Çekiç Güç orada
Kiirt devleti kurmak
istiyordu. başaramadı"
yanıtını verdiği kaydedildi.
RP'nin bazı Güneydoğulu
millet\ekilleri de Çekıç
Güç'ün bölgedeki
varlığından rahatsızlıklannı
gizlemediler. Bölge
miNetvekilleri. çokuluslu
gücün göre\ süresinin
uzatılması tartışmalarının
yaşandığı temmuz ayı
sonlannda da RP ıçınde
gerginliğe neden olmuşlardı.
Birçok Güneydoğulu RP
milletvekilinin. yeni
kurulacak güç ile Çekiç Güç
arasında bir fark
bulunmadığı görüşünü
taşıdıöı kaydedildi.
DSP Ğene'l Başkanı Bülent
Ecevit, Cumhuriyet'in
konuyla ilgili sorulannı
yanıtîarken. Hıızur
Harekâîı'nın kimseye huzur
getirmediğini belirterek.
"Çekiç Güç denen şey bizde
bulunan müttefik askeri güç.
Bu yine olduğu gibi devam
edecek. Yalnız sa\ unsna ve
ekonomik işbirliği
kapsamında değil. Çünkü
orada yalnız Amerikan ve
Türk askerferi var. Fakat bu
yeni meclise sunulacak karar
tasansında Fransız, İngiliz
biriiklerinden de bahsediyor.
Kuze> Irak'ta denetimlerini
sürdürecekler. İşte Çekiç
Güço" dedi.
Mümtaz Soysal, Adana'da "2000'e Doğru Türkiye" konulu bir konferans verdi
6
Yeıri bir RönesansADANA (Cumhuriyet) - DSP Zonguldak
Milletvekılı Prof. Dr. Mümtaz Soysal, "Ne
oluyoruz. nereye gidiyoruz" diye soran. yön
duygusu kaybolmuş endışeli bir toplum ha-
line geldiğimizı belirterek. herkese "Cum-
huriyet düşmanlanna karşı biıieşme ve cep-
he oluşfurma" çağrısmda bulundu. Cumhu-
riy etin.dengesiz bir toplum halinegeldiğimiz
içın ~çürüdüğünü'<
\urgulay an Soysal. "Gün
diriliş günüdür. Cumhuriyet ancak yeni bir
Rönesans'la ayakta durabilir" dedi.
"Çukurova Toplantıları" kapsamında
"2000"e Doğru Türkiye" konulu bir konferans
\eren Prof. Dr. Mümtaz Soysal. konuşmasi-
na "Sanki 2000'liyıllarda Cumhuriyet olnıa-
yacakmış gibi bir endişe içindeyiz" diye baş-
ladı. Ilgıyle ızlenen. alkışlarla karşılanan kon-
feranMnda her alanda yaşanan "çürümeyi"
anlatan Soysal. önce şu tabloyu çizdi:
"Çürüme belirginleşmiştir. Yön duygusu,
'Ne olacağız' sorusunun yanıtımn belirsizli-
ği ile kaybolmuştur. İretkenlik kalmamıştır.
ranta dayalı ekonomi modelleşmiştir. Denge-
siz bir toplumda hiçbir şey lekesiz. temiz kal-
maz. sarsıntı geçirir. Yeni yetme, çığırtkan.
düşünce teröristi. çabucak çok kazanan bir
burju\a sınıfı oluşmuştur..."
'Vigni bir Rönesans şarT
Ctımhuriye! kar^ıtı cephenın bugün ulaştı-
ğı noktanın ne Cunıhuriyetin kurulduğu ilk
yıllardakine ne de 20-30 yıl önceki haline
benzedığine dikkat çeken DSP Millenekıli
Mümtaz Soysal. sık sık "Gidiş kötü. Vakit
>ar"di\erek sorunun bovutlarını vurtruladı.
• Çürümenin
belirginleştiğini ileri süren
Soysal. "Yön duygusu. "Ne
olacağız" sorusıınan
yanıtının belirsizliği ile
kaybolmuştur. Üretkenlik
kalmamıştır. ranta dayalı
ekonomi modelleşmiştir.
Dengesiz bir toplumda
hiçbir şey lekesiz, temiz
kalmaz, sarsıntı geçirir.
Yeniyetme, çjğırtkan.
düşünce teröristi. çabucak
çok kazanan bir burjuva
sınıfı oluşmuştur..." dedi.
Prof. Dr. Soysal, Cumhuriyet için "yeni bir
Rönesans" önerdi. Soysal. farklı sıvasal gö-
rü^lere sahip y üzlerce ki^inın alkışlannı alan
önerisıni şöyle formüle etti:
"Cumhuriyeti yeni bir Rönesans yaşama-
dan kurtaramay u. Cumhuriyet kendisineye-
niden bir diriliş gücü bulamadığı için bugün-
lere gelmiştir. Cumhuriyet Rönesansı e\ren-
sel. çağdaş değerler ü/erineorurmalıdır. L lus-
de\ letin gereği olan vatandaşın,eşit insanın ya-
ranlnıası gerekiyor."
Mümtaz Soysal. toplumun birçok kesımin-
de \e özellikle partilerde tıkanıklıklar bulıın-
dıığunun \e bu nedenle topluma "ilerisi için
umut" lerılenıedıginın de altını çızdı. "Her-
kese. bulunduğunuz yer bir parti >a da gönül-
lü örgüt de olsa ya da olmasa da düşen göre\-
lervar~dıyerek "ortakhareketetme"veh;ı!-
ta "cumhuri\etçilercephesi"olu^turma çaö-
rısında bulunan DSP \>filetvekılı Soysal. s.ö\-
ledesam etti
"ıNiçin şunu şöyle yapmıyorsunuz. neden
biriikte hareket etmiyorsunuz. nasıl böy le bir
yanlış içinde olabilirsiniz diyerek herkes ba-
sınç uluşttırmalıdır. Susuriuk olayı. bu basınç
oluşmaNaydıCumhurbaşkanı'nıngündemine
gelmezdi. Hiç kimsenin Cumhuriyetin diriltil-
mesine yönelik girişimlere. çabalara karşı
durması. hiçbir gerekçey le sa> unulamaz. ka-
bul edilemez. Cün yeni bir diriliş günüdür.
Cumhuriyet) yaşatmak zorunda olanlar bir-
iikteolmak zorundadır. Cumhurivetten yana
olan herkesin ay nlıklan unutup bireylem bir-
liği içinde olması gerekiyor."
Cumhuriyetin "can güvenliği". "adalet",
"parasızsağlık". "parasızeğitim" \ e "iş" ola-
nağı sağlayamadan ayakta tutularruyacağını
da \urgulayan Prof. Soysal. "Saltlaiklik.ile-
ricilik. çağdaşlık gibi ka>ramlaria Cumhuri-
yeti kurtaramay a, İnsanlara iş. adalet. güven-
İikgerek" dedi.
Güneydoğu sorunu
Konferansin suruluyanıtlı bölüıtıündeGü-
ııeydoğu sorununun nasıl çöziileceğı konu-
Mindaki görüşünü de açıklay an DSP Zongul-
dak \lillet\ekih Soysal. şunları söyledi:
"Özel bir statüyle Güneydoğu sorununu
çözmeye gerek yok. Cumhuriyetin eksik bı-
raktiğı insan haklanna saygıyı bütün Türki-
ye'de \e öncelikle Güneydoğu'da sağlamalıya.
Anadilini, ulusal dilin yanında serbestçeöğre-
nip gelişn'ren bir yap< «erekir. (lusal dilin dı-
şında ayrıca yerel dihe kültür. eğitimin içeri-
sineyerleştirilir."
Prof. Soysal. bir bas.ka soru üzerine de
RPden çok DYP'nin "asıltehlike"olduğunu
söyledi. "RP'nin ne olduğu belli. ne yapmak
istedi0de. Oysa DYP'de eumhuriyetçiler >ar
\e bu basıncm onlar üzerinde hissettirilmesi
gerekir"dedı.
Ek zam tartışması
Memur
başka
DOİİS
Daşka
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su)- Kamudakı teknik personelin
maaşlarına ek zam \erıleceği \a-
adıyleyetkı alan hükümet. yalnız-
ca asker \e polisi düşündü. Türk
Silahh Ku\\etleri (TSK) perso-
nelinin aylıklarına, I ocakta veri-
lecek yüzde 30 zamının yanı sıra
yüzde42oranındaekartışverilir-
ken. İçışlen Bakanı Meral Akşe-
ner. polıslenn maaşlarına da ge-
lecek yıl ek artış verilmesıni ön-
gören karamamenın hazırlandığı-
nı açıkladı.
Aralarında, hâkim \e savcılar,
mühendisler. sağlık personeli ile
öğretmenlerin de bulunduğu tek-
nik memurların özlük ha'klannı
iyile^tirmek için yasayla yetki
alan hükümet. yalnızca TSK per-
soneli için düzenleme yaptı.
1997 Bütce Yasası'na. maaşlar-
da y apılaeak ek iyileştirmeler için
50 trtlvon liralık kaynak ekleyen
hükümet. askerlerin aylıklanna I
ocakta yapılaeak yüzde 30 oranı-
na ek olarak yüzde 42 oranında
artış \ererek tüm ödeneği kullan-
dı,
Içışleri Bakanı Meral Akşener
de öncekı gece Shou T\"de yap-
tığı açıklamada. polislerin maaş-
larına da ek zam \ enleceğını açık-
ladı. Polislerin aylıklarında yapı-
lacak iyıleştırmeler için bir oran
vermeyen Akşener. "Polislerimi-
zin durumunu düzeltecek, onlan
memnun edecek kadar. kararna-
me haarianıyor" dedi. Polislerin
ekıpmanlarının güçlendırileceği-
ni. eğıtimlerinin arttırılacağını be-
lirten Akşener. bazı personelin de
eğitim içın yurtdışına gönderile-
ceğmı bıldirdi.
İ997 Bütçe Yasası'ndaki tüm
personel ödeneklerini kullanan
hükümetin. polisleıe ek zam ver-
mek içın ek bütçe y asası çıkarma-
sı gerekecek.
Polıs \e askerlerin maaşlarını
yüksek oranda arttırmaya hazır-
lanan hükümet. diğer memurlara
ise 1 ocaktan geçerli olmak üzere
yalnızca yüzde 30 oranında zam
\erecek.
'Ksymsıuukkuıdevletemrinde'
Faşistlerce 111 kişinin öldürülmesiyle sonuçlanan 1978 K.Maraş kıyımının
yıldönümünde, saldırganların yeni kıyımlar için cesaretlendirildiği belirtildi
İstanbul Haber Seoisi -
Kahramanmaraş'ta 1978
yılında 111 kişinin ölümü \e
yüzlerce kişinin
yaralanmasıyla sonuçlanan
olayların yıldönümünde.
"katliam saaıklarının
günümüzde "de\let hızmetlı.sı'
olarak ortaya çıktıkJanna"
dikkat çekiİdi. ÖDP ve
HADEP ıl örgütleri. suçluların
cezasız kalmasının katlianıı
gerçekleştırenleri yeni
saldınlar için
cesaretlendirdiğinı \urguladı.
Haklar ve Özgürlükler
Plalformu iiyeleri, 18. ,_.„ ,
yıldönümünde
Kahramanmaraş katliamını- *"- -
protesto etmek amacıyla bir
ızösteri düzenledi. Platform
üyeleri. dün saat 12.30
sıralannda "Maraş'ta halkın
kanını döken Susurluk'taki
iktidardır". "Maraş'ın katilleri
Meclis'tedir", "Maraş'ın
katilleri Susurluk'raki
devlettir" yazılı dö\ ızlerle
Sultanahmet Meydanı'nda
toplandı.
^Sorumlu çetelerdir''
Başlarında sıyah kurdele baglı
kadınların. üzerinde "Maraş
katliamının sorumlulan
Susurluk'taki çefelerdir" y azılı
siyah bezden büyük bir pankart
açtığı gösteride, K.Maraş'ta
ölenlerin anısına saygı
duruşunda bulunuldu.
Halka çetelerin saldırısı ve
çetecilerin halk tarafından
yenilmesini simgeleyen sokak
oyunundan sonra yapılan
açıklamada. 18 yıl önceki
katlıamın avnı ıkridarlar
tarafından planlandığı öne
sürülerek şu görüşlere yer
verildi:
"Bu planın o günkü figüranlan
' ülkücü-\ atanse\ er'kis\esi
altındaki si\ il I'aşist çetelerdi. O
günkü iktidar günlen'e önce
saldın planını biliyor, buna
rağnıen müdahale etıniyordu.
Çünkü olay ı bizzat devlet
göre\ lileri planlamıştı. Çünkü
bugün ortaya tesadüfen çıkan
Çatlı'lar o günlerden
yetiştirilmiş \e devler
kadrolanna en gü\enilir kişiler
olarak yerleştirilmişlcrdi. Bu
iktidar \e maşalan. sahte
S ^
TAK\
Haklar ve Özgürlükler Platformu düzenlediği gösteriy le Kahramanmaraş kıy ımını protesto etti.
>atanper\er-ülkücü mafyacılan
ülkemizden kovalım. Bu \atan
bizim. hesap soralım."
"ıMaraş'ın hcsabını soracağız"
sloganlan atan topluluk olay sız
bir şekılde daöıldı.
HADEP İstanbul tl Örgiitü'nce
yapılan yazılı açıklamada ise
Maraş'ta, Çorum'da ve Snas'ta
etnik \e dinsel düşnıanlıklar
yaratılarak kardeş katlianıı
yapıldığı vurgulanarak
"Katliam sanıkJannı daha
sonra malum çetelerin
unsurları, yöneticileri olarak
görüyoruz. Bugün özel rinıiy le,
korucusuyla, itiratçısıylat -«,
ülkücü kafilleriv le, - -*
siyasetçhiyle oluşturduklarv -
eanavar artık kendi başlanna
bela olmuştur. Bu ülkede
başbakanlık yapmış biri
bile artık can korkusuna
düştüğünü
belirtivor"denildi.
ÖDP fstanbul il
yönetiminin
açıklaınasında da
K.Maraş katliamının 18.
yıldönümünde katillerin
hâlâ yakalanmamış ve
yargıfanmanıış
olmasından devleti
yönetenlerin sorumlu
olduğu belirtilerek.
suçlularının cezasız
kalmasının katliamı
gerçekleştirenleri yeni
saldınlar için
cesaretlendirdiği ifade
edildi. Maraş'ta katliam
yapanların "devlet
hizmetinde başka
cinayefler için
kullanıldıklannın
anlaşıldığı" ıleri sürülen
açıklamada, şöyle devam
edildi:
"Maraş katliamını "Bana
mılliyetçiler suç işliyor
dedirtemezsiniz" diyerek
karşılayan Demirel şimdi
cumhurbaşkanı. Katiller
ortalıkta dolaşmaya
devam ediyor. Devleti
yönetenler suçlulan
gizlemenin telaşını
sergilivor. Türkiye tüm
katüamlann aydınlatıldığı
ve suçluların yargılandığı
bir ülke haline gelmelidir."
$IFI%NOKTASIIORAL ÇALIŞLAR e-mail: oral.calislar@planet.com.tr
Size bir gencin savunmasın-
dan bir bölüm aktarmak istiyo-
rum: ''Sonuç olarak harcını ya-
tırmayan bınlerce öğrenci gibi
benim de program kaydım ya-
pılmadı. Bir süre Ankara'da ka-
lıp para kazanabilmek amacıyla
ış aradım. Şubat ayının sonları-
na doğru, oturduğum Ince-
su 'daki evden ayrılıp ailemin ya-
nına, yani Bursa'ya dönmeye
karar verdim. Bursa'daki çeşitli
firmalarda çalışıp para biriktir-
meye başladım. Netice itibarıy-
la mart ayında Bursa'da oldu-
ğum için suç olduğu iddia edi-
len olayla hiçbir alakam yoktur."
"(Ankara 'da) bir arkadaşımın
evinde kalmak üzere Halke-
vi'nden çıkarken gözaltına alın-
dım. Gözaltı süresince kaba da-
yak ve küfür bir yana, gözlerim
bağlı olduğu halde hayalarımı
burktular, soğuk su tuttular, yük-
sek bir masanın üzerine çıkanp,
bileklerime pamuklu sargı bez-
leri benzeri bir şeyler sardıktan
sonra bileklerimden duvara as-
Gençlere Şahin, Çetelere Güvercin
tılar. Ayaklarımın altından masa-
yı çekip tekrar su sıktılar, haya-
lanmı burktular. Maruz kaldığım
işkenceAdli Tıp Kurumu tarafın-
dan da belgelendi."
Yukarıdaki savunmayı Metin
Murat Kalyoncugil. Ankara iki
Nolu Devlet Güvenlik Mahke-
mesi'nde 15.11. 1996 tarihinde
yaptı. Murat'la biriikte Ahmet
Aşkın Doğan, Bülent Karakaş,
Özgür Tüfekçi ve Murat Yıl-
maz da aynı davadan yargılan-
dılar.
Yaşlan 20 ile 25 arasında de-
ğişen bu gençler, TBMM'de üni-
versite harçları nedeniyle bir
pankart açmışlar ve haklarında
dava açılmıştı.
Hafuk Kırcı gibi 7 kez idama
mahkûrn olmuş bir sanığın Em-
niyet'ten kaçmasına göz yuman
polisler; iş, harç için eylem ya-
pan gençlere gelince olağanüs-
tü bir çaba sarf ederek bu ço-
cukların evlerini tarumar etmiş,
ciddi bir ey\em \z\ bulamasa da
onlan bir örgüte dahil etmeyı ba-
şarmıştı.
Mahkeme. poliste alınan ifa-
delere dayanarak üniversiteli bu
gençlerın geleceğini söndüre-
cek kararlar vererek onlan 12 ile
18 yıl arasında değişen cezala-
ra çarptırdı. Mahkemeye delil
olarak sunulan polis fezlekesin-
de şu cümleler kararın mantığı-
nı da belirledi: "Türkiye Üniver-
siteleh Öğrenci Koordinasyonu,
Öğrenci Cephesi gibi ıllegal ya-
pılanmalar sayesinde bir top-
lumsal güç yaratmayı amaçla-
yan örgüt, toplumsa! barışı bo-
zarak toplumsal muhalefette ini-
siyatıfı ele geçirmeyı ve böylece
silahh halk ayaklanmasına zemın
hazırlamayı amaçlamaktadır.
Örgüt mensuplannın tabanlan-
nı oluşturduktan sonra bir kısım
mensuplarını silahh yapılanma-
ya kaydıracağı bir gerçektır. Za-
man zaman da yapılan şiddet
eylemleri (Molotoflu korsan
gösteri), örgütün şiddete verdi-
ği yeri göstermesi açısından
manidardır."
Polis bu fezlekeyi yazarak
gençlerin "silahlı çete "den yar-
gılanmasını ve mahkûm edilme-
sini sağladı. Ayrıca yine o malum
Terörle Mücadele Yasası yoluy-
la cezaları yarı yanya arttırıldı.
Dosya şimdi Yargıtay'da.
Şimdi bu gençler; cezaları
onaylanırsa. TBMM'de yaptıkla-
rı barışçı bir gösterinin bedelini
çok ağır ödeyecekler. Son sınıf-
larına kadar geldikleri eğitimleri
yanacak. Gelecekleri kararacak.
• • •
35 yıllık siyasi deneyimimle
polisi de devleti de gençleri de
iyi tanıdığımı sanıyorum. Bu tür
polis sorguları ve bu tur mahke-
me kararlan bizim zamammızda
da verilirdi. 30 yıl içinde nere-
deyse hiçbir şey değişmedi.
Devietin temel anlayışı; muhalif-
leri ezmek, en kaba ve zorba
metotlarla susturmak. Bunu ya-
parken kutsal kavramları, "va-
tan, millet, bayrak" edebiyatını
elden bırakmamak.
Gençlere şahin olan devlet, iş
cınayet çetelerine gelince son
derece barışçı davranmayı da
becerebiliyor.
1.5 trilyonluk uyuşturucu tra-
fiğini yıllarca göremeyen(l) dev-
let. Abdullah Çatlı'nın sözde
sahte kimliklerini saptamayan
devlet; 20 yaşındaki üniversiteli
gençlerin hiç eylemleri olmadığı
halde onlan, hemen "silahh çe-
te" kurma suçuyla 18 yıla mah-
kûm edebiliyor.
Şimdi merakla bekliyorum.
Murat Kalyoncugil'i 18 yıla mah-
kûm eden Türk adalet sistemi, iş
gerçek çetelere gelince nasıl bir
yol izleyecek. Bekleyip görece-
ğiz. Sonunda biz filmi zaten gör-
müştük mü diyeceğiz?
G L O B A L POLİTİKÜLTÜR
ERGİN YILDIZOGLU ',
6öz Kamaşması
Susuriuk olayı bize, ülkedeki siyasi rejimi siyasi
ve ekonomik olarak ve kökfü bir şekilde eleştiriye
tabi tutmak ve belki de değiştirmenin olanaklarını
sundu. Ancak muazzam bir "açıklama", "olgu", ve
"bulgu" bombardımanı ile karşı karşıyayız. Haya7
tında ilk defa bir süpermarkete girmiş insan gibi
gözlerimiz. metalann/biçimlerinzenginliği karşısın-
da kamaşmak üzere.
Dikkatimizi. sadece bazı daha kolay görünür kö-
şelere. diğerlerinden daha parlak ve renkli köşele->
re, etraftaki bir sürü ok ve tabelanın da yardımıylaj
yoğunlaştırmak, ağaçlara bakarken ormanı göz-
den kaçırmak tehlikesiyle karşı karşıyayız. Daha
şimdiden, bu manzarayı gösteren optüratör sade-J
ce bazı ısimleri (en fazla 58 tane) ve birkaç mafya
hesaplaşmasını kapsayacak şekilde daraltılmaya
başlandı bile. '
Son yıllarda, karşımıza hep "küreselleşme" kav:
ramı çıkıyor; bu, sihirli bir anahtar gibi her kapıyı açi;
yor. Ne zaman ışçi haklarından, sendikalardan, üc-
retlerden vb. söz açsak karşımıza, dünya ekono-
misinin birparçası olduğumuz "gerçe^/'çıkanlıyor-
du.
Şimdi, Susuriuk kazası gibi ülkeyi siyasi, ekono-1
mik ve ideolojik tüm düzlemlerden birden sarsan;
şu veya bu yönde gelişmesi halinde belki de gele-;
cek 10 yılları etkileyecek bir olayla karşı karşıyayız'
Ama küreselleşmeyı ağızlarından düşürmeyenler,
herfırsatta dünya ekonomisinin parçası olduğumu'
zu bize hatırlatanlar. nedense bu sefer, bu sihirli
anahtarı kullanmak istemez görünüyorlar.
* • *
Bu ısteksizlık, pek göze çarpmıyor. "İyi" de olu-
yor. Aksi takdirde, Susurluk'ta kamyona çarparak
etrafa sıçrayan pisliğin, birkaç ahlaksız adamın ba-
şarısı. sadece "kirii bir savaşın" sonucu olmadığı,
oyunun ana aktörlerinin ve senaryofarının 1980'le-
re kadar geri gittiği, hatta şu mahut "yeniden ya-
pılanma", "çağ atlama" süreçlerinde yattığı görü-
lebilir: serbestleştirme. özelleştirme, "köşeyi dön~
me", "Benim memurum işinibilir" ideolojileri ile il-
gisi ortaya çıkabilir.
Bundan sonra dur durabilirsen, bir de bakarsı-
nız, ahlaki değil de sistemsel bir sorunla karşı kar-
şıya olduğumuz ortaya çıkabilir. Bir kere sorun bu
düzeyde ele alınmaya başlayınca da. ilahlara bir-
kaç kurban vererek kapatmanın mümkün olmadı-
ğı ortaya çıkar.
Bu yüzden Susuriuk olayını izlerken, Türkiye'yı
sakın ha, dünya ekonomisinin içinde, tüm diğer ül-
kelerle biriikte. soğukkanhlıkla ele almaya kalkma-
yın. Örneğin, UluslararasıŞeffaflıkÖrgütü'nün ara-
lık bültenmde, 1996'nın IV. üç aylık dönemi için 7
sanayileşmiş ülke. Asya kaplanlan, Latin Amerika.
Afrika ve Ortadoğu olmak üzere 50'den fazla ülke-
yi kapsayan 200'den fazla yolsuzluk haberi oldu-
ğunu dikkate almayın.
Birleşmiş Mılletlerin. uluslararası suç örgütleri-
nin yıllık gelirinin birtrilyon doları aştığına ve bunun
en yoksul ülkelerin GSMH'lerinin toplamına eşit ol-
duğuna ilişkin hesaplarını görmezden gelin.
Uluslararası suç örgütlerinın cirolarının, dünyanın
en büyük 500 şirketi listesındeki şirketlerin çoğun-
dan büyük olduğuna aldırmayan. Yakuza (ûapon-
ya). Triad (Hong-Kong, Çin), Mafia (Italya ABD),
Cosa Nostra (Italya), Kali (Kolombiya), Vary v Za-
kone (Rus) gibi suç örgütlerinin uluslararasılaştığı
ve aralarında, maltaşımak. paraaklamak, taşeron-
luk vb. gibi konularda işbölümüne gittiğine ilişkin
haberlerle. Susuriuk arasında hiçbir ilişki kurmaya
kalkmayın. Hatta birisı bu paraların aklanmasına ve
ticari işlemlerinin yapılmasına, BCCI, American
Express, First Boston, Beverly Hills gibi bankala-
rın isminin karıştığını, banka sisteminin önemli ro-
lüne değinir, Rus mafyasının 400 bankayı kontrol
ettiğini. Türkiye'nin ikinci önemli para aklama mer-
kezi olduğunu söylerse ve bir ölen kumarhane sa-
hibinın üzerinden Rus pasaportu çıktığını hatırla-
tırsa aldırmayın.
Dünyanın isimsiz hesaplarında yatan paralann
hacminin dünyanın GSMH'sinin yüzde 15'ine u-
laştığına; bu hesaplarda. az gelişmiş ülke elitleri-
nin yatırdığı paranın bu ülkelerin toplam dış borcu-
nun yüzde 40'ına eşit olduğuna işaret edenlere "A/e
alâkası var" deyin.
Siyasetçi. mafya. gizli örgüt. mali sermaye bağ-
lantısının gelişmiş ülkelerde eskiden beri yaşandı-
ğını. hatta geçen hafta The Observer gazetesinin,
ingiliz Muhafazakâr Partisi'nden Sırp yanlısı bir mil-
letvekilinin, MI6 yani ıstihbarat örgütü üyesi çıktı-
ğını, bu adamın üstelik Sırplardan partiye yapılan
1 milyon sterline yakın gizli para yardımına aracılık
ettiğini gösterenler olursa ilgilenmeyin.
Demokratik ülkelerin. örneğin. İngiltere, ABD ve
Fransa'da hükümetlerin sık sık, siyasi cinayetleri
onayladığını gösterenleri. olayı abartmakla suçla:
yın... Sakın. şiddetin. gizliliğin, nüfuzticaretinin, ka-
pitalist ekonomik ve siyasi sistemin önemli bir
bileşeni olduğu aklınıza gelmesin. Ne olur ne ol-
maz...
ergin «ı ergin.demon.co.uk
Necmettin Erbakan
'Devlet bankalan
yeniden düzenlenecek'
ANK.AR.A (Cumhuriyet
Bürosu)- Başbakan N'ecmet-
tinErbakan. RERAHYOL'un
kurulmamış olması duru-
munda dev letin dış borcunun
32 milyar. aelecek yıl da iç
borcunun 5X milyar dolar
olacağını savundu Erbakan
lıalkın ımam-hatip istediğini
de ıddia etti.
Erbakan. 24 aralık genel
seçimlerinde partisinm bırın-
ci gelmesi nedeniyle ılan et-
tiğı "•demokrasibayramrnın
kutlanması törenine katıldı.
Geçirdiği trafik kazası nede-
niyle felç olan Aydın Men-
deres'ın de katıldığı törende
konuşan Erbakan, "Demok-
rasi demek, en güzeli en iyivi
halkın tasvibiyle yürütmek
demektir. Bu bayramı kutla-
mak RP'nin hakkıdır. Diğer
partiler demokrasiyi ağı/la-
nndan düşürmezken Halka
bız \öıı \erinz' zihniven'yle
hareket edivorlar. Böılc de-
mokrasi olmaz. Halk, imam-
hatip lisesi isriyor. Ama bun-
lar,demokrasiyi sa\undukla-
n halde halkın isteklerini ka-
bul etmiyor."
Törenin uzun sürmesi ne-
deniyle 13.30'datoplanacagı
bildirilen RP Grubu'na saat
i 5.00"te giden Başbakan Er-
bakan. burada yaptığı konuş-
mada da
u
Veni Türk Lira-
srnın çıkarılması için fon
çalı^malarının tamamlandı-
ğını. konuvu önce bankala?
rın üst düzey yetkilileriyle
yapılaeak toplantıda ele ala}
caklarını sö) ledi.
Erbakan. dev let bankalan-
nın da yeniden düzenlenece-
ğini söyledi. Başbakan. sa-
tıayı tesıslerin büyük bölü-
rniinün bugün yüzde 80 ka-
pasitey le çalıştığını. bu sana-
y i tesislerinin kapasitelerinin
yüzde 95'e çıkarılarak ekcx
nomıye 16 milyar dolarlık
katkı ^;]5laııaca2ını bildırdı.