Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 16 KASIM 1996 CUMARTESİ
OLAYLAR VE GORUŞLER
İşkpnce ve Hekimlik
Prof. Dr. M. ORHAN OZTURK
A
tııerikan Tıp Birliği Der- içeren
gisi (JAMA) bütün dün-
yada en çok okunan tıp
dergisidir. Bu derginin 7
Ağustos I996 sayısında
(cilt 278, sa\ ı 5) üîkemiz-
le ılgili bır araştırma yazısı vavımlandı.
Yazarlann deâişik açılardan ve kaynak-
lardan geçerli. gü\enilir bilgı toplamaya
çalıştıklan bu araştırma ülkemizde lıe-
kimierın. baskı \ e tehdit altıııda. işkence
yapanlan;ı <uç ortağı durumıına sokula-
bildiklerini açıkça göstermektedir.
Bu konuda ilk kıpırdanışj. 1980'lerin
başında, Türk hekimliğiniıı unutulmaz
örııek insanı İNusret Fişek hocanın baş-
kanlığında Türk Tabiplen Bırlıği \ap-
mıs,tı Bu viizden Türk Tabiplen Birliğı
Merkez Konsevi iheleri. !W0 darbecı-
lerinın sorusturmalanna da uğramışlar-
dı. O dönemden beri Türk Tabiplen Bir-
liği hekimler arasında. hükümetler ka-
tında \e toplum ıçinde bir bilinçliliğin
gelişmesi \ehekimlerm suçakatılmama-
lan içın çalı^mı^sa da ülkemizde hekım-
lenıı bıiv ük çoğunluğu iskence konusıın-
da suskun ve edilgın kalmışlardı Örne-
ğin. Türk Tabipleri Birlıği nin çeşitli gi-
rişimlerine. kimi gazetelerdekı vavınla-
ra. ozellikle psıkıvatri kongrelerinde ış-
kence konusundakı açıkoturumlara kar-
şın. bu susktınluk \e edılginlıkte büvük
bir değişim olmamıştır.
Londra Üniversitesi'nden Dr. Metin
Başoğlu'nun hazırladığı \ e bütün dünv a-
da işkencenın ruhsal etkilerı konusunda
en yeni. en derli toplu bilimsel \enleri
İşkence ve Sonuçları" (Torture
and Ita Consequences) (I) adlı kitap va-
yımlandığından beri ülkemizde çok az
ilgi çekmiştir. Bu konuda suskun kaldık-
ça hepimizin suçlu olduğumuzu \e suç-
lu olarak bilineceğinıızı \urgulamak ıs-
tiyorum.
Acıdır, ama gerçekten tanınmış bir iş-
kence iilkesi olmuş dıırumdav ız. 1980 Tcr-
den beri bütün dünv a gözünde işkence
vapılan ülkeler arasında öıı sirada bir ül-
ke durumuna geçerken ülkemizde gü-
venlık \e yargı göre\ lıleri. politikaeılar
ve yönetıcıler işkencenin önlenebılmesi
için önemli bir adım atmamışlar. hatta
zaman zaman işkence yapanları koru-
dukları izlenimini de bırakmı^lardır. Iş-
kenceve karşı olan kişilerın. sı\ ıl toplum
örgütlerinin ve kimi vavın kuruluşları-
nın uyarılan yargının. gü\enlik güçleri-
nin. hekimliğin \e tüın toplumun sürege-
len işkenceler yüzünden \ara almasını,
lekelenmesini önleyenıemişlerdır.
İ Ikemi/. \alnızca kendilerinin >a da
partilerinin çıkarlannı düşünen jetersi/
\egü\enilnıezpolitikaeılar elinde çö/ünıü
/or, bo> utlan çok bü> ük sorunlar \ unıa-
ğının içine itilmiştir. Bu arada. birçok
alanlarda olduğu gibi hekimlik de çözü-
mü güç sorunlarla ba$ başa bırakılmıştır.
Bunlar arasında. hekımin ııcuz işçi ola-
rak kullanılması. sivasal kaygılarla hazır-
lıksiz tıp fakültelerı açılarak gereğınden
çok fazla hekim yetiştirilmesi. buna bağ-
lı olarak da egitim düzevının düşmesi.
fakültelerden çıkan hekimler arasında
egitim düze>i farkının çok büvük olma-
sı. hekımlikte işMZİıge >ol açılması gıbi
hızla bü>ü\en .sorunlar sa\ılabilir. He-
kimler. kamu kuruluşlarında göre\ aldık-
larında verel >öneticilerin denetiminde
çalişmakta. onlara bir beledive başkanı.
bir sa\cı. bırkav makam. bırpolıs müdü-
rü buyruk verebilmektedir. İşkence gör-
nıüş b'ırtutukluyu muavene ettıklerınde.
çeşitli tehditler altında. hekimlerın ba-
gıniMZca raporyazmaları önlenebilmek-
tedir.
Hekim kimlığinın gerçek iç yapısına
baktığınıızda şu öğeleri görürüz: Onun
' çocukluktan, aile \e toplumundan getir-
diği bir kişisel kimliği vardır. Bu kişisel
kimlığın ıçınde,ciiLsel. t'tıük, UIUM.II. cliıı-
.u7. itleolojik kimlik özellıklerinin vanı
sıra her kişide olduğu gibi insan ohmık-
la ilgili kimlik ıhngusu da bıılunur. Bun-
ların üstüne belli bir eğıtimden geçerek
belgelenen meslek kımliği eklenir. An-
cak. hekımi başka bütün mesleklerden
a\ ıran. ıkı bın beş \ üz yıl öncesinden be-
ri hekim kımliginin ayrılmaz bir parçasi
olan kimlik öğesi onun e\rensel - hüma-
nist kimlıgıdir.
HckıiTf aııdının ıçınde en önemli olan
.sözler i^te bu evrensel - hümanist kim-
liklc ilgili olanlardır: Hekim her koşul-
da. bır sa\aşsırasında bile hastasını ulus.
ırk. inanç- ideolojı. cinsiyet a>rımları
vapmadandeğerlendırmek ve vardımet-
mek zorundadır. Diplomasını alırken her
hekim bu e\rensel - hûmanist kiınliğın
gereklerıne uyma\a nanuıs sözü \erir.
Bu söze uymavan hekim. hekim sayıla-
maz.
Örneğın. dinsel ınançları \e saplantı-
ları ıle karşı cın.slen olanı muavene etme-
yen. ulusal kımliğıne. ideolojisıne uy ma-
>an ınsanlara işkence vapıîmasina göz
yuman. raporlan ile işkenceve siıç orta-
üı olan bir hekim. hekim sa\ ılanıaz.
Kulaklar tıkanmış!
l'lkede ağır bir siv asal, ekonomik, kül-
türel bunalım \e ahlak yozlaşması >aşan-
maktadır. Devlet _\ünetimine\e\önetici-
lere güven ileri derecede sursılnıışlır. Ül-
kenin ıçinden \e dişindan gelen bütün
eleştirılere kulaklarını tıkamış bir ıktıdaı
\e onu destekle>en politıkjcılar insan
hakları, işkence, düşünce ö/gürlüğü gibi
sorunlar karşisinda du>arsız görünmek-
tedırler O\sa ki. Türkı\e C'unılıuriveti
uygardün\anın ınsan hakları \e işkence
konusundaki bütün uluslararası sözleş-
ınelerinı imzalamış bır de\ lettir. Bu ko-
nularda belırgin du\gu küntlüğü göster-
miş olan hükümetlenmızi birçok kez
uyaran Uluslararası Af örgütü ( Amnesty
International) şu siralarda. hükümetlerı
\e toplumu etkilevebılmek. bır baskı \a-
ratabılmek amacı ile Türkive'dekı insan
hakları \e işkence sorunlarını bütün dün-
va\adıı\urmak içinçalı^malannı lıızlan-
dırmiş bulunınaktadır
Bu da ülkemize. toplumıımuza karşı
zateıı yüzlerce \ ıldır \ ar olan ön_\ argıla-
n.olumsuzdu\gu\etutumlanarttırmak-
tadır. Yabancılara kızarak. "Bizenekarı-
şıyorlar" dedığimizde. de\ekıişu örnegi
ilkel \adsima(inkâr)türü bıraldatma sa-
\unmasindan başka bir şe\ vapmadığı-
mızı bilsek i\ i olur. Bu ülkeııın bır hekı-
mi. bir \atandaşı olarak bu tür uluslara-
ra>ı gönüllü toplum örgiitlennın tepkıle-
nnı anlanıak. bunlar üzerinde düşünmek.
araştırma yapmak.çareler bulmayaçalış-
makla vükümlüyüz.
Bu koşullar altında. valnız hekimi suç-
lamakla sorunun çözüleme>ecegını bil-
memiz gerekir. Görev )i adlı tıp ya da sağ-
lık ocagı hekimını zorla mua\ene\e gö-
türiip çeşitli tehditler altında, gerçek dı-
şı rapordüzenleme\e zorlayan bir saveı.
bir enınıyet müdürü. bır kaymakam kar-
şisında hekimin içine düştüğü çaresizlı-
ği gıdermenın vollarını aramak ve bul-
nıak zorundavız.
Sonuç
Ülkemizde hekimlerin \e genel olarak
toplumun suskunluğu.edilginliği sürdük-
çe. işkence vapanları koruyan vöneticile-
re > e işkenceye karşı toplu olarak kesin bir
futııııı alamadıkça. güçlii. etkili ses çıka-
ranıadıkça. valnızca işkenceyi \apanla-
nn. yaptıranlann, yanlış rapor \erme\e
zorlanan hekimlerin değil, bütiin > öneti-
cilerin. hekimlerin, bütün toplumun suç
ortağı durumuna düşeceğini görmemiz
gerekir. Geç de kalmiş olsak, bu konuda
bilınçlenerek etkin ve etkili bırsavaşımı
başlatabılmek için bir yandan Türk Ta-
biplen Bırliği'nı \e benzeri kuruluşları.
gönüllü toplum örgütlerini güçlendir-
mek. sürekli uvarmak. bir yandan da bi-
reylervadabüyük küçük kümelerlgrup-
lar) düzev ınde girişimler yapmak, çaba-
lar göstermek zorundayız.
(l) Bcifoglıı, Metin (eJitör) Tortııre
tiınl Its Conseqııences. Current Treal-
nu'iıı Approachi's. Canıbridçe L'nirer-
urvPıv.ss, 1991
PENCERE
ARADA BIR
BÜLENT KIRMACI
Mafyayı Tiireten...
Demokratık bir sistem ıçerısinde mafya ile etkili
savaşımın tek yolu, halktan gayrı kımseye diyet
borcu olmayan bır ıktidarın. örgütlü toplumun des-
teğiyle, bu konudaki kararlılığmı sergileyebilmesı-
dir. Yok değilse, rejimin vesistemın gerçek demok-
rasi ile ilişkisı kurulamıyorsa. o zaman. devletin biz-
zat mafyalaştığına tanık olunur.
ASALA terörörgütünün üzerinedevletten lisans-
lı faşist katilleri salan 12 Eylül ıle 'yolsuzlukların ör-
tüldüğü' Refah- Doğru Yol koalısyonuna giden iz-
leğin sürecinde de olan budur.
Yaşamın gerçeklerinden kopuk ve kendisi bile
güvencede olmayan yasal çerçevenin, korkunç bir
rant paylaşımının ve vurgun batağının tükettiği top-
lumsal yapıdan. mafyadan başka birşey üretmesi
beklenemez.
Gerçekte, kökteki sorun. Türkiye'nın insan hak-
ları ve özgürlükleri ile kayıtdışı ekonomi sorunsal-
ları bağlamında. uluslararası arenada 'fişlenmiş'
olmasından da kapsayıcı ve derinliklıdir.
Anadolu'nun fetret (iki olay arası süre) dönemin-
de 'inanç' öğesinin adeta bır çevık kuvvet, Abdül-
hamit döneminde Hamidiye Alaylan'nın bir çekiç
güç gibi kullanıldığı, Yeniçeri Ocağı'nın tarihin üni-
formalı ilk tefeci ve faizci örgütü haline getirildiği bir
kültürden...
Güneydoğu'daki uyuşturucu-silah alışverişi ya
da batıdakı kent yağması için resmi ortakçılar dev-
şirmek hiç de zor değddir.
Öte yandan biraz otantik bir çözümlemeyle: "öz-
gecilikle birleşmiş bireycilık değil, bencillikle örtü-
şük ortaklaşmacılığın " sosyal bilincimizi dokudu-
ğu söylenebilır.
Böyle bir yapı, din ile siyasetin bir başkasına alet
edilmesine açık olduğu gibi erki özgürlüğünden
gelen bireylerin yetiştirilmesi idealinin kundaklan-
masını da anlık tepkiler dışında karşılayamaz.
Sonuçta. Marksist (!) PKK en büyük toprak ağa-
sı. devlet bursuyla okuyup cumhurbaşkanı olan en
ateşli özelleştirmeci, emeği ile geçınen sermayeci
partinin en sadık seçmeni olur çıkar.
Bu arada sosyal vicdanı ansızın uyanan anamal-
cı kent ve kır soylular ise egemenliği halktan kad-
rolar yitirirken seçtikleri yandaşlarının, örneğin
gümrük birliğı gibi konularda kendı çıkarlarına do-
kundurduklarında. halkoyunun özgürlüğünü savu-
nur hale gelmeleri, sahnesi değişmış perdede he-
defi tekil repliklerle oynamalarıdır.
"Aydınlann kovalandığı-eşkıyaların efsaneleşti-
r/7d/ğ/"toplumumuzun, soğuk yüzlü karikatürü ve
sıcak yüzlü fotoğrafı. şimdilık budur.
Sorun, kültürün ve egemenliğin. siyasal kuram ve
pratikleri ile ilgilıdir.
GAY RIMENKL LUM AÇIK ARTTIRMA
İLAM SAMSL > 3. İCRA DAİRESİ JNDEN
Dos\a \ o İ444 34STal
Saulmasinj karar \ erılen ga\ rııııenkulün cıriM. kıymetı. ade-
dı. c\vat'ı SaıriMin Atakuın Mah ada: 35. parscl. 3'te kayıtlı.
mıktarı 336 ni2. bağımsız böliim 4. arsa pa\ı I 6 olan kat. ko-
nut alanında 3 oda. 1 mutfak. 1 salon. antre. banvo \e tusalet-
ten ıbarettır. Elektrık \e suyu \ardir. bkân edılmekledır 2. sı-
nıf >apı tarzında a>unsör \c kalorıtcrı yoktıır Kıuııeti
450 (»flO.OOO (dört \ üz ellı mılyon TL.sıdır. Satıj şanları.'l - Sa-
tı,s.2() 12 l'Nfıgün-.aat I I 00:
den 1 1 3D'a kadar Samsun 3. İc-
ra Müdürlüğifnde açık arttırma sııretnle >apılacaktır. Bu art-
tırmada tahnıın edilen kı>metin >üzde 75'inı \e rüçhanlı ala-
caklılar \arsa alacaklan mecmıııınu \e satı^ nıasratlannı geç-
mek ı>art] ıle ihalc olunur Bo> le bır bcdelle alıcı çıkmazsa. en
çok urtıırjnm taahhüdu bakı kalmak ı>artıyla 3<) 12 1946 gunü
saat 11.00- 11.30 ara>ı ıkıııcı arttınna> J çıkarılacaktır Bu art-
tırmada da bumıktarelde edılemenıı^se gavrmıcnkul en çok art-
tıranın taahhüdü saklı kalmak uzere arttımıa ılanında aösterı-
len nıüddet sonunda en çok arttırana ıhale edılecektır Şu kadar
kı arttımıa bedelının malın tahnıın edilen kı>metının vüzde
40'ını bulnıaM \e batij ıstevenın alacağının toplamı ruçhanı
olan alacakların toplaınından fazla olması v e bundan ba^ka pa-
ra\a çevımıe \e pa> laütırnid masratlarır.ı geçme!.i lazınıdır.
Bö\ le fazla bedelle alıcı çıkmazsa satı^ talcbı düsecektir 2- Art-
tırma> a ijtırak edeceklenn. tahnıın edilen kı\metin yüzde 20'si
nispetınde pe> akçevi \e\a bu mıktar kadar mıllı bır bankanın
temınat mektubunu \ ernıeleı i lazımdır Satı>. pe^ın para ıledır.
alıcı ısledığıııde 20 günu geçmemek üzere mehıl verilebıhr.
Tellaliye resmı. ihale pulu. tapıı lıarç \e masrafları alıcıya ait-
tır. Bırıkmıs vergıler salı^ bedeluıden ödenır 3- tpotek sahibı
alacaklılarladığet ılgılılerın(*)bugayrımenkul üzenndekı hak-
larını. hıiMi>ı>lc faız \<e masrafa daır olan ıddialarmı daşanağı
belgelen ıle on beş gun ıçınde daıremıze bıldımıelen lazımdır.
AkM nıkdirde hakları upu >,icılı ıle >abıt olmadıkça paylasma-
dan harıç bırakılacaklardır 4- fhaleve katılıp daha >onra ıhale
bede^ni yatırmamak •iiıretıvle ihalenın feshine vebep olan tüm
-aTıcrlar \ e kefillerı. teklıt'ettıklen bedel ıle son ıhale bedeli ara-
sıııdakı farktan \e dığer zararlardan \e avrıca tcıncrrüt faızın-
deiı mutejeİMİcn mcMil olacaklardır. Ihale tarkı \e tenıerriıt f"a-
'fzı h>rıca nükıne hacetkalnıaksızındaıremızce tahsıl olunacak.
•bu fark. varsa oncelıkle temınat bedelınden alınacaktır 5- Şart-
nanıe. ılan tarıhinden ıtıbaren herkesin gorebılmesi ıçın daıre-
dc açık olup masrafı verıldığı takdırde ısteven alıcıya bıröme-
fiı göndenlebılır b- Satı^a ıştırak edenlerın şartnamev i görmiiı>
\enıündcrecjtını kabul etmı^ savılacaklaıı. bajkaeabılgıalmak
ısteşenlerın ! 4^4 34S T vı\ ılı dos>a nunıaraMy la müdürlüğü-
muze başMiııııaljn ılan oluııuı " II l
1
*
1
^
1
( "I flyılıler tabırıne
inıfak hakkı vahıplen de dahıldır Basın 11702V
Elbirliğiyle...
NISRET KE>L4L OTYAJV1
B
elli bır kesmı \e ba^ı çevreler Re-
t'ah Partısrnın sonunda laık. de-
mokrat. dev riınci Türkı\e Cumhu-
riveti'nin iktıdanolabılmesınepek
şaşırmış görüııdüler: bu konuda
medva değı^ık tartışmaları günde-
me getırdı. bugüıı bile tartişmaların sonugelme-
di. Hele adı geçen partinin 5. Olagan Genel Ku-
rulu da vapılıııca...
Ancak bır noktay 11\ i irdelemek gerekir. Refah
Partisi. ııe gökteıı ınıp ıktidar olmuştur ne de ik-
tidarı bır "ayakoyunu" sonucudur. Aldığı yüzde
21 oya karşin öylesine elverişlı bir ortamla kar-
şılaşmiştır ki. vanıııa kattığı sözde başka ıdeolo-
jiden (') paniy le hükümetı güzel güzel elıne ge-
çirmiştır.
Her seçımde belli biroy oranını aşamayan bu
dincı. şerıat sloganlanna dayalı. Islamcı I!) >ıya-
sal partı nasil olmuşturda en çok oy kazanmiş bir
parti olarak iktidann önemli seçenegi durmuna
gelmiştir? Bu sorunun yanıtı. son ellı yıllık çok
partili siyasal vaşamımızın serüvenınde vardır.
Cumhuriyetimizin ktıruculan egitim yoksulu
halkçoğunluğımun kutsal duvgularını sönıiiren-
lere karşı büyük nıücadele verdiler. Halkımızın
\e yetişnıekte olan kuşaklann bilinçlennıesini
demokrasinin önkoşulu savdılar. kitle eğıtımini
esas aldılar. Halk okıılları. dershaneleri. giderek
Kö\ Enstıtülen bu ıııaııcın olumlu göstergeleri-
dir. Ne var kı halkın hızla bılınçlenmesi egemen
çevreleri korkutuyor. kaygılandırıyordu. Nıtekim
12 Mart döneminde bir sıkıvönetim ıjeneralinin
"Bu uyanış, ekonomik kalkınmanın önüne gei,*-
miştir" sözü boşuna değildir. bır kaygının dışa-
vurumudur. Gerçekte. Köv Eıistıtüİerı'nın vok
edilmesi gelecektekı nice kötülüklerin. halk düş-
manlığının önemli işaretidır.
Şeriat ilkelenne dayalı. İslamcı bır devlet >a-
pısının kurulmasını açık açık sav unan Ret'ah Par-
tisi'nın özellikle son otuz yılda önplana geçıne-
si için ideolojısinin iyi saptanıpduvurulması. ta-
banının hazırlanması gerekırdi. Bilindıgı gıbı bu
konuda fazla sikıntı çektıklerı söyleneıııez. Ku-
ran kurslan. imam-hatip okıılları. kanıplar. tarı-
kat ilişkileri. ticaretteki kadrolaşma \e iş daya-
nışması bu tabanın hazırlanması. güçlenmesi için
yetti. Üstyönetim isehergün biryenisinı gördü-
gümüz saptırmaca ve yutturmacılığın inanılmaz
örneklerini \eregelmektedir. Adına "takıyye"de-
dikleri bu siv a.sal cambazlığın gerçek inançlı. dü-
rüst. bilinçli vatandaşlanmızca kabulüdoğal ola-
rak olanaksız. Ne v ar ki kuşkulu olanaklarla sağ-
ladıklan gazeteler. dergiler. telev izyon kanallarıy -
la bildikleri yolda yürünıekten »eri kalmıyorlar.
Öylekibırakın 1950-1960 yıllarını. 1965-1995
yıllarının takıyyecileri bunların yanında "ma-
sum" sayılabılir. Her ne kadar kinıisı 'baba' söz-
cüğününşirinliğinesığındı.kimisi 'ana-bacı'söz-
cüğünün sarmalında türlii gösterilerle ipligini pa-
zara sergilemekten çekinmedi. kimısı "Atatürk*
anlayışının hbşlugunu unutulur sanıp numarala-
rını ortaya koymaktan geri kalmadıysa da enın-
de sonunda hepsi İslamcı partinin işine yaradı.
Kuşkusuz birönceki koalisyon partilerinin ıçe-
rıksız. kişisel çekişmelerinin. a> nı ideolojiy i pay -
laşıııalannın bile etkisiz kaldığı talihsız süre on-
larınyolunu ıviceaçıverdi. Birdegörüldü kı.ön-
ce yerel seçimlerde beklemediklen başan. arka-
sıııdan birinci parti durumuna gelişleri Türki-
yenıngörünümünübiledeğıştirdiıortalıgısakal-
lılar. karacüppeliler. karaçarşaflılardolduruver-
di. Ne giysi y asalanııı dinleyen \ ar artık ne de egı-
tım yasalannı. Eline şenat simgesi yeşıi bavrağı
kapan açık açık bağınyor. slogan atıyor. kanıuv u
etkilemeye çalışıyor. Ne yazık ki bu duruma el
atacak cumhurivet sa\ cısı da ortalarda görünmü-
yor. şimdilık...
En yaşlısını bile ele aldığınızda göreceksiniz
kı. tüm siyasal kadroların bireyleri artık Cunıhıı-
riyetdöneminininsanlarıdırlar. Ne varkıcumhu-
rivetin temel ilkeleri. çagdaş bilinç açısından ıv ı
sınav verememekte adeta direniyorlar. Kutsal
inançlaçağdaşlık konulannda hertürlüdemago-
jı lıalkımıza gerçekmiş gibi anlatılıyor. Türba-
ıııyla üııi\ersiteyi bitirip vargıç olmakta, hekim-
lik yapmakta. ögretmenlik görev lerinde çabala-
yanlann beyinsel sağlığını iyice ele alıp düşün-
mekteyararvar. \üzünün birbölümünden fışkır-
mış gibi duran gözlüğü ile yürüyen çarşatlı 15-
2()yaşlarındaki genç kızlarımıza. tekbirdiyeba-
ğınp gösteri yapan sakallı gençlerinıize acıma-
mak elde^ değil.
Her gün v aşadığımız olav lara. manzaralara ba-
kıp üniversiteyi. Avrupa yada ABD'deki egitim-
lerini cumhuriyetin nimetleriyle yapan günümü-
zün yöneticı kadrolanna "Zamanımızda bu ko-
şullarolsaydı.şiındinerelerdeolurdunuz'*dıyeso-
rası »elivor ınsanın.
CUMHURİYET VAKFI
DANIŞMA KURULU ÜYELERİNE
DUYURU
CumhuriyetVakfı Danışma Kurulu, 1996 yı-
lı toplantısını, bugün saat 14.00'te, Armada
Oteli toplantı salonunda Danışma Kurulu
Başkanı Prof. Dr. Aydın Aybay'ın başkanlığın-
da yapacaktır.
Cumhuriyet Vakfı Resmi Senedi'nin
14. maddesi uyarınca Danışma Kurulu
üyelerinin bilgisine sunulur.
GÜNDEM:
1) Açılış,
Vakıf Başkanı Berin Nadi'nin konuşması.
2) Vakıf çalışmalarına ilişkin bilgilendirme,
Vakıf Başkan Vekili Osman Nuri Torun'un
konuşması.
3) Cumhuriyet Gazetesi'ne ilişkin bilgilendirme,
Yayın Kurulu Başkanı İlhan Selçuk'un
konuşması.
4) Değerlendirme ve öneriler.
Viyanalı bir yönetmenin İstanbul projesi için
profesyonel veya amatör
dansçı ve tiyatrocular
aranıyor.
Tel: 0532 312 69 70
KARADENİZ EREĞLİ KADASTRO HÂKİMLİĞİ'NDEN
Evis\o: 1W5 54 Karar No: 1995 l'O
Da\acı orıııan ıdaresı ve T.T.K. tarafından davalı Asım Amman aleyhıne açılan Gök-
çeler kö\ü Sl no'Iu parselin kadastro tespıtine itiraz davasının yapılan açık yaraılaması
sonunda:
Davacı orman ıdaresının davasının kabulüne karar verılmiş. Gökçeler kövü Sl ııo'lu
parselin orıııan nıtelıûi ile Hazine adına tescılıne karar verılmı^ olup, ılgılı mahkenıe ıla-
ını davalı Asinı Aınman"ın vupılan tüm araıııalara rağmen adıesi tespıt edilemedığınden.
ılaılı karar teblıö edılmenıiî olup karar teblıüı verıne kaım olmak üzere ılan olunur.
Basın: nilS03
BOBOS'cımı
Meğerse,
bu kez yanılmış
Nâzım Baba!
En güzel
günlerimiz
birlikte
yaşadıklanmızmış.
Birsen, Doğaıı.
Volkaıı, Derya,
Müjde
ÖZSÖKMEN
ANMA
Canımız evladımız
CEIMİL BARAVın babası
ALİ HAYDAR
ÖZTEMİR
Vefatının getirdiği çaresizliğin elemlerinde,
Mcvsimlerin beni sana getireceğini
dü.şlüyorum.
E\ renin yüceliğinin sonsuzluklannda,
Bunca ölümlerden öğüt çıkarılmasını dileyerek
Tanrı'nın rahmetlcriyle teselli buluyorum.
Doğıımıı: 25 Şııhııt 195'
U'fiırı: 16 Kusım 1986
OSMAIV SU1NTSİ ÖZTEMİR
Bahan
Oztenıir .\ilesi Adına
Ulkemizin En Büyük Problemi Sigarayla
Savaşmak İçin Bize Destek Olun
SİGARA SAĞLIK ULUSAL KOMİTESİ
Tel: 0212 275 55 52
Heykel ve Pabuç
Hikmet Çetinkaya 12 Kasım 1996 günü köşe-
sindeki yazısında Sultanbeyli'yi şöyle tanıttı:
"Sultanbeylı, İstanbul'un bir ilçesi. Bir başka
deyişle şerıatçıların kurtanlmış bölgesi... Sultan-
beyli'de bir ilkokul. 9 ilköğretim okulu, bir imam-
hatip lisesi, birnormallise. bir kız meslek lisesi bu-
lunuyor. Öğrenci sayısı MEB verilerine göre 22
bin 382, öğretmen 444... Sultanbeylı'de 14 oku-
la karşı kaç cami var dersiniz? 109 cami inşa ha-
linde ve 13camideibadeteaçık... Sultanbeyli'nin
nüfusu 82 bin 289 görülüyor, ama yoğun göç ne-
deniyle bu sayının 100 binin üzerinde olduğu bi-
lıniyor.
Okuldan çok cami ve cami yaptırma derneğinin
bulunduğu Sultanbeyli'de bugüne dek Atatürk
anıtı yoktu. Ama bugün var. Maltepe 2. Zırhlı 7u-
gay Komutanı Tuğgeneral Doğu Silahçıoğlu'nun
girişimiyle Sultanbeylı'ye görkemli bir Atatürk anı-
tı dikildi."
Sultanbeyli'yi biraz daha tanımak için, Oktay
Ekinci'nin aynı gün yayımlanan yazısından biralın-
tıyı da okuyalım:
"istanbul1
da Refah Partisi'nin hem oy hem de
'rant deposu' olan Sultanbeylı 'ye Atatürk anıtı di-
kildi. Gazetelerde bu haberi okurken aynı Sultan-
beyli'nin 1980'li yıllardan bu yana süregelen 'Ata-
türk karşıtı gelişmesi ve bu gelışmeye verilen dev-
let desteğf de gözümün önüne geldi. (...) Atatürk
döneminde başlayan çağdaş kent duyarlığının is-
tanbul için son büyük belgesı olan 1980 onaylı
'Nâzım Plan'da su havzasında kaldığı için 'koru-
ma kuşağı'na alınan Sultanbeyli, 1985lerden son-
ra acaba nasıl da hızla kentleşti veyasadışı olarak
gelişti?
Çünkü 12 Eylül'le birlikte askıya alınan cumhu-
riyet ilkeleri arasında 'planlı kentleşme' de vardı ve
dönemın sözde Atatürkçü (...) hükümetlerı de tüm
binaları ve tüm imar uygulamaları kaçak, plansız
ve yasadışı gerçekleşen Sultanbeyli'yi hem ilçe
hem de belediye yaptılar."
•
işte bu Sultanbeyli'nin Belediye Başkanı Sayın
Ali Nabi Koçak, makam odasına ayakkabıyla gi-
rilmesini yasaklam/ş; yurttaş ılle de kapıda kundu-
ralarını çıkaracak...
Olur mu?..
Belediye. Koçak'ın babasının malı mı, özel taşın-
mazı mı, evi mi?.. Yoksa belediye cami mi ki, yurt-
taş ayakkabısını çıkarıp çorapla içeri girsin?..
Başkan Koçak demokrat degil!..
Her neyse, bu yıl 10 Kasım günü gelmeden ön-
ce Maltepe 2'ncı Zırhlı Tugay Komutanı Tuğgene-
ral Doğu Silahçıoğlu. Başkan Ali Nabi Koçak'a bir
öneri sunmuş:
- Sayın Başkan!.. Sultanbeyli'de Atatürk anıtt
yok, yer gösterirsen biz bu eksikliğı gideririz... •
Başkan yer göstermış..
Heykel dikilmiş.. '
Medyadakimileri. -çoğunlukladinciköşeyazar-
ları- bu olayı ele alarak diyorlar ki:
- Askerin birılçeye zorla Atatürk heykeli dikme-
sı, demokrasiye aykırıdır!.. Kendıni demokrat sa-
yan herkesın buna karşı çıkması gerekiyor.
•k !
Ancak bu işin püf noktası var: Sultanbeyli Bele-î
diye Başkanı -eğer istemiyorsa- Atatürk heykeli-?
ne neden karşı çıkmadı da komutana yer göster-J
di?.. Ali Nakji Kpçak, Atatürk'ü sevmiyorsa. açılef
ça diyebilirdi kı: :
- Komutan, sen kendi işine bak!.. Ben Sultan-
beyli'de Atatürk'ü görmek istemiyorum...
Yoksa Komutan Başkan'a sılah mı çekmiş?..
Eğer iş böyleyse, ortada suç var demektir. Yok
tehdit veya baskı söz konusu değilse ne yapma-
lı?.. Başkan Koçak heykelin dikilmesıne karşı çık-
madıktan sonra, ben ne diye Sultanbeyli'de Ata-
türk anıtının yükselmesine karşı çıkayım?. Makam
odasına ayakkabıyla girilmesinı yurttaşa yasakla-
yan Başkan Koçak, Komutan'ın önerisine pabuç
bırakmayacak kadar "medenı cesaret sahibi" de-
ğilse. ben ne yapayım?..
Ama, herkes de şunu bilsin ki: Atatürkçülük, sav-
cıyla. heykelle, kanun zoruyla yürümez!.. Sultan-
beyli'nin toplumsal ve ekonomik yapılanması mey-
danda değil mi!.. Ve bize hiçbir şey öğretmiyor
mu?..
MUSTAFA ASEVI
HAYRULLAHOĞLU
Nicedir koparılıp kopanlıp alınıyorsa
Gözünün önünde evlatlann bir bir
\e ölüm arkasında acılar bırakarak
Geliyorardı arkası kesilmeden.
Eşi: AYNUR HAYRILL4HOĞLI
ve AİLESİ
Nüftıs eüzdanınıı kavbettim. Hükümsüzdür.
DL)GL KAYA
ANMA
TKP MERKEZ KOMİTESİ ÜYESİ
MUSTAFA
HAYRULLAHOĞLU
(DENİZ YOLDAŞ)'ı
Î%ÇÎ SIMFI MÜCADELESİ
UGRUNA KATLEDİLİŞNİN
14. YILDÖNÜMÜNDE:
Kasımpaşa Kimsesizler Mezarlığı"ndaki mezan
başında 16 Kasım Cumartesi (bugün)
saat: 10'da anıvoruz.
Anısı mücadelemize tutu\or.
ÜRÜN Dergisi Girişimcileri