25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
?5JMA.\K 1996 ÇARŞAMBA • • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLERIN DEVAMI 19 13 Adana Y 19 Edrn- Y 8 Sams-in Y 20 Mersın Y 19 Y 14 Trabzon Koc*«ii Y 13 Gıresun Y ] ] _ Dıyarbakır Y 14 İzrrir Y 16 Ankara Y 17 Şanlıurfa Y 17 Y 14 Mardin Y 14 Y "6 Kon-,a Y 14 Sıırt Y 13 Y 17 Eskışehır Y 11 Hakkârı Y Denzi v ' 5 Sıvas Y 11 Van Y 8 Y '5 Antalya Y 19 Kars Londra Butun bolgelenmız çok bulutlu ve ya- ğışlı geçecek Ya- ğışlar yağmur. Ege, Akdenız ve Guney- Parıs doğu Anadolu boi- Roma gelerınde sağanak Berlin şeklındeolacak.Ha- A m s t e r d a m va sıcaklığı yurdun Kuzeybatı kesımle- rınde bıraz azala- B 7 Atına 16 B 2 Mılano Y 9 Oslo B -16 1 Helsınkı K -18 B 2 Stockholm B -14 Madrıd Y 13 Belgrad K Sofya K 1 Vıyana B -6 cak, dığer yerlerde Brüksel B 2 Bonn B bıraz artacak. Budapeşte B 6 Münıh -3 Taşkent Moskova Aşkabat Almatı Taşkent Bakü Bışkek Tiflıs Kahıre B B B B Y B Y B -14 19 6 7 14 7 11 22 Kahı^e* Şam B 18 ıl- fculullu Sısl ^ Çok buıutlu ı Yağmurlu CİAEYTARCAYİREK • Ba>ttrafı 1. Sayfada '- Eı saotamalarda doğru. •' Zire. ~SK zirveden hemen sonra bir gazetenin manj3tni vesıle ederek uzunca bir açıklama yapı- yor ~Sr "nın guncel olaylar içine çekilmesine yöne- len çitişınlere sert çıkıyor. Aynı saatlerde Orgeneral Karadayı. Başbakan Hocayla baş başa kalıyor. Kuşku yok, TSK'nin -açıklamada oelırtlen duyarlılığını sözlü olarak ak- •tanyor. • Yıhıar'ın, Başbakan Hoca'yı zirvede izledikten sonra'cı /argılarma, bir başka noktayı ekleyerek ka- t'ilmama* olanaksız. •' 0 da şu: Hoca. soruşturmaya geçmeden araş- tirmayi sadece "zamana yaymakla" kalmıyor. üs- felik deçişık "zeminleri de ışin ıçine sokarak" yenı zan ılar, <uşkular üretmeyi planlıyor. - Üs:elık doğruları söylemediğı, zirvede ortaya çı- kıyor. 3u Hoca. soruşturmadan kaçtığı öne sürü- üjnce enrındekı Yüksek Denetieme ve Teftış Ku- rullarra "araştırma ve soruşturma yapılması" tali- matını verdiğinı açıklamıştı. Oysa, bu kurumlardan sadece "araştırma, ince- 'İeme" ısredığı "gerekırse" soruşturmaya geçılme- sinı emrettığı zirvede kanıtlanıyor. Insann garip karşıladığı başka bir nokta daha var: Gerçeğı 15 gunde ortaya çıkaracağını Çanka- ga ıle Hoca'ya söyleyen Emniyet Müdürü Kemal ^azıcıoğlu'nun ertesi günü görevden uzaklaştırıl- Tftasına başbakan ses çıkaramıyor. emrindeki ba- tjanı çağırıp hesap soramıyor. ikırci rezalet: Butçeden 50 trıiyonu Hoca Başba- kanlığa aktarınca. Milli Savunma Bakanı Turan Ta- yan, "Benım ımzam olmadan yapamaz, hadi ak- •tarsın parayı da görelim" dıyor. • Hoca'da çıt yok. Bu nasıl başbakan? - Son günlerden bu ikı örnek. Şaibe'nin Hoca'ya. Hoca'nın Şaibe'ye mahkûm olduğunu bir kez da- •fıa belgeliyor. Ya şu ikili? " Muhalefet partıleri tutarlı yolda ilerlerken iktidar ortaklarından kulağa gelen sesler. ülke yönetiminin hangı ellerde olduğunu da kanıtlıyor. Ülkemızı böylesı yönetıcilere layık gören yazar- "(ardan bıri. Hoca'dan şu incıyi aktarıyor: "Araştır- jva ve soruşturmaların sonunda suç ve suçlular çı- •karsa, bunlar ıçın gereken neyse onlar yapılacak." -» Yok yahu! Suçlular ıçın gerekenı yapmayacak da •suçları anı defterine mi yazacak? '• Şaibe Hanım ise "Devletı yıpratanları karanlıkta ~boğarız" diyor. Büyük söz, büyük! Güzel ama niye aydınlıkta değıl de karanlıkta? Şaıbeli işler hep ka- ranlıkta tezgâha girdiği için mı acaba? ^ Oysa, araştırmadan soruşturmaya geçilebilse. ferneğin Kemal Yazıcıoğlu. "bildiklerini savcı ya da %âkim önünde" tutanağa geçirecek. Geçen günlerde bir iki kez olayların aydınlanma- sında Yazıcıoğlu'nun "anahtar kişı" olduğunu yaz- dık. Sonunda zirveden sonra hemen her çevre Ya- zıcıoğlu'nun "anahtar" niteliğinı kabul edip söyle- meye başladı. Yazıcıoğlu, üç özel tım polısınin Topal cınayetin- "deki rollerını bilıyor. Dınlemış polislerı. Kimi gerçek- )eri öğrenmiş. Bildiğimiz kadarıyla. ne var kı bu bil- gilerı "kâğıda geçırmemış". - Şu acı gerçeğe bakınız: Bir başbakan, suçlu. zan- 1* olmayan bir polıs müdürünü, Içişleri Bakanı'nı aşarak nörevine lade edemiyor. Soruşturmayı ön- lemekıç .ıtelüzerindekıcambazlargibi. Durmadan uydurma dengeler yaratıyor. Dayanarnamış olacak kı o nazık, çelebı ınsan Ecevit biie zirvedeki Şaibe Hanım'ı "BiriSeri kulağı- na fısıldamış. Konuyu bilmiyor, yapılan açıklama- ian bile okumamış" sözcükleriyle tanımlıyor. • Cehalet ya da cahil ınsan. başka türlü nasıl anla- tilabilir ki? "" RP; yüzde 21 oy aldığı 24 Aralık'ı "demokrasi bayramı" ilan etti. [ Ya yüzde 79 için 24 Aralık? -•• "Matem günü" (mü?) Karlı Genelkurmay Başkanı Karadayı, laiklik karşıtı girişimler konusunda uyardı 'Halk ve ordu karanhğı kabul etmez' BRIKSEL / ANKARA (Cumhurivet) - Ge- nelkurmay Başkanı Orgeneral İsmail Hakkı Ka- radayı. RP ağırlıkh hükümetin laıklık karşıtı gı- rışimlen sürerken "Türkhalkıveordusunun. iil- kenin ortaçağ karanhğına götürülmesini kabul et- meveceği~ uvarisinı vaptı. Anadolu Ajansı'nın haberıne göre Genelkurmav Başkanı Orgeneral Karadavı. A\rupa'dakı Türklere vönelık olaıı \e Türkıve-AB ıhşkılerine ağırlık \eren avlık Ana- dolu dergisme \erdiğı demeçte. "Türkive-AB ilişkileri". "terorizm". "Atatürkçü diişünce ve Türk Silahlı kuvvetleri** konularında değerlen- dırmelerde bulundu. "Türk Silahlı kuvvetleri, milk'tin biıiik ve bütünlüğünü perçinleştiren bir unsurdur. Türk Silahlı Kuvvetleri milletin özü- diir" dıven Karada\ı. a>.keri öğrencılerin gerek okulda. gerek sonraki meslek va^amlarında hıç- bir politik düşüncenin eıki^i altmda kalnıadan. göre\ bilincı ile hareket etmelerinın esa^. oldu- ğunu sövledi \e "Bu konudaki rehber Atatürk- çü düşüncedir" dedi. 'Ortaçağ karanhğına hay ır' "Atatiirkçü düşüncenin tenıel nitcliklerinden birisini laiklik ilkesioluşturmaktadır"dı>enGe- nelkurma> Başkanı. >özlermı >ö\le ^ürdürdü•. "Laiklik. demokrasinin olduğu kadar, çağdaş \e hür diişünce ile bilimin gelişmesinin ana unsu- rudur. Mcdan hürri\etinin güvence altında bu- lundurulması ancak laik bir düzenle mümkün. Maalescl. son zanıanlarda ülkemizde laiklik iı/e- rinde bir ka\ ram kargaşası \ aratılmak istenmek- tedir. Bundan amaç. kurulmuş olan laik demok- ratik dUzeni degiştirerek ülke>i ortaçağ karanlı- ğına sürüklemektir. Böyle bir oluşum. Türk hal- kı \e onun a>rılma/ bir parçası olan Türk Silah- lı Ku\\etleri"nce kabul edilemez." Atatürkün Türkiye'nin geleceğinı gençlere emanel ettiğinı anımsatan Karada\ı. "gençliğin. bu sorumluluğun bilincinde olarak kendisini ge- liştirmesi \e geleceğe jönelik. bilgi çağının gerek- lerine u\gun olarak hazırlanması gerektiğini" kavdetti. Karada\ı. sözlerıni şö\le sürdürdü: "Ğençlik, Atatürk'ü i> i tanımalı \e bilmelidir. O nun ko\duğu ilkeleri öğrenip sahiplenmelidir. Atatürk'ünkurduğucumhıırİM't. Nİnt'omırı ko\- duğu ilkeler üzerinde ilelebet de\am edecektir. Bu ilkelerden ta\i/ verilmemelidir. Atatürk'ün düşünceleri e\ rensel ^e çağdaştır. Bir döneme ait değildir. Son 10 Kasım'da Anıtkabir'i bir günde 1.5 milvon \atandaşınıı/ın zi\aret etnıesi, tünı Türk halkının ona bağlılığının \c inancının açık göstergesidir." 'Hiç kimse\e ödün \erilemez,' K.arada\i. bir >oru üzerine. ulusuri \e cunıhu- ri\etin geleceği için şu ilkelerden ödün verileme- veceğinm altını çızdi: ~De\letimi/in. \ücc tnille- timizin>ecumhurivetiınizinbekası\cgelişmcsin- de hayati rolü olduğunainandığtmku\\etçarpan- lan \ardır. Bunlardan birincisi Atatürk nıilli\ct- çiliği; milli birlik >e beraberiiğimizin ka>nağı. te- meli. alt\ apısıdır. İkincisi. Atatürk ilke \ e inkılap- ları; (;ağdaşlaşmanın \e gelişmenin hareket nok- tası.dinamik karakteridir. Üçüncüsü, laiklik; fîk- ri gelişmenin, din, >icdan \e düşüace özgürlüğü- nün ö/ü. a\nı zamanda demokrasinin olmazsa olmaz koşuludur. Dördüncüsü de demokrasi: hürrnetçi demokrasi. hür, medeni. çağdaş insan- ların bir \aşam tar/ı \e gelişmenin doğal çizgisi- dir. Bunlar milletimuin asgari müşterekleri \e te- mel mülahazalarıdır. Bunlara sahip olmak zo- rundavı/. Bunların hiçbirinden. hiç kimse\e,han- gi şartlar altında olıırsa olsun ödün \erme\iz. Bunlar olunca: de\letimizin birliği. \atanımuın birliği. ba>rağımızın birliği. dilimizin birliği \e halkımızın mutluluğu mümkün olacaktır." Karadavı. Atatürk'ün gençliğe gösterdiğı lıe- defin. Türk toplumunun. demokratik \e laik dü- zen ıçeriMiıde çağdaş \önde gelişimi için şılnıa- dan \e \argücü> le çalı^mak olduğunu \ urgular- ken. düşüncc tarklılıklarının demokratik zemın- lerde hoşgörü ıçınde dile getirilmesmin sorunla- rı çözeeeğıni anlattı. Karada\ı. terörle mücadeleşedeöınirken "Her şe>denönceterörünTürki>e'dekihedeflnii\ites- pit edip mücadele>i bu çerçe\ede sürdürmek ge- rekir" dedı. Terörün amacının. Markbij.t-Leni- nist ıdeolojivi esas alarak demokratik-laik-sos- >al TürkıveCumhurneti'nin ünıteryapısını par- çalamak olduğunu ka\deden Karadaşı, sözleri- nı şövle sürdürdü: "Askeri alanda >apılan müca- dele ile terör önemli ölçüde etkisini ka> betmiştir. Bugün için terörle mücadelede geç m 'Ş > ıllara na- zaran çok önemli mesafeler kat edilmesine rağ- men. terörle mücadelede meydana gelen olumlu gelişmelerin terörün bıtmek üzereolduğu'şeklin- de değil. 'eriştıği tepe noktasının bir ha\ li a^ağı çekildiği' şeklinde algılanması doğru olacaktır. Terörün aşağı>a çekilmesi. hatta terörola> larının sıfırlannıası dahi terörün bittiği anlamına gelmez. Terörün bitirilmesi. ancak teröre si>asi \e maddi destek sağla>an komşu \e diğer ülkelerin destek- lerinin kesilmesi. de\ letin bütün kurum >e kuru- luşlarının ortak bir e> lem planı çerçe\esinde gü- \enlik önlemlerinin vanı sıra alınacak ekonomik, sosyal > e toplumsal tedbirlerlegerçekleştirilebilir." "Türk Silahlı Ku\\etleri teröristle mücadele >anında. terörle mücadele konusunda da kendi- sine düşen görevi > erine getirmiştir. getirmeye de- \amedecektir*" dı\en Karadaşı. öncelikle dış; si- \asi de.steğın nıutlaka kesilmesi gerektiğini vur- guladı. Karadavı. "Bilahara terörle mücadele>e \ önelik olarak alınması planlanan tedbiıier >eter- li ka\nak tahsisi ile desteklenmeli \e acil olarak uygulanma>a başlanmalıdır'"dedi. TeTÖr sorununun vurtdı^ında sa^ayan Türkle- re yeterinee anlatılmadığı endi^esini taşıdığını sö\le\en Orgeneral Karadavı. "MaalesefAvru- pa'da \asa\an bazı vatandaşlarımız ve \\rupalı- ların büv ük bir kısnıı terör örgütünün gerçek v ü- zünü bilmemektedirler" dedı \e ^unları ka\det- tı. "Herşevdenevvelşu bilinmelidirkiterorizme tolerans göstermek kan ve gözyaşı getirir. Yurtdı- şında yaşayan vatandaşlarımızın bir kısmının bu örgüte baskı altında haraç verdiklerini bilivoruz. Gerçekler, > urtdışında vaşavan halkımı/a çok iv i anlatılmalı ve uvanık olmaları sağlanmalıdır." Genelkurmay Başkanı. "terör örgütü ile diva- log kurnıava, hatta pazartık vapmava veltenen- ler" olduğunu anmisattı \c rehın askerler için Kuzev Irak'ta PKK ile görü.şen RP \'an Mıllet- vekıli Fethullah Erbaş ile İnsan Hakları Derne- ğı yöneticilerine de mesaj olarak değerlendirılen .-ju görü^len dıle getırdi: "Czülerek ifade etmek isterim ki zaman zaman terör örgütünün maksa- dının ve hedeflerinin tamanıen bilinmemesinden kav naklandığını değerlendirdiğimiz bazı münfe- rit gav retkeşlikler v apılmaktadır. Ancak bunlann soruna çözünı üretmekten öte, daha fazla helir- si/lik ve çözünısüzlük getirdiği görülmektedir. Türk Silahlı Kuv vetleri olarak terör örgütlerine prim vermeve >önelik bu tür çalışmalardan bü- vük üzüntü duvnıaktavı/." Batı'ya ve hükümete mesaj karadavı. A\ rupa Birliği (AB) ile ilis,kılerede- ğinırken hem Batı'va. hem de dı^ polıtıkanın ro- tasinı İblam ülkelerineçe\ırme\eçalışan Başba- kan Erbakan'a mesaı olarak değerlendırilen. "Türkiye. valnız askeri bakımdan değil, siv asi ve ekonomik bakımdan da Av rupa'nın av rılma/ bir parçasıdır" görü^ünü dıle getırdi. f ürkive'nın bu entegrasvonun dısjııda bırakılmasının. türki- \e">e olduğu kadar. Avrupa'va da zarar \erece- ğini kaydeden Karada> ı, bunu A\ rupalı müttefik- ferın de bıldiğıne inandığını bıldirdı. Karadavı. "Bununla birlikte. entegrasvon öncesinde bizim de v apnıamı/ gereken ha/ırlıklar v e v asal diizen- leme ihtivaçları vardır. Eminim ki Türkive bu sı- kıntıları aşacak \e AB içinde verini alacak" şjö- rüs.lenni dile getirdı. Orgeneral Karadavı özetle şunları söyledi: "Türkive'nin Avrupa bütünlüğü içinde ver alması büvük önem arz etmektedir. AB'ye tam üve olmadan. bir degişim sürecinden geçmesi ve yeniden vapılanması söz konusu olan N'ATO içerisinde etkili olmamızın çok zor olaca- ğınainanıvorum.** 'Saldıran, sonuçlarına katlanır* Orgeneral Karadavı. "NATOtarafından.Tür- kive'nin komşularında geliştirildiği belirlenen nükJeer. kimvasal ve biyolojik başlıklı tli/e ve si- lah sistemlerinden oluşan kitle imha silahları" konusundaki bırsoruva şu\anıtı \erdı: "Kitleim- ha silahlannın vavılmasımn. bölge ve dünva ba- nşı için ciddi tehlikeler varattığını bilivoruz. Bu konudaki güvenlik aravışımız NATO güvenlik şemsivesi, NATO'nun cavdırıcılığı ve imkânlan çerçevesinde sürdürülmektedir. Diğer taraftan Türkiv e. bölge ülkelerinden kav naklanacak bö> - le bir tehdide karşı. ulııslararası anlaşmaları göz ardı etmeden önlem aimaktadır. Bu silahların Türkive've karşı kullanılması halinde. kullanan ülkeler bunun sonuçlarına katlanmaya hazır ol- nıalıdırlar." C / \ Sulu kar MIT: Korucuhık sistemi kaldırılsın • Baştarafı 1. Sayfada diyor. Bövle bir güven buna- lımı var emnivetin içinde" açıklamasını vaptı. Ece\ it. koruculuk sistemi konusunda partisinin görü>- lerini dile getirirken şunları sövledi: "Ö feodal yapıvi. normaL kendi haline bırakıl- sa çözülme sürecine girebile- cek vapıyı. devlet pekiştirdi. Ben, bundan 10-15 gün ka- dar önceki bir grup konuş- mamda. şöv le bir şev söv le- dim; elimde bir bilgi >ok. bir Yaprak soruşturınası kapatılınadı M Başturafı I. Sayfada .^•ırıldığı e\ konusunda bilgi vermedıgini belırtti. •_> Yaprak T\" sahıbı. Gazı- antepli işadamı Mehmet Alı -Yaprak'ın kaçırılma>ı\la il- -gili soruşturmada rüşvet id- -diaları. soruşturma sa\cısı -İnal'ın sert tepkisine hedef oldu Yaprak"ın vakınların- ca dıle getirilen iddialara gö- re olava kanştıkları öne sü- rülen Mehmet Yahya Efe (Kırat). Müfıt Sement ve Turgav Maraşlı adlı kişiler -Lstanbul'da gözaltına alındı. Sanıkları sorgulayan Istan- t*ul Cumhunyet Savcılığı. 23 ekimde \ahya Efe. 24 "ekımde Müfit Sement. 25 'ekimde de Turgav Maraşlı hakkında takıpsizlik kararı verdi. >aprak"ın kaçınlması ola- -şını soruşturan Gaziantep Cumhunyet Savcılığfna göndenlen dosvada. sanık- Tar hakkında kanıt buluna- tnadığı gerekçeM\le takıp- sizlik kararı verıldı. Yap- rak'ın yakınlan. sanıkların "serbest bırakılmak için İs- İanbul'da kişi başına 10'ar {)in mark. Gazıantep'te de J5'erbin mark rüş\et \enl- diğini öne sürdüler. Başbakan Necmettın Er- Vakan'in da Çanka\a"daki *İr\ede sav cılann görev leri- ne \erine getirmemelerin- den vakınırken Yaprak ola- yını örnek gösterdiği belır- fılmişti. Erbakan'ın. Meh- met Ali Yaprak'ın siıçladığı fidvecilerin yakalanmasına karşın yüzleştirmenin ger- çekleştirilmemeMnden sa\- cıvı sorumlu turruğukavde- dılmıştı. Soruşturmayı yürüten savcı Akın İnaS. rüş\et iddi- alarına tepki gösterdi. Rüş- \et karşılığı dosyanın kapa- tılmasının olanaksızlığını belirten tnal. şunlan söyle- dı: "Sanıklar rüşvet vermlş ve serbest kalmışlar iddiası- na kargalar bile güler. Böyle bir şev olabilir mi. mümkün mü? Dosva rüşvetle de ka- patılamaz, ortadadır. O ev- rak sona mı erecek? Başka birisi alır. dava açar. Takip- sizlik kararı kimsev i kurtar- maz. Bunun zamanaşımı sü- resi vardır. Bu da 15 yüdır. Örtbas edip kimi himaye edeceğiz? Sanıkların hiçbi- rini tanımam. Tahkikat ka- patilmış değil. Mehmet Ali Yaprak'ın bu konuda en u- fak v ardımı vok. Takıpsizlik dosvanın kapatılması anla- mına gelmiyor. Soruşturma devam edivor. Iakipsi/lik kararı kesin değil, takibat- tan kurtarmaz kimsev i. ama biz bu aşamada, bir delil el- de edemedik. Faillerin araş- tınlması için emnivete vazı v a/dık. ^'üzleştirme talep et- tik. Emnivetten gelen vazıda bize Naprak'ın vüzleştirme istemediği bildirildi. Yaprak bize bir isim vermedi. \er- mediği için vüzleştirmek su- retiyle teşhis etmeye çahşıyo- ruz."Bunlar mıdır değil mi- dır'dediğimizde Bunlar de- ğildir' diyor. Bazılannı tanı- mıyor." Gaziantep Emnıyct Müdürlüğü'nde önceki gün ifade veren ^'aprak'tan. Si- verek'te kaçırıldığı eve ıliş- kin bilgi vermesi isteminde bulunulduğunu kaşdeden İnal, işadamının "Bilemem" yanıtını verdiğini aktardı. İnal. soruşturmada dava aç- ma> ı gerektirecek hiçbır ka- nıt bulamadıklannı belirtır- ken, Yaprak'ın gizlediği ba- zı unsurlar olabileceği kuş- kusunu dile getirdi. Yap- rak'ın ödediği paranın mik- tanyla ilgili çelişkili bilgıler \ erdiğini kaydeden Tnal. "Belki bilivor da açıklamı- vor" dedi. Yaprak'ın kaçınlması ola- \ına adı kanşan katliam sa- nığı.ülkücüHalukKırcrnın adına emnivet belgelerinde ver verildiği belirtildi. Kır- cı'nın fotoğrafının Yaprak'a gösterilerek kendisini kaçı- ranlar arasında bulunup bu- lunmadığının sorulması ge- rektiğine işaret edildi. Yap- rak olayıyla bağlantısı oldu- ğu gerekçesiyle ifadesi alı- nanTurgav Maraşlı'nın.kat- liam zanlısı ülkücü Abdul- lah Çatlı'nın ortağı olduğu- na dikkat çekildi. Savcıhğın bu bağlantılar nedenıyle soruşturmav ı Çat- lı'va kadar derinleştirmek istediği. ancak Yaprak'ın av- rmtılı bilgi vemıekten ka- çınmasi nedenıyle bu ama- cın gerçekleştirilemediği sa- vunuldu. Yaprak'ın adının asitanhidrit kaçakçılığı ola- vına karıştığına da işaret edilerek kaçınlma olavının "mafva hesaplaşması"ola- rak gerçekleştirilmiş olabi- leceği değerlendirmeleri >a- pıldı varsavım olarak sövlüvo- runı: Divelim ki bazı aşiret reislerinin, bir milletvekili- nin 10 bin kişilik özel bir or- dıısu var. Devletle işbirliği halinde. Bunun konağında avlardır aranan bazı cinavet sanıklarının saklandığı du- vumualınıvor. De\ let gıdıp o konaktan o kımselen ala- bılecek durumda mıdır dive sordum. hiç >anıt gelmedı" dedim. Pa/ar günü de vanıt gelmedi. Kaldı ki o gün be- ninı konuşmamdan sonra bir cinavet sanığı, bir canlı vayında "Ben Sedat Bu- cak'ın Ankara'daki millet- vekilı lojmanında saklan- dım" dedi. Fatih Altavlı'nın programında Ciizre Beledi- ve Başkanı, 'De\let silah vermezse kım \erir' dedi. Onu da söv ledim fakat hiç oralı değiller." Bunca vıldan sonra koru- cuların "kapı dışına" ko- nulamayacağını \urgulavan Ece\ it. DSP"nin. bunlarara- sından işe varavacakların sözleşmelı olarak silahlı kuv \ etlere. jandarmav a alınmasını önerdığını anlat- tı. "O konularda işe varava- mavacak olanlara da üret- ken alanlarda geçim olanağı sağlanabilir" dıven Ece\ıt. özel tim konıiMinda da şu göriışleri dile getırdi: "Özel eğitim görmüş bir ekibe ihtivaç duyuluvor. A- ma bu 1980"lerde bazı uçak kaçırma olav ları üzerine. emnivete bağlı olarak Özel Harekât Dairesi'ne bağlan- mış. Şehirlerdeki evlemlere karşı kullanılmak üzere dü- şünülmüş, fakat bölücü te- rör tırmaşma geçince bunlar sahava da gönderilmiş. Fa- kat o sahada görev lendiril- dikleri çatışma alanlarında emnivetin yetkisi vok: silah- lı kuv etlere de bağlı değil, jandarmav a da bağlı değil. tamanıen başı boş kalıvoıiar. Yani biz Özel tim vok edıl- sin' de demivoruz. Ama 'Kırsal alanda çatışmav a gı- renler va landarmava va da silahlı kuv vetlere bağlansın" divoruz. Hiç bunlarla ilgili değiller. Zaten bu konulara benden başka değinen de ol- madı." Özel Harekât Daıresi Ba^- kanvekıllıği görev indenaçı- ğa alınan Fbrahim Şahin ile korumasının adının karıştığı olaylara da değınen Ecevit şövle devam etti: "Tabii bunlann ortaya çıkarılması gerekir. Ama dev let hiverar- sisi içindeki mekanizmalar- la bunlar nereye kadar orta- va çıkar? O kurve hanımın. onu havaalanından çıkaran kimsenin Özel Harekât Da- iresi Başkam'nui adamı ol- duğu söylenivor. Ama adam bırakılıyor. Kendi beyaz ara- basıvla dolaşıvor. Birtakım engellerle karşılaşılıvor şim- diden. İstanbul Emnivet Müdürü'nün 'Ben kimseye güvenmem.elimdeki belge- leri kimsev e \ ermem' deme- si ne demek?" MİT raporunda "çok baş- lı istihbarattan vakınıldığı- nın" anımsatılması üzenne. Ecevit şu görüşlerı dile ge- tırdi: "İstihbaratınçokbaşlı söylemlerinin avrıntılarına girilmedi, ama MİT var. Ge- nelkurmay'ın kendi istihba- rat birimi var, jandarmanın avrı. İçişleri Bakanlığı'nın ayrı, belki Çiller'in avrı; on- lann da birbirleriv le rekabe- ti var. Bir kere dev lete güven bozulmamalı, anladık. ama dev letin içinde birbirine gü- vensizlik duvanlar var. Yani dev letin içindeki bir başba- kan arabasıvla toplantıdan çıkıvor. Onu takip eden ko- rumalar birbirini omuzlu- vorlar. Erbakan'ınkiler öte- kileri. ötekiler Erbakan'ın- kiniomuzluvorlar: herkesin önünde, ekranda. Olacak şev değil. dev letin kendi bi- rimleri arasında güven kal- mamış." DSPIiderı. DYP Şanlıur- fa Milletvekilı Sedat Edip Bucak'ın Ankara'daki bazı kumarhanelerden haraç al- dırdığı yolunda MİT rapo- runda bilgi bulunduğunun anınisatılması üzerine de ~Bilemivorum.Bunu(Erba- kan) bir iddia olarak söv ledi. Yani ispatlanmış, bir şev ola- rak söylemedi. Iddia olarak da ortav a atılması Tansu Ha- nım'a biraz mesaj nitelikli olabilir" açıklamasımvaptı. Gok gurultülu G Ü N D E M MUSTAFA BALBAY I Baştarafı 1. Sayfada Yılmaz, memur gibı, taksit taksit hareket etti. Ko- nu zirveye geldi dayandı. Zirvenin merkezi ise Yıl- maz'ın elindeki belgelerin yanı sıra, Erbakan'ın çantasındaki MİT raporuydu... Rapor da Yılmaz'ın konuşmaları gibi, kamuoyu- na taksit taksit sızıyor. Dün, Cumhuriyet'in ele ge- çirdıği bölümlerinde üç temel unsur var: - Koruculuk sistemi artık kaldırılmalı... - Istihbarat birimleri çok başlı... - 58 kişi arasından 29'unun öncelikle araştırılma- sı gerekli... Bu rapor Başbakan a sunuldu. Başbakan, yü- rütmenin başı. Yürütmeden, hükümet işlerinin yü- rütülmesi dışında başka bir şey anlaşılmıyorsa, Er- bakan'ın hemen hareket etmesı gerekli... Ancak göruntü öyle değıl. Hoca'nın zirvedeki tu- tumuna başka bir açıdan bakmaya çalışalım... Ne diyor? Sedat Edip Bucak'ın. Ankara'da haraç aldığı id- diaları var. Başka? Gaziantep'te Mehmet Ali Yaprak'la ilgili soruş- turmayı Ağar kapattırmış... Bunlar yenilir yutulur şeyler değıl. Çiller'e göre Bucak kahraman, Ağar Çiller'e hayran. Bucak Ağar'a kurban... Hoca devam ediyor: "Yazıcıoğlu'ndan yararlanacağız..." Erbakan. Ağar-Bucak iddıalarıyla Çiller'e sopa gösteriyor... Yazıcıoğlu'nu harcamadığını söyleyip Yılmaz'a havuç gösteriyor... Işin içinde askerlerın de olduğunu söyleyip aba altında sopa-havuç karışımı bir şey tutuyor... Erbakan, MİT raporunu zirvede gündeme getir- mek durumundaydı değildi. ayrı konu... Ancak. bu raporu "sıyasal şantaj" olarak kullanma eğılımlerı de dikkati çekiyor... Dün DSP lıderı Bülent Ecevit'le konuyu konuş- tuk. Buna ilışkın soruma şu karşılığı verdi: "Ben de öyle bir ızlenım edıniyorum..." Bu durum gösteriyor kı zirve, Erbakan açıstndan, "devletin temizlenmesınden" önce "iktidar yolunun önündeki mayınların temizlenmesi" hedefini içeri- yordu... Bu izlenimimizde yanılmış olmayı dileyelim... Demirel'in temel kaygısı. devlete olan saygısı... "Aman" dıyor. "devleti yıpratmayın, bir ıkıncısi yok..." Ecevit'ın buna yaklaşımı ise şöyle: "Tamam yıpratmayalım, ama devlet kendi ken- disini yıpratıyor. Yazıcıoğlu, güvenmedıği için hü- kümetin kimi organlanna bilgi vermiyor. Emniyet- te klikleşmeler olmuş..." Küpün biri doldu... Zirvede tartışılan MİT raporunda bir noktanın da- ha altı çiziliyor: "Sözü edilen kişiler fÇatlı vb.) 1982 'den beri dev- let tarafından kullanılmış..." Bu tür iddialar vardı. Bunları MİT raporu da doğ- rulamış oluyor. 1982 den bu yana ülke yönetıminde sorumluluk almış kişiler, sorumluluklarının ağırlığı oranında gel- diğimiz noktaya ortak... Ortaya şöyle bir tablo çıkıyor: - Siyasiler kendilerine bulaşmayacak noktaya ka- dar işi götürmek istiyor. - Sorumlu noktalarda olanların devlet içindeki devletı ortadan kaldırmaya nıyeti yok. O zaman nedir niyetleh? Çeteleri çitileyip, temiz hale getirmek... Bunun için ne yapmak gerekir? Birkaç kurban bu ışi paklayabilir.. mi acaba? Bu biraz konununsağlıklı biçimdegündemde tu- tulmasına bağlı. Kişiler hedef seçilir, onlar gidince rahatlanırsa durum şu fıkraya döner... Ülkenın birındeyönetımdeki lıder. rüşvetin. hara- cın dozunu kaçırmış... Halk isyanda... Bunu gören lider, halkın ileri gelenlerini toplayıp uyarmış: - Bakın, küpün bırini doldurdum. Ötekinm de dolmasına az kaldı. Benim yerime seçeceğiniz ki- şi, boş küple gelecek... Ona göre... Fıkranın Türkiye'yle ilgisi var mı dersiniz? Kimimiz küpleri dolduruyor. kimimiz küplere biniyor... İçişleri Bakanı Akşener, iki milletvekili ile ilgili belge olmadığmı söyledi 'Bucak ve Ağar için suçlama yok' ANKARA (Cumhurivet Bürosu) - İçişleri Bakanı Meral Akşener'in açıklamalan. D\'P'nin. dev let görev - lisi-sıvasetçi-marv a bağlantılannı ört- bas etmek istediği savlarını güçlen- dirdi. Akşener. önceki gece Shou T\"de yavımlanan 32. Gün progra- mında Mehmet .Ali Birand'ın sorula- rını vanıtlarken. İstanbul Emnivet Müdürlüğü görev ınden açığa aldığı Kemal Yazıcıoğlu için. Erbakan'ın lı- derlerzırvesınde "vararlanmavı" dü- sündüğünü açıklamasına karşm soruş- turma başlattığını açıkladı. "Ömer Lütfü Topal cinavetini 15 günde çöze- rim divor. Sormazlar mı adama. 5.5 av bunu nive çözmedin" sözleriv le Yazı- cıoğlu'nu suçlayan Akşener. "bakann na tenezzül edip bilgi vermeven bir bü- rokratla çalışma zorunluluğu bulun- madığınr söv ledi. Akşener. \azıcı- oğlu'nun kendisine "Suçlanan polis- lerin cinavetle bir alakalan vok" dedi- ğını öne sürerek şunlan sövledı: 'Yazıcıoğlu bu kişileri 36 saat sor- guluvor. ama ortada tutanak vok. \a- zıcıoğlu ve bu kişileri sorgulavan ekip. savcıva bilgi vermediği için suçlu du- rııma düşmüştiir. Çatlı'nın parmak izi de \'azıcıoğlu'nun ihmali vüzünden 5.5 av sonra ortav a çıkmışhr. Yazıcıoğ- lu'nun. artık müşavir veva başka bir vetkiverilerek soruşturmav lavdınlat- masını beklemek mümkün değil. Bila- kis \azıcıoğlu ve ekibi hakkında so- ruşturma başlattim." LıderlerzinesindeErbakan'ın "va- rarlanmavr düşündüğünü açıkladığı Yazıcıoğlu'nun. Erbakan \ e Cumhur- başkanı Sülevman Demirel'e bılgı verip destek almasından bir gün son- ra da bu makamların bılgısı dışında hükümetin DYP kanadıncaaçığaalın- dığına işaret edildi. Ak^ener'in. Erbakan'a sunulan Milli İstıhbarat Teşkilatı (MİTı ön ra- porunda da mafva ıle ılışkiler konu- sunda adları geçmesıne karşın. DYP Elazığ Milletvekilı Mehmet Ağar ıle Şanlıurfa Milletvekilı. korucubaşı Se- dat Edip Bucak hakkında hiçbır suç- lavıcı bilgi olmadığını öne sürmesı dikkat çektı. MİT raporunun kendisi- ne gelmediğini. İçişleri Bakanlığı'nın vaptığı araştırma çerçevesinde de Ağar ve Bucak'a "herhangi bir resmi suçlama" vöneltılmedığinın anlaşıl- dığını anlatan Akşener. Söylemezler çetesi soruşturmasında aranan firari polis şetleri DenizGökçerin.SedatDe- mir. Erdal Durmaz ıçın. "Hani Tansu Hanım'ın bir sözü var: va bulunacak. va bulunacaklar. Bulmavanlar hak- kında gereken vapılacak" dedı. 'Çok sahte pasaport verilmiş' Susurluk olavıyla bazı mafyacılara ^ahte pasaport v e diğer belgeler v eri 1- mesıne de değinen Akşener. çok sav ı- da sahte pasaport \erildiğinı. hızme- te özel pasaportları da kapsavan bu belgelerin tamanıının bilgisayarlar aracıhğıvla denetımden geçırildiğini anlattı. Katliam sanığı. aranan ülkücü Abdullah Çatlı'nın pasaporuı üzerın- dekı damga v e ımzanm da sahte oldu- ğunu kaydeden Akşener. uv uşturucu parasınakuryelik vaptığı sav lananDi- İekÖrnek'le ilişkisi saptanan. görev- den alınan Özel Harekât Dairesi Baş- kanvekıli İbrahim Şahin'ın koruma görev lısı Av han Akça konusunda şun- farı söv ledi: "İbrahim Şahin'in koru- ması arkadaşı görev den uzaklaştırdık. mahkemeve de sevk edildi. Ama em- niv et teşkilatı üzerinde fulû bir durum varatılıvor. Bu insanlann içinde deçü- rük elmalar v ar. Ama 7 bin kişilik özel timin hepsine "çüriik elma' dersek.çıl- dırnıış oluruz. İbrahim Şahin'in ko- ruması olan adamı kinı vakaladı? Et- Balık Kurumu memurlan yakalama- dı. polis vakaladı. Ama çüriik elmala- n av ıklavacağız. Özel timin. askere ve- va jandarmav a bağlanması kesinlikle söz konusu oiamaz," l Belge sahte, ama orijinal!' Çatlı ıçın "ölmüş insanın arkasın- dan konuşulamavacağı" değerlendır- ınesını vapan Akşener. Abdullah Çat- lı'va "SlehmetÖzbav" adı>la \enlen emnivet belgesı üzerındekı ımzanın. landarmanın "kuvTetle muhtemel" bulgusuna karşın. Ağar'a ait olduğu- na inanmadığını ima etti. Akşener. "İmzanın vüzde 100 Ağar'a ait oldu- ğuna dair kanaat belirtemivorlar"de- dı. Akşeııer'in. Çath'va sağlanan sılah ruhsatı için "Belge sahte, ama oriji- nal" demesi şaşkınlık yarattı. "Çiller'in talebesi savıvorum ken- dimi. O ekolden geldim" dıven Akşe- ner. "Çiller'e hayran mısınız" sorusu- na. şu vanıtı verdi: "Çok sevivorum. Politikadaki öğ- retmenim. idolüm Tansu Hanım. Ona benzemek istivorum. belki de benzi- jorum. Çok inanıvorsanız, beğenivor- saıuz. hav ransanız. farkında olmasa- nız da bazı şevleriniz benzivor. Tansu Hanım'da kararlılığı. bilgive değer vermevi. ufuk açıklığım öğrendim. Çok demokratik bir insan." 'Kayıp ofısi kuruldu' Bakanlıktaki çalışmaları konusun- da da bilgi veren Akşener. "Rastgele karakol geziyorum. Kavıp arama ofı- si kurduk.Cumartesi Anneleri varva, onlann çocuklannı aravan bir ofis kurduk"dedı. 18" kayıp ıddıasından 39'unun asılsiz olduğunu. 3 kışinın de arandığını anlatan Akşener. "Ailele- rin müracaat edeeeği. form verece0 bir ofıs kurduk. Bir araba ha/ırladık. teknik. bilgili. iv i giv imli görev lileriv le birlikte Galatasarav Lisesi önünde du- racak. Anneler bundan sonra dövül- mevecek,söz" dive konuştu. Akşener. toplumsal olavlarda sert davranıp kendisine egemen olama- >anlan geri hizmetlere çektıklerıni kavdetti. 2 bin 104 polıs hakkında ış- kence ıddıasi nedenıvle soruşturma vapıldığını anlatan Akşener. bunlar arasından 940 kişının vargılandığına dikkat çekti.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear