Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 10ARALIK1996SALI
12 DEIYAZI
'Hukuk kalıbında yoğrulmuş devlet'nce hak \e özgürlüklerı düzenleyen ça-
ğımız anayasaları: de\letı. bunları gii-
vencelemeyeelverışli bır bıçımde vapı-
landırır. 1982 Anayasası ise bireyi ve
toplumu. güdiimü altına soktuğu dev le-
t adeta kutsamıştır. Denge o denli kaçırılmıştır ki on
ie$ vıllık uvgulama. korumayı amaçladığı devletin
lendisini neredeyse çökme eşığıne getırnııştir.
Oysa ancak "hukukkalıbındayoğrulmuş devlet" et-
lilı olabilir: Biryandan. \arlık nedeninı oluşturan gü-
venliği sağlar: öteyandan. \arlik nedenini kendilerine
borçlu olduğu bireylerin özgürlüklerini korıır.
1995 anayasa değışiklıklenyle "toplum"a açılan
pencere otorite-özgürlük dengesizliğıni gıdermey e ye-
tebılir mi? Çagdaş anavasal gelışmelerm oldukça el-
verışli olduğu bır dönemde. Türkıye'deanayasal deği-
şım sürecı neden tıkanmıştır' Toplum, bu sürecın ıti-
c gücü olabilır mı1
.'
Bu sorunlar dört bölüm olarak ele alınacak:
- 1982 Anayasası'nı aşmak.
- Anayasayı değiştırme iradesınden sapma.
- Örgütlenme ve katılım hakları.
- Anayasa değişikliğınin etkileri.
1982 Anayasası'nı asmak
Yüzyılı aşkın Osmanlı-Türkanayasal e\rimsürecın-
de 1982 Anayasası bir "kırüma aşaması" olarak gö-
riilmektedir: Osmanltdan Cumhuriyet'e: çok partifi
yaşamave 1961 Anayasası'nınçoguİcudönemineya-
yılan anayasal-siyasal gelişmeler. tek kisi iktidannda
toplanan merkezi oioritenin. temsili esasa day anan bir
kurul (parlamento) tarafından dengelenmesi. bunun
karşısında yargı denetımının güçlendırılmesı \e bırey
özgürlüklerinin güvence altına alınması yönünde ol-
muştur. Siyasal iktıdar kaynağının ılahi olmaktan çı-
karılarak "ulusal egeraenlik" temelınde dünvevıleştı-
rılmesi ve rasyonaileştırılmesı. e\nm sürecınde dev-
rim nitelığindekı radıkal dönüşümdür.
I982 Anayasası ise yürütme karşısmda yasama er-
kini kayıtlamış, her ikisı üzerınde y argı denetımini za-
yıflarmış: olağanüstü >önetinılerı büyük ölçüde yargı
ve yasama erklerinin denetim alanından çıkarmış: öz-
gürlükler üzerindeki kayıtlamalarla bırlikte demokra-
tik katılım yollannı tıkamıştır Yurttaş "mekânrnı gö-
zetimi altına soktuğu merkezi otorıteyi aşırı güçlenaı-
ren anay asa. de\ letı yenıden "kutsarİaştırmıştır( Baş-
langıç).
Iştebunedenledirki. l876Kanun-i Esasi'sindenön-
ceki gelişmeler başlangıç ahndıgında. Tanzımattan
1990'lara uzanan y üz elli yıll'k anay asal-siyasal e\rim
sürecinde. 1982 Ânayasası bır "kınlma halkasrdır.
Hukuk ve devlet
Yüceltılen otorıte (K-E\ren). pompalanan maddi ka-
zanç tutkuvu (T.Özal). de\ letı küçültme söylemiyle
(T.Çiller) özdeşleştınlen çarpık pıyasa ekonomisı an-
layışı ve kayıt dışı ıktisadi sektör. 1982 Anayasası ve
pratigınde -siyaset-çete-mafva- kiskaeındaki bugünku
"devlefı ortaya çıkarmistır. (Temellerı 197O'lı yıllara
uzanan yönetım anlayişi da anımsanınalı. Kamu gü-
v enligini sağlama görevi, dev letin v arlık nedeninı oluş-
turdugundan.onuntekelinde. Buyetkiyıkullananres-
mı görev lilere yardım adı altında yapılan müdahalele-
regözyumulması. dev leti çeteleştirici tohumları daat-
mıştır.)
1982 mimarları. hukukun üstünlüğüne bağlı devlet
yerine iktidann iistünlügü bağlamında herşeyi "sübaş-
tan" düzenlerken daha çok otorite-daha az demokra-
si. önce dev let sonra hukuk. yetkili merkez - zayıf"çev-
re" esprisiyie öriilü bir anayasa yarattılar.
Bu anlayış ve uygulamanm. arka plana ıtc^rek gözar-
dı ettiği toplum ve bırey. bugün "hukuk"u aramakta-
dır; ancak "devlet"ı de. Zira. on beş y ıl sonra neredey-
se hukuksal meşruluktan anndmlmış bir dev let aygıtı
ortaya çıkmıştır. Hukukun devlete gereksinımi açık:
ancak hukuk dışında kullanılan sıyasal-yönetsel yet-
kiler de. dev let iktidarını cete gıicüne dönüştürür. Ger-
çekten otorıte kutsanırken "•hukuk"un yadsınması.
"devteT'i de çökertme eşiğine getınniştir.
Şimdi aranan devlet. "hukuk kalıbında joğrulmuş
de\let"tır.
"Hukuk \-e devlet" birlikteligiyle hukuk dev letinin
kuruluşu. polis-devlet ya da jandarma-dev let anlayışın-
dan geçilerek gerçekleşti Batfda. Hukuk devietinden
sosyal devlete kat edilen evrim sürecinde ülkerniz
1960"lı yıllarda tanıştı sosyal hukuk devleti ıle. 80'ler-
de yeniden hukuk devleti aravışma koyulan halkımız.
iiçüncü bine üç kala. bu kez "devlef"ı arama zorunlu-
luğuyla karşı karşıya bırakıldı.
Anayasal düzlemle sınırlı bakış açısıyla "kııtsallık
zırhına bürünen de\ letin > üriitme ve idare oloritesiyle
pekiştirilmesi"nın. ıçındebulunduğumuzortamınolu-
ANAYASA
ve Toplum
şumunda belırleyici olduğu söv lenebilir. Bu nedenle 82
Anayasası'nın aşılması önem taşımaktadır.
Öncelikle erkler avnlığı klasik semaya oturtularak
pdrlamentovasavgınlığınmkazandınlması vevargı ba-
ğımsızlığının sağlanması gerekır. Bunlar. toplumu ve
dev letı demokratikieştıren kural ve kurumlarla tamam-
lanmalıdır. \e ki bu yazıda. ne bunları ne de 21. yüz-
vıla doŞru "de\let-bire> ve doğa" sacavağına dayalı
anayasa dınamıklerinı tartışabıleceğız. Clkemızinger-
çekleri daha ılksel konularla sınırlıyor bizı...
Demokratik toplumun dinamikleri
Dev let katında "daha azdemokrasi'",toplum düzle-
minde "shasetten anndınlmıs bire> \e örgüfleri" an-
lavı^ınıvansıtananayasada 1995 'te yapılan değişiklik-
ler neler getirdi. neler götürdü? Bunların toplumsal
alaııa. bırev hak ve özgürlüklere ılişkın sonuçlan ön-
celikle ırdelemeli. Çiinkü katılım yollarının açılarak
toplumun \e vönetımın demokratikleştinlmesi kimı
avgıtlarını çeteleştiren öğelerden devleti anndırmanın
da ıticı gücünü oluşturabilir.
"1982 Anav asası'nın değiştirilmesi ve>a veni bir ana-
yasa hazırtanması tartışmalan 1983 genel seçimlerin-
den hemen sonra ülkemizin gündcnıine yirmiş. o tarih-
ten beri de güncelligini sürdürme)edevam crmiştir." (s.
•')
"Milletin tüm kesimlerinin parlamentnda temsil edU-
mtsini saûlavansistemlerinotuniHi^luûıı \c \aûlıklı ça-
• Yüceltilen otorite (K.Evren),
pompalanan maddi kazanç
tutkusu (T.Özal), devleti
küçültme söylemiyle (T.Çiller)
özdeşleştirilen çarpık piyasa
ekonomisi anlayışı ve kayıt dışı
iktisadi sektör, 1982 Anayasası
ve pratiğinde "siyaset-çete-
mafya" kıskacındaki bugünkü
"devlef'i ortaya çıkarmıştır.
lışması katılınıcı demokrasinin mümevyiz vasıflann-
dandır.
Demokrasinin muhtclil' tariflcrinden en çarpıcısı.
toplumu oluşturan katmanlann. seslerinivcvarlıkları-
nı hiçbir engelle karşılaşnıaksızın pariamentoda du-
yurmalan şcklindedir." (s. 14)
D\P. ANAP ve SHP"nın (sonra CHP) üzerinde uz-
laşmavavanpTBMM Başkanlıgfna 13Ocak 1995"te
sundukları anav asa degişiklik gerekçelerinde yer alan
satırlar bunlar.
301 milletvekilinin ımzasını taşıyan 21 maddelik
degişiklik teklifinın topluma yönelik kısmı. "kaftlım-
cı demokrasi". "demokratik katılım". "çoğuku demok-
rasi". "çoğulcuvaprgıbı kavramlardasomutlaşan "de-
mokratik toplum"u ılışkındır. Bunlar yurttaş mekâ-
nında. hak veözgurlüklerkesımindeyeralır. "Vasama
merkezli" olanlar ise ikinci sırada gelmektedir.
Yasaklar örgüsü aralanıyor
Bilindığı üzere 1982 Anavasası. kıtlelerı siyasetin dı-
şında tutmak amacıyla hak ve özgürlükler içııı öngör-
düğü sınırlama sistemini. toplu özgürlükler yönünden
yasaklar örgüsüne dönüştürmüştü. Bütün hak v e özgür-
lükler için genel sınırlama nedenlerı (m. 13) vanında.
ilgili maddelerde yer alan özei sınırlama nedenleri top-
lu özgürlükler üzerinde yoğunlaşmış bulunuyordu.
Dernekler, vakıflar. sendikalar ve kamu kurumu nite-
liğindeki meslek kurulu^larıv la kooperatifler. amaç ve
etkinlik yönünden doğrudan ya da dolav h sıyaset ya-
sağı ağına sokulmuştu. Adı geçen ve kazanç paylaşma
amacı gütmeyen gönüllü toplumsal ve mesleki örgüt-
lerin sıvasal partılerle hertürden ılışkisı vasaklanmış;
bunlarlavetınılmeksizın. herbınne*ortakhareket"ya-
sağı konulmustu...
Bu yasak örgüsü. bellı bır formüle bağlanarak anı-
lan her örgüt ıçın ılgilı maddesınde yınelenmış. Der-
neklerle başlavan formül şövle.
"Dernekler. 13. maddedeki genel sınııiamalara av kı-
n hareket edemejecekleri gibi. sivasi amaç güdemez-
ler. sivasi faalivette bulunamazlar. sivasi partilerden
destek göremez ve onlara destek olama/lar, sendikalar-
la kamu kurumu niteliğindeki meslek kunıluşlan \eva-
kıflaıia bu amaçla ortak hareket edemezler." (m. 33 3)
Vakıflan da kap^amına alan bu hüküm, sendikalar
ıçın (m. 52 1 »avnen, siyasal pjrîılerim. 69 1.2). mes-
lek kıtruluşları (m. 135 3) ve kooperatıfler(m. 17] 2)
açısından vazım farklılıklarıyla yinelemekte ıdi.
Bu hukümlerzıncinııin av ıklanması. toplu özgürlük-
ler arasında davanışma yasaklarını azaltacaktı. Ancak
her birı. md. 13'teki 9 nedenle sınırlanmaya devam
edecegı gıbı. ılgilı maddelerde ver alan özgül kavıtla-
malardan da bagışık olmavacaklardı.
Aslında kaldırılması öngörülen yasaklar zinciri öz-
gürlükçü demokratik bır ana\asaya tamamen vabancı
nitelikteydi. Ne ki ülkemız gerçekleri. önerilen degi-
siklikleri olumlu kılıyordu Gönüllü birev örgütlerıne.
sosyal vemeslekıkuruluşlara "baskıgrubu"işlevinın
tanınması, demokrasinin altv apısı olan çogulculuk içın
gerekli olduğundan iyileştirme. 1982 Anayasası'nın
çoğulculuğu sınırlayan yapısının belli ölçülerde aşıl-
masına katkıda bulunacaktı.
Sendikaların kuruluşunun kolaylaştınlması (m.
51 ;2) \e grev hakkı konusunda anayasada yeralmama-
sı gereken yasakların ayıklanması (m. 54 2. 3."') ka-
mu görev üierinin sendika. toplusözleşme ve grev hak-
lan kapsamına alınması öngörülmekteydi.
Belli alanlarla sınırlı kalsa da katılım hakları vönün-
den anayasada yapılması öngörülen değişiklikler olum-
luydu. Âncak bunlar ve digerleri. daha çok sivasal ka-
tılımyollannıngenişletilmesıni hedefalmaktavdı. Seç-
men ve parti üyesi olabilme yaşının 20"den 18e indi-
rilmesi.yüksekögrenimgençliginın siyasal partıleregi-
rebilmesi. ülke dışında yaşavan yurttaşlara ov hakkı-
nın tanınması. oy hakkmdan yoksun kişiler kategori-
sinden ~tutuklular"ın çıkanlması. siyasal partiîerin
örgütlenme alanını daraltan ka> ıtlann (yurtdışmda ör-
gütlenme. kadın ve gençlik kolu kurma) kaldırılması
(m. 67, 68,69) gelmekteydi.
Yasama merkezll
Seçmen iradesinin temsil organına yansıması ve bu
ıradeyi parlamentoya taşıyan örgüt vönünden ikı yeni
hüküm konacaktı: Seçimler ıçin "temsildeadalet »eyö-
netimde istikrar ilkeleri"*nin bagdaştırılmasi (m.
67 son) ve siyasal partilere dev letin >ardım etmesı (m.
68 son(.
Devletin yapılanması ve erklerinin işleyişi bagla-
mında parlamento ile sınırlı. ancak yasama işlev inden
çok. üyelenne ilışkin kımi değişiklikler öngörülmek-
tevdı. TBMM'nm heryıl eylül avının ilk giinü yerine
"ekim avının ilk giinü" toplanması (m. 93 1): TBMM
uye savısınm 450'den 60Û"e çıkarılarak 100 milletve-
kilinin ülke çapındakı seçim çevresınden seçilmesi (m.
"5). başlıcayenılıklerdi.
Milletvekilliği sıfatının düşmesını düzenleven 84.
nıaddeden. "partisinden istifa ederek başka bir parti-
vegiren vvva seçim bükümetleriharic, Bakanlar Kuru-
iu'ndagorcv alan" milletvekilinin üyelığinin düşme-
Miie ilışkin hüküm çıkarılmaktaydı. Milletvekillerine
azgü bir "sosyal haklar" kategorisi yaratmav a yönelik
degişiklik de (m. 86) ortak öneri metninde yer almak-
tavdı. Kısaca vasama merkezli olanlar. nıteliksel de-
ğıl. daha çok nıcelikseldegişikliklerdı. Nıhayetanaya-
^a degişiklik önerisi. başlangıç kısmının devleti "kut-
sariaştıran paragrafı ile 12 Evlül 1980 askeri "hare-
kâtı"nı referans alan paragrafının çıkanlması ıle yeti-
nıyordu. Geçiei 15. maddenin son fıkrası da atılacak-
tı. 12 Eylül 1980'den. ilk genel seçimler sonucu topla-
nan TBMM'nin başkanlık divanı oluşuncaya kadar ge-
çen süre içinde çıkarılan kanunlar. kanun hükmünde
kararnamelerle 2324 sayılı Anavasa Düzenı Hakkın-
da Kanun uyarınca alınan karar ve yapılan tasarrufla-
nn anayasaya aykınlığının iddia edilmesını önleven
hükmün kaldınlarak. bunlara karşı ISOgün ıçerisinde
dav a yoluyla denetını olanağını açması olumluydu.
Bövlece "denetlenemez iştemler Woku"na sokulmuş
bıılunan vüzlerce vasa ve diger işlemlere karşı Anava-
^a Mahkemesı harekete geçirilebilecektı..
Yarın: Anayasayı
değistirme iradesınden sapma
ORUŞlAv. FİKRET İLKİZ
Londra'da Çiller, Diyarbakır'da cezaevi ve dehşet
TBMM Insan Haklarını İnceleme Ro-
misyonu raporuna göre: Dıyarbakır Ceza-
evi'ndeçıkan ısyanda lOkışinin kafalanna
vurulan darplar nedenıvle yaşamını vitir-
mesinden devlet sorumludur. Olüme sebe-
biyet veren 68 görev lınin vargılanması ge-
rekir. Unurturufan Diyarbakır Cezaev i ger-
çeği. tüm çıplaklıgı ıle ordada. Komisyon
üyesi ANAP Genel Sekreten Okman soru-
yor: "Acaba önceden hazjrlanan bir plan mı
orada uvgulandı?"
lOAralık 1948tarihlı 'İnsan HakJanEv-
rensel Bildirgesi'nın 5. maddesi. işkencevı
yasaklıyor. tnsanlann hangi koşul altında
bulunursa bulunsun. zalimane. gayrı ınsa-
ni. haysıyet kırıcı cezalara veya muamele-
lere tabi tutuiamayacagını ılan ediyor: "Ya-
şamak, hürri>et te kişi enınheti her ferdin
hakkıdır." İnsan Hakları Bıldirisi'nin kabul
tarihinın üzennden 48 vıl geçti.
İnsan Hakiannı ve Ana Hürnvetleri Ko-
rumaya Daır Sözleşme. 3 Eylül 1953 tarı-
hinde yürürlüğe girdi. 1954 yılında Türki-
ye tarafından onaylandı. Sözleşmenin 2.
maddesine göre "Her ferdin vasama hakkı
kanunun himayesi altındadır." Ayaklanma
veya isvan. 'kanuna uygtınolarak'bastınl-
mazsa: öldürme. sözleşmenin 2. maddesi-
nin "ihlali suretiylev apılnuştelakki olunur
1
*.
3. madde işkence>ı yasaklar. Bu maddeyı
•hatırda tutarak' türkiye tarafından imza-
lanan ve 25.2.1988 tanhındeonav ladığımız
'İşkencenin ve Gayri İnsani va da Küçültü-
cü Ceza ve>a Muamelenin Önlenmesine Da-
ir A«Tupa Södeşmesi'nin tarafi olduk. Ko-
mıtenin hak ıhlalleri ile ilgili Türkive'vi zi-
yaretini kabul ettiğımız gibi hazırlayacağı
'raporu" da ret hakkımız voktur. Asıi olan:
ülkemizde "işkenceyi' kaldıımak v e"vasama
hakkının* ne olduğunu öğrenmektir.
'İşkence ve Diğer Zalimane; Ga>Tİ İnsa-
ni veya Küçültücü Muamele veva Cezava
Karşı Birleşmiş Milletler Sözleşmesi'nın dc
tarafıyız. İşkencevı ve İnsanlık DINI Ceza-
lan Onleme Avru'pa Komıtesi (CPT) 1990.
1991 ve 1992 yıllannda Türkive've geldi
1994 \ılı Ekim avında Istanbul. Ankara.
Konva. Adana ve Diyarbakır'dacezaev len-
nı gezdı. Hevet doktorlannın muayene ettı-
ğı kişılerde ıskence ızlerıne rastlandığı açık-
landı. Raporlarında lıem sivasi hem de ad-
lı suçluların işkence \e her türlü kötü mu-
amele ile karşı karşıva kaldığını yazdı. Hü-
kümetı uvardı. "İşkenceviön'ejin™"
O yıllarda "işkeneeyi önlevin* uvarısı ile
karşıfaşan hükümetın başbakanı Tansu Çil-
ler'di ve DYP-SHP koalısyonu ışbaşındav-
dı Dev letin insan haklarından sorumlu ba-
kanıbilevardı. Hana Bajbakanlık'taİnsan
Haklan Yüksek Danısma Kurulu' oluşru-
rulmuştu. Bukurulunovbirhği ile kabul et-
tiğı 'Kişi Güvenliği. İşkence. Başka Zalim-
ce İnsanlık Dışı ve Onur Kıncı Davranış ve
Cezava Karşı Konıma' adlı rapor. 9 Ocak
1995 tanhinde Azimet Köv lüoğlu tarafından
',Tansu Çiller ve Murat Karavalçın'a veril-
dı. Rapor. kamuovunaaçıklanmadı. Sume-
naltında •gizli" kaldı. Bunun üzerine kurul
üvelerı istifa erti. Danışma Kurulu da orta-
dan kalktı. Başbakanlık. tumü uzman ve ta-
rafsız olan Mnsan hak ve ihlalleri' konusun-
da çözüm üretmeve çalışan Danışma Kuru-
lu çalışmalarından kurtulmuş oldu. İnsan
haklarından sorumlu devlet bakanı. bu gö-
rev den aynldıktan sonra "raporu" kamuoyu-
na açıkladı.
Başbakandan önce. milletin vekilleri "in-
san haklan' ile ilgili sözleşmeleri
TBMM'ye taşıdı. Çünkü, dünva ve Türki-
ve ıçin insan haklanna savgı duyuyorlartdı).
gelışmelen ve uvumu sağla\acaklar(dı) ve
hak ihlalleri ile ilgili başvuruları inceleye-
cekler(dı).
TBMM İnsan Haklarını İnceleme Ko-
misvonu 1990 vılında kurulmuştur. Çalış-
ması. yetki ve görev leri 3686 sayılı kanun-
la düzenlenmiştir. Amacı "Dünyada ve ül-
kemizde insan haklanna saygı \e bu komı-
daki gelişmeleri izlemek sureriyle uygula-
malann bu gelişmelere uyumunu sağiamak
ve başvuruları incelemeL" Kapsjmı iscT.C
Anavasası ile İnsan Hakları Evrensel Be-
yannamesi v e Av rupa İnsan Haklaıı Sözleş-
mesi gibi çok taraflı uluslararası belgeler-
de behrlenmış bulunan in;>an hak ve İıürrı-
yetlerı ile uluslararası alanda kabul gören
ınsan hakları olarak gösterilmiştir. Sivasi
parti gruplan ile bağımsızlar. Meclis'teki
üyesayısınagörebu komisvondagörev va-
parlar. Üvelerini Meclis seçer. Görev leri ise
kanunun 4. maddesinde avrı avrı savılmış-
tır. Insan haklan konusundaki gelişmeleri
izlemek. >asalarda >apılması gereken deği-
şiklikleri ve çözümleri önermek. hak ihlal-
leri ile ilgili başv urulan incelemek veya ge-
rekli görürse ilgili mercilere iletmek... Baş-
vuruların sonucu veya yapılmakta olan iş-
lem hakkında üç ay içinde bilgi verir. Ayrı-
ca her vıl "Yurtici ve dışında insan haklan-
na saygı ve uvgulamalan kapsavan bir ra-
por" hazırlar.. Işte komisvon da bu..
1982 Anayasası çizgisindenaynlmamış-
lar. 'fnsanhaklanna'sadecesavgılılar.. Ko-
misvon ihlalleri saptıvor. Yaptırım gücü
vok. Raporlannı Meclis Başkanlığı'na su-
nuvor. Komisyona başvurmak sonuç alıcı
ve etkili bir vol değil. Dünvada ve Türki-
ye"de hak ihlallerini izlemek gıbı 'iddialı' ve
'sorumlu' bır görev ı kanunla üstlenen bu
komisvon. Av rupa ülkelerine > apılması dü-
şünülen'gezi' içın büyükelçilerimiz tarafın-
dan uyanldı: "Demokrarikleşmepaketiçık-
madan gelmev in. Gelirseniz. eleştirilirsiniz."
Sız ne divorsunuz Savın Çiller? Lond-
ra'da konuşuvorsunuz. işkeneeyi ve İnsan-
lık Dışı Cezaları Önleme Avrupa Komıte-
si'nin uygun görülen ülkelerde araştırma
yapma hakkına sahip olduğunu ve hazırla-
nan dosyalan genelde açıklamadığını söv-
lüyorsunuz. Ama Türkiye hakkındaki ra-
porların açıklandığından vakınıvorsunuz.
TBMM insan Hakiannı İnceleme Komıs-
vonu raporu hakkında ne divorsunuz' Ha-
tırlayın. bu komisyonun kuruluşu ıle ilgili
olan 3686 sayılı kanunun hazırlanma ge-
rekçelennden birisi de aynen şöyleydı:
"IMevcut vasalara rağmen, mevdana ge-
lecek insan haklan ihlallerini: uluslararası
taahhütlere uvgun olarak önlemek.>argısal
konıma vanında yasama organınca da gii-
vence alnna alınmasını temin etmek bakı-
mından olumlu bir adınt olacağına inandı-
ğımı/ böv le bir komisvonun kurulmasının.
ülke dışında Türkive've yöneltilen haksız
eleştirilerin mesnetsiz bırakılmasına ve ge-
reken cevabın verilnıesine de vardımcı ola-
cağ) inancı ile bu kanun feklifi hazırianmış-
tır."
Bövle bir komisvon kurmakla Türki-
ve've karşı vöneltilen haksız eleştiri dedi-
ğiniz şikâvetleri kaldıramazsınız. Komite-
yi vanıltamazsınız. Yasama organmca ın-
san haklan ihlallerini ne önleyebilirsiniz ne
de güv ence altına alabılirsinız... Çünkü böy-
le bir nivet taşımadıgınız sözleriniz ve ey-
lemlennizd«ı bellı. A\rupa"da hakkımız-
daki 'raporlardan' vakınıvorsunuz. ülke-
mizde ise geçmişte kurulan İnsan Hakları
Yüksek Danışma Kurulu'nun dağılma>ın-
dakı sorumluluğunuzu unutuvorsunuz. Dı-
yarbakırCezaevi ile ılgjh raporu kimsegör-
mezden gelemez. Bir de Türkiye'de işken-
cenin yasak olduğundan bahsetmı^sıniz. Bu
konuda Adalet ve İçışlen'ne talımat ver-
mişsiniz. Artık ulusalüstü sözleşmelereda-
valı olarak kurulan komıtelerın raporların-
da >azılı olan 'standaıtlan' da dikktfe ala-
cakmışsınız. Türkiye ile ilgili yeni bir •ra-
por' daha açıklandı... Ne vapacaksınız'.'
Hem de taııı İnsan Hakları Evrensel Bıldi-
risi'nin kabul edıldıği aralık av ında. Sorun-
larıınızın çözüıniine ait 'düşündüklerinizi'
Londra'daaçıklıvorsunuz. Haklısınız. Tür-
kıye'de konuştukça batıyorsunuz. Artık
Türkıve'de politikacılar konuşnıasın. Ko-
nuştukça halkın güvenını vitiriyorlar. Tra-
fik kazaları 'kazalara' vol açıvor
Buna karşılık Av rupa'dan bir komite de-
gıl: TBMM İnsan Haklarını İnceleme Ko-
mısvonu 'Divarbakır Cezaev iGerçeğini' iş-
kence ölüm devletsorumluluguüçgeninde
saptamıştır.
Gerçek budur. Lnutulan ve unutnırulan
ölümüne gerçekler. mılletvekillerinin ov-
bırlığı ıle'rapor'oluvor •İşkence/ölüm/dev-
let sorumluluğu'nu ınkâr edıvor: bu gerçe-
ğe "jalanhaber'dıvorsanızjovbırlığı ıleçı-
kacağı v jzıljn Tapor' gerçektır. Raporyok-
turdersenız. DıvarbakırCezaevı'nde kafa-
sina vediği darbelerden ölen 10 kişıyi me-
zardan çıkarmalısınız. Ölüm ve işkence
üzerine siyaset yapamazsınız. 68 görevli.
derhal yargı önüne çıkarılmalıdır. "Derhal'ı
önleven vasalar varsa; derhal kaldmlmah-
dır. Vazgeçin demokrasiden. vazgeçın hu-
kuk dev letı ılkesınden... Sadece ınsan olma-
nın getırdiği onur adına: 'devletin sorumlu-
luğunda' ıslah için cezaev ıne konulmuş hü-
kümlüleri.'isvanıbastınvonım.vasanınver-
diği görevi yapıvorum' diye öldüren 'anla-
vişı'öldürün. Yargı görev ini yapacaktır. Ya-
sal engelleri kaldırın. Aksi takdirde makul
sürede yargılamayı bitiremezseniz. 'devle-
tin sorumluluğu' adına görev vapanların
kastı aşan fıılien zamanın aşmıına uârava-
bılir.
İşkencenin vasak olduğunu söylemek
vetmıyor. Etkin ve sonuç alıcı önlemlerle iş-
kencenin önlenmesı gerekı\or. 'Kastı aşan
fiü" ıle olüme neden olan kışılerin v argılan-
ması ıçın: adaletın terazisinı kılitleyen ınsan
hak ve özgürlüklen önündeki vasalar tari-
hin çöp tenekesinde yakılarak vok edilme-
lidır. Demokrasiyı gerçekten istiyorsanız.
böyle yapın. Londra'da konuşmak yermi-
yor. Daha dün. Avrupalıların 'işkence' ko-
nusunda rapor hazırlayıp açıklamalarını
•içîşlerimize kanşmak' ve 'haksız eleştiri'
olarak değerlendırıyordunuz. İngıltere'de
'içişlerimizi' konuşup AvTupa Komitesı'nin
'araştırma' yapma vetkısinı ve standartla-
nnı kabul edıyorsunuz. Dünkü yaptıklan-
nızla. bugünkü 'gerçeklerden' acaba hangi-
si yaian haber'.' Veya 'gerçeklerden' hangi-
si yalan'.' Onağınız Refah Partısı'nin ada-
letten sorumlu bakanınm "basın" hakkında-
ki zihnıyetıne göre bu haberleri yazan bası-
nı susrurmak mı gerekır acaba' Devletin si-
yası ıtıban. bu haberlerle sarsılmış sayıla-
bılir mi'.' Komisvon raporu. 'tahrif edilmiş
vesika"mı'.' Burapor'halkıtahrikedermı?"
Ankara Tabıp Odası'nın 88 1-2 sayılı
bültenınde yayımlanan "Tıp Ahlakı ve İş-
kence Karşısında Hekimler' adlı Urugu-
ay 'dadüzenlenmissemınerhaberındeki De-
kan Dr. Pablo Carlevaro'nun sözü. ınsanı
sarsıyor: "Dehşet gerilerde kalmalıdır. ama
mahkûm edilmeli. lanetlenmeli \e asla unu-
tulmamalıdır." Dehşetı unutanlara ve unu-
tacaklara ıthaf olunur.
ANKARA NOTLARI
IVIUSTAFA EKMEKÇİ ı
Niyazi Altunya'nın Mektubu: (2)
İki Ayaklı İnekler!
Eğıtim emekçisı, emekli Öğretmen Dr. Niyazi Altun-
ya, mektubunda şöyle diyor: i
"Sevgili Ekmekçi, !
Barıştan ve demokrasiden yanayım. Ama, hiç kim-\
se geçmişte ve bugün olanlan unuttuğumu sanmasın.i
Kimse melek kesîimesin. Çünkü, spn zamanda de-\
mokratlığa soyunanların bırçoğu, hâlâ eski huyundan
vazgeçmiş değil. Geçmişte dıreksiyonun başında
olanların birçoğu bugün 'Tavşana kaç, tazıya tut' gö-
revi yapmaktadır. Birkaç örnek:
• Çankaya'nın babası Demirel, iktidarda bulundu-
ğu 1966-80 arasında (arada çok az kesıntilerle) tarihi-
mizin en büyük 'öğretmen kıyımını' yapanlardandır}
Son numarası da İLKSAN'la ilgılidır. 1993 bütçesinden\
İLKSAN'a üç yüz mılyarlıra vererek. dostu Kemal llı-t
cak'/ ve onun İLKSANyönetimindekı uzantılannı kur-)
tarmak istemıştir. Üstüne gıdilince de 'Ben verdim,j
verdimse verdim' biçıminde kabadayılık yapmıştır*
Bunları unutmadık. !
• Meslektaş Erbakan'/n en büyük armağanı, dincfl
kadrolaşmayla öğretmenler arasında ve eğitim siste-\
mınde bölücülüktür. Sendika yasasını engelleyenler
arasında partisi de vardır. Okullara ahlâk dersinı koy-.
duran partisi, bugünlerde ahlâksal birsorun olan Yü-\
ce Divan yolunu tıkamakla meşguldür. Benı yakından*
ilgilendiren bir olay, partisinin Ankara Sıncan Beledi-\
ye Başkanı'nın 1994yazında sendika şubemize saldı-".
rısma ve eşyalann talan edılmesıne seyırci kalmasıdır. \
• Bugünlerde mafya tarafından bumu kırılan ve 'geç- j
miş olsun' demekten kendımızi alamadığımız Mesutj
Yılmaz sadistpolislerine 9 Mart 1996günüAnkara'da\
sendikalı arkadaşlanmızın burunlannı kırdırmıştır. Bu\
kadarda değil; şu anda birçoğu meslekten ihraçla yüz\
yüze getirilen sendika yöneticisi öğretmenlerin dosya-»
ları O 'nun genelgesiyle, O 'nun zamanında hazırlanmış-1
tır. Sendikamızı kurduğumuz ıçın, başımıza pışmiş ta- J
vuğun başına gelen/erı getıren de kendi iktidandır. j
Milli Eğitim Bakanı, sendika kurduğumuz için bızn
'ahlâksız' ilan etmiş; Ankara Valisi. sendika başvuru-[
sunu almamış, şımdi kendisinı terkeden Içışleri Baka- •
nı, sendikaları yasaklamaya kalkışmış, Ankara Valisi'
beni açığa almış, Bakan da arkadaşlanmı Ankara dı-',
şına sürmüştür. J
• Yıllarca öğretmenlerin sırtından iktidar olup son*
seçim'.erde onlan kapı dışarı eden CHP'nin (once SHP>
sonra CHP) Çalışma Bakanı yıllarca 'sendika şov'ya-|
pıp sendikaları yasasız bırakmıştır. j
• Kımi sendikamızda muhalefet örgütleyerek bizi*
böimeye kalkışan, kımi dışimizle tırnağımızla donattı-!
ğımız sendika bürolanmızı partilen içın hortumlayan\
minikler de sırtımızdan beleşçilık yapmaktadırlar. <
• Öğretmenler için hiçbir olanak sağlayamadığı gi-1
bı. öğretmenevlennisatılığaçıkaran, öğretmenleridış-',
layıp öğretmen olmayanlan mesleğe atayan, emekli- J
likle öğretmen göçünü seyreden meslektaş Sağlam;
ise, Öğretmenler Günü 'nde, öğretmen ve öğrencile-,
rı, büyüklere hediye vermeye ve el öptürmeye götür-'t
muştür. Partizan yönetıcı tutumlan da ürünlerıni ver- <
meye başlamıştır. S
Sevgılı Ekmekçi, {
Mektupta biraz fazla kara boya kullandığımm farkın- j
dayım. Ama, moralim gayet lyi. Emeklılik yıllarımı bo-;
şa geçirmiyorum. Durmadan okuyup yazıyorum. Ge-
leceğe de umutla bakıyorum. Bızım öğretmeniiğimiz,
sizin kaleminiz var oldukça karamsar olmayız.
Biz, öğretmen ucuzluğundan gelecek yılyararlana-
cağız. Sen bu yıiyararlanmışsm. Bu öğretmenler haf-\
tasında, öğretmen Süheyla Attunya'n/n tedavısı ön-\
celik taşıyofrAntik>hastaneler (senın 'saynevieri'JJbize
eskisi gibi bedava bakmıyorlar. Ne yapalım, öhVe ca-
nımız.
Sevgilerimle..."
• * •
DGM Savcısı Nuh Mete Yüksel'in, Refah Partili ki-J
mi üyelerin çeşttlı yerlerde yaptıkları konuşmaları sap- J
tayarak, Cumhunyet Başsavcıhğfna yaptığı başvuru,}
Refahçılarla, onların destekçilerini haylı öfkelendırmi-ı
şe benziyor. Nuh Mete Yüksel'in yaptığı ise sadece gö-}
revı. O, bu görevi yapmazsa sorumlu olurdu. Siyasal j
Partıler Yasası, siyasal partılerle ilgili yasakları sırala-«
mıştır. Yok efendim, RP çok büyükmüş de; ona dokun- î
maya kimsenin gücü yetmezmiş de; falan filan, fırt zırt, j
ayın oyun, fıstık... ı
Şeriatçı gazetenin yazdıklarına göre, Nuh Mete Yük- {
sel. "Refah Partisi'nin kapatılmasını" ıstıyormuş. Re-j
fah Partisi'nin kapatılmasını -gerekıyorsa- o değil. Yar- j
gıtay Başsavcısı isteyebılir. Elinde yeterli belgeleri var-»
sa... j
DGM savcısının istediği, RP'Iİ Bakan Necati Çelik, j
Milletvekili Hasan Hüseyin Ceylan ile Şevki Yılmaz,»
Adalet Bakanı -eskı gezici vaız- Şevket Kazan. bır de',
RP'Iİ Kayserı Beledıye Başkanı Şükrü Karatepe'nın»
konuşmaları ile ilgili. Bu sözleri, partınin genel başkanı <
148 Erbakan ya da yetkıli kurulu söylemiş olsaydı, o î
zaman Yargıtay Başsavcılığı, partınin kapatılması içın j
Anayasa Mahkemesi'ne dava açardı. Şımdi, pek kor-}
kulacak bir şey yok. Başsavcılık sadece, bu kışilenn ı
partiden uzaklaştırılmasını ister, o denlı basıt (Siyasal J
Partiler Yasası Madde 101). Başsavcı RP'yı uyarır da, J
o da bunlan çıkarmazsa, o zaman külahlar değişir, iş ı
RP'nın kapatılmasına gelebilır. 148 Erbakan, bunlan bil- {
diğı için mi, "şeriat" özlemi kokan sözleri pek kendisi J
söylemiyor da başkalanna söyletiyor? Ne bılelim?.. «
Şevkı Yılmaz, Danımarka'da konuşurken, bir din- î
leyicı sorar: J
- Siz böyle diyorsunuz ama, sizın eski Diyanet Işleh«
Başkanı 'nız başına şapka giyerek Meclis'e gidiyor,«
buna ne dersiniz? Şevki Yılmaz karşılık verır: }
- Bız bununla iki ayaklı ınekleri kandırıyoruz! Siz ona
bakmayın...
Bakalım, iki ayaklı inekler kimlermiş?
B U L M A C A SEDAT YAŞAYA\
SOLDAN SAĞA:
I/Peynırle yapılan
bır tür çorba. 2/
Arısı. hıyan vedı-
keni vardır... Soy,
sülale.3/Vekiller.'..
Fas'ın plaka işare-
tı. 4/ Bir renk...
Kürk hayvanları-
nın göbek kısmın-
dan alınan parça-
larla yapılan kürk.
5/Birsahneninfil-
me alınabılmesı 8
ıçın açık ya da ka- q
palı bır mekânda
hazırlanmış yer... Hüküm-
dar başlığı. 6/ Boğaz. gırt- A
lak... ""Durmadan, süreklı"
anlamında kullanılan argo
sözcük. 7/ Sert bır içki... 3
Dördüncü Zaman 'da kuzey
bölgelerinde yaşamış fosil
fil. 8/ Yumurta ve ırmikle
yapılan bırtürtatlı. 91 Av-
rupa'da bir ülke.
Yl'KARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Bir haberın ağızdan ağ-
zayayılması. 2/Halkdilin-
de soğuk algınlığına verilen ad... Yunanistan'da bıryanma-
da. 3/ Tatlı birçörek... Eğrılmek ıçın temızlenmiş. taranmış
y umak biçıminde y ün. 4/ Düzenlı olarak ekim yapılan ara-
zı... Bır bağlaç. 5/ Letonya'nın para bırimi... ABD'de ya-
y ımlanan dünyanın en ünlü mızah dergılerinden birı. 6/ Av-
rı tutulmuş. ayrıcalık tanınmış... Lzerine çeşıtlı duyuruları
ılıştırmek ıçın hazırlanmış levha. 7/ Rütbesiz asker... Sey-
rek dokunmuş bır tür kumaş. 8/ Optık kaydırma... Kazıl
Hüsnü Dağlarea'nın bır şiır kitabı. 9/ Asya'nın dogusunda
büyük bır yarımada.