Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 7 EKJM 1996 PAZARTE
HABERLERIN DEVAMI
Istanou I Y 20
Edirne B 21
Çanakkale B 20
Kocaeli Y 20
Izmir B 24
Manısa B 26
Aydın B 28
Dendi B 27
Zonguldak Y" 18 Antalya
Sınop
Samsun
Trabzon
Giresun
Ankara
Konya
Eskışehır
Sıvas
Y
B
B
B
B
B
B
B
19
20
22
21
22
24
21
24
B 29 Kars
Adana
Mersın
Diyarbakır
Şanlıurfa
Mardin
Siırt
Hakkân
Van
B
B
A
A
A
A
B
B
31
28
28
29
27
27
20
19
B 18
rCr~
\r ^««.x / £
^f\ /"^^V^-^ «Ankara
- ^
.Adanay
__y Emjrum
' Ş Urfa O
\HakKar l
v^rdjn kuze> ve baîı ke-
sımlerı parçalıyer yer çok
Duluîlu. Marmara'nın do-
ğusu ;ie Baü Karadenız
bolgesı sağanak yağışiı,
dığer yerler az bulutiu ve
açık geçecek.. Hava sı-
caklıgı batı bolgelenmız-
de btraz azalırken, Doğu
bolgelenmızde bıraz arta-
cak Rüzgâr yordun ku-
zevbatı kesımiennde ku-
zey ve batı. dıger yerierde
r-.uzey ve doğu yonlerden
hafif ara sıra orta kuvvet-
te esecek
Londra
Parıs
Roma
Berlin
Amsterdam
Madrıd
Sofya
Brüksel
H
B
Y
B
B
Y
Y
B
10
18
20
14
15
20
11
16
Budapeşte B 17 Münih
Atina
Milano
Oslo
He/sinki
Stockholm
Belgrad
Viyana
Bonn
Y
Y
Y
Y
B
B
B
B
2b
20
13
15
15
16
16
16
B 16
Moskova
Aşkabat
Almatı
Taşkent
Bakü
Bişkek
Tiflis
Kahire
B
B
B
Y
B
Y
B
B
1
2
2
2
1,
2
1!
2i
Şam B 2C
0AÇK Parçafı bdutfu i Sısh «C23B0UU ^ Çok bulutiu • Yağmurlu
G U 1 V C E L CÜNEYTARCAYİREK
• Baştarafı 1. Sayfada
"darbe " ile sılinecek!
Bu iki senaryo üzerinde köktenci basınla onlara
yakın durmaya özen gösteren yayın organlarında
yayımlanan yorumlar, neredeyse kalın bir cilt oluş-
turacak kadar çok.
Orta sağ ise bu iki senaryoyu özenle irdeliyor. An-
cak bu kesimde bir "üçüncü yol "un hesapları ya-
pılıyor.
Bu yol, Necmi Hoca'mn "hükümetten uzaklaş-
tınlacağını varsayarak geleceğe dönük hazırlıkları-
nı kısa iktidannda tezgâha koyduğu, meyvelerini
seçimde alacağı yüzde 30'iara varan oyla toplaya-
cağı" biçiminde özetleniyor. Bu nedenlerle Necmi
Hoca'mn parlamentoda düşürülmeye "heraçıdan
hazır" olduğu öne sürülüyor.
Necmi Hoca'mn zarzoryakaladığı iktidardan par-
lamenîoda uzaklaştınlmayı ya da istifayı kabul et-
mesi?.. B u savı içeren senaryo, bellekleri hareke-
te geçiriyor ve anılar ta 31 Aralık 1977 gününe uza-
nıyor:
O gün ikinci MC hükümeti, güvenoyuyla karşı
karşıya. Oylama sürüyor. Oylamayı izleyen ve so-
nucu gören eski Başbakan Demirel. iktidar ortağı
yardımcısı Necmi Hoca'ya "Düşüyoruz" diyor.
Hoca sakin "Hayır" diyor, bana söz verenler
var". Hükümetin düşmeyeceğinden kuşku duymu-
yor. Yerinden kıpırdamıyor.
Bir süre geçiyor. Demirel: "Hoca, sana söz veren-
ler de ret verdi, düşüyoruz."
Hoca: (Hâlâ) "Gitmeyiz, düşmeyiz!"
Sonuç a/ınıyor. Hükümet düşüyor. Hoca hâlâ
Meclis'teki Bakanlar Kurulu sıralarında, kalkmıyor.
Demirel, "Kalk Hoca, kalk. Düştük!" diyor.
Bu anı, orta sağdaki son senaryonun ne kadar
anlamsız. hele Necmi Hoca akla gelince ne denli
geçersiz olduğunu kanıtlıyor.
Hoca, bir kez iktidarı yakalamış. Ne olursa olsun,
skandal, hakaret, içte dışta yörünge sapmaları...
Hiçbiri nzasıyla istifa kurumunu anımsayarak kol-
tuktan uzaklaşmasmı sağlamaz, sağlamıyor.
Ya Hoca basını
Ne var ki, köktenci basında biryandan Hoca'mn
parlamenter oyunlarla "iktidardan uzak!aştırılması",
beri yandan da örneğin laiklik bahane edilerek
"RP'nin darbeyle sılinmek istenildiği" durmadan iş-
leniyor.
Bakınız üç beş gün öncesinden taze örneklerden
birine: (Başlık) "Demokrasi tatile mi çıkıyor?
Uzun bir siyasal kaos döneminin ardından kuru-
lan REFAHYOL hükümetine karşı, daha çok siya-
set dışı aktörlerin öncülüğünde yeni bir kuşatma
harekâtı başlatılıyor. Kuşatmanın birinci ayağını,
askeri ve sivil bürokrası ile patronlar ve Amerikan
eksenindeki dış aktörler oluşturuyor. 'Gizli iktidar.'
İkinci ayağını ise sivil inisiyatifi tümüyle dışarıda
bırakan yeni 'ara rejim' arayışları oluşturuyor."
Bir başkası: "Şimdi 'ordu - medya - bürokrasi'
üçgeni olarak tezahür ettiği ileri sürülen sulta, iş-
tahı kabarmış şekilde ülkemizin ufuklannı karart-
makla meşgul."
Son örneklerden: "Şu sıralar Türkiye 'de halkı kır-
baçlama modası egemen. Halka 'laiklik terbiyesi'
vermek isteyenler kırbaçlarını vınlatıp duruyorlar:
'Döverim ha!'"
Orta sayfalardan: "Bugün siyasetdışı merkezler-
de yazılan senaryo, hiç de masum bir siyasal mü-
cadeleyi içermiyor. Öncelikle temel hedef Refah
Partisi'ni iktidardan uzaklaştırmak. Esasamaç, ön-
ce Refah'ı indirmek."
Bir başyazıdan: "Ana amaç Refahlı hükümeti çö-
kertmektir. Laiklik bunun maskesidir. Asker, gerili-
mi tırmandırmak için kullanılmak istenen malze-
medir."
"Hükümeti Devirme Teknikleri" başlıklı yazıdan:
"Acaba askerler, gerçekten laiklik ve Atatürkçülük
tehlikede olduğu için mi seslerini yükseltiyorlar?
Yoksa 'hükümet devirme' operasyonunun planlan-
masında bir biçimde ilgileri var da onun için mi?"
Orta sağın biraz daha sağındaki gazeteden: "Or-
tada folyok yumurta yokken, henüzüçaylık bir hü-
kümetin icraatını beğenmeyip de darbe hazırlığı-
na girişenlerolabileceğinıinsanın aklı kabul etmek
istemiyor."
RP organı Milli Gazete, son günlerdeki söylem-
lerin gerçek "mucidini" çok veciz biçimde şöyle
özetliyor:
"Medya darbe ç/ğırtkanı."
Ya asıl çığırtkanlar?
Milli'ye göre, sütten çıkmış kaşık!
Silahlı Kuvveder
Kariı
• Baştarafı 1. Sayfada
almıştır. Tiirk Silahlı Kuv-
vetleri. bugüne kadar iç po-
litikanın dışında kalmaya
özen göstermiş olup bundan
sonra da iç politikanın dışın-
da kalmava devam edecektir.
Tiirk Silahlı Kuvvetleri'ni iç
politikanın içine çekmeye
mattıf bu gibi haber ve yo-
rumlar, maksatlı ve hayal
üriinüdür. Kamuoyuna say-
gıyla duyuraJur."
Haftaİık Aydınlık dergisi-
nin dünkü sayısmda yeralan
bir haber-vorumda. Genel-
kurmay Başkanlığı'nın.
Cumhurbaşkanı Demirel 'e.
"muhtıra" düzeyine \aran
birmektupla rejim uyansın-
da bulundueu iddia edildi.
Haberde. 25E\lü\ 1996 ta-
rihinde Cumhurbaşkanı De-
mirel"e sunulduğu ileri sü-
rülen mektupta. RP-DYP or-
taklığı sürecinin ele alındığı.
RP yöneticilerinin çıkışla-
nndan duyulan ka\gı dile
getirildikten sonra. parla-
mento ve hükümete u
tarihi
sorumluluk" düştüğü belir-
tildi.
K.4DIKÖV 3. ASLlYE HLKLK HÂKİMLİĞİ'.NDEN
Sa\ı: 1996 330
Feriha Emel Uyguray tarafından. Maçka Me> danı No:
30 Beşiktaş fstanbul adresmde mukim Duygu Uyguray
(Sürakar) ale\hine açılan \asiyetnamenın tenfizi davası
sonunda:
Davalının adresi tahkikata rağmen bulunamadığından
ılanen tebiigat yıpılmış olup.
9.9.1996 tarihli oturumda; Kadıköy Noterliğfnce tan-
zim oiunan4.2.1983 tanh \e9042 yevmiyenumaralı mu-
ris Ali Cabir Uyguray'ın el yazısı ile tanzim e> ledigi va-
si\etnamesınin aynen tenfızıne. 396.100 Iira ileharcı ile
4.000.000 Iira ücret-ı vekâletin davalıdan alınarak dava-
eıya verilmesine. karar verilmiştir.
llan tarıhinden ıtibaren kanuni süre içinde temyiz edil-
medığı takdirde hükmün kesınleşeceği tebliğ yerine kaım
olmak üzere ılan olunur. 1.10.1996
Basın: 110042
Kaddafî ıleıı saygısızbk
• Baştarafı 1. Sayfada
Tek tesellilerinin, RP"nin ıktida-
ra gelmesi olduğunu kaydeden Lib-
ya lıderi, bu partinin Araplar ile
Türkler arasındaki tarihe sahip çık-
tığını söyledi. İslam dinini Avru-
pa'ya Türklerin yaydığını hatırlatan
Kaddafi. Türkiye"nin İslam dinini
götürdüğü ülkelere karşı tarihi bir
sorumluluğu bulunduğunu sa\ unur-
ken bu ülkeleri Bosna-Hersek. Ko-
sova. Arnavutluk ve Bulgaristan
olarak sıraladı. Bu tanhe yalnızca
RP"nin sadık kaldı^ını iddia aden
Kaddafi, "Türkiye islam olmasa>dı
tarihteki yeri ne olurdu? İslam tari-
hini alırsak bir tarihi kalmıyor" di-
ye konuştu.
Türkiye Cumhuriyeti'nin, "Sel-
çuklular'ı. Selinı'leri Falih'i inkâr
ettiğjni" öne süren Kaddafi, "Yal-
nızca RP etmemiştir. RP, Tiirki-
>e'nin geçmişiyle bugününii bağla-
mak tsteyen bir partidir. Ben. biitün
Tiirk vatandaşlannı RP've katılma-
lan için teşvik ediyorum" dedi.
Türkiye'nin geleceginin "NATO
ü\esi olmakta. Kürtlere eziyet çek-
tirmekte değil. asaletinde ve geçmt-
şinde bulunduğunu" belırten Kad-
dafi. "TürkJerin gerçek müftefikle-
ri Araplardır" diye konuştu. Lib>a
pazarlarını Türkiye'ye açtıklarını
belirten Kaddafi. "lOÖşirket 14mil-
yar dolariık işyapmış. ABD'ye mey-
dan okuyorum, Tiirk halkı bu ra-
kamlara rvi bakmalı. MenfaatArap-
larla mı, fsraille mi?" diye konuştu.
Libva lideri Muammer Kadda-
fi "den sonra Başbakan Erbakan
açıklamalarda bulundu. Libya ile
Türkiye'nin iki kardeş ülke olduğu-
nu belirterek sözlerine başla>an
Başbakan Erbakan. halklararasında
inanç birliği olduğunu söyledi. Lib-
ya"da Kaddafi ile başlayan kalkınma
hamlesinde Türk müteahhitlerinin
çok büyük katkılan olduğunu anla-
tan Erbakan, "Müteahhitlerimi/.
ikinci vatanlan telakki cderek Lib-
ya'nın imarı için canla başla çalış-
mışJardır" diye konuştu.
Türkiye'nin Libya'ya konan
"haksızambargo"nun kaikması için
canla başla çalıştığını belirten Er-
bakan, "Çiinkü iki ülke kardeştir.
Birbirlerinin en yakın dostudur" de-
di. Libya Başbakanı'nın kendisiyle
görüşmesinde hertürlü terörün kar-
şısında olduklannı belirten Erba-
kan. "Terör, insanhk suçudur. Terö-
ristler bilhassa Kürt kardeşlerimizi
katlediyor. Bunlann temel zihniyeti,
ateist ve komünist zihnjvettir. Kök-
leri dış kaynakJıdır" dedi. Türki-
yede bir Kürt meselesi bulunmadı-
ğını vurgulayan Erbakan. "Sadece
terör meselesi vardır. Bu hareket kı-
sa zamanda son bulacaktır" diye ko-
nuştu.
Erbakan. açıklamaları sırasında
Batılılann Türkiye">'i bölmek iste-
diğini belirtti.
Başbakan Erbakan. Iran ve Mısır
ziyaretleri sırasında bu ülkelerin te-
röre karşı birlikte çalışma sözü ver-
diklerini de hatırlattı. Batılılann
Libya'yı terörist ülke olarak adlan-
dırdıklannı anlatan Erbakan. "Bu
bir propagandadır. Biz biliyoruz ki,
Libva terörist faaliyetlerin karşısın-
dadır. Terörden en büyük acıyı çe-
ken Libya'dır" dedi.
Erbakan \e Kaddafi, basın top-
lantısından sonra yeniden birarava
gelerek 2.5 saat süren bir görüşme
vaptılar. Başbakan Erbakan ve be-
raberindekiler. görüşmeden sonra
TSİ 04.30"da Sirt'ten Trablus'a dön-
düler.
Bu arada Dev let Bakanı Abdullah
Gül. gazetecilerin, Kaddafi'nin
"Ortadoğu'da bir Kürt devletinin"
kurulmasına ilışkin sözlerini hatır-
latmalan üzerine. "Gelirken Kad-
dafi'nin böyle bir şey söyleyebilece-
ğini düşünemezdik. Bunlar deli saç-
masıdır" dedi. Gül. birgazetecinin
Başbakan Erbakan'ın konu^masın-
dakı jTimuşak üsluba dikkat çekme-
si üzerine de. "Terbiyesizliğe terbi-
vesizlikle mi cevap vermek lazım?"
diye konuştu.
Görüşmelere ara \erildi
Bu arada Başbakan Erbakan baş-
kanlığındaki Türk heyetiyle. Libya
Başbakanı Abdülmecid El-Gaud
başkanlığındaki Libya heyeti ara-
sında yapılan resmi görüşmeler. or-
tak bildirideanlaşma sağlanamama-
sı üzerine bir süre kesildi.
Heyette >er alan RP milletvekili
Hasan Hüseyin Cevlan. Başbakan
Erbakan"ın. Libya lıderinın önceki
günkü konuşmasından sonra
"PKK, terör örgütüdür ve bu örgü-
tün her tiirlü terörünü reddediyo-
ruz, takbih edivoruz" ibaresınin ya-
yımlanacak ortak bildiride yer al-
masını istediğıni bildirdi. Ceylan.
bu ifade ortak bildiride geçmezse
Erbakan'ın diğeranlaşmalan imza-
lamayacağını kaydetti.
Bu ta\ır üzerine Libva tarafının
"muhalefetinden geri dönmeve"'
başladığını anlatan Ceylan. Başba-
kan Erbakan'ın nıetne konulması
teklif edilen "Türkiye'nin komşu-
larıyla birlikte PKK teröriine karşı
vermiş olduğu mücadeleyi savgnla
kabul eder" ıfadesıni de hafif bul-
duğunu söyledi.
Ceylan, ortak bildiriye söz konu-
su ifadenin konulmasına Libya tara-
fının karşı çıkması üzerine Başba-
kan Erbakan'ın "BunJarbizimdeğiL
sizinmeseleniz**dediğinideaktardı.
Hasan Hüseyin Ceylan. Başbakan
Erbakan'ın Libya Başbakanı ve he-
yetteki diğer bakanJan sert bir dille
kınadığını da kaydetti. Daha sonra
Başbakan Erbakan"ın, Libya tarafı-
na kısa bir süre daha mühlet vererek
görüşmelerden çekildiğini anlatan
Ceylan, Başbakan'ın. Türkiye'nin
istediği ifadelerin metinde yer alıp
imzalandıktan sonra kendisinegeti-
rilmesini istediğini, aksi takdirde
valizlerinin hazırlanması talimatı
verdiğini bildirdi. Yaklaşık 12 saat
süren bildiri krizi Libya'nm "terö-
rün her türlüsiinü kuııyoruz" ifade-
sıni ortak bildiriye koymasıyla aşıl-
dı. Görüşmelerde Libya'nın Türk
müteahhitlerine borçlu olduğu 160
milyon dolar konusu da çözüme
bağlandı. Buna göre Libya borcu-
nun 40 milyon dolarını peşin olarak
ödeyecek. Gelişmeler üzerine dün
Nijerya'ya geçmesi gereken Erba-
kan. ziyaretini bugüne erteledi.
Öteyandan Erbakan'ın Libyage-
zisine katılan BBP Genel Başkan
Yardımcısı RecepKınş, Libya Dev-
let Başkanı Muammer Kaddafi'ye
iletilmek üzere bir mektup yazdı.
Kınş. Kaddafi'nin Başbakan Nec-
mettin Erbakan'la görüşmesinden
sonra yaptığı açıklamalan eleştire-
rek bu sözlerin Türk mılletini kırdı-
Sını ve üzdüeünü ifade etti.
6
Erbakan hemen istifa etsin'ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- Libya Dev let Başkanı Muammer
Kaddafi'nin Başbakan IN'ecmettin
Erbakan'ın ülkesini ziyareti sıra-
sında Türk dış politikasını eleştir-
mesi ve "Ortadoğu'dakigüneşinal-
tında Kürt milleti de yer almalıdır"
ifadesini kullanmasına tepki yağdı.
Başbakan Vekili Tansu Çiller. Kad-
dafi 'yi "Herkes ayağını denk alsın.
dostlardostluğunu bilsin" diye uv ar-
dı. Çiller. "Türkiye'nin tek bayrağı,
tek milleti vardır. Can veririz, çakıl-
taşı vermeyiz; gerisi vız gelirvız" de-
di. Kaddafi'nin sözlerini. hangi ko-
şullarda, ne amaçla söylendiğini
araştırdıklannı belirten Çiller. "Kim
ne derse desin, biz yolumuzda düm-
düz gideriz" görüşünü dile getirdi.
"Tükürdüğünü yalamalı'
Mesut Yümaz ise "O adanı. o la-
fını yalayıncaya, geri aJıncava kadar,
tükürdüğünü yalayıncaya kadar
Türkiye'nin hiçbir başbakanının
oraya gitmemesi lazım. O adanı. o-
nun avağuıa gitri. buna müstahak"
değerİendirmesini yaptı. CHP Ge-
nel Sekreteri Adnan Keskin de Er-
bakan "ın gezisini yanda keserek ül-
keye dönmesi \e istifa etmesini is-
tedi.
Çiller. Cumhurbaşkanı Süleyman
Demirel'le yaptığı haftalık olağan
görüşmeden çıkarken gazetecilerin
Kaddafi'nin sözlerine ilişkin soru-
lannı yanıtladı. Çiller. "Biz hiçbir
yerde Kürt yoktur demiyoruz. Tür-
kive'de, Irak'ta Kürtler vardu*. Ama
iki şeyi sövlüyoruz: Türkive, herke-
sin hakiarına saygüıdır" dedi.
Çiller, "Böyle bir dönemde Baş-
bakan'm Libva'va giderek Kaddafî
üe görüşmesi dış politikada zaafîvet
varatmı_vormu''şeklindeki birsoru-
>a ise "Türkiye'nin bu konuda na-
sıl cevap verdiği, nasıl etkUendiği
önemli"karşılığını verdi.
Dış politika konusunun iç polıti-
ka malzemesi yapılmamasını iste-
yen Çiller. "Bu konuda gerekli ce-
vaplar verilir ve ben şu anda bu ce-
vabı veriyorum" dedi. Türkiye'nin
geleneksel. bilinen dış politikasın-
dan taviz vermeyeceğıni ve bunun
kararlılıkla uygulandığını kaydeden
Çiller, Libya'ya daha önce kendisi-
nin de gittiğine dikkat çekti. Erba-
kan'ın Libya gezisine ABD ve bazı
ülkelerin tepki gösterdiği yönünde-
ki bir soruyasinirlenen Çiller. "Tür-
kiye bagunsız bir ülkedir. Türk dış
politikası kimsenin ipoteği altında
değildir. Türk Başbakanı, istediği
her yere gider. Daha önce Libya'ya
ben de gittim, doğru yaptım. Cum-
hurbaşkanı İran'a gitmiştir, doğru
yapmıştir. Türkiye bu konuda kim-
seye hesap vermek zorunda değil-
dir" görüşünü sav undu.
Çiller, Ekonomik Kurul toplantı-
sı sonrasında birgazetecinin "Kad-
dafi'nin sözieri MehmetAğar'ı hak-
lı çıkarıyor mu" biçimindeki soru-
suna. "Dışişleri konusunda Dışişleri
Bakanlığı gerekeni >apmıştır. Oraya
bazı meselelerin halli için gittik. O
haklıysa bu h«ksızdneme\iz" > anı-
tını verdi.
'Mesul değiliz'
RP'nin büyük kongresi için radi-
kal tslamcı örgütlenn temsilcileri-
nin çağrılması konusundaki bir so-
ruya ise Çiller. "Hükümetortağı bir
partinin vaptıklarından, diğer parti
mesul değildir. Bizim daha önceki
hükümet ortakianmızın da kongre-
leri oldu. bu bizim dışımızdadır. Biz
hükümetin icraatlarından sorumlu-
vu?" karşılığını verdi.
Mesut Yılmaz ise "teröristdikta-
tör*' diye nitelendirdiği Kaddafi'nin
Türkiye'ye akıl vermeye kalkması-
nın tek nedeninin Erbakan'ın gafle-
ti olduğunu söyledi. Yılmaz. şunla-
n söyledi:
-Kaddafi. Türkive'de Kürtdev le-
ti kurulması gerektiğini soylemiş.
Bunu, yanında Türkive'nin başba-
kanı varken söv lüyor. Ama o buna
müstahak. Çünkü adanı bize haka-
ret etti, küfür etti."
CHP Genel Sekreteri Adnan Kes-
kin de Mısır ve Libya gezisi ile Tür-
kiye'nin onurunun zedelenmesine
neden olduğu için Erbakan'ı istifa-
ya çağırdı. Keskin. "Saym Erbakan,
kendi kişisel onurunun çiğnenmesi-
ne göz yunıma hakkına sahip olabi-
lir, ama Türkiye Cumhuriyeti'nin
havsiyeti veonuru Erbakan tarafın-
dan paspas gibi başka devletlerin >ö-
neticilerinin ayağının aJtına atıbı-
maz"dedi. .. «„ ~
Erbakan'ın gezisini yarıda"kesîp
istifa etmesini isteyen Keskin. Çil-
ler'in de gaflara. yanlışlıklara maze-
ret üretme görevjnden vazgeçmesi
gerektiğini söyledi.
ANAP Genel Sekreteri Yaşar
Okuyan. düzenlediği basın toplan-
tısında Erbakan'ın bütün uyanlara
karşın Libya gezisine çıktığını belir-
terek. "Kaddafi, Erbakan'ın gözle-
rinin içine baka baka Türk milleti-
ne ve tarihine hakaret etmiştir. Şün-
di kendisüıe teklifimiz Türkive'ye
dönmesin Afganistan'a gitsin" de-
di.
ANAP Manisa Milletvekili Tev-
fikDikerde Erbakan'ın yurtdışı ge-
zilerinde Türkiye ve Türk bayrağı-
na yönelik saldınlara göz yumduğu
için ülkeye dönüşünde yapılacak
karşılama törenine, yurttaşların ve
resmi kişilerin katılmamalan çağn-
sında bulundu.
DYP Genel Başkan Yardımcısı
Mehmet Gölhan da "Kaddafî ne
derse desin Türkiye bu yapısıvla yo-
luna devam edecektir. Türkiye'nin
verilecek bir tek çakıltaşı yoktur"
açıklamasında bulundu.
Taksim'de arbede: 100 gözaltı
• Baştaraft 1. Sayfada
Oncü Yurtsever Gençlik. Azadiya
VV'elat v e Alternatif Toplum dergile-
ri tarafından Taksim Meydanı'nda
saat 14.00'te düzenlenecek kitlesel
basın açıklaması için Çevik Kuvvet
ve Terörle Mücadele Şubesi ekiple-
ri geniş güvenlik önlemleri aldı.
Taksim Atatürk Anıtı'nın önünde
oruran 5 kadar tufuklu annesinin po-
lis tarafından uzaklaştınlmasından
sonra Sıraselviler. Tarlabaşı. Harbi-
>e ve Beşiktaş istikametinden yüz-
lerce kişi bir araya gelmeye çalıştı.
Hazırlıksız vakalananpolis. Istik-
lal Caddesi'ni vayalara kapatırken,
gözaltılar için otobüs ve takviye
kuvvet istedi. Polis. Sıraselviler
Caddesi 'nden gelen gruba müdaha-
le edince grup ara sokaklara kaça-
rak dağıldı. ancak bir süre sonra tek-
rar birleşerekTaksim'e doğru yürü-
yüşe geçti. Taksim Meydanı'nda bir
araya gelen bin kişilik grup. "Sus-
ma.. sustukça sıra sana geleeek".
"Diyarbakır şehitleri öJümsüzdür"
yazılı pankart ve dövizleri açtıktan
sonra "Devrimci tutsakJara özgiir-
lük", "Cezaevlerindeki devlet terö-
riine son" sloganları atarak basın
açıklaması yapmaya çalıştı.
Takviye alan polis. göstericilere
coplarla müdahale etti. Ortalık bir
anda savaş alanına dönerken oturma
eylemi yapan kadınlarda coplardan
nasibini aldı. O sırada kaçmakta
olan bir grup. The Marmara Ote-
li'nin giriş kapısına ve yazar Onat
Kutlar \ e arkeolog Yasemin Cebe-
novan'ın bombalı saldında öldüğü
Opera Pastanesi 'ne molotof koktey-
li ve taşlı saldında bulundu. İçerde-
ki turisrler. büyük bir faciayı kıl pa-
yı atlatırken yaşadıklan şoku uzun
süre üzerlerinden atamadılar.
Polisin olay yerine panzerleri sür-
mesi üzerine grup. içi tamamen do-
lu belediye otobüsüne molotof kok-
teyli attı.
Molotofkokteylleri otobüse isa-
bet etmezken içındeki yolcularkor-
kuya kapılarak kaçtı. Molotof kok-
teyllerinden biri Mehmet Elbecer
adlı bir yurttaşın üzerine geldi. Bir
anda tutuşan Elbecer, ceketini çı-
kararak kendisini kurtarmaya çalış-
tı. Eli. yüzü ve saçları >anarak ya-
ralanan Nfehmet Elbecer. gazetecı-
ler tarafından hastaneye kaldınldı.
Ara sokaklara kaçan gruplarla
polisin kovalamacası sonucunda.
bazı dükkân ve bankalann camlan
kınldı. çiçekçilerin tezgâhlan dagıl-
dı.
Polis. mevdanda kalan küçük
gruplan dağıtmaya çalışırken fotoğ-
raf çeken gazeteciler de cop. tekme
ve yumrukla uzaklaştınlmaya çalı-
şıldı. Müdürlerinden "Hiçbir gaze-
teciji burada istemiyomm. Gazete-
cileri meydana sokma>ın" emrini
alan polis memurları, gazetecileri
döverek bazılannın gözlüklerini kır-
dı. makinelerineel koymaya çalıştı.
Göstericileri dağıtan polis, aralann-
da HADEP yöneticilerinin de bu-
lunduğu yaklaşık 100 kişiyi gözal-
tınaaldı.
Nevşehir E Tipi Cezaevi'nde te-
rör suçundan kalan 100 PKK'li tu-
tuklu ve hükümlünün dönüşümlü ve
süresiz olarak başlattıklan açlık gre-
vi 4. gününe girdi. Nevşehir E Tipi
Cezaevi'nde kalan 93 PKK. Dev-
Sol ve TlKKO davasından hüküm-
(Fotoğraf: ALPER TLfRGUT)
lü ve tutuklunun Dıvarbakır Ceza-
evi'nde 11 kişınınölümü ilesonuç-
lanan olayı protesto etme ve Adalet
Bakanlığı tarafından son yayımla-
nan genelgenin iptali için perşembe
günü başlattıklan açlık grevi eyle-
mi sürüyor.
Nev şehir Cumhuriyet Başsavcısı
Metin Yücel. 93 tutuklu ve hüküm-
lünün bugün sona ermesi beklenen
açlık grev inin yanı sıra PKK da-
vasından tutuklu ve hükümlü 7 ki-
şinin başlattığı süresiz açlık grevi-
nin devam ettiğini söyledi. Tutuklu
ve hükümlülere su ve İimonlu su v e-
rildiğini belirten Metin Yücel, ey-
lemcileri bu erevden döndürmek
ıçın her turlu ınsanı gırışimin yapı-
lacağını bildirdi.
Diyarbakır Cezaev i "nde ölümler-
le sonuçlanan olaylar, TBMM İn-
san HakJan Komisyonu"nun bugün
yapılacak toplantısında ele alınacak.
Komisyonda Diyarbakır Ceza-
ev i'ndeki olayların yanı sıra Çanak-
kale ve Erzurum cezaevlerindeki
açlık grevleri de ele alınacak. Herüç
cezaevi vle ilgili bir inceleme heyeti
oluşturulması tartışılacak.
HADEP Istanbul î_l Başkanlığı. o-
laylar sırasında Ümranive ilçe
örgütü üyesi Şahin Yüdırun'ın po-
lis kurşunuyla yaralandığını açık-
Iadı.
Sulu kar luruftul
G U N D E M ML-STAFA BALBA1
B Baştarafı 1. Sayfada
su'nun Emery Lumumba'sıyla devam edebiliriz...
Bu karşılaştırma 20. yüzyılın ikinci yarısına ait. ilk
yarısıyla ilgili olarak da şunu söyleyebiliriz:
Yüzyılın başında Afrika ülkelerinin pek çoğu ba-
ğımsızlık savaşı vermeyi denediler. Ancak başara-
madılar. Anadolu ise girişti ve başardı.
Afrika halklarımn çoğu 1950'lerden sonra devlet
kurdu. Ama devlet kurmakla ulus olmak aynı şey
değildi.
Afrika'dan "sorun ekerek" ayrılan emperyalist ül-
. keler, yeni kurulan devletler kendi içlerinde anlaşa-
mayıp yardım isteyince, kısmen de olsa geri geldi-
ler...
Peki Türkiye'nin yaptığı çok mu önemli? Devleti
1920'lerde kuracağına 1950'lerde kurardı...
Çok önemli...
Konunun bu yanım sonraki günlere bırakıp, bu-
günle devam edelim...
Afrika'nın gündemdeki yönü Erbakan'ın gezisi.
Apar topar, seyahat acentesine son dakika rezer-
vasyonu yaptınr gibi sefere çıkıfıyor. Hangi ülkeler
olursa. Denk gelmeyen dışarıda kalsın, uygun ola-
nı koy sepete... Gezi için zar zor randevu alınan Mı-
sır, resmi karşılama ve uğurlamada Türk bayrağını
göndere çekmemiş, üzülme! Kaddafi, Türk heye-
tinin yanında Türkiye'ye hakaret etmiş, dert etme!
Güney Afrika Cumhuriyeti'nin başkenti Preto-
ria'da, bölgenin havasını koklayınca anlaşılıyor ki,
Türkiye bugüne dek, hatları net bir Afrika politika-
sı izlememiş. Durum böyle olunca, iş son dakika
gezisi kadar ayağa düşüyor.
Yazının başında vurguladığımız, yüzyılın başına
ilişkin benzerlik, "ortak birpayda" olabHirdi.
Cezayir örneğinden başlamak üzere, Türkiye, Af-
rika'daki ulusal bağımsızlık hareketlerine "ABD
dürbününü" ters çevirip bakmak yerine. kendi ta-
rihinin gözlüğüyle bakabilseydi, durum bugün çok
daha başka olabilirdi...
Afrika'daki ulusal bağımsızlık hareketlerine ilgi-
sizliğimizin sonuçlanndan biri, Mandela'nın Ata-
türk ödülünü reddetmesi...
Kaderin cilvesine bakın ki, ulusal bağımsızlık mü-
cadelesi veren bir kişi. bunu 73 yıl önce başaran
kişinin adını taşıyan ödülü reddediyor.
Neden?
Türkiye, Mandela ile her şey bittikten sonra ta-
nıştığı için...
Burada, Güney Afrika Cumhuriyeti'nde tanıştı-
ğım bir meslektaş, anlamlı bir gülümseme ile şunu
sordu:
- Bu ödülü daha önce kimlere vermiştiniz?
Avrupa ülkelerinin çoğu. yıllar önce Mandela'nın
liderliğindeki AfrikaUlusat-Kongresi (ANC) iletema-
sa geçmi|. K/mi resmen fânımış, kimi tanımamış,
ama çaktırmadan yardım etmiş...
Afrika'nın özellikle son 300 yılı, insanlığın "alter-
natif tahhini" oluşturuyor...
Türkiye'nin önüne sık sık konan faturalardan bi-
ri şu:
- Yüzyılın başında, ilk sırada Ermeniler olmak
üzere ne kadar insan öldürttünüz?
Bu soruya duygularla yanıt verilmez. Tarih bilgi-
siyle, araştırmayla yanıt verilir...
Türkiye olarak hemen ulusal duyguları kabarta-
cağımıza, soruya şu soruyla karşılık versek:
- Geçen yüzyılı bir tarafa bırakahm, sadece bu
yüzyılın başından ortasına kadar Afrika 'da kaç mil-
yon insanı katlettiniz, katledilmesine katkıda bulun-
dunuz?
Almanya'dan Fransa'ya, Belçika'dan Hollan-
da'ya, Ingiltere'den Italya'ya kadar kimse bu soru-
nun altından kalkamaz.
Isyanlarda öldürülenleri bir yana bırakalım...
1906-1907 yılı kayıtlarına göre, Batı Afrika'nın zen-
ginliklerini kuzeye taşıyacak demiryolunun yapı-
mında çalıştırılan işçilerden yüzde 20'si öldü...
Sözün kısası Afrika, üçü Müslüman, beşi değil,
geçerken uğra, dönerken selam ver diye bakılacak
bir coğrafya değil...
1950'lerde kaçırdığımız tren de böyle yakafan-
maz...
Erbakan'ın gezi programında Güney Afrika da
vardı... Olmadı...
Hoca burayı niçin istemiş olabilir?
Para birimini anımsatalım...
Rand...
Üçok laiklik
• Baştarafı 1. Sayfada
anma töreni düzenledi.
CHP Genel Sekreter Yar-
dımcısı Birgen Keleş, yaşa-
mını bilime ve Atatürk ilke-
lerinin korunmasına adavan
Bahriye Üçok'un. laikliee
karşı olan akımlann ne ya-
pabileceklerini önceden
gösterdiğini söyledi.
Keleş. Üçok'un üç önem-
li özelliği olduğunu vurgulu-
yarak şöyle dedi:
"Bunlardan birincisi Ata-
türk iJke ve devrimlerine ya-
pılan saldınlara karşı duyar-
lı olmasıvdı. İkincisi. Kuranj-
kerim'i çok iyi bilmesi ve
doğru yorumlamasıydı.
Üçüncüsü de büviik bir cesa-
retle bildiklerini etkili bir şe-
kilde topluma aktarmasıv-
dı."
Keleş. Üçok'un. laikliğe
karşı hareketler bu boyutla-
ra ulaşmadan ve "Şeriatiste-
riz" sözieri viiksek sesle ifa-
de edilmeden önce gelişme-
leri çok iyi izlediğini kayde-
derek. "kendisini öldürerek
susturmak isteyenler bilme-
Iklirler ki, bu toplunıdan baş-
ka Bahriye Üçok'lar çıka-
caktır" dedi.
CHP Istanbul 11 KadınÖr-
gütü"nün gerçekleştirdıği
anma töreninde ise Tak-
sim'deki Atatürk Anıtfnın
önüne çelenk bırakıldı.
Atatürkçü Düşünce Der-
negi (ADD) tstanbul 11 Mer-
kezi ile CHP Kadıköv Ka-
dın ve Gençlik Kurulu da
Bahriye Üçok'un anısına
Dolmabahçe'de birtören dü-
zenledi.
İzmir Büromuzun haberi-
ne göre İzmir emniyetinin
geniş güvenlik önlemi aldı-
ğı mitingde. Cumhuriyet
Alanı' na giren yurttaşlar tek
tek arandı.
" Yaşasın laik. demokratik
Türkiye", "Türkiye laik^r.
laik kalacak". "Kahrolsjn
şeriat". "CçokJar ölmea",
"Hükümet istifa, mollafer
.Afganistan'a", "Aydınlaıan
hesabını soracağız'' slogiı-
lannın atıldığı mitingıje,
CHP'nin tzmir milIetveMI-
leri Ali Rıza Bodur,Sabri Br-
gül ile İzmirli bazı PM ü ^ -
leri ve İşçi Partisi pankajtı
altında bir grup da katıldÇ
ADD den Saddettin DŞ<-
kava. Türkiye'nin önündaı-
ki seçeneğin bulunduğuîıı.
x
bildirdi. î
CHP L'şak İl Başkanı Fjt-
ma Özkumrul da gerici gıjç-
lerin bir değil. yüz BahrÂ'e
Üçok öldürseler de. karşıfe-
nna bin Bahriye Üçok'un çı-
kacağını söyledi. Özkumrul.
" Dün îran ve Cezayir'de, h]u-
gün Afganistan'da yaşanafr-
ları istemivorsak, mücadele
bo>numuzun borcudur" f i-
ye konuştu. J