29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
1 ARALIK1996PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER 'Kemaiizm silati zoruyla ögretiliyor' • ANKARA (Cumhuriyef B«irosu)- RP tstanbul Milletvekilı Bahri Zengin. " d i n e benzettiği JCemalizmin silah zoruyla öğâretildığını ileri sürdii Zengin. "Türkiye "de gıruplann kendı düşüncelennin öğretildği okullar kurmalanna izın verilsin. görelim kaç tane ICemalistokul açılacak" dedi. RP Ankara II Teşkilatı Hanımlar K.omis\onu'nca dûzenknen Sıvaset Okulu'ndadün gerçekleştirılen "Adil Düzen Nedır?" konulu Semınerde konuşan Zengin. "veryüzündekı nimetlenn varadılış amacına uvgun kullanılmast gerektiğini, tersi durumda toplumsal çatışmalar meydana geleceğini \e "insanlann AJlah'ın gazabına uğravacağını" söyledı. Basına sivil destek • İstanbul Haber Senisi - Bakırköv "de örgütlü bulunan 16 siv ıl toplum kuruluşu, basın özgürlûğü olmadan demokrasinin olmayacağını belirterek hükümeti ve milletvekillerini basın ve düşünce özgürlüğünü arttırıcı yasa teklıfleri hazırlavarak demokrasıye hizmeteçağırdı. Aralannda Atatürkçü Düşünce Derneği Bakırköv Şubesi. ÇYDD. Tru\a Folklor Araştırnıalan Derneği. Zihinsel ve Bedensel Özürlülen Eğitim ve Koruma Derneği. LJakırköv Postası Gazetesı. Türkiye Soroptimist K.ulüpleri Federasyonu. Güçlü L'lke Çağnsi. Çağdaş Eğitim Vakfı Osmanive Kültür Evi, Bakırköylü Sanatçılar Derneği. Türkiye Kaınp ve Karavan Derneği, Ataköy Çevre Dostlan Derneği, Türk Anneler Derneği. Bakırköv Eski Dostlar Vakfı, Mımarlar Odası Bakırköy Temsilciliği, Bakırkey Musiki Derneği ve Ataköv imar %e Kültür Derneği'nce vapılan yazılı açıklamada. hükümetin. anaşasal bir hak olan halkın haber alma özgürlüğunün karşısında olduğu bildirildi. Demirel'e eğitimci raporu • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Eğitim. Bilım ve Kültür Emekçileri Sendikası'nca (Eğitim- Sen) Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'e sunulan raporda. anayasa ve uluslararası sözleşmelerle güvenceye alınan memur sendikalannın önündeki engellerin kaldırılması, grevli ve toplusözleşmeli sendika > asasının bir an önce çıkanlması istenildi. Buğday ithalinde kotaylık • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - ABD'den buğday ıthalatı sırasında sorun olan "çavdar mahmuzu" hastalığı konusunda, Tanm ve Köyişleri Bakanlığı >eni bir düzenleme yaptı. Tanm \e Kövişleri Bakanlığı'nın dünkü fcesmi Gazete'de Jayımlanan tç Karantinaya JabiBitki Hastalık ve Eararlıian Hakkında tebliğ'ine göre. çavdar iıahmuzu bulaşığı Irünlerinin. limanlarda Iekletilmek yerine halatçı tarafından İeğirmen veya fabrikaya etirilerek temizlenmesine lanak sağlandı. iuca'da Ikücülere tepki İZ.MİR (Cumhuriyet ge Bürosu)-Sivasi >artüerin. demokratik kitle ırgütlerinin Buca rgütleri. Dokuz Eylül Jniversitesi'ne bağlı iukuk ve İktisat Fakültesi ığrencilerine yönelik ilkücü baskıları basın çıklamasıvla protesto etti. Buca Şubesi Başkan V'ardımcısı Hakkı Şahin jilkede yaşanan kaosun 6zenni örtmek \e gündemi leğis,tirmek için iğrencilere yönelik aldırılartn arttırıldığını. ı'ÖK'ü \e eğitimin ızelleştırilmesini protesto tmek isteyen gençliğin öç alma" duvgusuyla oplandığına dikkat çekti. Anayasaya uyum yasalannı bile çıkarmayan REFAHYOL hükümeti sansür peşinde Demokratildeşınede takıyyeANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - RE- FAHYOL hükümeti. TBMM'nin geçen yasama döneminde gerçekleştirdiği siya- set yasaklannı kaldıran anayasa değişik- liklerine uyum yasalannı bugüne dek çı- karamazken "demokratikleşme" adımı olarak sunulan yasa tasarıları da "göster- melik" kaldı. Muhalefette verdiği sözleri unutan RP. hükümet ortakhğı döneminde ikinci kez olağanüstü hali (OHAL) uzat- tı. REFAHYOL hükümeti. basına sansür girişimiyle de demokratikleşmeye bakıs, açısı konusunda olumsuz ipuçlan verdı. Koalisyonun küçük ortağı DYP'nin Ge- nel Başkanı. Başbakan Yardımcısı ve Dı- şişleri Bakanı Tansu Çiller"in vaat ettiği demokratikle^me paketleri de sözde kal- dı. Avrupa baskısına endekslendiği gö- rüntüsüverilendemokratikleşmekonusu. değışmez gündem nıaddesı olarak verını korurken. bu vöndekı vaatler ınandırıcı bulunmadı ve yaşama geçirılemedı. RE- FAHYOL iktidarının ilk beş avlık döne- minde. "yazariarın.gazetecilerin mahkûm edildiği. cezae\indeki insanlanıı öldürül- düğü. meydanlarda e\ lemcilerin coplandı- ğı Türki\e" görüntüsünü değiştirecek adımlar atılmadı. TBMM'de geçen dönem gerçekleştin- len ve siyasal katılımı arttırmayı. sivaset yasaklarını kaldırniayı amaçlayan anava- sa değişiklikleri. bugüne dek ilgili vasa- larda değişiklıkler yapılarak gündelik ya- şama yansıtılamadı. TBMM'de uvum yasaları konusunda çalıs.ma yapmak üzere oluşturulan Parti- lerarası Kurul. bugüne dek kamu kurııın- ları ve meslek kuruluslarına ilışkin siva- set vasaklannın kaldırılması için ilgili 12 v asada değişiklik > apılmasını öngören bir çerçeve vasa taslağı hazırladı. Komisyon- da. öğretim üyelerinın sivasi partilerin merkez organlarında görev almalarına olanak tanıvan ve öğrencilere sivasi par- tılere üve olma olanağı getiren düzenleme konusunda daanla^mav a vanldı. CHPbu düzenlemeve "rektör \e dekan gibi yöne- ticilerin de si\ asi partilerin merkez organ- larında göre\ alabilmesinin sağlanması" kavdını kovdu. komisyonun son toplantısında. millet- vekillerinin dokunulmazlıklarının sınır- lanmasına ılişkin öneriler ele alındı. Do- kunulmazlıkların sınırlanmasına soğuk v aklaşan ve bu konuda bir değişiklik öne- risi bulunmayan RP'nin temsilcilerinin gruplarından vetki almadıklarını bildir- Kadrolasma 19 danışman görevden alındı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-RP'nin devlette kadrolasma girişimlerinde yeni adımlar Başbakanlık ile Maliye Bakanlığf nda atıldı. Başbakanlık'ta 19 danışman görevden alındı. Devletin en köklü, gelenekleri en güçlü kurumlanndan olan ve Devlet Bakanı UfukSöylemezin. yasadışı kredi dağıttığı suçlamasıyla yargılanması istemıni içeren raporuyla dikkat çeken Maliye Teftiş Kurulu'nun başkanlığına da RP'ye yakın bir müfettişin atanması yönünde kararname hazırlandı. Osman Şener Akkaynak. Maliye Teftiş Kurulu Başkanlığı görev inden, "yurtdışına atanma \aadiyle" alındı. Akkaynak'ın yerine. Maliye Teftiş Kurulu tstanbul Grubu'ndan. RP'ye yakın olduğu savlanan Muammer Durak'ın atanması ıçın kararname hazırlandığı kaydedildi. ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART Çiller TEDAŞ'tan sonra TOFAŞtan da aklandı meleri üzerine. bu kcmunun görüşülmesi 3 aralık gününe ertelendi. Muhalefet partilerı. "devletin manevi kişiliğine hakaret" gerekçesini de kapsa- yacak şekilde parlamenterlerin ifade öz- gürlüğünü de sınırlamayı hedefleyen DYP'nin değişiklik önerisinin Çiller hak- kındaki savlan dokunulmazlık kapsamın- da bırakacak şekilde kaleme alınmasına dikkat çekti ler. TBMM Başkanvekili HasanKorkmaz- can, üzerinde anlaşılan bazı uyum yasa- larının gelecek hafta içinde TBMM'den geçirilebileceğini söyledi. 9 aralıkta büt- çe görüşmelerine geçileceğinden yeni yı- la dek bu yasaların çıkarılmasının olanak- lı görülmediği vurgulandı. REFAHYOL hükümetinin "demokra- tikleşme adımı" olarak sunduğu. gözaltı sürelerini kısaltan ve suç iş- lemek üzere kurulan çete- leri dev let güv enlik mahke- melerinin (DGM) kapsa- mından çıkaran yasa tasarı- sı da eleştiri konusu oldu. Düşünce suçlannın DGM kapsamında bırakılması. "düşünce mafyadan tehli- keli sayıldı" eleştırilerine neden oldu. DGM kapsamına giren suçlardan mahkûm olanla- rın, OHAL bölgesindeki kamu ihalelerıne gıreme- mesini öngören yasa tasa- rısıdaTBMMPlanveBüt- çe Komisyonu'ndan eeçi- rildi. Hükümet programları- nın deöişmez vaadi olan "OHAL'in kaldırılması" REFAHYOL hükümet programında da ver aldı. Ancak. muhalefet döne- minde sürekli OHAL'i kal- dıracağını vaat eden RP. ik- tidara gelen bütün partiler gibi bu vaadini de hemen unuttu. tkınci kez OHAL'in uzatılması istemini TB- MM've getiren REFAH- YOL hükümeti. önceki gün 29'uncu uzatmava imzası- nı attı. OHAL'in kaldırılmasına dav anak olacağı sav unulan ve 111er İdaresi Yasası'nda değişiklik vapan yasanın çıkanlması da uzatmanın önüne geçemedi. Tüm ille- re "sivil sıkıyönetim" ön- görmekle eleştirilen bu yasa ile güv enlik güçlerine "ateş açma" yetkisi veril- mesi de 80 ile yaygınlaş- tırıldı. Başbakan Yardımcısı Çiller 'Ydmaz, PKK'nin Asala'nın avukatı mı?' • DYP Genel Başkanı Tansu Çiller. kendisi hakkında suçlamalarda buluna Mesut Yılmaz'a "Varsa bir belge çıkar. gereğini yapmayan namerttır" dedi. _J^İIRMIKI AYDIN ENGİN ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-DYP Genel" Başkanı. Dışişjeri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Tansu Çiller. ülkücülerin devlet tarafından vasadışı işlerde kullanıldıgını. "De> let çete kurnıaz, devlet mafy aya, Asala'ya, PKK"ye karşı mücadeîe eder. Şimdi sana sormazlar nıı. sen Asala'nın. PKK'nin avukah mısın diye" sözlenyle kabul ederken ANAPGenel Başkanı Mesut Yılmaz'a u \'arsa bir belge çıkar. Gereğini yapmayan namerttir" "dedi. Çiller. dün DYP Temsilciler Meclisi toplantısında yaptığı konuşmada. ulusal onuru kırmak. halkı birbinne düşürerek ayırmak ve dev letten soğutmak için bir "nefret \e karalama doktrini" bulunduâunu savundu, ANAYOL hükümetinin kurulduğu günlerde. bunun nasıl işlediğınin kişisel düzeyde görüldüğünü söyleven Çiller. "Ancak bu nefret \e karalama doktrini açıkça çöknıeve başlamıştır. Kendilerinin ortaya attığı iddialar, ana muhalefetin kendi o> lanv la soruşturma komisvonlarında. 'Havır burada usulsüzlük. burada suiistimal yoktur' denilmiştir" diye konuştu. Bu konuv u burada bırakmavacaklannı. çamur sivaset ve nefret doktrini sonucu ortaya çıkan iftira dosvalarını bağımsız vargıya taşıvacaklarını kaydeden Çiller. "Bu çamuru atanlar, bunun içinde kalacak \e bu iftira dosyalan bir çıngırak gibi boyunlanna asılacaktır" dedi. İŞÇİLER TANSl ÇİLLER ŞİKESİNE TEPKİ GÖSTERDİ 'RP hırsızla ortak oldu' "RP riyakârllk yapiyor' Siyasetçilerin aklanmasından nıemnun olacaklarını söyleven Hak-lş Genel Başkanı Uslu. "'Aslolan komisyonda değil. kamu vicdanında aklanmak" dedi. KESK Genel Başkanı Erdem. RP'nin iktidarda kalmak için riyakârllk yaptığını ıleri sürdü. BANl SALMAN ANKAR.\ - RP'nin. varan 1 \e\a- ran 2 olarak açıkladığı TEDAŞ ve TOFAŞ soruşturma komisvonlarında. hükümet ortağı DYP'nin Genel Baş- kanı. Başbakan YardımciM ve Dışiş- leri Bakanı Tansu Çiller'i aklavarak >'üce Divan'dan kurtamıaM. sendika- ların da tepkisine neden oldu. Türk- Iş. DİSK. ve KESK genel başkanlan. komis>onlarda hükümetin kuruluş ııedenlerinin gereğinin vapıldığında bırleşırlerken Hak-lş Genel Başkanı Salim Uslu. RP'\i açıkça eleştirmek- ten kaçınarak "Aslolan komisyonda değil, kamu v icdanında aklanmaktır" dedi. TEDAŞ'ta "görevi ihmaP. \asaya karşın kapalı ihale zarfının açıldığı TOFAŞ'ta da "ihalelere fesat karıştı- rarak göre\i kötü>e kullandığı" ge- rekçelen\le Yüce Divan'a gıtmesi is- tenen Başbakan Yardımcısı ve Dışiş- lerı Bakanı Tansu Çıller'i komisvon- larda aklavan RP'ye işçi ve memur sendikaları da tepki gösterdi. Türk-lş Genel Başkanı Ba>ram Meral. koınisvonlarda hükümetin ku- ruluşunun altında v atan unsurlann ge- reğinin yerine getirildiğini söyledi. Türkülü eleştiri RP'vi bir Anadolu türküsünün " Yar ha\ dı ha> dı, söz \erdi ca\ dı" söz- leriy le eleştiren Meral. RP'nin hükü- met olma^ının ardından vaatlerinden vazgeçtiğinı vurgulavarak şunları söyledi: "Kendisine puan ka/andırmıvor. puan kavbcrtirivor. Çalışanlar olarak bu vapılan hareketi hoş karşılamıvo- ruz. İki partiden oluşan hükümet gü- ven sarsıvor. Yalnız bizim değil. bütün halkın güvenini sarsıvorlar. Başkan- lar Kurulu'nda bu konulan da ele ala- cağız." DlSK Genel Başkanı Rıdvan Bu- dak. RP'nin tüm konularda olduğu gi- bi TEDAŞ v e TOFAŞ komisyonlann- da da "takıy>e" yaptığını söylerken bu partinin 4 aylık bir sürede "adil dü/en" sövleminden vazgeçerek dü- zenin ortağı olduğunu gösterdiğini belirtti. RP'nin iktidardaki tav ırdeği- şikliği nedenıyle vakın gelecekte da- ha bü>ük çatlamalara sahne olacağı- nı söyleyen Budak. "RP, Hırsız var vakalavalım' diyor, sonra hırsızla or- tak oluyor" dedi. RP'nin DYP'den başka bir partiy- le iktidar olma şansı olmadığına dik- kati çeken DİSK Genel Başkanı Rıd- van Budak. "İktidarını sürdürmek için de her türlü av ıbın ortağı olma- >a hazır bir RP gürüyoruz. RP. a\ıp- lı partilerin en birincisi olmuştur. RP. topvekün ideolojik olarak takı>"\esi- ni sürdürmektedir" görüşünü dıle getırdi. Hak-İş Genel Başkanı Salim Uslu ise RP'nin tavnnı "\argiya intikalet- miş. bilmediği konularda kanaat be- lirtmekistemediğT gerekçesiv le eleş- tirmekten kaçınırken "Hukuki an- lamda parmak savısına göre komis- yondan aklanmış olabilirsizin, ama as- lolan hukuk ve kamu vicdanı nezdin- de aklanmaktır. Ona gölge düşürme- mektir" dedi. KESK Genel Başkanı Siyami Er- dem de volsuzluk dosyalannın rafa kaldınldığını, milletvekili dokunul- mazlığının düşünce özgürlüğünden çok çıkar aracı olarak kullanıldıgını belirterek "şantaj" üzerine kurulan REFAHYOL hükümetinin "şaibelT olduğunu söyledi. e - mail: engin « planet.com.tr Durmuş Ali'yi çoğunuztanı- mazsınız. Uzun yıllar önce Çumra'da belediye başkanıy- dı. Kaç yıl geçmiş aradan. Çumralılar bile unuttuysa şaş- mamalı. Ama unutmayan da unut- muyor işte. Örneğin kadim dostu, bizim Variık Özmenek eminim hâlâ "Durmuş Ali öy- küleri" anlatıyordur. Orta Ana- dolu bozkınnın biraz uçuk, çokça bilge, alabildiğine na- muslu, dili kemiksiz, sözü esir- gemesiz çocuğu Durmuş Ali'nin öykülerini... Solun parçalanmaya, he- men ardından da paramparça- lanmaya başladığı günlerde, yakınanlara öğüt verdi: Dağılalım düzülelim arka- daşlar Yama tutmaz, tutkal iş- lemez, en iyisi bu, dağılalım düzülelim... Bugün sağ olaydı, devletin tepesinde, devletin erkleri ara- sında, tek tek devlet erkleri içinde süregelen kargaşayı, i- tiş kakışı göreydi, hâlâ yama Kulaklarm Çınlasın Durmuş Ali! peşinde koşan. hâlâ tutkal ara- yanlara bakar. bakar, çelebice gülerdi: - Olmaz efendiler. Bu sizinki beyhude çaba. En iyisi dağılın düzülün siz. Dağılın düzülün... Ülkenin haline bakın. Ana Muhalefet Partisi'nin başkanı konutunun, bürosu- nun ve telefonlarının dinlendi- ğini söylüyor. Dinlemeye yara- yan "böcek" denen aygıtlann çıkanlması yılan hikâyesine dönünce, dinlerlerse dinlesin- ler hesabı. toplantılannı büro- sunda yapıyor ve... Ve "Sizi kim dinliyor" sorusuna çırılçıp- lak bir yanıt veriyor: "Devlet". Bitmedi. Ardından Genelkurmay Baş- kanlığı, komutanlar arasındaki haberleşmenin, dinlenmeyi önlemek üzere bundan böyle kripto denen özel bir kod sis- temiyle yapılmasını kararlaştı- rıyor. Buraya kadarını anlamak mümkün. Ama bundan sonra- sı? Genelkurmay, kodlu ko- nuşmayı sağlayıp dınlenme olasılığını ortadan kaldıracak kriptolann "hiçbirkuruluşa ve- rilmemesi"r\\ de kararlaştırıyoc Genelkurmay. eğer vermesi gerekeydi, haberleşme gizlili- ğini sağlayacak kripto kodlan- nı kime verecekti? Yüzde yüz biliyorum ki bana değil. Yüzde yüz biliyorum ki size de değil. Yüzde yüz biliyo- rum ki -örneğin- Tapu Kadast- ro Genel Müdürlüğü'ne de de- ğil- Peki Başbakanlığa? Milli Sa- vunma Bakanlığfna? Içişlerı Bakanlığı'na, Emniyet Genel Müdürlüğü'ne?... Vay canına!.. Durum dehşet verici galiba... Kimse kımseye güvenmiyor. Birbirine güven- meyenlerse bu ülkenin anaya- sal kuruluşları. örgütleri, ku- rumları. Devlet aygıtının ancak birbırleriyle uyum içinde çalı- şabilirlerse işleyeceği kurum- lar. kuruluşlar... Bitmedi. Özel Tim kadrosunda devlet memurunun görevleri ile özel (kiralık da diyebilirsiniz) katillik arasında fark olmadığına inan- mış üç Özel Tim görevlisi, ku- marcıbaşı bir adamı delik de- şik ettikleri için gözaltına alınıp sorgulanıyorlar. Devlet sırrı(!) olduğu için kamuya bilgi veril- miyor. Ardından bu adamların ifadesı istendiğinde, İstanbul Emniyeti kendilerinde ifade fi- lan bulunmadığını söylüyor. Top Ankara'ya atılıyor. Ankara bana mısın demiyor. Sonuç or- tada. ifadesi ahrtmış üç katil sanığı var ama ifadeleri yok. Haydaaaa... Kümesten iki yumurta tırtıklayan çulsuz hır- sızın bile mahalle karakolunda ifadesi olur. Bunlann yok... Rastgele iki örnek sunduk . Biraz daha yerimiz, sizin de sabrınız olsa daha yüz on iki örneği bir çırpıda sıralayıveri- riz... Bu işin çivisi çıkmış. Yani, bizcileyin aşırı sabıkalı bir basın emekçisine düşmez biliyorum ama. bu iş böyle yü- rümez. Durmuş Ali'nin öğüdü- nü tutmanın tam da sırasıdır: - Dağılın düzülün efendiler... Dağılın, sonra da yeniden düzülün ki biz de karşımızda devlet gibi bir devlet görelim. Eleştireceksek, öyle eleştire- lim. Biz sosyalistlere acıyın. Bili- yoruz, çok şeyı hak ettik ama bu kadarını değil. Şöyle keyifli bir muhalefet yapabileceğimiz adam gibi, futbolu "ayıcılık" yapmadan, oyunu kuralına gö- re oynayacak bir burjuva düze- ni bile yok ortada... Yani bu memlekete adam gibi bir burjuva düzeni gerekiyorsa, onu da mı biz ku- ralım. Insaf yani, insaf!.. POLİTİKA GUNLUGU HİKJV1ET ÇETİNKAYA Kuru Bir Umutsuzluk... Bir annenin çığlığı televizyon ekranından fırlayıp yüreğimizin tam orta yerine bir ok gibi saplanıyor... Cezaevi aracı ağır ağır uzaklaşıyor... Jandarmalar, polisler, anneler, babalar, kardeş- ler... Anne çırpınırken hıçkırıklarını tutamıyor... Diyor ki: "Götürmeyin yavrumu, götürmeyin bir tanemi.. o dahaçocuk..." Saat 23.45'i gösteriyor... Pencerenin perdesi açık... Içeriye ay ışığı sızıyor. Istinye sırtlarında bir ışık yumağı oluşuyor... Bir adam birden yıllar öncesine gidiyor. O sa- bahları sisli. Spil Dağı'nın yamaçlarında geziniyor. Karaköy'den çıkıp belki kız enstitüsünün, öğret- men okulunun önünde bir tur atıyor... Akşam saatlerinde parkta arkadaşlarıyla bulu- şup sohbet ediyor... Karaköy'de iki katlı ev, ilkokul, ortaokul, lise çağ- lan. Yusuf Atılgan'la sabahlara kadar süren tartış- malar... Jean Paul Sartre'den 'Mezarsız Ö/ü/er'in gala ğecesi, Sancaklı Bozköy'de Pirandello'nun 'Ağzı Çiçeklı Adam' oyunu... Kırmızı Değirmen Caz Orkestrası, Manolya Pas- tanesi, yaz akşamları Şen Sinema'da Ulvi Uraz ti- yatrosu... Kızılay Salonu ve bir oyunun sahneye konutuşu. O tutuculuğuyla tanınan Ege kentinde tam 36 yıl önce kurulan Oda Tiyatrosu. şiir günleri, bılgi ya- rışmaları... Bir Ortaköy akşamından sonra odanın içine dü- şen çığlık kendi yaşamından kesitleri anımsatıyor adama... Saat gece yarısını geçiyor... Ay ışığı sessizce ayrılıyor odanın içinden... Adam, annenin çığlığını yüreğinin en derininde hissediyor. Tüm tutuklu annelerini düşünüyor. Bir gece yarısı çalınan kapısını, üç sivilin ellerinde si- lahlarıyla içeriye girişini anımsıyor. Üç çuval dolu- su kitap. dergi, plakla emniyete götürülüşünü bir kez daha yaşıyor. cezaevi günlerini düşünüyor... Diyor ki: "Ben evden çıkarken karşı apartmandaki tüm ışıklar sönmüş, komşulanm perdelerin arkasından korkarak benim götürülüşümü izlemişlerdi..." • • • Üç çocuk cezaevi aracının telli camından bir şey- ler söylüyordu. Kadın ise hıçkırarak aracın peşin- den koşuyordu: "Yavrum benim, canım benim, götürmeyin onu, • götürmeyin çocuğumu..." Adam odanın içinde titremeye başlamıştı. Adam dokunsan ağlayacaktı... Nikaragualı şair Ernesto Cardenal o saatlerde ışıyan bir yıldızla konuşuyor, Claudia'ya, Costa Rica'da kahve hasadı yapan emekçileri anlatıyor- du. Şair, bir Ege kentinin o gerçek öyküsünü, lıse- li çocukların 'örgüt kurmak' suçundan tutuklanışı- nı bilmiyordu... İşte o anda ay ışığını kaybeden adam, Adolfo Baez Bone için bir mezar taşı yazısını okuyordu: "Seni öldürdüler ve bizlere nereye gömdüklerini söylemediler buna karşın bu ulusun ülkesi senin mezarın. ya da daha iyisi: ülkenin her toz zerreciğinde, aynı zamanda olmadığm yerde diriliyorsun." • • • Çocuğunun peşinden koşan anne ve anneler... Çocuklarından korkan, çocuklarını yargısız in- fazlarda kıran, çocuklarını işkenceden geçiren, çocuklarını demir parmakhkların arkasına gönde- ren bir toplum!.. Biz, bizler ölümlere alkış tutuyorduk... Biz, bizler ülkeyi saran 'ölüm çeteleri' karşısın- da "Ne ı/art»L/nda"diyebiliyorduk... Biz ve bizler ülkenin bölünmez bütünlüğünü ağzımızda sakız gibi çiğneyip bir boş vermişlik çiz- gisinde gidip geliyorduk... Adam ay ışığını aradı... Televızyondan taşıp odanın içini kaplayan anne- nin çığlığını yüreğinde hisetti: "Götürmeyin yavrumu, götürmeyin bir tanemi.. o daha çocuk..." Cezaevi aracı ağır ağır uzaklaştı... Jandarmalar, polisler. anneler, babalar ve kar- deşler bir fılm şeridi gibi geçip gitti... Çocukların yaşları 15-18 arasındaydı... Adam televizyonu kapadı, tüm ışıkları söndürdü. Biraz Spil Dağı eteklerinde dolaştı.. biraz da hüzün topladı... Efraim Huerta'nın, alacakaranlığın sessizliğin- den yola çıkıp çamurun, soğuğun tükenen mırıl- tılarını dinledı... Karanlığın sesinde kuru bir umutsuzluk vardı... Internet: http: // www.planet.com.tr/Xn E mail: Hikmet .Cetinkaya (u Planet.com. TR JOB OPPORTLMTY LN Agencj b lookıng to recmıt an ınterpreter t'or ıts otfıce ın Ankam The person musi be able to master the Kurdısh dıalects spoken ın lnıq. 11 Soranı and Bahdınanı. as \\i\\ as Enalısh Fluencş m Enalbh ı> c^cnual V\'e otfcr -GooJ Salar. - Medıcal msurance Scheme - Dependenc> allo« ance - 30 ftorkın» da\s annual !ea\e per annum Qualıfıcatıon> - Pıroed experlence ın thıs fifld - VVıllıng to Hork under prebsure - £\ceiient communıcatıon skılls - Abılıt\ to Ube computer uord processıng progran» - Unı\eMt\ degree ın mterpretatıon translatıon h an a.«e^ Apphcanb are to send theır Resurnss to. PO Bo\ 40 7 .06043 L'lu> ANK.\R.\ En\ elop musi be mariced"\'atanı> Notıce >)fv-7 " Applıcams must be postmarked not laKr than Thursca) Gözaltındayken, polisin size haklarınızı hatırlatmasını isteyiniz. İstanbul Barosu CMUK Uygulama Servisi Tel: 252 95 16- 17 Faks: 252 95 18
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear